—— 10.8.015 BORALL Askeri Ceza Usulü | Kanununda Değişiklik (HUSUSİ MUHABİRİMİZ BİLDİRİYOR) Ankara, 9 (Telefonla) “Askeri ceza muhakemeleri u- Sulü kanununun değişen madde- leri esasları şunlardır: Yoklama kaçağı, bakaya, sak- iların ölüm ve ağır hapis ceza- &rını müstelzim suçları müstes- Ta olmak üzere haklarındaki ta- ibat mensup oldukları fırkanın €n yakın alay mahkemesinde ğörülür.Firarfler yanlarında gö türdükleri askeri eşyaya karşı '?'E)'Cekleri suçlardan dolayı iç- tima eden cezaların en ağırı tat bik edilir. Ölüm ve ağır hapsi Müstelzim olmayan suçlar için askeri mahkemeler 3 hâkimden teşekkül eder. Bu heyet bir ad- 1 hâkimle iki zabitten mürek - keptir. Adli hâkimlerden başka Tabitler maznunun rütbesine gö Te şu şekilde olacaktır: 1 — Maznun nefer ise bir yüz şı, bir küçük zabit, 2 — Marznun zabit vekili - yüz ŞI ise bir binbaşı bir yüzbaşı. 3 — Maznun binbaşı ise bir kaymakam bir binb ,$ — Maznun kaymakam ise bir Miralay bir kaymakam. 5 — Maznun Miralay ise bir Liva bir Miralay. ,6 — Maznun Liva ise bir Fe- Tik bir Liva, ,7 — Maznun Ferik ise bir bi- Tinci Ferik bir Ferik. 8 — Maznun birinci Ferik ve- Ya Müşir ise hir M 4 dlaci Ferikten teşekkü Müstelzim olan suçlar Tİ mahkemeler bir adli hâkim “GİL Jürt yahitten taşekkül ede- gettir. Gavahi verilen-b aç Müruru zaman hükmün veril- !Si günün ertesi gününden baş Yacaktır. Yoklama kaçağı saklı bakaya *ya firar suçlarından kayıp TMaznunun Türkiye dahilindeki he z " tatbik ederler. malları maznun gelinceye kadar veya tutuluncaya kadar hacze - dilir. Askeri mahkemelerden pa ra cezalarmma, haciz ve istirdat ve tazminata dair verilen hü - kümler ve disiplin cezaları ile beraber 25 liraya kadar verilen istirdat ve tazminata ait karar- | lar tahsili emval kanununa gö - re infaz olunur. Bundan başka askeri ceza kanununda da bazı | tadilât yapılmıştır. Aşağıda ya- zılı hallerde askerlikten muhak kak ihraç cezası verileci ağır hapis ce- | zalarile mahkümiyet halinde, 2 — Hırsızlık, emniyeti suüi timal, sahtekârlık, dolandırıcı - Lrk, yalan yı itlik, yalan ye re yemin, c ftira, ir- tikâp, irtişa, ihtilâs suçlarından altı ay veya daha fazla hapis ce zasına mahküm olmak, 3 — Yabancı memleketlere kaçmak suçundan mahkümiyet halinde, Gene ceza kanununun 39 un - cu maddesi değiştirilerek şu ge- kile konuyor: Yoklama kaçağı, bakaya ve saklı suçluları hak - kında hükmedilen cezalar umu- mi hapishanelerde geçirilir. Yine değişen bir madde ile askerlik çağına gelenlerden as- kerlikten tamamen veya kısmen kurtulmak kastile ismini değiş- tiren, sahte hüviyet cüzdanı kul lanan bir başkası yerine hekim YÜMUAYENESME KLÜYÜ Hulâca aa < kerlikten kısmen veya tamamen kurtulmak için hile yapanlar 10 seneye kadar ağır hapis cezası- na çarpılırlar.Yine aynı kanunla askeri eşvayı şatın almak, rehin | © vlaraK KÂBÜUİ etmek ve gizlemek fiillerine dair 131 inci maddede yazılı suçlar askeri mahkemele- | re tâbi olmryan siviller tarafın - dan yapılırsa umumi mahkeme- ler yine bu kanun hükümlerini YALOVANIN Yalovada Yeniden Üç Büyük Otel Yapılacak Tetkikler Yapan Müte- hassıslar Fikirlerini Söylüyorlar Yalovada Yalovanm imar plânrar hazırlamak mette Fransadan getirtilmiş olan mi- ;;-'_ve mütehassıs Prof, Prost ve mu '"l:.“ı Jean Royer Yalovada yaptıkları Aepitat neticesinde avan projeyi ha- diç Yarak Akay idaresine vermişler- te ,Jtan Royer evvelki akşam Pari- tinbtmiş, Prost birkaç gün için şeh- izde kalmıştır. Vaf öst dün Perapalas otelinde bize h ÇYA imar plânının genel hatlarını Türetle izah etmiştir: »e Bundan evvel Pariste Yalovanın ._._l"' Projeyi hazırlamıştık. Buraya biç 8e bunu Yalovada yerinde tat « Üpaettik. Fakat mühim bir kısmının Va çadığını gördük. Bu sebeple plân- RejgiSSir değisiklikler yapmak lâzım- - Yalovaya gidişimizde bu de klerle meşgul olduk. Yalovada ü- © çalıştığımız diğer bir nokta tın Bölediye hekimi ile beraber sula- T fint tetkik etmekti. Banyola- ,,u;' Aviyonların, içme ve yüzme ha- )“vı;.q;'"'" yerini tayinde bu etüt çok tak Olüdür. Plânımızda yeni yapıla- Yere Sikat arasında eğlence ve oyun heğmi'in bulunacakları yerler de gös Ve hi ”- Bu gibi yerlerin hastaların %m;ürıpacıklır::ı yorulmaması için hı"de 'N mertebe hamamların yaki Baka SaPilmasını Tüzumlu - gördük. Bi ıü':'_'yeulnıir.iı ki otomobil ve oto k"z faşıma araçları varken bu î"""zıanf Küzum vardır. Bu mülâ- *N haşş OğTudür. Fakat imkânı va Mek ::ıllin. kür yapmak ve dinle: â"ıl.'f,,, kaplıcalara gelenleri niçin e 1- Hamamlardan uzak yerler- Bikti aKE | hara kadar kat'i plân hazırlanmış ola- e Söletöcler ve çocuklar için de ayrıca Yerleri yapılmasını - tavsiyı n! siye Z Ve bunlar inin Aa mlâmda ..y.. tdiçlce n Oru, BAYINDIRLIĞI ı'ış_ qır' yapılacaktır. Bu otellerin en büyüğünün yakında yapılmasına baş- lanacaktır. Zarif köşkler Dağın eteğinA> 7*eye beriye serpil- miş bahçeler arasında zarif villâlar yapılmasını da tavsiye ediyoruz. Ya- lovanın umumi manzarasını bozma - ması için bu köşklerin mikdarmı kırk olarak tahdid ettik, Köşklerin karşı- sında bir de ticaret maballesi bulur. caktır. Buralarda alışveriş edecek dükkânlar, mağazalar yapılacaktır. Plânın bu kısmını yaparken binaların uzaktan nazarı dikkati celbetmemesi- | ne ve manzarayı bozmamasına bilhas- sa dikkat ettik. Plânda mevcut direk- tifler tamamile takip edilecek olursa manzara asla bozulmaz, Yalovadan ayrıılırken belediye mü- hendislerine banyoların ve Yalova ha valisinin topografik plânlarını yapma larını tenbih ettik. Bu plânı bizim plânımızda karşılaştıktan #onra Pa - riste kat'i projeyi “ azırlayacağız. Fa: kat iş bununla da bitmiş olmuyor. Bundan sonra gelecek sonbaharda tek rar buraya gelerek kat'i plânr yerinde tatbika ve icap ederse değişiklikleri yapmağa çalışacağız. Herhâlde sonba caktır. Royer ne diyor ? d'J):im Royer de bu hususta bize de- â kiz — Yalova çok mükemmel bir kap- her yeridir. Burada yapılmış olan te- sisat, başlangıç olarak çok iyidir. Bu- tasının İmar işine başlamış olan Sa - TAN AR Bu ğ d a yl Ko_ ! formül, Fakat formülün bir ta - ruma hasılatı Ankara, 9 (Hususi muhabiri- mizden telefonla) — Buğdayı koruma karşılığı kanununun esbabı mucibesinde bu vergiden hasıl olacak varidatın Ziraat bankasınca hususi bir hesaba kaydolunacağı yazılı bulundu - ğundan Ziraat bankası bu, ifade 'e nazaran bu paranım tenmiye- si hususunda hazinenin hiç bir hakka malik olmadığını iddia er taraftan a- çılmış olan kredi hesabına, ilmi ve zirai mevzular için yapılmış olan istikrazlara yüzde yedi ilh,. Yüzde 30 nisbetinde bir faiz al- makta olduğu halbuki aynı za - manda bu vergi hasrlâtının buğ day zararına, ilmi ve zirai mev- zular için yapılmış ve yapılacak istikraz borçlarının itfasına tah- Sis olunacağı yazılı olduğundan hazinenin ödemeğe mükellef tu tulduğu buğday zararını tahfif için icap eden tedbirleri ittihaz etmesi ve bu meyanda buğday koruma hasılâtından lüzum gö- rül: miktarda kredi hesabı- na nakledilebilmesini nunla temin edileceğ tadır, Maden sünün Yap yazılmak (HUSUSİ MUHABİRİMİZ BİLDİRİYOR)J Ankara, 7 Yeni teşkil edilmekte olan maden tetkik ve arama enstitü- hasının esDabiı mü mem ette mevcut madenlerin işletilmesinin ancak geniş vasıtalara malik olan kuv vetli sermayelerin işi olduğu | anlaşıldığından bu işler için kü- çük ve münferit sermayelerin bu işe tahammül kabiliyeti ol - madığı ve neticenin ademi mu- vaffakiyet olduğu, ciddi serma- yelerin ise bu maden işlerine karşı çekingen davrandığını ve buna haşlıca sebep maden cev - herlerinin ekseriya gayri kâfi tetkik, ve araştırma — yüzünden maddi muayyen bir ktymet ar- zetmediği, bu işlerin bir çok spe külâtörler elinde kaldığı, diğer taraftan memleketimizde değer leri hakkında iptidal bir fikri - miz olan madenlerin yanında hiç fikir sahibi olmadığımız ma denler de mevcut olduğu zikre- yet etmiyor. Sehhi ve fenni yeni bazı tesisata İ jede bunları göste yiz. Suyun radyo aktivitesi ile mütenasip ve bun dan tamamile istifadeyi temin edecek bazr fenni tesisat daha yapıldığı tak- dirde Yalova Avrupada mevcut kap- lıca şebirlerine benziyecektir, Yalo- vanın imarında düsünülecek bir nok- ta vardır ki 6 da Yaloyada yerin bir az dar olmasıdır, Bu akşem Parise orum. Orada Akây müdürü Cemil ile birleşerek Vichy ve Aiş les Bains kaplıcalarına gideceğiz. Buralarda yapılan sıhhi ve İenni tesisatı göreceğiz — Yalovanın imat projesini hazır- larken burada istikbalde ne mikdar fus bulunacağını hesap ettiniz? — Bu kabil kaplıca şehirlerinde nü- fus doima dalgalıdır. Buralarda nüfus mevsimine ve mevsimin ayına zalır veya çoğalır. Biz Yalovada kap- hca mevsiminde meselâ bir pazar g nü beş bin nüfus bulunacağını tah- min ediyoruz ve projeyi de ona göre yapıyoruz. Yalovanım çok nüfuslu ve | her mgvsim için kalabalık bir şe- | hir olması lâzımgelmnez. Burası yal- | nız mevsiminde kalabalık olacaktır. — Projede yapılacak tesisatın finan Sal şartlarını da hesap ettiniz mi? — BHayır © noktalara temas etme. Çünkü bize teklif yoktur. Proji tatbikı ve yeni tesisatın yaptı rılması Akay idaresine aittir. Bu da zannedildiği kadar yüksek bir masrafı İCAp ettirmez. Proje Türk mühendis ve işçileri taraflından her zamat ba- şarılabilir. Bunlar istenirse hep bir- | göre &» dullah çok iyi çalışmış ve hayli işler Tetkik Enstitü- | zımdır. SIYASAL KONUŞMA| Ekmek Ve Serbesti On milyon Habeşlere serbes- ti ve İtalyanlara da ekmek! Böyle söylemiştir Düçe Mus- yakışan kesin rafı anlaşılmıyor. Mussolini'nin İtalyanl mek tedarik etmek ka nomal ve pek yerindedir. Fakat Habeşlere serbesti kay- gısı nereden geliyor? Habeşler | müracaat mı ettiler? ye susamış olduklarımı, | onsuz yaşayı acaklarını, bu nimetin kendilerine temin edil- | mesini yalvardılar mı? O halde meselenin bu tarafını Düçe ay- dınlatmış olsaydı, kendisi daha iyi anlaşılacaktı. Fakat, müracaat olunmadan bile, iksek kalbli insanlar muhtaçların imdadına koşmaz - lar mı? Habeşler — insan değil idirler? Filhakika Afrikalıdır- ara ek- sı pek | | | ü lar, renkleri de kapkara, aşağı ırka mensupturlar; fakat bun - larım hepsine bakmıyarak gene insandırlar ve insan olunca da serbestiyi arzu etmezler mi? nin cedleri değil mi- dirler ki insan tabiatı hakkında bu yüksek — vecizeyi beşeriyete yadigâr olarak bırakıp gitmiş - lerdir: Homo Sum et nihil hu - manum hfihi alienum est, Yani “İnsanım ve insani hiç bir şey bana yabancı değildir,,! Bu ve- cizeye göre Habeşler de elbette ki serbesti isterler ve işte Mus- solini de bu Lâtin sözünü hatır- “lamış olacaktır. Zaten Lâtin a- acağı İişler dilmektedir. ş Bir çok linyit bulunmaktadır. Memleketimi sanayileşdiril- mesi ve bü rik santral- larının kurulması ele — alr n ilk hatıra gelen, bu linyitten is- tifadedir ki, bu kıymetli serve- tin istihsal ve ihracının iktisa- di ehemmiyet kesbettiği bidil- rilmektedir. Yine esbabı mucibede mem - leketimizde altın araştırı bu zuhuratın yüzlerce seneler - denberi işletilen, çinkolu, simli kursun madenlerimizle sıkı bir alâkası olduğu görüldüğünden bu cihetlerin de tetkik ve taş o- cakları zuhuratından olan mağ- nezit maddelerinin muhtelif in- şaatta büyük mikyasta kullanıl- ması dolayısile istihlâkiı dünyada artması yüzün hemmiyet kazandığı söylenil mektedir. Bu madenlerden lâyı- kile istifade edebilmek için o ma Rantabl bir şekilde iş- tbilecek miktarda ve evsalta | bulunması lâzımdır. Esbabı mucibede tet'til: ve a- rara a grüpları şu suretle tasnif yor: 1— Mardin mıntakasında petrol aramak maksadile yapıl- raakta olan sondaj kati netice verinceye kadar tetkika* yap - mak Jâzımdır. Bu iş için Ekono- mi Bakanlığı 300.000 lira ka - dar bir para sarfedecekt'r. 2 — Memleketimizde mun - hasıran altını ihtiva eden cev - herlerden istifadeli bir surette işlemesine şimdilik imkân olma ndan, epeyce miktarda altın ve gümüşü ihtiva eden ve,bu meksatlarla işletilmiş bu'unan kurşun, bakır, çinki cevberleri sınıfına dahil madenler halen mztrük bulunmaktadır, Bu iş i- çin 150 bin lira sarfolunma'z lâ- 3 — Krom, manganez, ânti - muan gibi ikinci smıf maden cevherleri için 50 bin lira satfo- lunmalıdır. 4 — Söğüt havzasile rivarını taş kömürü bakımından - tetkik etmek için 75 bin lira sarfolun- malıdır. S — Gerek elektrik santratı tesisi gerekse mayi mahrakat stihsali ve memlekete ucuz malhı | zavallı Habeşlere de | mine tabiatca bile mı | tecekler!! | vallılık bi den veya sıraya konularak bütçenin rukat temini maksadile mütead nanelerini diriltmek, eski Ro »- ma âdetlerini tazelemek, ecda - dın vaktile üç kıta üzerine kur- ldukları — imparatorluğu gün taşı- ü ? Onun içindir ki İtaly kendisine fışkıran, taşıp dökü - len serbesti kırıntılarından bu bir parça rmak, gayet insani bir kaygı sayılmaz mı? Bundan ötürüdür ki Mussoli- ni'nin bu husustaki samimiye - tinden asla kuşkulanmamalı - dır?! Buna mukabil Habeşlerin de İtalyanlara ekmek temin etme- leri pek tabil — ve nomal olmaz mı? Ekmeğe — karşı serbesti... Bence, kazanan gene Habeşler- dir, Çünkü Mussol i ü receği serbesti, yada esi olmayan, bütün serbes- tilerin üstünde, ki ye kadar görmediğ ve tatmadığı hususi bir serbes- ti olacaktır. Yalrız bir mesele vardır: On milyon kan ve renk — meselesi! Afrikaizm, Asyaizm, aşağı 'rk ve bunlar hakkında Nazizmin ve Faşizmin ötedenberi yaydık- ları düşünceler! Düçe bu kere bu düşünceler ile nasıl uyuşa - caktır? Şimdiye kadar gerek Faşiz - min've gerek Nazizmin ideolo- jilerini kuranlar, damarlarında | bozuk kan taşıyan kara, — sarı, kırmızı renkli —aşağı ırklara mensup olanların medeniyet ha- ril medeniyetin nimetlerind olan serbesti vesaire gib: seselerden anlayam: küm olduklarını ileri sürüyor - lardı. Bu gibiler ebediyen aşağı- da kalarak sarı saçlı, mavi lü, Lâtin ve Cermen gibi yük - sek ırka mensup olanlar için ça- lışmağa, onları barındırmağa, onların refah ve saadetlerini te- bu » rın İr. Görüyorsunuz, bu ideoloji ek- mek meselesini kendi kendine hallediyor. Bir kısım insanlar — Nitche'nin — Superflus fazla veya lüzumsuz dediği — insan - lar — kara işler ile uğraşacak - lar, kaba maddeler L caklar, öteki kısım da — & sini askerliğe, ilme, fenne ve sa- natlara vererek — hem — geniş geniş yaşayacaklar, hem de be- şeriyeti seklere doğru yürü- Kölelik, zahmet, 2 in kaderi olacak; ağalık, seref, kahramanlık öte- kinin talihi olacak! Ve hem bu bölüm mukadderdir, — ezelidir, kevnidir! Bunda kimseyi | bahatli bulmamalıdır. Tabiat ve biri es- n âlemin nizamı böyle istemiştir. | Aşağı ırklara mensup olanların alınlarına — kaderin eli — ile demirden bir damga — konuldu- ğu gibi, yukarı irklara mensup olanların başma da nurdan bir | taç giydirilmiştir! Herkes ken - di kısmetine ve talihine katlan- malıdır, İste bu ideoloji ile, İtalyan - lar ve Cermenler — için ekmek meselesi kendi kendine halle - dilmişti. Yalnız Habeşler değil, belki başka bir çokları da onlar için çalısmağa tâ ezelden mah- kümdurlar. Bu müukadder kıs - mete uymayanlar — gene tari - hin ve kaderin elinde bir tekâ - mül vasıtası olan yüksek ırkla- rın kahrına uğrayarak — ken - dilerine tabiat tarafından gös terilen hizmetçi rolünü oyna - mağa icbar edilirler . İşte Faşizm ve Nazizm ideo- loglarının — bize şimdiye kadar öğrettikleri! Fakat birden bire Mussolini, ekmek meselesine serbesti fikrini karıştırdı. Bi - zim gibi tabil — o ideologlar da şaşırmışlardır. Hiç şüphe yok ki onlar da bizilm gibi — Bu, ne demektir? İtalyan diktatörünün ağzında serbesti kelimesi... Bu ne acayip şey! di- ye hayret etmişlerdir ve niha - yet: — Bunda bir hikmet olsa ge- rektir, bekliyelim, — anlayaca - nde kalmağa ve binaenaleyh | ağa mah- | İBRET Tanışlarımdan birinin gelmi S ş, anlattı: Şişlide bir apartımanır Üç katını kiralar, bir kat! tururu: olarak ya taşıması da bir dert. F göç arabasına konan ki gün bir narin abaj mandan almak için Şişli mek lâzımgeldi. — Karal tramvaya bindim, Sirkeci li arabaları kalat n yakta kaldım. Benim gibil ta bir sürü adam daha v mem dikkat — ettiniz mif tramvayda burun burunşs gu yolcuların yüzüne b Ben de öylece gidiyordur nız ön kapının iç kö: güzel kadın var, Kılı; | iline bakılırsa yabanı Kardeş, yol da pek uzun. iş.. Yabancı kadın da be! bi ayakta durmaktan bez! malı ki bir düzüye ka tıp suratına şil i riyor, Uzatmıyalım., Kadını | gözüme ilişti. Hafif gül gülümsedim... Araba da y ldı... İlerleye — ilerleye yanına vardım.. devam ediyor. K şey... Osmanbeyde indi. namadım, ben de mi görünce ingiliz — Affedersiniz. Burası si? — Osmanbey... bancısınız Yavas yavaş yürüdük., apartımanın önüne geldik durakladım. — Gözlerile $ Mecbur oldum söylemeği — Ben burada kalacağ Burada mı otu — Evet ama simdi ya; yız, Apartıman boş. Biri var, Gülümsedi; — Hiç burada görmedim... — Girelim Apartımana girdik... da bir şi Kapıyı kapar maz boynuma sarılmaz Bu Amerikalılar da an şeyler. Ne olursa olsun lara göre çok sıkılgan ar rız... Lâkin lâf aramızdı kılganlık beş dakikadan sürmedi... — Bir sigara?.. — Mersi.. İsmini bile sormadım., kör, bir likör daha... An yat ne tatlı şey.. Hele bi met adamın ayağına gel Sordu: — Kaçımcı kattayız... — İkinci... — Altta, üstte kirac | mr? | — Evet!. Ve birden bire ayağa — Bana elli lira lâzı rm... Ama hem dimi toparladım: — Teessüf ederim ki, de o kadar para yok. — Ne kadar paranız Bu suali — sorarken â gangster suratı vardı... — Beş on lira kadar.. — Yetişmez... Daha terim... — Maatteessüf yok. olanı da size veremem. — Vermezseniz penc çar bağırırım. Skandal | Derhal bir belâlı karı olduğunu anladım... — Peki... Bakayım, yazıhanemd. rayı veriniz... Ş . Çıkarıp cüzdanımı < ;Çahııca's çantasma koy de arka odadaki telefo tim. Merkeze bir polis melerini rica ettim. Döndüğüm zaman oör