Yazı ' 'Lkh .Vı::ıkti aS V hından mirnlay Remai, Şükrü, komodor başkâtihi İhsan, batan gemi — Roloyu, serbost güresi, taşyarel Ma : i Blee, ü dar gizli kalan vesikalar — Gi, mâaraton koşuyu, tirandaslığı, fuzdur kaptanları, eski armatörler. Ve bugüne kadar gizli vesikal ballğer ee fİne n n ramm Ce Ce herkesi ada a kalıyorlar, bütün mesa /— ellerin geniş yardımını gö için yandım gördükleri bir mesne- | Bey Cemal Paşa- | de dayanırlar. Şimdi, marmaraya bizzat not edi - girdiğini gördüğümüz bu tahtelba- hirlerin iaşe olsun, cephane olsun, an : Rahmi Yağız Vesika, resim, malümat ve not verenler: Eski Osmanlı donanması erkâ- Mal .Paşa nezarete gelin- haşlamıya başlamıştı.. *Sazdan geçen tahtelbahirler aylarca Marma- 19'MAYIS (5 inci sahifeden devam) di namın hakikt sahibleri olduğu- nu her an için bilirler. * | “Doğudan batıya kadar nam salan 'Türk sponcuları, bugün dahi ayni namın varisleridirler, 'Türk, her türlü manasile hareket ifade eden bir millettir. Yumruk — döğüşünü, —&tlı ciridi, | dırmayı ilâh.. Türkler yaratmış -| tır diyebilir ve bu iddiamızda da yanılmadığımızı ilân edebiliriz. Boksu yakut Türkleri icad et - miştir. Tayyareciliği, bezarı fen Ahmed Efendi Galata kulesinden |Üsküdara kollarına kanad takıp Tuçarak icâd. etmiştir. Denizellik Türk sporudur. Yel - kene ilibar etmiyen Türk, kürekle saatte yirmi mil seyreden gemiler vücude ketirerek düşmanına aman diletmiştir. Kemankeşlik — Türkün — mahdır. Doğudan batıya kadar, Türkün ok yağmuruna tutulmamış hangi mil- let vardır?.. Harb meydanlarında ok atimile güneşi gölkeliyen Türk dilâverleri bizim dedelerimizdir. Bugün oltmpiyadlarda takdis edi. len maraton yarışı yegâne Türk makıllı ilerinde gerli rüyorlardı. teşarın gözlerinden ayırmadan söy- lediklerini dinliyordu. Vasıf Bey sözlerinin bu noktasında durdu. Paşa tekrar sordu: Sani b M fevkalâde hi 3det-| bunların ikisinden de mahrum olan Sadrıazam evirde #imiş, limandaki hâdi- hü vardı. Bu tovoc- unı kıskandıran ve eden geniş bir il- deydi... K Vasıf Beyle uzun u- Tuhtelif - meselelere Dönanma hakkın- gi ğ $ : ğ âye durdu, dü -| Yalnız dili fazla büyümektedir. E-| verdi: W, bu işi kökün-| S_ İtab eder' Bugün, 'q.ı'flğı tedbirler dea -| Marmaradeki gizli | , bülmak imha ve- kat't hal şek. — İyi anlıyamadım — Vasıf Bey; tahtelbahirler Marrmara sahillerin- daki bazı gizli teşkillerden yardım Marmaranın — vaziyeti ve Osmanlı donanmasının faaliyoti hakkındaki Dizar Paşa bundan istihbarat işlerinde olsun, Marmara l e a 'a a % Belmiş; şoföründen) sahillerindeki gizli üslerden istifa-| Dü n lenek istiyoraun -değil ıırî"î:;fsı koşup - ulaştıran Türk b Ka “"'_:î ':;?' :::g;,:','_:;î ı;;:l“ı:: — Evet paşam. Binicilik; Türk sporudur. - Ata, :":.— Bir sebep, en ağza alın- hain (yerli) elleridir. — Peki, bu ellerin sahiblerini ta-| Türk biner, Türk yaraşır.. — hg:e tayılmıyacak bir nok-| Bahriye Nazırı Vasıf Beyin söz -| Yin edebilir misin? e.ıî.u-r Ft şeye tapar ve hürmet b Mbah —mazırı çok fazla lerine fevkalâde alâka gösteriyordu.| — Müsteşar, Bahriye Nazırının bu|©der: )__:: (koz) * oluyordu... Sağ elile sakal)m okşuyor, zekâ pi-| sorgusundan — birşey anlamamıştı.| J — Ülüsna. Ağ—_ 4 bu büyük biddet!rıltıları in'ikâs eden gözlerini mmis- letnenelkreidi HM tı “dı"h"..n, D GS nz 4 — Sllühina.. Vağli LA T Atası; kalhi ve başıdır. At sağ Kees ae ” Düunyanın en uzun kahedl Hayanı gördesii, “süğl ——— ——— —— ol koludur. Boylu adamı (5 inci sahifeden devam) İnin ısrarı Üzerine kalkmış, yavaş hizmetçisi vardı. Krsla dua edip du! yavaş yanlarına gelmiş. Sahibi sor- Tuyordu. ğ Fakat, rahatı görünce, yemekleri bol bol yemiye başlayın- ca boyu da uzanızordu. — Nihayet, 2 metre 95 santime çıktı, Ve ayak-) ta tutunamaz oldu. Misafirler gölmiye başlamış. Sa- Garibi şu ki Seyid Mehmedin hibi mahçup olmuş. Ve köpeğe kat yalnız boyu değil, bütün âzası da|iyyen böyle bir şey öğretmediğini, bir nisbet dairesinde uzamaktadır. | söylemiş... UĞURSUZ RAKAMLAR Avrupalılar 13 rakamını uğur-, SuZ. sayerlar. Buna birçok misol gösterilebilir. Meselâ, Viktor Hugo.-.. ğer bu devam ederse ağzından di-) şarı çıkacaktır. — Doktotlar, Seyiâ Mehmedin bu gidişle 4 metroya çıkacağını söylü- yorlar. ZEKİ BİR KÖPEK!.. Zeki köpeklerin sayısi pek çok-|kalmıştır. Hususi tur. Fakat, Milanda, Del Mare ad- ları kaydettiği gör h birisinin köpeği bu rekoru kır- nun 1877 de sofrada 13 kişi ir (Seliller) muharriri, bütün ha-| yatında 13 rakamının, tesiri altında sporudur. Doğudan batıya zafer haberlerini, tatar yayaları ve atlıları ile konak- Baygnma hürmet eder. Çünkü yiğidi, cengâveri o verir.. Atası, kalbi ve başıdır.. çünkü; o, kurtafıcısıdır. Başboğudar. Ulusu- u, 19 Mhyıs «Spor ve gençlik bayra- mnir da stamızın harekete geçtiği günül tarihi ve sembolüdür. Binkdöndleyh, Atasına; kulbile ve ağl olan Türk milleti, 19 Mayıs gününü dokuzundan döksa. nma Kadar hareket halinde kullu - layacaktir. | M SAMİ KARAYEL BUGÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı: 1830i Spor ve gönçlik bayramm: Hamit Öngünsu: Yüksek öğretmen okulu direktörü. 18,40 Plâkla dans musikisi. 19,15 Spor musahabeleri: | İmıştır. İ18 şubatta, Viktor Hugo, Paristen Eşref Şefik. 1956 Borsa baberleri. şimdiye KSDiT Sasona —::—"'w tıvıtvelcrînml Söz i m':::rı devam etti. bi bir ta- çekindiği tahtelbahirler ada kalıyorlar; tür- Bu köpek, Alfabenin bütün harf Boradoya gidiyor Den Mor cadde- İlerini tanımakta, ve söylenilen şey- sinde 13 numaralı evde - oturuyor. 20 Sadi Hoşses ve arkadaşları tara- leri de anlamaktadır. Vagonda 13 yolcu vardı. Asıl garibi bunlara cevap ver- — 13 martta da şunları ni bir seccade Üzerine işletmiştir. ları düşünüyordum. Sankânun ipti. sin?...» diye sorulunca hemen aya- şılaşıyorum. Bu evi terkedettğim. kaydedi- mesidir. Sahibi, Alfabenin harfleri )yor: «Bu ftikşam uyumadım. Rakam Meselâ, köpeğe: *Şeker ister mi- dasındanberi hep 13 rakamile kar- fındah Türk müsikisi ve halk şar - |kıları, 2045 Hava raporu. 20446 Ö- mer Riza tarafından arabca söylev. 21 Radife ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve balk şarkıları (Sa- at ayarı). 