Umumi Harbe bir Alman Generali: “ Biz demişti Foştan Alman umum erkânıharbiyesinde ça- tşmakla olan bütün genç zabit kedro- su, zaman zaman cepheye giderek haf- talarca, hatti bazar. aylarca ileri haf - larda kalmak mecburiyetinde idi. Bu usulün birçok bakımlardan ne kadar faydalı olduğunu söylemiye bilmem Jüzum var mıdır? Lüdendorf'un yanın» daki itibar ve şöhretimden istifade ede- rek iki seney ın bir zamandanberi cephede. bulunmadığımı, cepehe ile o- Jan bütün alâkamın kesildiğini, bunun için cepheye gitmek suretile benim de bu «tazelenme> stajından istifade et - mem muvafık olacağını ima tarikile o- na söyledim. Lüdendorf bu fikrimi muvafık bul - du; beni yeni bir işe memur etmek ta - savvurunda olduğu içi cepheye git- mek hakkındaki düşüncelerimi derhal füliyat sahasma geçirmek icab ede - ceğini de söyledi. Lüdendorf'la bu konuşmamdan kısa bir zaman sonra, beni cephedeki Alman taburlarından birinin kumandan mus- vinliğine tayin ettiler. ben tabif hiç vakit kaybetmeden taburumun bulun. duğu İpr cephesine hareket ettim. O sırada garb cephesinde «Paşendel muhârebeleri> namı #itında şöhret bu- lan mubarebeler cereyan ediyordu. Ben cepheye varıp da bu muharebelerin cereyan ettiği sahayı gördüğüm zaman, cepheye gitmek hususunda gösterdi - ğim aceleciliğe ödefâ tânım sıkıldı. Cephenin, kış mevsimine mahsus nisbi bir süküna varması için iki-üç hafta daha niçin beklememiştim? | Ben bir zamanlar bizim 1914 kıştı- muzın bir cehennemden farksız olduğu- nu zannederdim. Halbuki şimdiki mu- harebelerin cereyan ettiği harab ve korkunç sahays nazaran o zamanlar cephe, zümrüd gibi sevimli ve yeşildi. Almanlar tarafındaki harb sahası tahammül edilemiyecek kadar kötü id; fakat hiç olmazsa onlar, tablatin ve arazinin bu kötülüğünü, yaptıkları be- tan siperlerle ve kazematlarla telaft etmişlerdi. Halbuki karşımda cephe a- İan oyurddaşlarımn Halini gördükçe beni müthiş bir yels ve merhamet isti- lâ ediyordu. Aciba İngiliz yüksek ku- Böyle iy insanlardan ziyâde kurbağalara yard- şan şartlar içinde muharebe etimiye mecbur etmezdi. Bu çirkin hâdise hakkında sonraları birçok yazılar yazıldı; birçok şeyler söylendi. Fakat buna rağmen bu vak'a- dan bir defa daha bahsetmek hiç fay- dodan bali olmasa gerek. O devirdeki muharebe şartlarının, bilhassa muha- rTebenin cereyan ettiği sahanın ne ka- dar berbad olduğunu anlamak için, «Paşendels o muharebelerinin, İngiliz ordusunun omâneviyafını fevkalâde kırdığını söylemek kâfidir. 1918 senesinde Alman generallerin. den Fon-Tsvel, acı acı: «Bizi mağlüb eden Mareşal Foş'un dehâsından riya- de general tank'tırr demişti. Benim Kanatimce, 1917 yılında İngilizleri Paşendel cephesinde ağır mağlöbiyete uğratan kimse de general «Yağmur ve Çamur»du. Cepheye gelişimden birkaç hafta sonra beni sür'atle gerisin geriye çağır- &lar. Paşendel civarındaki muharebe- ler bıktırıcı, usandırıcı seyrini kaybet- miş, İngilizler birkaç mil derinliğinde tamamen faydasız bir sahayı muvakkat bir zaman için işgal etmişlerdi. Bütün bu bataklık, bu çamur sahshın işgali için hadsiz, besabsız sarfedilen insan kanının, insan emeğinin kıymetini ta- yin etmek imkânsızdı. Alman umumi karargâhına döndü - güm zaman, derhal cenub istikametine Mareket etmekliğim emir olundu. Ken- di kendime: Herhalde cephenin bir baş- ka noktasında daha mühim bir harb başlamıştır, diye