19 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

19 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A ? Sayfa SON POSTA Birincikâğmn 79 Vaziyette “değişiklik Yoktur Ekrem Uşaklıgil N yuz Kronikl gazetesinde eski bir İngiliz kumandanının bir ma - çıktı, Harbde İngilterenin vaziye- anlatan, istikbale dair tahminlerde| , bu arada küçük devletlerin du- hârbde Selânik cephesine yollanmış olan İngiiz kuvvetlerinin kumandanıydı, bü- yük bir tecrübe sahibidir, memleketinin menfaatlerini bilir, takib edeceği yolu da evvelinden sezer, esasen yazısı radyoda da nakledilmiştir, bu bakımdan İngilte - renin umumi yürüyüşüne oldukça teta - buk ettiği de tahmin edilebilir. İngiliz kumandanının söylediği hülâ - #alen şudur: — Finlândiyanm uğradığı taarruz kar- şısında derin bir isyan hissi ile sarsıl - mamak mümkün değildir. Fakat bu hâ - dise; içimizde duyduğumuz acı, ıztırab ve nefret ne kadar şiddetli olursa olsun bize bir numaralı düşmanımızın Alman- ya olduğufü unutturamaz ve Almanyayı yıkmıya matuf gayretlerimizi eksiltemez. Bizim için hedef budur ve bu hedefe garb cephesinde dövüşülerek varılacak - tır. Abluka, mukabil abluka, propsganda birer vasıtadır. Her birinin eyrı bir kıy- meti vardır, yalnız harbin neticesini ta- yin edecek olan başlıca âmil dövüşmedir. Dövüşme ise henüz başlamamıştır, yeni müdafaa ve taarruz si'âhları henüz ge - niş mikyasta tecrübe edilmemiştir. Alman radyosunun Hindistana “veya Balkanlara yapılacak bir taarruzdan bah- seden sözlerine ehemmiyet vermiyelim, harbin mukadderstını tayin edecek olan büyük mücadele garb cephesinde cere - yan edecektir, Samson tarihin ilk çağlarında yaşagniş bir efsan3 ka'ıra- mandır, hayatını mütemadi zaferler arasında geçirdikten sonra düşmanlarının eline esir düştü, Fenikeliler onun göz- lerini çıkardılar, bununla da iktila etmiyerek kazandıkları zaferin her yıldönümünde kör esirin yaşadığı imabedde ken- di kendilerine ziyafet çekmiye koyuldular, Samscn boyun eğdi, tahammül etti, Fakat bir yıldönümünde eski Sam - sonluğunu hatırladı, mabedin (sakfını tutan direği el yor- darı ile arıyarak buldu, sarshı, ve sakaf büyük bir tarraka ile yıkılarak hepsini birden enkazı altına aldı. Böyle katıla katıla Cülen Fadını Tanıyabilir misiniz? Sizden * İngiliz kumandanının tecrübesi, mev- kii ve havayı sezişi ne kadar kuvvetli olursa olsun sözlerinin hududu şahsi fik- rinin hududunu geçemez. Şu kayd ile ki, mütalea'arının bir kısmı bizzat İngiliz başvekili tarafından da teyid edilmiştir. Bu: — «Bir numaralı düşman ve başlıca hedef, tabirleri Mister Çemberlaynin| Biliniz bakayım, böyle katıla katıla! Finlândiya hâdiseleri münasebetile Avam |£ülen kimdir?. Karol Lombard mı?) seyircilere baktı: yaz! 7 gm Hergün bir fıkra Seyircisi az bir tiyatroda, fena bir piyes temsil ediliyordu. Piyeste pek fazla figüran göze çarpıyordu. Sey ları mahdud olan seyirciler piyesi bes genmediklerini anlasmak için çalmaya baş'amışlardı. biri sahnenin önüne doğru yürüdü, — Dikkat edin, i karsınız. Aded itibarile sizden fazlı Boşanmış karı kocalar E Tarihten bir yaprak & İnsanın en büyük zâfı kendisine cazib gelen her sahada, zevk veren her harekette, menfaat temin eden her teşeb- büste makul hadde kalmayı bilmeyişi, ifrata varışıdır, bizi kârlı iken ziyanlı vaziyete götüren, haklı fken haksız çıkı- ran, huzurdan szaba sevkeden hep zâfa karşı mukavemet- siz oluşumuzdur: — Bardağı taşıran sonuncu damladır, sözü dünyanın bü- tün dillerine geçmiş bir derbi meseldir, fakat buna rağmen bardak her zaman, ber yerde ve her elde mutlaka taşar. İtidalde kalmayı biliniz, kendi kendinize karşı mukavemet göslermeyi öğreniniz, tecrübelerden ders alınız. SÖZ ARASINDA Kulaklarında küpe Yerine ar pıl Taşıyan kadın Harb dolayısi Londrada geceleri çbir ışık o yakıl madığını biliyor- sunuz. Sokakta gi- derken (o herhangi bir kazayı önle mek istiyen bu İn- giliz kadını, kulak larına köpe yerine iki ampul takmış- tır. Tehlikeli bir irad amma, hoş değil mi? i i fazlayız i i sh Aktörlerdem dedi, siz zararlı çı- ma — yy kamarasında üç dört gün evvel söyle - diği nutukta aynen vardı, fakat gene gö- rülüyor ki, vaziyetin bu şekilde müta - lea edilişi ve hareket yolunun bu isti - 'kamette tutuluşu İngiltereyi Finlândi - yaya kısmen yardım etmekten alâkoyrm- yacaktır. Günün haberleri arasında okuduk: bir kredi aç - gönderecektir, göndermekte devam edecektir. İngiltere bu-harsketinde Milietler Ce - miyetinden aldığı salâhiyete dayanır, meşru yoldadır, fakat ne de olsa harb ha- ilinde bulunan iki devletten birine bir ü- çüncüsünün yardımı bahis mevzuudur. 19 uncu asrın klâsik siyaset kaidelerine göre bu hareket üçüncü devletin de fii - len harbe girmiş sayılmasını mucib ol - malıydı, fakat 20 nci asrın yeri siyaset kaideleri bizi yeni muhakeme şekillerine alıştırmıya başladı. Japonya şöyle böyle üç sene oluyor ki Çin ile harb halindedir, fakat iki devle - tin arasında harb hali ilân edilmiş değil dir. Rusya Lehistanın yarısını işgal et - miştir. 2 haftadanberi Finlândiya ile dö- vüşmektedir, fakat kendisini Lehistanla harb halinde saymadığı gibi Finlândiya ile de muharib vaziyetinde görmemekte. dir. Binaenaleyh İngilterenin Finlândiya. ya sefer heyeti göndermeden bu şekilde yardım etmesi kendisini Rusya ile mec - buri olarak harb haline getirecek değil - dir. Bu sonuncu şıkkın tahakkuku için daha başka hâdiselere de ihtiyaç var - dır ki, kendi hesabımıza biz bu hâdise - Teri o kadar yakın görenlerden değiliz İngiltere bir numaralı hedefine verdiği €hemmiyeti eksiltebilecek bir teşebbüse girişmekte menfaattar olmadığı gibi Rus- yanın gayelerine mümkün olduğu kadar tehlikesiz yollardan gitmeyi tercih ede- ceği de şüphesizdir. Eski İngiliz kumandanının mühake - mesine iştirak edelim: Harbin âkibetini tayin edecek ölan büyük mücadele garb cephesinde cereyan edecektir. Gün geç - tikçe büsbütün aşılmaz bir hale gelen müdafaa hatlarına rağmen bu mücadele asıl olabilir? Bilmiyoruz, fakat şimdilik Katrin Hepbörn mü? Yoksa,. yoksa... hayır tanıyamadınız. Bari biz söyliyelim, bu, yeni filminde neş'eli bir genç kız tipini yaratan Greta Garbodur. arasında bir anket! Amerikan gazetecileri içinde mümtaz bir mevki işgal eden Mis «Harvey» çok dikkate değer bir anket yapmıştır. Mis «Harvey» ker tabakaya mensub söylenen budur. O, büyük mücadele ne vakit ve ne şe - kilde cereyan edecek, ve onun neticesi - nin anlaşılacağı zamana kadar taarruza uğrıyan küçük devletlerin vaziyetleri ne olacak? Bu suale de cevab verilemez, an- cak iki nokta muhakkaktır; 1 — Küçük devletlerin bugün içinde lemiş ve onlara şu suali sormuştur: «Boşanmış olduğunuz eşiniz İle tekrar evlenmek arzusunu besliyor Y.usunuz?» Mis Harveyin toplamış olduğu cevab - bulundukları veya bulunacakları vaziyet ranir e ayrıhp ei o — ;ka bir kadın ile evlenmiş olan erkek- muvakkattr, hakiki vaziyetleri böyük'ye gi emeliini öenanikieli 7 mücadele sonunda taayyin edecektir. 2 — Bu küçük devletlerin büyük mü -| Kadınlara gelince onlar, boşanmış ol- cadele yapılıncıya kadar hariçten mühim | dukları kocalarını hiç düşünmemekte - mikyasta yardım görmiye güvenmeleri | dirler. İ boşanmış kadın ve erkekleri ziyaret ey-| İtalıyada garib bir dolandırıcılık İtalyada Milano şehrinde rib bir dolandırıcılık geçenlerde vukua gel - miş Bir gün öğle vakti seyyar bir çalgc bir domuzcu mağazasının önünde birkaç hava çaldıktan sonra mağaza sahibine müracaat etmiş ve civarda mühim bir işi çıktığından bahsederek kemanını iki sa- at için muhafaza eylemesini rica etmiş - tir. Domuzeu da bu talebi is'af etmiştir. Aradan bir sast ya geçmiş ya geçme - miş, mağazaya iki adam gelmiş, bunlar - doğru olamaz. Her şeyden evvel Kendi” 17 emma kendilerini mümfün oldüğu kadar uzun müddet müdafaa edebilecek vaziyette bu- İunmaları şarttır. Son söz olarak mühim bir noktaya da işaret edelim; Garb cephesinde alınâcak netice ancak Almanya ile hemhudud olan küçlik dev l letlerin vaziyetlerini tesbit edebilir, Sov- yet Rusya ile garb demokrasileri fülen harb haline girmedikleri müddetçe me selâ Finlândiya gibi Rusyaya civar kü - çük memleketlerin vaziyetleri garb cep- hesinde almacak neticeden müteessir o)! salar dahi hakikatte diğer vukuatm se; rine tâbidirler. O vukustın nasıl bir yir takib edeceği ise şimdiden kestirile mez. Rumi sne 145 Birimekâinsn Ekrem Uşaklıgil İSTER İNAN, Bnkaç yüz üyesi bulunan bir cemiyetin toplantısı yapması lâzumdı. Gazetelere ilin verdiler, posta ile hususi davetiyeler yol- umunı yet Jadılar. Toplantı günü toplantı yerine ancak 15, 20 kişi gel- di, müzakere talik edildi. Güzetelere ikinci bir ilân verdiler, posta ile ikinci tertib birer davetiye yolladılar. Gene gelen olmadı, Hâzır bulu - İSTER İNAN, TAKVİM BİRİNCİKÂNUN | öğe Ş eker Pp Akşam | NİS. İp.(s. J.İs. Iv. lafa Jada (ex 0 dj - 1 (19 ISTER ISTER dan bir! köşede bulunan kemanı görmüş ve eline alarak evirmiş, çevirmiştir. Bu- nun pek nadide bir keman olduğunu söy- lemiş ve 20.000 liret mukabilinde satın almağı teklif etmiştir. Mağaza sahibi kemanın kendisine aid olmadığını ve satamıyacağını söylemiş - tir. Az sonra çalgıcı gelmiş, mağaza sa - hibi kâr etmek emelile ondan kemanı 5.000 lirete almış ve hemen bir mütehas- sısa gitmiştir. Mütehassıs kemanın 50 Hiret kıymeti bile olmadığını söylemiştir. Bunun üze- rine adam zabıtaya (omüracaat etmiştir. İtalyan © gazeteleri bu dolandırıcılık vak'asın dikkate değer bulmaktadırlar, Yatı | İNANMA! nanların ekseriyetile karar verilebilirdi, fakat toplantıya lüzum görenler toplantıda hiç değilse yüz kişinin bulunma- | sını istiyorlardı. İçlerinden biri ortaya şöyle bir teklif attı: — Bu defa toplantıyı mükemmel bir büfenin takib ede- ceğini ilân edelim, göreceksiniz, üyelerin hemen hepsi de dövete icabet edeceklerdir». Böyle yapıldı ve tecrübe mu- valfakiyetle neticelendi. INANMA! Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Boşanmalar niçin çoğalıyor, kabahatli kayin mı, er«ek m./ (Baştaraşı 1 inci sayjada) ten geçtikten sonra çeksin öyle, Bir ki dını yürüyeceği yolda elinden tutarak meşülesile önünü aydınlatacak ve gen$ yatın dikenli yollarında onu uçuruma yuvarlıyacak la erkektir. Kadın mecbüf olmadıkça hiç bir zaman yuvasını yık “ maz. Erkekier bundan doğucak maddi v9 manevi acılara katlanmalıdırlar, Ya vali”, tile temiz, tertemiz bir kızın hayati oynadığından onun ahına uğramıştır vey& evlendikten sonra evini ihmal etmişti” Muhakkak olan bir şey varsa, her Zâ “ man erkeğin kabahatli oluşudur.» O M.C. Bora: «Erkekler kendilerini müdafaa eder lerken, hiç şüphe yök ki, kabahatin Ken dilerinde olduğunu pekâlâ bilirler. Muti laka bir tarafın büyük bir ekseriyetle 08” ticede davayı kazanması lâzımsa, tesi * düfi hâdiselerle, beş on avukatın şeh” tile, dört beş derdli erkeğin ithamlaril# bunu temin etmek re dereceye kaö mümkün olur? İhtiyaçların noksanlığı yüzünden K9 * cesından ayrılan bir kadın tasavvur 8 * | demem. Ayrılırken beiki bu mühim Pi sebeb olarak gösteriliyor, Fakat biraz d# ha derinden tetkik eder bu işi deşers€ hiç te öyle değil. Kadınlar bütün yoksuzluğa taham * mül ederler. Bir şartla: Samımiyet ve #9 dakat isterler. hürmet ve iyi muamelö beklerler, Hem yoksutluk, bem kaba mf me'e, buna hangi kadın baş eğer), BU dan sonra kadını yuvaya bağlıyacak İ kalır mı? | Zengin ve münevver silel | casına muhtaç olmadığı bete sürüklenenler yok mu ları bu kadar menfaat düşkünü addet © mek günahtır. Kadın, yuvaya, kozay& bağlılığın mükâfatını, mücevher, apar man, otomobil, seyahat olarak değil, bir rabıta ve ciddi bir sadakat şekli” ödenmesini ister, Hilekâr ve sahte bir hayat içinde 29” rabdan ruhu karararak , bedbinieşt derin teessürler altında ezilirken, keğ ” İdisini müdafaa edemiyecek hale gö zavslli Kadınlar vardır. İ Erkeklerin boş ve manasız itharlafi kadınları korkutamaz. Susturur, kaçır Zira, meydanda olan hakikat, müdafati”. değmez. Kadınların felâketine ve suk“ i tuna, hırçınlığına erkeklerin idaresiliğ düşüncesizliği sebeb olmaktadır. E ei mek on dakikalık bir iştir. Evlenmek al tiyacını duyan bir erkek bütün bu me“ liyeti üzerine almış demektir. Zergif kir karısını memnun etmek, çocuklar! yuvası defe yürümeli.: aksi takdirde sızlanmağa hakkı yoktur.» © Belma Senar (Ankara): «Ben, erkeklere, haksız ithamları" dolayı çatmıyacağım. Çünkü onlar, zannederler amma, kendileri zavallı © lüklardır. Gözlerini kapar evlenirler. di İralarını, gelirlerini hesablamazlar. K* İkatlansın isterler. Zavallı zevce her ge boyun eğer, bu sefer aldatmağa kal E lar. Erkeklerin günahlarındı kat Sl şuur yoktur. Binaenaleyh nasıl, tıbbi yari MH, akli müvezenesi yerinde olmıys” cezaya ehil saymazsa, ben de erke” de öyle farzediyorum. Dikkat ediniz. © fevkalâde güzel bir karısı olan erkek" der bir işçi kızla, yahud hizmetçi ie Wi nasebette bulunur, Kadın izzeti nefsi ei ralandığı için hırçınlaşır, çileden “lafi nihayet ne pahasına olursa olsun Tm yıkar. Ben günshkâr erkeklere Ki” , acırım. Kendilerini müdafaaya çel ii? larına da ne yalan söyliyeyim kah er Tarla gülüyorum: Çünkü önümde Y ce misalleri var.» det Belgradda bir ihracat gri umum müdürü katledildi > Belgrad 18 (A.A) — İmtiyaz” e hire ihracat şirketinin umumi — rü Edo Markoviç bâzı şüpheli ai şerait altında apartımanında #9 miştir. e e in mb ri e

Bu sayıdan diğer sayfalar: