4 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

4 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a <a BATTAL GAZİ (Kırk bakireler) in perisi Dedi. Ve sonra, teessürünü gösteren t İfade ile, devam ederek: > Artık bu bedbaht kadından, sötle- zin bir hatıra kaldı. *Yİp kesti. Aspasya Ananın bu sözleri, Battal gazinin bazarı dikkatini celbetti. Sor- > Hazin bir hatıra mı kaldı? — Evet. > Kadın, ne oldu? , © Sizin buradan hareketinizin ze - Tinden bir hafta geçmişti. Ona, hergün ©Yesinin pencöresinden yemek veren thilbe, o gün de yemek götürdüğü za- Man, koşa koşa geldi. Bu bedbaht ka - Min, cansız bir balde y#tağına seril - Miş olduğunu haber verdi... . Derhal tuk. Baktık. Rahibenin eri, doğ- Tuidi. Zavallı Marya, artık hayata ve - etmişti, Battal Gazi, telâşla sordut — Seheb.. bu ölüme, sebeb?.. e Meçhul... Bu esrarengiz kadının > da, tamamile meçhul bir şekil - hitama erdi, Bu sözleri dinlerken, Battal Gazi kal nde büyük bir nedamet hissetti. m Keşki onu, o zaman serbest bırak- Yydım. Hiç olmazsa, onun ölümüne #Rbid olmazdım. Dedi, bi Aspasya Ana, bu sözleri | işitmemiş * Şöylenmesine devam ediyordu: “— Âymi zamanda, garib bir şey ol * 2 a biruh cesedini çıkarmak i - in kapısı kırıldı. İçeri giril- aa kaldırıldığı zaman, yastığı - ia, SİA bir kâğıd bulundu. Bu kâ * “ VE siz.. ey bütün azizler!.. Ba Jan İnka «diniz. Bugün, yarıda ka- demi mımın acılarına tahammül €- Baldiği Halbuki yarın o, buraya hap,» Ziman, onu görmeğe nasil ta - ei edebileceğim, .. Bana, bu gün- bir Söstermeyiniz.) diye, karmakarışık Ba YAZI © okunuyordu... Aziz dostum, yal Biz düşündük, taşındık. Bu ya- ye en biç bir mana çıkaramadık... aba siz, ne dersiniz? Battal Gazinin rengi, bembeyaz ka - e Eğer bedbaht Maryanın ifşaatını w lese, bu acı hakikat, hiç şüphesiz ki, m Aspasya Anayı ve hem de, Pren - *s Eleonorayı son derecede müteessir Ye muztarib edecekti. Onun için, Bat- Gazi, derin derin içini çekerek: — Muhterem Aspasya... Bırakınız. Na da, o kadınm esrarla dolu mezarına Yömülsün, gitsin. * Demekle iktifa 'etti. * ALLAR YOLU - İNSAN YOLU ka elerdenberi hüznengiz bir sü - İçinde yaşayan ( (Kırk Bakireler st) ma, birdenbire bir neş'e teş İL. Sanki, Battal Geti ile pren- bir mora, o sakin inziva hayatına, gedik ve şetaret getirmişlerdi tini, erdenberi hayatlarını hücrele- tesi karanlık köşelerine kapanarak til Sekmekle, veyghud kilisenin eğe Ve zeytin yağı kokan havasını Mayer, etmekle geçiren rahibelerin Ben, © Pirdenbire değişmişti. Ekserisi Ol VE dilber kadınlardan mürekkeb ring tehibeler, dua ve ibadet saat- e hücrelerinde ve kilisenin diğe, > Öhülnde geçirmekle beraber, Bing Zamanlarda da manastırın sV Büneşi <ivardaki çamlıklara çıkıyorlar. hiiç e P9İ ışıkları altında gezip do - İç ii ed 8 ve . çehreler, saf yayla havasının MSN ziyae Dile hayat veren mezzul gü- Ann, SN tesirile yavaş yavaş ki- er taraftan tatl, berrak ve hkahalar ve gülüşmeler du- başlamıştı. Senelerdenberi © mezar süküneti içinde, Tig bir hayat enez Zİ, © civardaki köylere de kalelerine kapanan Battal Gasi, derin derin içini çeksi. halka, hürriyet ve serbesli vermişti. Silâh taşımamak şartile, köylüler is- tedikleri yerde çıkıp