Kazanç vergisi rbest meslek erbabı kkında Maliye vekâleti bir tami İhların sınıflara tefriki ha- inde vergileri ne suretle hesab olunacak | lek erbabınm mesle -'dığı, fakat bu teşekkül ve heyetle - itüller veya belediye heyet-'rin kanunun emrettiği sınıflara hiç findan 2781 numaralı ka -'kimseyi ayırmamak gibi kanunu ih- | lerin nüfusuna göre ta- lâl eder mahiyetteki İön sınıflardan 'daha az sırıf-'Taz ve temyiz mercilerince tetkik e- dilebileceği d beyan dilmiştir. T n iki halinde ne şekilde mu: lalacağı Maliye Vekâleti Ki teşekküller veya belediye in bulundukları şehii a bağlı cedvelde ta Mları artırıp eksiltmeğe ve tecelere hiçbir mükellefi it- emeğ salâhiyetleri yoktur. 1021 numaralı kararın Bü- let Meclisince müzakeresi ft da mesleki teşekküllerin diye heyetlerinin — yalıı daklarının kabili itiraz olma- iİsyonlara yardım yen muhtarlardan lira para cezi alınacak n ve — memleketimizin İf mahallerindeki arazi tah- fonları faaliyetlerine de - hektedirler, Bir çok yerle - 1 bitirilmiştir. f Memlekette bü işin, aza - Mayıs nihayetine kadar ik- ünması Dahiliye vekâletin- ldiği için her tarafta fa - Yeni bir hız verilmiştir. bazı yerlerde, mahalle ve htarlarının, tahrir arazi ko- Grına istenilen yardımı gös- c üştür. Yüzden işler aksamaktadır. nasebetle alâkadarlara ka- nir verilmiştir. 'de, tahriri arazi komis - * tarafından sorulacak — olan, Ve bilcümle malümatı, muh '& kadar para cezası ile tec. dunmaları bildirilmektedir. — SERÜRÜLA ÜN kreşle bir rk Ticaret dası kuruldu malümata göre Bük - lunan ticaret ateşemizin te- ile Bükreşte bir Türk - Ro- Hcaret —odası kurulmuştur. Belim, iki kelime ile olsun i- h Tica ederim... Sebebini öğ- tzsem, çok ıztırap çekece - içinde beni yiyip bi- bir kurd olacak bul... SİN? Neden... e. başını sallayarak sözü - Maalesef, dedi... — Maalesef İ * hanım, her şeyi biliyorum. wırn.ınuı hakiki ismi- Rica ederim, fazla bir şey sor- Bi Her şeyibildiğimi söy - sonra nedenle, pek alâ cevap verebilir- in cevap vermesine va- brakmadan elini çekti: ,Allıh ısmarladık, Semra ha- Bir kelime daha Selim... verir misin? kazlarını kaldırdı. Dudakları- bş, Malesef... Hangi oetele ine- * bilmiyorum. famimle vilâyete bildiril - bulundukları şehrin nüfusuna gö - re kanuna Bağlı cetvelde tayin edi-|| len derecelerden az derecelr ayır-| mak gibi kanuni hükümlr muhalif ve esasa müteallik kararlarının teb- liği tarihinden itibaren 2395 numa- ralı kanunun G1 ve 67 inci maddele- ri mucibince ve sırasile tetkiki iti - iraz ve temiyz komisyonları nezdinde hazine namına itiraz hakkkının kul- lamlarak bozdurulması dairesinde ittihaz edilmemiş kararların maktu vergi tarhına esas, İtutulmaması bildirilmiştir. |lanmış olarak gelmeleri temin edil- Mmiştir. Yeşilay Gençler Birliği Genel Sel.