Ş 1.3.918 1919 da... Bir sabah, çimen tÜstünde İngiltere — şampiyona Maçlarının haziranda yapılaca- ğı haberi Nis'e geldiği zaman, bu, hayatımda büyük bir hâdise oldu. Vimbledon! Vimbledon'a gi - decektim. Yalnız bunu düşün - mek beni çıldırtıyordu. Yirmi Yaşında yoktum ve bu gibi ah - valde, yalnız — ilk defa baloya gitmek tasavvuru sizi bu dere - te heyecana düşürür ve sevindi- rir, Bilhassa harp yaşayış cere- | larımmddan — sonra, spor anlayışı yanlarını senelerce geri bırak - | kaybolmuş veya hiç değilse, de- W“._ ı—d—ı&—&ı» mazrak muübharezele- çof caziptir. Ti ve h hücumları turnuala - Fakat Vimbledon'un, en tatlr | rından başka bir şey mevzuu - gençliğimin ümitlerile büyüyen | bahis olmuyordu. — Yalnız bazı inkâr edilmez — ustalığı, bütün spor dünyası tarafından kabul ve takdir edilen nüfuzu. Bugünün bütün medeni mil - letleri arasında, bedeni gayret ananelerine ve yavaş yavaş or - tadan kaybolmağa — yüz tutan cem'i oyunlara yeniden can ve « ren ilk millet, on dokuzuncu a- sırda, İngiltere olmuştur. Yunanlıların ve Romalıların çu | olduğu bugün bile, ?! atletizmdeki fevkalâde inkişaf - | bu sihirli kelimenin ne vaidler, ne tehditler, ne peşin sevinçler, he meydana vurulmamış kor - kular taşıdığını tasavvur ede - Mezsiniz,.. Babamın, bazı günler formu- Ma ne fena bir kıymet verdiğini açıkça hülâsa eden: “Vimble - don'da bir tur bile geçemiye - ceksin!,, şeklindeki mustr çıkiş- Ması, Herkes nezdinde bana bir e- miyet verdiren ve bir zafer hâlesi gibi kullandığım — “Vim- ledon'a gidiyorum,, cümlesi, İşte İngiltere'nin — spordaki Müthiş şöhreti böyledir. Milli Müsabakalarına girmek hakkı aşlı başına bir şeref ve hattâ bir şöhret Ünvanıdır. Böyle bir #eyin kuvveti karşısında eğil - Memek kabil midir! Her ilkbaharda, her memle - ten, her kıtadan, sözün kısa- &ı, biraz da ders senesi sonunda Giplomalarını alacak talebeler Bibi bir şampiyonlar grupu İn- Riltereye gelir. Yüksek sınıf tenisçinini haya- Sında değişmez ve lüzumlu bir :ıle gelmiş klasik bir alışkan - Dünya şampiyonlukları, olim Yatlar, heyecan veren müsa - alar yaratılmış, oynanmış, | Srtip edilmiştir: Fakat bunlar- hiç biri hiç bir zaman, ne İde olursa olsun, Britanya'- büyük müsabakası ile uzak- :—'l bile olsun mukayese edi'e - lecek büyüklüğe yetişememiş- ti nadir oyunlar ve bunlar arasin- 'da dâ (paurrne) pöm ismi verilen oyun devam ediyordu. — Ancak hunlar da nadir güzidelerin im- tiyazı halinde idi. Ingiltere, tabil hissi ve uzağı görüşü ile bu halden mütcessir oldu ve ırkinin marüz bulundu- ğu tehlikeyi anladı. Anadan doğma muvazene ihtiyacı ona rehber oldu. Ve Büyük Britanya, yeni bir şekil altında, iklime, memleke- tinin medeniyetine ve zamanın zevklerine uydurulmuş yeni va- sıtalarla, akıllıca, spor saltana- tını kurdu, Bu, — madem ki in- san mücadele zevki ve zafer ih- tiyacı taşryan bir mahlük olarak yapılmıştır — tamamen ahlâk! ve felgefi bir formüldür. Insana ecdadından kalan mü- cadele hislerini mümkün oldu - gu kadar az sertlikle tatmin et- mek imkânını vermek ve bir de erkeğin kuvvet ve kıvraklığını arttırmak ihtiyacı.« — Denebilir 'BUGÜN, GÜ kinci maçlarını, bugün saât 16,30 da Taksim stadında Gü- neş takimile yapacaklardır. Güneş takımının, misafir fut- bolcüler karşısına, Libertas ta- kımına karşı çok muvaffakiyet- Tz li bir oyun çıkarmış olan kadro- | ı,,“Hdb"kî- oraya gelenler ayni | sunu aşağı yukarı muhafaza e- | e Sabıklardır. Bazan ayni kar- | derek çıkacağını tahmin ediyo- &a Smalardır, hâkim olan ayni | v ; l’ı'dmı’clak ılıı:;:lu:.“ ,Ğî.m:gî“,î Rebii, Necdet, Rasih, Bambi- dolaşan zihniyet, ayni zihni- | NO. Salâhaddinden mürekkep KSt değildir. Virabledon müsa - | çok kuvvetli bir hücum hattma | hç alarını dünya tenisinin kla - malik bulunan bu kadronun, mü Müsabakası — yapan da işte | dafaa kısmı da çok gayretli o- Usüsiyettir. yunculara dayanmaktadır. Bu - Klasik kelimesi, Tagiltere'nin | nu Libertas - Güneş maçında *Dordaki mevkiini tamamile ta- | gördük. yin eder: İngiltere'nin spordaki | ki, doğrudan doğruya Fransır - ların (paume) pöm ismindeki o- yunundan gelen tenis gibi aslı yabancı olan oyunları bile İn - giltere yaratmıştır. Bu söz, hele futbol, Rugbi, hokey gibi veya az çok bun - lardan doğmuş takım oyunları için daha da doğrudur. Bu sebeptendir ki, dünyanın | geri kalan kısmının da sporcu iliz dere- celeri rekor dereceli olmasa da bir atletin, — büyük itibarı, | Britanya halkının ona verdiği i- memleketimi birçok yerlerdi temsil ettim; müthiş heyecan « lara kapıldım, Fakat hiç biri İn- giltere'nin sporcu halkı önünde duyduğum heyecana yetişeme - di, İngiliz seyircisi takdir etme- sini, hüküm vermesini, asil bir doğrulukla anlamasını bilir. Bu halk bir ecnebi tefevvukunu ka- bul etmesini bilmekte, ecnebiye bu tefevvukun hak ettiği takdi- ri yapmakta, sırf kendisinin ver meğe müktedir bulunduğu iti - barı vermekte ne büyük asalet gösterir... Her kim ki, benim birçok de- falar gördüğüm gibi, büyük bir maç veya bir final arifesinde, sa bırlı seyircilerin teşkil ettikleri uzun sırayı görmüşse, İngilte - re'de sporun ulaştığı yüksekliği anlayabilir. Atletin gayreti önünde bütün sınıfların eşsiz bir büyüklük ve anlayışı vardır. Hafta geçmez ki, sporda mü- kemmel bir nümune ve müessir olduklarını gördüğüm İngiltere Kralı veya Kraliçesi, ekseriya her ikisi, bilgili, sevimli ve kıy- Bu itibarla, bugün Yunanlı futbolcüler - karşısında, Güneş takımından — muvaffakiyetli ve güzel bir oyun ümit edebiliriz. Yalnız kaydedilecek bir nokta vardır: Güneş takımındaki fut- bolcüler, karşılarındaki takım - da bütün oyuncuların seri, mü- kavim ve atlet olduklarını unut. mayarak oyun tarzlarına olanca ehemmiyeti vermelidirler. Eğer misafirlerin karşısma (Fener- bahçe yendi, biz de yeneriz) gi- bi çok yanlış bir zihniyetle çıka- cak olurlarsa, kendilerinden ü- mit ettiğimiz muvaffakiyeti sılı- ra indirebilirler, Fenerbahçe — Olimpiyakosu yendi ve iyi bir netice ile yendi TAN met dolu bir alâka ile, bir spor hâdisesinde hazır bülunmasın « lar. Bu kudretli himaye, İngiliz hayatında sporun — nasıl haklı bir mevki tuttuğunu ispat ve te- yide fazlasile kâfidir. Burada, İngilterede doğan ve hemen hemen — dünyaca kabul edilen — hafta sonu âdetini de methedeceğim. Riviera'da hu » süsi bir yemekte, yaşının fazla - lığına rağmen hepimizin hayran kaldığımız enerji ve mukaveme- tnin “sır,, rmı — bize söyleyen Lord Balfour'u hâlâ hatırlarım. — Spor, demişti, akıllıca ve intizamla yapılırsa, çok yüklü bir zihin ve zekâ için bir oyun - da iradeyi kullanmaktan ve eğ- lenceli bir gayret içinde avun - maktan daha iyi ne olabilir! Ha- yatın daha az feci ve daima öğ- retici bir şekilde — devamı.. Bir kaç sene evvel, bir ahbaplar meclisinde bir oyun oynuüyor - duk. Bu oyun, her memleketin bir, iki ve sonra üç ferdini tarif ederek o memleket — hakkında sarih bir fikir vermekten ibaret- ti. Bakınız, İngiltere nasıl tarif edildi: — Bir İngiliz bir centil - mendir; iki İngiliz bir maçtır; üç İngiliz bir kulüptür. Saflığı ve hafifliği içinde bu nükte, İngiltere ve sporun nasıl | bir kudretle biribirine bağlı ol - duğunu göstermeğe kâfidir. Hıç | bir zaman bir İngilizin sporcu olmadığı hiç kimsenin hatırına gelmez. Her hangi bir sporcu - mun İngiliz zannedildiği zaman- iar da uzak değildir. Fransa'da, Alp dağlarında veya Burgonya- da bir küçül köyün önünden, spor yürüyüşlü açık bir otoma - sille “işte İngilizler,, sözünü i- İngiliz kralı bir futbol şitmeden geçmek - imkânsızdır. Eğer kazara, — Normandiya plâjlarından birindeki ikameti - nizi uzatırsanız ve soğumuş bir havaya rağmen denize girerse - niz, ister Türk, — ister İspanyol veya İsveçli olunuz, hayret ve takdirle size bakan balıkçı için “muhakkak bir İngiliz,, siniz - dir Ve lokantada metr dotelin bana “Miss Lenglen'in omleti derhal getirilecektir,, diye te - minat vermesi “işten anladığı - nı,, ispat içindir ve kullandığı Miş tabiri sporcu kadına yapıl- mış bir tevcihtir! Her memleket, spordaki şöh- NEŞ - OLİMPİYAKOS KARŞILAŞMADAN! ama, bu galibiyet, Olimpiya- | kosun zayıf bir takım olması ne- , tiçesi değildir. Sırf Fenerbahçe | takımının epey zamanlardır go- rülmiyen teknik ve fevkalâde bir oyun çıkarımş olması netice- sidir. Fenerbahçe cuma günü, durmadan çalışan bir müdafaa önünde, mükemmel oynayan Fikretli, Şerefli hücum — hattı nın kale önünde yarattığı müte- madi tehlikelerle galibiyeti al. dı. Küvvetli ve seri bir takımı, daha seri ve daha teknik bir o- yun çıkararak yenebildi , Bunları söylemekle Küneş ta- kımındaki futbolcülere (siz ye - nemezsiniz) demek istemiyo- Tuz. Yalnız (Fenerbahçenin o- retinin büyük bir kısmını İngil- tereye borçludur. Hepsi spora ait esasları ve tavsiyeleri ora - dan almıştır. Ben şahsan teniz- ten başkasından bahsedecek lâhiyette değilim. Bür den evvel gelen Wilding, Ritchie ve büyük rakip ve dostum olan Dollie Lambert » Chambres'in tenisçi hayatıma olan unutul maz tesirlerini minnetle yade - deceğim. Ve Dollie spor tari - hinde herkesten fazla zikredile- cek bir isimdir. Bu ismi taşıyan sporcu kadımın fevkalâde haya tı, kadın sporunun, umumiyet le, İngiltere kadın sporuna olan borcunu mükemmel bir surette gösterir. Kabul etmekliğim lâzımdir ki, biz kadımlar, derecelerimiz ne kadar iyi olursa olsun, erkek arkadaşlarımızın manevi — spor kudretine yetişebilmekte çok güçlük çekiyoruz. | Belki de biraz kıskanç oldu - | ğumuz için hasmımızın takdire | değer gayretine kıymet verme - | yi kolaylıkla gözden kaybediyo- ruz. Ingiliz kadının bu husustaki mükemmel sporcu zihniyeti, bi- | zim için sağlam, ve diyebilirim | ki yegâne bir nümune olabilir! Sporcu zihniyeti! Maddi te - | | sirinden fazla... Sırf bu iki keli- me ile İngiltere asri sporun va- tanıdır. | Gençliğinin terbiyesi, “dü - rüst oyun" fikri, sporda doğru- luk ve şerefin (yazılmamış kai- deleri) nin — samimi gayretine hürmetiledir ki İngiltere dünya | sboruna ilham menbaı olmuş - takımını tebrik ediyor tur, oluyor ve olaçaktır. “İyi Lar sporcu,, olmanın #ampiyon ol - maktan daha güzel bir şey oldu ğunu her gün bize tekrar eden Ingilteredir. — Ingiltere'nin en büyük şairlerinden biri şu satır- lart yazmıştır. Vimbeldon tenis kortlarının kapısmıma yazılmış o- lan bu satırlar bütün statların, spor sahalarının kapısına asıl- malıdır: Zafer veya mağlübiyete uğradığı- nız zaman | girmesi mutat Dördüncü Otomobil Yarışları Türkiye Turing ve Otomobil Kulübünün himayesinde her se- ne yapılmakta plan yarışların dördüncüsü 31 mayıs cuma sa- bahı, her sene yapılmakta olan ayni saha üzerinde tekrarlana- caktır. Bu sene daha fazla kuv - vet verilen yarışlara, — her sene olan markalar - dan başka kaç yeni marka otomobil de iştirâk edecektir Bundan evvel üç sene sıra ile yapılan yarışlara ve neticeleri - ne bir göz atalım: İlk sene merhum Suphi 1932 modeli Buik ile mesafeyi 5.40 ta almıştı. Ertesi sene Arivabe- ne Fiat 522 ile bunu 5 dakika 31 saniyeye indirdi. Geçen sene de Ekrem, Bugati ile — rekoru 5,16 dakikaya indirdi. Bu sene yeni yeni markalar gireceğine göre, bu rekorun da kırılması ihtimal dahilindedir. Muhtelif otomobil acenteleri yarışçılara kupalar hediye ede- ceklerdir. Motosiklet ve bisik - letler için de geçen seneki şera- it bakidir. Gerek otomobil ve gerek mo- tosiklet ve bisiklet yarışlarına gireceklerin kayıtları şimdiden Galatada Voyvoda caddesinde Adalet Hanında Türkiye Tu - ring ve Otomobil — Kulübünde yapılmaktadır. —— z z reyi 2—0 galip bitiren Fener- bahçe futbolcüleri, ikinci devre başladığı zaman, ilk devredeki canlılığı bir an için ihmal etti ler, Tehlikeli Olimpiyakos takı- mı çok kısa gevşeklikten der- hal istifade etti ve en iyi oyun- gularından sol açık hemen bir gol yaptı. Bu gol üzerine Fener- bahçe derhal kendisini toparla- yıp ilk devredeki faaliyetini ye- niden can! masa idi, maçın n güzel bir ga- | lbiyet yerir aşka olabi- lirdi, Güneş takımındaki futbolcü -« lerimizin, yukarıda söyledikle - rimizin ne kadar yerinde oldu - ğunu daha iyi takdir etmeleri ve bugünkü oyunda beklediğimiz güzel oyunu göstermeleri Yunanlı misafirlerin Fenerbah- çe maçı hakkında söylediklerini (Top) mecmuasından alarak a- şağıya naklediyoruz: “Kafile Reisi miştir ki: Katopadis de- “— Fenerbahçe çok iyi bir o- yun oynadı ve hakkı olan gali » biyeti aldı. Bizim fena oyunu- muzda ilk dakikalarda yediği - miz iki gol müessir olmuştur. Kalecimiz çok kabahatlidir. Fenerbahçe takımının sport - mence oyunundan ve halkın yüksek nezaketinden çok mem- nunuz, Bize karşı gösterilen mi- safirperverlik bir dost ağırlama- sının fevkindedir. Fener takımında en fazla na- Bu iki geçici şeyi ayni şekilde kar- ulayın. Suzanne Lenglen y ; yununun küvvetile hak ettiği ga libiyete kaptlarak hasmınıza e- h_emmı_vet vermemezlik etmeyi- niz, Siz de galibiyeti hak eden | bir öyun gösteriniz. Siz de can- la başla çalışınız ve güzel oyta- yınız) demek istiyoruz. Esasen zarı dikkatimi çeken oyuncular Hiki açık ve bilhassa sol açık idi. Sol insşayd güzel oynuyor. Sol açığın güzel oyununda âmil ol- du. Haf hattı iyidir. Daha doğ- rusü takım heyeti ümümiyesile birinci sınıf bir Avrupa takımı seviyesindedir. Hakem oyunu güzel idare et. miştir, Takım kaptanı diyor ki: — Oyun hakkındaki.düşün - cem şudur: Fener bizden güzel bir oyun oynadı. Eğer iki takı- Kurandis de herkesi memnun eden güzel ve temiz bir oyun oynadıktan son- ra galibiyet, mağlübiyet ikinci evecede kalır. Olimpiyakosun nasıl tehlike- Hi bir takım olduğunu göster- min muhacim hatları mukayese edilecek olursa 3İ—1 lik gol far- kınım sebebi açıkça görülür. Bu hatta bilhassa sol açık ve 901 iç sayıya giden bir oyun terdiler. Onların iyi uyuş: aat İ Kat mek için, cuma günkü maçın i- | bize daima tehlike oluyordu. kinci devresi başlangıcında Fe- | Muavin hattı forveti güzel bes. nerbahçe futbolcülerinin yalnız liyor_ı._ iki dakika için düştükleri. gev- d'ıGl_mEş'c de muvaffakıyetler lleriz, şeklik zamanmı hatırlatacağız. Mükemmel bir oyunla ilk dev Sadun G. SAVCI