| Sovyetler, bir Türk Fransız paktı yap (Baştarafı 1 imei sayfada) ticeleneceği ân Mütecavize biok hakkında tlerin ris - Ankara - Mo: er paktının akti ktedir. edilen bu pakt, m müstenid saruz kaldığı tak - müştereken ya a Kerelerde başlıra müşki “hücuma maruz» kalmanın mana ve Sümulünü tesbit etmek hususundadır. ünkü «hücum» dan maksad, “yaln doğruya yapılacak olan he hücunı değildir. Bilvasıta ya- Pılâcak olan hareketler de hücum sa - Ylacaktır. Meselâ İngiltere, o Holandaya karşı Yapılacık olan bir hücumu, kendisine Müteveccih bir hücum telâkki edebi -| ktir. yni şekilde Fransa da, Belçika ve- Ya İsvicreye müteveccih bir — hücumu ansaya karşı mış gibi say a ise, Baltık devletleri - icumu Sovyet- h addedebilecektir. Türkiyeve gelince, Balkanlarda" veya Şarki Akdenizde herhangi bir hareket, kiye menfaatlerine müteveccih sa- - Rus - İngiliz ve ılmasını İstiyorlar , #Almanya Avrupaya ta kdirde hayat yaşama - lurs demişti, mal en Gafen i hak n - bir tabiye altına mesi için Bükreşten Galenkoya ama! verilmiştir. İtalyada karışıklıklar olmuş Populaire gazetesinde, (Brossoletie yaziyor: Müusso'iriyi Hitleri takibden vazgeç- meğe sevkedebilecek (o yegâne teşriki sürükliyeceği milletini udur. Daha şimdiden o emi aktan İsviçreye gelen hal ler, Milâno'ds geçenlerde mühim gaşalıkların bastırıldı Şimal memleketleri Stokholm * 3 (A:A.) — Dört Şimal memleketinin hariciye nazırları, Al ile akdolunacak ademi tecsvi mek üzöre 9 Ma; ta Stokhalr toplanacaklardır. İngiliz kabinesinde Londra 3 (A.A:) — Kabine saat 10 da toplanmıştır. Zannedildiğine göre, müzakere bilhassa beynelmilel. vazi - yete ve ezcümle Polonyanın Danziy'e dair Alman istekleri hakkındaki! battı hareketine ve Sovyet hükümeti -| le yapılan müzakerelere (o taallük et - Yılacak ve alâkadar — devletler derhal na Kosacaklardır. m Ya Yor ki, mütecavize karşı cep- urarak clan büyük devletlerin baş- mahal iti bu devletlerin emniyet Mn tesbiti meselesidir. Müskülâtın pek yakında bertaraf #nlaşılmaktadır. yanın vaziyeti Osüyr, ” Uvre eazatesinde, bayan Tabotis is Bankasının ikramiyesini kazanarl r Ankara, 3 (Hususi) — Türkiye İş - ma sn küçük cari. hesablar ara - a tertib ettiği ikramiye plânmın Mayıs keşidesinde 1009 liralık ikrami- Yeyi Ankarada (17480) numaralı he - #abı cari sahibi Şahin ve beşer yüz li- Talık ikramiyeleri o Trabzonda (687) refeddin, Beyoğlunda (17281) Arzi. Po, iki yüz ellişer liralık ikramiyeleri Bursada 6148 Fatma, İzmirde 12420 Mustafa, İstanbulda 76752 Beraet, Tür âh kazanmışlardır. 50 ve 25 liralık ikramiyeleri n isimleri de şubelere ta - Bir kum kayığı battı Dün Silivri Yiman idaresinden deniz areti müdürlüğüne telgrafla bir mü- “mat vâkı otmuş, bu telgrafta Sinan b açıklarında batmiş bir kum kayı- İon bulunduğu ve bu kayığın tayfa - in ambarda kalmış olmalarına ih. amal verildiğinden cesedlerinin ara - için hir dalğıç gönderilmesi lü- bildirilmiştir. Yard kayığının batmış olduğu bu ci- hik ,, olssan Buzkıran motörünün sa- Kanayan görülmüş ve zabıta ma- Y, edilmiştir. gn tahkikatta kayığın üç gün “lan 30 ilden kum yükliyerek denize ” tonluk Namazgâh motörü ol- Sülhnye, iinde üç tayfa bulundu tesbit dire gri dirtnaya tutularak birden- taygı Ve başallı ambarında bulu- SÜinmekşayrın da boğulduğu tahmin hz deniz ticareti müdürlüğünce t ve ka balline bir dalınç gönderile- hg esnasında boğulmuş olma- amal verilen üç tavfanın cese- caktır, âna, Kum, mişti: Londra 3 (A.A.) — Avam Kamara - sında bevenatta bulunan Çemberlayn, İn “ikümetinin Almanya aleyl de bir çember siyaseti takib ettiğini kere daha reddetmiş ve demiştir ki: «İngiliz hükümeti, karşılıklı teminat teatisi hakkında yapılacak teklifleri tet | ike hazırdır.» General Veygand bugün tayvara ile istanbuldan Bükreşe gidiyor Ankara 3 — General Weygand bu ak şam saat 19.15 de İstanbula hareket et- miştir. İstasyonda Mili Müdafaa Vekili Ge- neral Naci Tınaz, Hariciye Genel Sek- reteri ük Elçi Numan Rıfat Mene- mencioğlu, Fransa büyük elçisi ve el - şilik erkân; ve diğer birçok askeri ve| i zevat tarafından uğurlanmı: Bir askeri müfreze selâm © resmini yapmış, iki memleket milli havaları ça ınmiş ve halk General Weygandı şid- detle alkışlamıştır. General Weysand, Romanya hükü - metinin kendisine tahsis ettiği bir tay- Yare ile yarın Bükreşe hareket edecek» tir. (A.A) Paris 3 (A.A.) — General Weygand Ankaradan hareket ederken Havas a - Jansı muhabirine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur; <Tahrandan dönüşümde © Ankarada tevakkuf ederek esasen tanımakla müf tehir olduğum Reisicümhur İsmet İn - önünü selâmlamak istedim. Reisicüm - | hor hakkımda en Tütufkâr kabul gös - | terdi, Ayni zamanda devletin en yüksek şahsiyetlerile ve askeri © büyük rüesa ile de temas ettim. , Kıymetli bir hatırasmı tatıdı; m bü- tün bu konuşmalarım GiveMlar ie va mimiyet ve itimad içinde olmuş ven - |lâkalı noktai nazar teatilerine imkân | vermiştir. Türkiyede bulunduğum müddetçe gösterilen ihtimamdan dolayı da fev - kalâde mütehassisim.» General Veygand şehrimizde Ankaradan dün gece şehrimize mü - teveccihen hareket eden general Vey- gand bu sabah 8,45 de Haydarpaşaya muvasalât etmiştir. Generali vali Lütfi Kırdar, emniyet direktörü Sadri Aka, Fransız konsolosu ve kalabalık bir halk kütlesi istikbal Sütçüler Cemiyeti son zehirlenme hâdisesin- den belediyeyi mes'ul tutuyor | rapantda Tene day Bü İ izerinde husule gelen menfi tesirler ve sütcülüğün ehemmiyeti tebarüz ettiril- “İmiş, cemiyetten maada belediyenin de üzerine düşen vazifeleri yapması için, elce vaki olan müracattlarının te - kidi kararlaştırılmıştır. Toplantıyı müteakib Cemiyet i Ahmed Doğan Kaya, kendisile görü - şen bir muharririmize şunları söyle - miştir? «— 40 kişinin zehirlenmesile neti - celenen bu vak'a halk tarafından oldu- ğu gibi cemiyetimizce de nefret ve in- fis*le karşılanmıştır. Biz bu gibi vak- aların her zaman olabileceğini zaten liyoruz. Onun için bir ay evvel bele- ye müraesat ederek bugün şehri - mizde satılmakta olan sütlerin vaziye- tini, sıhhi mazarratlarını bildirdik. He- nüz bu hususta ne gibi tedabir pt haz edildiğini bilmiyoruz. Bugün şehrimiz» de satılan birçok sütler, kaymak altı ve krema altı tabir edilen yağ kayma ğı alınmış sütlerdir. Süt ümlerin deki halis sit etiketi maalesef tama - men sahtedir. Belediye nizamns'mele - rinde yarı veya tam kaymağı alınmış sü birer mavi etiket yapıştırmak suretile satılması için bir toadde ver. Fakat hansi sütçü, sütünün yağı ve kaymağı alınmış olduğuna dair olan bu etiketi koyar? Eğer koyarsa halk al - maz. Binaenaleyh evvelâ belediye ka- nunundaki bu maddenin kaldırılması icdb eder. İstanbulda birkaç imalâtba- Be vardır ki bunlar, sütlerden krema ve kaymak istihsal ederler. (Bundan sonra hiç bir gıda kıymeti o kalmıyan sötü de ayrıca satarlar. Biz bu imalât- neleri de bir liste halinde belediyeye Idirdik. Asıl mühim olan, yani ara sıra böy- e zehirlenme vak'alarına (sebeb olan meselenin mahiyeti ise bambaşkadır. Mendralarda, birkaç o günlük bayat sütlerin kesilmemesi için sütün içine camasır sodası atarlar, obu soda fazla kacırıldığı takdirde işte bu gibi müessif zehirlenme vak'aları omeydana gelir. Bugün satılan sütlerin (o birçoğu, ke - silmesin diye içine soda atılmış sütler- dir. Bence, kırk kişiyi zehirleyen süt te, sodalıdır. Bundan baska, şehir ha - ricinde bir takım meçhul ve gayri sıh- hi ahırlarda yetiştirilen hayvanlardan ahnan sütler de şehir dahilinde atlar- la doleştirilmn kilosu on kuruşa satıl - maktadır. Bu sütler hiç bir zaman be - lediyenin kontrolünden geçmemiş ve bu kabil ghirlar da teftişe tabi tutul - mamıs Cemiyet Reisi Ahmed Doğan Kaya - İdan sonra Halid Özulu, Mustafa Zeki İ Cengiz, Kâmil Dikce ve kâtibi umumi | Baha Ural bu vak'a dolayısile infialle- rini bildirmişler ve İstanbulun eski bir derdi olan bu işin bir an evvel nihayet | bulması için cemiyetin uhdesine düşen vazifevi yapmış olduğu ve belediyenin de esaslı tedabir (ittihaz etmesi lü - zumunun ehemmiyeti üzerinde dur - muslardır. * Sütten zehirlenme hâdisesi etrafın - da zabıta ve adliye (tahkikatı devam etmektedir. Tıbbi Adliden sütlerin tahil raporu henüz müddetumumiliğe gönderilme - miştir. Emnivet müdürlüğü de (tahlil neticesini Adli Tıbdan sormuştur. Ruzuelt Ht'erin nutkuna cevab verm'yor İ Novyork 3 (Hususi) — Cümhurre'si Ruzvelt, Hitlerin nutkuna mukabil hiç bir bir beyanatia bulunmıyacağını söylemiş tir. etmişlerdir. General Veygand kendisine tahsis e- dilen motörle Karaköye çıkmış ve oto- mobil ile Parkotele gitmiştir. General Vevgand maiyeti için Parkotelin 61 ve 67 numaralı daireleri hazırlanmıştır. General Veygand öğleye kadar isti- rahat edecek ve öğle yemeğini Parko - telde yedikten sonra, vilâyet makamına iadei ziyarette bulunacaktır. Bilâhare de şehrimizin şayanı temaşa mahalleri general Veyganda gezdirilecektir. Sayfa 11 Tayyare kaçakçılığı davasının yeni safhası (Baştarafı 1 inet sayfada) bugün öğleden evvel saat onda muha - &emesine başlandı, Rels Arif Güngören! aza Hayrullah ve Mursad mahkeme he- yetini teşkil ediyordu. İddia makamında müddeiumumi muavinlerinden Zihni bü. tunuyordu. Ruhinin avukatı Hâmid Şevket İnce yerini almıştı, Celse açılınca hâkım Ru - hiye hitaben: — Cümhuriyetçi İspanyaya kaçak tav- yare satmaktan dolayı suçlu bulunan Ek rem Köniğe hariciyeye gelen bir telgrafı vermek suretile onun bu işini kolaylas - tırdığınız söMleniyor. Bize bu hâdiseyi anlatır mısınız, dedi. Ruhi hâdiseyi anlatıyor Ruhi sorgu hükimiiğinde verdiği ifa - deyi tekrar edeceğini söyledi. Bunun &- zerine asliye mahkemesi: tarafından veri len karar okundu, Hâkim hâdiseyi defa da kendisinden dinlemek istediğini söyleyince maznun kısaca şöyle anla — Bu hâdiscnin cereyanı sırasında idi. Bir gün Ekrem Köniğ bana geldi. Be - nimle gizli konuşmak istediğini söyledi. Bir otomobille Karpiç lokantasına gittik. Bana orada çok müşkül bir vaziyette ol- duğunu bir komisyon işinde (170) bin 3i- Ta kadar bir parayı kaybetmek tehlike - sinde olduğunu, Amerikadan hariciyeye gelecek bir telgrafı kendisine verdiğim takdirde bu zorluktan © kurtulacağını söyledi. Böyle bir telgrafın teksir edile - rek Başvekâlete veşâir yerlere gönderi)- mesi, onun rakibleri tarafından çok müş- kül bir hale sokulacağım, telgrafı ala - mazsa bile hiç olmazsa metninin ne ol - duğunu öğrenmek istediğini ilâve etti. Ben ona bu işle alâkadar olmadığımı söy ledim, Fakat aramızdaki eski dostluk ve rabıtadan dolayı ona yardımı da esirge- mek istemedim. Ekremi alarak evrak müdür muavini Ahmede gittik. Ahmed bize bu telgrafı vermenin imkânsızlığım anlattı, Ekrem telgraf, alınca Birkaç gün sonra telgraf geldi. Ekremi meseleden haberder ettim. Telgrafı ken - disine verdim, suretini alıp iade edece - ğini söyledi. Ekrem telgrafı aldı. Bır da- ha gö edi, mesele bundan ibarettir.» Hâkim bu izahatı dinledikten sonra sordu: — Telgrafı ona verdiğiniz gibi, mevkii muameleye koymamanız da işi kolaylaş- tırıyormuş. «Ekrem Köniği şahsiyet sahibi bir insan zannediyordum.» — Elendim, ben o kadarını bilmiyo - rum. Telgrafı ne için istediğini bana an- latmıştı. Ben bunun ne dereceye kadar doğru olup olmadığını ne bileyim. Sonra Ekrem Köniği şehsiyet sahibi bir insari zannederdim. Onun böyle bir sahtekârlık yaptığından benim hiç haberim yoktur. Ekrem büyüklerimizden birçoklarınm en yakın dostu idi. Eğer benden telgrafı istemeyip te onlardan isterniş olsaydı, ayni yardımı onlar-da yaparlardı, — Onlardan istemiş, onlar vermemiş- ler. Meselâ Adliye Vekâletinden de bü telgraf istenmiş, — O kadarını bilmiyorum. — Ekrem size başka bir izahatta bu - Tandu mü? — Hayır, hiç bir şeyden bahsetmedi, Ben bir sipariş aldım, onu yapmakla mü- kellefim, dedi. — Peki, sizin bu telgrafı ona vermekle ne kazanacağını bilmiyor muydunuz? — Hayır, kat'iyyen bilmiyordum. O metnini okuyacak, işini düzel - tecekti, zannediyordum. — Hariciyeye böyle gizli telgraflar ge- lir mi? — Gelir efendim. — O hâlde neden bu telgrafı isteyişin- den şüphelenmedin!z? — Efendim, ben böyle şeyleri düşün - mek ihtiyacını bile daymadım. Ben onu şahsiyet, namüs sahibi bir insan olarak tanıyordum. Benim bü işi bilerek yap - maklığım bir intihar sayılırdı. İddia makamının talebi Hâkim iddia,makamının talebi üzerine Ruhiye sordu: — Ekrem Köniğ size geldiği zaman siz onu Ahmed Nesim'ye götürüyorsunuz. Ahmed Nesimi size bu telgrafı veremi - yeceğini söylüyor. Siz bunu neden dü - şünmediniz? — Düşünemedim. Onun benden böyle bir yardımı istemesi, benim hiç bir za « man düşünmediğim bir haldir. Tesir var mı? Bu sırada Ruhinin avukatı Hâmid Şev ket İnce a dedi ki: ile gizli olarak ko- nuştum, Mühim ve milli bir dav sında bulunuyoruz, Bu Işin hi fının gizli kalmasını arzu et vekkilime daha bazı şeylerin sorulmasını istiyorum, Ruhinin Ekreme verdiği bu telgraf sırf bir dostluk neticesi midir? Bu yardımı başka şeyin tesiri al - tında kalmıyarak mu veri rin tesiri altında kalmış mıdır? Bu noktayı lütfen izah etsin, eğer bu Suallere doğru cevab verecek olursa çolk ük hakikatle karşılaşacaksınız. Hâkim Ruhiye bu”sözlere dair ne di « yeceğini sordu. Ruhi: Ben onu bir şahsiyet olarak tanır « Gım. Kendisinin böyle bir şey yapacâ » nimle gelip görüşmesi ve benden yar » dım istemesi sadece bir dostluk eseri de- ğil bir tenezzül messiesidir. Ben onun bu arzusuna cevab vermek istedim. Avukat Hâmid Şevket İnce bu muka « bele karşısında: — Hakikati söylemek istemiyor, peki devam edelim, dedi, Hâkim Rühiye şu suali sordü: — Ekrem bu telgrafı iade etmemiş, A- merikadaki fabrika da bunu tekid etme- yince sen ne için bunu ihbar etmedin? — Telgrafın başka bir yol ile gelmek ihtimalini düşünmedim, onun için ihbar etmedim. Ekremin şahsiyeti bu işin önü. nü alabilirdi. Devlet Şürasının kararı Bunun Üzerine Devlet Şürasının ver - diği karar okundu. Bu kararda, Ruhinin telgrafı Ekreme vermekle işini kolay - Jaştırdığı beyanile Jüzumu muhakemesi isteniyordu. Müteakiben Hariciye Vekâ. Jeti inzibat korisyonunun verdiğ karar dinlenildi. Bu kararda sabık Milli Müda. faa Vekili Kâzım Özslpin ve Hariciye Vekâleti müsteşarı Agih Akselin imza. larının Ruhi tarafından taklid edilme » mekle beraber Ruhinin telgrafı mua » mele mevkiine koymadan ona vermekle hâdisede medhaldar olduğu zikrediliyor. Bundan sonra bazı vesikalar daha göz- den geçirildi. Ehlivukuf raporu okundu. Raporda sahte evrak üzerindek; mübürüp Mariciyenin mührü olmadığı, imzaların da Küm Özalpa ve Agâh Aksele ald bulunmadığı zikrediliyordu. İkinci celse Öğleden sonraki celsede hâkimler he- yeli Devlet Şürasınm ve asliye ceza mah kemesinin verdiği kararlara istinaden duruşmuya devam edildiğini zikrederek iddia makamının mütaleasına iştirak et tiğini bildirdi. İddia makamı Ruhinim ve Ekrem Köni, Bin bu işteki İni uzun uzadıya izah etti. Ekremin fülinin ceza kanunumuzun 342 nci maddesine tevafuk ettiğim., Ru - hinin şeriki cürüm olduğunu ve Ruhinin ceza kanununun 65 inci maddesi yelile 342 nci maddesine göre cezalanması lâ - zım geldiğini söyledi, Avukat müdafaasını hazırlamak için mühlet istedi. Muhakeme 8 Mayıs Cu - martesi gününe talik edildi, Litvinof Hariciye Komiserliğinden istifa elti (Büştarafı 1 inci sayfada) 1918 senesindenberi Sovyet hariciye « sine intisab etmiş olan Litvinof, 1950 da hariciye komiseri tayin edilmiştir. Sovyet icra komişerleri heyeti reisi Mo Yotof, ayni zamanda hariciye komiserliği vazifesini de ifa edecektir. Litvinofun ani surette çekilişi hak - kında hiç bir tafsilât verilmemektedir. Moskova 3 (A.A) — Yüksek Sovyet divanı, hariciye komiseri Litvinofu ken- di talebi üzerine, vazilesinden affetmiş ve yerine icra komiserleri heyeti relsf Molotofu tayin etmiştir. Molotof icra ko- mişerleri reisi ve harieive komseri ün - | vanını taşıyacaktır. | ğını aklımdan geçirmezdim. Onun be w “