HÂDİSELER HAFİF İÇKİLERE ALIŞTIRMAK MESELESİ ir taraftan da, alkolü çok B olan içkileri — hafifletmek için tetkikler yapılıyor. Ma-. lüm ya, bizim rakı dediğimiz içki de alkol fazladır. Bu da, sıhhate müthiş zararlıdır. Şimdi, bilhassa biranın taammüm etmesi isteni - x. Verilen havadislere göre, bi- ranın şişesi 20 kuruşa satılacak - mış.. Acaba, bira ucuzladı, diye, kırk yıllık akşamcılar, rakıdan vaz Beçip bira içmeğe mi başlıyacak- lar?. Kafayı adamakıllı duman - lamağa alışık olanlar, ayni reha- weli duyabilmek için, on, on beş Şişe bira içmeğe kalkışacaklar.. Halbuki ayni işi, şimdi, bir kırk dokuzla pekâlâ görüyorlar.. O za-| man, astarı yüzünden pahalıya mal olmiyacak mmi?. 81 YAŞINDAKİ BİR SİMİTÇİNİN HİKAYESİ Bir gazete haber veriyor: 81 ya-| şında ihtiyar bir seyyar simidei, yolu işgal ediyor, diye iki gün hapse mahküm edilmiş.. Bu hava- | disi veren gazete: Belediye ceza- larında insaflı olalım.. diyor. Bl yaşındaki ihtiyarın mürur ve| uburu sektedar edecek kadar, yo-) Ju nasıl işgal edebileceğini, doğ- rusu biz de anlıyamadık. Yaşına hürmeten affetmek lâzımdı. BİR MANEVRADA BU KADAR SİLAH KULLANILDIKTAN SONRA Amerikada muazzam bir deniz manevrası yapılacağını gazetelerde okumuşsunuzdur. 140 harb gemisi we 600 deniz tayyaresi bu manev- Taya iştirak edeckmiş. Rakamları iyi düşünüyor musunuz?. Bu ma- nevranın sebebi de Panama kana- linm müdafaa tecrübesini yap - İK LĞ İ HABERLER * Rektör Ankaraya gitmiştir. *& Hariciye umumi kâtibi Nu- man Rilat Ankaraya gitmiştir. * Bir müddettenberi şehri - mizde bulunan Ziraat Vekâleti Müsteşarı Celâl Almayan Anka- raya gilmiştir. * İkinci ekmek nümunesi ha« zırlağğtiğilğe beğenilmiştir. Bu - günlerd bir karar verilecektir. 'e Yardımcı muallimlerin ay - lıklarının verilmesi için emir gel- Miştir. * Çemilirlayn, Flistin hakkında Arablâra hiç bir valdde bulunul- mamış olduğunu isbat için 1015 senesinde Şerif Hüsyin ile İngil- tere arasında teati olunun mektub-| ları bir beyaz kitab halinde neş - rettirecektir. Yumurta İhracatı Messelesi İktısad Vekâleti iç ticaret umum| nunda nizamnamede bazı tadilât müdürü Mümtaz Rekin reisliğin- de dün ihracat tacirleri ve Trahya| ta çeşidinin ihracı için de bir ta - fle Anadolunun muhtelif yerlerin- den gelmiş olan yumurta komis- Ne. 116 Şimdilik bu kadar yeter. Ya - kında yine mektub yazacağımı vadader, gözlerinden öperim yav-, Tümle Boğaziçi - annen: Melek Suna, annesinin ilk mektubuna| 8 IELGRAF—İ5S SŞUBAT 1999 GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI KARŞISINDA Son Telgraf mak imiş. Artık yarınki muhare- belerin nasil olacağını zihninizde canlandırabilirsiniz.. Bir tecrübe için bu kadar çok vesait kullanıl- dıktan sonra, üst tarafını kıyas e- din.. . KENDİ KENDİLERİNE GELİN GÜVEY OLANLAR.. Yeni meb'us seçimi günleri yak- laştıkça, birçoklarının yüreği hop kalkıyor ,hop oturuyor.. Namzed. liğini koyarak seçilmek istiyenle- rin sayısı da bir taraftan mütle - madiyen artıyor. Hatta, şimdiden ümidlere düşenler var.. Bu ümid sahiblerinden bir çokları da bizim Babığli caddesindedir. Geçen gün birinin: — Bari intihab dairem yakın ol- sa da, tetkik seyahatlerime gi - derken, ihtiyar annemi de bera- ber götürsem... Dediğini kulaklan kulağa duy- duk. Böylelerine: «Kendi kendine ge- lin güvey oluyor» denmez mi?t. BİR ANKETİN GÜZEL | VE ORİJİNAL CEVABI Dün bir gazetede, Nurullah A- tacın. bir ankete verdiği cevab- ları okudum. Kıymetli ve orijinal tmünakkid diyor ki: — Bir şiirin güzel olması için onda mutlaka mana aranmaz.. Anketi yapan muharrir soru - | yor: — En çok sevdiğiniz şiir han - gisidir? Nurullah Atac cevab veriyor: «Yazık oldu Süleyman Efendiye» Bu misrain manası yok mu?. Pekâlâ var. O halde bu, Nurullah Atacın telâkkisine göre güzel de- ğildir. Güzl olmıyan bir mısrar, üstad, nasıl olmuş da beğenmiş?. AHMED RAUF Şehir Meclisi a içtimat! Şehir meclisi dün toplanmış ve keçi ve manda eti bulunduran ka-| sabların, muhakkak belediye ta - rafından kendilerine satılacak «Bu- rada keçi vemanda eti satılır'» ibareli bir levha asmaları hakkın- daki teklif kabul olunduktan son-| ra Beşiktaştaki «Abbasağa» me - zarlığının tamamen park haline getirilmesi ve buradaki bir kısım tarihf mezar taşlarının muhalfaza| olunmak üzere bir yerde toplan- ması kararlaştırılmıştır. Neclis cuma gün ütoplanacaktır. Et Karkıın Faydası Var mı? İktisad Vekâleti et narhının ne netice verdiği hakkında tetkikata başlamış ve İstanbul kasablarının bir mümessilinin Ankaraya gön- derilmesini rica etmiştir. yonları bir toplıntı yapmışlardır. 5 saat devam eden bu toplantıda yumurta ihraç nizamnamesi etra- fında görüşülmüştür. İçtima so- | )mpılmıııvımlnınhılyumır—ı kım hükümler konulması kararlaş- Ça Vazan: lskender F. SERTELLİ y P.OLUS! Esnafı İhtilâfı Aralarında İkilik Var mı ? On iki şubat 939 tarih ve 693 sayılı nüshamızda çıkan deniz kü- çük nakliye çemiyetinin umumi köngresi münasebetile, cir mühar* ririmizin «deniz küçük nakliye esnafile neler konuştum?» — baş- lıklı bir yazıda esnaftan bazıları- nın cemiyet idare heyetinin le - hinde ve aleyhinde zöyledikleri sözler aynen yazılmıştı. Bahçe - kapı sandalcı esnafından aldığı- mız 23 imzalı bir mektupta mez- kür yazıda ileri sürülen vaziyet tavzih edilerek ezcümle şöyle de-| nilmektedir: — «Cemiyetimiz umumi kong- resinde idare heyeti hakkında va- ki olan itirazlarımız. gazeteniz - deki yazıda, Maksut — tarafından önayak olunarak cemiyete karşı cephe aldığımız yazılıyor. Bu doğ- ru değildir. Bizim, bir kişinin sö- zile hareket etmemize ne sebep, we de imkân vardır. Hepimiz aklı başınad insanlarız. Ne Maksudun, ne de başka birinin tesiri altında | kalmaksızın doğrudan — doğruya kendi düşünce ve kanaatimizi or- taya attık. Müdafaa ettik. Maksut| ile Mehmet Felek arasında bir bü- Tudet olduğu iddia edilerek bu bir sebep olarak gösterilmekte - dir. Bu yanlıştır. Ve şahsi bir me- sele bu umumi işi alâkadar ede - mez. Şunu açıkça söylemek İsteriz ki: cemiyet, şimdiye kadar yaptığı yardımları «sureta» Hüseyin Yıl- dirim vasıtasile saydırmaktadır. Cemiyetin âzaları haylice yekün teşkil eder. Verilen aidat ile de bir çok faydalı işler görülebilir. | Halbuki cemiyetin yaptığı yardım | bir iki kişiye münhasır kalmak - | tadır. Böyle bir idare heyetinden hiç bir fayda beklemedik ve bek- liyemeyiz. Hem bu hususta bağı- ran yalnız biz değiliz. Bir kaç şa- hıs hariç olmak üzere bütün ka - yıkçı esnafıdır. Her türlü hakla- Tımızı arayabilecek akıl ve mante-| ği Felek Mehmetten — öğrenecek kadar basit düşünceli insanlar ol-| madığımızı bir kere daha ilân & der ve halihazır idare heyetinin yerlerini muhafazada — gösterdiği Bâyretin beyhude olduğunu bil - diziriz. Şu beyanatımızın aynen muhte-| rem gazetenizin ayni sayfa ve sü- tunlarında neşrini rica eder — ve bu vesile ile derin saygılarımızı Sunarız.» ar Kİ Ateş Alan Tramvay | 186 numaralı Şişli - Beyazıd a- rabası dün saat 15 i 5 geçe lar caddesinden yukarı çıkarken birdenbire arka tarafından ateş miş ve bir kontakdan çıktığı an- Ve.. Mah Vefakâr Kadınlar! “Genç Yaşında Kalbi Acılarla, Dolan Bedbaht Bir Kadın, Allılar Giyinmez ya ? ... Maznun altmışını geçmiş ihti- yar bir kadındı. Gözlerinde kenar- ları teneke ile çevrilmiş beyaz bir. gözlük ve üstünde de siyah bir çarşaf vardı. Ellerini erkeklere göstermemek için olacak, pelerinin altında gizlemişti. İkinci sulh ceza reisinin sorduğu suallere - bazan gayet yavaş ve sükünetle, bazan de sesini yükselterek, sert ser$ cevablar veriyordu: — -« Ben dilenci değilim, evlâ- dım! O gün, kendime bir fanilâ almak için Mahmudpaşa çarşısına Bitmiştim. Üzerimde eskice bir çarşaf vardı. Bir sivil polis me- muru, beni dilenci zannederek, karakola götürdü. — Niçin mi eski giyinmiştim?. Ah bilmezsin, oğlum bu koca ni- nenin başına neler geldi? Zavallı ve talihsiz kadın ne çileler dol - durdu?!.. Kadın teessüründen pek bitkin görünüyordu: — Bütün gençliğim hep acılar ve ıztırablar içinde geçti, evlâdım. Hayatımın en güzel çağında, Allah gani gani rahmet eylesin, nur i- çinde yatsın, efendimi kaybettim. Kadın sustu ve bir iki saniye ö- müne bakarak düşündü, sonra de- vanı etti: — Biz Selânikli kadınlar, ko- calarımıza karşı çok vefakârız. Ko-| camız velat edince, ölünciye ka- dar, bir daha kat'iyyen evlenme- yiz. Saçlarımızı süpürge yaparız., hizmetçilik eleriz, bütün âmrü - müzü mihnetler ve meşakkatler içinde geçiririz de, yine başka bir erkekle hayatımızı birleştirmeği aklımıza bile getirmeyiz. Tahir E-| fendi öldüğü zaman, — Eminesini düşünerek, ona başkalatına muh- taç olmıyacak kadar para ve mal bırakmıştı. Çok şükür, bugüne kadar, sayesinde — maddi yokluk hissetmedim... — Bakın unuttum - söylemeğe: Niçin o yırtık ve eski çarşafla Mahmudpaşa yokuşunda dolaştı- ğimı soruyordunuz, değil mi?., Acı acı gülümsedi: — 'Ta genç yaşında, kalbi acılar- la dolan ve bilâhare de dağ gibi evlâdlarını, torunlarını kaybeden bedbaht bir kadın allılar giyine- mez yafı, MEHMED HİCRET laşılan yangın söndürülmüştür. Nafıa Vekâleti bu kabil kazala- ra meydan vermemek üzere ara- baları tamire başlıyacaktır. Diğer taraftan tramvay şirketi memur ve müstahdemin sandığına| aid olan 14,000 altın liranın ne ol- duğuna dair henüz hiçbir cevab vermemiştir. senin aradığın evsafı nefsinde top-| bürmet ediyorum. Ve hiç şüphe lamış bir erkek değildir. Onunla | yok ki, Cemilden ayrılırsam, ilti- mes'ud olabileceğini hiç ummu - büyütmüştüm. Annenin bu yaş - tan sonra seni ve beni tekmeliye- 'ca edeceğim yer onun evi olacak- okudu ve Reşada göstermedi. Re- bir genç. Beni mes'ud etmek için, | ceğini aklımdan geçirmezdim. Ne| şad: evlendiğimiz gündenberi çalışı - yapalım.. Mukadderat böyle imiş. — İzmirden mektub alıyor mu- yor, didiniyor. Fakat, itiraf ede - | Eğer Cemil lle geçinemez ve an- | sunuz? yim ki, henüz kalbime giren yolu | nenin yanına da dönmek istemez-| — Diye sordukça, Melek: bulmuş değildir. Belki günün bi- rinde bulacak.. O gün yakın mı, sen, evim her zaman sana açıktır. Hemen kalk gel Cibalide otura - — Hayır. Suna bizi unuttu. O zaten çok unutkandır. Gözönünde kemeler ı Oyun Uğruna Bir Kurban Yedi Yaşındaki Çocuğun Eteklerine Gaz Buladılar Sonra da Kibritle Ateşlediler Henüz 7 yaşında bulunan genç bir kız bir oyun uğruna feci şe- kilde yanmıştır: İzmirde Eşrefpaşada Kızılçullu şösesi üzerinde Hasan kızı T ya- şında Müşerref ile komşularından İsmall kızı Hikmet itfaiyecilik 0« yunu oynarlarken Hikmet evden gaz şişesini #lmış ve Müşerrefin eteklerini gaze buladıktan sonra bir de kibrit kakıp ateşlemiştir. Hikmet bundan sonra Müşerrefi kurtarmak üzere su da hazırla - mağa koyulmuşsa da birdenbire büyüyen alevler küçük yavrunun eteklerinden vücudüne sirayot ©- derek onu yakmağa başlamıştır. Müşerref acı foryadlar arasında bir çılgın gibi kaşmağa başlamış ( etraftan yetişenler kendişini yara ve ağır bereler arasında bularak hastaneye kaldırmışlardır. Suçlu kız da yakalanmıştır!.. Haftalığa Bağlanan Dükkânlar Galata Polis merkezi mürette- batından belediye işlerine bakan bir komiser muavini ile 4 polis memuru Galatada yiyecek ve içe- 'cek satan 40 dan fazla dükkânı haftadan haftaya kendilerine bir miktar «rüşvet» vermeğe mecbur tuttukları iddiasile yakalanmış - lazdır. Mezkür dükkâncılar da kont - roldan kurtulmak üzere bir müd- dettir bu teklife razı olmuşlar ve istenen parayı vermişlerdir. Fakat evvelki gün Galatada fı- rını olan bir adam Emniyet Mü - dürlüğüne müracaat ederek me- seleyi anlatmıştır. Bunun üzerine mezkür memur- lar Emniyet müdürlüğüne davet olunmuşlar ve resmi üniforma gi- dirilen 3 sivil memur o dükkân - dara giderek haftalığı (!) istemiş- lerdir. Bu memurlar arkadaşlarının başka yerlere tayin olunduklarını söylediklerinden —esnaf bundan şüphelenmemişler ve haftalığı (!) vermişlerdir!. ı Esnaf bu paraları verirken ar- kalarından Golaşan diğer sivil me- murlar da birer birer rüşvet ve- renbu esnafı yakalamışlardır. Esnaf ve mezkür memurlar bu- gün adliyeye verileceklerdi gibi, Cemilden ayrılınca onun e- vine iltica edeceğini söylemekten| çekinmiyor. Alacağı olsun onun. Melek bu mektubdan sonra kı- zaına diş bilemeğe başlamıştı. * Reşad, iş peşinde koşmaktan u- sanmıştı. Nereye baş vurduysa menfi cevab alıyordu. Reşadın bir Ümidi vardı: Belçi-| kalılar şirketine yerleşmek. Gerçi şirketin ridektörü: — Şimdilik boş yerimiz yok.. Cevabını vermişse de, ikinci di-| .bir hafta sonra cevab veriyor: vzak mu? Onu şimdiden kestirmek| cağım. Buradaki evimizi sen de | olanları sever, gözden uzak olan- | rektör: «Sevgili