3 Ocak 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ka « Hi . ea 7 Z SAÇT ZŞ egi SŞ F MBĞE gKÜT ĞNN ğ Savfa 7 | (Baştarafı 5 inci sayfada) #anm mühim bir kısmımnın Almanlar tarafından işgali ve İtalyanın harbe girmesi üzerine İngiltere, — İspanya, p _Poı'tekiz ve Yımanistan hariç olmak üzere Avrupanın bütün hükümetleri, kısmen tamamen — deniz aşırı yerlerle iktısadi rabıtalarını kaybettiler. Bu, dünya iktısadi di tetkik]er n '_Ke'malpaşa ve taddelerin fatı tasavvur edilemi yecek kadar düşkün bulunuyor. Bu- darda bilhassa hububat fiatları pek düşkündür. Meselâ 1940 yılının Ma- da, yani Almanl F y vâki taarruzlarının başlangıcında, Şikagoda, bir Büşel buğdayın fiftı 108,5 sent olduğu halde ayni yılın Hazi: da bir büşel buğday 83,5 da mühim bir hâdisedir. Çünkü; yu- karıda saydığımız ablukaya tâbi Mmemleketlerin dünya ticaretindeki nisbetleri © 43 ü bulmaktadır. Bu sente kadar düşmüştür. K 4 B : k Ce ) birçok maddelerin fiatı dîişerî:en vrup gerek abluka altındaki suretle, Avrupanın ticareti abluka dolayısile yarı yarıya inmek mec - uriyetindedir. Fakat burada bir noktayı hesaba tmak buriyetindeyiz: Ablu - nahiyesinde, gerekse diğer nahiyele- rinde Hatlar mütemadiyen yüksel - ktedir. Bunun başlıca sebebi, bir Karacabeyden sular çekilmiya başladı (Baştarafı 1 inci sayfada) şosesinin 39 uncu — kilometresinde suların alıp götürdüğü şose b0 met- redir. Menemenin su seddinin yıkı- lan kısmı civarına getirilen kayık vasıtası ile bir müddet için haber a- hnamıyan Çavuş, Musabey ve Ke- sik köyleri arasındaki muvasala te- min olunmuştur. Ancak Gediz neh- rinin tekm' Jesl_fı mecrasına doğru Bardiyanın teslim o'ması bekleniyor ŞEREŞ SS n (Baştarafı 1 inci Trablus'da Bardiya - mıntakasında göstermiştir. Sudan ve Kenya hududlarımda dev riye ve topçu faaliyetleri devam et - mektedir Bardiya düşmeek üzere Londra 2 (A.A.) — Times gazetesi Bardiyanın düşmek üzere olduğunu ve teslim bayrağınm bugünlerde dal. galanmasına intizar edildiğini yazmak tadır. Filhakika İtalyanların, vazi- miyecekleri ve selâmetin teslim ol - çok ddelerin azlığı veyahud bu- l gı dolayısile muhtekirlerin kaya tâbi memleketlerin böyle mü- im bir yekün tutmaları, muayyen bir müddet için İtalya ve Almanya- nın lehine bir hâdisedir. Cünkü ab- kaya tâbi olan ve dünya pazarla- Tile rabıtalarını kesen bu memle - etler, bizzarure bütün — mallarımı, Almanya ve İtalyaya satmak mec- buriyetindedirler. Fakat harbin Müzmin bir safhaya girmesi ve uza- Ması halinde bu vaziyet tedricen Al- Manyanın ve İtalyanın alevhine bir almağa başlamıştır. Çünkü ge- çen Dünya Harbinde Almanmya, Ho- nda ve İsk inavya il 'denizaşırı memleketlerden, — bilhas- sa cenubi Amerikadan birçok ip - tidat madde ithal etmek imkânlarmı Bulmuştu. Nitekim bu harbin ilk do- kuz ayında Almanya ayni şeyi yap- mMiş, İskandinavya, Holanda ve iya vasıtasile birçok şeyler itha - lime muvaffak olmuştu. Fakat bu - :în bu yolların hepsi de kapanmış lunuyor. Diğer taraftan işgal mın- takalarında iktısadi vaziyetin fev - alâde bozuk gitmesi, ayrıca, siyasi Ve soösyal bir takım neticeler doğ Fatları sun'i olarak artırmaları, ab- Jluka ve tahtelbahir harbi dolayısile gemi navlunlarının ve sigoıta üc - retlerinin fevkalâde yükselmesidir. Abluka ve denizaltı harbinin deniz nakliyatı üzerindeki tesirini daha iyi anlıyabilmemiz için, harb basladı - ğındanberi muharib, bitaraf batan gemilerin tonajını zikretmek kâfidir. Birleşik Amerika deniz komisyonu- nun neşrettiği resmi istatistiklere nazaran harb başladığından 1940 yılı 15 Birinciteşrin ayına l_ııdar batan gemilerin mecmu tonajı 3 milyon tonu Bulmaktadır. Bunun haricinde ağır yatalanın da batmı- yan gemilerin tonajı 300,000 ton - dur. Bu 3 milyon tomu milletlere na- zaran taksim edersek — İngilterenin 1,356,000 ton hacminde 349 tica- Tet gemisi; Almanyanın 3??.000 ton hacminde 60 ticaret gemisi; _İtal yanın 88 bin ton hacminde Iğ tica- Tet gemisi; Norveçin 265 bin ton hacminde 98 ticaret gemisi: İsveçin 142 bin ton hacminde 61 ticaret gemisi; Finlândiyanın 56 bin ton h inde 24 ticaret gemisi; Fran- Mak ihtimallerini de ortaya atmak- âr. Danimarka, Norveç, Holanda, ika, kendilerine lâzım olan sanın 146 bin ton hacminde 29 ti- caret gemisi; Holandanım 150 bin ton hacminde 40 ticaret gemisi; Bel- çikanın 92 bin ton hacminde 20 ti- bubatı ve birçok gıda ddelerini dışarıdan, deniz aşırı yerlerden te- darik ediyorlardı. Bu dört memle ketin 1938 yılındaki hububat itha caret g y 38 bin ton hacminde B ticaret gemisi; Arjanti- nin 34%2 ton İnıcmmd: lğı_r ticaret Ova köylerinden bazılarile henüz irtibat temin edilememiştir. Bilhas- sa Maltepe, Sulbey ve Tuzçullu kö- yü sularla mahsur vaziyet- e dört gündenberi hiç bir haber alımamamıştır. Tuzla şose- sinin eski Gediz mecrasına isabet e- den 75 metrelik kısmını sular götürdüğü için bu kısım üzerindeki köylerle ve bilhassa Kaklıç köyü ile muvasalayı bir kayık temin eyle- mektedir. Kurtarılanlar İzmir, 2 (A.A.Y — Gelen ha- berlere — göre, - şimdiye — kadar sular altında kalan bağ dam- Jarından ve Çerkes, Osmaniye, Veziroğlu, Yeniköy halkından bir çok kadın ve çocuklar kayık ve tombazlarla kurtarılmıslardır. nü- fusca hiç bir zayiat olmadığı gibi hayvanatta da telefat yoktur. Valinin dünkü tetkikleri Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kır dar, dün öğleden evvel beraberinde Vilâyet nafıia müdürü bulunduğu hal de Kâğıdhaneye giderek Kâğıdhane- Şişli arasında inşasına başlanılmakta olan yeni şösenin güzergâhını tetkik etmiştir. Vali Lütfi Kırdar, bu yolun bir an evvel bitirilmesi için alâkadarlara e. mirler vermiş ve civarda bulunan ta- mire muhtaç yolların da vaziyetini y lâtı 6 milyon tonu bulmakta idi: Bugün bunlar bu hububatı deniz a- | tirmek $ırı memleketlerden getirtemedikle- Ti gibi, diğer abluka altında bulu - nan yerlerin hububatı da kendileri- ne kifayet edemiyecek bir haldedir. Meselâ Tuna havzasındaki memle - ketlerin, ve Balkanların hububat ih "“"_Yllda 2,800,000 tendur. Bi- ' . e a M UFS Holanda, Norveç, VDani—mnrka ve Belçikaya hasredilse, bu lek Burada şu noktayı da tebarüz et- ; İngiltere, — ticaret filosu Alman ticarte filosunun 10 misline yakın olduğu gibi, iliz - lerin Alman, İtalyan ticaret gemile- rinden müsadere ettiği tonaj da birkaç yüz bini bulmaktadır. Diğer taraftan Norveç, Danimarka, Belçi- ka, Holandaya aid ticaret filoları - nın büyük bir kısmı da buzün İn - gilterenin emrindedir. Bl!nlar da lerin hububat ihtiyacatmın ancak Yarısına yakın bir mikdarı karşılıya- bilir. Kaldı ki bu yerlerin hubub katılırsa, İngilt zayilatı sifira müncer olmuş olur. İşte bütün bu sebebler dolayısile kâmil i j a ı"ıeu iAlle_ı:yîyîi gıtmeklt.e_d:r. î tındaki memleketlerin gıda vaziyet- legı. tasavvurun fevkinde kötüleş - Mmiş bulunmaktadır. , Bugün bir kül olarak alındığı tak dirde, dünya iktısadiyatı, birbirine ftamamen zıd iki kutub halinde gö- Tünme!:tedir: Avrupanın abluka al- tındaki mıntakalarında — başta gıda Avrup bluka — mıntakasında muhtelif maddeler üzerindeki top- tan fiatlar fevkalâde yükselmiş bu- lunmaktadır. İhtikâr vesair sebebler dolayısile perakende fiatların artış nisbeti ise daha ziyadedir. 1939 yılı Ağustosundan 1940 yı- h Ağustosuna kadar, şu aşağıdaki memleketlerde toptan fiat artısı şu mnisbettedir: maddeleri ve harb sanayünde kül- Yugoslavya ? DA ça iptidai maddeler dahil ol - Danimarka !' ââığ 'Ilık_ üzere birçok maddelere şid - Norveç DA 3;'3.2 i bir ihtiyaç hissedilmektedir.| Remanya Y 37.6 ada taraftan dünyanın başlıca gı- _ltere & 857 D Ve iptidai madde ihracatçısı o -| İsviçre Z 315 en denizaşır memleketlerinde ise,| İsvec g, 20.5 ”ddîğg bir fazla mabsul göze çarp- Ş“"î"“ Z" 235 ır. Cünkü bu memleketleri 5 15, en büyük alıcısı Ayr abluka| Bulgari ç Dek altındaki mmtakaları idi. Buraları| Birleşik Amerika DARA İf pazar olarak ortadan kalkınca, Eniz aşırı memleketlerinde — bir ifız_l'a mahsul» buhrani baş göste - Teceği pek tabildir. Meselâ bu mem leketler kendilerinde istihsal edilen bıklnı: 96 45 ini; kurşunun Y 21 ni; a&uçuğun G (8 ini; pamuğun V, 36 sını; mısırın Üh 49 unu Avrupanın < abluka ve işgal altındaki mıntaka - Tına ihraç etmekte idiler. İşte bu sebebden ötürüdür ki, cenubi Ame- İhtikâr, gizli satış vesair sebebler dolayısile perakende Hiatların artış nisbeti çok daha yüksektir. Sonra, yukarıda verdiğimiz rakamlar 1940 yılı Ağustosuna kadar olan toptan fiat artışını göstermektedir. Halbuki Ağustostanberi fiatların artış tem - post bir hayli hızlanmıştır. Meselâ Anadolu ajansının Bulgar iktısadi - yatı hakkında son neşrettiği