düşündüm. Baha i ziyade tanktır ! ” emredilen yere yaklaştığım zaman mü- harebenin şiddetine delâlet eden mu- tad Alâmetleri göremeyince bir hayli hayret ettim. Fakat Kambre'ye geldi- Bim zaman buraya gönderilişimin se - bebini anlamakta geçikmedim: Buraya gönderilişimin sebebini, 1917 yılı 20 İkinciteşrininde İngilizler (tarafından buraya yapılan tanklı büyük taarruz teşkil ediyordu. İngilizlerin o zaman yaptıkları bu taarruz, harb içinde cereysfı eden mü- pakaşaların en büyüğünü doğurdu. Çok haklı alarak söylediklerine nazaran bu tanklar daha evvel ve bilhassa çokça olarak kullanılsaydı, İngiliz ordusu da Paşendel muharebelerinde yarım mil- yon. İnsan kaybetmiyerek muharebenin ilk anımda vaziyete hâkim olsbilseydi, Kambre taarruzunda kazanılan mu fakiyet, bütün harb esnasındaki zafe lerin en mmuazzamı olurdu! Hiç şüphe yok ki bütün bu söylenen- lerin hepsi de doğrudur. Fakı giliz ordusu bütün bu şartları haiz bile ol - saydı Kambre taarruzunun barbi 80 - İnuna erdiremiyeceğini söylemeği de| İ kendim için bik borç sayıyorum. Evet bu bir hakikattir; biz o takdirde de Al- man hatlarını yaramıyabak, olsa olsa orada ük bir gedik açabilecektik. Glnin Bulmacası 28 48678910 , 1 — Ölüm gelince efhmne o bahane alir 8 — Kapalı olmıyan - Bir nevi baston 3 — Uzüm şerbeti - İsimlerin halini, gek- Mini ve rengini göstermek için başla - rına getirilen kelime 4 — Akar getiren - ÇİN 9 — Asinin hareketi 4— Kaş boyam - Sonunda bir «Z, olas / Akmak masdarından irmifai” 10 — İtinm etmek masdarından ismiral. 12845066 718910 Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli Tercüme eden; H. Alas mağldb eden Umumi Harbde Yugoslav topçuları Çünkü biz senelerce yermizde say - makla bütün manevra kabiliyetimizi, maalesef, kaybetmiş bulunuyorduk.. Nitekim bir sene sonr# bunun pek acı misallerini gördük. Sonra o tarihlerde Rusyanın hemen hemen harb sahne - sinden çekildiğini, şark cephesindeki birçok Alman fırkalarmın gerb cephe- sine nakledilmiye başlandığını da w- nutmamak lâzımdır. Şark cephesinde- ki bu fırkaflardan birinin tesadüfü ola- rak Kambre'ye gelişidir ki bilhassa İn- gilizlerin parlak bir muvaffakiyet ka- zanmalarma engel olmuştu: İtilâf ordular Kambre mubarebesin- de Almanları ilk âefs olarak gafil avla- mışlardı. Muharebenin ilk neticelerine dair haberler Alman umumi karar - gâhına geldiği zaman Lüdendort, Al. - man ordularının ciddi bir hezimete uğ- yatıldıklarını açıkça itiraf etmiş, fakat ayni zamanda, bu lekeyi pek yakında temizliyeceğini de ilâve etmişti. İngiltereyi son defaki ziyaretimde, Almanların pek sakında şark cephe - sinden garb cephesine külliyetli mik- tarda #sker nekletmiye başhıyacakları- nı oradakilerin hemen hemen hepsi de tahmin ediyorlardı. Nöbetçi eczaneler Ba gece nöbetçi olan ecztneler şunlar- dar: İstanbul cöhetindekiler: Şehzadebaşında (İ. Hakkı), Eminönlün- de Yorgi), Aksarayda (Ziya Nuri), A - lemdarda (Esad), Beyazıdda (Asadar), Fatihte (Hüsameddin), GEnlA), Byübde (Ryübsultan). Beyoğlu eihetindekiler: İstiklâl caddesinde (Della Suda), Da - irede (Güneş), Taksimde (Limanciyan), Punşaltda (Nargileciyan)| Karaköyde (iüseyin Hüznü), Beşiktaşia (Süleyman Mecsb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Kadıköyünde (Sıhhat, Rifat), Üskü - darda (Ömer Kenan), Sarıyerde (Os - man), Büyükadada (Halk). İlân Tarifemiz İL Birinci sahife 400 kuruş İkinci sahife 250 » Üçüncü ( sahife 200 Dördüncü sahife 100 İç sahifeler 60 Son sahife do Muayyen bir müddet zarfında fazlaca imiklarda ilân yaptıracak» lar ayrıca tenzilâtı tarifemizden istifade edeceklerdir. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı bir tarife derpiş edilmiştir. Son Posta'nın ticari ilânlanına aid işler için şu adrese müracaat edilmelidir; (Arkası var) | | atletizm müsabakaları | kımı şehrimize dönmüştür. İ atlayıcı Sabahaddinin 6.50 metrelik de | caktır. Bakırköyünde İngiliz milli takımı Yugoslavlara yenildi 2 -1 İngilizlerin aleyhinde neticelenen maç çok ö cereyan etti, İngilizler Avrupalı hakemlerden mü yi #5 v Geçen haftalar içinde yapılan İtalya - in gülsere milli zakımları maçındö* görünüş: İtalyanlar İng iliz kalesinin önünde | ss ği Geçen sene İsviçre milli takımile Zü- rihte yaptığı maçı 2-1 kaybeden İngi - liz milli takımı birkaç gün evvel Bel- gradda yaptığı Yugoslavya maçını 2-1 kaybetti. Yugoslav futbol federasyonunum 20 nci yıldönümü münasebetile yapılan bu maç Beoğradski ktübünün sahasında oy nanmıştır. Maçın ilk on dakikasında takım kap- | ten: Hapzood sâkatlanmış ve on altın- İc dakikada sağ açığın yaptığı hücum merkez mühacim ofsayd olduğu hal - de, hakem bu vaziyete müsaade etmiş- tir. İngilizler, Avrupa hakemlerin fut- İbol kaidelerine tamamile riayet etme- diklerinden müştekidirler. İtalyanla - ra da ayni şekilde yenildiklerini söy gi! İsemektedirler. Bu gibi şartlar içinde İn-| gilizler, Çarşamba günü (Romanyada kikasında beraberlik sayısı. ” yapacakları maçı kazanmanın müm -| Yugoslav sol (açığı 18 inci “ta kün olamıyacağını yazmaktadır. galibiyet sayısını atmıştır. İngilizlerin sol açığı Aston Villa'dan | kişi bulunmuş, oyunu Fransif Broom. ikinci devrenin dördüncü da -|idare etmiştir. şi üç şehir Yugoslav takımı | ile tekrar karşılaş Pazar günü Şişli takımını e Yedi j e İki gün devam eden müsabakalar gü | kımı bugün saat beşte wi zel derecelerle geçmiş, bilhassa uzun |revanş maçını Tdksim Italya - İngiltere milli tar # kaptanları maça başlark0* 19 Mayıs gençlik bayramı dolayısi - le Bursaya giden İstanbul atletizm ta- Şişli stadın recesile Bülendin 38.33 metrelik GİS | eacmasın derecesi şayanı dikkattir. | Müsabakalarde alıman dereceler şun lardır: | 100 — Alâeddin (Bursa) 11.6, Sald (İstanbul), Ömer (İstanbul). 400 — Kâzım (İstanbul) 57.3, Ali (İslanbu!). Ahmed (Ankara). 1500 — Şevki (Ankara 4.33.2, Or - han (Ankara), Osman (Bursa). 3000 — Orhan (Ankara) 10.10.2, Os- man (Bursa). Balkan bayrağı — (İstanbul) 3.47, (Ankara) 3.51, (Bursa) 3.39. Yüksek — Feyyaz (İstanbul) 1.62, Ramazan (Bursa), Haydar (Bursa). Uzm atlama — Sabaheddin (Bursa) 6.50, Feyyaz (İstanbul), İhsan (Bur - sa). si atlama — Kadri (Bursa) 2.95, Münir (İstanbul). Disk — Bülend (İstanbul) 38.33, Sak bahaddin (Bursa), Alâeddin (Bursa). Gülle — Bülend (İstanbul) 10.87, Münir (İstanbul), Sabahaddin (Bur - sa). Yapılan müsahakalar neticesinde İstanbul 40, Bursa 31, Ankara 17 pu - van gtmışlardır. İstanbul şild şampiyonu buyün belli olacak İstanbul şild şampiyonasının finali ce” bugün saat beş buçukta Katlıköy sta- dında Fenerbahçe ile Süleymaniye ta- (Lokman kımları aramda yapılacaktır. Maçı| pavanyolunda 104 kazanın takım İstanbul gilâ birincisi | paça kabul oder, Telefo” Doktor Hafız İolacaktır.