gezebilecekler.. muayyen bir haraç vermek mukabi » linde, işlerile meşgul olabileceklerdi. Köylerin beyleri, ağaları, ihtiyarları, takım takım manastıra geliyorlar. Battal Gazinin ellerini, dizlerini öpü- yorlar.. kendilerine verilen bu hürri- yet ve emniyetten dolayı teşekkürler| ediyorlardı. Artık ler; tarlalarına, bağları- na ve bal ine koşuyorlardı. Tüc - carlar ve esnaflar, eski âdetleri vechile köylerde ve kasabalarda pazarlar Ku- ruyorlardı. Ortada, şakavetten eser de kalma - zans memurlarının lâks lığı ve irtikâbı yüzünden, halkın rahat ve huzurunu kaçıran eşkiyalar, şimdi t “fm Soldan Sağa: 1 — Haydapaşadan sonru-hayret nidası. 2 — Gözleri görmiyen-avadanlık. 3 — Dava eden-vermek, 4 — Başta «Fs sonda «No olsa yeni yetiş - miş ağaç - Mâve. 5 — Baki askeri büyük rütbelerden birl © — Tabazri et, 7 — Deva-dahl, 8 — Mahkemenin yazlı karari-uğurlu. 9 — Kâğıda sanlı eşya-vernik. | 10 — Berrak - küçüktür amma mide bu -! landırır, Yukarıdan ssağı: 1 — Tüylü kumaş-sicimin alını, 2 — Hanr . Arş 3 — Büyük cbll hayvanlar - Bir nevi ağaç. 4 — Bir yerde oturmak. 5 — Ağuş: 7 — Hayret nldası-tiyatroda perdeyi açıp kapayan, 8 — İsimlerden. sıfat yapmak için isimlere ilâve edilen lâhikalardan birl-intikam almak bize, 9 — Köfi-dilemek mastarından emri hazır 10 — Atılgan-yörün iki yanı, 345678040 Battal Gazinin korkusundan, birer ta- rafa dağılmışlar.. uzaklara kaçmışlar- dı. Malatyalı kahraman; Doğanlı yayla- sında, adetâ tek başma bir hükümet kurmuştu, tacsiz ve tehtsız bir hüküm- İ Tecrübesi yapıla Defterdar: “Canım, dedi, topçu eksik olmuş, hizmeti tem'n n top'ar birkaç topçu fazla birkaç ne ehemmiyeli var, Padisahın edilsin de..,, Tercüme eden: Hüzoyı Cahil Yalşır Halkım müttehiden verdiği cevab el hamdülillih nidasından ibaret oldu. Def- terdar korkuyu takib ettiği için pek şid- detli bir sevince kapılarak derhal üzerin- deki nefis bir Sibirya su samurunu çi- kardı, yere ettı, fırçalardan birini yaka- kyarak topun namlusuna sokt | — Haydi evlâdlar, dedi, hakiki mümin. İlerin selâmet ve şeref: uğurunda bu yeni | icadı kullanalım. Bu sahnenin gülünç hatimesi hiç İyok ki mevzuuna pek lâyıktı. De İ memnundu, halk fevkalâde sevinmişti Fakat güçlükler benim için mukavemet phe erdar kabul edilmez bir teşvik iğnesi hizmetini (1 görmeselerdi hepsinin bu müşterek ma nasızlıkları onları hallerine » terketmeğe beni sevkedecekti. Cereyan eden vak'a, muvasalatları a- nında veziriazâme ve pzırlara hikâye ©- Yundu. Bu onlarda topçuların çevikliğini alkışlamağa bir istidad hâsıl etti, Halbu- İki topçuların sürati bu ilk tecrübede da- Kikada beş endaht yapmağa münhasır kalıyordu. Şüphesiz, Türkler için bu bü- miyeceklerini, hiçbir güll bat edemiyeceğini anla — Ziyanı yok, dedi. Gürültü Bize lâzım olan da bu. Toplar derhal vezirmazamın o çedınmm ildi. Orada, bir müddeti, atı ım tesirlerini tetkik ile eğlem n gidi toplar kâh sağa, kâb sola isabet ediyorlardı, Büyük bir impa orluğun nazır 4 fi gelen bu m müştak ola meharetinden şiki a, kürkünü çıkardı, kollarını sıvadı, bit topun başına göçti. Uşaklarından birinin yardımile, iyi nişan almağa çalıştı. Onu yakındar tefkik etmek ve sabahki li ı ona bir ceza tertibine mden kalkarak yanına gittim. Topçu ustasına defterdar? fitili uzatması için işaret ettim. Bunu kul lanmakta uğrıyacağı mü: den di dar gibi yaşıyordu. Yanındaki kuvvet,| sök bir şeydi. Bana verilen adamlardan | necektim, Eli o kadar ve eşsiz adı, koca bir orduya bedeldi. Battal Gazi, en küçük bir haksızlığa meydan vermiyordu. Allahın kanun - larma ve insanlığın haklarına son de- recede hürmet gösteriyordu. Ve halkı da, buna teşvik ediyordu. Battal Gazinin buralarda ilk şöhret almıya başladığı zaman, onu (kıpkızıl “ww mütcassıb).. (hıristiyan dinin kanlı bir düşmanı) diye tavsif eden keşişler bile derin bir hayret $ erdi, (Arkası var) Bir doktorun günlük notlarından | Şirpençe Eskiden çok ehemmiyeti halz bir has- talıktı Şımdi de eğer dikkat edilmiyecek olur- sa bilhassa müdabalei cerrahiye gecikir de kangrene doğru giderse gene çok teh- Mkeli bir hastalıktır. Şirpençe birçok kan çibanlarının 'bir- leşmesinden teşekkili etmiş büyük bir çi- bandır. Çok ağırır. Derecel hararet yük- sektir. Hasta olan yerin etrafı kıpkırmızı ve çıban sahası çok serttir. Yer yer cerahat sızan delikler görülür. Ve elldin altındaki neset hücrevi ve ada- Mtın çürümüş parçaları dökülmiye baş- lar, Kan zehirlenir ve hastu ölebilir. Fa- kat vaktinde yapılan cerrahi müdahale İle şirpencelerin beş on gün içinde iyileş- tiklerini hergün görmekteyiz. Bıçak ile yapılacak sak derinse ve salib şeklinde olmalıdır. Müvelliğihumuzalı su, alkol ve tentürdiyod vesaire İl pansımanlar Yapılır. Ve bu pansımanlar We büyük bü- yük özler çıkar yerleri çukur; kalır. Ya- vaş yavaş kırmızı sabi etler dölmya başlar ve hasta iyileşir. Cevab istiyen okuyucularımın posta Pulu yollamalarım rica ederim. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- dir: İstanbul cihetimdekiler: Şehzadebannda: (Asaf), Eminönünde: (Bensasor), Aksarayda: (Şeref), Alem - darda: (Abdülkadir), Beyamdda: (Ce - mi), Fatihte: (Emilyadi), Bakırköyünde: (İstanbul), Eyübde: (Arif Beşir). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk), Yük - sekkaldırımda: o (Vingopulo), Taksim - de: (Taksim), Yenişehirde: (Parunak - yan), Şişlide: (Halk), Galatada (İsmağ) Fındıkbıda; (Mustafı ; e lâ Nal), Beşiktaşta; Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Kadıköyünde. (Yeni Diode, Merkez ), Üsküdarda: (Merkez), Bariyerde: (Asaf), Adalarda; (Şinasi Rıza), İ beş on atlıdan ibaretti. Fakat onun tek! daha genç kimselerin arzu edilen mü- kemmeliyet derecesine vâsl olmak için bir müddet talim görmeleri kâfi geleceği #d olunabilirdi Seyirci Türklerden bazıları topçu kaydolması teklifinde bile bulundular. Fakat herkes kıvrılan fırçaları tenkid €- diyordu. Bu wlet basitleştirilecek olursa sürstin artıcağı zennolunuyordu. Veziri. azamın çadırına girdiğim zaman halkın bu mütaleasını oraya kadar girmiş bul İrezem de arkamdan gel- mişti, Söz söylemeğe daima hevesli olan defterdar doğru fırçaları kullanmak daha kolay olacağı fikrini izhar etti, Topçula- rın maruz olacakları tehlikeyi izah ede- İrek bu teklifin aleyhinde bulundum. Neş'eli bir surette mukabele etti: İ — Canım, dedi. birkaç topcu fazla İ birkaç topçu eksik olmuş, ne ehemmiyeti var? Padişahın hizmeti temin edilsin de ötesini düşünmeyiniz. Bu söz bana o kadar münasebetsiz ve bu vesile kendisinden intikam almağa, halkın zihninde daha ziyade itimad te- min etmeğe o kadar müsaid göründü ki çadırın önünde saf teşkil etmiş olan top- çulara işittireck surette sesim; yükselte- rek cevab verdim. Padişahın menfaatini tebaalarının menfaatinden ayıramıyaca- j Em için topçularımı hiçbir zaman öyle hakir göremiyeceğimi, ufak bir kazaya sebebiyet vermekten is? padişaha hizmet şerefinden nefsimi mahrum etmeyi mü. reccah bulacağımı söyledim. ü bire bir mırıkı uyandırarak vezirlazamı beni afkışlamağa mecbur etti. Talime tekrar başlamak-üzere çadırdan çıktığım zaman, işittiği sözlerin hâlâ heyecanı al- tında bulunan topjçular hemen etrafımı aldılar, yerden kaldırdılar, cevabımdan dolayı Allaha şükrettiler ve birkaç defa yüksek sesle: — Birkaç defterdar fazla, birkaç def- terdar eksik olmuş, ne ehemmiyeti var? Padişahın hizmeti temih edilsin de öte- sini düşünmeyiniz, dediler, Talimin ikinci safhası biter bitmez, ve- zirliazam beni nezdine çağırttı. Tecrübeniz o kadar iyi muvaffak ol. du ki, dedi, teab eden bütün tedbirleri it İihaz ederseniz muvaffakiyete artık şüp- bi etmeyiz. Bu babda efendimizin irade- lerini rica edeceğiz. Fakat Babıâliden ay- rıldığımız vakit kalemlerin kapanması â- det olduğu, bizim dışarı çıkmamız nadi- ren vukua gelir bir tenezzüh teşkil ettiği ve gittiğimiz yerde gecikmemize sebeb olduğu icin, bu topçulara kuru sıkı en- daht yaptırmanızı arzu ederim, Bu eşna- da siz de bizim yanımızda kalırsınız. Ko- nuşuruz, Eğlenmiş oluruz. Veziriazamın çadırı karşısında inşa et- tirmiş olduğum ktçük bir tepenin ona bu fikri verdiğinde şüphe yoktu. Topların pek kısa olduğunu. arzusunu temin ede- Bu kısa mukabele topçular ve arkala. | rirla birikmiş olan halk arasında birden. | fitili barutun üzerine götüremedi, — Hani, dedim, şimdi ders veriyordu nuz, bu korku ne? Ayni zamanda elini yakslıyarak ağız. lığa doğru götürdüm. Fakat o kadar yük. seğe nişan almıştı ki topun istikametini görmek kabil olamadı. Avdet ettiğimiz zaman, veziriszam; — Siz de öt pr kadar meharetsizsi niz, dedi. Eminim ki bize ders verebile jcek ancak Tott'tur. Ayhi zamanda bana hitab ede: Hedefe nasıl isabet ettirild terdara göstermeli idiniz, dedi. — Ben ondan daha muvaffakiyetli ola. mıyacaktım diye cevab verdim. Veziriazam ısrar ediyor, neticesi benim de kendilerinden fazla bir şey bilmediğim kanaatini tevlid edebilecek bir tecrübeye girişmemek için ben de teklif: bir türlü kabule razı olmuyordum. Bu sırada, Kâ- ğıdhaneye benimle birlikte gelmiş olan Kralın böştercümanı fransızca olarak: — Neden tecrilbe etmiyorsunuz? dedi, İhtimal ki isabet temin edersiniz. (Arkası var) Ölçü üzerine Fenni Kasık bağları Mide, barsak, böbrek düşkünlüğüne Fenni süiyenler: ölçü tnrilesi gönderilir. Eminönü izmir sökeği lel, 20219 ZAHARYA Oreopulos Taklitçilerden sakınınız. 2 SELÂNİK BANKASI Tesis tarihi : 1889 o Da İdare Merkezi : İSTANBUL (GALATA) Türkiyedeki Şubeleri? İSTANBUL (Galata ve Yenicamiji MERSİN, ADANA Bürosu Yunanistandaki Şubeleri; SELÂNİK - ATİNA e Her nevi banka muameleleri Kiralık kasalar servisi İNN

Bu sayıdan diğer sayfalar: