€nevre, Hususi muhabiri - mizden — İl: Hukuku Me- ğ deniye — Müderrisi " Cahit Oğuzoğlunun başkanlığında bun- dan yirmi gün evvel Ankara Mu- Kük Fakültesinden 35 gencin Ör- İa Avrupo , Romanyadan baş - hyarak muhtelif Avrupa merkez- inde bi: tetkik seyahaline çık- Tni yazınıştık. Bu grup, bugün Cenevreye gel- Üni orada Milletler Cemiyetini, Niversiteyi ve şehrin muhtelif Yerlerini gezmişlerdir. Grup, Mmüteakiben “Türklerin doktu olarak tanmmış ve memle- timizi muhtelif defalar ziyarel #imniş olan Profesör Ojen Pithari Ziyaret etmişti. Muhterem profe « #ör bu ziyaretten fevkalâde müte- zvis olarak bu batırşinaslıktan “olayı evvelli profesör Cahit Oğuze| Oüluna teşekkür etmiş ve kendisi- Zin bihakkin Türkleri çok sevdiği- ::ı Sevgi tarihinin uzak zaman- da, kara günlerimizde başlayıp A, Büçtikçe artan içten gelme bir v Olduğunu #ade ederek sözü bu-| ',: “Türkiyenin Atatürk'le başlı - ng;rnır. :ıkılibl. yeni devlet Şe- 'nün mutlak suretto ayni izla deyam ettireceğine katiyyen Gmin bulı yötkhakkında yazdığı kitapları tar Tunmuştur. , Eylülde Türkiyede top-| lmilel — antrpoloji iştirak — edeceğinden '" pek büyük sevinç duy- ilive etmiştir. Saat 16 da gelen talebeler, Üniversi- Ve binasını, Federal Mahkemeyi, Sulh muahedesinin imzalan- Konferans salonunu gezmiş - Ve tarihimizin en şanlı sahife- idden birini yaşıyan bu selon- İstiklâ! marşını söylemişler ve hazır bulunan profesör ve! Profesör Tarittak duğunu ler; da B azı belediyelerin; şehir ve .—.,_:' hiçbir esasa istinad etmek- vakta Ç bedelleri de verilmeden leei, Ve eşhasa ait gayrimenkul- lâk X1 açmak bahanesile istim - 'itikleri ve bazı yerlerde de Bu ileri A maruz okdu- N 81 Bhid Eğer, böyle bir hale Olursamız sakın ola ki; 'A - Kulak Ve yaranınım emirlerine Nat bapi, h%hruı takıp atlarınızı mah - Bakış TAk son sür'atle ardınıza my.; Siraza dönünüz... ynlı hağ, “Maktan geri kalmıyor - Sültan Mahmu “"“tıı ihmut ve etrafı Yeni- B g“"-rdı Alemdar ve yâra - lunduğunu söyliyerek Ata- nezakelinde bu-. Talebe Gezintileri Ankara Hukuk Fakültesinin SeyahatiT Avrupa'da Türkler Hakkıında Nâmütenahi Sevgi Var kasabaların müstakbel imar) Plânları tanzim olunmadığı| ZORBALAR | SALTANATİ iniz., Derhal maiye-| t İsmail bey İstanbuldani .P gilti, Adamları etrafa göz dürmadan el altından fış- talebeler Cümhurreisimiz İnönü şerefine Üç defa «yaşal, diye ba- garmışlardır. Ayni gün Firiburge hareket e- den grup geceyi, orada geçirmiş- lerdir. Firiburgde talebelere gös- terilen sevgi ve muhabbet fevka- lâde parlak olmuş, istasyonda grup başkanı profesör Cahit O - Buzoğlu ve talebelere müteaddit büketler verilmiştir. Gece Suis Palasta verilen ziyafete beynel - milel şöhreti haiz profesör Lögra Ebi, Tiretsini, Kont, Rektör Be - rütti hazır bulunmuşlar ve Türk- ler hakkında nâmütenahi denecek derecede yüksek sevgileri oldu - iunu tebarüz ettirerek, bunun bir, müddet evvel şimdi grup reisi o- lan profesör Cahitle başlıyarak gün geçtikçe artan bir his aldu- Hunu, profesör Cahidin talebelik zamanında aldığı parlak neticeyi bugün Üniversitede bulunan Türk; talebelerinin büyük bir hassasi ile kazanmağa çalıştıklarımı 5i liyerek demokrat Türkiye ve o - nun Şefi İnönü şerefine kadehi- ni kaldırmıştır. Bu sırada ziyafete bugün İsviç- yenin Maarif Nazın olan Piller ve eski Reislcümhurlardan Müzi şeref vererek Türk karakteri ve İsviçrenin Türklere karşı duy - makta olduğu derin sempati - ve hayranlıklarını izhar etmişlerdir. | I Vilâyetlerdeki Talebe Sayıları Artıyor Kız ve Erkek Talebeler İçin Ayrı Ayrı Pansiyonlar Açılacak gL Ten d Dler | Sozeslammna pansiyonları açılması kararlaş - tırılmıştır. Buhususta vilâyetlerin faaliyet-, bul için birer kazanç "::"“'» Vel| ğundan bunlara civar yerlerdeki | te bulunması ve yabancı talebele-i güzel eserler wm mlnh. * | kız ve erkek talebeler; artık İs - | rin otel köşelerinden kurtarıl - Fakat, acaba, İstanbulun daha | tanbula gelmiyerek yakınların - | ması bildirilmiştir. mübrem, daha hayati, hemşerile- | daki orta mektep ve lselere gil- Edirne ve Trabzon gibi vilâ - vin akbali, “M."_”'_' rahatı, ( meğe başlamışlardır. | yetlerde esasen bu pansiyonlar a- hatta refek ve sandeti için, yapıi- | — Bu sebeble liseli vilâyet mer - l | ması daha evvel sıraya konacak | kezlerinde ve orla mektep olan ka-, SİMIŞ olduğundan şimdi; bunu elzem işler, müciseseler yok mu- | zalardaki kız ve erkek talebelerin ÜĞ* Pütün vilâyetlerde kız ve er- dur?. Biz şehizcilik — mütehassısı | sayısı çoğalmıştır. kek talebe pansiyonları küşadı ta-| değiliz. Fakat, —mütebassısların, | — Öğrendiğimize göre, bu Kabil | KİP edecektir. böyle bir sual Kkarşısında da, ne | kız ve erkek talebelerin toplu bir | — Bu pansiyonlarda talebelere &- düşüncceklerini samimi olarak me-| halde yaşamaları için vilâyet ve | Cak yemek verilecek ve gereke ye-| rak ediyoruz. | kaza merkezlerinde kız ve erkek | mek, gerek yatıp kalkmaları için Lâzım, Elzem aksim kışlası yerine 3,645,000 lira safedilerek bir tiyatro, bir kunferans salonu, bir Halkevi binası, bir şehir gazinasu, | bir etel ve bir şehir kulübü inşa 1 edilecekmiş. Dört milyon liraya yakın para ile vücude getirilecek bu eser İs- on yıllarda muhtelif vilâ - Atatürk'ün ' Hayatını Kurtaran Saat Fabrika Saati Mutlaka| bulduracak | Çanakkalede Atatürk'ün haya- | tını kurtaran saatin veya fotoğ - | Yafının ; mezkür saat fabrikası | müdürlüğü tarafından ele geçiril-! mek istendiğini yazmıştık. Bu tarihi saati aramak — üzere şehrimize gelen fabrikanın acen- tası; santin İstanbulda ve hattâ memleketimizde olmadığın, ih - timal Almanyada bulunabileceği- ni kat'i surette tesbit etmiştir. İnkılâp Müzesi müdürlüğü de | Talebeler ertesi günü Beru ve Zürih yolile Viyanaya hareket et-| ) Mislerdir. Brende 'TTürk sefaretini ziyaret ederek Sefir Vasfi Menteş tara - fından hazırlanan büfede ağırlan-| mışlar ve sefaretin dölâletile oto-) karla şehrin görülecek yerlerini | gezmişlerdir. 'Türk talebeleri ho- calarile beraber İsviçreden müs- bet ve iyi intıbalarla ayrılmışlar- dir. — Böhiliyenin Mühim Bir Tamimi: — Tasarruf Hakkına Uluorta Tecavüz Edilmiyecek tebliğat yapılmadan ve hattâ ba- zan encümen kararı bile alınma- 'dan tasarruf haklarına tecavüz 0- danduğu; bina ve meskenlerin yık- tırıldığı Dahiliye Vekâletine ya - pılan şikâyetlerden anlaşılmıştır. Dahiliye Vekâleti bu hususta lâyetlere mühim bir tamim gön- dermiştir. Yazan: M. Sami KARAYEL makla meşgul idi. İstanbul ahalisi çok geçmeden halâskâr tanıdıkları Alemdar ve yâranı aleyhine yavaş, yavaş ha- rekete gelmişti. Her ağızdan ku- lak kulağa şu sözler süyleniyar - dü; — Bu Rumeli zorbaları da küp- lerini doldurmağa.. gözdelerin vej ikballerin koynundan çıkmamağa' başladılar. Allah bu milletin en camını bayra tebdil eyliye- Hülâsa; devlet ve millet ıııııfyqıyııdı-* bir gün Ha sonra; © Bunda; ileride yaptırılacak imar| bu kıymetli hatıra ile meşgu! ol- mağa başlamıştır. sında bu saatin bir. fotoğrafınım ;cvnn olduğu ileri sürülmekte- ir. Diğer taraftan fabrika müdür- Tüğü; İstanbul acentasını bu iş içi | İsviçreye davet eylemiştir!. 1 Fabrika bu saati buldurarak müzemize hediye etmeği kat'i su- Tette kararlaşlırmıştır. îvıwlunîağ_lınsnluslm Yugoslavyanın Ankara sefareti Başkâtibi Ljeubicha — Vichatzkiğ İstanbul ceneral — konsolusluğuna tayin edilmiştir. plânlarile Tüzumsuzluğu — tebey - 'yün edecek istimlük musmeleleri- ne tevessülden sakınılması bildi- Tilmekte ve: «Değer parası peşi- nen ödenmeden yapılan istimlük- lerle, encümen kararına dayanmı- (yan yıktırma muameleleri kanı- ni takibatı istilzam eder mahiyet- tedir!» Denilmektedir. Bundan sonra, plfnsız ve ka - nunsuz Hareket edenler hakkın- da kanuni takibata teveesül o - hunacağı tebli Zolunmaktadır. sircinin konağına gelmiş! h adam; iki günü büyük bir he- yecanla geçirmişti. Hattâ; gece - leri rüyalarına Cünanın ve cari- yenin hamam âlemi — giriyordu. Adamcağız saatleri, günleri iple gekiyordu. n Nihayet; büyük bir tehalükle esirci hanımın kapısınadn — içeri girmişti. * ” iye akçamı bekledi. Nuridan küçük heyin dairesinden İ n ıLcı:ıııî akşam yemeğini bile be- raber yemişlerdi. Demek hanım- elendi Nuridan meselesinden ha- berdardı. üN Her ihtimali göze alarak çer - kes kalfasına müracaat ederek şunları söyledi: — Kaltam; Nuridan Nihad be- yin odasında; demek hanımefen- di bu işten haberdar. — Öyle anlaşılıyor... Ben el dandan tahkikatı yaptım ve an - |. desi de hatırını kırmak At Neslinin İşh_hı Binici Talebe Yetiştirilecek At neslinin ve biniciliğin ıslahı ile ehemmiyetli surette çalışıl- | maktadır. Bu cümleden olarak memleke- | timizde binici gençlerin adedinin süratle atttırılması tekarrür etti- ğinden Karacabey hârasındaki nicilik mektebine yeniden 20 ta- lebe alınması kararlaştırılmıştır. 12 - 14 yaş arasındaki gürbüz, anasız ve babasız çocuklar ara - sından geçilecek olan bu talebeler Mektebin tahsil müddeti 6 se - nedir; ü Hurma Kaçakçılığı 43000 kilolük bir hurma partisi Suriye malı olduğu hâlde Hatay ambalajı ile ve yüzde 99 gümrük tenzliâtından — istifade olunarak şehrimize sokulmak istenmiştir. Gümrük idaresi bu kaşakçılığ: önliyerek hurmaların sahiblerin- den 100 de 100 resim istemiştir. Bu resim verilmeyince hurma- lar gümrüğe intikal etmiş ve 24 bin kilosu yoksul çocukları hi- maye kurumuna, 1i bin kilosu Halkevlerine, 5000 kilosu Türk ©- kulma kurumuna, 600 kilosu düş- künler evine, 1,200 kilosu Orte - Köy, 1200 kilaosu da Üsküdar fa- kirleri kurumuna meccanen ve- Tilmiştir. ladım ki; küçük bey Nuridamı val desinden istemiş... — Sahi mi söylüyorsun kalfa?, — Evet; aldığım haber doğru - dur... Meğer, küçük bey Nurlda- ni çoktan gözüne koymuş... Val- ve miş. Kurnaz çerkes — uydurmuştu. maksadı cariyenin gözünden Ni- hadı düşürmekti. Netekim; kal - fanın son sözlerini işiten cariye hiddetle bağırdır — Ya, demek böyle... Hayatı - mi, canımı inanarak ve severek | verdiğim adam, nihayet bana bu mukabelede bulunmuş oldu. Zi. yam yok biz Allahın öksüz — ve garip kimseleriyiz... Nihad, ku - hunu Allaha havale ederim. O, di-| dediği gibi yapsın... - — Vallah, kızım ne diyeyim?... Evvelce de sana söylediğim gibi biz esir insanlarız... Sen simdi o- X gü e n | oğlunun dileğini yerine getir- ' Anason Zer'iyat S Bir Misli Genişletilecek! Abason mahsulünün memleke- | timizin bütün ihtiyacına cevap | vermediği yapılan — tetkiklerden | anlaşılmıştır! Bu münasebetle Zirast Vekâle- üyetlere bir tamlm gön- dermiştir. Bu tamimde ; her istihsal saha- sında olduğu gibi; bu istihsal şu-| besinde de yurdumüzü — kerdine | | yeter bir hale getirmek için; ana- | son zeriyat sahasının bir m | nişletilmesi ve istihsalâtın artma- | sı hususunda faliyet gösterilmesi i.x*tenmîşlir leri ve köylüler nezdinde bu hu - susta faaliyette ve anason yetişti- | zilmesi için teşvikte bulunacak- lardır. lli Yoni Hava Gazi Fiyatları | Testit Edilli —| Tezife komisyonu dün belediye- de toplanarak 939 senesi birinci üç aylık havagazi tarifelerini tesbit etmiştir. Komisyon, tetkikat ne- | ticesinde İstanbul havagazi fiat - larmı bir para noksanile 5 kuruş 29 paraya, indirmiştir. Kadıköy - | Üsküdar hava gazlerini de bir pa- ra fazlasile 5 kuruş 38 paraya, Be- | yoğlu cihelindeki havagazi tari - fesini de iki para ilâvesile 5 kuruş, 38 paraya çıkarmıştır. MEVLÜD Bevgili eşim ve babamız Hobpa eşrafından ve Kafkasya tüccarla- | Tından merhum Hafız Cafer Sa- dık Karahasanın ruhu için 25/2/ 939 cumartesi günü öğle namazını müteakip vasiyeti üzerine Beya- Zat Soğanağa camlinde mevlüdu gerif okutulacaktır. Ailesi namına: Karahasan u bırak. Bak Cânan gitti. Hamid efendi hazretleri çok iyi ve zen- gin bir adamdır. Çak rahat edecek| bu kız orada... Talihli bir kız i» miş... Lâkin, Mısır kâhyası da is- fiyordu bu kızı... Cariye, işin içyüzünü bilmiyor- muş gibi mukabele etti: — Ah, kalfacığım, eğer Mısır kühyası beni istese bir dakika bi- le durmam; hemen bu evden u - zaklaşır giderim. Lâkin, biliyor- sun ki; ben bugün bekâreti gas- bolunmuş bir kızım. Bu adam be- ni istese de gidemiyecek bir hal- | deyim... Ne diyeyim Allah beni | bu hale koyanları dilediği gibi yapsın... Çerkes kalfasının beklediği de bu sözlerdi. Demek cariyeyi yola getirebilmişti. Evden uzaklaşma- ğa karar vermişti. Derhal manev-! rasını tam mânasile tatbike baş- dadı: — A ilühi kazım, Talebenin Diş Muayenesi Her Üç Ayda Bir Mutlaka Yapılacak kâse, orta, bilhasta ilk okül ta- kbelerinin bedeni sağlıkları gibi diş sağlıklarına da lâzım olduğu €hemmiyet verilmesine dair Ve- kâletin vermiş olduğu kararı ev- velce yazmıştık. Bu kararın tat - bikatından olmak üzere okullar - da talcbelerin diş muayene ve te- davilerine başlanmıştır. Bu mua- yeneler her üç ayda bir tekrar &- dölecektir. K;ğây İhtifali Menemende canavarca şehit e- dilen inkılâp çocuğu Kubilâyın hatırasını tebeilen, her sene ol - duğu gibi, bu yıl da 23 Maartta Menemende Kubilây âbidesi ö - nünde büyük merasim yapılması kararlaştırılmıştır. Bu ihtifale İs- tanbul Üniversitelilerinden — bir grupun da iştirak etmesi için ha- dırlanilmaktadır. Sandal Bedestanının Faaliyeti L ay içinde Sandal bedestanında 9399 lira 95 kuruş kiymetirde 380 parça altun, gümüş ve kıymetli taşlar, 8822 lira 85 kuruş değe - | rinde de 755 parça halı satılmış - ge- br. Mütelerrik eşya satışı yapılan kısımda ise 7993 lira 10 kuruş tu- tarında 1092 parça eşya satılmış- | Vilâyetler; anasan müstahsil - | tır. Buğday — İhracatçılarının Toplantıları Buğday ihracatçıları dün Türko-| fiste toplanarak Alman ihracat - çıları tarafından gönderilen yeni mukavele sureti etrafında görüş- Mmüşlerdir. Tüccarlarımız bu mukavelenin tadilini arzu eylemektedirler. Üniversitenin Yaptıracağı Eserler Üniversite tarafından — öcnebi dillerden muhtelif branşlara ait eser tercümesi için açılan imtiha- | na girenlerden kazananlar şun - lardır: Nezihe Elp, Zeyyad, Ebüzziya Fransızca, Rasim Cenani, Mehmet!| Ülker İngilizce, Müştak Ernoy İ- talyanca dillerinden kazanmışlar- dır. Bunlara kendi branşlarına alt; eserler verilerek tercüme yaptırı-. dacaklır. ben'bu akşamdan tezi yok seni e& ki haline getiririm... — Nasıl olur kalfacığım, bekâ- retim gasbolalı seneler oluyor... Artiık kadınım.. n — Korkma diyorum ya-. Kız - hk yapmak benim elimdedir. Hem)| de eskisinden daha — âlâ... Mısır kâhyası öperde başına bile kor... — Sahi mi söylüyorsun kalfa- cığım? Yoksa beni teselli mi edi- yorsun? — Sahi söylüyorum... Hiç kork- ma... Sen demek katiyyen Mısır kâhyası isterse gider misin? — Bir dakika bile durmam.. Çerkes kalfasının gözleri par - Tamıştı. Gürültüsüz, patırtısız ca- Tiyeyi evden uzaklaştırabiliyor - lardı. Avuç dolusu da para sahi- BARUT KOKUSU Fakat, ne yazık ki «sulha hiz -— met» «sulhu kurtarmak» parola- sile, yeryüzü mütemadiyen ra - parçalanıyor, insanlar ölüyor, te- cavüzler oluyor. 4 Birçok memleketlerde, daha çok harbei, mütlecaviz taşryan bir terbiye ile yetiştirili » yöor. Bu, belki de bir z . Hattâ, bir takım kin ve intil hislerinin kamçılandığını, üe, istikbale ait idenllerin müs » takbel tatlı zaferlerinden bal dildiğini duyuyorunz. Bütün bunlar, nesilleri geh harblere hasırlamak içindir. Bizim mekteplerimizde ol kırast kitabları yeniden yazıla - cak. Bu, her bakımdan isabetli karardır. Büyük bir kurtuluş savaşı 'tık. Asker ve muzaffer bir tiz. Tarihimiz şerefli çarpışmalar doludur. Fakat, okuma kitabi da bunlardan bahseden — sat yok denecek kadar azdır. İnsani, içtimal bahislerden bi- Taz kısalım da, yeni kitabların zırlanışında çocuklarımıza, en bü- yük erkeklik vasfı olan kahra manlık ve harb menkibeleri latalım. Açık söylemeli: Yani ço cuklarımızı harb meydanlarının barut ve kan kekan havasile da- Türklüğü Tahkir Dâvâsı Türklüğü, hükümeti ve Bü Millet Meclisini! tahkir edenler davalarına badema bu: Bazaa a lanna Bieli dti ; $ f f İ ı E | İ n tEj | iı[ ; f İ T i g! E ıîl İ | delerinde Kasaplan ! İ ; $ ğ F İz 3 " İl | İ | t İ ; T i| i! F F ?5 5;“!' l |