- reterliğinden: kongresinde nizamnamenin değiş - Mmesine karar verilmiş ve projeyi hazırlamak üzere bir komite se - gilmişti. Proje hazırlanmıştır. Ye - 'Ni nizamnamenin tedkik ve kabulü | için 26/3/938 cumartesi günü saat M te Eminönü halkevinde yapıla - İcak fevkalâde kangreye bütün üye- İlerimizin gelmelerini rica ederiz, Mmünasebetlerin takviyesi yolun - da çalışacak ve Türk - Romen tüc - carları arasında mutavassıs rolünü oynayacaktır, “da, memleketimiz ile Roman| bir Türk - Romen ticaret odası ku- snda ekanomik ve kültürel rulması düşünülmektedir. m gönderdi rlarının iti- Onun için srbest meslek erbabının ve kanun olan Yeşilay şeylerdir. İngiltere ve harb bezhsi Avusturyanın Alman; İdan alinwvermesi üzerine İdanberi artada dönen $ sulhun bugün, yarın ihlâ! edilece- Bi tetik üslünde duran Avrupa asar iyişinin hemen bozularak tekrar 20 Bene evelki umumi harb günlerine İdönüleceği tarzında heyecan verici tarafın - ir hafta- alar hep Galiba, her şeyin sükün ve huzu- tık büsbütün çığrından çıkmış ol - duğunu dü; istikbal — için daha korkunç kehanetlerde bulun- mak merakile olacak ki ikide bü igözler Londra tarafına — çevrilmiş, İngiltere'nin şiddetli, kuvvetli bir üdahale için daha ne — bekle soruşturuyor, Halbuki Avrupa kı - tasının ortasında olan vekayi Lon- drayı pek de öyle heyecanla meş- İgul eder görünmiyor, Yalnız Londra'dan gelen malü - İmat; Avusturya ile Almanya'ı böyle birleşivermesile İngiliz ef - kârı umumiyesinde hissedilen ak - sülâmelden yine İngilterenin men- faati namına ameli bir surette is- tifade cihetine gidildiğidir: Ma - İdem ki dünyanın sulhu sükünu bu kadar tehlikeye girmiştir, İngilizler bi ran evvel silâhlanmalı, Madem ki her millet asker oluyor, İngilizler de mecburi askerlik vazifesini ka - bul etmelidir. kerlik usulüne tarafdar Teşkilâtı Genişletiliyor Bu maksatla fevkalâde bir ko! toplanmı kararlaştırıldı Yeşilaylı gençler geçen kongre- lerinde çalışma sahalarını genişlet - mek için eski nizamnamelerini de-| İtiştirmeye karar vermişler ve pro - 'jesini hazırlamak için bir komite seç- mişlerdi. Seçilen komitenin hazırladığı ve idare heyetlinin tetkik ve tasvib et- tiği projeyi matbaada bastırılarak bütün üyelerin adreslerine birer ta) ne gönderilmiştir. Bu suretle bü - 'tün azaların yeni nizamnamenin ted kik ve kabulü için 26/3/938 de ya - pacakları fevkalâde kongreye hazır- Cemiyetimizin VI inci — yıllık Ayni maksadla İstanbul da — da İyanı şu son günlerde yeniden kuvet &lmış oluyor, İnginltere mecburi askerlik usu - lünü, kabul eder mi, etmez mi?.. İBahis ayrıdır. Yalnız Orta Avrupa'- ortadan İkalktıktan sonra muvazenesi altüst olunca İngilizlerin bu hal karşısın- İnm, müstakil Avusturya İda duydukları ihtiyaç şu oluyor silâhlanmak... AhmediRauf 'hudi me (Evkaf Mezarlıkların idaresi hakkındaki dare edilmesi icap etmektedir, belediye bütün şehir mezarlıkları- olacaktır. diyeye geçmesi lâzım gelmektdir, li tam 8 sene olmuştur, — © halde göndereceğini vâ det! geyi vaad edemem, — Neden... Bana adresini ver- Üi islemiyorsun?... — Evet... Genç kadın boynunu büktü, Gözlerini önüne eğdi: — Peki Seliml, Sonra ancak işidilir bir sesle i. çinden konuştu: — Adresim defterinde yazılı - dır. Bir gün beni hatırlar da yaz- ma klütfunda bulunursan, sevin- drirsin beni... — Defteri yırttım, — Ohalde yeniden bir yere kay- det!... Size Allaha ısmarladık