1 Haziran 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

1 Haziran 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kandırada | Bir ana çocuğunu kurlarırken Sakarya sularında canverdi İzmit (Hususi) — Kandıranın Koyunağılı köyünde çok hazin bir facin olmuş ve genç bir kadin yav yusunu (kurtarmak O üzere atıldığı Sakarya nehrinde boğulmuştur. Yaptığım tetkiklere göre hâdise şöyle olmuştur: Koyunağılı köyünde 26 yaşında Osman kızı Rahime adında genç bir enne gamaşm yıkamak üzere Sakarya kenarına gelmiştir. Kadın, işlerile meşgul bulundağu bir esna- da 8 yaşında bulunan oğlunun fey- yadın: ve nehir içinde çupindığını duyarak deli gibi olmuş ve bir lâh. ya tereddüd etmeden kendini neh- re atmıştır. Rahime yüzmek bilme- diğinden swlar aramnda bir hayli mücadele etmiş, yavrusunu kurlar- mış, onun iki ayağı arasına girerek #uların üstüne çekarmış ve fakat tikati kesilen genç kadın daha faz- İs mukavemet edemiyerek boğulup gitmiştir. Vak'a yerine Kandıra müddei » ümumisile hükümet tabibi giderek tahkikata el koymuşlar ve hi gömülmesine izin vermişlerdir. Bu bezin facia bilhassa kadınlar arasin. da derim bir oztmab doğurmuştur. Koyunağılı köyünün içinde büyük ve tarifsiz bir matem vardır. Anne kalbinin bu rikkat ve şefkati kar - gisinda duyulan saygı çok büyük- tir. Köyde Rahime için cenaze merasimi yapılmış ve tabutu çiçek lerle süslenmiştir. Samsun valisi vazifeye başladı Samsun, o (Hususi) — Uzun zamandır münhal bulunan şehrimiz valiliğine tayin edilmiş olan Dahili- yo Müsteşarı Etem Aykud, dün An- karadan şehrimize gelmiş ve is - tasyonda Tüm Komutanı, Vali mu- evini, vilâyet omaiyet memurları, Halk Partisi başkamı ve cıkâmi, Be- İediye ve Halkevkeri reislerile de - vair müdiranı ve halk tarafından karşılanmıştır. Valimiz buğün ye- Bi vazifesine başlamıştır. Gemlikte Halkevinin faaliyeti Gemlik (Hususi) — Halkevi . mizin bu yıl bütün kollar: faaliyeti azami derecede artırmış bulunmak- tedir. Bilhassa temsil kolunun son zamanlarda gösterdiği büyük çalış- malar ve omuvaffakiyetle overdiği temsiller gözden O kaçmıyacak bir durum arzetmekteir, Bartın (Hususi) — Aldığımız İmalimata göre, Kömür Sağlık teş kilâtı tarafından kazamızda 15 ya. taklı bir döspanser açılmasına İk- bsad Vekâletince emir verilmiştir. Bu iş için elverişli bina bulunun. ca dispanser derhal Ber şey hazırdır. Dispanserin bir doktor, bir eczacı, beş sıhhat me. muru ve ayrıca aşçı, hademe ve- | sairesi vardır ve tam kadroludur. İş mükellefiyeti tabibi Dr. Kemal Yula, şimdilik bu teşkilâtn da dektorudur ve yeni bir doktor ta- yin eğilneeye kadar bu vazifeye de bakacaktır. Üzülmez, Gelik, Kilimli, Ereğli, Devrek ve Çaycumada da böyle miştir. Talebe kamplari İstambel İlktedrisat müfettiş - lerinden Mustafa Güneri, talebe kamplarını teftiş işin Bertina gel miş ve teftişten sonra, İstanbul dönmüştür. Hastanemizin bir koğuşunda, kamptaki çocuklardan hastalanan. lar için bir revir açılacaktır. Öğretmenler toplandı Köy öğretmenlerile gezici baş- öğretmenler; 19 Mayıs Pazartesi açılacaktır. | SON POSTA Wemleket Haberleri Bartında amele için bir dispanser açılıyor Sıhhat Vekâleti bundan başka civardaki nahiyelerde de birer küçük dispanser açacak günü öğleden sonra Maarif memu- ru Hümi Erdemin relsliğinde bir toplantı yaparak kâza maarifi hak kında görüşmeler yapmışlardır. Ertesi gün de devam eden toplan- İtıda dilek ve kararlar tesbit edil. miş, sene sonu kayıd işleri tanzim ilmiştir. Hidereller neş'eki geçti 6 Mayıs Salı günü Hıdırellezdi. Bartının her yıl, derede bir bahar bayramı olarak kutladığı Hidirel- İlez, bu yıl Salıya, yani, kasabanın pazarına rastladığından zaten hava da yağmurlu bulunduğundan paza ra bırakılmıştır. Pazar günü de öğ- Jeye kadar hava sisli ve bulutlu ol. masına rağmen, birçok kimseler irmak İenarlarında yemek yemiş- ler, mobörler ve sandallarla ge - #inti yapmışlardar, Millet mekteblerinden mezun olanlar Millet mekteblerinden bu sere mezun olan 376 erkek ve kadın vatandaşa vesikaları verilmiştir. Eğitmenli okulların imtihani Eğitmenli okullardan 3 sınıfı olanların imtihanları Mayısın 14 dünde yapılmıştır. Dört gün evvel de birinci devre imtihanları yapıl. maş ve ders kesilmiştir. | Yurdda 9 Mayıs bayramı | Bir ay için iki temsil veren Hal| £ kevi gösteri kolu 19 Mayıs Gençlik Bayramı münasebetile de 3 temsil vermiştir. Temsillere binlerce halk iştirak etmiş, gençlerin muvaffeki- yeti takdir edilmiştir. Bu defaki tmailde, vSancağın Şe refiv ve ayrıca «Cesaret rekorun ad İı komedi gösterilmiş ve gençler tara fondan milli, vatani şürler | inşad edilmiştir. «Son Posta» nın tefrika: 65 — Dur... Sen dur!, görülecek hesabımiz var... Sana Yıldıza göz koymanın ne demek olduğunu anlatacağım... Seni yi - yeceğim, anladın mı, yiyeceğim... — Ne dedin?,... Ne dedin?... Bu sesi... Temelin sesi!.,. Ne güzel ses, ne tatlı ses!... Ne hayat verici sesi... — Ne dedin?... Ne dedin?,., Kara Aslan Temelin ansizın zu. bur etmesi karşısında şaşırdı, kal. dı. Temel birkaç adım daha attı. Şimdi Şetvanın tâ yanında, Kara Aslanla da burun buruna, — Baksana banal... Kara As. lan m:sın nesin?... Bana... Bize Oflu Temel reis derler... Temel reis denizde kaptan, karada aslan- dır. Ne biçim aslan olduğumuzu bilmek istiyorsan sıva kollari!... Kara Aslan bir iki adım geri gidiyor. Temelle bu derece yakın olmak işine gelmiyor, Geriye attı- & bu iki adım mühim bir re'atten Ybaşka bir şey değildir.., Mshcu- Biyet dolu bir sesler # Seninle| NX J Egede Çekirge mücadelesine hararetle devam ediliyor İzmir, (Hususi) — Vilâyet zi. raat müdürlüğü, çekirge çıkan yer- lerde mücadeleye eheminiyetle. de vam etmektedir. Bayindin Bur - gaz, Derebaşı köylerinde 120, Kar sıyakada Örnek köyünde 6, San - caklı köyünde 50, Menemende 850, Tirede | dekar arazi ilâçlanarak çekirşeden temizlenmiştir. Menemende Harmandalı köyün- de 250, Telekler köyünde ie Ayvacıl köyünde 300, Karşıyaka - da Örnek "köyünde 27, Sancekl köyünde de 50 dekar arazı dahi - ünde yeniden çekirge çıktığı bil - dirilmiş, bunların da imhası için ter tibat Küçük haberler || #Gördes ile Sindirgi arasında yol mükelleflerince yel yapılmasına fnaliyetle devam edilmektedir. Bir ay zarİnda (Gördes kazasına oto- mobil ile gidileceği söylenmekte. dir, Kaymakamımız Şahab Tarım bu yol ile köy yollarının bir an ev- vel yapılmas: için bizzat başlarında bulkunınakla ve çalışmaktadır. # Balıkesir ve - yetleri Halik (o Partisi o Müfetişi! Meb'us ve Doktor Mustafa Beniküs Sindingiya gelmiş ve Parti işleri, İç alâkadar olarak gitmiştir. ye Müşaviri Zeynelâbidin Akkaya # Bartin maliye tahsil kontro- Iörü Fethi Maner, teftiş ve tetkik için Bartna gelmiptir. # Aksaray Kızılayı menfaatine bu hafta içinde bir müsamere ve- rilmiş ve bu müsamereden Kızılaya 100 lira raddesinde bir yardim temin edilmiştir. Trakya Umumi Müfettişliği Maarif Müşaviri Fakir Erdem, Mali Edirneye geldiler. Fakir Ezdem yeni «Son Posta nın tefrika; 15 Bir gün, Köprüden geçerken, kibeli ile Adalıyı Eminönüne doğ gider gördü. o Selümlaşlılar. Hoş böşten sonra; Hoca lâf yerine ge- tirip şunları şöyledi: — İstanbula geldik işte, Hepi- niz de buradasınız, kısmet olursa karşılaşırız birbirimizi ustalar! Filibeli vevab veri — Ahi Molla, bilmezsin halimi, kolum ağrıyor. Bu bana, Aliçonun yadigârıdır. Hani Kırkpınarda ka-| burga kemiğimi kırmıştı, O vakit, kolumu da sakatladı Seninle bir gü. reş yapmak isterim. İnşallah, Ra- inide güreşiriz. Adah da, Filibeliyi teyid eder arzda: Mollam; Filibeli olmazsa ben de varımt,, Diyerek, hocayı lâfsiz birakma- mişlardı. Hakikaten Filibeli Kara Ahmedin kolu fena idi. Zavsllı Mollu ile güreş tutamadı. o Yavaş, yavaş da sağ kolu kurudu, Ve bir deri, bir kemik kaldı. Fakat; Ada- nın Molla ile bilâhare çok zorlu ve iddiali güreşleri oldu. Mümin Hoca; İstanbula geldik- ten sonra; 9 da, diğer pehlivanlar gibi Ihlamur sarayına düştü. O va- kite kadar Koca Yusufla tanişmi. yorlardı. Bir gün Ihlamur sareyinda Yu- safla, Mollayt idman güreşine teş- vik ettiler, Başpehlivanların meral Mollanın güreşini görmekti. Çünki birçoğu Mollanın güreşini bilmiyor. du. Molla; ancak yetmiş beş nihayet! seksen okkalık bir pehlivandı. Lâ- kin fevkalâde usta; seri, tetik bir güreşçi idi. İri, çekmecek bir göğsü yapılmakta olan Orta okul inşaatı. ni gözden geçirmiş, Maliye Müşavi 4 İri de bazı teftişlerde bulunmuslar- İİ sakircıların dır, #Sivas Ticaret ve Sanayi Odası ihtiyaçları olan bakır levhaları Etibanktan (temin etmek üzere icab eden teşebbüsle- re geçmiştir. # Sivas Ticaret Odası yaptığı » İtetkiklere nazaran vilâyet otomobil, kamyan, motosiklet gibi nakil vasi. © çmişti talarının ihtiyacı olan miktarı tesbit etmiş ve Ticaret Vekâletine bildir. nbulda başlayan otomobil İMetiği tevzistindan vilâyetimiz his sesinin de bugünlerde gönderilece. | ği beklenmektedir. Yurdun ber tarafında olduğu gibibi Manisa ve Akhisarda da 19 Mayıs bayramı coşkun bir şekilde dan intibalardır. — Sana lâfım yok... Buna var. dedi. — O demek ben demektir... Haydi... Demin bir şeyler söylü - yordun, tekrar et bakalım... Kara Aslanın kolları düştü, yumrukları açıldı, omuzlar kalktı, başı omuzlarının arasına girdi. Suç üzerinde yakalanmış haylaz ve korkak bir çocuk gibi: — Ne bileyim ben... Haberim yoktu... Bir şey söylemedik ca - Dum... Deyip uzaklaşıyor. Şetvan da 'Temele şükran ve uvinnet dolu na. zarlarla bakarsk dua ediyor: — Hay Allah razı olsun! Al lah eksik etmesin!.. Fakat Temel, sabırsızlıkla; — Sus be!.. Yenicami dilencisi mi oktun?. Seni mi dinliyece- Temelin bu bilfiil müdahalesi Hava - Cavanın rabitalarının ne derece kuvvetli olduğunu Şetva » kutlulanmıştır. Resimler bayram- |keti kendisini cidden son derece mütehassis etmişti, Hayır, hayır, Temel yek nazarada zannedildiği kadar fena bir adam değildi, bilâ- kis insuni hisler beslediği muhak- kaktı, hattâ denilebilirdi ki Temel emsaline nadir tesadüf © dilen bir dosttu. İyi bir İdost, tam bir dost fevka- lâde bir dost!... Bunu Temele şük ranlarile kte söylemesi lâzrm- dı, Söyledi. Fakat Temel hiçbir teşekkür, hiçbir minnet tezahürü kabul” etmedi, — Yeter, çok söylenme!,. Kafa şişiriyorsun-.. Ne var, ne oldu, ne yaptık?... Benim yapmış olduğu. mu kim olsa yapar. Sen yapmaz mısın?.. — Evet... Hayır! Yapmazdı van pekâlâ biliyordu... Hayır yap mazdı Demek oluyordu ki Temeli kendi- sinden çok fedakâr, asil bir dost- # Zara kazasının merkezine bağ lı Engöre, Halhan, Kangam köyleri koyunlarındı Ristomatoz — hasta- lığı söndürülmüştür. Şarkışla ve Yıldızeli kazala- rında hulk okumu odas ve Cümhu. riyet Halk Partisi tarafından at ya- rışları tertib edilmiş, şimdiden icab eden hazırlıklara geçilmiştir. # Gemlik Halkevimizde bir ke man ve mandolin kursu açılmıştır. Elyevm kurslara 20 genç iştirak et. miş bulunmaktadır. yede Şetvan kendi nazarında düş. müş olduğu müşkül vaziyetten kur tuldu. Lehine olarak şunu kaydet- mek lâzımdır ki o akşam Şetvan Melpomenile Temelin taşkınlık - larına, münasebetsizliklering" ku- lak tırmalayıcı sözlerine, yüz kı- zartıcı hareketlerine zerre kadar itiraz etmedi. * —ö— Hiç şüphesiz Apusbol bir şehrin merakını uyandırmak için lâzım. gelen dehaya malikti, Cambazha. nenin yeniden açılması âdi bir bâ- diseden ibaret olduğu halde bunü AApustol mühim bir vakıa gibi gös- termeğe muvaffak olmuştu. Gün- lerce, haftalarca evvel ilânlar her sokakta duvarlara mebzulen ya- pıştırılmıştı. Bu ilânların tertibi rengi, şekli nazarı dikkati celbet- memesi mümkün değ'ldi. Gazete. de ilân, sokaklarda ilân, duvarlar- da ilân, evlerde ilân, telefonda ilân, radyoda ilin, Hava - Civa hakkında gazetelerde, mecmualar. da fıkralar, havadisler, röportaj- lar, mülâkatlar, herşey, herşey yapılmıştı, Herhangi sınıftan, meslekten, tabakadan, dinden, mezhepden 0. lursa olsun, her. İstanbul sakini Hava - Cıva'nın ismini öğrenmiş- ti. Bazan bir banka müdürünün masası üzerindeki mütenddid tele. Da göstermişti. Temelin bu hare.İtu, Melpomeni içeri girdi. Bu sa-İfonların biri acı acı çalar mühim vardı, Kalçaları, pençeleri çok kuv- vetli idi. Hele, güreşteki omeharet ve sürati herkesi hayretlere düşü. recek derecede idi. Zaten; Koca Yusufla müteaddid güreşler yapan ve her defasında da Yusufu müşkül mevkie sokan iki pehlivan vardı. Bunlardan biri ci- han pehlivam Kara Ahmedin usta- a Hergeleci İbrahim pehlivanla, Molla Mümin idi. Hergeleci İbrahim ( pehlivan da öpkı Molla okkasında ve çapında Fakat; güreşin üstadı idi. Yusuf; Adalıyı birkaç defa hata. ladığı halde, ne Mollayı ve ne de Hergeleciyi yenememişti. İşte; Yusufun, Ihlamur sarayında idman yaptığı Mümin böyle bir peh ivandı. Hele; babasinin çolaktan pehli. van olur mu diye eğlendiği kolu- nun, bütün pehlivanlarca ve hasım. larmca bir tehlike teşkil ettiğini yazarsam hiç şaşmayınız). Hocanın, çongel gibi olan sığ kolu cidden tehlikeli idi. Şak kün- desini geçirdiği pehlivanı bu çengel kolu ile muhakkak yenerdi. Bu kol şak kündesi için biçilmiş kaftandı. Bu oyuna düşen hasmin kurtulmasına imkân yoktu, Hattâ; bir mesele hi olan görüşmeler dı, Müdür si kulağına gö bir ses: — Yakında Apustol cambazha. nesinin temsilleri başlıyor, yerle- rinizi tutturmayı unutmayın... Der, kayıplara karışırdı. Taksilerde, tramvaylarda Ha - va - Cıva'nın güya unutulmuş ve- ya düşürülmüş resimleri bulunur. du; Üç gün İstanbul semaları üze- rinde cevelân eden bir tayyare yüz binlerce, milyonlarca el ilânı atmış, geceleri ışıldayan buhar - dan harflerle göğün karanlığı üze- rine Hava - Cıvanın isimini yaz -| mıştı, Açılış günü yaklaştıkça bu ilân seferberliği daha had bir devreye girmişti. Hava - Civâ'nın bahsi geçmiyen bir tek ev, Hava- Cıva'nm ismini duymayan bir tek ferd kalmamıştı. Bu nisbette de müşteriler akın (ediyorlardı. Gi- şeler açılır açılmaz on günlük tem sil için yerlerin kâffesi kapışılmış. tı, Gişelere para yağdıkça Apus- bolun tebessümü genişliyor, tebes- s#ümü genişledikçe ilânatın şidde- ti artıyardu. (Arkası var) a yapılmakta inkıtaz. uğratır- nerek — telefanu kürdüğünde meçhul Çamsakızı güreşçi Mümin pehlivan Yusufa mütemadiyen oyunlar yapıyor, onu kıvır kıvır kıvrandırıyordu hasımları Mollaya kizdıkları zaman söyle söylerlerdi: — Ulan Molla; keşke olsaydı bu kolun seninl. Derlerdi. Molla, ayni zamanda siyah top sakallı idi. Uzalmiyalım; oYusufla idman güreşine tutuşan o Mollaya, herkes hayran, hayran bakıyordu. Molla, Yusula nazaran küçük olan gövde- sile, hasmını, ikide bir (o bastıriyor, neles almiya meydan vermeden bir oyundan diğer oyuna geçiyordu. Molla, Yusufla böyle bir snat kadar idman güreşi yaptı Harema. ğaları hocaya bayılenışlardı. Yusuf gibi bir adamı istediği gibi oradan; oraya savuruyordu. Yusuf; Mollanin idman güreşin. den huylandı. Ve onu, o Hergeleci İbrahim pehlivandan bile tehlikeli buldu. Hattâ, bu idman güreşinden sonra; Molla'ile ahbab oldu. Hattâ, bir gün Erenköyünde gü- reş vardı. Yusuf Mollaya sordu: — Molla; Erenköyü güreşine ge lecek misin? Hoca cevab verdi! — E, kismet olursa gideceğim. Yusuf, hocanın bu o mukabelesi üzerine: — İkimizde gidersek bizi güreş- tirirler, vazgeç. ya sen yalniz git ben gitmiyeyim, veyahud ben yalniz gideyim. Dedi, Molla mukabele etti: — İyi amma: nasıl olur, halk iki mizinde İstanbulda olduğunu bili- yor, birbirinden kaçtı demezler mi? Yusuf, hocanın bu sözleri üzeri. ne: N — Eh, öyle ise, beraber dahi gi dersek güreşi oynaş tutariz Demişti. Hoca, Yusufun bu sö züne kaçlarını çatarak: — Olur mu? Bet Yusuf! Ben, oynaş güreş tutmam. Diyerek, Yusufun o lâkırdılarım ağzında birakmışu. Yusufun, bu konuşmalarına şahid olanlar var, Bunlardan birisi, Koca Muraddır. Koca Murad, Yusufun Hocadan çekindiğini söylerdi. Hat- tâ, bir gün demiş ki: — Bu Molla ile güreş yapm;* tehlikelidir. İnsani bir yerinden ba, talar bu adam... Fakat; hadımağaları, beylet, pa- şalar durur mu? Bir gün, Ramıde yapılan güreşte o Yusufla oMollayi tutuşturdular. Bu güreşte, meşhur iço da vardı. İşte; bu güreş Mollapın son gü- reşi oldu. Aliço, Mollanın güreşine bayı - tirdı. Güreşi birikmiş, altmış beşlik bir ihtiyar olduğı halde, ikide bir arkadaşlarına söylenirmiş: — Ah, ne olurdu. Şu Molla, gü. reştiğim zamana tesadüf eden bir pehlivan olsaydı da; Şu herifle zevkle doya, doya, kana, kana bir güreş yapsaydım. i Hakikaten; Mollanın güreşi zevk li idi. Ne ise, Yusufla, Molla Ramide kapıştılar. Mümin Hocayı, İstanbulda her- kes yeni tanıdığı halde her nedense sevmişti, Rami güreşinde de herkes Molla tarafını tutuyordu. Hoca; ağırbaş, hasmina kat'iyen hsinlik etmiyen, tam bir sporcu ru hu taşıyan pehlivandı. Yusuf; zoru götürse, © veyahud basmını yenemezse; hain güreşirdi. Bilhassa; boyundurukla boğardı. Molla, dalmadıkça, boyunduruk çekmez, kemanede iken midesini, barsakların: sikip ovala- mazdı, (Arkası var) düzgün İstanbul borsası 31/5/1041 açılış . kapanış fatları

Bu sayıdan diğer sayfalar: