14 Sayf i tarihi romanımız 4 Yazan: Hasan Adnan Giz Kaleyi satmıya hazırlanan şeyh: “Senin suçun büyüktür ya lâin!,, diye bağırdı Bu kabilelere pek inan olmamakla be- raber Beni Günaneliler çok cesur ta - nınmış bir oymaktı. Yoksa bu kabile efrad: arasında düşmanla sözleşen bir- kaç hain mi vardı? İp merdiven neden hâlâ yukarı çekilmemişti? Demek bir beklenen daha vardı. Genç nöbetçi artık ne olursa olsun sununa kadar durmak ve bu meseleyi kökünden halletmek istiyordu. Bir müddet sonra ayni meçhul adam üçüncü olarak göründü. Bu sefer elinde iki büyük torba getiriyordu. Ge- ne ayni ihti hareket (ederek ip karı çıktı. Artık nö - durmadı. O da kaleye tır - mandı. İşte şimdi Dimyat (surlarına girmişti. On metre ötede büyük bur - Gun altındaki odadan hafif bir ışık ge- Ni u. Yavaş yavaş oraya doğru yü- kapının çatlaklarından sızıyor » du. Kapımın bir yanına yığılmış çuval- Jarın arasına gizlenerek gözünü çatlak- lardan birine yaklaştırdı. İçeride o meçhul adam ayakta duru- yordu. Yalnızdı. Solgun yüzlü ve kır - mızı sakallı bir ihtiyardı bu! Bu sıra - da odanm diğer taraftaki kapısı açıldı. İçeriye boylu, şişman siyah kıvır- cık sakallı biri girdi. Nöbetçi Beni Günsne kabilesinin şey hini tanımakta güçlük | çekmemişti. Meçhu! adam derhal şeyhin ayaklarına kapandı ve ibraniceye çalan bir şive söze başla: * wn kardeşine muka- bildirdim. Bilseniz aziz inizi kabul ettirmek için ne « Ne kadar dil döktüm. x çattı: le yâ Şem'un! İstediğimiz olduğu anlaşılan meçhul adam tekrar "hi etekledi: — Müsaade buyurun ya şeyh! Sözü- ime devam edeyim, uzun bir münaka - şadan sonr gene mühim bir muvaffa- de ettim. Eline geçecek cepha - yarısının size verilmesi hakkın - daki mukabil teklifinizi Nasranilere ka bul ettirdim. Para bahsine gelince: Şem'un burada bir lâhza susarak şey hi dikkatle süzdü: — Evet para bahsine gelince yâ aziz! şeyh! Onda da mühim bir müvaffaki - yet kazandım. Sizi Türklerin boyun - duruğundan kurtaracak ve onlara © taş olmadan göçindirecek mühim bir| meblâğ temin ettim. — Çabuk söyle yâ Şem'un! Kaç âi - nar? — İki yüz bini peşin ve iki yüz bini iminden sonra verilmek şar t yüz bin dinar! Şeyh korkunç bir kahkaha attı: — Dört bin dinar ha! Sen Bent Ünane kabilesinin şeyhini bir Sudan oğrusu mu sandım behey mel'un? Dört yüz bin dinara bir kale (satılmaz ya habis! — Fakat elde edilecek silâh ve cep - hanenin yarısı sizin olacak. — O silâh ve cephane değil midir ya mel'un? — Fakat hiddet (o buyurmayınız! Bu yoksul bu zavallı kulunuz (ancak bir elçidir ve bu rlıkta bir simsar va - görmektedir. Dileğim her iki da memnun etmektir. İnsaf edin benim bu pazarlıkta ne suçum var? Şeyh &öpüri ü. Yumruğunu ha - vada salladı: — Senin suçun (büyüktür ya lâin! . Sen bizi aldattın, geldin Nasraniler siz- den kfieyi istiyor her istediğiniz veri- lecektir,"dedin. Parlak vâtdlerle bizim gözümüzü kamaştırdın. Ben önce bu tehlikeli pazarlığa girişmek istamiyor- zahen bizim dum fakat senin o parlak sözlerine kan- dım. Nihayet yarısı kalenin teslimin - dan sonra verilmek şartile sekiz yüz - bin dinara anlaştık. Şimdi sen sözün - den dönerek Nasranller ancak dört yüz bin dinar veriyor diye karşıma çık-| duyuldu: tın. Ben sani bilirim. Muhakkak o pa - radan kendine de bir pay çıkardın. İn- kâr etme ya mel'un! Senin suçun bü - yüktür. Ve şimdi cezanı çekeceksin! Hiddetle kapıya bir yumruk vurdu. Kapı açıldı. Odaya üç iri ve korkunç zenci köle girdi. — Biri aldatmaya cesaret eden şu habisi tutun ve kale burcundan fırla - tın! Şem'un titremeye başlamıştı. Şey - | hin aydklarına kapandı: — Hayatımı bağışla ya şeyh! Kıyma bana yazıktır ya şeyh. Köleler ihtiyar yahudiyi daha fazla söyletmeden sürükliyerek dışarı çıkar- dılar. Kölenin biri ihtiyar casusu bir çocuk gibi kollarından tutup o buretan aşağı salladı. İşin ciddileştiğini gören Şem'un korkunç bir çığlık kopardı. — Altı yüz bin dinar ya şeyh. Şeyh odadan haykırdı: — Sekiz yüz bin dinsir ya habis Şem'un tekrar inledi: — Merhamet ya şeyh! Günün Bulmacası 28456718910 Boldan sağa ve Yukarıdan aşağı: 1 — Sarih olarak. 8 — Allar bulunsa ata binmek istiyenler de orada olsalar, biri diğerlerini nas) teşvik eder; $ — Yuğuz pişmiş yumurta, 4 — Bir nevi palto-mazii şuhudi mütred Oçüneü şahıs iâhiiras. 5 — Firs - Sicim haline getirilmiş demir, 6 — Valide-birbiri arkasına gelmek. "1 — Cildi-yaprak. 8 — Yod-izah. 9 — Sonunda bir «K» olsa iyi-eksilen bir. şeyl'sonradan tamamlamak, 10 — Kemiklerin içinde bulunan. Geçen bulmacanın halledilmişv sekli; 1 4 — E-Li-âlim. 8 — Keeteklik, 8 — Ek-V-EB.. 1 — Al-evet-D3, 8 — Matem-Pâk. 9 — vadeli-ant, 10 — Bs-kan-ya, Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- der; İstanbul eihetindekiler: Şehzadebaşında: (Asaf), Eminönünde; (Bensason), Aksarayda: (Ziya Nuri), A- lemdarda: (Esad), Bayamdda: (Asador), Fatihte: (Vitali, Bakırköyünde: (Mer- ker), Eyüibte. (Eyübevitan), Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: * (Kanruk), Yük- sekkaldırımda: (Vingopulo), Taksimde : (Taksim), Yenişehirde: (Parunakyan), Şişlide: (Halk), Gelatada: (İsmet), Fin- dıkhda: (Mustafa Mali), Beşiklaşta : Oali Hatldi, Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Kadıköyünde: (Yeni Moda, erken), Üsküdazda: (Selimiye), Barıyerde: (Nu- ri), Adalarda: (Halk), tık! nar kahul. Takın şu mel'unu. gibi taşların üstüne bıraktı. İzil sakalından topuğuna kadar bütün tuyorau. Şeyh casusu kuşku ile süzdü: rum. Gene bizi aldatmağa kalkma! E - edeceğim. hattâ kırk dinarlık bir ağırlık bile gör- müyorum. —ssemsaanansansa ane samaassnanasnsanassemsan0nsanananaan Şeyh köleye döndü: — Fırlat şu mel'unu vakit geçti ar - İhtiyarı kaleden (sallayan kölenin gevşedi. Müthiş (bir feryad — Dahilek ya şeyh sekiz yüz bin di- — Fakat yarısını şimdi isterim. — Dört in dinar hazir ya şeyh. Şeyh emretti: — Artık yola geldi. Bı Köle, ihtiyar casusu gene bir çocuk | Şem'un hakikaten pek bitkindi. Kı - i titriyor; düşmemek için ken - ime sallayan kölenin kolunu tu- — Sana on dakika mühlet overiyo - inde bize dört yüz bin Şem'un titredi: — Para yanımdadır. Şimdi . takdim — Fakat üzerinde değil dört yüz bin (Arkam var) Bir doktorun günlük ; notlarından Dolama Dolama ekseriya el parmaklarında o- Yur. Dolamaların sebebi hemen dalma tır- naklar ve tırnakların diplerinden vukun gelen ontanlardır. Tırnakların diplerinde bulunan ve şeytan tırnağı denilen ince beşere sıyrınlıları muntazam bir surettş kesilmezse veyahud tanzim edilmezse ve el ie veya en fenası diş ile koparılır. açılan fethadan mikropların şiddetle hü- cüm ederek dolamaları hüsüle getirdiği muhakkaktır. Bundan msada manikfür- Hakemlerimiz Ingiliz Midilseks- Fet maçını nasıl idare etmelidir? Pazar günü Fenerbahçenin yıldönü-) giliz Middlesex Wanderers - Fener ma İ çını idare etmenin mühim bir mesele" olacağını düşünerek tanınmış hakem - lerimizden bu maçın nasıl idare edil 1 mesi lâzım geldiğini sorduk. Muhitte büyük bir alâka uyand” cak olan bu mesele hakkında! marı zin söylediklerini aynen neş-| © Nuri Bosut düşüncelerini şöyle hülâsa ediyor: «— Bu maçta hakem, Türk futbolü- nü ve kendini İngilizlere karşı küçük düşürmemelidir. Amatör İngiliz takı - mı herhalde burada. gördüğümüz gibi topu bırakıp karşısındaki (ooyuncuyu gözetlemiyecektir. Şu halde İngiliz ta- kımından bir sertlik veya tehlike bek- âzımdır. Buna mukabil bizim ızın misafir takıma zarar olmadan işi evvelden sezip o önlemesi t fütbolünde fena bir nam br rakmamak bakımından da faydalı olur kanaatındeyim. İngiliz futbolü bizim - kine nazaran daha süratli oynanır, bu- nu düşünen takımımız da karşılarına hazırlıklı olarak (o çıkacaklarından bu sürate dayanabildikleri kadar muka -| bele edeceklerdir. Bu süratte hdkemin kendine düşen büyük hissesi olacak - tır.» © Ahmed Âdem ne düşünüyor: «*— Bir hakem gözile ecnebi, yerli, milli küme, B. takımları maçı diye a rı ayrı bir hakemlik tarzı kabul edile - | mez. O tarz'birdir ve beynelmilel fut - | bol kaidelerinin tamamii tatbikidir. Bu k&ideler, ne maçi olursa olsun yerinde we zamanında tamamen tatbik edildiği vakit o maç iyi idare edilmiş demek - tir. Mevzuubahs İngiliz takımının bu- rada yapacağı maçlarda bu beynelmi - lel kaidelerin tatbikine daha çok titiz- | likle riğyet edilmelidir. Zira kabul et- mek lâzımdır ki; İngiliz oyuncuları, futbolün icad edildiği, en iyi, en temiz ler de sık sık mikrob kapımıya sebeb ol - maktadır. Tırnak köklerinin fazla açı» ması ve oralarla fazla uğraşılması babı dühnilerin açılmasını sebebiyet ver - mektedir. Kaç defa vakitsiz yapılan ve temiz yapılmıyan manikürlerden mülte- hassıl parmak iltihahları gördük ve gör- mekteyiz. Dolama pek ehemmiyetsiz bir şey değildir. Bazan yılancık ile (hülâ$ e— der, bazan bütün tırnağı düşürecek ka- dar ilhab yaydı. Adetâ ameliyat yapı - lr. Tırnak çikar:lir yeni gelen tirnak da ekseriyetle pek muntazam gelmez biçim - siz bir manzara arseder. Türlü türlü aksi- Uklere, ıztırablara bala olur. Kilerinisi tr naklarnızı dalma çok temiz tutunuz, Sik sik yıkayımız. Alkol ile veyahud kolonya ile datma bilhassa tırnak teraflarını te- mizleyiniz. Cevab istiyen okuyucularımın posta Yülu yolamalarını rica ederim. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. İhitten geliyorlar. 3 pasda hasım kale - İsine inerek gol yapmak, yani sürat on - ve en sportmence oynandığı bir mü - k topu 0- vaz'edilmiş ların mümeyyiz vasfıdır. yunu onların olduğu gibi, kaideler de onlarındır. Gene kabul etmek lâzımdır ki; bu 0- yuncular dünyanın en iyi hakemleri - nin hakemliği altında oynamışlar veya oyanayan çok kıymetli el nları gör- müşlerdir. Bu sebeble (iyi bir hakem vasfını da kazanmışlardır diye kabul edebiliriz. Bütün bunlar içindir ki kendi sürat- lerine uyun ve kendi hakemleri gibi ha- kem görmek isterler. Yugoslavya, — İtalya ve Romanyada| n sonra durdukları | r : Futbolün oynanış ta dare ediliş tarzıdır. Bir İngiliz; rughi oynar gibi hasmı - nm beline sarılan veya kolundan çe - ERTUĞRUL SADİ TEK Şehzadebaşı TURAN tyatrosunda Bu pece ARİF 8 perde Okuyana Aysel har yar 5 paradi 10 İocalar 100 İSTANBUL HALK TİYATROSU Konan Güler ve urkadaşları B Hatiran Perşembe günü akşam © Narlikepı Şafak Tiyatromunda DENGİ DENGİNE voğvi 8 perde prelenir Mişel tevüsü ve Me €ar varyotesi telepeti tecrübeleri ken; veyahud da hendbol oynar gibi her sıkış vakit topu elle tutan, has- ima öldüresiye tekme atan oyuncu - nun hareketlerini centilmenlik çevresi dahilinde göremez. İstanbulda idare ettiğim maçlardan birinde, milli takımda çok defa yer ai-| mış bir müdafaa oyuncusu (oher zora geldikçe topu elle tutmaya başlamıştı. | Kendisine, futbolün hendbol olmadığı- nı, elle tutmakta ısrar ettiği takdirde sahadan çıkaracağını söylemiştim. O, bu hareketinden o maç için vazgeçti amma, «elle top oynuyor diye adam çı- kartılır mı?» şeklinde (kafasında yer etmiş olan kanaatlerinden (bir türlü vdzgeçemedi. Zira ona bu şekilde ih - tar eden ikinel bir kimse bulunmadı. Muhakkak olan bir şey varsa, oda İngiliz takımının pek tabif olarak İngi- centilmenliğini ve futbolürü ide temsil etmek istiyeceğidir. Ta - hakem değil, ancak hâkim leri: tığı İtalya, Yugoslavya “© maçlarını idare etmiş olan hakemlerden çok şikâyet et dilerine has olan centii lerin bitaraf olup olmadığı £€$ susta bizim takımların oyun tarzının da büy Bu maçlarda futbolcülarım” derecede dikkatli dayranmfi* kiyetle çıkma çok şavant arzudur.» larını Olimpiyadda görür ay nellerin hayallerimde yaf larının ufak eri ; gösteren bu sarışın ve raki bir İnişi Birinci sınıf hakemlerimizden Nuri Bosutun, A” Âdemin, Tarık Özerenginin, Şazi T Adnan Akının düşünceleri mü münasebetile karşılaşacak olan İn * 7 » irinci sınıf hakemilerimizden 1” Tezcan ve Nuri oynayacakları z kolay olur ve bu işe kendi Boru İkınlar pek tabii olarak BÜ çin hakemin <- zamanlarda gördüğümüz OYU yar ; «— Memleketimize ilk deni takımı olarak gelmekte © Tarık Özerenginin tör Middlesex takımının ile yapacağı müsabaka her çet büyük bir ehemmiyet ve h5 zetmektedir. Kanaatimce * ları futbolümüz kader MU idare edecek hakemlerimiz içi" imtihan teşkil edecektir. # ve) e” pa * A ttiler” s i lmenlikle İngilizler milli takımlarını” dedikoduya dökmiyerek teknik bakımdan tenkidini Onlara ngzaran bu maçla bakemler oyun kaidelerine rinyet etmemişler, ofsaj taj kaidelerinde hatalara bilhassa kasdi favulleri niz8 dan ayıramıyarak İngiliz hü çoğunu favulle kesmişlerdir» Şehrimizde yapılacak maçisi balık bir kafile helinde gele” mek mecburi Fikrimi sorduğ kem arkadaşlarımız İngiliz Te tsibol kaldelerini azami HEZİEİİ bik etmelidirler. İngilizler ta zun müddet topla oynayan. leten kaleciye vücudlerile larca fevül değildir. , z futbol oynarlar. Bu Bütün bunlar göz ö göze favul yetlerde oyunu mütemadi Tİ, avantaj kaidelerine risy€f ye kalk u bir hareket olma” oypa k rolü gi rurmamaİdri ea i tevkalya vi hareketlerile geçen bir OY”. tamadım diye beline sarılmak el takmak gibi ue İngilizlere kar$? EN iskikaten bir im z maçlarından Bt emlerimizin tutbolüm”” 7 , ? © Şazi Tezcanın fikirle yi «— İngilizlerin amatör ; /, ta bir. zarfn uzun boylu, sevimli birinci maçta Japo ci maçla mağ) i (Devamı 15 inci TE SMPS SI 2 amm