# unun akisleri Merih yıldızından arzımıza verilen işaretler nedir ? Biz: — Gökte yıldız sayılmaz! Diye şarkılar bile söyleriz. Halbuki ilim üşenmemiş, yıldızları saymış- tur. Şimdiki halde, zannederiz, teles- kopla görülebilenler bir milyonu bulmuştur. Eh, insan kendi kendi- ne sormaz mr kit — Her biri bizim bücürük arzı- mızın bir kaç misli olan bu milyon- larca dünyalar üzerinde hiç mi in- y u insan denilen müba- rek yalnız bu bücürük arza mı mu- sallat olmuştur' Hakikaten, şu sema dediğimiz boş- Tükta yalnız bir buçuk milyar in - sanın geceleri dertl yanması İçin sadece bir kaç müyon müm mu yakılmıştır?. Bu olacak iş değildir, tabiil, Dünya çoğumuza dar geldiği için Msan oğlu ötedenberi yıldızlara da imrenerek bakıp duruyor. Ve, malümdür ki, uzün seneler - | denberi Merih yıldızını n var mı, yok u? X, Okudü - Merih yıldızın - dan arzımıza- telsizi metler ve- | rilmiğ! İşaretleri alan Ametikalı | bir profesör kalkıp Avrupaya gel- | miş, Avrupa — âlimlerile İ Mmünakâşa ediyutmuş. Eğer mesele hakikatse, eğer haki- | katen orada insan varsa ve şimdiye kadar arzı tetkik etmişseler, bu işa- retlerin neler olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? Biz, vizir vi- zar ediyoruz. Bu işaretler ancak şu olabilir: -- Ey arz insanları! Bilin ki biz kâinatta yoğuz!! meseleyi * Bizde de keş- | tiyat yok mu? t Amıma bizde, bizim memlekette de keşfiyat yok mu diyeteksiniz? Kim demiş: Gazeteleri her gün o- kuyunuz. Her gün hayretler için-, | de kalırsınız, Hattâ dünkü gazetelerde yine vardı. Baksanız a: İstanbulda yeniden iki ercin fab- | rikası keşfolunmuş! * in keştfi usulü! Zamanın çocukları bazı pek zeki oluyorlar. Bazı da, alfedersiniz, pek zavallı oluyorlar: Evvelki gün on üç yaşlarında bir çocuk (20) kedi tutup bir çuvala doldurmuş. Papeli doğrulttuğun - dan sevine sevine vilâyet konağını polisine getirmiş, parasını istemiş. Tabii, çocuğa belediyeye müracdlât etmesini söylemişler. 20 kediyi tâ nerelerden taşımış olan çocukcağız: — Ben şimdi Belediyeyi nereden arayıp bulayım!.. Diye çuvalı attığı gibi kedileri dağıtmış!.. Halbuki, bü Yavallı saf içocuk muhterem Moeclisi İdard azalarımı - zın bunca müesseşelerimizin baş- larına yerleştirlimiş cin göz çocuk- larından olsaydı bu İşi ne kadar ko- | lay hallederdi: Hemen oracıkta"yere tükürüve - rirdi! Şıppadak yanıbaşında bele - diye peyda olmaz mıydı? © vakit hem kedileri verir, hem de cezasını da verdikten sonra ka- lanı da cebine indirirdi!! * Radyo has- talıkları.. Geçenlerde Viyanada kısa dalga- ların fizik, biyoloji ve tıp noktai nazarından tetkiki için beynelmi - lel bir köngre toplanmış. Bu kon- grede bir İtalyan profesörü muhte- lif hastalıklara kısa dalgaların iyi geldiğini söylemiş. Vallahi, pek bilmeyiz amma, bi- zim muhakkak olarak - bildiğimiz bir şey varsa şu kısa dalgaların ne kısası, ne uzunu kafa şişkinliğine hiç de uysun gelmiyor!! !.cs-’â ç Allaha çok şükür Mezbaha resmi ;;'âiluyor halk eti ucuz Mezbahâ kurulduğundanberi Be- | Tediye mezbaha resmini re's'başına | göre yaptığı tarife üzerinden almak- | tadır. ı İki sene kadar önce mezbaha res- minin mezbahaya gelen hayvan - İ Tarın kilosu üzerinden alınması da- | ha doğru olacağı düşünülmüş, bu | hususta Şehir Meclisinden de bir karar alınmıştı. Fakat böyle bir ka- rara ve bu karara göre bir tarife | yapılmasına rağmen — bu projenin | tatbiki o zaman geri bırakılmıştı. | Geçenlerde Trakya Umumi Mü - tettişliği alâkadar makamlara bir | rapor vermiş ve mezbaha ücretle- | rinin pahalılığından şikâyet etmiş- | ti. Trakyada yetişen bütün mah- sul hemen hemen İstatibul halinde muamele gördüğü gibi Trakyanın bütün kasaplık hayvanları da İs - tanbul mezbahasına sevkedilmek - tedir. Halbuki burada mezbaha res- minin pahalı olması Trakya hay - vanlarından bir kızmının mahvol- masına — sebebiyet — vermektedir. Çünkü mezbahada resimler ro's ba- şına alındığı için celepler hep se- miz ve kilosu çok olan hayvanları satın almayı eğylemekte ve bu süretle ağır olan resmi kilodan kazanmıya devam etmektedirler, Bu yüzden zayıf ve cılız. hayvanlar, [ hayvan yetiştirenlerin ” cellerinde kalıp ziyan olmaktadır. Bu vaziyet de hem hayvan yetiştirenleri za - rara sokmakta, hem de hayvan nes- linin yavaş yavaş azalmasına se - bebiyet vermektedir. Belediye bu meseleyi bir mem - leket meselesi olarak ele almış, Trakya müfettişliğinin raporunu da yiyecek yemektedirler. İşte buna mani ol- mak için Belediye şehre hayvan gi- ren bazı yerlerde muayene istas « yonları kurmıya karar — vermişti: Celepler şehre sokacakları hâyvan- ları evvelâ bu istasyonlara geti ; rip mMuayene ettirecekler, sonra Mezbahaya getireceklerdir. Mez - baha istasyonlardan vesika getir - il anlarını kabul et - miyecektir. Bu işin nasıl tathik 0- lunacağı — ve istasyonların rerede kurulacağı hakkında bir proje ha - zırlanmaktadır. Bu pioje biter bitmez mezbaha resimleri ucuzlatılacak ve re's ba- şı yerine kilo üzerinden resim ahı- nacaktır. İ vamteran aat şilirdeimnnindn manlrenanenmını Yugoslavyada Müthiş bir İnfilâk oldu Belgraddar bildirildiğine Straga elvarındaki mühiramat fab- Tikasında müthiş bir infilâk olmuş ve yüzlerce amele ölmüştür. Fab - Tika civarındaki orman tutuşmuş - tur. Fabrikadan yirmi beş kilometre uzaklardaki evlerin bile camları kı- rılmıştır. İnfilâkın sebebi tahkik e- diliyor. ü Festival için 26 kişilik Rumen heyeti 16 Ağustosta gelecek göre, | Bu seneki İstanbul festivaline işe tirâk edecek heyetler gelecekleri tarihleri belediyeye bildirmeğe baş- tetkik etmiş, mezbaha mesclesini yakında kökünden halletmiye karar vermiştir. e Mezbahaya gelen hayvanlardan | İâmışlardır. 31 temmuz akşamı ve re's başına değil, kilo başına resim | Tilecek bir balo ile başlanacak olan festiyale İştirak edeceklerden alınacaktır. Ancak bu usulün tat - Rumen heyeti de geleceği tarihi bikine geçilir geçilmez şehre bü- | tün cılız ve bu meyanda hestalıklı | belediyeye bildirmiştir. hayvanların doldurulması ihtimali | — Ağustosun 16 sında şehrim'zde pek kuyvetlidir. Halbulet ştmdi fe- | buluncak olan bu bey'et çoğu ka. tanbullular en sıhhi ve en iyi eti | dın olmak üzere 26 kişiliktir. i Çinlilerin bir kısım kıt'alarını ga- | mukabil bazı yerlerde yeniden tah- | — Bu vaziyet Tokyoda büyük bir Döyanldığı zannedilen anlaşmanın, | zevahirden ibaret olduğu şimdi da- HARP Çin-Japon vası Londra, 25 (Hususi) — Japonla - rın Şimali Çinde giriştikleri yeni hareketler ve varmak istedikleri hedefler Sovyet mehafilinde dik - Katle takip edilmektedir. Sovyet hü- kümetinin, yeni harbe vesile ver - memekle beraber, bu hareketi ön- lemek çarelerini aradığına ve hattâ b uyolda faaliyete geçmiş bulun - duğuna şüphe edilmemektedir. yet tehirle geri çektikleri ve buna şidatta bulundukları anlaşılmıştır. asabiyet uyandırmıştır. İlk —önce ha zivade göze çarpmaktadır. Bu yüzden Japonların da zaten devam etmekte olan askeri sevkiyatı üze- ne, yeni ve evvelkilerle mukayese edilemiyecek şiddette muharebeler gıkması ihtimal dahilindedir. Sövyetlerin şimdiden Çinlilere bir çok tayyare ve pilot göndermi oldukları Şanghaydan gelen berler arasında ehemmiyetle kayde- dilmektedir. Yine Şanghaydan bil. dirildiğine göre, Çin orduşunun mu-| kavemetini teşkilâtlandırmak mak- | sadile bir çok mütehassıs Sovyet | zabitleri Çine hareket etmiş bulun- maktadırlar, Hopey - Şahar siyesi konseyini Nankinin gösterdiği yolda yürüdi ğüne ve Şimali Çinde Japonların is- tedikleri gibi serbest kalamıyaca- ğına şüphe edilmemektedir. Pekin | bölgesinde tahşit edilen Çin kuv - vetleri evvelki miktarın onda biri nisbetinde arttırılmış bulunmakta- dır. Vaziyet Uzak Şarkla son günler- deki nisbi sükünetin müthiş bir karşılaşmaya hazırlanmaktan iba- vet olduğunu gösteriyor. Boğazda Bir mavna Anıdoiü vapuru çartptığından battı | | n ! Kurüçeşmede Cevdetin kömür l deposu önünde' Halilve Hüseyine ait kömür yöklü mavna rılıtıma | yanaşırken Hüsnü kaptlanın idare. siadeki Anadolu vapura arasında bir çırpışma olmuş ve mavna bat- mıştır. Vapurün su akıntısına kapı- Tarak mavnanın üzerine bindirdi; anlaşılmıştır. Vapur acenlası hâsarı ödemiştir. — İ irak belediy! Umum Müdürü Ankarada Irakın Belediyeler Umum Müdü- Yü ve Bağdat şehremini Erşedül - ömeri Ankaraya gelmiştir. Ankara Belediyesi dün misâfirler şerefine bir et vermiştir. Erşedülömeri tahsilini Türkiye - de yapmış ve 1912 yılında yüksek mühendis mektebinden mezun ol- muştur, Tahsilini bitirdikten sonra da bir kaç yıl İstanbul Şehremane- tinde çalışmıştır. rif Vekili Ankaraya gidiyor Maarif Vekili Saffet Arıkan'ın bu akşam Ankaraya harcket et- mesi muhtemeldir. (Birinci sahifeden devarmm) Moda koyunda lâzımgelen bütün tertibat alınmıştı. Yarışlar için ay- rılan saha dubalarla hudutlandı - rılmıştı. Ankara, Aksu, Kocaeli, E- renköy, Göztepe gibi irili ufaklı va- | purlar da, kendilerine mahsus yer- | lerde durüyorlar, motörler müte- | madiyen bu vapurlara seyirci ta - | gıyorlardı. Vapurlardan kıyılara | fuzult ampul zerkiyatı gil etibba odası di! yazık ve ayıp Halkın sıhhatini istismar eden bir doktor | Masum ve cahil hastalardan haksız yere para sızdırıyormuş San zamanlarda bazı doktorların kendilerine müracaat eden saf ve 'Ekserisi taşralı hastalardan çok yüksek ücret aldıkları ve bunlar bazan kat'i tibbi lüzum ve mecbu- | Fiyet olmadığı halde; kan ta! idrar tahlili, mevacıdı gaita ve tü rük tahilli, mükerrer röntgen mu- ayenesi, elektrik ve radyo todavisi, müa - melelerin hepsini birden yapmak istedikleri şikâyet edilmiştir. Ve yine bu doktorlar larafından, tahlil ve tedavilerin bilhassa kendi mu- ayene ve lâbaratuarlarında yapıl - masını h rından — istedikleri ve her bir tahlil ve muüayene başı- ret yüzden bastt bir hastalığın, müra- caat eden şahta 100 liradan fazlaya mal olduğu, Halbuki resmi hasta - nelerdö dertler 5 lira ile bile halledildiği” söylenmiştir. Aldığımız malümata göre bu ka- bil bir müracaat ve şikâyet, şehri- miz etibba odasına da yapılmış ve ni haysiyeti he - | men toplanarak icap eden tahki - ] kata geçmiştir. | Bu tahkikat sonunda, Beyoğlun- | da Mis sokağında 11 No. da çalışan maruf bir doktorun — kendisi - ı' ne müracaat eden bir hastanın ve akrabasının bilgisizliğinden ve gör- | | güsüzlüğünden istifade ederek bun- | | dardan haksız yere para almak ve | kendilerini 1zrar etmek — suretile | | meslek haysiyetile teliti- kabil ol: | harekette bulunduğu tesbit iştir. ı Ftıbba odası divanı hâysiyeti; Bu mütehastisın üç ay müddetle mem- leketimizde doktorluk yapamama- | sınr karatlaştırmış ve bu ceza, An- karada müteşekkil Lubba Odaları | yükşek hâysiyet divanımın 21 nu - maralı kararlle de tasdik edilmiş- | tir. Varilen karar üzerine Sihhiye | | Vekâleti hâdiseyi bütün . teşkilâtı- W na ve hükümet tababetlerine bil - | dirmiç ve cezalı doktorun bu müd- | | det zarfında, her hangi bir mınta- | [ ka ve şehre geldiği takdirde icrayi | san'at etmesine meydan verilme - | Mmesini tebliğ etmiştir. Terbiye sistemimizi tetkike gelen iki Amerikalı (Birinci sahifeden devam) Mis Fibs kendisile görüşen bir arkadaşımıza seyahatleri hakkında şu malümatı vermiştir: Yedi sene evvel de İstanbula gelmiştim. Memleketinizle çok alâ- kadar oldum. Bu yaz da, şimdiye kadar vücude getirdiğiniz 1sl: takip ve tatbik ettiğiniz terbi sühleri, - halkınız hakkında malümatım: ve tevsik etmek üzere tekrar mem- | leketinize gelmiş bulunuyorum. Bü- yük şefinizin idaresi altında ta - hakkuke ttirdiğiniz terakki eser - lerinin hayranıyım. Yeni rejim tında hüsule gelmiş olan değişik - likler'benim için hakiki bir muci- zedir. Eskiden Türkiyeyi ve Türkleri garplılar anlamamışlardı. Fakat şimdi her yerde, Avrupada ve A- merikada herkes sizi yalnız tanı - makla kalmış olmuyor, yeni 'Tür « kiyeyi heyecanla takdir ediyor. Fikrimce bütün dünyanın bül - hassa Amerikanın memleketinizi ve milletinizi daba iyi anlaması lâzım- dır, Çünkü sizi tanımak ve anla - mak, sizi sevmek demektir. Bütün samimiyetimle söylerim ki, seyahat ettiğim bütün memleketler içinde en çok sevdiğim yer Türkiye ol - muştur. Maalesef Türk inkılâbı, yapılan | V Bugünkü Moda deniz yarışları İkinci yine 1600 metre ha dahilinde çifte klâsikler, ül Cü yarışa yine ayni mesafe dahi - linde dörtlük klâsikler, dördüncü yarışa 800 metre mesafe dahilinde kadınlar arasında iki çifte klâsik tokneler iştirak ettiler, Kazananlar Birinci yarışta Fenerbahçe birine akseden cazband havaları içinde ya-| ci, Güneş ikinci, Altınordu üçüncü rışlara saat on buçukta başlandı. Vapurlar, sahiller, sandallar in- san almıyordu. Herkesin yüzünde | gelmişlerdir. İkinci yarışta Güneş birinci, Beykoz ikinci, Fener üçüncü gel böyle güzel bir güne iştirak etme- | Mmişlerdir. nin zevki vardı. Üçüncü yarışta Beykoz - birinci Deniz Klübü yarışların halk da - Anadolu ikinci, Cüneş — üçüncü rafından rahatça ve kolaylıkla sey- | Selmişlerdir. redilebilmesi için bütün tertibatı Son yarış öğleden sonra Bıyıı_ın- aldığı gibi, ayrıca meccani vapurlar |a en heyecanlısı idi, iki çifte klâsik da tahrik etmişti. ismini alan bu yarış 800 metredir. Vapurların ve dubaların urasında | Bayanlar arasında yapıldı. ayrılmış olan yarış sahasında ilk Bu yarışı Fenerbahçeden iki ba. önce amatörlerin kürek yarışlarına | yanın iştirâk ettiği futa kazandı. başlandı. İlk müsabakaya 1600 met- | — İkinciliği Güneş - kızları kazan. re mesafe dahilinde birlik klâsik | maştır. tekneler arasında yapıldı. Kazananlara kupaları kulüp mü. | aslahat ve elde edilen terakkilerle | Türk mantalitesi, karakteri, hususi | ve içtimai hayalı hakkında yazılmış eserler yoktur. Bütün bunları tet- | kik etmek maksadile gelmiş bulu - nuyorum ve memlekelinizde daha uzun müddet kalacağımı zannedi- yorum, C « latasaray Jisesinin kütüpha - lare eden Tomson bana Tür- | şleri hakkında hayli malü - Yine TTomsonun telkini | nda Galatasa - r sİne 900 esar gön - derdim. Kendi memleketimde de 'Türkiye hakkında muntazaman kon- feranslar termekteyim.> | Diğer taraftan Doktor Roman da | şun'arı söylemiştir : | —— Avrupa memleketlerindeki se- | yahatimiz esnasında - fikrimce en | iyi terbiye sisteminin hangisi oldu- ğunu soruyorsunuz. Her memleket- te terbiye sistemleri değişiktir. ve her memleket de takip ettiği kendi sistemini beğenir, Bu da belki doğ- rudür. Çünkü her memleketteki şartlar ve mizaçlar biribirine ben - zemgz. Bundan başka terbiye ü - | zerine tesir eden hükümet sistemi | | de vardır. Bence İskandinav mem- | leketlerindeki terbiye sistemi bu | memleketlere tamamile uygun bir | sistemdir. Diğer memleketlerde de | terbiye sistemi terakki yolunda - dır. kiy mat verdi. e son senel AAA AAA dürü Celâl Bayar taralından v | rildi. | Birinci yarış saat 10,39- başladı. Mesafe 1600 metreli Dörtlük klâsik : 1600 de birinci Beykorz, ikinci Anldolu, 3 ncü Cüs | neş olmuştur. Namusunu kurtarmak için kaçan bir amele Manisada inşaatı ikmal edilmekte olan yeni eket —hastahanesi bodrumunda bir ceset bulunmuştur. Yapılan tahkikatta bu cesedin ine şaatta çalışan ameleden birisine ait olduğu anlaşılmış, tahkikatı derine leştirince hâdiseden birkaç gün ev- vel yapıda çalışmağa gelen Çakır Mehmet ile bu gencin ve diğer iki arkadaşının hep birlikte ra- kı içtikleri, içki sonunda Mehmedin gence — münasebeltsiz — tekliflerde | dözdüşü kömünlüğe kaçan ameler ) açan amele. nin orada dayaktan ınlıç: bir nezli | miyeti Filistini üç parçaya istef dimağt neticesinde öldüğü anlaşık maştır. Suç sahibi Çakır Mehmet tevkif OERIZoİ Katolik kilisesi Ve Filistindeki Filistin için İngilizlerin hazıtlâr dığı.projeden bugünlerde çok DEbt edildi. Nihayet projenin tatbiki S Ti birakıldığı da haber veriliyöf Olabilir : Samajeste kralhın meti bu bahsi muhtelif yerlerde muhtelif saiklerle gördüğü muk”” vemet üzerle artık kurcatamama! daha doğru bulmuştur. Fakat Fi ” Histin meselesi yeniden y aylafi” bir kere tazelendikten sonra kolay kendini unutturacak değildir. Çünkü Tord Pel heyet” nin raporu mucibince Milletle Cf yırsın, ister ayırmasın şimdi çikö dedikodular Çabuk nihayet bUlA cağa benzemiyor. Kudüs ile hristiyanbık için M7 kaddes olan makamatın bul | yerlerin doğrudan doğruya 1;:2“: mandası altında - kalacı hi en ziyade Vatikanın y mışlar. O Vatikan ki şarkta kal? likliğin nüfuzunu — arttırmak-İS” herşeyi yaparken şimdi makalhbl! mukaddesenin katolik olmuyatt devlet tarafından muhafazası GÜ üzdükçe üzer. Daha 922 de Papt * lik, Milletler Cemiyetini protef etmiş, İngilterenin, Filistin mand 81 dolayisile mâkarnâtı "mhdîd senin bulunduğu yerleri yesii altına âalamıyacağım süylemişti. Katolik kilisesi şimdi de faaliyt” te geçmiş bulunuyor. İspanya İŞ ri bir taraftan, Almanyada KiliS” nin vaziyeti diğer taraftan, Vti kan için üzüntü olup durürl şimdi Filistin meselesinin tazele” mesi yeni bir dert daha oldu. Ahmed R! olan Bayram ağır surette * Nafıa Vekili Ali Çetinkaya F” fakatindeki zevat ile birlikte B” line gelmiştir. : 4 Geçen hafta içinde - te biri ölü olarak altmış bir kaçâ ,Allılıım yınıyorul" Ya hddiseler ve vyakamlar dEğ'i, miyor; yahut da bizim gazetel! bir lâübaliliktir. gidiyor. ÜÇ gü dür sıra ile gazetelerde okuyor!”” — 27 tifo vak'ası görüldü! — 4, Fakat, bıt ne 26 0luyor, nE e İnsân bunu görünce kendi kendi” sine gayri ihtiyari soruyor: w_ı — Bu tifonun şehirli ile bir Bİ” Zası mı acaba, yoksa gcwef!“'sî“ mizin yerinde sayan bir istit muvaffakıyeti mi?, * Bu ne olursa ve nasıl olurtü “) sun diyeceğimiz yok. Fakat, tü? * dan bahs açıldıkça: — En temiz su Terkös'. — by Deniyor. Ne gariptir ki, şehrif / tih, Sultanselim, Fener, Çi ye gibi semtlerindeki evlerin çoğtt * - larmı hep Kirkçeşmeden Git lar ve.. bu sular da iki aydanber? ' patılmışlardır. Bu evlerde oturanlar: — Allahım yanıyoruz.. Diye feryad ediyorlar. Terkt* "' daresi evlere su getirmek içili yoli — Sokağımda Terkas borutt! “Diyene, yüz elli, Wi yüz ? masraf kapısı açıyor ve: — Usulümüz du. d Diyor. Parayı verebilen suyt yor, veremiyen de kıvrım BT kworanıyor. ü Usul belki bu anıma vir #SEE daşın evinin kapısına kodar $U çai termek de o medeni şehrin BE vesinin vazifesi değil midir?. — Susuzluktan yanıyorum'- iyk Diyen ve suya, temiz »B"y""oy, suya hasret çeken bir & yer günde 27 kurban vermez de V€ ha par?. Hele, bu semtler ki, Tatanbi Tun hem nüfus, hem aile ferilefi Vç kımından en kalabalık Ve VÜT semtleridir. Bu kesafet mu yına aşı ile beraber Terkös leri ve her evin kapısint borusu götürmek için acudü neyi bekliyoruz?. - Terkos İdaresinin GizemNil, e ve bütçe faslı hiç bütçesiz M ilee valandaşın daha mt g tün acaba?. dehi vi Burhan Covat — f