istatis - tiklere nazaran Bulgaristanda 1940 rika ile Birleşik Amerikada, birçok Birincikânunun 25 ine kadar toptan fiatlardaki artış nisbeti / 29,6 dır. Halbuki Ağustosta anrıcak 95:15,5 di, Demek son üç ay içinde eşya fiat - ları yeniden 96 14,1 nisbetinde art- mış bulunmaktadır. Almanya 've İtalyada ise fiat ar- tışı nisbeti daha yüksektir. Gıda maddelerinin ve diğer bir- çok maddelerin kâfi gelmeyişi do - layısile muharib, bitaraf ve abluka altındaki memleketlerin ekserisin - de, vesika usulü tatbik edilmekte - dir. Almanya ve İtalya daha harb baslamadan önce gıda maddelerine vesika usulünü tatbik etmekte idi- ler. Bugün, başta Almanya ve İtal- ya olmak üzere Fransada, Belçika- da, Holandada, Norveçte, Danimar- kada, Macaristanda, Romanyada, Yugoslavyada, İncilterede, İspanya- îıır birçok maddeler vesikaya tâbi- Bazı gıda maddeleri kendilerine kâfi gelen Holanda, Danimarka gi- bi memleketlerde işçal — dolayısile €er şey ortadan çekilmiş buhm - maktadır. Gıda maddelerinin bü - yük bir kısmını fagal ordusu cekip aldığı için; kövlü elindekini gizle - mekte ve ancak kendisine lâzım ola- cak mikdarda istihsalâtta bulunmak tadır. Daha düne kadar dünvanın zahire ambarlarından biri telâkki e- dilen Romanyada, Alman işgali üzerine, yumurta, süt, tereyağ gibi maddeler piyasadan büsbütün çe - kilmistir. Romanyada bevaz ekmek kalmamıştır. Simdi hükümet yeni bir kanunla haftanın bir gününü «ekmeksiz günv olarak kabul et - miştir. Bugünde ekmek hiç yenmi - yecek, bunun yerine mısır unundan bulamaç venecektir. şte dünya iktısadiyatının bir yı- hk ana hatları, böyle bir manzara arzetmektedir. ç Hasan Âli Ediz maktan ibaret bulunduğunu idrak e- decekleri Üümid edilmektedir. Şimdi garnizonu teşkil eden 20.000 asker mütemadi topçu ateşi altında, hâdi- selerin neticesini mütevekkilâne bek- lemektedir. Graziani hâlâ Tobruk ve Bardiya'da büyük bir meydan mu - harebesi vermek niyetindedir. Bu mu harebenin İtaiyanlara Tobr ki ha topçumuz tekrar büyük bir faaliyetr| yetin ümidsizliğini anlamakta gecik | | Arnavudlukta iki taraf kat'i bir muharebeye hazırlanıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) hnft: :oıjııı:ı_da vukuu beklenen bu ri gölünün batı sahilinin Şi, mal üçte birinde bulunan Lü kasabasına hâkim tepeler İtalyanlaj tarafından bir mukabl! taarrı a ge ri alınmıştır. İtalyanlar, Shr gülü nün garbında bugün müvazi ola Mokra silsilesinden büsbütün atıla 'yı zırlamakla meşguldür. ; Ağır toplar Gerek Yunanlılar gerek İtalyan- lar gece karanlığından istifade ede- rek top mevzilerini değiştirmiş ol- duklarından dünkü harekât hemen topçu düell inhi: - miştir. İtalyanlar Kamija yaylasına ağır toplar yerleştirmişlerdir. Fakat bu topların ateşi o kadar tesirli ol- mamaktadır. Yunanlılar da Mokra dağlarına birçok bataryalar getir- mişlerdir. Askeri vaziyet Atina, 2 (A.A.) — Yunan res- mi sözcüsü, askeri vaziyet hakk'ında zırlıklarını ikmal etmek için zaman kazandıracağı ümid olunmaktadır, Trablus topraklarında Kahire 2 (A.A.) — Bardiya mınta. kasında, İngdiz ileri umumi karar - gâhı nezdindeki Reuter ajansı mu- habirinden: İngiliz devriyeleri, iki gündenberi, Trablusgarb hududundan 110 kilo - metre içeriye -kadar uzanan bir saha dahilinde hareket halindedirler. Diğer taraftan, 24 İlkkânundanbe. ri Bardiya'dan Tobruk'a giden yol ü. zerinde de sahil boyunca devriye ha- reketleri yapılmıştır. Bardiya'nın mu- hasarası devam etmektedir, Kum fırtınası yeni haşlamış — olup sıcak da artmıştır, Bardiyada vaziyet Londra, 2 (A.A.) — Daily Te- legraph gazetesi, husust — muhabiri Arthur Mortonun Bardiya müuhaşa- rası hakkında yazdığı yazıyı neşret- mektedir. Morton yazısında ezcümle şöyle demektedir: ıBıı'diyı halkının . iotir. 15 üt , ekseriyeti şehri denberi şehrin gıdaki tafsilâtı vermiştir: Klisura mıntakasında — yapılan mühim bir hareket esnasında, Yu- nan kıt'aları, birçok İtalyan mevzi- lerini, süngü hücumu ile almıslardır. Fena havaya rağmen icra edilen bu hareket neticesinde Yunanlılar, hat- rını mühim surette ilerletmislerdir. Elde edilen bu İtalyan mevzileri, müdafaa için iyi organize edilmiş bulunuyordu. Mevzilerin önünde iki hat telörgü ve telörgülerin arka- sında mitralyöz yuvaları, top mev- zileri, derin siperler ve aralarında münakale siperleri bulunan sığınak- lar vardır. 12 top iğtinam edildi Arnavudluk cephesinin merkez bölgesindeki ba mıntakada elde e- dilen ganaim arasında 12 de — top mevcuddur. Ayrıcaı 157 — mitralyöz ile birçok havan topu da alınmıstır. Yunanlılar, İtalylanların şiddetli mukavemetine rağmen birçoök yeni tepeler almak suretile, daha simal- de de darbeler vurmuşlardır. Bura- da hava çok daha fena idi. Fakat harekât buna Tağmen vapılmış ve devamlı surette bombardımanı da hiç şüphesiz nüfuseça büyük zayiata sebebiyet vermiştir. Yüksek rütbeli bir sübay bana şunları söyledi: Taarruza ancak bütün hazırlıkla- rdımızı bitirdikten sonra — geçeceğiz, Bu anı beklerken Bardiya mütema- diyen bombardıman edilmektedir. Bunu, her hücumda içtinabı kabil İtalyanlar, sabil — mıntakasında, Salı günü Yunan hatlarına girmeğe teşebbüs maksadile tanklar kullan- dığı zaman çok ağır zayiat vermiş- lerdir. — İtalyanlar, ilk hücumları tardedildikten sonra, daha birçok hücumlar yapmışlar, fakat hiç biri- sinde muvalfak olamamışlardır. talyanlar, tanklarından bir kaçını terk KK Y İ bir mik- olmıyan zayiatın önüne geçmek için yapıyoruz. Yani bambardımanlarla $ düşmanı, Bardiyayı tesli tar esir de almışlardır. Şiddetli muharebeler M: 2 (AA.) — Royter edeceğimizi ümid ediyoruz. Hava akımları Hahire 2 (AA) — İngiliz hava kuvvetleri umumi karargâhının teb- liği: 31 Birincikânımı 1 İkincikânuna bağlıyan gece İngiliz bombardıman tayyareleri Tmimi ve Galazdaki ha- va meydanlarını bonbardıman et — mişlerdir. Üç düşman tayyaresi tah- rib edilmiş, bir miktar da hasara uğ- ratılmıştır. Tmimide bütün bombalar hedef tutulan bölgede patlamış ve yangınlar çıkarılmıştır. Yerde, dağı. nıik bir halde bulunan tayyareler ha. sara uğramıştır. Dün Derne bombardıman edilmiştir. Bir tayyareye tam isabet kaydedil - miş, bir miktar tayyare de hasara uğ- ratılmıştır. —— ajansının Arnavudluk hududundaki muhabiri bildiriyor: Ohri gölünün garb sahillerindeki £ Bot bütün şiddetini h *k&unmnlmveyıldımnşekhn'delm- , lardır. Bu siüstte Pogradeş - El. basan yolunu kapamaktadır. Âyni Za, manda Himara'nın istirdadı mağsa , dile İtalyanlar bu mevkie ştmal v& şimal batıdan taarruz ediyorlar. Görülüyor ki Elenler Arnavudlukte kolay “muvaffakiyetler kazanama - maktadırlar. İtalyanların şimalde, Lin . Pogradeç . Moskopolis bölgele. rinde dört tümenlerinin — muhareba etmekte oldukları anlaşılıyor. En ce — nubda yani sahil bölgesinde üç tü. menleri varmış. O halde merkerda ve ihtiyatta 7 ; 8 tümenleri olduğu kabul olunursa Arnavudlukta cem'an 14 : 15 tümenle muharebe ediyorlar demektir. Yünanistanın da Arnavüd. lukta muharebe eden ordusu belki bu kadardır. O halde Yunanlılar, daima daha kalabalık bir İtalyan kuvvetine — karşı taaruz harbi yapıyorlar ve düğ ma muvaffak oluyorlar. Yunanlıların muvaffakiyetleri, Ba- ti inkişaf etmekie beraber tâbiye da. iresinde kalmaktadır. Onların bu kâ. dar dağlık, yolsuz ve sarp arazid malik oldukları dun kuvvetlerle da.. ha büyük stratejik muvaffakiyetler |ha meydan muharebeleri e K ,|Baten maddeten mümkün dir. Onlar bir dağı, bir tepeyi veya bir Ka. sabayı düşürmek için; günlerle — ve — - haftalarla uğraşarak bu mevkün yan — ve gerilerine doğru adım adım ve mu — harebe ede ede ilerliyorlar ve © bâ-, peyi, dağı veya mevkiü artık tutuna. maz bir hale getirdikten sonra ülı . — - “ı_ A ye onlara karşı da ayni suretle teket olunuyor. Bu esnada Elen kıt. — yardımları olduğu gibi tı.ım:ı= K relerinin taarruzları da vâki B S0 da harbediyor ve muvaffak oluyor. — değil, ayni zamanda bütün dünyanm — sevgi ve takdirini celbediyorlar, ——— — Yunan - İtalyan harbinin ne ola. — cağmı soranlar çoktur. Eğer Yugoğ. lavya Yımanistanla birlikte harbe gir seydi şüphe yok ki İtalyanlar şimdi Ku sında şimdikinden çok daha bir aciz ve zâf içinde bi n j dı. Kezalik İtalya, Almanyanın ciddi — ve büyük ölçüde bir yardımına maz. — har olsaydı şüphe yok ki Yunanistan şimdiki iyi askeri vaziyetinde bulumn. mıyacaktı. Fakat ne o ve ne de bu faza etmektedir. Yunan ileri hareketi Açık havadan istifade eden İtal- yan tayyarecileri, Moskopolis, Gö- rice ve Pozradets'teki Yunan hatla- rını siddetle bombardıman — etmiş- lerdir. Bu şimali kısımda Yunanlı- lar üç istikamette ilerlemektedirler. Birinci ileri hareketi, Göriceden başlayıp Moskopolisten geçerek Be- rTata doğru gitmektedir. İki;ıci i_l'crî şık olmayınca o halde Yunan - İtak yan harbi Arnavudlukta böylece çük ve bati inkişaflar halinde aylarla sürüp gidecek demektir. İtalyanları Arnavudlukta seri müşkül bir vaziyete uğratarak onları ya alelâcele Arnavudluğu terke icbar etmek veyahud esir ve imha eyle. | mek için yegâne çare, büyük bir yik ve süratle sahil boyunca rek Avlonyayı almak ve Drac'i teh « Ht Pürüyüş. yukarı Skümbh ve Premes ve Kukush civa- rtında Mokra dağlarını asarak Elba- sana doğru hareket halindedir. Ü- cüncü ileri hareket ise Pogradets ve Lin üzerinden gene Elb doğru ( *İYATROLAR ) inkişaf etmektedir. ğ did eylemektir. Bunun için Yunan . — hlar hiçbir tehlikeye uğramadan şi. — malden ve merkezden cenuba kuv . — vet kaydırabilirler. Bu suretle cenub. — da sahil bölgesinde toplanacak kuyv. — vetleri, deniz kenarımdam himaye al. tında sevkolunacak küçük vapurlarla Genç kız _ı_ııı.ıııl yaralandı? ”a Şehir Tiy Tepebaşında dram kısmında Akşam saat 20,50 da APTAL Yazan; Dastoyefski İstiklâl caddesi k k Pi Akşam saat 20,30 da PAŞA HAZRETLERİ y İ mahallesin - de oturan Sabahat adında genç bir kız, evvelki gece evlerinde tabanca ile göğsünden yaralı olarak bulunmuş- tur. Vak'aya el koyan zabıta yaralı kı. zi Haseki hastanesine kaldırmış, hü- dise etrafında tahkikata başlamış - tır. b « Son Posta » nım tarihi tefrikası : 11 Balıkçı şaşırmış: i — Bre.. bre.. bre.. bre... demiş- ti.. Yerin kulağı mı var be... Aydos Neresi, Samandıra neresi.., Bre karı Nereden işitt'niz bunu siz?.. [ , — Biz işitiriz... Yerin kulağı var- O ür derler... Sen söyle bakayım B V“nl. Hıristo kaptanın dalyanında | Vasil diye bir oğlan var mı?.. — B — Var.« — Güzel mi? — Güzel diyorlar, ben anlamam, — Aydos beyinin kızı çevre ver- 1 mi bu oğlana?.. ' k gemeİy ıi': —Çiçek?" vi ıl l — Chek de verdi — —0 -— Bu oğlan Aydos beyinin hh - — Olabilir... Beyin kızımı ğy * düm, papazın bana anlattığı me - leklere benziyor... ? | — Bana bak herif... Elıeğğin lüzamü yok, sen bu oğlanın peşini bırakma... 5 — Anlıyamadım karıcığıml! — Bu Vasil oğlan bir kere da- mad oldu mu arkasından Aydoş be- yidir. .. — Benim hildiğim Vasil; dalvan- dan bir yere ayrılmaz.. Beylik fa - lan istemez... — Sen hiç bir şey bilmezsin ko - ğı uzlu yıkamak tan, sabahtan akşarua 'kışlır. döârt Vasil Aydosa bey oldu mu.., Âr - kasından da... —Ey... — İmparatordur... — Anlıyamadım!. — Anlamazsın :Ibet.,. Geçen - lerde korucunun oğlu İstanbuldan geldi... İmparator hasta imiş... Türklerle bozuştuğundan ötürü has- talanmış... — Ey-.. Meraklı hikâye kancı - ğam |.. — Sen hâlâ masal diye-dinle... bulda herkesin ağzında imiş. .. Prens Dimitri sarhoşun, serserinin biri... Bize Aydos bevi Yani Kalo - yani gibi imparator lâzım d'vorler- miş... Şimdi anladın mı Vasilin pe- şini bırakma dediğimi? — Anlıyamadım karıcığımı!.. — Sen balık kafalı adamsın koca cığım!.. Ayol Vasil imparator o - lursa, sen de Samandıra beyi olur- ... |. lun_ Ben bahkçıyım..: Beyliğe ak- bm ermez... Dalyandan ayrılmam.. — Ben seni balıklarla beraber Samandıralı balıkçı, — işittiklerini olduğu gibi dalyanda anlatmıştı. Bunun üzerine Vasilin içine bir kor- ku girmişti. Hiç şüphesiz ki Aydos beyi Yani Kaloyani, kızı için çıka - mlan bu dedikoduya kızmış olacak- tı. Belki de, bir güzel balıkçı çocu - ğuna işlemeli çevre verdiğinden ö- Aydosa gitmezsem de, kim bilir da- ha nasıl dedikodular çıkarırlar? ! Dedi. Hıristo cevah vermeden İten kolaydır. —Fakat buna mukabü k ve ikmal etmek de nisbe Ayasaranda ile Avlonya arasındaki İ sahil bölgesinde, üzerlerinde Skivo . — vik gibi 1859 ve Chiorea gibi 2018 ta. — kımlı tepeleri haiz pek sazp ve — dik — meyilli silsleler vardır. Bundan baş. ka sahil boyunca yalnız bir tek yıııG mevcud olduğundan bu bölgeden bü. — yük kuvvetler sevketmek pek müş . — küldür. Onun için her ne yapaslar evvel, gözlerini Vasilin — gözl içine dikerek arkladaşının yüreğini okumak istedi: — Aydosa ömrünün sonuna ka- d İt ar?.. türü kızını azarlamış, dövmüştü. Gü- bel Afroya gelince, delikanlının ken di kopardığı bir çiçeğe kız verdi de- miş olmasına kim bilir ne kadar ca- nı sıkılmıştı. Vasil, Afronun gözün- den düştüğüne şüphe — etmiyordu. Birkaç gün, artık bir daha, ömrü ol- dukça Aydosa gidemiyeceğini san- dı. Birkaç gece uyuyamadı. Birkaç gece de arka arkaya rüyasında Af- royu gördü; elinde hep o kırmızı karanfil vardı, «bunu sana ben mi verdim?» diye soruyordu. Dalyan- da, Vasilin en samim? arkadaşı, ço- cukluklarında bir yatakta yattıkları, öpüşerek, sevişerek büyüdükleri bir küçük Hıristo vardı. Hıristo kaptan ile karışmasın diye, bu delikanlının adma böyle bir sıfat takılmıştı. Dü- WÖLL eıni" çocukla tan benim canım aml.. üncelerini, derdlerini ona açtı: ar ne Vasil tereddüdsüz cevab verdi: —E — Aydoslular istedikleri dedi - koduyu çıkarsınlar.. Sana ne)?.. Vasil bu sefer de kolaylıkla bir :hiçl..» diyemedi. Başını önüne e- gerek sustu. Neden sonra, gayet ha- fif bir sesle: — Afro benim için ne der?, Beni âdi bir yalancı sanmaz mı? Hıristo, fırsatı kaçırmadı: — Afro senin hakkında ne düşü- Bundan ne çıkar... Afro seni ister yalancı bir oğlan bilsin.,. İster yi - SA Vasil başını sert bir hüreketle —— Ben artık nürse düşünsün... Ne derse desin... |£ mattında kat'? — surette sebat etmek azminde olduk. larımı gösteriyorlar. Bu hattın arka- sında kalacak — olan Avlonya, Draç — ve Drin iskelelerinin her ne kadar or.. duyu beslemek ve ihtâyaçlarımı temin etmek hususunda ehemmivetli — oynamaları icab ediyorsa da rı İngiliz . Yunan hava ve dentz vetleri tarafından o kadar tehrib larak devam etmektedir. uzun ve o - |. K 5 ) L y : S0 UNO Z d& ha dolu idi. yerkre

Bu sayıdan diğer sayfalar: