28 Ekim 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

28 Ekim 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İZMİR HİK UZAR HATİ AYE STİ BALLAR v A LED e SN dr. Şi UŞAKLIĞIL ünlü bulmağa devet etaeler, zan- Dünkü kesın hulâsası (ve, bplmem Se vel vam Üstad kendi hayatından, ço- ğ ak şmak Tâ km takva: TAİ a yaşlarındadır. Babasının / İstan-| Haniya bazan rüyalarda yeri da gene öyle vüzuh ile ve isim- lerile, simalarının bütün husus yetlerile görüyorum. Bunlurı sırasile tesbit edece - ğim, fakat bu halıralara bir in- mırıldanarak: — Göreceksin ya, Halid; dedi. Torunum pek tuhaf, pek garib bir çocuktur. Herkes ten kaçar, kendi kendisine yapa. yalnız o yaşamaklan O hâzzeder, şimdiye kadar hiç bir arkadaş bulmadı, daha doğrusu bulmak istemedi. Eski mekteb refikin . rinden, konu İsosşu çocukların dan onu gelip arıyanlar yok de- ei SPO ——— m... ulgar Leviskiy ilk maçını mumi miuuur oradan ayriur ay irianaz nöLeiçi olan telgrafçı, tal tiş edilmeli üzere bulunan arka, G5 geiyor ler şeye burnunu sok Suğu için tetik davranın». İmumi müdürün bu bususiz daşina şu telgrafı çekli: «Stefan <5 bulda işlerini tatil ederek İzmi. re nakletmek mecburiyeti hâsei olmuştur. Ailece İzmirde dedesi- min Çorakkapı konağının müsta-| kil Bir dairesine sığınmaşlardır.' Baban muvakkat bir müddet, için tekrar İstanbula gitmiştir. stad, annesinin İzmir mahal lelerinden birinde oturan yenge- si tarafından 10-15 gön kadar üzere daret ediliyor. A- naoğul bu davete icabet ediyer- lar. (Hikâye devam ediyor) Kever Hammetendinin. bir nizi kaybedersiniz, takib edile-| tizam vermek için en evvel Kev- ! Beşik'aşla yapıyor sek sokakları bulamazamız, do. laşır dolaşır hep ianılmamış, gü- rülmemiş yerlerde, ucu bucağı bulunamıyan' sokaklarda (koşar durursunuz, Sizi bilmem, bu, bende mk sik olun bir şeydir. Ye hâlâ bir mektebde ders vermek. teyim, yahud bir yerde memu rum, saatinde oraya yetişmek lâzımdır. Ancak kalmış olmak üzüntü türlü yolumu Sulamadığım bu meçhul sokaklarda helecan ile, Lorku ile, telâş ile koşar duru rum, tam bir halâs ümidi belirir. ye! ğildi. Hepsinden kaçtı, hiç birisi- De yüz vermedi. İki hocası ver. Hep onların verdikleri dörslerls nun merakı çıktı, ona bir de ka- sun ustası geliyor. Yalnızlıktan pek sikılırsa ata biner, seyrana ser Hanımın ilk defn misafirliğe gidişimizden başlahak lâzımdır. Dedemin ahırından çıkma ku: pa, arabacı Abdullah islare - sinde bizi o büyük evin kapısm- da bırakınca derhal evin bala» yıkları üşüştüler; biz, annemle .İbem ve dadim, nrabadan indik.) Şkker, yahnd tüfeğini alarak Selâmlıktan koşan uşaklar, bir Cokledi bağlarında avlanır, ya- genç Arnarud Süleyman, bir Ay.| bud... denli çocuk Osman « bunları son. o Burada Kevser Hanım tuhaf radan öğrendim - çantaları ala-| bir mana ile gülümeedi: — Ya- rak harem kapısına bıraktılar. hud, diye ekledi; gene iüfeğile Biz yukarı çıkarken yenge hanı-| bahçede kedi avlar.. m merdiven in, küçük kızı) O Burada ben de gözlerimi k: | Cümhuriyet Bayramı münase- betile şehrimize (davet edilen Sofyanın tanınmış takımlarından Leviski bugün gelecek ve yarm ifk maçını Şeref sahasında Beşik. taşla yapacaktır. Ru maçı Şazi Tezcan idare edecektir, Merkez kakem komilesi diğer ili maçın idaresini de Nuri Bosmt ile Ah med Âdeme vermiştir. Dün müş. terek bir karardan xonra Fener. bahçe ile Beşiktaş klüpleri böl) K* geye müracaat ederek, Ahmed Ademin Galntasarayda futbol iş- lerild meşgul olmasını yapaci xulağı bükülmüş olacaktı ki tef lş için gideceği: şehre hareket ten evvel, telgraf hatları üzerin. deki muameleleri de durdurmuş. tu. Bu arada hakkında çekilmek istenen telgraf da arkadan ken. disine yetiştirilmişti. Umumi mü- dür, arkadaşına iyilik o yapmak #ayretkeşliğinde bulunan telgraf memuruna gene telgrafla gittiği yerden $u cevabı verdi: a wTelgrafinız manlesef pek geç . Burnum, şimdi, solul. maması istenen işlerin tam dedir ve pek fena kokular öö maktadır.» nanay anö1 ni sanal emen söke 0m0 emsan sanan ken yolumun önünde bir sağır |Salime Hanımı kapıya kadar yo- konak yavrusuna benziyen bü - yük evi Arabfırını mahallesinin ne tarafında idi? Bugün şu sa - Urları yazarken hayalim o ma. ballenin sokaklarını dolaşıyor, şurasında burasında irkilerek du ruyor, ve bir vakitler sk sık gi. dip kaldığım bu evin yerini bir izdivacımdan sonra, bir İ irdiği | tüm; türli bu evleri bütün tafsilâtile, bond kalan bütün intibalarile gözleri - min içinde yaşıyor buluyorum; o kadar vüzub ile ki buğün onların! taksimatile hususiyetlerimi ter - sim etmeğe muktedirim; yalnız sokakların arasından dolaşarak! yerlerini tayin edebilmekten âci- .l dan isimleri bir tarafa atarnk on- duvar, arasından © yeçilemiyseek bir delik çıkar. Bu üzüntünün! içinden atyrılp kurtulmak © içim! yezâne çere uykumun arasınd bunun bir rüya olduğunu düşü .! süp silkinip uyanmaktır. İşte şimdi hayalimde bu ma hallenin sokaklarını gezerken ne o haldeyim; hattâ sokakların isimlerini o bulamıyorum. İzmir belediyesinin şehrin sokakların - lara birer numara taktığına vâ- afım. Kim bilir o adlarını bul- tak mimkün olmayan sokaklar simdi nasl numaralarla tanılı - yer. Arabfırını mahallesi İzmirin İTürk mahalleleri arasında üm -Jki.— anile, güzel binalarile, azçok düzgün yollarile mümtaz bir ma tişemediği için merdivenin alt ka tında bulduk. Hanımlardan baş- “ ve Kevser Hanımda bul dura. Bir aralık; — » ma gel, bakayım! e bel rinde oturduğu yer minderinin kenarına çekti, bir elile yanağımı okşıyarak: o— Halidim! dedi; #en ne kadar büyümüş, serpil - mişsin! Seni görmiyeli kaç yıl ol- du. sen İstanbulda biz İzmirde, birbirimizden o kadar uzak idik , Gene okşadı, ve dudaklarinın hafif bir temasile saçlarımı, al- zim, Gene bu mahallede sik srk| halle idi ki müstevi bir saha Üze-İnimi öptü. Sonra birden hatırlı- gittiğim dost evleri vardı: Tevfik Nevzadın evi, Ahmed Celâdetin evi, daha şunun (bunun evleri, bunları hep görüyorum, hepsinde çeşid çeşid hatıralarımın izlerini buluyorum. Sahibleri birer birer dünyadan göçtükleri halde evle- rinde yayılmıştı. İzmirin büyük ailelerinden pek çoğunun evleri yarak kızlardan birine seslendi: — Nevber! Affan nerelerde? burada idi, bu meyanda Kevser) Haberi yok galiba, Genc selâm- Hanımın evi de orada idi. O evi geniş odalarile, büyük sofalarile, sonradan ilâve edilmiş olan bö. lüklerile, içinde birkaç yaşlı a tıkta, odasında derslerine çalışı. yor olmali; dedi. Ben de bir yandan bu yeni gö. rülen simaları tetkik ederken bir yandan dâ o kadar lâfuni işitti - ri hâlâ hayalimde yaşıyor: fakat| ğaçtan başka hiç bir yeşillik bu Dedin Hüni hilümet kanağık -| lunmuyai,, bölen dulsn. gey İyi Affami ümük sllşar, biz oil dan şehre doğru giden Kemeraltı| ten mahrum loş geniş bahçesile, | evvol bann arkadaş olacak bu caddesinden sağ tarafta