m ŞI AĞN, ÖĞ NİŞ DA İN a aa | ? Sayfa Hergün Parti nizamnamesindeki Değişiklikler Yazan: Muhittin Birgen w satırları yazdığım sırada Halk Partisi kurul müzake- relerine devam ediyor. Bu müzakerelerin hedefi, Partiyi daha demokratik bir ruh içinde çalışmayı temin edecek bir takım| yeni esaslarla techiz etmektir. Dünkü ve evvelki günkü maâkaleletimizde bu esas lardan bir dereceye kadar bahsettik. Bu mühim bahis üzerinde bugün de durarak bazı noktaları tafsil etmek isteriz. * Geçen gün de söylediğim gibi, Parti ni- Bişiktikler n mü bimlerinden biri tle Pari are sındaki münasebetlere dai” olanıdır. Bu değişikliğin manasını kısaca ifade etmek lâzım gelirse diyebiliriz ki bu, o müna: | sebetlere tam demokratik ve gayet ma- kul bir nizam vermekten ibarettir. Bunun neden böyle olduğunu ai amak için, içli” maiyat ilminin demokrasi esrleleri hak- kınds vardığı müsbet bir takım netice- lere vâkıf olmak icab eder. Herhangi içtimai mezhebin gözile oku- bursa okunsun, bu ilim bize demokrasi denilen şeyi, «içtimai ve siyas! otoritenin bir merkezde ve bir şahısta toplanmıya- rak halk kütleleri arasında münteşir bir halde bulunması» ile izah eder. Bu ote- rite, 4k bir merkezde toplandığı nisbette demokrasiden uzaklaşır ve bu merkez bir ferd veya ferdler zümresi olduğu nisbette de, mutlakiyet, monarşi ve oligarşi gibi cemiyetin otoritesini, içtimai ve ferdi hür. riyetleri daraltan bir cereyan takib eder. Buna içtimsiyat ilmi «siyasi otoritenin ferdileşmesiz der. Bunun için, demokra- el, otoritenin ne tek bir merkezde toplan-| masına, ne de, bilhassa, bu merkezin bir| şahıs veya şahıslar zümresi olmasma mu- haliftir. Fakat, buna mukabil, demokrasinin en mütevazı milli ferdlere kadar dağıtmak gayesini güttüğü içtimat ve siyasi otori tenin bu dağılış şekli, bir anarşi bünye- sini haiz olacak değildir. Bunun adı, o za“ man, demokrasi değil, bir perişanlık ve anarşi olür ki biz, Abdülhamidi tahttan indirdiğimiz zaman bunu pe el tanı» dık. Nitekim, demoki 1 ettiği oli- garşi vasılasile memlekete yaymuk dava-| ni gütmüş olan İttihad ve Terakki, 918) de düştüğü zaman da memleket gene pe- rişanlık içinde kaldı, Şu halde, tem ve doğru nizamı ne merke shranının tepesi emir veya nehy de, bu iktidarın, demokrat ol zümresinde. top! zamlarında yapı kü l demokrasi | cemiyet doğru | ü ile kur hattâ şahsan fevkalâde dde f tem - bir fı Demokrasi, doğru tam leşe birleşe yükselen bi bdarların vücude getirdi t ni şebekesinden ibarettir. Her ilerlemiş ce miyet, bir merkzi otoriteye zukaçlır; bunsuz hayat mümkün değildir; derhal perişanlık veya anarşi gelir. * Bu izahattan sonra, yeni değişikliklere bakalım: Bir aralık hükümetle Parti teş- Kilâtı arasında bir takım yet teda- hülleri oluyor diye birleştirilmiş bulunan şalâhiyet makamları, şimdi hep ayrılıyor. Eskiden Dahiliye Vekili ayni zamanda inden tepesin Partinin de Umum! Kâtibi idi; ilk hamle- de bu ayrıldı. Şimdi bir adım daha ileri gidiyoruz: Partinin Değişmez Genel Baş. kan vekili de Başvekâlet de makamından arti ve hüki st teşkilâtlırı, birbirlerinden tamamen ayrılmışlardır. Ancak, bu ki kuvvet birbirinin ne ra. kibleri, ne de hattâ yabancılarıdır, Bun- İar arasında bir ahenk tesis ki tem demokratik bir ruh kişafa doğru nmeşi temin İşin bu tarsfı da Parti Umumi Kâtibinin | hükümete teşriki volile temin ediliyor.) Şu halde, cemiyet in, demokrasi şar- tı olarak, bizden istediği şey, kuvvetler arasında te göyesi bu # Dahiliye Vekil vekil, Başvekil v bütün bunlar, irlerinin rakibi kuv- vetler değil aralarında tam bir ahenk hüküm sürmesi icab eden içtimai ve siya- (Devamı 10 uncu sayfada) yani «siyasi | ilâtli bir ahenk» "İyık bir kocanız. gene kendi yaşlarında| Resimli Makale: a Kimsin, nesin? Şahsi kıymetimiz hakkında tereddüde düştüğümüz Zâ- manlar vardır; — Neyiz, ne yapabiliriz, kudretimiz, kuvvetimiz, bilgi de- recemiz neyi ifade eder? Bazan kendi kendimize sorduğumuz bu suâllere veremeyiz, şüpheye, tereddüde düşeriz, sayfası açık duran bir kitab vardır ki, bu tereddid ve şüp- helerimizi derhal izale edebilir. Kimsiniz, nesiniz, tün tanıdıklarınıza cevab halbuki elimizde muştır, kat'iyetle anlairak mı istiyorsunuz? Bü- gözlerinizin önünde hayali bir geçid TES- mi yaptırınız, içlerinden en ziyade kiminle konuştuğunuzu, kimin müsahabesinden zevk aldığınızı düşününüz, sonra bu adama bir kıymet veriniz, bü bareketinizle kendi kıymetini- zi de kat'iyelle tesbit etmiş olursunuz, zira İnsan kendine benziyenle konuşur, kiminle konuştuğunu söyle, ne olduğu” nu haber vereyim, diyen eski hakim kanaatinde yanılma” SOZ ARASINDA 81 yaşında ihtigarla Evlenen genç kız Bu genç ve güzel kıza herhalde lâ - k bir delikanlı olmasını diler - deği mi?. Halbel gezer, gö - Genç kız, 8! yaşında gön- ihtiyarı sevmiş, onunla ev- 48 sene erkek yaşayan kadın Avustralyada Siğneyde 43 sene erkek| gibi yaşıyan bir kadın, bundan 34 sene! evvel evlendiği skarısınını ölümü ile! foyasını meydana vermiş. hakiki hüv yeti anlaşılmıştır. (Erkek - kadın) 64 ya" şındadır. 1,80 boyu vardır ve levend ya- pılıdır. 13 yaşında iken İngiltereden A yustralyaya hicret eden bu kadın, erkek hüviyeti takındığı takdirde daha farla para kazanacağını düşünerek, hemen bir takım erkek elbisesi satın almış, ve ken- disini öyle satmaya başlamıştır. 48 sene zarfında amelelik etmiş, seyyar satıcılık yapmış, bir müessesenin seyyar ajanı ol-| muş, tramvay kondoktörlüğü etmiş, en! sonunda da Sidney şehrinin nahiyelerin-| den birinde belediye kâtibi olmuştur. o ya Hergün bir fıkra Kaynayan suyun sesi Tahriri bir imtihanda talebeye şu sual sormuşlar: i «Su kaynarken neden ses çıkarır?» Talebeden birinin yazdığı cevab şöyle imiş: «Suda mikrob olduğu ve kaynıyan | suda mikrobların öldüğü herkesçe bi- Ünen bir hakikattir, Binaenaleyh kay- miyan suyun sesi hakikatte suyun sesi olmayıp ölen mikrobların hıriltıları" dır» ERA ei Mİ A İngiliz olduğu için Londrada dinlenmiyen Muganniye fi Meşhur muganni Tetrazzini tarafından imaye edilmiş, Toscanini ile birlikte ça- şmış ve geçen musiki mevsiminde L rada, meşhur Covent Gardende Gigli ile beraber Rigoletto operasını oynamış olan Mançesterli perimadonna Paikin, sırf İn- giliz olduğu için bu sene ayni müessese ta- rafından angaje olunmamış, yerine bir İtalyan perimadonna seçilmiştir. Bir yan. dan da Roma valisi, genç İngiliz perima- donnasına bir mektub göndererek, Ro- mada Violettayı oynamasını rica elmiş- tir, Zira Paikin Romada pek şöhret kazan- mıştır, Ana dili gibi italyanca, almanca könüşan Mis Paikin birçok Avrupa sah. —a) İngiliz Başvekili Gene balık avında! ii. ak yılır, Boş zamanlarında, vekit kaybetme- kar. Resimde de onu, dünya siyaset güi- lelerinden bir an için uzaklaşarak sev - gili meşgalesile başbaşa kaldığını görü - yorsunuz, Veky Baun'un yeni bir eseri Meşhur kadın romancı Viky Baun (Cumartesi gecesi) isimli bir piyes yaz mıştır. Provalarında hazır bulunmak İ üzere de Nevyorka hareket etmiştir. nelerinde Violettayı mütenddid lisanlarla oynamıştır. Genç artisi: «Ben müsiki aşkımın uğruna her şeyi feda ettim. Evlenmedim. Bir kadının baş tacı olan çocuklan vasgeçtim. Her türlü eğlencelerimden uzak kaldım. Şimdi bir İngiliz olduğum için beni Londrada din- lemek istemiyorlar. Pek tuhaf!» demiştir. İSTER Bir dostumuz söyledi: «Bir kamyon , Otomobil acenti vurduk, mevcudu kalmadığını söylediler. Sebebi — Elde Amerika parası yoktu diyemeyince de getirtemiyruz, de Bir ikinci, bir üçüncü, bir dördüncü acentaya müracaat et tik onlardan da syni cevsbı aldık. Merak metin Amerika ile yeni bir ticaret muahedsi yaptığı zamandâ bu vaziyet bize garib görünüyordu. Bir anlattı: İSTER | INAN, İSTER — Ar alarından birine baş duk: oruz, ö- | de idik, hükü Biz bu defa dahâ okuyucu sen: İSTER bilen derdin esasını NAN, INANMAT! ika firması para almad/kça mal yollamaz, parayı yollıyabilmek burada Amerika parası bulmaya bağlıdır, c da daha evvel Amerikaya Türk mah yollayıp satmakla ka- bildir, halbuki Türk malının kıymeti beynelmilei piyasadan yüzde şu kadar fazladır, binaenaleyh alınıp gönderilemez, bu takdirde de Amerika ile alışveriş edilemez.» ni geçirilmesi Yizamuna inandık, fakat ey INANMA! İngiltere başvekili balık avlamıya ba - den sayfiyesine çekilir ve balık avına çı -! SON POSTA Haziran, e Çabuk anlayabilirsin.. & Sözün kısası Milli Şefi Dinlerken | E Tali i M ili Şefin, kurultayın ae ki nutkunu radyodan di” ul O talâkatin, o vecazetin, o belâğsti tesiri altındayım. “ Türkiye Büyük Milet Meclisi sara içi epey zamandır, tâ Atatürkün nutkundanberi - böyle muhteşem tabe ile çınlamamıştı. azimli vw? İnönünün bu nutku, kavi ve bir devletin serhaddinde gü: iyen 2 gesi gibi dışarılara da yayılarak düş! rü güvendirici ve kıvanç duy ki yaptı. İçeride biz, ö merdea, erkekçe m ! dinlerken sonsuz bir haz ve heyecii ei duk. Dışarıdakiler de, asil, civa metin ve kudretli Türkiyenin bu te günlerde, dost sesini işitmekle fet hissettiler, Ak saçlı ve ak yüzlü, tertemiz özlü W Şefin cihan sulhünü zâman altınâ beyanatı tarihte bir merhaledir. Bu teminatı, dünya müvacehesind€ rebilmek, yeni Türkiyenin, Cümh Türki; n muazzam-bir devlet gö a A diinya camiasındaki önemli, bi mevküni kel'iyelle tayin ve tesbit demekti, İnönü bunu yaptı. Ve onun bü karar w ve bu ifadesine, cihan, on yedi yıldı” diyorum? Yirmi yıldır, günden gün” fan hayranlığı ile: «Beli'» dedi. Hitabet, belâgat Allah vergisidir. kes hatib, beliğ olamaz. Bizim ii mazha-iyettir ki, inkılâbımıza T€ eden dehaler her sahada, azametle “5 vaffak oluyorlar! çek Ca İnönünde ve Lozanda ün alan Mi hitab kürsüsünde de bir fatih olarsX celli etti. Onun mutkunda tasannu yi beyhudedir. Seçtiği ve kullandığı K€ doğ lerdeki vecazet ve asalet doğrudan © İruya kalbe nifuz ediyor, ruha dePlii vicdanları coşturuyordu. İ Vdkur sadasının “ahenginde, Türk ar | höımın asırlardanberi medeni ölem€ ei yuramadığı, anlatamadığı hakikat” ulviyetini sezdim. pili En yüce kürsüden, İnönü değil ysk konuşuyordu. Türk fazileti, Türk İ reti, Türk merdliği, Türk ismeti! Ve oradan, nefsine karşı olan sar ü i ile, biribirlerini yemeğe hazı” anlara haykırıyordu: w» unuz? Durun! er nm!, Ve ben var oldukça, dostları. “ çularım har endişe çekmesinler! mi kür dipdiri çay rliğı, sulhü korums$ ileriye atılmağa hazırdır, Dünya ye etsin, İnsanlar rahat uyu Tü Cümhuriyeti ds mış, milletinin imanına dayanmış ri | bekliyor! Mili Şefin bu hitabesi mahşer? vi kulaklarımda çınlıyacak. Onun © gs manasını, ne tonunu, ne de bende ettiği gururu ve heyecanı unutamı ğim, Ve o andaki hislerimi, benden en nesillere aynen duyuramadığım, düğü mıyacağım için, ilelebed yanacağı0” 8 E. Ta ermarananeine seen esans saran ayse TAKVİM HAZİRAN i SonPostanın? TARİH MÜSABAKASI DA