21 Temmuz amman — — «Son Posta» nın tefrikasr: Sefirin kızı Öğle vaktinden bir saat evvel, sefirin maun renkli dört çifte kayığı sarayın rıhtımına yanaştı. Melling, yanında Hayreddin ağa olduğu halde, misafir- leri karşıladı. 'Madmazel Dolodof, yalnız değildi. yanında, Fransa hükümetinin İzmir konsolosunun kızı, (Matmazel Amu - Tö) de vardı. 'Bu iki genç frenk kızı, Fransa saray- — Sultan, bu mu?. Diye, mırıldandığı zaman, bir an göz- lerini kaldırarak ileri bakmıya bur oldu. — Evet da, top av yanında, şâ duruyor. Hatice sultan bü da, orta masasının âne bir vakar (ile ayakta atlı bir tebessüm ile misa - yük salon- larında, büyük kabul merasimlerinde (idi giyilmesi âdet olan, dekolte (Malakof) fistanlar giymişlerdi. Hayreddin ağa, madmazel Dolodofun luna girdi. Melling de, matmazel Amurönün kolunda olarak, onları ta - kib etti. | Bu fki frenk asılzadesi, rıhtıma ayak| basar basmaz, şaşırmışlardı. Yollara, hahlar ve al çubadan yolluklar seril - miş.. iki tarafa baltacılar, bostancılar, haremağaları dizilmişti. Matmazel Dölodef büyük bir heye - can içinde idi. Hattâ bu heyecanını zapt edemiyerek bir aralık başını çevirdi. Kendisini taklb eden arkadaşı ile Mel- ing'e: — Şarkın, esrar ve füsun ile dolu ha-| yatma giriyoruz. Dedi O anda, ayn! hislerle mütehassis o- lan matmazel Amurğ. — Yani.. Allahın, yer yüzündeki cen- hetini göreceğiz. Bunun için, mösyö Mellinge şimdiden teşekkür etmeliyiz. Diye, mukabele etti. Matmazeller, aldanmamışlardı. Gör- dükleri debdebe ve İhtişam karşısında her dakika, hayretler içinde kalmışlar- Hayrette kalan, yalnız matmazeller değildi. Bilhassa ressam Melling, hiç ummâdiği bir saadete nail olarak, ade- tâ kendinden geçmişti. Sarayın harem kapısına (geldikleri| Zaman, Hatice Sultanın (Kap ) Hayreddin ağanın Kulağına kısa bir emir tebliğ etti, Bu Emir o ka- dar mühimdi ki, başağa, evvelâ inan - Mak istemedi. Hattâ: — Aman.. nasıl okur?. Sakın bir yan- işlik olmasın. R Dedi. Fakat vaziyet; İr işareti, başağayı fknan kâfi geldi.! hal Metling'e dönerek: b — Çelebil. Sultan hazretleri ferman | uyurmuşlar.. siz de içeri gireceksiniz. Ve, tercümanlık edeceksiniz. ik. Melling, sihirli bir rüzgârla karşı -| mış gibi, bir an sersemledi. Talihin İl büyük lütuf ve saadeti karşısında, detA sermest olarak: — Sultan hazretlerinin fermanları, *$ üzerine... Diyebildi, " Artık Melling, nıç or şey gormuyor * işitmiyor gibi idi... Harem kapısının İarsfında, misafirleri karşılayan Xal- e harem taşlığına ve geniş merdi- “a 231 dizilmiş renk renk ve çeşld çe- Bay kalabalığa rağmen mu- İçin edilen derin sükün.. bu sükün e İşitilen esrarengiz ipek hışırtı! ,“ insanın içine baygınlıklar veren Hin İl xor şahi kokuları... Bü - la unlar, Melling'in müfekkiresini o ram etmişti ki; kendi kendine: “— Sakın, bu bir rüya olmasın. gene; Macunu fazla kaçırmış olmuyayım. Sofa *k mecburiyetini hissetmişti. ie la Re salonlardan, divanhane- iş > &€çiyorlar.. ibzal ve israf edil - hin o Büthiş bir servet ve tantana- 8öz kamaştırıcı dekorları büy daş Kabul salonuna doğru ilerliyor- Artik sar, iŞ ol Yor. mi ay âdetlerine tamamile alış- > elling, sağına soluna bak - Sözlerini Yerden ayurmıyarak lerliyordu. Fakat z#hni o kadar eğilerek |“: T