Dn şu de- bütün o ter tbler (o bozulmakla (Okalmıya - cak, muhakkak (kendisi de,| Üriu da Patronanın yatağan bı | çağı altında parça parça edile - 4 Kim bilir, belki padi - diği içini cekleri şah da üçüncü Ahmed gibi te - ir aktin yuvarlanıp gidecekti. — Naslsz köse dayı? —ı. Cevab gelmeyince daha yük - sek sesle tekrarladı: — Şunda, ziyaya yanaşın köse dayı, sizi tahliye edelim! Gene ses sada çıkmıyordu. Şü- <a Çelebi delik ağzına dikkat e- dince büsbütün irkildi; aşağıya İnmek için her zaman menfeze dayalı duran küçük merdiven de yoktu! Ardına dönüp helecanlı kelecanlı sordu: — Bundaki «nerdübanı» almış mı idiniz bacı? İhtiyar kadın omuzlarını kal dırdı; — Nerdüban anda idi. Urlu a- #n anın kol ve ayaklarını muh.) kemce bend eyledikten sonra o - muzlayıp nerdübandan indirmiş idi. Kendüsi çıktıktan sonra bir »depmes urup aşağı düşürmüş olmasun sultanım? — Ya, bunda ne fayda var - dır? — Olabilür «duhterler» inme. sünler deyu. — Hele bir nerdüban getür. merdiven getirdi, merdiveni aşa» ğya sarkıtlılar. Faket gizli de - lik «kapkaranlıktı.. İnemiyecekle- riri anladıkları için orada, çek- meco üzerinde, el şamdanındaki yarı yanık mumu yaklılar, Esirci, kadına işaret etti: — İn imdi. Kocakarı ürküyordu, fakat e- fendisinin aksi tabiatini iyi bil - için merdvenden yavaş ya. yaş inmeğe başladı. Br elinde tut LE semanın eavln bir oda genişliğinde olan gizli di — Yoğ sultanım. altı» nı yarı aydınlatıyordu. Esir.| Diye cevab verdi. ci yukarıdan sesi titriye tütriye| — Yok mu? İ alınacaktır, «Daye» kadın koşup küçük bir| — — Beli, nesne görünmez. — Köşeye doğru yürü. — 'Köca dişlenk onda mı? Kadın önünde bir şey göreme- (Arkas var) Tramvay Seferleri İstanbul elektrik, tramvay ve lünel işletmeleri umum müdürlüğünden : 2 İkincileşrin 1942 tarihinden Miharea tramvay seferleri kış evkal tarifesinis tatbekine başlanacaktır, İlk ve son barekel saatlerini gövlerir ecöveller İcamvay arabalarına ve plân. teniaklara asılmıştır, Sayır » yalenlara ön olunur. (860) Kiralık Büfe Devlet limanları işletme umum müdürlüğünden: Galatıdaki eski yolcu salonunda bulaman İ mumaral büfe pazarlıkla kira. ya verilecektir. “Takblerin tekliflerini 3/11/942 tarihine kalar levazım müdürlüğüne ivdi etmeleri, (856) Üniversite Rektörlüğünden: Üniveml eye yanılma 3 İsinciteşrin Sah günl akşamı sona erecektir, 1937) Üniversite Rektörlüğünden Orta okul ve Wselere yabancı dil öğretmeni yeliştinmel zere edebiyat fi, büllesi İngiliz, Alman ve Rumen filolojileri şebelerine müsabaka İle talebe İ — Fakülteye girebilmek şartlarını haz olmak, 2 — Yapılacak seçme İmbihanını kacmnak, 3 — Neterfikten mantaddık mecburi hizme taahhüdünde bulunmak, Kazınanlırı aydı 4) lira burs verilkcelir, Talebeden ve dışarıdan İstekli » lerin ew son TI meiteşrinm 3 üncü Sili alışana &dilar Edebiysi o Waktillesi dekanı klibe kâtibe başvurmaları, 9) Üniversite A. E.P, Komisyonundan: Tıp Faköllesi 3 üncü iç ve 1 inci dış hastalar kliniklerine almacak. 239490 cd muhammen bedelli emaye hastane devamı 1/XU92 Puzarlei | günü sast 15 de rektörlükle pazarlıkla #hale eğileceklir, İstekliler 360 liralık | teminat makbuzlarile gelmeleri, Ligte ve şarimıme reklörlükte görülür, (934) “Kış masalı, Selâmi İzzete mecburi bir cevalı m Tercümesi asel Yazan: Nusret Safa Çoşkun Azizim Selâmi İzzet: İkdam gazetesinin 23 Birinci- teşrin sayısında «Günün tenkid. leri» sütununda bana çatmışsın! Sence üç kabahatim var: Birin - sisi, senin aziz muhibben Mef - haret Ersinin tercümesini beğen- meyişim, ikincisi, genç oluşum; üçüncüsü de, lisan o bilmeyişim.. Bayan Mefharet Ersine karşı ö- tedenberi hayranlığın olduğunu mlm. Bazan kafa kafa «Hamlet» tercümesini ile. larla Bazan o senin imdadına yetişir, bazan da sen minnet al. tında kalmamak için, açık bir tida ile Maarif Vekilliğine mü - racaat eder, bu tercümenin «şah- eser» olduğunu ileri sürerek nes rini ister, sayın bayana tercüme heyetinde başkoltuğu o mün gö ün! Bizim için sayın S5»! “zzetin ağrebi garaibi kâin fikirler yürütmesinder? daha tn- ye m rsi ar kidliğinden istifa edeli, senin se. vimli garsbetlerini arıyoruz â deta!... Fakat iki gözüm Selâmi İzzetciğim, madem bu tercüme için bir medhiye yazacak, madem bu tercitmenin o muvaffakiyetini bir dilekçe ile Mazrif Vekili - nin dikkat nazarına arzedeceksin, güzel, Allah esbabımı halkeyir - sin, peki benden ne istersin) Di. yorsun ki: «Schakespeare'in Kış masalı hakkında - ecnebi dil bilmiyen, tercüme hususunda söz söyleme. ğe hiç de salâhiyeti olmıyan bir genç muharrir müstesna . bütün münekkidlerimiz bir noktada hir leştiler: Kış masalının tercümesi göreldir.» İlâhi Seclâmi İzzet, Sehir Mec Usinde asillikten yedeğe düşeli se nin ne okuduğunu anladığına, ne ştırdın ki, tiyatro münek-; de, ne yazdığını bilmediğine hük)| hücum ettiğin, en berbad şey medeceğim geliyor, ne garib id-Jleri göklere çıkardığın malümu. dia bu sevimli dostum. Evvelâ,;muzdur. ben tercüme hatalı demedim ki,| o “Genç muharrir» derken, bu lisan bilip bilmemem mevzuu -İtâbirin altında bir dudak bük - bahs olsun. Ben, ötercüme bilme sezdim. Bu dudak bükmeden kelime bonmarşası halinde, en|başka bir şey olamazdı, çünkü yeni kelimeler yanında, Arabi,İsen daha gençliğime hased ede Farisi tamtıraklı kelimeler var»'cek kadar ihtiyarlaıadın. Genç dedim. Musiki tekniğini bilmiyen! oluşumuzdan ötürü «üstadların» bir adam çalınan eserin alaturka!ne hükümler vereceğine, ii mı, yoksa alafranga mı çelme edeceğiz? Ve tek anhyamaz mı? Yabâncı dil bilip! yim sahibi olduğumuz için, Maa- bilmememe gelince, elbette senin rif Vekilliğine kadar bu “kusu- « canım fransızcanla yarışamam.! rumuz» arz mı olunacak? Hu - Fakat, tercüme hairkı yaban-| kuk tarihinde bir devir vardır ki: cı dil bilenin salâhiyetini - gene) «Üstad böyle söylerdi. diye, fi senin İfadenle . kabul ettiğimize| kirleri bir Okaziyeyi muhkeme göre; o öserin yazıldığı ana dile) teşkil eden zevatın aksi sö1 söy. vukuf sahibi olmak gerekir ki. lenemezdi. Demek oluyor ki bi. İsen de ingilizce bilmezsin! Benim| zim de, Selâmi İzzet üstadımız, © dil bilme, iddia ed bi.| Bayan Mefharet Ersinin tercü - “sin, insafına sığındım, türkçe| mesini, Maarif Vekâletine soku- ide mi bilmiyorum aziz dostum'| tacak!» diye, kanaatimizi izhar Kulağımı bırpalıyan kelimelere| etmememiz lâzım geliyor. âf söyliyemem demek? Ben| Son zamanlarda rastlanan, İtereümeyi hatalı bulsaydım - kilekmek ve zeytinyağ kadar mah- «| birçokları bu kanaattedir, fakat/lüt tercümeler yanında, şüphe - ben haddimi biliyor, bu işe karış-|siz Bayan Mefharet Ersinin ter. mıxorum - bana «sen dil bilmesi | cümesi bir şeye benziyor. Fakat sin dilinin türkçesile elin frenk -'iddia ettiğin kadar «harikulâde» çesine burnunu sokma!» demeğ« İ değildir. «Bak cür'etkâra dil bil- hak kazanırdın. Fakat, oçam «| mediği halde boyundan büyük çakn ssaygılarımı sunarım!» gibi/ iddialara kalkıyor!» diyeceksin! öz türkçe kelimeler yanında, öy! Ne dersen de azizim! Kulağımı le eski tabirlere tesadüf olunu-| tahriş eden kelimeler var bu ter yordu ki, bu maymun iştihalı ke-| cümede.. Bunları tercüman vasi- lime tasarrufuna itiraz oetmeki tasile dinlemediğime şöre, kendi için, biç de dil bilmej lüzum! öz dilini oiyi bildiğini 3anan yoktu. Eğer, bu kelimelerin ne- bir insan sıfatile bu noktalara ler olduğunu öğrenmek istersen,| dokunmak salâhiyetim dahilin - sana birer birer sayarım, dedir Birak ki, yazında, sen de Biz 40 kişiyiz, birbirimizi bi.| itiraf ediyor, «bütün eserde ku- Kriz, diye söz vardır. Bırak lağa ağır gelen bir iki tane ko. ki, Selâmiciğim, biz 40 ım önün.| vu farsça ve arabca sözden baş. deki sıfırdan mahrum bir aded:-| ka ilişecek tek cümle yoktur» di- deyiz. Sol tarafından kalktığın| yorsun. Demek, ilişecek bir iki zamanlar, en muvaffak eserlere (Devamı sayfa 4/1 de)