anneciğim; mümkün değil. Babalığımdan da | bilirsin. Ben! sakın unutma, yav-| lar aıklına bile getirmez. — Yakında bir mühendis çıka - «Mektubunuzu aldığım gün - | bahsetmeden geçmek istemedim. | Tucuğum!) Diye cevab veriyordu. cak.. Onun yerine sizi alabiliriz. denberi düşünüyorum. Cevab ver-| Vazifesinden istifa ettikten sonra | — Üvey babamin bu sözleri bana | — Melek kendi kendine: Demişti. mek için, mübalâğasız on kere ka-| bize uğradı: (Kızım, seni son de- | çok acı geldi. Çok dokundu. On- | — — Demek ki, Tahir İstanbula | — Reşad: lemi kâğıdı elime aldım.. Masa - | fa bir kere daha görmek isterim, | dan bu fazileti beklemezdim doğ-| geliyor... Bir fabrikaya girmiş, di-| — — İstanbulda iş bulmak nekadar man başına oturdum.. Fakat bir şey| dedi, annen hem senin, hem de | rusu. Siz ne derseniz, deyiniz.. Ü- | yordu. Fakat, hınzir herif, İzmir-| güçmüş.. “yazamadan tokrar kalktım. benim başımı yaktı. Ben İstanbul-| vey babam, | den ayrılırken Sunayı iyice zehir.| — Diye söyleniyordu. da bir fabrikaya girmek üzere ya-| — Bana, öz annemden çok daha lemiş. Ben orada iken, Suna: «Bul| — Bayan Melekle henür evlenme- xın yola çıkıyorum. Erkeğim.. Na-' büyük bir fazilet ve insanlık dersi| uşak bozuntusu adamın yüzünü | mişlerdi. ııaııını_yıqıı_ı:ımnr'mı— verdi. Ondan nefret ediyordum. görmek istemiyorum artık» dedi- ği halde, şimdi, bana nisbet verir Ki KS İ LA SY B İ İzmir hukuk mahkemesi, hakkında altı ay bekleme karorı Maden İstihsalâtı Artıyor Halbuki Dünya İstilısılâhMülemndiyen' Eksiliyor Şehrimizdeki alâkadarlar tara- fından tesbit olunduğuna — göre 1933 senesi içinde dünya maden- giliği istihsal noktai nazarından gok gerilemiştir. Geçen yıl içinde dünya maden istihsalâtı; evvelki seneye nazaran çok azalmıştır. Buna mukabil; 1938 senesi için- de mmnleketimizde maden istih - Salâtı geçen yıl nazaran bilâkis artmış ve yeni yıla daha — ümid içinde girilmiştir. Ezcümle 1937 yılının ilk 10 a - yında 1 milyon 960 bin ton taş kömürü istihsalâtımıza mukabil; 1937 senesinde 2 milyon 191 bin | ton elde olunmuştur. 1937 yılının ilk 10 ayında da 89 bin 689 ton Linyit kömürü is- tihsal olunmuşken bu miktar 1938 senesinde 107 bin 752 tona baliğ olmuş bulamaktadır. Bilhassa, 1937 senesi sonunda başlayıp 1! ay devam eden dün- ya demir istihsalâtı krizi de mem- leketimize hiç tesir etmemiştir ve| 1987 senesinin 10 ayında 155 bin 23 ton demir istihsaline mukabil 1938 yılında 171 bin 801 ton elde olunmuştur. Bu suretle dünya piyasalarında demir azalırken bizde bollaşmış- tır. Bunlardan başka 1938 senesin-| de memleketimizde 171 bin 501 ton krom, 10 bin ton çinko kur - şun, 6 bin 92 ton zımpara, 3 bin 808 ton kükürd, 4 bin 572 ton bo- rasit, istihsal olunmuştur. 1938 senesinin ilk 10 ayı içinde de ayrıca 363 lületaşı ve 592 şişe civa elde olunmuştur. Maarif Şürası ' Hazırlığı Maarif şürasına gönderilecek temennilerin kat'i şeklini - tesbit elmek üzere dün orta mekteb ve lise müdürleris son bir taplantı yapmışlardır. Bu içtimada bazı teklifler kabul edilmiş ve Beykoz orta mektebi müdürü Cevad Palandöğenin ma- arif işlerimiz hakkında hazırla * dığı uzün bir rapor müzakere o- lunmuştur. KISA POLİS HABERLERİ * Şoför Alinin — idaresindeki 3524 numaralı kamyon Beşiktaşta Eminönünde oynamakta olan Re- şadın 7 yaşındaki kızı — Neclâya çarparak yaralamıştır. Molek de bu işsizliğe sıkılmıyor| değildi. — Reşad bir iş bulsa ne iyi o- lacak.. Diyor, o da öteye beriye baş vurmaktan, eşi dostu sıkıştırmak- tan geri durmuüyordu şirketten çıkacak mühendisin bır kaç güne kadar hesabını görüp ay-) rılacağını söyledi ve bana her şirketin merkezine uğral $ a dN ÖİREDE e SS D ça ada go ĞA DA DA İ lf Deniz Silâhları Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Büyük harbden evvel, deniz $F lâhları rekabeti, İngiltere ile A manya arasındaki münasobetleriğ mihverini teşkil ediyordu. İngille re Trafalgar muharebesindenberi denizlere hâkimdi ve on dokuzül” Cu asır içinde bu hâkimiyeti hiçbif Avrupa devleti tarafından münf” Kkaşa edilmemişti. Fakat Bismark Almanyasının kuruluşundan yirti sene sonra, sanayiini ve ticaretifi inkişaf ettiren ve sömürgelere S#f | hib olan Almanya, İngiltere — ilt deniz silâhları rekabetine başladi | Bu rekabet bilhassa 1905 senesliir de dretnot sistemi gemilerin ict * dından sonra büsbütün hararetlei” di. Çünkü bu tarihe kadar İngik tete bir asırdanberi sürüp gidef faikiyetini muhafaza ederken, bil sistem gemilerin icadile eski ge milerin döğüş kabiliyeti v — 3f dan, iki devlet arasındaki Luvvtf nisbeti, 1905 ten sonraki inşaall dayanmakta idi. Almanya da inşaatta İngitlereden ancak Dİ adım geri kalmıya razı idi. İngi” tere deniz silâhlarını tahdid ©& * mek için Almanyaya birçok defi” lar teklifte bulunmuşsa da İmpü” rator ikinci Vilhelm bu tekli giddetle reddetti. Büyük harbi #” ğuran âmiller arasında bu İni Alman deniz silâhları — reksbtf şüphesiz başta gelir. Büyük harbde Almanya, bu #f rece ağır fedakârlıkla inşa oBÜ; donanmasından büyük istifad min etmiş değildir. Uzakşark su, Japonların elinden kaç! sanra cenubi Amerika - sul bir İngiliz filosu tarafından bi rıldı. Harb çıktığı zaman Akd€ nizde bulunan iki gemi Çanakk” leye iltica etti. Büyük donanm | Heligoland deniz üssünde M kaldı. Ve harbin sonunda İngif” | lere teslim oldu. Bu suretle A? manyanın deniz hâkimiyeti İY , İngiltere ile giriştiği rekabetii — safhası kapanmış oldu. Versay muahedesi we silâhlarından tecrit etmiştif. bu muahedenin hükümlerine Pj kılacak olursa, Almınyınınv dört harb gemisi — olmalı. bir avuç askeri ve onar bin kuvvetinden ise büsbütün #L | | zum bulunmamalı. Fakat HİH | Almanyası Versay muahet bu hükühnlerini ilga ederek b P sahada da silâhlanmıya b | tır. Almanya karada ve h hiçbir kayıd ile mukayyet olt .| yarak silâhlanmaktadır. Tmpbil torluk zamanında olduğu giP gün de Avrupanın en kuvvetli”. düsuna sahibdir. Havadaki H | veti de pek büyüktür. FranSf y İngiltere bu sahada' Almany' Tekabet demediklerinden kayı yardıma çağırmışlar memleketten tayyare satın * tadırlar. Fakat, Almanya, belki d€ | den evvelki rekabetin i):ıb:,' Tayısile, deniz inşaatında re ile rekabete girişmekten $ (| we 1 — Deniz bir deniz kuvvetlerinin üçte DÜ y beti içinde muhafaza etmebi ahhüt ediyor.