de - şey bitti Semra hanım... Bu yap- rağı çevirelim, Bu kubbede baki kalan bir hoş sada”olsun... Biran süren tereddüdün peşisi- ra ilâve etti: — Eğer baki kalan sada, hoş 10 sene içinde belediyenin bütün İşte İngilterede mecburlik as - olanlarla vakit vakit kendini gösteren cer - İNe pahasına olursa olsun daha çek Mazarlıklar müdürl kanuna nazaran, Evkaf ve diğer hu- susi vakıfların elinde bulunan bü - tün mezarlıkların da şehir mezar, | almıştır. lıkları gibi belediye tarafından | - nı devralmış ve buları islah etmiş - Yani, yalnız müslüman mezarlık-| GKi ları değil, diğer bütün dinlere asid * n a ekalliyet mezarlıklarının da bele -| Diğer taraftan belediye Sürp A - Bu kanun mevkii meriyete gire « Dün, meşhud suçlara bakan ye 2 ci ceza mahkemesinde bir d. mevkünde, dolandırılan Haralam - bos isminde orta yaşlı bir dürüyor suçlu da Sempat ismin - de zeki bakışlı, açık göz bir adam- cağız, Vaka şu: Haralambosun Üşküdar asliye mah kemesinde bir davası varmış Se pat bunu öğrenmiş, bir gün Harı lambasa baş vurmuş ve demiş ki — Senin Üsküdarda bir , davan varımış: —Evet, var! Ben o davayı senin lehine hal- ledecek mühim bir memur tarafın- dan geliyorum, Haralambos evvelâ şaşırmış son- ra devam etmiş: — Peki kim bu adam? Öteki bir sır tevdi ediyormuş gi-i bi anlatmış: Fakat?... — Fakat da ne? — Bu iş için 100 lira vermen lâ -| zım, Haralambos, Sempatla — pazarlığa girişmiş, neticede 75 Tiraya mutabık, kalmışlar, bunun yirmi beş lirasını açık göz dolandırıcı hemen — almış, :|50 Tirasını mahkeme — gününden 3) gün evvel verilmek üzere kararlaş- tırıldıktan sonra ayrılmışlar. parayı almak üzere karar - büyültülecek Rum, Ermeni, Ya- zarlıkları mezarlıklarile beraber bunlar da tamamile belediyeye devrediliyor işletnesi Tâzımdır. Belediye mezarlıklar müdürlü - Bü, bu işi ehemmiyetli surette ele Bütün İstanbul — mezarlıklarının ibelediye tarafından idare edilme - Bu kanuna göre, 10 sene- içinde| e başlanması münasebetile işler çok artacağından mezarlıklar mü - dürlüğünün yeni bir kadroya — ve bolca memura ihtiyacı vardır. Yeni bütçe ile bu kadro genişle - İgop Ermeni mezarlığındaki kemik- J lerin kaldırılması için bir — mühlet |vermişli. Bu mühlet geçtiği halde İmezar sahipleri kemikleri kaldır - Halbuki ayni kanun — mucibince| madıklarından şimdi, belediye ken- disi bu kemikleri kaldırmağa karar mezarlıkları devir alması ve kendi! vermiştir. ——H——- ı NUSRET SAFA COŞKUN EDEBİ ROMAN: 75 Sonra gülümsiyerek yüzüme bak 'ta Semranın... Bu masal da burada bit - Sin... ve bitmesi de lüzım, — Peki Selim bey!... Madem öyle istiyorsunuz. — Böyle olması lâzım! — Beni inandırmıştınız. — Bön de inanmıştım, — Aldi e — Bönde... Şimdi anlıyorum ki, dim. Bu iki manadadır. Artık her — dünyada inamlacak hiç bir şey mişti, Fena halde ve çok ağır ke- ve hiç bir insan yoktur. — Allah - dan başka hakikat sanılan herşey yalandır, — Güle, güle Selim bey!... — Alaha ısmarladık Semra ha - YAZAN Kadın trene, erkek de salona doğru yürüdüler, Suad kelimenin tam manası i- le bitkindi, Mendilini alnında ve gözlerinde