. Hergün Milü Şefin Mühim nutku Yazan: Muhittin Birgen evlet Reisi ve Peru Başkanı, hürmet ve sevgi ile selâmlıyan bir alkış sağnağı içinde, yavaş yavaş kürsünün merdivenlerini çıktı ve salonu dolduran kütleyi selâmlıyarak durdu. Kürsüyü üç taraftan aydınlatan kuvvetli elektrik ziyaları altında, etrafı parlak bir böle ile kuşatılmış muvaffak bir hayat heykeli gibi, onda vakur olduğu kadar mütevazı bir tavır vardı. İş bışında ağar muş saçları, çehresine o yaşının sini vermeğe çalışırken, azim genç kalmıya kacar vermiş zannedilen göğsü de, henüz her tarafta gençlik çizgilerini muhafaza eden bir vücud üstünde, muvaffak bayat heykeline çok dinç hattâ genç bir silhuet veriyordu. Sonra nutkunu söylemeğe başladı. Par- İak değil, fakat dolgun ve içinde bütün! bir ömrün olgunluğu hissedil söylerken bin kişilik kütle de, sanki tek! bir dikkat gibi, dinliyordu. Onun bu ol - İ gun sesi, her kelimenin tam hakkını ves) rerek, her mananın bütün ifadesini ken»| di ihtizazları Me de canlandırarak sedri-| çen inkişaf etti ve heyecanlandı. Heyecanlandıkça, kendisi de, kelimele- ri sade sesinin ihtizazlarile canlandırma- pın kâfi gelmiyeceğini anlıyordu. O zaman | hareketlerile de bu ifadeleri kuvvetlen - dirmeğe wbaşladı. Ağzından emillet, İP ehalks, «cümhuriyet» ve «demokrasi; gi- bi kelimeler çıktığı zamanlarda, bu canlı | zafer heykeli, derhal, bir hürmet ifademi İle, gayri ihtiyari, önüne doğru eğiliyor ve # buna mukabil de, Parti veya millet na « mma söz söylemek, söz vermek, hüküm ve karar ifade etmek lâzım geldiği za - man da, dimdik, kuvvetli ve kaya gibi yükseliyordu. Arada sırada kat'ilik ve muhakkaklık iade eden cümlelere geldiği zaman da sağ eli hareket ediyor ve bu sözlerinin kat'i manalarım hava içinde süratle dolaştırıp etrafa gösterdikten son- Ta, herkesin gözü önünde muayyen bir noktaya, yere doğru, tesbit eden bir işa- ret yapıyordu! etile * Evet, Mil Şefin bu defaki nulku çok kuvvetli oldu, Bundan dolayı da bütün kongre, nutkun verdiği heyecan içinde © Bu çok alkışladı. Akşama kadar gerek meb'uslar, gerek delegeler hep nutuktan bahsettiler; şehirde hep bu nutkun tef - Birleri dolaştt; halk, bu nutkun derin kuvvetile harekete gelmiş olduğu İçin, geç vakit, saat sekizden sonra bile gene Meclisin önünde birikip oraya girip çıkan. | ları seyrediyordu. Bu mühim nutkun iki mühim manasi vardır. Bu manaların her ikisi de, Türki. yenin yeni devrine temiz ve yüksek ga- yeler gösteriyor. Ayni zamanda onun kuv| vetlerini de ilân eden bu manalar üzerin « de ehemmiyetle durmak elzemdir. Birinci mana şudur: Milli Şef, Türkiye- yi mümkün olduğu derecede şüratle tam bir demokrasiye doğru götürmekten baş- ka bir arzu taşımıyor. Ondaki bu kuvvetli | temayülü, daha ilk sözlerinden sezerek bu sütunlarda izaha çalıştığımızı okuyu » cularımız çok iyi hatırlarlar. Muhterem Devlet Reisimizin. Partiye hitaben irad ettiği bu defaki nutuk, artık onun bu hu- sustaki fikirlerine son ve açık ifadesini vermiştir. Yapmak istediği