5 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

5 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç— * SOFAN , ” telrikamı : 13. “MEİN KAMPF, KAV GAM Hitlerin yazdığı kitab (BU ESERDE İLERI SURÜLEN DUŞUÜNCE VE DUYGULARLA HIÇ BİR BAGIMIZ YOK - TUR. BU TEFRIKAYI BUTÜN DUNYADA DE- DİKODU —UYANDIR - MIŞ SİYASI BİR VESİ- KA OLARAK NEŞRE- DIYORUZ.İ Tmparatorluk hükümeti ordu- yu da bütün kuvvetile muhala- . Halbuki mem yokluğu doğru - yordu. Bu nol:tada da ancak ya- Tım tedbirlerle iş görülüyordu. n bu herifler, en se- le ordudan kendisini yarayacak vâsıta - rındaki mezarlar bugün açılsa, karşılarına kanlar içinde kim bi- lir ne kadar davacı dikilir. Bu vicdansız millet mümessilleri hem de aralarında en iyileri bu- lunan yüzbinlerce Alman genci- ni, kendilerine iyice askerlik ta- lim ve terbiyesi vermeden ölü - me gönderdiler, Bu ğgençler ve daha milyonlarca insan bir kaç yüz şarlatanın karışık politika manevralarıma, şantajlarına kur | ban gittiler. Beri taraftan da Ya hudiler, Marksist ve Demokrat | gazetelerile bi dünyaya asıl | sız Alman militarizmini bağıra | bağıra ilân ediyorlar, memlelke- tin başlıca kuvveti olan Alman gençliğine tam bir askeri terbi- Ye vermeyi çok görüyorlardı.,, anmaya gelince; onun da yuyordu. iBahrî tezgâhlarda ya- puımakta olan gemiler hep İn - giliz harp gemilerinin hacımla rından küçük şeylerdi. Halbuk Alman filosunu yüksek tonaj - larla., yüksek süratle, yüksek ve daha iyi silâhlarla donatarak adedi madunluğu ortadan kal- dırmak lâzımdı. Hitler'in imparatorluk idare- sine karşı en büyük sitemi de, Liberal ve Sosyalist denilen ga- zetelere karşı gösterdiği yumu- şaklıktı. Hitler matbuat hürri- yeti diye bir şey bilmiyor. Bir defa matbuat, efkârı hazırlama- 'a geniş mikyasta yardım eden ir vasıtadır. | dönüp bile bakmıyor. lüyordu. — Ve Yahudiler de — çünkü bu gaezteleri çıkaranlar Yahudilerdi — bu iltifata bıyık altından gülerek teşekkür edi - yoralrdı. Alman maneviyatı üzerinde kötü tesirler btrrakanlar, sadece bu kötü gazeteler değildi. Bun- lardan başka bir de yirminci as- rın edebiyatı ve tiyatrosu vardı. Hitler diyor ki: “Tiyatro düştükçe — düştü. O kadar düştü ki bir çok aileler gencç evlâtlarını artık bu “sanat mabetlerine,, gönderemez oldu- Tiyatro, sefih veyahut sefa- hete meyli insanların şeh- vetlerini kollamak için mi, yok- sa gençliği li i ese midir? Gençliği tiyatroya gitmekten meneden — bir nizam çıksa, eski bü tiyatro mu - harrirleri acaba ne düşünürler? Schiller'in nasıl yanar, Goe- the nasıl iğrenir? Fakat Schil - ler, Goethe yahut Shakespeare gibi adamlar son Alman edebi- yatmın kahramanları karşısın - | da kimlermiş? Tavsamış, moda- sı geçmiş, geride kalmış insan - lar... Zamanımızın edebiyatçı - ları, icat ettikleri çeşit çeşit pis- likler yetişmiyormuş gibi, her zaman büyüklüklerini duyduğumuz gecmiş günlerin bu büyük adamlarını kirletme - ğe de savaşıyorlar.,, Hitler, bundan sonra, neden bu Yahudi gazetelerinin Alman milletine yüksek mazisini unut- turmak isteyişlerindeki sebep - leri de araştırıyor. Modern bü- yük şehirlere göz atmak insana bu hususta bir fikir vermeğe kâ fi gelir. Hakikt estetik kıymet- te ne kadar âbide varsa, kimse Bir gün bu büyük şehirler — harap olup gitseler, muasır medeniyetimizi yarı yıkılmış dahi bıraka edeceğiz? Yahudilerin yaptır dıkları koca koca mağazalarlı İ mı? Eskiden dinin halk tabaka- | ları üzerinde terbiyetkâr bir tesi ri vardır.Şimdi o da kalmadı.Ki- liseler bile umumi! sukuta tâbi o lup gittiler, asıl vazifeyi bıraka- rak siyasi fırkalar kurdular. Milletin manevi sıhhati şöyle dursun, imparatorluk hükümeti maddi srhhatına — dahi değildir. Büyük şehirlerde fi - rengi alabildiğine — tahribatını yapıyor, verem, milletin içinde azim nisbette insanları alıp gö - türüyordu. Hitler bütün bu has- ta adamları iyileştirmekten zi - yade, onları bu hastalığa düşü- Halbuki hükümetle milletin, Ansanları dena terbiyecilerin, cahil, yahut kötü niyetli adam- ların iğfaline düşürmekten kur- tarmakta büyük menfaati var - dır. Onun içindir ki, hükümet matbuatı pek yakından gözö - nünde bulundurmalıdır. Harp- 'ten evvelki Alman matbuatı mil lete ne gıda verdi? Gıda yerine, zehir, değil mi? Bütün dünya - nın Almanyayı — boğazlamağa hazırlandığı sıralarda hep sulh- severliği methü senâ etmediler mi? Garp demokrasisi diye mil- letin kafasıma bir müânasızlık yerleştiren, şatafatlı mekaleler- le en nihayet Almanya'nın is - tikbalini bir Milletler Cemiyeti- nin eline bırakan matbuat değil midir? Liberal gazetelerin yaptıkları budur. Hele Marksist gazetele- Tin yaptıklarından bahis bile et- memelidir. Onların en büyük sermayeleri fare avlamağa çık- miş bir kedi gibi hiyle, yalan ve riyadır. Millet böyle zehirlenirken hükümet ne yaptı? Hiç! Bir kaç gülünç kararname, artık haddi geçen bir kaç — gazeteci hakm- da mâhkeme kararı... İşte o ka- dar! Halbüki — aslında bu veba ren sebepleri kökünden kaldır - mayı daha evvel düşünüyor. Bunun için de başvurulacak ilk tedbirlerden biri fuhuşla müca- deledir. Der ki: “Hissi hayatımızın bu şekil- de Yahudileştirilmesi, şehvetin para ile inhasara — alınması, er geç milletin temiz refahını kir- letecek ve zehirleyecekti. Sağ - lam izdivacın ortaya çıkaracağı sağlam çocuklar yerine, menfa- at hesaplarının hazin mahsülle- ri ile karşılaşmak mukadderdi.,, (Arkası var) irtica Şebekesi (Banı 1 incide) uyanıklığı bütün bu menfur te - şebbüsün önüne sed çekmiştir. Bir ip ucu elde eden Antalya adliyesi derhal şifre ile Milâs adliyesini keyfiyetten haberdar etmiştir. Milâs zabıtası 26 Nisanda işe başlamıştır. Ve 27 Nisanda tah- kikatını bitirmiştir. Milâsta se- kiz kişi tevkif edildi. Tevkif e- dilenler şunlardır: Çolu oğluhanı sahibi Halil, İbrahim İnce Mehmed, mani - faturacı Mehmed, saatçi Hafız kaynağına iltifat ediliyor, mil - hetin terbiyesi yolunda matbua- ta düşen büyük vazife öne sürü- Mehmed, marangoz Halil İbra- him, Hatib Hüseyin İbrahim, Molla Hüseyin, Kaputçu Mus - TAR Almanyanın ilk Ve Son Hedefi.. (lAlmanyada bulunan arkadaş mız yazıyor |) (Bası 1 incidej ğiştirmiştir. Teenni ile yürü- yen, mukadderata karşı tevek - kül ile boyun eğen ve istikbal- den de az çok ümitsizlenen bir Almanya yerine, bugün kendi- sine hedefini çizen, ©o hedefe doğru hamleler ile yürüyen ve istikbale üm!tle bakan bir AlL- manya kaim olmuştur. Almanyayı ziyaretimiz Hit ler rejiminin harici sahadaki en muvaflakiyetli başarışlarından sayılan Versailles muahedesi - nin silâhsızlanma hakkındaki kayıtlarının ilgasından sontakı bayram içine tesadüf etmiştir. Bu adımın, arsıulusal -sahada Almanyayı tecrit edici bir neti- cesi olacağını düşünerek bunu muvafık bulmayan Alman dost- ları bulunabilir. Fakat Alman milleti böyle düşünmüyor. Mu- ahedenin Almanyayı silâhsız. landıran kayıtları Alman mille- tinin yüreğinde ötedenberi yer bulmakta idi. Bunun içindir ki bu kayıtların ilgası, Alman illetinin nazarında, Hitler re- inin en muvaffakiyetli başa- rışlarından biridir. Ve Alman - ları rejime daha sıkı bağlamış- tır. Harici münasebetler —bakı- mından Versailles muahedesi- nin bu maddelerini ilga etmek Almanya için ne dereceye ka- dar zararlr olmuştur? Bunu Al- manyanın içinden görüp anla- mak kolay değildir. Fakat dahi- li politika bakımından Hitler rejimi için bunlar bir şaheser olduğu el ile tutulacak derecede barizdir. Filhakika rejim sağ- lamdır. Fakat bir milleti bazan yükseltmek, maddeten “refahâ kavuşturmak gibi gayeler istih- daf eden bir rejim için sağlam- O rejim mâ- | meli, İşte bugün milli sosyaliz- min çalıştığı saha budur. Eski vaziyeti tasfiye etmek, Alman arkı için büyük bir tehlike te« lâkki edilen beynelmilel sosya- lizm ve komünizm fikirlerinden | korunmak, bu fikirleri taşıyan - ları bir veya diğer şekilde tasfi- ye etmek ve bütün milleti bir gaye üzerinde ve bir ümit etra- fında toplamak. Az zaman için- de bu yol üzerinde büyük mesa- fe katedildiği de — meydanda- dır. Bununla beraber, bu hedefe varmakla — Almanya iktisadi dertlerini halletmiş olmuyor. Almanya gibi, sınat inkişafın en yüksek mertebesine varmış, ticareti cihan piyasalarını istilâ etmiş bir memleketin iktisadi dertlerinden büyük mikyasta dünya iktisadiyatınım — vaziyeti de mesuldür. Fakat gerek bu büyük işlerin halline çalışmak ve gerek halledilmeyenlerin te- ehhüre — uğramasından doğan tehlikeleri önlemek için Alman- ya milli birliğine kavuşmalı. İş- te yeni rejimin gözönünde tut- tuğu ilk hedef budur. A. Şükrü ESMER Gümrük işleri kanlığı tetkikat müdürü Musta- fa Nuri Edirneye kadar giderek Edirnede ve diğer hudud üze - rindeki gümrük işlerini tetkik etmiş ve notlar almıştır. Musta- fa Nuri düzeltilmesi icab eden yerlerin vaziyetini bir raporla Bakanlığa bildirecektir. tafa Mehmed, Muğla hapisha - nesinde Milâslı Şefik, muhtelis tahsildar Ali Riza, Bunlar ceza kanununun 163 üncü maddesi mucibince tevkif edilerek 3 Nisanda İsparta Ad- liyesine gönderilmiştir. Şebeke- nin daha bazı yerlerde muha - birleri olduğu anlaşılmıştır Tah kikat devam ediyor. Karstaki Felâket (Başı ri alarak teşkilâtile beraber ma- halline gittiği, lâzım gelen mu- aveneti yaptığı, sarsırıtının mer kezi Digor nahiyesi olduğu, bu nahiyenin (15) kilometre me - safe içinde bulunan köylerin ta- mamen harap olduğu, 730 evin tamamen çöktüğü, 67 vefat, 70 yaralı 70 kayıp bulunduğu hayvan zayiatının çok olduğu, bu vatandaşlara ilk yardımın yapıldığı, bunların evlerinin in- şasına 40—50 bin liralık bir pa- ra lâzım olduğu yazılıydı. Sözlerine şöyle devam etti: “— Arkadaşlar, bu vaka mem lekette derin bir acı uyandır- mıştır. Hükümetimize bir çok taziye telgrafları gelmiştir. Hü- kümetin aldığı tedbirlerle bu a- c çabuk unutulacaktır. Yalnız telâfi edilemiyecek bir şey var- sa,oda kıymetli vatandaşları kaybettiğimizdir.,, Fen adamları Zelzeleyi nasıl Karşıladılar ? Fatin söylüyor Çarşamba günündenberi Kars mmtakasında devam eden yer sarsıntıları hakkında rasathane müdürü Fatin bir muharririmize demiştir ki: —-“Kars; Lizbondan koparak Balkan ve bizim memleketlerle Himalaya ve Çine doğru uza - nan Alp - Himalaya zelzele mın takasının üzerindedir. Bu zelzele mıntakasının uza- nıp geçtiği her yer parçasında, hafif veya şiddetli olarak, zelze- le olmak ihtimalleri her vakit i- çin vardır. İstanbul da bu zelze- le hattı üzerindedir. Buna misal olarak bundan on beş gün evvelki Kafkas ve Ha- zer mıntakasına ait olan iki mü- him zelzeleyi gösterebilirim. Bunlar üç gün fasıla ile İranın zelzeledir. 12 yi geçe Karsta ada”olan zelzeleler: Kars zelzelesine ait rasatha - nemizin kayıtları işte. Bugüne kadar dokuz zelzele kaydetmi - şiz. Birincisi çarşamba günü bü- yük zelzele; dört tane de per - şembe günü. Üç tanesi şiddetli, birisi hafif. Ara yerdeki gecede üç tane... Ve nihayet bu sabaha karşı üç buçukta da son doku - zuncu zelzele. Bu Kars zelzelesi âletlerimi- zin kaydetmekte olduğu sene - lik 15—20 büyük zelzelelerden bir tanesi sayılacak kadar şid - detlidir. Kendi serisinde büyük sayrlabilir. Fakat tarihi büyük zelzelelerle mukayese edilemi - yecek kadar da hafiftir. Tarihi sarsıntılar, ilim, sis- $ 5. 935 —— Kamutayda Münakaşalar (Başı 1 incide) süz geçirilmesi lâyıhalarının i- kinci müzakeresi yapılarak ka- bul edildi. İnhisarlar İnhisaralr bütçesi müzakere- sine geçildi. Hüsnü Kitapçı, İn- hisar idaresinin tütün işinde tam mânasile nâzım vazifesini | yaptığını, İzmir mıntakasında da bu güzel hareketin gorüldü- ğünü anlattı ve: — Inhisar imdada vetişme seydi, müstahsillerimiz çok fena vaziyette kalacaktı.., diyerek özüne şöyle devam etti: “İdare tütün ihracı için bir şirket teşkil edecekti. Ne oldu? Bizden sergiler için tahsisat is- teniyor.. İdare, sürümü arttır. mak için neler yaptı? Tütün fiatları arttı Mısırdaki tütün fabrikası ne vaziyettedir? Nafıa bakanlığının şimepdi- ferlerde başladığı iyi bir hare- keti var. Memlekette ucuzluk yaratmak lâzımdır. İnhisar ida- resi ise bunun aksi cihetini vap- mıştır. Buhran fazlalaşmıstır. İdare tütün fiyatlarını arttır- mıştır. Neticede tütün sarfiyatı ve varidat azalmıştır. Tuz meselesi ne oldu, barut işi ne oldu? Bunlar şimdi daha ucuz elde ediliyor mu?,, Bu sorgulara Gümrük ve İn- ld:ıîsırlır bakanı ceyap verdi. De- '— Tütün alışında satıcılar- la idare menfaati teşrik edil. mektedir. Tütün limitet şirketi- ne milli bankalar iştirak etme- diler. Yalnız Ziraat bankası bu hususta bir iki ay daha müsaa- de istedi. Eğer