ŞEHİRDE çrom — —a DÜŞÜNDÜREN BiR GEZİNTİ | S a Bazı Sokaklardan Geçerken, Bir Strk-Atanında Boynuna iple bağlı küçük iş- OTtasını ikide bir mini mini par ları ile düzelterek dolaşan ? küçük çocuk, sanırım ki kâh h kahramandır, kâh bir zavab Olur, ©e gere bağırarak çakı satan, ÜNit satan ve bir çift kugdura d.“Marmdın bir kuruş, bir eg ille bir Ççoraptan yirmi pata ka- Mak için: | , — Buyurun Mradadır ! beyler en âlâğk * Bundan sağlamı Pariste Yöktur! Diye haykırarak yolumu ve Sünuzu kesen, kunduralarının anları delinmiş, pantalonla'N Yartık, benizleri sapsarı şu iş- Ttacı mini miniler, durmadan ı’:"f'ln beşyüz mumluk ampul & trin birer ışık bombasına dön- Ürdükleri kalın kristalli vitrin- ltfln yanında aslan ağzından okma kapmak ister, gibi bir türe'tin, ne büyük bir? cür'etin adesidirler? Ama... Onlardan Yaka silkmemek hangi erin kâ- hdır? İstanbulun insan gecen hangi irine veya beşine rastlamadan #rümek mümkün olsun? Hele bazı dar yollardan ge - Serken bu küçük tüccarların sey âr - tezgâhlarını Südişesi bizi az mı yorar? Bize Sikıntı mi çi r> 1sir çarşisiyle, Balıkpazarı '€ Yemiş arasındaki garip çık - azların, — o bitmez tükenmez #ambaçların Lübirentinde bu Yyar simitçi, — çakıcı, kaşıkçı T"’“K şatranç masasında taş oy- j îş'-fnaklan hiç te kolay değildir. | Salımutpaşadan inip çıkarken | isan, âdeta bir — sirk alanmda İlçük fıçılar üstünde dolaşan ir fil mehareti göstermeğe mec | **t oluyor. Ama sanılmasın ki maksadı - Tz bu çalışkan, mini minilerin Emfhlanm toplatmak ve on - Tın kücük gölgelerini kaldı - :?ıhlırırş bozuk taşları üstünden ümektir. Hayır... Biz yalnız n bir portrelerini çizmek 'Orüz; yoksa İstanbul bele - Yesini böyle bir gadre teşvik * tek kadar onları didindiren Ct ihtiyacm cahili değiliz. Sap "ü""beniıli ve işportacı bir mini kı;]l kenar mahallelerin dar so- Wd:mdıli basık tavanlı bir İstiy di doğmuştur; öyle bir evde a Zayıf tahammüllü cılız ve ta- bir kavak tahtası nasrl yıkıl- vi gran kurtarırsa o da bir aile- gıl korur, öyle yaşatır. 'Nu çok tahammül — isteyen îiıdmmedm zorla ayırmak çin k, onu o aileyi yaşatmak i- a_ı:;:'_hm&e mahküm etmek heıü tir. Ve dilencilik hiç şüp- de bi ne bu kadar yorucudur, ne bi g, iSPortacıdan az kazanan Ama i vardır. h"’lkh İstanbul belediyesi de hll rilerini sokaklarında ra- | ahat dolaştırmak endişesi y , Ve bu beş çocuğile bir fallşan bir vatandaşdır k Şimdi. bir İ Zayıf boynunun damarlarını | — En keskinleri bende bulu - | Burg,, Yolu vardır ki orada bunlardan | devirmemek | ':“".'"! geceler geçirir ve öyle bir | PRr SAĞ * Bönliç günde bir lir Razanamllayan bir harb mâalütügdendüir saniyede alınmış Heş İeglik bir cezanın mökbuzultlur. ,, ile çalışan her beledi'ğa gibi'tay- yar satıcıları çok sıkı biNipzibil altında idare etmeğe mecöliş - Mer. Ve bu yüzden değil midn ki Wig çok sokaklarda onları hiç g_ur:ndyoruz ve bir çok sokaklar & meydâyları onlar âdeta ken - dilline “bikgpu,, vakfedilmiş - lermiş Okydurmaktadırlar. Bu, belediyenin “Ggeldetle,, tat- bik ett'ği dlgirdenttiir inzibatın eseridir. Ve bu inzibattk esas gütmektedir: 1 — Seyyar satıcıfAan toplaç nacakları yerleri -tahdifkgdlecref onları kontrol etmek imkâfija - rını çoğaltmak. 2 — Şehrin her tarafındaki ka labalıkların bir Balıkpazarı ve - ya bir Yenicami görünüşü alma- masmmu temin etmek, Güzel... Bütün şu yukarıki sa- tırları bu işi az çok bildiğimizi ve esaslara hiç bir itirazımız ol- madığını söylemek için yazdık. Fakat seyyar — satıcıların bu yüzden cektikleri azap az di ENUML , SÜY YAL BALILI SuRANI dan geçenlerin birdenbire hi settikleri bir ihtiyacı karşılay rak para kazanabilir. Onları bir yere sıkıştırdınız mı, ayni mey- danda veya sokakta, yirmi tane simitci, on tane kaşıkçı, altı ta- ne fındıkçı veya lâkerdacı birik- ti mi; bnların topu birden hapı yutmuş demektir. - Zira bunlar yalnız o meydandan ve o sokak- tan geçecek hemşehriler arasın- da tesadüfleri bekliyecekler ve altct bulabileceklerdir . Sattıkları eşya insanm mut- laka almağa mecbüur olduğu, a- radığı mallardan değildir ki her taraftaki müşteriler ayakla- rına kadar gelsinler. Eğer bir a- rayan olursa o da ıîbıı bunlara geleceğine bir dükkâna dalıve - recektir. — Müşteriler ağc.lık_bır dükkâna girerlerken gözlerine bir işportacı ilişirse “belki daha ucuz alırız,, diye ona bir başvu - rurlar. İ İşte seyyar satıcıları belediye memurlarından korktukları, çe - kindikleri halde üç günlük ka - zançlarından daha fazlg olan ce- zaları göze aldırarak memnu mıntakalara saldırtan gcbep bu nevi müşterilere tesadüf etmek ihtiyacından doğmaktadır. K Sokaklarda zaman zaman si- nirlerimizi bozan köşe kapmaca lar, kovalamacalar da — hep bu yüzden olmaktadır ve belediye memurları ancak böyle yerleri> beletiye iki 119101 Resmi mühür karısını geçind'rmek için 1 1914 de bir babayığ tti; zavailıdır ., Küçük FıçılarÜstünde DolaşanFillere Dönüyörüz ——— L sab e * İŞportacı bir riimimini Biseyi kurtaran bir kahramandır. Bir harp malülüne“bisparÇangöz yumamaz mıyız ? a | dolaşanların veya tezkeresiz o - danların işportalarını, küleleri - ni Mağisadere ederler. Nizamna - meler Baget sarihtir, söylenecek Bingöz yofuşr. Yalnız denebilir ki bâftaş bir zAagllı çocuğu Sul - tanhamarfayda milllşgra satar - ken görmemBelmak'leye bazan balıkhanenin pis #ekulu g ten- ha bir köşesinde bafflş, kızaRen iki ayağı kesik bir harkpalü *& idetli bir- cezaya Çökp - mamazlık etmek bütün bir b& lediye sistemini altüstretmez. Zira Istanbulda bir gün içi de değil, bir saat içinde beledi ye memurlarının gözlerinden kaçan bir çok sahneleri tespit etmek pek kolaydır. Faraza, alı- nız size bir hammal vatandaş ki İkinün en işlek saatında köprü- niüfgasfaltları üstünde, koskoca kir yökgürta tabutü — taşıyarak göğmekilgir. (Yan taraftaki resmiapakfiag.) Ve dikkat edi - niz yüzüÜşde Yaglış ve hatalı bir iş yapan Öfginsü, endişesi var mıdır? Ne göller... Sonra alınız Sişç Tninönü - | nün tam göbeğindüye Yenica - miin büyük merdiv&iy, önüyde karınca gibi kaynaşan'ügseyfar satıcılardan bir sahne... Viş elldi taşınır bir çöp arabası ki iKlgci İçınıf bir ticaret sokağının ortak, Sfeda bırakılmıştır. Ya şu simit- çiyüşne buyurulur? Bütgemşehri, ben elli adım öfüğen Ügelirken iki belediye menfarunüg kovaladığı dört si- mitçidip bildir ki belediye me- murları Meybölünca — iki sokak dolaştıktalfigorifa gene gelmiş eski yerinde Yigrlöğmiştir . Halbuki bu Syakllırı sapasağ- sinde balık — kızartâa biliaharp malülüne tam beş lira ğgra'ye - zasına malolmuştur. — vdiğistüke üstelik zavallırım kızarmığlıpa © bklarını memurlar denize dölç - Thüşlerdir. Ayni memurların €ig bir çocuk ki kaçarken kösteklen miş ve burunüstü yuvarlandığı yerden müthiş bir cinayet yap - mışmış gibi kaldırılarak meç - hül bir semte götürülmüştür(!) Haydi cezayı anladık... Ama ben gözümün önünde bu nar gi- bi kızarmış balıkların niçin de- nize döküldüklerine — hâlâ akıl erdiremiyorum. Memurlar uzaklaşınca, otur- duğü küçük iskemlenin üstün - de şaşkm şaşkm etrafına bakı - nan Harp malülü acı acı iç geçi- rerek ne dedi bana bilir misiniz? — Bey beyi— dedi — To - pıllgggmm bugün gene cere - mesini çektim. Çanakkaledeki bacaklarım olsaydı Büç tutar- lardı, bu metnur beyler beni! -Demek oluyor ki bu kontrol hiç de iyi tatbik edilememekte- dir. Bence memuralrın kalaba - lik sokaklarda cimkana yarışı yapmalarına hiç lüzum yoktur. Bu işi' belli etmeden bir zekâ o- yunu ile yapmak yani üniforma- l ajanlar kullanılacağına bu va- zifeyi sivil memurlara gördür - mek daha kola b y ve daha faydalı . 1915 te Çanakkalede Kanlıde rede 9 uncu fırkanın 27 inci ala- yı ı_lg taarruza kalktığı gün 3 üncü derecede bir malül olan :!'ürk İ'rfan ile, Karagümrükte ” k sokağında 7 numarada ötürüm bir büyük babayı ve Filibit'ini bir türlü tedavi etti- rermemiş bir anayı doyuran b_eş yaşındaki Türk Rece- bin bu cemiyetten bir parça şef- kat beklemeğe ve böyle mâna- ları pek derin olmayan hatalar için yüksek cezalar vermemeğe hakları vardır. İşte minimini işportacı bt için zavallıdır. Nizameddin NAZİF | T AN AAA * lam olan simitçiflip yükasını sı- | Üzerinde Façaza hemşehrimiz olan şu hamala bakınız... Köprünün asfallı yumurta kütesile yürürken nekadar tasasızdır. K Jİşle s'ze seyğar kat cılarla dolu bir meydan.. Ortada tek müşteri görebiliyor musu: uz? * Ne olmuşsa Çanakkalâde bacaklarını kaybeden harp malülü İrfana olmuştur. Bu simitçi belâğiydk memurları ile bir kö: maca ©: söğra'iyine eski Tni YA yerine dönmüştür..,, ek a Ve faraza ikinci sınıf bir ticaret sokağında güpeglindüz orta devirlerden k bir -tanzilat arabasına tesadül etmekten daha kolay ne vırtlıı-:lı "ı.mı