şeyin kısa ve açık ifadesi, Türk milletinin kendi işleri- ni kabil olduğu kadar kendi kendisine görebilmesini temin edecek bir siyaset ni- zami vücude getirmektir. Türk milletinin kendi kendisine hem millet, hem $ef ol - ması gayesi, bu siyasetin yegine esasıdır. Mint Şef, sırf bu maksadladır ki, be ruhu en iyi temsil eden ve bu gayeyi en iyi anlıyan bir siyaset adamın, Başvekil olarak seçmiştir. İş basına geldiği zaman» danberi, kanunun bütün vatandaşlara te- min ettiği haklara ve her türlü hürriyet. lere karşı tam bir sam ten başka hiç bir yapmıyan aziz Baş- vekil, İsmet İnönünün elile açılan yeni devrin ilk müjdecisi oldu, Bugün, kurul- İgünün birinde hak iddiasile ayaklanmış fayda alınmak üzere bulunan kar: an sonra, dahili siyasetimizin bu çok mühim Veçhesi kat'i istikametini almış olacaktır. Bunun öte tarafı, bizim işimizdir: Başta biz münevverler olduğumuz halde, bütün | Millet, dahili siyasetimizin bu derin isti - halesini ne kadar kolaylaştırırsak, yani tam bir demokrasi nizamı yetle kullanmıya olan kadar çabuk isbat edersek hareket o ka- Resimli Makale: Fransız mütefekkiri «La Rochefoucauld» a sormuşlardı! — Bir insanda en çok sevdiğiniz vasıflar nelerdir? Şu sevabı ald'lar: — İnsan düşünmek, hatırlamak ve ibda etmek kabiliyetle- rine malik olmalıdır. Fakat bu vasıflardan istifade edebilme- $i için kendisinde cüret ve takib fikri de 'Tabiat, elinde bulunan muhtelif hazinelerini insanlar ara. a Kendi kendinizi biliniz. sında hiçbir zsman müsavi nisbette taksihı otmez, terazi dal. ma eksik veya fazla tartar, bir kısım kabiliyetlerimiz eksik, bir kısmı ise fazladır, fakat kendi kendimizin kusur veya mu- bulunmalıdır. vaffakiyetlerimizi bildiğimiz takdirde muvazensizliğin ehem- miyeti azalır, zira muhitimizden yardım almaklığımız daima mümkündür. Kendi kendini. biliniz. SOZ ARASINDA Yunan Kralının Kızkardeşi nişanlandı! Yunan Kral, Majeste Jorj'un kızkar- deşi Prenses İrene'nin İtalyanın Ha - beş umumi valisi Dük Aosta'nın küçük kârdeşi Dük Spolekü ile nişanlandığı- nı ajanslar yazdı. Prenses 33 yaşında - dir. Nişanlısı da 39 undadır. dar süratlenecek ve istihale de o kadar çabuk olacaktır. Bu mühim noktayı va - tandaşlarımın kulaklarına küpe yapma - ları elzemdir, * Yukarıdaki bahse, yarın tekrar döne - ceğiz. Şimdi nutkun ikinci büyük mana -| sına geçiyoruz: Devlet Reisimiz, büyük kat'iyetle, Tür. kiyenin enternasyonal mevkiini artık da- ha vazıh ve kat'i surette tayin ediyor. Türkiyenin siyaseti sulh siyasetidir; fa- kat, bu sulh, herhangi bir yüksek kuvve- tin Alemi kendi tehdidi alında hareket - ten meneylemesi yolile temin edilen bir sulh olacak değildir. Sulh, her milletin dünya toprağı üzerinde haiz olması icab eden her türlü hakkına riayet esasına is - tinad eden bir sulh olacaktır. Türkiye için #ulhün her zamanki manası bundan iba - retti, Ancak, enternasyonal politikanın bundan evvelki bir inkişaf safhasında, Türkiye bu siyaseti passif bir ruh ile takib etti. Almanyanın haklı davalarını uzun müddet sempati ile karşıladıktan sonra, olan kuvvetin haksızlıklar hududunu geç- tiğini gördüğü zaman, Türkiye kılıcını te- razinin öbür tarafına koymıya mecbur oldu ve o gündenberi de aktif bir sulh po- Mitikasına geçmiş bulunuyor. Ye a e e e MET Hergün bir fıkra / i Sigarayı fazlalaştırdın | Hasisliğile meşhur biri dir gün bir İ doktorla konuşuyordu. Doktor lâf &- i rasında fazla sigara içmenin hafızayı zayıflattığını söylemişti O günün akşamı, bir tanıdığı hasiaten beş lira ödünç istedi; hasis derhal reddetti: — Veremem. — Neye vermiyorsun, beş liran yok mu? ij o — Beş liram var amma, sen bugün- j lerde sigarayı çok fazlalaştırdın! N Çelik ciğerle yaşıyan Adamın seyahati a Üç senedenberi çelik ciğer içinde ya- şayan Amerikalı milyonerlerden biri - nin 28 yaşındaki oğlu Snite Floridada, Miamiden nakledilerek 10 bin kilomet- re yol katettikten sonra, Fransada To- undes'de «Mucize kovuğu» nu görmeğe gelmiştir. Delikanlı, Atlas Okyanusunu Normandi Transatlantiği (o ile geçmiş, oradan da hususi arabasile (Fransaya varmıştır. Bu seyahatte ailesi; iki doktoru, has- tabakıcıları ve adamları da bulunmuş- tur. ke mahsus bir açık kalblilikle dünyaya ilân etti. Bu siyasetin sulh lehinde ne de- receye kadar aktif olduğunu anlamak için Devlet Reisimizin Balkanlar hakkın- daki sözlerine bir göz atmak kâfidir: Tür- kiye, komşularına, haklarının müdafaası uğrunda, icab eden her yardımda bulu- nacağını Milli Şefinin ağzile açıkça söy - lüyor. Bu, Türkiye tarafından Balkanlara verilmiş yeni tarzda bir «garantiz den baş- ka bir şey değildir. Aktif dediğimiz bu politikayı halk türk- çesile izah etmek lâzım gelirse diyebili - riz ki, son ayların hâdiseleri, Türkün sy- Devlet Reisimiz, bu aktif siyaseti, Tür- (Devamı 10 uncu sayfada) İnailterenin en uzun Çeneli adamı evlendi! Geçenlerde bu sütunlarda, İngilte - jrenin en uzun çeneli adamını takdim ,€tmiş, Çiklet Co diye anılan ve gazete müvezziliği yapan bu delikanlının ev- Teneceğini bildirmiştik. Reamimiz, ga - zete müvezziini düğün günü, karısile birlikte kiliseden çıkarken gösteriyor. Eşi de kendisinin gazete sattığı yerin civarında bir gazinoda garsonların şe - fidir. Co nikâh esnasında heyecanından yü züğü karısının yanlış parmafına tak - piş ve buram buram terlemiştir. i Ağahan midesinden hasta İ Mide hastalığından muztarib bulu - nan Ağa Han, yakında İsviçreye gide - rek büyük bir ameliyat geçirecektir. Kan'dan Londrada bulunan Fransız | karısile uzun bir telefon mükâleme - sinde bulunmuştur. Eski Çek Başvekili hasta Çeko - Slovakyanın eski Başvekili Milân Hoca, boğazından muztaribdir ve Lozanda bir klinikte tedavi edil - tahğı, Almanyanın ülkesini ilhak et - mesi Üzerine bir kat daha artmıştır. Körler izdivaç merasiminde İngilterede Vörvik'de kör bir genç kız, üç senedenberi seviştiği kısmen a - HI olan bir delikanlı: ile evlenmiş, ni - kâhında şahidlik eden arkadaşları ile, kilisede orgu çalan musfkişinasın da kör olduğu görülmüştür. ———— mn a mama mma mm gr — a m m — m << << İSTER takılmasını istemiş, arzu, taleb ve emir İSTER | INAN, Belediyenin İktısad Müdürlüğü umumi müesseselerin ta- rifelerini gözden geçirmiş, garson hakkı olarak müşteriden alınan yüzde 10 ların kesilmeden, olduğu gibi garsonlara bi- İSTER tenmiş, hattâ mesele gazetelere de aksetmişti, Eğer bir te- yeni değildir. Hau- NAN, İSTER INANMA! rımızda kaldığına göre on sene kadar evvel de söylenmiş, is- yid kuvveti bulunamazsa o vakittenberi dinlenilmiyen bu rin bundan sonra dinlenileceğine: INANMA! mektedir. Senelerdenberi çektiği has -| Sözün kısası bırakan mantıksızlık E Tes ayat şartlarım: ucuzlatadığ” diye, hükümet çırpınıyor. Er misyonlar kuruluyor, mütehessi dinleniyor, sistemler tecrübe ediliyo” Sudan, ekmekten, vergilerden ten lât yapılıyor. Çorapların daha daya” lı olması için tedbirler alınıyor. gg ce yerlerinin, « plâjların,- bamamılf târifeleri gözden geçirilerek pahalı 8” rülürse ucuzlatılıyor. T Hergün, gazete sütunlarında, alâksl madkam sahiblerinin beyanatını ozuy seviniyor. Paraf alın terile ve güçlükle kazanan 80 kırk para tasarruf edebildi mi me nundur. Gelgelelim, hükümetimi nü riyelipi, gene kendi içinden a Lıyanlar var. Bunlar, kanunun kali çetin duvarını siper alarak © yola iğ reket ediyorlar ki, hayatı ucuzla' | matuf tedbirler faydasız kalıyor Size bir misal göstereyim: B Ankarada, orta seviyedeki halkin, ekseriyetini memurlar teşkil eder, i8 le, akşam yemek yedikleri bir lok## vardır. Bu lokanta merkezi bir v€' dir. Temizdir, ucuzdur. Ucuz diyo! gene de tâbldot fiatınm ay” nundaki o yekünu, «Ankara pi haklık zammı: namile mem verilen - meblâğın bir iki mİ tutdr. Lâkin bu fedakârlığa, > kaildir. Zira yemeğini temiz bir © içerisinde ve midesini bayat, 1 gıdalarla bozmak endişesinden ia olarak yer, 5 Bu lokantanın yeri idarei hususi nindir. Kirası bu seneye kader (432 lira idi. Bu sene, rekabet yüzünde, müzayedede, birdenbire (8.555) | ri İ çikarıldı ve eski müstecir de tabiati el çekti. Şimdi bu para, eski grbn! fâhiş denilen ve merdu yüksek bedel, sanilmasın ki yeni tecirin cebinden çıkacaktır, hayıf” kir ve mağdur devlet memurunun ets9 sinden çıkacaktır. Hazine intifa halk İdiye caiz görülen bu arttırmanın. “2 z in tı ol an ucuz geçinsin için devletce alır” dağ birlerle ne türlü taaruz etmekte o”, uzun uzadıya muhtacı izdh değil Hem politikamızın, hem de he zın zararına olan bu mantıksızl!Ö hemehal çare bulunmadıkça, atılan e dımların ve gönüllere doğan ümidi rin beyhudeliği mevdandağdır. Benim bu husterta madde zikT“Öf tedavive muhtac gördüğüm 3 parmakla göstermek Yok isal bir değil, yüz değil, dir. Onları araştırıp bulmak ve i etmek te alâkadar makamların sidir. g. Tall mağ fe is NN it fabrikasında kibritler iyükdere kibrit fabrikasında. tu dairesinde çalışan işcilerden £ kutuları istif ederken yangın çi tr. Bu sırada Hikmet dizinde İ4 * rak hastaneye kaldırılmıştır. Yasi” i İnin sebebi zuhuru araştırılmalı. tutuş? kü? i SonPosta TARİH MÜSAB)