AğAEEEM A ML AŞ ZE SANA. EM Zİ ai ama Papia MAD e 2 (Raştarafı 8 inci sayfada) "Hi halde eski sayılmıya başlıyan bu va- #Mta; kendi kendini müdafaa edecektir. Zira birçok insanlara iş sahası teşkil etmek, büyük sermayeleri muhitinde toplamak, birçok sehirlerin vücudüne! sebeb olmak bakımından kudreti bü-| yüktür. Çok pahalı olmasın# rağmen ve arlık teknik ihtiyaclara cevab ver - memesine (muharririn fikri) rağmen Onun ortadan kalkması tekniği memnun bıraksa bile ictimat sistemi altüst ede - tektir. Teknik ve sosyaloji (o çok defa birbirine zıddır: Biri işi azaltmak üze- re makineleşmiye çabalarken öbürü iş- #izliğin önünü almak kaygusile buna Karşı koymaktadır. Otomobile rağbet arttıkça tren, yolcusunu yavaş yavaş kaybetmekte, bununla beraber ağır yüklerin naklinde hâlâ büyük bir ehemmiyeti var. Acaba bu ehemmiyeti. mi yarın da muhafaza edebilecek mi? Çok şüpheli. Yarın huyu topraktan çı- kanır çıkarmaz ayni işe yarıyacak sun'i| bir maz haline sokmak mümkün olunca Pipelineler petrol gibi kömür naklini de trenin elinden alacaklardır. Hattâ enerji yaratıcı maddeleri taşımaktansa "teller vasttasile doğrudan doğruya e - 'nerji nakline başlanacaktır. Otomobil yarının nakil vasıtaları a- rasında kalacak, tekemmül edecek da- Ma ekonomik hale konulacak, daha iyi randıman verecek, 160 mil sür'ate ka- vuşacak ve umumileşecektir. Daha se- Tİ umum! bir vasıta olmak üzerede tayyare Xullanılacaktır. Bu suretle Nevyorktan Sanfransiskoya sekiz, Lon- raya on saatte gidilebilecektir. Esasen tayyareye şimdiden güvenilebilir. Ya- pılan istetistikler ticaret tayyarelerin- İde on altı mii kilometre başına yal- nız bir ölü nü gösteriyor. 'Televzlon'a kavuşmakta gecikmiye - ceğiz Alelâde bir sinema perdesinden milli her hadiseyi dakikası dakikasına Beyredeceğiz. Evimizde oturduğumuz yerden spor maçlarını, açılma mera -| #imlerini vesairevi göreceğiz. Yarının telefonu sesi tabiiliğini Obozmaksızın werec»ktir. Radyolarda parazit kalmı - yâcaktır. Cebte taşmabilecek minimini alıcı. ve verici cihazlar yapılacaktır. Bu savede kadınlar; akşatna getirilme- sini istedikleri şe unutup kocala - rma sabahleyin Temezlerse İşine varmadan, yol ortasında hatırlatabile- ceklerdir. ” Dünya maden kâynakları zengindir. stihlâkin gittikçe artmakta ol - unutmıyalım. Meselâ Alüminyomu için de yürde elli nisbetinde alüminyom bu Iunan bir cevherden çıkarıyoruz. Hal. buki arzın bütün kaşrında! yüzde yedi nisbetinde alüminyom vardır. İşte ya- rın bu fakir madenleri ucuzca ve kolay- Ca İşletme çareleri arastırılacaktır. De- hizde o kadar altın var ki hepsi çıkarı- İabilse kaldırımları altından yapmak|Pan Nevart Muradoğlu tarafından iş - * bütün bu altın|gal edilen | numaralı odadan yangın deniz suyunda ancak milyonda bir nis- | çıkmıştır. - İtfaiye, ateşi, büyümeden söndür - mümkün olur. Fal betindedir. * Ziraal henüz çocuktuk devresini ya-İkikat yapılmaktadır. e Şi iran konsoloshanesinde balo İran Veliahdinin düğünü münasebetile evvelki gece şehrimiz İran konsolos- banesinde parlak bir balo verildiğini yazmıştık. Resimde davetliler görülmek” tedir. Gelecek asırda hayat . nasıl olacak? "BON POSTA RABYSİ Ankara radyosu şıyor.. Amerikada bile zürra o kadar ağır şartlar içindedir, emeğine karşılık o kadar az şey siabiliyor ki büyük ser- Jaye bu sahada dkmıya bir türlü ya - naşmıyor. Gelecek asırda ziraat; diğer ” ğ N — san'atlerle temasta bulunan bir san'at | ya. Memleket sasi aa ri halini almıya, çiftlik; büyük şirketler | oj1 haberleri, 18.15 - 14: Müzik (Karışık proğ İarafından işletilen ve mütehassısların, İram - PL) 1720: İnkilâb tarihi dersleri - mekanisyenlerin, amelenin, makinenin | Halkevinden naklen. 1830: Proğram. 1835: TAP. BLT9 m. 9485 Kes 3 Kw. PERSEMPE » 21/4/9 “| kırılmıştır. toplandığı bir san'at merkezi olmıya mecburdur. O şekilde yalnız toprak bu- günkü gıda ve mensucat kabiliyetini yarı işlenmiş bir halde kalmaktan kur- tulmuş olmıyacak, alınan hububattan smaf usullerle birçok synthâtigue gaz ve alkol de istihsal edilecektir. Bundan başka saman, arpa zarı, patates ve pan- icar sapı gibi artıklardan da muhtelif yeni maddeler yapılacaktır. | Berthelet (!) insanların, sentetik gı- da tabletlerile gayet idareli bir çekilde Yaşıyacakları fikrini ileri sürmüştü. Fakat birincisi, enerji yapacfk gıdanm ağırlığında yanılıyordu. İkincisi: Bert- helot zamanındaki kimya vücudümüze muhtac olduğu hayatiyeti verecek g- Jdayı yapabilmekten uzaktı. Bir madde. nin besliyeciliği yainız kimyevi terki- bine değil moleküllerinin teşekkülüne de bağlıdır. Diğer taraftan yiyecek hacminin bu meselede büyük bir «hem- miveti vardır. Mide iyi işlemek için dolmalıdır. Bütün bunlara rağmen is - tikbalde synthâligüue beslenme mese - Tesile muhakkak meşmul olunacaktır. Bir insenın aldığı ücret veya aylin yüzde otuzunu, vektinin yüzde kırkını yiyeceğine harcaması mü Pek ucuzları müstesna, n gıdalar| sun'f olarak yapılmalabilmelidir. Mu-| ayyen bir dereceye kadar yapılacı&tır da,.. Fakat bunda sentetik soğana, se- tetik bifteğe kadar gidilemivecektir. Protein'lerin tesekkülü karışıktır, tak- Yidleri güçtü: &ti vaç hali İcihte devam edeceklerdir. (1) Büyük bir Fransız kimyageri CR27 -| 1907) Bir kamyon tötü-cü dükkânının kepenklerini kırdı Beşiktaşta oturan şoför Hamparsu - mun idaresindeki kamyon, Karaköyde işaret memurlarına mahsus mahallin kaidesine çarpmış ve bundan sonra da karşı taraftaki tütüncü dükkânının içi- ne girmiştir. Hüdirede insanca zayiat © olmamış, yalnız tütüncü dükkânının kepenkleri Şoför Hamparsum © yakalanm Hâdisenin, şoförün (o dikkatsizliğinden mi, yoksa kamyonun harda bir halde| bulunmasından mı ileri geldiği tahkik edilmektedir. Bir han odasında yangın çıktı Mahmudpaşada “Tarakçılarda' Bira - İderler hanında kundura yağcılığı ya - müştür. Yangının sebebi hakkında tah Müzik (Bir konserto . P) 19: Konuşma (Ço cuk Esirgeme Kurumu - 'Temati.) 10:20: "Türk müziği (Fasil heyeti.) Çalanlar: Hakkı Der- man, Eşref Kadri, Hasan Gür, Basri Üfler, Hamdi Tokay. Okuyanlar: Celâl Tokses ve Safiye Tokay, 20: Memleket saat Kyarı, a - Jans ve meteoroloji haberleri, 2018: Türk müziği, Çalanlar: Vecibe, Refik Fersan, Fa- hire Fersan, Kemal Niyazi Seyhun. Okuyan: Müzeyyen Senar. 1—........ - Müstear peş- rev. 2 — Rahmi beyin « Müstear şarkı: Gel ey saki şarabı tazelendi. 3 — Zeki Arifin - Segâh şarkı: Ağladım fimidlerim bleran ol. du hep. 4 — Mahmud Cslâledâ'n paşanın - Hüzzam şarkı: Değildi böyle. 5 — Refik Fer san - Tanbur taksimi. 6 — Suphi ziyanın - Kürdilihicazkir şarkı: Bahçenizde (bülbül olsam. 7 — Leminin - Kürdilihicazkâr gar - kı: Nazlandı bülbül 8 — Osman Nihadın - Kürdilihicazkir şarkı: Akşam güneşi, 9 — - Kürdilihicarkür saz semaisi, 10 — Oyun havaları. 21: Konuşma (Çocuk EK. #irgeme Kurumu.) 21.15: Esham, tahvilât, kambiyo - nukut ve zirant borsası o (Mat) 2125: Nes'eli plâklar - R. 2130: Müzik (Şan resitali - Barilen Maks Klein tarafından) 2155: Müzik (Bir solo - PL) 22: Müzik (Kü- çük Orkestra - Şef: o Necib o Aşkım) i — Brahma - Macar dansı. No, 17. 2 — Delibes. Menba: Balet sütü 3 — Lautensehlager — Yıldızlara doğru - Panlezi, 4 — Rilsager - Bir entermezo. 5 — Löhr - Bavyera valsları, 8 — Coleridge - Afrika sbiti. No. 1. 7 — Tse- “ |halkowsky - Afilletler sültü 23: Müzik (Caz. band - PL) 2345 - 24: Son ajans haberleri ve yarınki proğram. —-.0nanununanazans s5 vaa sakanamene ressam suyunun Ankara borsası Acılıs- kananış fistan 126-4 -9:9İ Son Posta Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi; | Yerebatan, Çalsiçeşme sokak, 25 İSTANBUL resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize &iddir, ABONE FIATLARI Pul ilâvesi lâzımdır. İ zaran, cesedin üzerindeki emareler hâ- Tarihten sayfalar * (Baştarafı T inci sayfada) üzere Mısıra gelmekte olduğunu Mısır halkına yaymışlar, Mısırda umumi bir hayret, merak uyanmıştı. Hakikaten bir- kaç gün sonra da akşam vakti, guruba ya- kın, Ahmed Paşanın gemileri İskenderiye limanı açıklarında görünmüştü. Bütün şehir halkı, bu şekilde gelişi bir harb hilesine de atfederek o gece ayakta, her an bir bombardımana muntazır heye- can ile geçirmişlerdi Ertesi gün de, Or manlı gemileri, bayraklarla donanmış 0- larak limana girdiler, Tarihin kendisine «hain lâkabını ver- diği Ahmed Paşa, karaya ayak bastığı va- kit kalelerden ve Osmanlı ve Mısır do - nanmalarından selâm topları atıldı. Meh. med AH Paşa, devlete ihanet eden ami - ral: parlak bir alay ile karşılattı. Fakat, hiyanetinin ne kadar iğrenç bir hareket olduğunu hisseden Ahmed Paşa, yolla * rın kenarına iki sıralı dizilmiş olan hak kın yüzüne bakmağa utanıp limandan v8 sarayına kadar başı önüne eğilmiş ola” rak geçti, Mehmed Ali Paşa belinden kılı" cını çıkarıp bir zabitine teslim etti, sof ra merdiveni âdeta koşa koşa çıkara Mehmed Ali Paşanın ayaklarına kapandi Mehmed Ali Paşa: — Kalkınız kardeşim. hoş geldiniz buyurunuz!. diyerek amiralı bir salonf aldı, Perdeler kapandı. Halvet oldu. Ya- rım saat kadar başbaşa konuştular, Bu mülâkattan sonra Ahmed Paşa, ikametine tahsis edilen bir saraya, gene bir alay ter- ib edilerek götürüldü. Hain Ahmed Paşa 1298 de Mısırda kalb sektesinden öldü. Reşad Ekrem İngilterenin mecburi askerlik kararı çok gecikmiş bir karardır * (Baştarafı 7 imei sayfada) Anya ve İtalya orta ve cenub ve doğu Avrupada kendi aleyhlerine müte- veccih olabilecek hiç bir devlet manzu - mesi bırakmak istemiyorlar. Onlar şim - dilik Macaristanla beraber, Yugoslavyayı ve hattâ Romanyayı mihvere sokmak çi- yasetini takib ediyorlar. Bunun en müş - kül ciheti, Macaristanı Romanya ve Yu- goslavyadaki taleblerinden, hiç olmazsa şimdilik kaydile de olsa, vazgeçirmektir. Yeni Venedik, İtalyan - Yugoslav, mü- zakerelerinin boşa gitmediği ve Yugos - lavya mihvere resmen girmediyse bile, artık mihvere ayak uyduracağı ve Maca- ristanla uyuşması meselesinin nihayet bü âyın sonunda Berlinde neticeleneceği a- şikâr görülüyor, Eğer Almanya ve İtalya, Macaristanın Romanya topraklarındaki laleblerinden vazgeçtiğini, Romanyaya taahhüd edebilirlerse bu devletin başka garantiler arımıyncağı da sarih görün - mektedir. Gi İngiltere, Roman; Denizde hüviyeti meçhul bir cesed bulundu Dün skşam Karaköy köprüsü ile Ba- iktısaden İ ıkhane arasındaki deniz kenarında bir erkek cesedi , Keyfiyetten zabıta haberdar edilmiş, cesed morga kaldırılmıştır. Ölünün he- nüz hüviyeti tesbit edilmemiştir. Yal - nız, cesedin Üzerinde şüphe uyandıra- cak bazı alâmetler görülmüştür. Vü - cudün muhtelif kısımlarındaki yaralar ve ölünün boğazında bulunsin ip, hâ - disenin bir cinayetten mütevellid bu - lunup bulunmadığı hakkında bazı in - celemelere lüzum göstermiştir. Cesedin şişmiş bir halde bulunma - sından 15-20 gün kadar denizde kal - dığı anlaşılmaktadır. Ölünün 25 yaş - larında olduğu tahmin edilmektedir. disenin bir cinayet veye kaza eseri o - lup olmadığı tahkike o başlanmış bu - Tunmaktadır. Yaptığımız tahkikata na- disenin hem cinayet, hem de kaza mah sulü olabileceğini zannettirecek mahi - yettedir. Hakikatın, bugün aydınlanacağı u - mulmaktadır. Bir adam apartımanın damından düştü Beşiktaşta Çitlenbik sokağında Kum Cu Velinin apartmanının damında ta- miratla meşgul bulunan Celâl, üç kat yükseklikten düşmüş ve muhtelif yer- lerinden ağır surette yaraatamıştır. Yaralı Beyoğlu hastanesine kaldırıl- mıştır. Bir elekirikçi tesiset yaparken yere düştü Beşiktaşda Yenimahallede ( oturan 25 yaşlarında Yani isminde bir elâk - irikçi, Ortaköyde Yenimeyhane soka - ında bir evde elektrik tesisatı yapar- ken muvazenesini kaybederek düşmüş- tür, Yani baygm bir (halde Beyoğlu İ Posta kutum :7al İstanbul Telgraf : Son Posta Talejon : 20203 sans s00N en saameorAAA ova hastanesine kdidırılmıştır. Tah Ratip Türkoğlu « Sirkesi : Viyana oteli siram, Ne, 26, Kat i da hergün öğleden sonra sest 14 den 20 ye kadar hastalarını kabul eder, Şimdiki halde, ölünün hüviyeti, hâ-| Jtatmin yolunda çalışmağı başlamıştır. Yani o da belki, Almanya gibi, yüksek fiatlara bakmıyarık, Romanyanın petrol, hububat ve madenlerine talib olacaktır. Fakat Almanlar hem bu hususta takad » düm etmişlerdir, hem de ellerinde Ma - caristan gibi bir tazyik vasılası vardır. Bundan başka Romanyaliler, İngiliz ga - rantisinin meydanda bir müeyyidesi ol - madığını veya bunun pek zayıf olduğu nu elbet düşünmüşlerdir. Hülâsa. İngilterenin Büyük Harb - den sonra rahata dalması ve kuvvetlen » meği ihmal etmesi le bozulan askerf ve siyasi muvazene yüzünden Avrupanın ve dünyanın beş senedir çekmediği rahat - sızlık kalmadı. Bugünde, İngilterede, Fransada ve kendini tehdide maruz gö - rüp hisseden her memlekette hissolunan bütün müz'iç sıkıntılar gene hep o mu- vazenesizlik yüzündendir. met edeceği için, temenni olunur; fakat bizce bu çok gecikmiştir. H, E, Erkilet Bir doktorun günlük notlarından Basur memeleri Sebebi yüzde doksan Inkibazdır. Mütekabbız olanlarda defitabil esna - sında husule gelen ıkıntı neticesi yavaş yavaş evramı basuriye teşekkli eder ve gitgide büyür âdeta makadın muhitinde koca bir kütle husule gelir, Basur meme- leri zaman zaman şişer, çok İztirab ve — rir. Bundan başka az Şok mütemadi kan mıyaıa sebebiyet verir, Bilhassa genç ka dınlarda sik sık vukua gelen baş dönme. leri, göz kararmaları ve kansızlığın se - bebi hergün, defitabil esnasında vukus gelen kan kaybetmenin neticesidir. Ba - san bu basur memeleri fevkalâde şişer, morarır âdeta kangrene (benzeyen bir manzara #lır. Hastaları uykusuz tstirab Içinde birakır, Faka: basur ameliyatı o kadar basit ve o kadar kat'i bir ameliyattır ki hastala- rın sekiz günlük bir zahmete kalanma - Jar bütün ömür müddetince iztirabi ve tehlikesi dalmi olan bu hastalıktan kati olarak balş olmaları için kâfidir. Ba - suru olanlar derhal ameliyai yaptırma - dırlar. Gerçi bazı ufak tefek basur me- melerini kinin şiringalerile kurutmak da mümkündür. Pakat bu daha ziyade birkaç (Otaneye münhazır olmak üzere olan evramı basu- riyeye ald bir usuldür, yoksa bütün ma- kadi ihata eden büyük ve kanayıcı ba - surları ancak müdahalel cerrahiye ile bertaraf edilebilir. Basura malik olmamak için inkibaz ol- mamanızi tavsiye ederiz. pulu yollamalarını riea ederim. Akai take dirde İatekleri mukabelesiz kalabilir. Bir otomobil manevra yaparken bir çocuğa çarptı Perşembepazarı yokuşunda — şoföf Hamdi Sat, kullandığı otomobil ile manevra yaparken arkada bulunan 7 yaşında Halid Altmtaş adında bir ço - cuğa çarpmıştır. Halid, belinden yara e, Şoför Hamdi Set tutulmuştur. Şehzadebaşı TURAN Tiyatrosund& Büyece İşin İçinde İş büyük vo'yil 8 perde Atilla Serg ve Miçe varyete grupları İngilterenin kuvvetlenmesi barışa hiz- *