konferansBirNetice k Vermeden | Dağıldı - ArabBirliği Arzusu Acaba Eir Gün — Gelip Tahakkuk Edecekmi?. Fakat YahudıMeselesıNeOlacak ilistin meselesini konuş - mak için Londrada nan konferanstan daha bir metice çıkmadığına bakan Avru- pa gazeteleri bunu muhtelif su - vetlerde izah etmek istiyorlar, Konfaransın üç haftadanberi de- wam eden faaliyetinden henüz bir 'netice çıkmamış olması Arablar- la Yahudiler arasındaki davanın — Öyle birkaç hafta içinde konuşu - lup da hallediliverecek işlerden ol- madığındandır. Londra müzake- releri şöyle cereyan ettir Arab murahhaslarile İngiliz hü- kümeti ânı ârasında bir taraf- — fan, Yahudi murahhaslarile İngi — liz hükümeti arasında da diğer ta- Taftan ayrı ayri müzakereler olu- yor. Arab ve Yahudi murahhas - ları resmi surtte karşı karşiyâ |Filistinde Yahudiler böyle el örgulü otobüslerde seyahat ediyorlar Arablar mühim teşkilât vücude getirerek şiddetli bir mukavemet hareketine girişmişlerdir. Yahudiler Filistine yerleşmek i- çin yirmi senedir çalışıyorlar, pa- ra sarfediyorlar. Bu da malüm. Onlar da fedakârlıklarını ileri sü- rerek kendilerine vüdedilmiş olan milli yurdu. bırakamıyacaklarını söylüyorlar, Fakat yine malüm o- imparatorluğu tesis edileceği söy- lenmişti. Diğer taraftan 917 de de gelmemişlerdir. Her iki tarafın id- | Pilistinde Yahudilere de milli bir diası gözönüne alınarak bundan | yurd verileceğini İngiltere vüde- bir anlaşma zemini bulunacağı ü- | diyordu. Arablar kendileri mid ediliyordu. Yirmi seneden - | miş olan vâdin yerine getirilme - istin davası devam ediyor. | sini, Yahudiler de milli yurdun t vakit kanlı vukuat birbiri- | tesisini istyorlar. Yahudiler, Filis- — hi takib etti Arab ve Yahudi ih- | tinin tarihine göre kendilerine ait O tilâd ve İngilterenin bu ih olduğunu, İsrail oğullarının va « | — arasındaki müşkülât şundan ileri | tanı olmak itibarile burasının | lan birşey varsa o da Yahudilerin geliyor: ' Yahudiliğe verilmesini ileri sürüs Ü h4 milli yurddaki hayat ve mev- 914 de Umumi Harb başladıktan | yorlar, cudiyetleri tehlikelerle çevrilmiş Arablar da asırlardanberi elle- rinde bulunan Filistinin artık ha. kiki sahibi kendileri olduğu ci hetle burasını kimseye vöremiye. cekleriin söylüyorlar. Şu son senelerin kanlı vekayil malümdur. | Ispanya Cumhurreisi ve Osmanlı imparatorluğu da bu- na girdikten sonra İngilizler Ara- bistanda bir hareket vücude geti- Ferek bu kıt'anın Osmanlı impara- | torluğundan ayrılmasını hazırla- |— Mağa başladı. 918 da Arablara is- ikİâl vüdedilmiş, büyük bir Arab olduğu, Yahudilerin burada hele- can içinde yaşadıklarıdır. Osmanlı imparatorluğu dağılarak Filistin- burasının i- iyeti namına İngiltere ı:-z(mdın idare edilme- si kabul edildi. İngiltere bu su - retle Filistinde Milletler cemiye- tinin vekili olmuş oluyor. Şimdi- ye kadar Arab ve Yahudi davasını yatıştırmak üzere bir çare olmak Üzere türlü şeyler düşünülürken nihayet Filistinin üçe ayrılması fikri ortaya kondu. Şimdiye kadar bu taksim projesinden «Son Tel- graf» vesile düştükçe bahsetmek- jenin tekrar tafsilâtima girişmeğe lüzüm kalmıyarak sadece şu söy- lenebilir: Fülstinin sahil tarafı Yahudilere, dağlık kısmı da Arab- Tara verilecek, Kudüs gibi merkez ile civarı de denize bir yol ayrıl- mak üzere doğrudan doğruya İn- giliz idaresinde kalacaktı. Bu pro- jJenin tetbik edilemiyeceğini son- raki tecrübeler anlattı. Çünkü A- rablar bu yolda herhangi bir tak- simi kabul etmiyeceklerini anlat- tıkları gibi kuvvetli mukavemet de eksilmedi, arttı. Nihayet Londrada Arab ve Ya- hüdi mümessillerini çağırarak ko- (Devamı 7 inci sahifede) — Kspanya Cumhurrcisi Azana Paristen Cenevreye haret ederken, kainbi- raderi Rivers, Azananın istifa etmiy eceğini gazetecilere söylemişti. Yuka , rıdaki resim Riverayı gazetecilerle konuşurken gösteriyor — Gelmedi.. Çati Fazıl sinir, üzüntü, kıskançlık, kızma kıvran - maları içinde her yarın saatte, bir saaite telefonu açtı, durdu, On üçüncü kere telefonu açtığı vakit Sirden gürledi: — Neredesin?. Ve kulağını dolduran ses Güneyin çıldırlan seşi D0i — Buradzyım kocacığım. — Şimdi mi geldin?. Ve bunu sorarken kolundaki saate baktı. ç On sekiz buçuk! — Ya, Esef ettim. Dedi ve tıpkı doktorun önceki kapatışları gibi çattadak telefonu kapattı ve hemen seslendi; — Marika.., Marika... Marika ses verdi: * — Hayır, sabahtanberi buradayım. Dün buriya; Fazıl bu karşilığı alınca, birden kulağında şim- Marika gelir gelmez Güney sert bir bakışla ve gekler çaktı, bütün kanı başına üşüştü, elindeki tes — dik sesle: d lefon makinesini kaldırıp atmak istedi: — Bana bak.. — Hangi oradasın?. On üçüncü telefonum bu... Dedi, söyledi: Koca ne kadar sinirli ise kadın o kadar gevşek, — Şimdi sana yirmi lira vereceğim. Seni kov» tatlı, ağır, FMI muş olacağım. Bir hafta sonra geleceksin, yalvara- — Deli'mi oldun kocacığım. Sabahtanberi ben — çaksın doktora, işsiz kaldım, bir daha tetik ve özenli yatak odamdayım. olurüm, gene suç yapmam.. diye yalvaracaksın. Ben araya girip yine seni alacağım. Fakat, sen şimdi dok- tora ben bugün yatak odasına hiç girmedim. Baya- —i da evde görmeyince sokağa gitti sandım, akşa- ğ ae BN Bini B insi, wmn bütün sinirlendi: söylüyorsun!. z ğ üi | ten geri kalmamıştı. Bugün bu pro- | pemeyy İ ZAR OYUNU ar oyunu çok eskiden malüm idi. Asurller, Masırlılar. ve ilindiller zarlarla birçok oyunlar aymarlar. dı. Yunanlılar, zarın kadını Palamede- lere atfederler. Kemalılar da buna me- rak sarmışlardı. İmparator Klod, bu oyuna ald bir tallmatname neşretmek Mmecburiyetinde kaldı. © devirde zarlarla kehanetde de bu- lunulurda. Ve buna Kleromansi der- | lerdi. Bu merak orta çağda “Fransaya da | sirayet etli. Sen Lül bunu menetmiye | | cok uğraştı. Fakat muvaffak olamadı. Fransızcada zara (De) derler. Ka- | daıların dikiş dikerken — parmaklarına taktıkları (yüksük) lere de (De) de- nilir. Fakat, her ikisinin menşel bir detildir. Zarin astı (Datum) dur. Tali | bildiren demektir. İkinelsi, yanl yük- | süğün aslı Degitömdür. BİR KÖPEGİN SADAKATİ ork gazeteleri | Çünkü, çok kıskançtı. Kocasını ç mg Aylendde | geçen garib bir hâdiseyi yazıyorlar, Bir | #tomebil kazasında ağır surelle yara- lanan şöförü hastahaneye nakliçin (can kurtaran) otamobili gelir. Sihkiye memurları, yaralıyı almak İsterler. Pukal şoförün kocaman köpeği buna mânl olur. Tehlikede tördüğü sa- hidinin yanına kimseyi yanaştırmaz. Memurlar müliyemetle köpeği leski- mo çalışırlar, Muvaffak olamazlar. Halbuki yarslının bhayatını kurtar. mak için bir an evvel haslahaneye makletmek, ameliyat yapmak lâzım. Nihayet, köpeği vurmaktan — başka çare bulamazlar, Polislerden biri ro- velverini çıkarır, hayvanı ayağından vurur, Köpek de sahibinin yanına dü- ge ÜDü dEkü heslelmaayo şötür lür. Doktorlar, ikişinin de hayalınım kurtarılacağını ümid ediyorlarmış. MUHTELİS KASADAR Parisli bir kasadarın görleri güzel bir kadının güzel gözlerinin güzel kirpikleri ne takılmış. Hemen elini, patronun ka- sasına daldırmış, bir deste binlik bank- Not almış, cebine yerleştirmiş. Para bu! Ne yapmaz... Kadı Bal anlaşınışlar, Bir gece, evvel kanlaya, sonra barlara gitmişler. Ye- mişler, içmişler, gülmüşler, eğlenmiş- ler. Sonra malüm... Bu her gece böyle, Zevku safa yo- lunda. — Kasadar memnun. — Kadın da memnun.. Nasıl memnun olmasın. Ka- sadar çok cömerd bir adam. Otomabil demiyor, kürk demiyor alıyor. Fakat, kasadaki paraların gün gün- den azalması patranun dikkat naza- Yuu çekiyor. Bir eksper getirtiyor, def- tekleri tetkik ettiriyor. Zavallı patron, ne görse beğenirsi. miz? Kasada tamam 500.000 frank ek- sik, Alan da malâm: Kasadar,.. Pakat © meydanda yok. İhtilâsın — meydana gıktığımı anlayınca soluğu Belçikada almış. | tan geçmişti. Genç kadın yerinde HİKÂYE KISKANÇLIK li Tekin, karısına şöyle de- A— Ben de saat mişti: Hazırlan. 22 de eve gelirim, giyinirim. Be - raberce çıkarız. O gece baloya gideceklerdi. Ev ndiklerinin henüz ikinci sene idi. Mes'ud yaşıyorlardı. Yalnız, a- Tasıra, evin — içinde bir tatsızlık çıkmasına sebeb olan Handan Idi, — Dershanelerde mu?. — Hayır efendim.. — Jimnastik salonunda?.. — Orada da kimse yok efendiff — Banyö dairesinde?. — Orada da kimse yok elen * dim., — Masaj dairesinde?. — Orada bir kadın var efen * dim.. Handan, olduğu yere düşüp bF| yılacaktı. Kendini güçlükle tutt Dudakları titreyerek sordu: — Ali burada mı?, — İçeride efendim.. Masaj dF iresinde.. Müşterinin yanında. Handan: — Alçak, diye bir çığlık kop dı. Kocam beni aldatıyor ha... Ayni zamanda hüngür hüngü| ağlıyordu. Koşmağa başladı, Yi daki dar koridordan geçti.. İli deki kapıyı açtı. Burası masaj İ iresinin bekleme odası idi, H kapıyı açınca bir de ne görsüll Ali Tekin. küçük masanın bafi oturmuş.. Başını kollarına dayi yarak horul horul uyuyor. kimse yok.. Handan birden duralamıştı: | rafa göz gezdirdi. İçerden, müf dairesinden yüksek- sesle ikl dinin konuştuğünü, — hatta kaf ettiklerini duyuyordu. — Birisli (Devamı 7 inci zahifedi kimse yak ker şeyden, herkeşten kıskanırdı Aksi gibi, Ali Tekin de, öyle bir meslek tutmüştü ki, kayısına şüp he verobilirdi. Adorncağız, b hassa geceleri çalışmağa mocbur- du. İşi, akşamüzeri, saat 16 sula- rında başlar, gece 22 ye kadar evücud güzelliği» i$- minde kadınlara jimnastik ve spot öğreten bir müessesenin sahibi 1dL| Burası bir enstitü halin tanbulun her semtinden, buraya gelen kadın vardı. Göbeğini, kal- çasını eritmek isti; güzelliği» enstitü: 5 lıyordu. Burada dersler akşam - ları yapılıyordu. © gece, Handan, sabırsızlıkla ko- tasını beklerken, saat 22 yi çok- Karar — vermişti: Ali — Tekin, Handanı aldatıyordu. Kimbilir, belki de, enstilüye — derse gelen genç kadınlardan birine Âşık ol « Maştur, onunla şimdi, ne tatlı da-| kikalar yaşıyı Hatta, Ali Tekinden artık ayrıl- mak zarmanının — geldiğine bile | hükmetti. Fakat sevişerek evlen - mişlerdi. Handan Ali Tekini hâlâ seviyordu. Genç adamın da karı- sına, evine düşkün olduğu muhak-| kaktı. Handan, âni bir karar — verdi: Derhal evden çıkıp Ali Tekini ramağa gidecekti. Çabucak giyin- di, Sokağa çıktı. Bir otomobile at-| ladı. Evvelâ, kocasının enstitüsüne duramıyor, yumruklârını sıkıyor, asabi asabi, odanın içinde dolaşı- yordu. Baloya gitmek için bütün zevki, hevesi, iştihası kırılmıştı. Saatlerce aynanın karşısına geç - miş, giyinmiş, kuşanmış, süslen - mişti. İki saat berberde saçlarını yaptırmıştı. Bir an gözü hiç bir | Çitmek doğru olacağını düşündü. Radyo şey görmedi. Saçlarını bozdu, dar-| Belki, onu cürmü meşhud hıllrde Proaram madağınık yaptı. Tüvaletini çı - | orada yakalıyabilirdi. kardı. Pijamalarını giydi. Köşeye | — pe; 4; H a: $ dakika sonra, Handan evü- oturdu. Düşünüyordu. Ne yapma-| C 4 güzelliğir mücssedesi önünde Ank.'.“ru:dyow hıydı?. Ali Tekin bu zamana kadar| otomobilden inmişti. Kapıyı çaldı. | — 1830 Program M nerede kalmıştı?.. Saat 23 de ge- | Açan kapıcı, Karşısında patronun | — 1335 Müzik (Çigan ve saire - Hyordu. Kocasının bürosüna tele- | karısını görünce şaşırdı. Handan | — 19 Konuşma, fon etmeği düşündü. Ya, orada | içeri girdi. Yandaki bekleme oda- | — 1915 Türk müziği — (fasıl heyeli ” Nişabürek). yoksa?, O zaman, daha feci bir hayal suküluna uğrayacak, şüp- beleri, asabiyeti arteaaktı. Baloya gideceklerini kocası da| biliyordu. Karısının giyinip bek- liyeceğini, Handanın çok kıskânç| olduğunu da biliyordu. O halde, bu adam nerede kalmıştı?. Genç kadının hırsından göz - leri yaşarıyordu. sına baktı. Kimseler yoktu. Kori- doru geçti. Büyük jimnastik sa - donunun yanındaki soyunma, gi- yinme odasına geldi. Etrafına ba- kında, Vestiyerde, bir tek kadın elbisesi, mantosu ve şapkası asılı idi, Zihninde bir şimşek çaktı. Ka- pıcıya döndü: — Nazari dersler bitti mi?, — Bitti efendim.. Celâl Tokses, Makkı Derman, Kadri, Hasan Gür, Basri Üfler, Tokay. 20 Ajans, meteoroloji haberlerk aai borsası (flat), 2015 Türk müziği: Çalanlar: Vecihe, Refik Fersan, hire Fersan, Cevdet Çağla. Okuyanlar: Muzaffer İlkar, 8e 1— Tatyosun - Suzinik peşrevi T— Sedat - Suzinâk şarkı - N gektim hasretini. a dın mı?, Marika, dudaklarını büktü, düşündü, taşındı: — İstediğiniz olsun.. Dedi ve Güney parayı vermek için yatak odasır sına gitti. Marika parasını aldıktan sonra, doktora yalan söylemek için kendisini nasıl hazırlıyorsa Güney de tuvaletin önüne oturmuş kendisine saatlerdir göz- yaşı akıtan bir zavallının, durup dururken söz işik ten, hakaret edilen, hasta, dermansız bir bahtsızın makiyağını yapıyordu. Ve bu sırada sokak kapısı çalındı. Bu doktordu. Kapıyı hizmetçi açtı. Bükük boynu ile Fazılı karşıladı. Doktor sinirli idi. ouuınım tek keli. ııııöılııııll.lıudııjnr aa V0 SĞ aa YözAN: ETEM İZZET BENİCE O y ua ma kadar başka işlerle uğraştım, diyeceksin, anla- 3— Hacı Falk - Suzinâk şarkı « Tutuğum ne kaçarsın. 4— BSuzinâk şarkı ei İ B Filt Kapancı - Suzinik çaf Unutma acanım. ti 6— Osman Nihad - Suzinâk Ne müşkülmüş seni seymek, 1— Fajt Kapancı - Suzinâk Yolağını gülden yapsam. 8— Şevki Bey - Hicaz şarkı - Kit Gi firak, Bensiz Amerika san'at dünyasının EN BÜYÜK DERDİ Herkesi uğraştıran, güldüren, eğlendiren dedikodusu Radyo Muharebesi Başrollerde : Sevimli Fransız yıldızı SİMONE SİMON 'a YARIN AKŞAM _;;'LE...:'::.*L'S Radyo Kralı Ben Bernie İPEK Sinemasında Ti Konuşma. 2120 Esham, tahvilât, — kambirf Bukut borsası (flat). 2130 Temsil (Doktor!.. Yaranf Ekrem Reşit ve Kemal Tören), t? Mürik (küçük orkesirai S0 Necip Aşkın). 23 Müzik (cazband - PL) 23AS » 24 Sonm ajans haberlari * rikanın eline sıkıştırdı, sağına soluna bakmadan a | yarınlı peneram. sık suratla salona gitti * Güney doktorun geldiğini işitir işitmez hemen 1230 Program. karyolaya atladı, yatağı abur cubür etti, gözlerini | — 12.36 'Türk müziği - P. 4 kızarttı, ıslattı, saatlerdir ağlıyormuş gibi yüzüne 13 Memleket saat ayarı, ajans Ve #eoroloji haberleri. SeVeİŞ veei, 13.10 - 14 Müzik (karışık progrkff Doktor salonda bir aşağı bir yukarı sinirli si- nirli dolaşıyor, kafasının içi bir mahşer yeri gibi binbir fikirle dolup boşalıyordu. Öfkeli öfkeli seslendi: — Marika... Marika!, Hizmetçinin derinden sesi geldi: — Buyurun... — Gel buraya... Marika geldi. Doktor hiç onun yüzüne bakma- dan sordu: — Güney neredet — Yatak odasında. — Ne vakit geldi?. Hizmetçi bu sorguya hiç cevab vermedi, önüne 1354 Rumiti Şubat 16 1357 Hicri Muharrem 9 Ay 3, Gün 60, Kasım il0