o da iştirak et - mezse idare kendi yapacaktır. Bizde tütün sarfiyatınm faz- la olması için Mısırda bir ihraç merkezi bulmağa çalıştık. Mısır da mallarımız piyasaya yeni çık mıştır. Netice almak - için bir müddet beklemek lâzımdır. Tütünde fiyatları — azaltmak meselesi, bundan evvel tecrübe edilmiş, fiyatlar biraz indiril - mişti. Fakat, varidat azalmağa İarı arttırdık. Eskiden indirdiği- miz paket başma iki kuruşun bir küurüşunü geri aldık. Ve idare, masrafını korur bir vaziyete gel di. . Tuz için bahsedilen lâyıha meclisin encümenlerindedir. Meclis ne kabul ederse hükü- met tabif bunu tatbik edecektir. Barut ve fişekleri de 8 kuruştan S kuruşa indirdik.,, dedi. Bundan sonra Hüsnü tekrar söz aldı, yine hükümetin ucuz - ve tevafuk olmadığı görülmüş - tür. Hamid Nâfiz söylüyor i hakkında ay - üz Üniversite Jeoloji profesörü (Hâmid Nâ- ) de şunları söylemiştir: moloji ve zarar ve ziyan veriş, hasar yapış noktasından tetkik edilir ve tarihe maliyeti ancak meskün yerlerde yaptığı hasar, tahribat ve insan, hayvan tele- fatt bakımından olur. Buna ilk misal Milâdi 526 yılında (Ege hareketi arzı) nı alabiliriz. Adaları ve geniş bir arazi mıntakasını allak bullak — etmiş 100 bin insan ve sayısız hayvan telefatı verdirmiştir. kü zelzele; yer altındaki tekno- tik teşekkülün bir istikrara doğ- ru gitmesini temin eden bir hâ- dise olduğu için gittikçe azal- dan sonra uzun müddet zelzele olmaz, ancak yer altındaki istik- rar bozulduktan sonra bir ikii cisi olmak ihtimali vardır. Bir şey daha var: Zelzelenin hava tebeddülâtına tesir edip et yekdiğerile alâkadar sanıyor.: Erdek hareketindeki sında da Trabzonda büyük bir fırtına olması bir çok dimağları bu cihete sapladı. de hatıra gelmiş ve istatistikler yapılmış ise de böyle bir isabet — “Ankaradaki meteoloji is- tasyonundan kati ve hakiki ma- lümat gelmedikçe, isabetli bir şey söylemek mümkün olamaz, Ancak memleketimizin he- men hemen tamamı bir zelzele mıntakası üzerinde bulunduğu için böyle sarsıntılara her za- man tesadüf tabiidir. Yalnız bu şiddete bir sebep araken Trab- zondaki büyük fır't biliyoruz. Fakat bi miyor. Her iki yanda da bir hak var- dır. Biri iddiasını isbat edemi - yor, diğer yanda da zelzeleler te son olarak Trabzon fırtıması ile Kars zelzelesi de yine mete- oloji mütehassısları arasında bir çok münakaşalara yol aça - caktır. Ayni mıntakada yeni bir zel- böyle bir tekerrüre ihtimal ve - ni hareketler olabilir.,, Erzurum, 4 (A.A.) — Kars - staki büyük yer deprenmesi ü- sağlık, bir yardım kolu gönde - rilmiştir. luk noktasına dikkatini celbet- mek istedi. * Sırrı (Yozgat), şeker ve tü - tünün ucuzlatılması noktaları « na temas ettikten sonra bütçe- nin heyeti umumiyesi kabul e- dilerek fasıllara geçildi. İnhi- sarlar bütçesi bitti. Koruma sandığı ruznamesi - nin müzakeresine devam edildi. Refik Şevket, kanunun ikinci maddesinde: “maddeyi anla- makta müşkülât olacaktır. Bu maddenin misallerle izahmı en- cümenden rica edeceğim.,, de- di. Mükerrem (İsparta), encü - men namına izahat verdi. Hacı Mehmet, “evvelki celsede kabul olunan bir takrirle on beş sene- yi dolduranların tekaüt hakları kabul edilir denmişti. Encümen bu maddeyi kabul edilen takri- Te göre tesbit etmemiştir. Bina- enaleyh tekrar encümene gitme sini istiyorum.,, dedi. Bütçe encümeni reisi Musta- fa Şeref 'bu kanunun esası top- tan bir tazminat vermek csası - dır. Tekaütlükte ise ölünceye kadar aylık bağlamaktır. Bu iki kanunü - biribirine karıştırmak duğru değildir.,, diyerek müza- kereye devam edilmesini istedi, Refik Şevket söz aldı. “Ka- nunlar mümkün olduğu kadar çetrefil olmamalıdır.,, dedi. Ve maddeyi okumağa başladı. Fa- kat gözlüğünü oturduğu yerde unuttuğundan okumakta müş - külât çekiyordu. Gözlüğünü ges tirerek sözüne şöyle devam etti: “ — Bu hesaplarla bir me - murun tazminat - hesaplarının çıkacağına aklım ermiyor.,, Mükerrem (İsparta), tekrar izahat verdi; diğer bir saylav, Hacı Mehmedin takririne temas etti. Hacı Mehmet söze atıla- rak: “Hacılık filân yok!,, diye ba- ğırdı, gülüşmeler oldu. Tekrar kürsüye gelen Gümrük ve İnhi- sarlar Bakanı tenkitlere cevap verdi: “Bu ayrı bir meseledir. Hacr ürmitterlilek di müskirat memurları mevzuu bahistir. Fakat bunun bu kanun la alâkası yoktur,, dedi. Ziya Gevher de bu hususta bazı iza- hat verdi. Lâyıhanın müzakere- sinin tehirini istedi. Refik Şevket akcini n “idaf'aa etti. Takrir reye konuldu. Encüme ne geri çevrilmesine karar veril- di. Kazanç vergisi Bundan sonra kazanç kanu - nunun bazı hükümlerinin dzğıt tirilmesi lâyıhası müzakere edi meğe başlandı.. Refik Şevket üsüle ait söz alarak bu lâyıha - nın adliye encümenine de gitme si lâzım geldiğini söyledi. Reis — Bütçe encümeni ne diyor? diye sordu. Bütçe encümeni rcisi Musta- fa Şeref, bu kanunun adliye en- cümeninden geçmesine lüzum olmadığını söyledi, Bu hususta adliye encümeni mazbata mu - harriri Salâhaddine soruldu. Sa- lâhaddin lâyıhayı adliye encü - menine almak için encümen ar- kadaşlarının fikirlerini bilmedi- ğini söyledi. Neticede adliye en- cümenine verilmesi için bir tak- rir verdi. Takrir bir reye kona- rak adliye encümenince de tet- Yeni bir tehlike yoktur. Çün- | le ile alâka derecesi isbat edile- | kik edilmesi kararlaştı. Posta, Te'graf Bundan sonra Posta Telgraf lâyıhasına eklenecek bazı mad- makta ve aradaki fasılalar uza- | oldukça bir hmı_ıı ve boranın | deler hakkımdaki lâyıha müza « maktadır. Her büyük sarsıntı - | vakuuna da şahit olunuyor. İş- | kere olundu. Devlet dairelerinin müraselâ- tının yarı Ücrete tâbi tutulması kabul edildi. Bu esnada Malatya saylavı Abdülmuttalip Halkevlerinin de nısıf ücretten istifadesini istedi. memtesi. Bunu bir çok kimseler | zele olmasına gelince; fennen | Kabul olundu. Süleyman — Sırrı (Yozgat) fırtınaya | rilemez.. Ancak o civardan çok | Tiftik cemiyetinin de nısıf üc- karşılık bu defa Kars sarsıntı- | uzak olan mıntakalarda yeni ye- | retten istifadesini istedi. Takri- ri kabul olunmadı.. Badehü Yüksek mühendis mek tebine bir müdür tayini hakkın- Böyle bir münasebet vaktile | zerine Erzurumdan Karsa bir | daki lâyıha Phul edildi. Kamu- :ry pazartesi günü toplanacak - - MrSÜLTSTT

Bu sayıdan diğer sayfalar: