“© yacaktı. İri yarı Kioterin elbiseleri za . birer, birer ve uzun zun Sayfa Temmuz 21 “Son Posta, nn Hikâyesi KLODMİRIN ŞAPKAS Nimet Musfafa Klodmir benim çocukluk arkadaşım -| dı. Sonra mekteb arkadaşım oldu. Daha| MENHİM. Çeviren: celi bir şey olmazdı. Yaşlı kadınlar ör - gülerini ellerinden birakırlar, sevişen ni. sonra iş arkadaşım... Ayni mahallede ve| şanlılar her şeyi unuturlar, çocuklar o - ayni senede doğmuştuk. Hemen hemen bir arada büyüyorduk. Ben onların €v. lerine biraz seyrekçe giderdim. Fakat Klodmir bizim evimize çok sık gelirdi. Çünkü Kloğmir benim oyuncaklarımla oynamaktan çok hazzederdi. Kiodmir daha dört yaşında iken çok acayib giyinmiye başlamıştı. Buna sebeb kendinden iki yaş büyük ağabeysi Klo . terin eksilmiş elbiselerini giymesiydi. İki yaş büyüğü Kolterin elbiseleri onu çok ndeki ceket içine bir ak kadar geniş durur. du. Elleri ceketin kollar: içinde kaybo - Turdu. Kisa pantalonunun pağsları o ka. dar uzundu ki gören dikiş bilmiyenin diktiği uzun pantalon sanırdı, Kibdmir ömrü oldukça Kleterin el bisesini Ve seneden seneye daha acâyibleşti. Çühkü Kloter gürbüz bir çocuktu. Klodmir ise sıska, cılız bir şey, di. Ve bir türlü toparlanamıyordu. Mek. tebde iken adını kıyafet düşkünü koy . muşlardı. Mektebi bitirinciye kadir bu isim unutulmadı. Çünkü kıyafet düşkün. Jüğünden kurtulamamıştı. Mektebi bir. likte bitirmiştik, ve ikimiz de maliye ne. zareline metnur olmuştuk. Nezarete me,| mur olduğu halde gene Kleterin elbise. lerinden kurtulamadı. Çünkü Kloter o sene zatürreeye tutulmuş ölmüştü, Biraz «cimri olan Klodmir onun elbiseleri eski. yinciye kadar ken elbise yaptırmı . yıf, ufak, telek m memu. ru Klodmiri nezaretin en gülünç şahsi. yeti yapmıştı. Diz kapaklarına inen ceketi, yerleri süpüren pantalonile bir hokka bazdan farksızdı. Hel sekliği iki şap. ka Yikaekliğindeki silindir şapkası bu hokkabaz kıyafetini daha gülünç bir şek. le sokuyordu. Nezarete girerken evvelâ kapıcılar gülmiye başlarlar. Koridorda rastladığı memular, eshabı mesalih gü - lerler. ve büro arkadaşları onu güler yüzle karşılarlardı. Bazı akşamlar Lüksemburgda biraz dolaşmak hevesine kapılardı. İşte o za. »İni sevdiği man onun peşisira yürümek kadar eğlen. — Aman amca Mükerremi kadınlar paylaşamıyor. — Ya!.. Eh memnün oldum... Gel o - tur şuraya: — Boş mu burası?.. — Boş değil... Şişman bir hanime - fendi oturuyordu. Şimdi büfeye gitti... Vücudüne bakılacak olursa — büfeden kolay, kolay döneceğe benzemiyor. ği Bu #kşam, Adada bir hayır cemiyeti namına verilmekte olan Balo tertib heyeti çok etraflı düşün- müş ve bü neyi eğlencelerde çoktanbe-| amca.. uydurma bir mumaralar| Tİ yapılması ihmal edilen koymüştu. Son, senelerde İstanbulda mutad ol- duğu üzere sahnede tanılmış ve sevil -| zum. miş artistlere numara yapftırmıyordu. Hayır; bilâkis İstanbulda bulunan en kibar ve bu semtin sosyetesinin kadın- Jar, içinde hakikaten istidadlı olanlara| sun kamelya... şarkı okutuyor, en güzel genç kızlara © ve genç kadmlara canlı tablolar yap -|delâ beline ne ya - tırıyordu. Esasen ufak bir ücret mukabilinde sin. seyredilen san'atkârları burada gör - bu balo pek|bu akşam pek hari- » harikulâde idi. Senenin en gık, en gü -İkulâdesin... Ne gü © zel balosu idi. Bu skşâm 'bütüri İstanbul burada idi. | var... yunlarından vazgeçerler, yaşlı, genç, u- fak, büyük herkes onun seyrine dalar - Jardı. O, elbisesi, hele başındaki soba boru. suna benziyen acayib şapkasile bir ko - miklik nümünesi halinde yürürdü. Bazı yaramazlar, çatal değneğe lâstik taka - rak yaptıkları sapanlarla şapkasına ufak taşlar bile atarlardı. Zavallı OKlodmir bütün bunlara katlanır. Hattâ bütün bunların farkina varmamış gibi davra . nırdı. Çünkü o böyle şeylere kendini bi lelidenberi alışfktı. * Zayıf, nahif Klodmir vır gün şapka sız sokağa çıkmıştı. Çünkü şapkanın te . mizlenmeğe ihtiyacı vardı. Bir çapkacı. ya bırakmıştı. Şapkasız olarak Panteon meydanmı geçerken başı Üşümüştü, nez. le oldu. nezlesi geçmedi, gribe döndü ve on beş günün içinde öldü, giti. Öldüğünden bir hafta s idi. Klod. mirin en yekin akrabası olan teyzesini taziyeye gitmiştim. Kapıyı fevkalâde de, nilecek derecede güze! bir genç kız aç - miştı. O kadar güzeldi ki bir an ne söy. dimi şaşırmıştım. Kendimi toparla. ra onun güzei gözlerinden göz. lerimi ayırmadan Klodmirin arkadaşı ol. ye geldiğimi odaya da halası göründü. Bu kadın kendi halinde, dedikleri kadınlar. iriydi. Ne eteği düşüktü, ne de süs. timden çok memnun olmuş, mirin her zaman benden bah . rkadaşları arasınds en çok be. i uzun uzadıya anlattı. Tekrar gelmek vâdile müsaade istediğim zaman: — Bir dakika durun, Klodmirin bir ka. tırası da siz de Kalsın! Dedi. Acaba bana ne verecekti, Kiod mire ağabeysinden kalan saatı mi, yoksa stiloyu mu? Kızına döndü. Ben de döndüm. Çünkü kız çok güzeldi. İnsan ne kadar baksa gene bakmak istiyordu. — Kızım, dedi, Kiodmirin şapkasını getir, mösyöye vereceğim. — Ooh. Emine zel bir (tuvaletin —Ne diyorsun şey., Kendim “dik - — Bu medir'ku- — Beyaz tül gren. — Ya çiçekler... — Görmüyor mu- —Bu siyah kor- raşmış, harikulâde - — Çok seviniyo - “mektense, bir daha böyle bir fırfatta,İrum amca... Çünkü kadınları ve genç kızları sahnede gör - #nek sonrada onların muvaffak olup hepsinden güzel oldun. olmadığı hakkında bütün mevsimde - dikodu yapmağı tercih edenler bulunan bu balosunda sanki en güzel zarif kadınlar mek müsabakasına Hayri bey şim kışlarla Emineyi si müdekkik ba - yordu: al İşte bu hesabda yoktu. Klodmirin hok. kabazlikta halefi olmak için bu şapkayı giymem kâli idi. Tekrar bana döndü, Mecburen ben de gözlerimi güzel kızdan ayırdım. — Bu şapka Kloterindi, pek az giy - mişti, Ondan sonra âş Klodmir giyerdi. Hattâ hasta olduğu günün sabahı bu şap- kayı temizletmiye vermişti. Şimdi yep- yeni gibidir. Size de yakışacaktır sam - Tim; Bana da mi yakışacaktı. Yakışacağı. beni di e maskara etmekten başka bir şey olmiyazaktı. Fakat yaşlı kadını kıramazdım. Kızı da şapkayı getirmişti, 'Tek 'kadını kırmamak için orada, onun karşısında başıma geçirdim. wİmirin başi da çök büyükmüş, şapka burnuma kadar geçmişti. Ana kız kendilerini gülmekten almadılar. Ben şapkayı kaldırıp yere atmamak için ken. dimi zor tuttum, Klodmirin halası: | — Şimdi onun da çaresi bulunur, da - idi, Şapkayı kızına uzatarak: — Bunun astarının içine biraz pamuk. İlu dikersin.. ülttü, Ve ben aklım kızda kel. | maş bir halde oradan çıktım. Hattâ 3 ka. i, kendi şapka.| p Klodmirin şap - » döndüm. Ve şap - olduysa bile farkına va. da unutmam, ertesi » vesile olmuştu. Sv.! kullandığım şap-| İ İgün tekrar git de kâğıd sepeti V kanın tekrar ve küçültme. den giymem İmkânı olmadığını bahane ederek dürt gün sonra bir kere daha git. tim. Ve bir kera dahu gittim, fakat bu se. fer gidişim, doğrudan doğruya Kloâ - mirin halasının kızını istemek içindi. Çabuk anlaştık, çabuk evlendik. Klod. mirin şapkasını gelince o şapkayı giy - miyorum amma gardrobumda saklıyo » rum. Gördüğüm, tanıdığım genç kızla. rın en güzelile evlenebilmem imkânını 0. nun yüzünden elde etmiştim. en PASTA, VEN PPVRİNA EN — böyle bir vaziyette görülmiyecek kibar|ben ortalarda dolaşmağı utanıyordum. |cüzel amma sen onu böyle güzel yap - ” — Sersem... Buradaki kadınların mak için ne kadar üzülmüşsündür. — Ben güzel şey yapmak için çaba -İrerek... Bu elbise şüphesiz ki pahak bir elbi-|lamaktan üzülmem amcacığım. pek (se değildi... Fakat Emineye o kadar ya- — Ben sana bir elbise hediye etme - Sivas iskân müdürlüğünden Eksiltmeye Konulan iş: 1 — Hafik kaza merkezinde yapılacak 100 göçmen evlerinin (keresteleri ha. riç) bilâmum malzeme müteahhide ald olmak üzere kâpalı zari üsulile yapı. lacaktır. 2 — Keşif bedeli 35784 liradır. 3 — Bu işe aid şariname gunlardır. A — Fenni şartname, B — İdari şartname. 4 — 1/Ağustos/1939 Salı günü saat 15 de iskân müdürlüğü dairesindeki ko. misyonda yapılacaktır. . 5 — Teminatı muvakkate miktarı 2683 lira 80 kuruştur. Teminatı muvakkate nakden veya tahvil olarak kimisyonca alımamıyacağımdan bunun daha evvel maliye veznesine yatırılmış olması ve makbuzunun zarfa konması. 6 — İstekliler fenni ve idari şartnamelerle plâm tatil günleri hariç her gün Ankarada İskân Umum: Müdürlüğünde İstanbul, Sivas, Samsun, Kayseri İskân Müdürlüklerinde görebilirler. 7 — 'Teklif mektublarını 4 üncü maddede yazılı saatten bir saat evveline ka. lar me mukabilinde komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postada ve muayyen saatten sonra gecikmeler kabul edilmez. Kanunun tarifi dalresinde hazırlanmamış ve mübürlenmemiş olan zarflar kübul edilmez. (5286) ASEPTA TABLETİ Yemek salonlarına, yatak ve ban lay remake Mz? kantalara, eşya depolarına asmakla NİZ SİNEK, SİVRİ SİNEK, GÜVELER ve DİĞER HAŞERATI UZAKLAŞTIRMAK KABİL OLUR. Temas suretile mücadele ve imhası lâzım gelen GÜVELERİN SÜRFELERİ, KARINCALARI ve HAMAM BÜCEKLERİNİN İMHASI İLİN ve kürkiere, elbiselere, çamaşırlara, halılara, dolab çekmelerine ve sandıklara KUTU içinde satılan KRİSTALİZE ASEPTA'yı Kullanınız Afyonkarahisar Belediyesinden 63,300 lira bedeli keşitli belediye elekirik tesisatı için iki adet buhar kazanı, iki adet buhar mekinesi ve iki adet altornatörile birlikte telerrüs 7.7909 tarihi nden 22/8/939 tarihine kadar 45 gün müddetle ve kapalı zarf usulile münakaşa. ya konmuştur. İhalesi 22/8/939 Salı günü saat 14 de encümeni belediyece icra edilecektir. İğreti teminat 4440 liradır. Bu işe ald keşifname, şartname vesair evrakı 319 kuruş bedel mukabili #sti . yenlere “verilir. “Taliblerin 2490 sayılı kanunda,yazılı şartları hâiz olmaları ve teklif mektub. larını mezkür kanunun 32 ve bunu müteakib maddeleri çerçevesi dahilinde iha. le saatinden bir saat önce encümeni belediyeye vermeleri ve mukabili bir mak. buz almaları lâzımdır. İsteklilerin belli gün ve saatte belediyede hazır bulunmaları veya teklif mek. tublarını vaktinde vermeleri ilân olunur. — (5091) tutmuş olurdunuz... — Bunu yapmağa cesaret edemedim sana keder vermekten korktum. — Artık ben kederlenmem Hayrı amca! , — Ne zamandanberi kederlenmiyor sun? — Mükerremle ilk defa konuştuğu - muzdan beri kederlenmiyorum. Badi. — Bana söylediğin şeyden dolayı pek > Kız üni memnunum... Fakat tabi senin için... Sayılyorumi Yoksa büyük bir saadeti elinden kaçı — Niçin?.. ran sersem Mükerreme çok acıyorum. — Çünkü © senin) m Hayri amca... Bizim Mükerrem - “üzel © düşünceleri, le evlenmemiz büyük bir saadet olmı- 'var.. Tam ciddi ve|yacaktı. Çünkü o hayatta istediği va makul bir Türk kızı. İçok kıymet verdiği bir çok küçük şey- sın vallahi... Züp -İlerden mahrum olduğu için daima azab pelikten, hoppalık -İçekecekti. tan, sahtelikten hâ-| — Ya sen! tetmiyorsun... — Ben de bu şeylere fazla ehemmi - — Beni o kadar|yet verip eksikliklerinden dolayı azab şımartma, içeken bir efendinin Karısı olmaktan do se Şımartmak için |İsyı muztarib olacaktim. söylemediğimi sen Genç kız biran sustu. Sonra: de biliyorsun. “Ma-f ©. yaya anca dedi; bilir miiin ben “e kazsın fine hayatta bir kere bile hususi bir otomo- Çe e bilim, bir inci gerdanlığım, bir şenşil- verdin. la mantom olsun istemedim. Bütün — Ne yaparak? bunların eksikliği beni rahatsız etme - — Mükerreme lâyık olduğu dersi ve- İdi. Beh âsker çocuğuyum.,. Babam da- ha yüzbaşı iken dünyaya (gelmişim... — Bunu nereden biliyorsunuz? Vaktimizi hep memleket içlerinde, het — Kendisi bana söyledi.. demek ar -İseyden mahrum geçirdik.» Mükerren raşmiş, bol eteker, (açık kollar. ka -İsini isterdim... Fakat bilmiyorum; he -|tık onunla evlenmeği düşünmüyorsun? İde öyle idi... Sonra paşa onu Avrupn « nin elbisesi gibi görünüyordu | — Bu elbise kaça çıktı? — Yirmi fira bile gitmedi. — Esvahbım Şok mü fena?.. — Hayır; herkesin esvabından daha) giyinmeleri #fân için yardım edecoğim|rada misafir etmek masrafından kur - — Yirmi lira mı? Vah biçare yav - geçen kadınları!rum. Niçin bana dâha evvel söyleme - seyreden 'din? in bu eğlencesi haki-|melyalar ve siyah tafta kemer onu oldiye ettiğim esvab bunun kadar güzel er ir neş'e içerisinde geçi -|kadar güzel yapmıştı ki balonun için -'olur muydu? yordu. Mevsimin çok muvaffak olmuş|de en iyi tuvaletlerden biri de Emine-İ Yanyana oturmuşlardı Hayri bey|şünüyorum. genç kızın ellerini okşayarak: — Canlı tablolar saat kaçta başlıya- cak diye sordu. — Tam gece yarısı başlıyacakmış. — Sen de çikacak mısın? düşünmüyorum. Ne istiyor, ne dedü - — Hayır... Biraz bile böyle bir çey)ya tahsile yolladı. Bundan sonra o ha « riciyeye girdi ve biliyorsun. Şimdi bir takım şeyler de düşünmeğe başladı... — Çok doğru. Belki de hakkı var... Mesleği icabı mü- — Samimi konuşuyora benzi temadiyen zengin ve kibar insanlar i - — Bamimiyim amca... Demek siz bu|çinde bulunuyor. Elmaslı, kürklü ka - — Doğru mu? mesele için Mükerremi telgrafla bura-|dınlar, güzel evler, hususi otomobiller — Çocuk musun amen.. ben kendimi) ya kadar devet ettiniz Eğer daha ev -| görüyor. Hiç bir şeyden mahrum olmak teşhir etmekten zevk almam... Onlara | vel bana bir şeyler sorsaydınız onu bu- |istemiyor. (Arkası var)