münakaşaya : Müsaid değildi. Kaplanağasının kati)“ ler fa Ki ki, kulağına sik sik bir şey- adayan matmazel o Amurö'nün Fa »* cevab vermiyordu. titriyen genç kiz: san'at hisleri galebe etti: — Ne güzel bir tablo. Mümkün olsa da, şunu tersim edebilsem. Diye, derin derin içini çekti kane hisleri de, gizi volkan gibi patlamak istidadı gösterdi. dibinde, sert bir n rengi bem- beyaz kesilmiş olan Hayreddin ağa, diş- lerini sıkarak: — Çelebi!. Kendine gel. önüne bak DB ihtarda bulunmaktan, kendini menedememişti. Bu ihtar, o kadar tehdidkâr bir ma- nayı ihtiva ediyordu ki, zavallı Mel - ling, kalbini cayır cayır yakan aşk a- teşlerini unutarak vazifesini hatırladı Sultanın önünde, dörin bir ihtiram ile yerlere kadar eğildi. Sesine, tantana ir ahenk vererek, tam bir saray te , matmazel Döludef ile ma Ayni | , sultana takdim etti. lakoflarının eteklerini taraftan tu ük bir tazim ile reverans y izmirin Yamanlar kampı açıldı (Baştarajı 5 & ihtiyar adam, izci k cin akşam vakti orü ci sayfada) an geçtiğini, San- ) yol aldığını öylüyor. Bu ihtiyara yolu “gösterme - Er: r. Size oğlümu vereyim. İhtiyarın oğlu izcilere yol gösteriyor, ecenin sâğt ikisinde Söncaklı iy nde harita işlerile meşgul ©- lan bir kurmay yü d Kubilây bulunuyor Meğer Kubilâ kampta, haft alanlar var. Vilâyet, kampı takviy çin Karşıyakadan kamp yerine havsi tramvay yaplırılması için tetkikat yap- tırmaktadır. Havai tramvay işi ehem » iyetle takib edilmektedir. ASKERLİ mi erat ve şehid yetimlerinin 939 tütön #kramiyeleri den sonra dağıtılacağından bu bilgilerin kendilerine beye gelmeleri ilân olunur. 24 'Temmuz 939 . , » 28 » ' » 3 Ağustos 4 7 9 “u “4 16 18 ” Pazartesi Çarşambr Oyma Pazartesi Çarşamba Cuma Pazartesi Çarşamba Cuma Pazartesi Çarşamba Cuma , Pazartesi Tahsile devam etmiyece veya muadili ve daha yüksek muriyet slamıyacaklarından 988/939 ders yılında Kadıköy Askerlik Şubesinden: Lise canlar; askerliklerini yapmadan m6: bu gibi okullardan mezun olup da tahsiline nihayet verecek Boşlirtaş Askerlik Şubesince kurulacak askeri! caktır, taltif edecek sözler söyledi. yer gösterdi. yer, için, kendileri Matmazellerin oturacağı yandan görebilecek yere, kafe: paravan yerleştirilmişt wn arkasında, padişah 3 üncü bulunuyordu. Ve büyük bir hayretle, nk kızlarını tetkik ediyordu. endamlı, sarışın bir £ T; SÖZ SÖ lerken, gözlerini yerden ayıramıyordu: Fakat, tam bir esmer güzeli olan m£ iazel Amurğ, bilâkis şen ve şuh bi kızdı. Sesine tatlı bir ahenk çok serbest konuşuyor: — Çok eminim Avrupalı arasında, şarkın cennetine girmek 'saa detini, ilk defa olarak biz kazandık Sultan hazretlerinin doyulmaz cazibe si karşısında heyecanı, ebediyen kalbimizde saklıya caiz. Diye, sözlerine devam ediyordu. Bu sırada, harem büyük tep siler içinde, sefir Mi hediyelerini getirmiş söyleniy değil. fakat pederim, mütevaz rer hatıra olmak üzere kabul İmasını rica ettiler. Diyordu. (Arkası var) Möbetci eczaneler Bu gece nöbetçi olan cezaneler şun - lardır: İstanbul cihetindekiler: Şehsadebaşında: (İ. Hakkı), nünde: (Hikmeti, Aksarayda: (Pertev), Alemdarda: (şref Neret), o Beyazdda (Haydar), Fatihte: (Emüyadi), Bakırkö- yünde: (İstanbul), Eyübde: (Arif Be - şir) Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl enddesinde: (Galatasaray, Ga“ rıh), Cüsmhuriyot caddesinde: (Kürkel - n), Firuzağada: (o (Ertuğrul), Şişlide! z (Kemal), Beşiktaşta; Eminğ - yu , Kadıköy ve Adalardakiler; Kadıköyünde: (Kadıköy), Üsküdarda: ea), Sarıyorda: (Asaf), Adalarda: (Halk). İstanbul İkinci İflâs Memurluğun dan: Müflia Biyanki Alfredo masasına ge, Nikeli Polihroninin istediği iv İlen alacaklı 141 lira 6i kuruş senede müstenid oldi ğumdan 6 pa sıraya kayd ve kabul! ve gra defterinin düzeltilmesine İdsresince karar verildiği ilân olunur. (19352) K iŞLERİ Tütün ikramiyeleri Beyoğlu Askerlik Şubesinden: Şubemizde kayıdlı #kramiyey aşağıdaki günlerde ve yalnız öğle - tahsis edilmiş olan günlerde şu - Şehid yetimleri ( Malül erat (1-2 Maji söbay OC — Behid yetimleri ( 20— 50) Mali era o (2— Maldl sübay (26— 50) Şehid yetimleri ( 51— 75) Mall erst (81— 79) Meal söpay O (5i— 6) Şehid yetimleri ( 16—100) Behid yetimleri (101120) Şehlâ yetimleri (126280) Şehid yetimleri (151—190) k olanlar çağırılıyor okullardan mezun okurların son yoklamaları ik meclisinde 1-15 Ağustos 989 öz yapıla- Bu 15 günlük müddet içinde kanuni bir mazerete dayanmaksızın bu meclise müracaat etmiyenler hakkmda kanuni muamele yapılacaktır. Şubemizde kay! vel yabaye gelmeleri. yâ olan bu gibi okurların vesikalarını almak üzere 1 Ağustostan ov - Oturmak ince bir hesabla tanzim (edilmişti. Onları bir Bu paravana- Selim vererek kızlar | hissettiğimiz hayret ve Dölodof'un erdi. Hediyelerin, — Sultan hazretlerine lâyik şeyler|" üne İflâs | çekarak (bütün şehri kuşbakışı olarak 1— 95) numaraya kadar HARA KULE 16 ncı asırda İstanbula gelen Bohemyalı Baron Wratislaw'ın hatıraları: 14 Türkçeye çeviren: Süreyya Ditmen Osmanlı imparatorluğu memurları Ayın on yedinci günü burada mola vermiş bulunmaktan bilistifade Edirne şehrini gezdik. Edirnede görülmiye değer birçok hanlarla gayet muhteşem cami var-| dır. Bu camilerin her ikisi de dahilen daire şeklinde olup ak ve kızıl mer- İmer sütunlarm vücude getirdiği üçer dehliz ve bunların etrafında bir takım demir halkalar, halkaların altına asıl - mış 326 aded gayet güzel sırça kan » diller bulunmaktadır. Bu kandillerin biraz yukarısında gene İkinci halka ta- kımı olup bunlara da ipek kordelâlarla deve kuşu yumurtaları ve aynalı yü - varlaklar asılmıştır. Birinci dehlizin üstünde #kinci bir liz ve bu dehlizin etrafı gene kan - dilleri ihtiva eden demir balkalar ve bunların yukarısında ikinci halka ta- ımında deve kuşu yumurtaları ve ay-| nalı yuvarlaklar bulunuyor. İkinci dehlizin üstünde ve kubbeye yakın 0- Jan yerde bir üçüncü dehliz ve bunu da dairen medar birçok kandiller süsle - miş bulun: tadır. Hepsinin fevkinde ve tam ortada yaldızlı büyük bir yu - mevcuddur. Bütün bu dehlizler n mermer sütunlarla tez- En aşağıda hünkâr için bu prens de Moldavyada bırakılmak şartile müslümanlığı kabul ederek ba- şının bedeninden ayrılması tehlikesini bertaraf etmişti. Padişaha bu prens hak kında ihbaratta bulunan öbür prense gelince: O da bu hâdis duyunca pil» Jyı pırtıyı toplıyarak frengistana kaç - mıştır. Bizim buraya geldiğimiz zaman kasabanın bütün konaklanacak yerleri ve hattâ yakındaki bütün köyler bu mürted prensin birkaç bini aşan ve Türklerden #baret olan (Kap: halkı) tarafından işgal olunmuş bulunuyordu. Bundan dolayıdır ki yolumuza devam etmek ıztırarında kaldık ve geceyi Bul- gagium namındaki Rum köyünde ge - çirdik. Ertesi günü Burgaz kasabasından geçtik. Bu k üzerinde olup yanıbaş adım tulünde taş bir köprü: t r Edimeden ayrıldığımızd lere va bol ve lâtif çiçekler, yorduk ve bu mü - şahede bizim hiç de az olmıyan hâyre- imizi mucib oluyordu. Çi içinde lunduğumuz ay (Sonteşrin) ayı idi, Bu yerlerde tatlı kokulu çiçekler pek mebzuldür. Fülya ve sümbüller 9 ka- dar çoktur ki bunlar kın olmıyan bir adamın r. Türk lâleler beri ner&- rına göre kandiller, gece Camiin i et unurmuş. güzel 3 pek merak» para sarfı hususunda m la bera bazı nadir a y bir İmak merdivenle ç İcud olup vakit valât buraya en bü hocalar çıkarak (ibadete gelenlere kur'anı okur ve tefsir ederlermiş. Bu Yenicami, (1) ikinci Sultan Se - İlim, Venediklilerin elinden Kıbrıs kral- lığını zapt ve teshir ettiği esmalarda bu| ârene bir üslüb- da bina ve inşa ettirmiştir. Camiin mas- raflarını Ka rk üzere de yıkılan rallığının servet kaynakların -| k bir gelir bırakmıştır ki bu, ç * hatimiz sıralarında çi- sk Herr Von Za çekler ve het Kregvitz cenabi olan bizl rdı. Çün! mur yeniçeriler olsun, başkaları bulun- sun bizlere çiçek sunduk vakit, ken- İdilerine birkaç akçe vermek (suretile bunları kabul etmek mecburiyetini hisseder ve bu suretle onların bu he- diyelerinden memnun kalmakta oldu- ğumuzu gösterirdik. olm yu nda olmak üzere, üçer (şerefe) bulunmaktadır. Bu ga- İerilerden muayyen VW ıtlarda halkı badete çağırırlar. Türklerin Ramazan Bayram dedikleri ay içinde de her haricinde. kandiller (Arkası var) ,İve ıİgece bu galeriler yakılmaktadır. İşte biz. bu yüksek kulelerden birine Kaput Bezi ve iplik Malatya Bez ve iplik Fabrikaları T.A. Şirketinden: Yeni tesisalla faaliyete geçen Adana fabrikamızın Silindirli 75 ve 90 santim B. (Tip 2 çitçi) kaput bezi, 4, 6,8, 10, 12, 14, 16, 18 numara vater ip- likleri imalatı piyasaya arzedik mi temaşa eyledik. Bu şehirde padişaha aid bir de saray mevcud ise de bunu gez - İmek müsaadesini istihsal edemedik. | Sonteşrinin 18 inci günü Edirneden| İpsalaya geldik. Burası küçük bir ka-| saba olmakla beraber güzel bir camii, bir hastanesi vardır ki bunların idaresi için de Mehmed paşa tarafından yük » şek geliri olan vakıflar terkedilmiştir. Buraya uğrıyan yabancılara Öç gün| için bu hastaneden bir kâse pirinç çor- bası, pilâv, bir tabak koyun eti veril mek şarttır. Ayın 19 uncu günü Eakibaba (Bafba- eski) kasabasından geçtik. Burada Ali paşa tarafından Yina ettirilmiş güzel bir cami ile bir han vardır. Bu kasabada Moldavya lk bir (bey) maiyetile #kamet ediyordu. Bu adam, vektile Moldavya oprenslerinden iken Moldavyalılar: metbuları bulunan pa- dişeh aleyhine isyan ve ihtilâle teşvik ve tahrike hazırlanıyor diye başka prenslerden birinin Osmanlı padişahı- na yaptığı ihbar üzerine hünkâr, ken- disini çağırmış ve bu çağırışın kendi- sinin başile alâkadar olduğunu anlıyan iştir. Sipariş için Adana fabrikamıza veya Ankara Atatürk bulvarı And apartıman No. 4 daireye müracaat edilmesi. is | Çeşid Ank Telgraf adresi: | gesi Apar (0) Mimar Koca Binanın eseri dehin olan) / san'at Abidesi,