dolaştırdı. Kendi ken- dine de itiraf etti: — Onu halâ, halâ seviyorum, 'Tamamile kapandığını sandığı yarası tekrar açılmış, dikişleri ye niden sökülmüştü, bu karşılaş - ma ile... Ona karşı pek fazla ileri git - limelerle hırpalamıştı. Fakat başka türlü hareket et - mesine de imkân var mıydı? Karşısındaki kadın, kendisini vefasızlıkla ilham etmişti. Bir Hasan bahusuşu bir kadın ancak li-| Taştırdıkları | |Haralambast — Üsküdar müddeiumumisi! Şim| hirldı anladın ya!, MAHKEMELERDE Resmi bir makam adına ha- reketediyormuşgibidolan- dırıcılık yapan adam! Sempat isminde bir açıkgöz dolandırıcı ağır bir yalanla saf bir adamı dolandırmıya teşeb- büs etmenin hesabını adalet önünde veriyor Mahmudpaşadaki bir çerapçı dükkânına gelmek — üzere dırıcilık davasına bakılmış, davacı yola çıkan Sempat geledürsun, be- ri taraftan aklı başına gelen, — bir| adam | müddeiumuminin değil böyle şey - lere tenezzülüne, bunun Jâkırdısır. bile ağır bulacağını hesaplayan Ha- ralambos, polise koşmuş işi anlat - miş, Sernpattan evvel, orada terti- bat alan polis memurları — Sempat n parayı alacağı şi * 'ada süç uüstünda tutmuşlar, za « bit yapılmış, tahkikat — evrakı te - kemmül etmiş suçlar mahkemesine intikal etmiş: Hâkim, davayı dinledi, zaptı o - kuttu, sonra suçluya sordu: — Bak, sen, bu Haralanıbosu do-| landırmışsın? Ne diyeceksin buna? Suçlu bunu inkâra uğraşıyor: — Bay rels, ben Haralambosa ö- dünç para vermiştim; onu almak i- çin oraya beni çağırmıştı, sonra pc lisler tuttular beni... Benim böyle, şeyden haberim yok! Bundan sonra ,şahidleri dinleyen mahkeme, diğer şahidlerin de din - lenmesi için mahkemeyi 23 — mart çarşamba saat 17 ye bırakıldı. Falcının mahkeme Beyazıtta, Kovacılarda Soğana - Ha mahallesinde oturan ve falcılık yaptığı iddiası ile tutulan — bayan Selimenin mahkemesine dün — de asliye birinci ceza mahkemesinde devam olunmuştur, Dünkü celsede evvelâ şahid bak-| Büyak dir Hava bayramı Yapılacak Geçen sene İstanbulda tertib olunan bayram bu yıl birçok şehirleri- mizde de yapılacak Halkı ve gençleri tayyareciliğe alıştırmak ve hava aşkını yaymak üzere yapılan propaganda ve teş - vikler meyanında geçen sene şeh- rimizde tertip olunan hava bayta - mının bu sene de tekrar edilmesi ka rarlaştırılmıştır. Halkın tayyare sevgisini ve bu - na verilen ehemmiyeti tebarüz et - tinen bu bayramlar, bu yıl — yalnız İstanbulda değil diğer bir çok şe - hirlerimizde de yapılacaktır. Ezcümle, Ankara, Edirne, Bur - sa, İzmir ve Adana gibi büyük şe - hirlerimizde de birer hafta fasıla ile tekrar edilecektir, Bu maksadla zengin bir merasim programı hazırlanmaktadır . Bayram günü bütün halk, yüzde 50 tenzilât yapacak olan vesaiti nak liye ile bayram sahasına naklolu - nacak ve (Türk kuşu) gençlerinin plânör oyunlarını ve paraşütle at- 3 - SONTELAR | | | kal Hasan dinlenmiştir. Bakkal Ha san, Solimenin falcılık ettiğini gör- mediğini söylemiştir. Bundan sonra diğer şahid - bizim isan dinlenmiştir. Şahid Bay Hasan, Selimenin buzi, hallerinden şikâyet etmiş ve orfun bazı uygunsuz kadınlarla —düşüp kalktığını ve kızına — muüska — gibi bir şey verdiğini söylemiştir. Maznun Selime ise böyle bir şey yapmadığını iddia etmiştir, 10 da - kikalık bir istirahaften sonra mah- mesele de meşhud,kemeye tekrar devam olunmüş ve|de canlarına kıyan bu zavallı € Bay bizim Hasanın refikası şahid olarak dinlenmişti Bundan sonra, evvelce şahid ola- rak dinlenen Bakkal bay — Hasamın tur, Şahid bakkal Hasan demiştir ki: —" Beni bu meselede şahid ola - rak yazmışlar, Fakat ben bir — şey bilmiyarum, Benim şahid olarak ya zıldığımı geçen gün (Son Telgraf ) gazetesi yazmış. Mahallede bunu ba na gösterdiler, Bak seni — gazeteler yazıyor falan diyerek tehdid ettiler. Ben Selime ile dört senedir dargı - mım. Fakat falcılık ettiğini görme - dim. Buhdan sonra şahid polis Sadet- tin de dinlenmiş ve neticede mah - keme, gelmeyen diğer bazı şahid- lerin celp ve istimar için —ayın 24 üncü perşembe günü saat 9,5 e ta- lik olunmuştur. Portakalcılar tekrar ifadesine müracaat olunmuş A - Halk Fllozofu'] - 20 Mart 1938 diyor kİ : Karı koca ilâçları Doktorluğun bu kadar tekâmüle kavuştuğu bir devirde hâlâ koca- karı ilâçlarının kullanıldığından bahseden bir yazımızda bu yüzden işlenmekte olan cinayetlerin hatsiz hesapsız olduğunu söylemiştir. Ba- zi koca karı ilâçları — hastalığı teş- dit etmese bile todavisini geciktir- mekteki fenalığı kâfidir — sanırız. .Böyle olduğu halde bir çokları da; geciken bir muayenede tedaviyi artık imkânsız bir hale sokabilir. Dünkü gaşetelerde Bartında — el soğukluğuna uğrıyan bir adamın karısına da aşıladıktan sonra kom- şularından birinin tavsiyesi üzerin: bazı haplar alarak hapı yuttuklar ni yazıyorlar. Zavallı kadın 7 içinde can v 'sı da; hastahanede ümitsiz de yatıyormuş. Taassubun sürdüğü devirlerde tababete mey dan okuyan üfürükçülerden kurt duğumuza sevinirken böyle hâ altından cehaletin tiğini duymak pek elim geliyor. me, fenne hürmetsizliklerinden ziya iş ve koca- bir el canlara kasde lere nasıl acıma; /me mahküm olanları bugün hayat kavuşturmak için hem, geceli gün düzlü çalışıyor, ve dün kurtarılma () imkânsız hastaları bugün hayata iade ediyor. Bu yorgunluklu mesainin gittiğini görmek ve bir — kocakarı ilâcının elinde bir vatandaşın can verdiğini işitmek bugünkü fen dün yasının en büyük iztırabıdır. HALK FİLOSOFU Tüccarların v Odanın mütaleası Soruldu Yeni İcra ve İ kant- nu hakkında alâkadar- ın noktalnazarı tas- bit elunuyor İcra ve iflâs kanunu üzerinde hü- kümetimizin tetkikat yaptığı ma- lim ki; dün ö hiç İtiraz Ettiler daha fazla portakal konulması, ce- kikat yapan İktısad vekâleti mü - tehassısı doktor Bade ve arkadaşla-) rı tarafından münasip görülmüş - tür. Bu şekilde Şşimdi yüz portakal — alan — ambalâjların ye- ler ikarne edilmiş olacaktır. Fakat aldığı portakal ihracatçıları bu usule şid- detle muarız bulunmaktadırlar, Tüccarlar bu kadar büyük — bir ambalâjın 25 - 30 günlük bir seya - hatte portaklları çürüteceğini, çün- kü, küçük ambalâjlarda hava al - mak imkânı bulunduğu halde bü - .yüklerde bunun kabil söylemekte ve bu şeklin iktısadi de| Bil gayri iktısadi olduğunu iddia et- mektedirler , Binsenaleyh bu hususta hazırla - nan proje yeniden tetkik olunacak- Jama hünerlerini seyredecektir. 0 DELİ GÖNLÜM bu kadar küstah olabilirdi. Onun jestlerini, sitemlerini pek küstahca bulmuş olmasına rağ - men içinden bir nedamet duyu - yör: — Yapmamalıydım, yapmama - liydim.. Diyordu,. Büfeden sigara ahyordu, Orta salonun caddeye açılan kapısına arkası dönüktü . Nataşanın otomobilden atlaya- rak süratle içeriye girdiğini gör- medi, , Fakat kızıl saçlı genç kız ka- labalıktan sıyrılarak, büfenin ya- nından geçerken Suad Sadiyi pro- finden k — Bonsuar Suad! tır, Suad başını çevirdi: — Oo,. Bonsuvar madmazel... Nataşa hızlı hızlı nefes alıyor- du:; — Yetişemiyeceğim diye o ka- dar koörktum ki... Hareket gaati aklımda yanlış kalmış. Yollar da kalabalık... Şoför hızlı da süre - miyordu, — Niçin zahmet ettiniz madma- zel... Bu kadar rahatsız olmağa ne lüzüm vardı? Nataşa manidar bir bakışla Su- ada cevap verdi: — Siz gideceğinizi hare vermedi- niz, bir Allaha ışmarladık deme- diniz ama... Görüyorsunuz ha - ber aldım ben... — Hareketim pek ani oldu mat- mazel.. Bunun için gelip veda e- demedim. Sonra rahatsız etmek istemedim, Beraber, trene doğru yürüme - ğe başlamışlardı, — Romaya mı gidiyorsunuz? <e — Evvelâ Belgrada uğrayaca - Brm,oradan geçeceğim Romaya,. rine iki yüzlük ve yüz elli yortakal tüccarların da noktai ihtiya edenlerin yerine de 300 lük-| tesbitini muvafık görmüş ve böyle bir rapor hazırlanması Ticaret oda — nız malümata — göre | sına bildirilmiştir. lümdur, Bu tetkikler ve alınması lâzım Z n , İgelen tedbirler için bir rapor hazır- Portakal ihracatında maliyet fi- y üzüre çöğüülin gel VAS yatlarının düşürülmesi için amba - yiçreli mütehassıs Profesör Bay lâjların büyütülmesi ve nmhklarü,ınımmı tetkiklerine başlamıştır. Diğer taraftan adliye vekâleti, İc nup vilâyetlerinde bu maksadla tet/ra muamelelerini kolaylaştırmak ü- zere alınması lâzım gelen tedbirler ve yeni icra ve iflâs kanunu hak - kında avukatların ve diğer alâka - darların da mütaleasını sormuştur. Bu meyanda, Ticaret odası — ile nazarlarının YA aşd Vergiye tabi olmı- yan tazminatlar Maliye vekâleti divanı muhase - batla mutabık kalarak orman ame- nejman memurları ile harita su baylarına verilen tazminatın, ka - zanç, buhran ve muvazene vergile- Tine tabi tutulmalarını kararlaştır- mıştır. t Bu husustaki emir, dün alâkadar- lara tebliğ olunmuştur. — Romaya gideceğiniz muhak- kak değil mi?.. Suad, Nataşanın bu kadar 18 - rarla sormasını merak — etmişti, Niçin yalan söyliyecekti, Roma - ya gidiyorum diye... — Romaya gideceğime inanmı- lüzum gör- medi, şüphe ettiğini —Ne yalan söyliyeyim ben Ro - maya gideceğinize inanmıyorum, Bir Avrupa seyahatine çıktığı - nız muhakkak... Fakat gidece - Biniz yeri saklamak istiyorsunuz gibime geliyor, Güldü: — Buna neden lüzum göreyim? — Bilmem... O kadar garipsi - niz ki... İstanbuldan uzaklaşır < ken, pek çoklarının gittiğiniz ye- ri bilmesini arzu etmezsiniz, <r- nirim, — Bana hayret veriyorsunuz, madmazel... Niçin saklıyayım? (Devamı b