2145 Örkestra 1— Suppe: Poet e peyzan. ğmı evvelâ S, sonra da İ harfleri- nin üzerine basıyormuş. İtalyanca Si evct demektir! Bu zeki köpeğe ait bir vaka da- :_’&';hr: Bütün messile- ! BU z lt oluyorlar. — “lerin yardımı dedi - devletleridir. halinde iken ilen ve her an peğin zekâsını denemek istemişler. ha: Bir gün misafirler gelmiş. Kö-| 13 martta, Şari Hugo birdenbi-| » — Çaykovaky: Alegro kongraç- re öldü. Riç yi Bodler' de 13 rakamından kürk- |— 3- Döniçetti: La fi dö rejiman. mazdı. Ve: 22,15 Ajans haberleri, 22,30 Plük- — Hotföyde 13 numarada doğ- HİKÂYE MA JESTE 14 ÜNCÜ AHMED (4 üncü sahifeden devam) aconta, gemi kumanda heyeti, ve yolcular namına majeste On dör- düncü Ahmedi selâmladıklarını bil- dirdiler. Bu o kadar kormik bir manzara| idi ki, gülmemek için — dişlediğim | zavallı dudaklarım, kedilerin hücu-| mile tırmık tırmık olmuş bir ciğer parçasına döndü. Teşekkür ettim. Bani akşama şe- refime verilecek süvarcye davet et- tiler, Eğer Şarklı bir kıyafetle ge- lecek olursam, Memnuniyetlerinin iki misli olacağını ilâve etmeyi de unutmadılar, Mnalesef dedim. Ne milli kıyafe- timle, ne de başka bir kostümle bu süvareye iştirak etmemin — imkânı, yoktur. Çünkü, biliyorsunuz, — size de müracaat etmiştim. Bavulum va-) pura binerken kayboldu. Hepsi 0- nun içindeydi. Süvarinin esasen kıpkırmızı olan yüzüne büsbütün kan hücüm etmiş- ti. Besli bir domuzu andıran muha- tabım daha pancarlaşan yüzündeki ter damlalarını silerken cevap ver- di; — Evet asaletmeap.. Bavulunu- zun çalındığını haber — vermiştiniz. | Çok mahçubuz. Gemide derhal bir| araştırma yuptıracağını, Bulunmaz- sa, Nevyorka vardığımız vakit yol- cuları teker, teker muayeneden ge- çireceğim. Aklıma derhal bavulun bulun-| ması ihtimali geldi. Bu benim için felüket olurdu. Çünkü ne milli kos- tüm, ne frak ne de amokin vardı. Birkaç kat çamaşır, bir elbiseden birkaç kitaptan ibaret muhteviya- tile bu prens bavulu meydana çık- tığı takdirde rezil olurdum. Çok rica ederim, Bavulu kat-| iyyen aratmayınız.. dedim. Kim al-| |diyse helâl olsun. Benim için ne e-| hemmiyeti var?. Süvari: — Fakat majeste süvareye mu- hakkak şeref vermelisiniz! Diye varar ediyordu. Gelmiye çalışırım! Cevabını verdim. Onlar gidince bir düşüncedir B1-) di beni... Prensliği kabul - etmek; prensler gibi yaşamak — demektir.| Ne elbisern vardı ne de param. He- le akşamki süvare bit melodram o- lacaktı. Vakıl vapurun en güzel ka dınldrı bilhassa jiklet kralının kızı bana alâka gösterecekti. Süvareyi süvari tertip ediyor, para harcan- maz diyelim. Ya ertesi gün.. Hep- sinden ziyade beni düşündüren ak- şamki toplantıya hangi elbise İle İişlirak edeceğimdi. İngilize, gece eğlencesine gitmi- yeceğimi söyledim. — Aman majeste, ne yapıyorsu- nuz! Sizin için tertip edilen bir top) Tantıya şeref vermemeniz vapur yol cularını çok müteesir eder, Süvari müşkül mevkide kalır, Bavulumun çalınmış olduğunu, elbisolerimin de - içinde kaldığını söyledim. Cevap verdi: — Kolay majeste, size gemide verilen balolar için kira ile krstüm satan bir dükkândan bulabilirim. Vakıâ efendimize böyle elbiseyi lâ- | İkadar gidecektir. Evdeki | sedilmişti. Eğer Kont ? — SONTELGNA (4 Öncü sahifemizden devam) Parlak bir let. Bu gidecek a - dam bir Amefikalr idi. Amerikalı mektubla birlikte İngiltereye gide- ek, oradan Avrupaya geçerek İs - viçreye ve oradan da Almanyaya hesabın. böyle olduğu tahmin ediliyordu. O akşam hakikaten Kont tarafından © Amerikalı şerefine bir İyafot çe- kilmişti. Bu ziyafette çok tatlı tatlı| konuşulmuş, birçok esrardan bah -| Brenştorf «V> denilen adamin Nevyorktaki| İngiliz teşkilâtının reisi İle temas , ettiğini bilseydi karşısındaki /me-| rikalı ile böyle güzel güzel konuşa- bilir miydi?. Çünkü onların ne gö- rüştüğünü «V» orada güyet iyi din- liyebiliyordu!. Çünkü <V» Kontun bu ziyafetinde garsonluk ediyor,| yemek getirip götürüyor, hiçbir şey duymamış gibi son derece dikkatle iş görmeğe devam ediyordu. «V» nin ayni zamanda bir İngiliz casusu olduğunu Alman kontu hatırına bile getirmiyordu. Devrisi gün va- pur hareket ettiği zaman, son da- kikada Kont Brenştorf Amerikalıya bir mektub teslim etmiş, ona hayırlı | yolculuklar temenni ederek yolla - mişli. Amerikalı olan ve Amerika tebaasından bulunan bu yolcu ken- disine hiç bir şey olmıyacağından emin bulunarak yola çıkıyor, işini kolayca görüp döneceğinden ve Al- manlar tarafından mükâfat göre - ceğine son derece kani bulunuyor- du. Vapur günlerce yolculuktan son- ra İngiltereye varmış, fakat İngiliz- lerin ilk işi bu Amerikalıyı yaka - lamak olmuştur. Amerikalının kim | liz amirsli söylemiyor. Yalnız «A» geçiyor. Bu adam bugün de Bağ olsa gerektir. Bu pek garib biç sahne olmuştar. Çünkü Amerikalının bütün vesika- ları yolunda ve mükemmeldi. Fa - kat kendisini yakalıyanlar * »xi - katın sonuna kadar tevkif edilece- Bini söylemişlerdi. Amerikalı banu protesto ediyor, kendisi aleyhinde, bir şey varsa hemen söylenmesini yoksa bu muamalenin haksızlık olduğunu söylüyordu. olduğunu bu hatıraları yazan İngi-| P — 19 Mayıs 1938 Almanlara karşı Ingiliz casusları ma, çantasını İncedon — inceye göz'- den geçirdiler. Fakat birşey bulamaz İdılar. Nihayet İngiliz teşkilât reisi olan Amiral Hal bu Amerikalıyı surguya çekti. Amiral Hal Amerika ile Avrupa arasındaki düşman-ca - suz teşkilâtmım faaliyetini meyda- na çıkarmış, bunun önüne geçmek ve İngiliz glonanmasının harekâtı- ni casuslardan gizli tutmayı temin etmekle mükellef bulunuyordu. O za&man İngilterede bu amiralin çok vâsi Salâhiyeti vardı. Amiral Hal karşısına getirilen Amerikalı «A» ya şunu sordu: — Kont Brenştorf tarafından size bir mektub verilmiş. Biz bu mek - tubu arıyoruz. Fakat Amerikali bunu inkâr et - mekte bir fayda görmemişti. Çünkü Amiral Hal ona dakikası dakikası- na Amcrikada olup biten şeyleri söylüyordu: — Kont sizin hareketinizden ev - vel şerefinize bir ziyafet çekmiş. Bu ziyafet esnasında uzun uzadıya ko- nuştunuz değil mi? Devrisi gün de size son dakikada mektub vermiş. Bunlara ne diyeceksiniz? Amerikalı netice itibarcile kon - tun köndisine mektub verdiğini iti- raf ediyordu. Fakat mektubun için- (de ne olduğunu bilmediğini ısrar ile söylüyordu ki bu tamamile doğru idi. Brenştorf Ona mektubun içini göstermemişti ki... Lâkin İngilizlerin öğrenmek iste- dikleri şey mektubun içinde ne ya- zıldığını Amerikalının bilip bilme- diği değildi. Mektubun ne olduğu - 'nu soruyorlardı. Kendi tebaasından birinin İngil- tereye gelir gelmez İngilizler tara - fından yakalanarak tevkif edilmiş olması Amerika hükümetince der - hâl duyuldu. Bunun üzerine gerek Vaşingtondaki İngiliz sefiri, gerek Londradaki Amerikan sefiri vasıta- «ile İngiliz Hariciye Nezareti nez - dinde teşebbüsata girilerek kanu- ni hiçbir sebep olmaksızın böyle bir Amerikalının tevkifi caiz olmadığı söylendi. Amerika hükümeti mev- kufun serbest bırakılmasında ısrar ediyordu. Bu yüzden İngiltere ve Amerika hükümetleri arasında çı- İngilizler yakalanan Amtrikalı- 'man üstünü, başını aradılar. eşyası- İstanbul.. Belediyesi. İlanları Bebek - İstinye kan meselenin büyüyeceği anlaşı - hyordu. Alt tarafı yarınki «Son (Telgraf> tadır, Asfalt yolu inşası 25/5/938 Çarşamba günü sant 15 do İstanbul Vilâyeti ve Belediyesi Daimi Encümeninde (400,000) lira muhamımen bedelli Bebek - İstinye arasında yapılacak beton asfalt kaplamalı yol ve teferruatı inşantı kapa” li zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. Mukavele, eksiltme Bayındırlık” |İşleri Genel şartnamesi, hususf ve fenni şartnameleri, proje, keşif hu- |Nâsasile buna müteferri diğer evrak 1000 kuruş mukabilinde Nafıa Dal- İresinden verilecektir. Muvakkat teminat 19750 liradır. İsteklilerin tek- yık görmezsem de... — Ziyanı yak ben çok demokrat bir adamım, Böyle şeylere —uldir- duüm. Bu rakamı çok severim, der. Tercüme eden: Hatice Hatib kadının böyle ya-|radan çekti, Kadın artık ses çıkart- A tahmin etmişti. |mıyordu. Dişlerini sıkmıştı. Haşin ndi bir enerji ile mücadele ediyordu. idi. Lâmbanan Polis müfettişi, tuttuğu kolları bü- bir başka ziya, küyur, kadını kendisine dağru çe N ’lı,.“m Üş, çabuk hareket |ediyordu. N ._ğ::: liğini gördü. Ka-| — Evet yanılmamıştı. Bu kadın, bek ü elektrik lâm -| 'ŞN““ Ve vaziyeti göster- virmeğe ve yüzünü görmeğe gayret .:'üne kadar gel-|lediği kedındı. Birkaç gün evvel ki ? Tokmağı tutan oli ©-| luyu katleden kadın. Polis müdettişi ona büyük bir dik İkatle bakıyordu. Henüz gençti, an- İcak yirmi yedi yaşında bir kadın.. O emri dinlemişti. Hiçbir şeye kas Asabiyetle tekallüs etmiş yüzü, gü- |rışmadan ocada duruyordu. Vücu- |zeldi. Fakat bu yüzün çizgilerinde |dü arkaya doğru devrilmiş olan ka- |bir kibarlık yoktu. Onun bayağı dın biraz daha'rahat nefes alsın di. yüzlü bir kadın olduğunu görmek-|ye kolünu gevşetti. le büyük bir sukutu hayal hissetti. | Bundan istifade eden kadın bir Madam «Corentiee ismini verdiği | sıçrayışta önun kollarından kür - kadını daha kibar yüzlü bir kadın 'tuldu. Ayaklarının arasına bir « - diye düşünmüştü. İkomle fırlatarak — pencereye doğru | Acaba karşısında bulunan kadın, kaştu. |Madam «Corentiee miydi? jbir figüran mı' Bütün bu düşünceler bir an için- de zihninden geçti. Çelik gibi kuv - vetli bileklerinden kurtulmak isti- yen kadın, fevkalbeşer bir kuvvet garfetmiş ve gonra gözlerini kapaya- rak sıpsarı kesilmişti. | Polis müfettişi onun güçlükle ne- İfes aldığını ve elini kalbine götür-|Feye dayandı. Onların boğuşmasile polis müfettişi muavinine döndü. İlis müfettişi — yeniden — kadının İüzerine atılmıştı. Arkasını pence - İreye dâyamış olan kadın onu bu defa böyle çekiyordu. Polis müfetfişi kolunu onun vü. cudüne “dolarken © acı bir feryad kupardı ve bütün gövdesile ponce- bilseydi, polis mahkemesinde herkesin önünde iti-/onu kollarile tutmasaydı yere yu.| *çılmıştı. Ve ikisi şimdi balkona için uydurulmuş bir yalandı. 'Pah olmayan ca-| 'Tüleri bahçesinde esrarengiz şekil- w__ ;;““4 de muhabere eden kadın... Cinayet düğünü gördü. Eğer polis müfettişi| Palkon kapısının iki kanadı birden tilâs ettiği paraları rahatça vemek “AYa girmek için gel rafları tehlikeli olabilecek bir suç- varlanacak ve başını masanım ucu- |düşmüş bulunuyorlardı. Bu boğuş-| Sefil hayatına da nihayet verse, na çarpmış bulunacaktı. | Bu hale fena halde hiddetlenen |düştü. ma srasında kadının elinden bir şey (Devamı var) Yoksa | Şarkınlıktan kurtulmuş olan po—l |mam. Siz de benimle gelirsiniz de- İğil mi? | — Süvareye yalnız lüks ve birinci |mevki yolcuları davetli -oldukları fiçin İngiliz sevincinden deli olacak |t Adetâ tekerlene tekerlene bana, (elbise bulmıya koştu. Bunu kimse- ye söylemiyeceğini de temin etti. zarflarını 25/5/938 günü saat 14 de İyesi Daimi Encümenine yermeleri, kabul olunmaz, (Arkası var) Bir insan Kasabı daha (8 inci sahifeden devam) İdaki it dürmüştü... İfadesinde, kumarda borçlandı - Binı, şerefini kurtarmak için karı - Jsını ve çocuğunu öldürdüğünü, Bel- fora da kendisini öldürmek için gel- |diğini, fakat vakit bulamadığını İsöyledi. | Fakat bu, zabıtayı aldatmak, ih- 1— Türk olmak. 2-— Orta tahsilini ikmal etmiş İFtacak beton baru kanalı ve ferşiyatı 'namesi Levazım Müdürlüğünde gö: cellâd Deybleri zahmete sokmasa İdaha iyi değil miydi?. sunda yazılı vesikadan başka Fen İ: lehltyet vesikasile 48 lira 69 kuruşluk (2610) lif mektubları ve en az 150,000 Tiralık asfalt kaplamalı yol yaptığına da» ir vesika ve Nafıa Vekâletinden almış olduğu 990 yılına aid müteshi- hitlik vesikasile 938 yılma ald Ticaret Odası vesikalarını havi kapalı kadar İstanbul Vilâyeti ve Beledi- Bu saatten sonra verilecek zarflar (D İnkılâb müze ve kütüphanesi için erkek veya kadın iki memur almacaktır ŞARTLAR bulunmak. 3— Askerlik vazifesini ifa etmiş olmak. 4— Fransızca, İngilizce veya Almanca lizanlarından birini bilmek $— Daktiloda mümaresesi bulunmak. Altmış lira ücretli bu vazifeye talib olanların her gün öğleye kadar insanlık hislerini tamamile öl- sıhhat raparları, hüsnühal vesikaları, şahadetname veya tasdiknamele- rile Bayazıdda Müze Müdürlüğüne müracaatları. İmtihan 25 Mayıs Çarşamba günü saat 10 da yapılacaktır. «2927> Keşif bedeli 619 lira 17 kuruş olan Çubuklu güz depolarında yaptı- 1 açık eksiltmiye konulmuştur. Şarte rülebilir, İstekliler 2490 No, lı ka- şleri Müdürlüğünden nlacakları fen ilk teminat makbuz veya mektubile aber 20/5/988 Cuma günü sast 14 de Daimi Encümende hazır bulun- malıdırlar, (B) (2585)