Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
, SON POSTA KADIN | Kocanız, ağabeyiniz lçin de örünüz AAA Kadınlar gibi erkeklerin de yün ör- SÜ giyeceklerinde yenilikler yapmak On zamanlarda bir âdet halini aldı. ön de gördüğünüz kazağın kolları Ve arkasının orta — yeri, robalari ;:me;tı lâstik örgüdür. İki yanlara i bir örgü geçirilmiştir. Hoş bir Ökm , ST İpek çorapları nasıl - dayandırmalı? h Kadınlar arasında umumi ve hak- bir şikâyet var, İpek çoraplar da - Yanmıyor. Onların dayanmasına bazi tedbirlere başvurarak biraz da ken - diniz yardım edebilirsiniz: n" Çorabı en çok yıpratan terdir. lnün önüne geçmek-için gündüzün Fiydiğiniz çorabı gece muhakkak 50- » dürü sudan geçirmelisiniz. b: Çoraplarınızı tam ayağınıza gö- —İKTISADİ TETKİKLER — Dünya iktısadiyatının bir yıllık bilânçosu Yaz Dünya iktısadiyatına veçhe ve - ren yedi büyük devletten beşi, bu - gün fiilen harb halindedir. Henüz hâ_rbe girmemiş bulunan — Amerika ise, bütün mali ve iktısadi kudıetile İngiltereye yardım etmektedir. Al- manya ve İtalya ile münferiden mü- tareke akdetmiş olmasına rağmen, Fransa, henüz bir harb sahnesi »' maktan kurtulamamıştır. Dünya iktısadiyatı üzerine ikinci derecede tesir yapabilecek bir vazi- yette olan — Lehistan, Danimarka, Holanda, Belçika, Norveç, harbs girmiş ve perişan bir halde harbden çıkmış bulunuyorlar.. Bugün bu memleketler de henüz bir harb sah- nesi olmaktan kurtulamamışlardır. Harb kıvilermi, buündan iki ay önce Balkanları da ateşe verdi. Şim- di Balkanların cenubu — garbisinde, Yunanistan ve Arnavudluk toprak- larında, Yunanistanla İtalya arasın- da şiddetli bir hark cerevan ediyor. - Bugünkü harb, mahiyeti ve geniş- liği itibarile ve tam manasile bir dünya harbi evsafını taşiyor. Çünkü, harbe sahne olan sadece —Avrupa kıt'ası bulunmuyor. Harbe ayni za- manda Asyada -Çin ve Japonya a- rasında; Afrikanın muhtelif yerle - rinde - İngiltere ve İtalya arasında olanca şiddetile devam ediyor. Bu dünya ölçüsündeki harbin, ik- tısadi hayat üz<rimde yaptığı tesirler de'hiç şüphe yok ki dünya ölçüsün - de bir mahiyet taşıyor. Fakat bu harb, sadecs muharib memlaketlerin iktısadiyatı üzerirde tesir yapmakla kalmıyor. Muharib memleketler ka- #lmağa çok iyet vermelisi- Diz. Küçük çorap gerilmek yüzünden Yabuk eskir. Büyük çorap — ise nazik Yerleri ayakkabının en yıpratıcı ta - Taflarına temas ettiği, jartiyer lâstik- ister istemez ince yerine — kadar İneceği için çabük yırtilir. Suyun faydaları a: Bol bol su içiniz.. Günde T, 8 bırdıîd.. Çünkü su vücudünüze tah- mininizden fazla iyilikler yapar. 8 “dak içemezseniz hiç değilse , yın= içmeyi ihmal etmeyiniz. Bilhassa sa. bah aç karnınıza ve yatmadan az ön- dar bitaraf memleketlerin iktısadiya tı da, ayni derecede harbden mütees sir oluyor. Çünkü dünya iktısadiyatı, sıkı sıkıya birbirine kenetlenmiş hal- kalardan mürekkeb — bir tek zincir mahiyetini taşıyor. m bir vıllık dünya iktısadiya - tınin en büyük hususiyeti. bunun aharb iktısadiyatır. mahiyetini ikti- sab etmiş olmasındadır. Bugün, ge- rek muharib. gerekse bitaraf bütün milletlerin 'ktesadiyatı, harb haline bir iktısadiyattır. ÇCünkü, bugün bütün milletler, ken- dileri:ıd'e mevcud olan — iktısadi x b: Burnunuzdan mikrob kapma - Mak ve nezleden çabucak kurtulmak iÇim ilik suya biraz tüz atıp burnu - Nuzdan ağzınıza şekerek tükütünüz. x Boğazınızı temiz saklamak için tuz. lü su de gargara yapınız. >&r Gözlerinizi gündüzkü tozdan kirden kurtarmak ve dinlendirmek için kay- hamış ilik sü ile banyo yapınız. Göz ıııluymupun içinde — gözlerinizi sağa A Çevirerek âdetâ bir göz Jfimnas - ÜBi de yapar. & Memhıw sanız fevkalâde istifade x- doŞOk Yorulduğunuz günler bir leğen USU Soğuk veya ilik suya ikl Üç a. Vuç tuz atınız. Bir kıl eldiveni bu su- da slatarak silininiz, Sinirlerinizin fazla yorgun olduğu Bünler kaynar suya batıracağınız bir havlu vesalre de ensenize — kompres Yapınız. Derhal sükün bulursunuz. ir Bu kompresi gözlerinize tatbik e - derseniz. uykusuz gecelerinizde size Tahat bir uyku getirir, ı harb sayelerine göre tanzim etmek lüzumunu duymakta- dırlar. Büyük sanayi memleketlerinde harb iktısadiyatınm en büyük hu - susiyeti harb sanayiinin bütün di « ğer sanayi branşları hesabına, na - mütenahi büyümesi ve artmasıdır. Bu hal her memlekette, harb sana- yünden maada bazı istihsal sahala - rının daralmasını; dolayısile birçok istihlâk maddelerinin — kıtlasmasını ve pahalılasmasını intaç etmektedir, Memleket iktısadiyatının bastan başa yeni esaslar dahilinde kurul - masını ifade eden harb iktisadiya - tının kabul ve tatbiki, her yerden önce Almanyada başlamıştır. Dün- yanın yeniden taksimine, dolayısile yeni bir dünya harbine hazırlan - makta olan Almanya, daha harb - den bir hayli zaman önce memla - ket ekonomisini plânlastırmış, bü - tün Alman sanayiini, harb şeraitine göre reorganize etmistir. Bu hal daha © zaman, Almanvyada, Alman- yanın sosyal ve iktısadi hayatında kandini siddetle hissettirmeğe baş - lamıştı. Çünkü, harb sanavtine Jâ- zım olan iptidat maddelerin baslı- calarından mahrum olan Almanva, bunların büyük bir kısmını dışarı- dan altın para ile satın alabilirdi. Pa ra bulmak içinse, geniş mikyasta ih- raratta bulunmak lâzımdı. -Dünya Ş ŞK Atlas Okyanusunda harb gemileri eden ticaret pazarlarında şiddetli bir rekabet ol- duğu için, anyanın i tı da, mahdud bir saha dahilinde kalma- ğa mahkümdu. Binaenaleyh Alman ya için tek çare: Harb sanayiine ya- SARRA D d e halini tahdid etmekti. Halbuki Al- manya gıda maddelerinin çağunu ! da dışarıdan ithal ediyordu. Bizza - rure, gıda maddelerinin ithalâtı tah- did edildi. Bütün vivecek madde - leri vesikaya #aptedildi. Bu suretle Alman halkı, daha harbe girmeden önce harbin ağırlığını ve acılarımı hissetmeğe başladı. İtalya da, iptidat madde bakı - mından Almanyanın vaziyetinde idi. Harb başladıktan sonra, harb sanayiine gereken iptidaf madde - leri tedarik edemiyecefini bildiği icin o da, Almanya gibi, harbden bir hayli zaman önce memleketi harb ektonomisi haline getirdi. O da, tınkı Almanva gibi, biitün mali | membalarını. harb sanayiine yarıyan | intidet maddelere hasretti. -Orada | da, gıda maddesi huhranı has göz- terdi. İtalva da, daha harbden bir bavli zaman önce vesika usulünü tatbila bazladı. ngi'tere ve Fransa kendi ekono- mil-rini Almanya ve İtalyava na - Aaran daha geç olarak, ve arrcak harb basladıktan sonra harb eko - nomisi haline ifrağ eriler.. Harble beraber, değil valmız mu- harib memleketlerin, fakat Ameri- ka kibi bitaraf memle'atlerin ikti- sad? vaziyeti de kökünden değisti. Çünkü sanayii fevkalâde il-ri olan Amerik düstrisi, Amerik silâhlanması için calhstığı gibi, İngil- tereye silâah ve mühimmat yetistir - meğe de çalışmaktadır. Amerikanın 1940-41 yılı için tasarladığı silâh - lanmsa masrafı 5 milyar dalar ola- rak tahmin edilmektedir. İngiltere | sadece Amerikadlan büyük mikvas- ta tayyare ve tank #atın almakla kalmıyor, fakat her cins harb me * vadflı da satın alıyor. Bu âmiller, A- !ne_nkadg sanayiin geniş — mikva"ta inkişafına bir hız vermiş bulunuyor. Verilan resmi rakamlara nazaran merikanın sanavi mahsulâtı seviyesi 1923-1925 yıllarında 100 — olarak kabul edilirse' 1939 yılının AZveto- sunda 103- 1939 yılının Birincikâ - nununda 128; 1940 Nisanında 102; 1940 Mavısında 106; 1940 Tem - muzunda 114; bumu takih eden ay- larda ise 140 a kadar çıktı. Amerikanın silâhlanmava başla- Ması ve İngiltereve vâki silâh yar - an : Hasan Âli Ediz felatiniz talile bullada sibüyik gemileri dırımın artması üzerine Amerika çelik sanayiinin kudret ve hacmi de gittikçe artmağa başlamıştır, Fa - kat buna rağmen Amerikanın çelik sanayiü, bhâlâ bütün — 1andımanını vermiş olmaktan çok uzaktır. Me - selâ Amerikanın çelik sanayüi 1940 yilimnim Nisanında bütün kudretinin Ye 60 ile; 1940 Temmuzunun niha- yetlerinde bütün kudretinin 7 80 nile çalışıyordu. Fakat buna rağ - men, Amerikanın çelik sanayüi, bu vaziyette bile Almanyanın çelik sa- nayiinin azami kudret ve randıma- nından birkaç misli fazladır. Yeni dünva harhinin başlaması ve İngiliz - Fransız blokunun Ame - rikaya vâki top, tayyare, tank ve mühimmat siparislerinin artması ü- zerine bütün dünyadan, ve bilhasta Avrupadan Amerikaya mühim bir altın akınına sebebiyet vermiştir. Meselâ Amerikanın ticaret nezare - tinin resmi istalistiklerine nazaran 1940 yılının Martında Amerikaya ithal edilen altının mecmu mikdarı 197,430,0000 altın doları bulmuş- tu. Bu mikdarım 46,903,000 altın doları Kanadadan; 21,321,000 al- tın doları İngiltreeden; 18,706,000 altın doları cenubt Afrika birliğin - den; 6,722,000 altın doları Britan- ya Hindistanından; 32,448,000 al- tın doları İsveçten; 16,180,000 al- tın doları Holundadan; 13,931,000 'altın doları İsviçreden; 13,878.000 altın doları Norveçten ithal edil - Buanu takib eden Nisan, Mayıs Haziran, Temmuz aylarında Ame - rikaya ithal edilen altının mikdarı 'mütemadiyen artmış bulunmakta - dır. Gene Ameril vermiş yesmi istatistiklere nazaran, Âme - rikanın federal rezerv banka ittiha- dıira dahil bankaların altm ihtiyatı 1940 yılının 2 nciteşrin ayının 27 sinde 21,755,000,000 altın doları bulmakta — idi. Bu — mikdar 1939 yalının ayni ayına - nisbetle 4.408,000,000 altın dolar bir faz - lahk arzetmektedir. Bu bankaların LA A ! fazla ihtiyat altınları 6,930,000,000 albın dolara vükselmistir ki, bu, A- merikanın bankacılık tarihinde hiç görülmemiş bir rtakamdır. Yeni dünya harbi dolayısile, dün- wanın iktısadi bünvesinde vukua ge- Jen mühim bir tahavvül de, birçok hükümetlerin iktisadi abluka altına girmiş — olmalarıdır. Danimarka, Norveç, Holanda, Belçika, ve Fran- (Devamı 7 not savfada) I_Hâdiuler Karşısında 5 Gazetelerden: ı__ııl-ler yıl Üniversite rektörü ta - rafından talebelere verilm olan MERAK ETTİM hk yakışıksız bir hal ise, talebenin saçlarını kestirmemeli, eğer böyle - çaylara bu sene de Şubatm i f h"n:;u!:akdnnucafmsı B F lR - sttim, ya dedikodusu ne ::clınk ?bnıhyıcık. hele ne vakit bi - G;lzahetg:rden: « t yağ satan bir hilekâr ya- kalandı, muhak i “mahküm ol&u.ıeme SERek het — Merak ettim. Mahlüt yağ sa- tan bir tek hilekâr mevcuddu da © mu yakalandı? Gazetelerden: «Bütün orta okul talebel değilse ne diye bayramdan evvel kestirilmiyor? * Gazetelerden: «İlki çocuk içtikleri ilâçtan zehir- lenmiş oldukları görülerek, tedavi için hastaneye kaldırılmışlardır. » — Merak ettim, benim bildiğim zehirlenen insanları ilâçla tedavi e- derler. İlâç da zehirli olursa vay ha- Himize! * Gazetelerden: , «Konservatuar talebesi, Fransız Wlh'oçmdı bir konser verdiler.» saçları üç numara makineyle kesil- miş olacaktır. Bayramdan sonra saç- ları uzun olarak mektebe gelen ta- lebe cezalanacaktır.» — Merak ettim, bayramı saçlı o- larak geçirmelerine müsamaha edil- vatuar talebeleri kon- mler_ veriyorlar. Halk alkışlıyor. Bu cok iyi... Fakat merak ediyorum. Bu konservatuar talebeleri konser- vatuardan mezun oldukları zaman ortadan nasıl kayboluverirler? mesinin sebebi ne olabilir? Saçsız- Oııııcl Jluuz..i Ük ve yay taşımak On altıncı asırda İngilterede neş- redilen bir kanun Oksford üniversi- tesi talebesini sokakta ok ve yayla dolaşmaktan menediyordu. Bu ka- nün İngilterede henüz muteberdir. L Bunları biliyor mu idiniz ? — larının son krali- FHREİÇ A şarkının beste - kârıdır. ha limanına bir gemi girdiği za- H man halk bu şarkıyı Havai adalarının ıııoşlııııî şarkısı Havai ada - «Aloha» isimli Honolu rıhtımdan söylemek suretile gemiyi selâmla - nıakladırlar. Şarkı çok meşhurdur. * h. Müselles ev Resmini koy- duğumuz mü - selles evin İn - gilterede Lin - kolnşir — eyaleti dahilinde Harn- kastta'dadır. Bu Tz ) müselles ev iki : takibata maruz kalabilir. Bugün bile bir Oksford talebesi ok katlıdır. İçeriden birinci kat bir şi- ve yayla sokağa çıkmış olsa kanuni bih münharif, ikinci kat da tam mü- selles olarak görünür. Bay F. T. iki sual sormuş: 1 — Sevmeden evlenen mi mes- ud olur. 2 — Severek evlenen mi? diyor. severek — evlenenin annesi Bay F. T. mes'ud olacağı fikrindedir, ise ilk fikrin müdafi. Hangisi haklıdır, hangisi haksız? Ben sevmeden evlenenin bedbaht l anlat bir & bu- Junduğunu bilmiyorum. Severek evlenenin de mutlaka mes'ud olacağı iddia edilemez. Sevmeden evlenirken de, seve- rek evlenirken de saadet sebebleri- ni bir araya getiren bazı şartlar a- Tanır. - Bu şartlar bulunduğu, bir getirildiği zaman istikbale ümidle bakmak hakkınızdır, fakat ümid mutlak bir kanaat ifade etmez, ta- hakkuk edip etmemesi kurulacak hayat şirketinin iki hissedarının ha- teket ve his vaziyetlerine bakar, yere biraz tesadüfün eseri olur. Sevmeden evlenen için olduğu gibi, severek evlenen için de iptidat sigorta şartlarından bahsettim. Basite irca ederek bunu da söy- Hyelim: İki tarafın da her şeyden evvel arayacağı şey his, bilgi ve menfaat iştirakidir. Bu, temin edilince üst ta- rafı «iyi niyets ile wirade> ye bıra- kılabilir. * Edirnede Bayan B. İ. yet Erkek nü, kız mi? Annesinin karnında olan çocuğun cinsiyetini peşinden tayin etmek çok güçtür. Bununla beraber J nci ve 8 nci aylarda hüküm vermenin müm kün olduğunu işittim ve bir doktor da bu hükmün doğru çıktığımı da gördüm. Kendi hesabıma size: — Hangisi olursa istediğim odur, deyip merak etmemenizi ve üzerin- de düşünmemenizi tavsiye ederim. TEYZE «Bon Postaşnın edebi romanı; S1 | Ben de çok ıztırab _çe_k - tim — Selim, — sizin — tahmininiz - den çok... Bana bakmız, ne- €n gözlerinizi benden kaçmıyor - Sunuz? Gözlerimden korkuyor mu- Sunuz? Ben de sizin gibi ihtiyarla - ; d'm Selim, bu geçen birkaç gün be- Biyde sizin kadar, hattâ kim bilir t*ll:. de daha fazla hırpaladı. Ar- î“îmm sizin tanıdığınız Nesrin de- “tıu."abm bir insanın kalbinde bü- | değişiklikler yapabileceğini ve %n::nfamamile değiştirebileceğini Bi iyor musunuz? Tim, Taz evvel bahsettiğiniz sinirle- tık VZi o kadar üzen sinirlerim ar- Aşki ynanmaz ! 1 Nakleden: Muazzez Tahs'n Berkand ö H—İed'îyen duruldu; buna emin »- İ Simdi onların - sizin tabirinizi kullanıyorum - beni- esir. etmeğe kalkışmaları gözümün karşısında derhal ©o müthiş manzarayı canlan- dırıyor ve bu sahneyi hatırlamak a- sabımı yenmek için bana kâfi geli - OT. : Selim, size bir şey sormak isti - yorum ve bu sualime doğzu ve açık bir cevab vermenizi Tica efhyoruı_-n: İstikbalimiz bu cevaba baghdn: iyi düşünün, sözlerinizi tartın: Beni ta- mamile affettiniz mi Selim? l_î_an.a karşı, nasıl söyliyeyim, pek mıştlîıış bir kelime bu; bana karşı kalbın;ı- ir nefres: duymuyor musunuz değızlı:n ıztırabınızın müsebbibi ben gumu, bugünr bu yatakta yat - c benim yüzümden olduğunu ve'daha uzun müddet gere benim ” ) Sinizi biliyo- y rüm, Fakat ben de ıztırab çektim, ber le sizinle beraber harab oldum, bel- «i benim de sıhhatim sizinki kada! arsıldı ve ben de bundan sonra eski hayatımı sürsintyeceğim. İhtiyarla - dım, olgunlaştırn, on günde on sene vyaşadım. ?üzürne niçin bakmıyorsunuz Se- ıub -;—'-' im — Hayır Nesrin, hayır, kalbimde size karşı fena bir his beslemiyorum. hattâ, hattâ zannediyorum ki sizi affettim, ğ — Affettiniz amma beni artık sevmiyorsunuz değil mi? Nesrin kozasının solgun dudak - larına bakıyor. Bu du. klar hare ketsizdir, onlar yalan söylemeğe ta- zı olmuyorlar ve kapalı duruyorlar. Genç kadın kalbini ellerile baştı- riyor, onüu acısınt bağırmaktan menetmek istiyor, en çok korttiğu bir hakikati açıkçı görmekten gelen bir yeisle haykırmamak için zöğs_ii-_ nü, sinirlerini sıkıştırıyor, - gözlerini yumuyor, yaşlarımı yutuyor. H üdüis Hayır, hislerini dışarıya vermi - yecektir. Tiğmat ah in — niçin Sekm? Genç kadının sesi boğuktur: fa- kat bu sesteki hıçkırıklar sertleşmiş, dışarıya çıkmamıştır. leceğimi — zannediyordum Nesrin. İnsan ölümün eşiğine vazın- ca dünyaya aid meseleler büsbütün başka bir mana alıyor, ıztırab ve a- cının yüzü başkalaşıyor ve insan ar- kasında göz yaçı bırakmamak isti - yor, kendi yizünden başkasının «& - zab çekmesini lüzumsuz buluyor. — Şimdi anlıyorum. Bana - son bir saadet vermek istediniz, sizin ö- — Bunların ne eh ti olur. tmesi lâzımdır; çünkü — aksama Size bir şey teklif edeveğim Selim. Bakınız bu müthiş kelimeleri söy - lerken ne kadar £ gösteriyo - rum, ne derece sakinim, harikulâde derecede sakin.,. Ben bu vaziyeti olduğu gibi kabul ediyorum. Dün - yada bizim gibi ne kadar çok karı koca var. Hattâ yalnız bir tarafın diğerini sevmesi ve bütün fedakâr- lıklara katlanması yüzünden pekâlâ rahat ve mes'ud bir ömür süren çiftler bile pek çoktur. Bırakınız, sizin yanmızda yaşıya- yım. Sizin arkadaşınız, dosltunuz o- lümünüzün benim için ne demek ol duğunu takdir ettiniz, beni mes'ud bırakıp ölmek arzu ettiniz. — Evet.. Zannediyorum ki bunu anlamıştım. — © halde bugün niçin artık an- lamak istemiyorsunuz? Sizden ay - rılmak kalbimi tırnaklarımla söküp atmak demektir. Serbest kalıp ne yapacağım? — Siz bir artistsiniz, musiki — ile Jacağım. Sizden ayrılmamak için her şeyi, anlıyor musunuz, he: seyi ka- bul edeceğim. Ben sizir. karınızım ve ömrümün sonuna kadar sizden ay- rılmak için mahkemeye müracaat et- miyeceğim. İki oda arasındaki kapı yavaşça açıldı. hastabakıcının başı uzandı. — Hanımefendi, doktorun uzun ziyaretleri menettiğini size hatırla - tırım. Selim Beyin yorulmasından korkuyorum. İkindi kahvaltısını et- meşgul olür ve unutur. den evvel onun biraz istirahat loğru oda içinde biraz dolaştıraca- Beni artık sevmediğinizi biliyorum. | gız. Ziyaretinizi daha fazla uzatma- rica edebilir miyim efendim? Bu sözlerimden dolayı beni mazur görün; fakat Selim Bey henüz pek zayıftır, onu sarsmaktan haklı ola- rak korkuyorum. z Nesrin yavaş bir sesle cevab ver- i. — Dağru... On dakika gideceğim. — Teşekkür ederim efendim. — Hastabakıcı bu defa bizzat ka - pıyı kabadı ve karı koca gene yi T nız kaldılar. Ancak, muhavereleri arasına sokulan bu sözler onları bir- birinden biraz daha ayırmış gibiy - di. Hastabakıcı Halide Hanımın ye-. ripi tutmuş, Selimle bir gece evvel ile k ğu sözleri hatırlat- A sonra mıştı. Ana oğul istikbaldeki hattı ha - reketlerini tayin etmişler, her nok - tayı inceden inceye tetkik etmişler, (Arkası var)