Londranın Tarihi Hatıraları an bir kirişin weuna asılr bır : Bu sandalyeye büyücü ve ülürükçüler oturtularak ceza olmak üzere suyz, batırılap çıkarılırmış. Çok geveze, çenesi düşük kadınla- rm ağızlarını tutmaları - için vuru'> gem, Sarhoşların cübbesi: Fazla sarhoş m içine geçirilmek suretile teş t edildikleri fıçı. FRANSADA ÇO_C(.IK HRPİSA——;.) İğri Yola Sapan Çocukları Nasıl Tekrar Fransada Fresnes hapisane- | sinin küçüklere mahsus kısmı hakikaten enteresan bir mücsse sedir. Resimleri soldan sağa doğru okuyalım: , 1—Çorba dağıtma saati. Her çocuğun odasına küçük pençere sinden çorba veriliyor. 2—Çocuk odasının dıştan görünüşü. 3 — Her çocuk kendi yatağı- nt yapar, temizler ve düzeltir. Madalyonda: küçük mahpusu 7 — Oyundan sonra tek kol 1linde sessizce, askeri bir di » Doğru Yola Getirmeğe Uğraşıyorlar? hemşiresi ziyaret ediyor. 4 — Küçük mevkuflar fayda- İ işlerde kullanılırlar. Burada çamaşır mandalı yapan bir ço- cuk gösteriliyor. $ — Fresnes hapisanesinin kiliseye benzeyen içi. Küçükle- rin burada sessizce konferans dinlemeğe g$tiklerini görüyo- Tüz, 6 — Açıkta Basket Boll oyu- nu. ! siplin altında küçükleri höcrele- rine davet ederler. SAT KURE A” . 7 DERSLERI Yeni başlıyanlar için : 71 Şüpheli löve Şüpheli bir löveyi koz çekme- den evvel denemelidir demiştik. Bazı oyunlarda, taahhüt, koz- dan baka renklerde şüpheli bir lövenin yapılıp yapılamamasına göre değişir. Bir empas, bir ru- a, küçük kâğıtlar şüpheli löve- lerdendir. Bu gibi hallerde he- men şüpheli löveyi deneyip ko- zu nasıl oynamak lâzımgeldiği- ni anlıyabilmelidir. Meselâ morda; Kör: V. 5. 4 Karo: A.D. 4 Trefl: 9. 4.3.2 Pik: R. 6. 4 Elinizde de: Kör:A.R.8. ., Karo: 8. 5.2 Trefl: A.R. 8 Pik: A.3 ! > var, Koz dört kör — oyuna pik damı ile başlanmıştır. Burada hemen karo empasınt deneyiniz. Empas geçerse dört koz almak taahhüdü yerine ge- tirmeğe kâfidir; bu takdirde koz ruasını, sonra valeye doğ- ru ufak bir koz oynayınız, (Sol) da dam, onlu ve iki ufak çıkar- sa valenizi yapmış olursunuz. Eğer empas geçmezse, o zaman beş koz almak lâzımdır, bu tak- dirde damr tek yanlı bulmak ü- midiyle as, rua oynayınız. Görüyorsunuz ki, şüpheli bir löveyi hemen denemek taahhü- dü yerine getirmek için kozdan kaç löve almak lâzımgeldiğini göstermek için faydalıdır. enler için vır3? 11063 4652 A DD7 Kâğıdı (S) vermiştir. (S) iki sanzatu birden söyle- miş, (N) üçe çıkarmıştır. (O) oyuna karo yedilisiyle başlamıştır. (S) karo ruasr ile alır. Söyle- diğini yaşabilmek için dört kör- den başkâa pik asını ve üç trefl yapması lâzımdır. Bunün için kör ve trefl empaslarını yapmak üzere iki defa mora geçebilmeli- dir, Morda kör ruası el tutacak bir kâğıttır; el tutacak ikinci kAgıt mordaki dördüncü kör, yani kör yedilisi olabilir, ancak bunun için beşliyi elde tutmak lâzımdır. Şu halde (S), kör beş- lisini değil, kör dokuzlusunu oynar; Tüa ile alır ve mordan kör ikilisini gelir; empas başa- rılınca (S), kör asını, sonra beş- lisini oynar, yedili ile mora ge- çer, o Zaman trefl empasını ya par, Prensip: Uzun bir rengin ufak kâğıtlariyle el tutacak kâ- ğıt yaratmak bazı kere kabildir. Bu durumu evvelden hesaplıya- rak küçük kâğıdı büyükle ölk memeli ve ondan daha küçük bir kâğıdı da cle geçirmek için saklâmalıdır. Muhiddin Üstündağ geldi İki aylın iznini Avrupada ge- çiren İstanbul İlbay ve Şarbayı Muhiddin Üstündağ dün sabah ekspresle şehrimize dönmüştür. Muhiddin Üstündağ, istasyon - da İlbay muüavini Rükneddin Sözer ve Şarbaylık muavinleri ile dostları tarafmdan karşılan- mıştır. Muhiddin Üstündağ öğ- | leden sonra İlbaylığa ve Şarbay lığa giderek çalışmıştır. Buradan tayyare ile Avrupa- H ya giden Muhiddin Üstündağ, İ- cuk kendine ayrılan höcreye gi- | talya, Fransa, Almanya ve Lon derek — konferansın sonuna ka- | drada bazı tetkik yapmış, Lon- dar orada kalır, dra kanalizasyon sergisini de gezmiştir, 8 — Konferans salonunda kü çüklerin disiplin ve istifadeleri bakımından faydalr görülen ay- * Te ayrı höcreler vardır. Her ço- dnemü İi i- Bir çiçek bayramında yakası tabil - giçeklerden yapılmış bir elbise A — ânfvxe%er Sevişiyorsunuz, evleniyorsu - nüz, fakat evlendikten sonra eşi nizin sizden evvel bir başkasını sevmiş olduğunu öğreniyorsu - nuz, Olabilir, fakat ya bu sevdi- ği sizinyakınlarınızdan birisi ise ya onunla eşiniz, her zaman be- Taber bulunuyorsa? İşte o zaman mesele bir hayli sarpa sarar ve bize Nihal imza- silemektup yazan kadıncağız bundan dolayı şaşırmış, kalmış- tır. Diyor ki: »« Babam onun babasını ya « kından tanımış; pek iyi arkadaş imişler, Bir muharebede şehit o- lurken oğlunu babama emanet etmiş. Ve babam onu kendi ço- cuklarile beraber, otnlardan hiç ayırmıyarak büyütmüş, mekte - be koymuş, okutmuştur. Biz Jise talebesi iken o Mühendis mek- tebini bitiriyordu. Ablamla ben onu bir kardeşten ayırt etmiyor duk. Fakat mühendis olarak çı- kıp ta Anadoluya gidince ona karşı hasret duymaya başladım. Mektuplaştık, mektuplarımızda yavaş yavaş bir kardeş hasretin den daha ileri gittiğimiz anlaşıl- dı. İstanbula geldiği, burada bir ev sahibi olarak yerleştiği za - man ne kadar sevindiğimi ken- dimden bile gizlemeye çalıştırn. Arada bir yazıhânesine gittiğim zaman beni çıldırasiye bir mu - babbetle karşılıyordu. Sık sık e- ve geliyor, babamın hastalığına karşı, babasına göstereceği alâ- akyı gösteriyordu. Babamın ölü münden bir sene sonra anlaştık ve evlendik. Fakat ablam yalnız kalamazdı. Onu da ölünceye ka- dar evimize aldık. ken yatmaya giderek darı yalnız bıraktığım biz sırada kapı arkasından işittiğim bir söz ablamla onun arasında, evlen - memizden evvel bizimkinden da ha şiddetli bir aşk macerası geç- tiğini anladım ve ablamın serze- nişi hâlâ kulaklarımdan gitmi - yor. O günden beri son derece bedbahtım. Ne yapacağımı şaşır dım. Kaçmak, uzaklara gitmek istiyorum. Başka çare var mı?, Meselenin hayli müşkül oldu- ğunu itiraf etmek lâzım. Nihal, ablasını kovamaz; belki kendi - sindetn evvel onu sevmiş olduğu için kocasına birşey söyleyemez. Zaten ortada da kimsenin güna- hi, kabahati olduğu belli değil- dir. Acaba erkek bu ikı kardeş- ten birini kandırmış, aldatmış mıdır? Onu da bilmiyoruz. Bel- ki evvelce ablasile sevişirlerken sonra anlaşamamışlar ve Niha - lin yumşak sözleri mühendisi ona çevirmiş, Bizce Nihal için hiç bir izzeti nefis meselesi yoktur. Çünkü kendisi tercih edilmiştir. Bugün aldatılıp aldatılmadığını tahkik etmeli, kocasının kendisini sev- diğinden emin olduktan sonra mantıki hissiyatına gılebe çal « malıdır, Bir vicdııı azabı ? Her erkek te - kadınlar gibi - kendisini yabancının kolları ara sına atan âmili esindeki ihmal- de, lâkayıtlıkta arar. Bu, bazı defa doğrudur. Öyleleri vardır ki eşlerinin hiç bir ihtiyaçlarını hesaba katmaz, yalnız kendile - Fini düşünürler; çok hodbindir. ler, Bunlarm nihayet karsgıların- dakini ihanete mecbur ettikleri- ni kabul edemeyiz. Fakat iha - nette bu ihmallerin âmil olduğu na şüphe yoktur. Ankara, Dumlupınar mahalle yazan okuyucumuz karısının iki seneden bcıı kendisine karşı gösterdiği oguklukıa'ı şikâyet ederek diyor ki: « Nihayet mecbur oldum; bir eğlenti âleminde, sarhoşluk sıs rasında, sokak kadınlarından bi- zisile dost oldum. Bu kadın son derece aşağı tabakadan olduğu halde üstümle, başımla, gömle- #imin söküklerinden tutunuz da kıravatımın ütüsüne kadar te « mizliğimle alâkadar oluyor. Ben de ona gidiyorum ve garibi şu ki onunla buluştuğum günler ka rımın bana karşı daha munis, da ha iltifatlı olduğunu hissediyo« rum. Bu halin devamı beni hem maddi, hem mânevi yormakta - dır. Çünkü mali vaziyetim de pek müsait olmadığı için... Son cümleden seziyoruz ki kadınım kocasına karşı ihmal » kâr oluşunda yalnız kendi tabi- atinin değil, kocasının muame - lesinin de tesirleri vardır. De - mek, her ihanet eden koca gibi, dostunun yanından — dönünce * viedan azabından doğan ve şu urla alâkası olmayan - bir yumu şaklık ve sevimlilikle karısını seven S. O, ondan beklediği mu kabeleyi görüyor ve demek ki kabahat yalnız karısında değil « dir. Bununla beraber, hdmlırm gok defa erkeklerine karşı - ken dileri için pek küçük görünen - bir çok ihmalleri nasıl sıraladık. larını biliriz. Kocalarının göm « Teklerindeki bir sökük, çorapla. rındaki bir delik, karının gözün- den kaçar ve bunlar toplana top lana nihayet işte böyle ihanet- lere yol açar, Erkek karısında bulamadıklarını en aşağı sokak kaldırımlarında aramaya kal » kar. Bu arayışında mazur oldu- ğunu kabul etmiyoruz. 8. O, bir pire için bir yorgan vaymaktadır ve dikkatine - tecrübelerile anlamış olmalıdır ki eğer kendisi zeki hareket ederse karısının ihmal- lerinden eser kalmıyacaktır. Orta okul muallimliği imtihanları h Orta okul muallimliği imtiha» nıma dün sabah Üniversite E- debiyat fakültesinde başlanmış- tır. Yazılı yaprlan dünkü imti « hana 178 muallim muavini gir - miştir. Bunlardan elli üçü türk. çe, kırk yedisi tarih coğrafya, altısı tarih, elli biri ingilizce, on sekizi fransızca, ılçu de alman- ca muallimliği ıgın imtihan € « dilmişlerdir. j Evrak bugün tetkik edilecek ve netice yarın bildirilecektir. Bu yazılı imtihanda kazananlar 4 temmuzda sözlü olarak imti- han edileceklerdir. Bu imtihan. da da muvaffak olanlar önümüz deki ders yılı için orta okul mu- allimi tayin edileceklerdir, İlk okul talebesinin vaziyeti İlk okul müfettişleri dün Kültür direktörünün başkanlı - ğgında toplanmışlardır. Bu top - lantıda ilk okulların vaziyeti tetkik edilmiş ve bugünkü tale- be mevcuduna göre yeniden a- çılacak şubeler etrafında görü- şülmüştür. Bundan başka talebenin tatil zamanında sokakta oynamaktan kurtulması için mektep bahçe « lerinde yapılan oyun bahçeleri. nin vaziyeti gözden geçirilmiş ve iyi sonuçlara varılmıştır. — , Asr? mezarlık ne vakit yapılacak ? Belediyenin — Zincirlikuyuda yapacağı mezarlık İnşaatı mu - vakkaten tatil edilmiştir. Şim - diye kadar yapılan iş, Mmezarlı- ğın plânı ve duvarlarıdır. Bele- diyenin Belediyeler Bankasın - dan yapacağı 750 bin liralik is- tikraz işi halledilince tekrar in- şaata baslanacak ve - işe evvelâ mezarlığa yapılacak yeni yoldan başlanacaktır. İnşaatın sonba - hara kadar bitirileceği haber sinden S. O. imzasile mektup | verilmektedir.