bu ma -|bir tarafında selâmlık, onun ya: | çocukla tanışmak istiyordum. halleye doğru giden sokaklardan | sında ahır ile tam bir vözuh için) Kevser Hanun beni biraz da: birine sokaalar da bu evleri ara-İde «örüyorum. Bu evin balkıniha cekti ve sanki başkalarına'cede hiç eksik olmıyan dırdım ve Kevser Hamımm gü. lürsiyen kestane renginde iri gü zel gözlerine bakarak bu kadi a vından maksadı soruşturur gibi baktım ti: — Enişten Şevket Kemal Be- yin - gözile Salime Hanımı gös- tererek » Salimenin kocası, ta. vuklara ve güvercinlere, kanar. yalara pek merakı vardır; iyi cinsten tavukları, pek güzel bir Gerze horozu, cins cins, çeşid çe- sid en güzel nevilerden güvercin- leri, sekiz on tane kaharyası var! . Bir gün nasılsa fırsat bularak amıyacak kadar büyümemiş o. lan bir pilici parçalar, diğer bir gün gene o kedi, siyah iri bir ke- di, bir güvercig yakalar, başka bir gün gene o mel'un kara kedi elini kafesin telleri arasından s0- karak bir kanaryanın başını çen- geller ve koparır. Bütün bu facia İar Affaoın gölü önünde cereyan eder. Ağlıyarak: — Ben bu ke. diyi öldüreceğim! dedi. ,Aman oğlum, kedilere dokunmağa gel. mez, seamet getirir, sakın öyle bir delilik yapmıyasm: dedimse de dinletmek mümkün olmadı. En evvel o siyah kediyi vurdu, bununla kini sönmedi, ye de ile e tüfeğile bahçeye çı zi ları maçlar için mahzurlü gi kedi henüz kendisini kurta. , düklerini bildirerek onun yerine| başka bir hakemin tayin edilme. sini istemişlerdir. İstanbul böl gesi bu müracaati Umum Mü- dürlüğe bildirmiş ve Ahmed Â-| demin değiştirilmesine karar ve. rilmiştir. İstanbul hakem komitesi ikin- ci maçın hakemini henüz seçme. miştir. Nuri Bosut Pazar günü yapılacak muhtelit takım maçını idere mdecektir. Galataşaray takım hugin Bursaya gidiyor Galatasaray birinci futbol ta- ;kımı bugün Bursaya gidecek, Cuma ve Cumartesi günleri ol mak üzeve iki men vapaesktır. öldürür. Sonra bu zavallı bay - vancıkların ölülerini ne yepar? Onu anlamak mümkün olmadı. Bu merakından vazgeçirmeğe de TİYATRO (Baş tarafı sayfa 3/2 de) koyu farsça ve arabca (kelime mevcud. Bu hatayı başkası yapsa idi, senin elinden meler çekmez- di. Hattâ cümlemiz, «canım ne olur, bir iki tane, masum hata « cıkl..» diye mazur göstermeğe çalışsak bile, sen ayak direr, rkatil» diye ağırceza muhkeme- sine verilmesini isterdin. Maa - mafih o Selâmiciğim sen de Mülli korunma mahkemesine ka- dar gidecek bir suç işliyor, bir nevi edebiyat muhtekiri oluyor. sun, çünkü bize «Kıs masalın tercümesini pek pahalıya sat - mağa kalktın! Hürmetlerimi Tât- fen kabul et. Nasret Safa Coşkun NOT: — Yazında diğer ar. kadaşlardan ymünekkid. diye bahsettiğin halde benim sa. ani Sin ilimiz din eti dadli 4k muvaffak olamadık. Dedim ya,ldece «muharrir» diyorsun. Ben, garib çocuk, senden beş altı yaş) beni münekkid kabul etmediğin büyük olduğu belde onunla iyi) şeklinde tefsir etmiyorum bunu. arkadaşlık edeceğini umuyorum,| Çünkü çok garib vaziyete düşe- hattâ senin onda pek hayırlı te:|ceksin. Bir gece lokantada. beni sirlerin oldeağımı da zannediyo | münekkid olarak © beğendiğini rum, Şimdi nerede ise gelir, iki| söylemiştin. Şehir Tiyatrosu mu- kardeş görüşür, sevişirsiniz. O da| hasebecisi Feyzi Boztepe İle, bi- seni sabırsızlıkla bekliyordu. — | zim idare sefi Hayri Baskut gibi (Arkas ver). |iki de şahidim var! H.Z. Uyaklığil Nu.Sa,Co,

Bu sayıdan diğer sayfalar: