id niş le « sin6 dar in bda ik rafı Erşi ük“ ns ale rio 21 Nisan LL EDEBİYATI Mecmualarımız Hangileri satılır, hangileri satılmaz, bizim ihtiyacımız hangilerinedir ? Yazan: Halid Gazete, mecmua, ilim ve san'at, hepsi cemiyetin ifadesi. Gazete, yalnız siyasiyattan ve günde- lik hüdiselerden bahseden bir topluluk bağı değe, ayni zamanda. küçük mik - Yasta bir bilgi ve san'at dünyasıdır. Fa- kat ekseriyetle hitab ettiği - okuyucu Tümresine göre bütün bu hizmetlerin! de- tece derece yükseltip, yahud sadeleşti - yerek yapar, Çünkü her gâzete anlasıl - Wak, sevilmek ve cemiyete verdiği fikir- ler kadar cemiyetten aldığı fikirlerle de beslenmek için çıkar. Bütün bu saraha - te rağmen her hangi bir gazete güctükle ha'ratnı devam ettirebiliyor ve nihayet sönüp gidiyorsa muhakkak ki hata, oku-| Yucularından ziyade bu gâzetenin yar'cı Ve idare edieilerindedir. Organında gizli bir hastalık var demektir ve © hastalık bir ölümü intaç etmiştir, tıpkı uzvi ha - Yatta olduğu gibi... Yazıma neden, pek malüm olan bu ha- klkati hatırlatmakla basladım? Cünkü, bir cündetik gazetenin o muvaffakivetle bir haftalik yahnd avhk mesmnanın mu. veffıkiyeti arasmda fark görmivenler - #en biri de benim. Cünkü her iki türlü nesriyatım da yurd içinde yavılması, sa - islamın coğalması: okuvanlarla okutan. lar. vani yazdıklarını okutmasını bilen İsr arasında anama bağlarının evklas - timi anlatır. Bu An, mii külkürün #ferinedir. Bu zaferi ne kadar cok gn - iete ve ne kadar cok mecmua kararı - yorsa milf kültür de o derece 'lerlemeğe bamlarmetır. Bunu özlemiyecek bir tek Yatındaş var mı? Burada gazete te mecmua arasindaki irlesme ve ayrilma noktaları arastır. mak lâzm geliyor. Gazete, malüm. az cok h meslek erbabını #lâkadar edecek ve »h, çete anlaşılabilecek bir cehre ma. ,, , âcaktır: san hususunda. vak'aları, hidiseleri, temmmileştirerek “anlatıs. husu. sunda ve nhayet. eskidenberi sefkir vr. Mwmdye> denilen elle tutülmaz, fakat bütün kapalı veva acık hareketlerile var Olduğu muhakkak bir kudreti bel; edis hususunda... Mecmtaya gelince, bura - da, her şevdlen evvel aktünlitenin istüne Sıkan, hidiseleri daha yüksek bir mö - Yüsle tetkik eden ve efkâri umumiye ka- dar ve belki ondan fazla ferd? zekâva Yer veren bir husustyet görüyoruz. Bu ferdilik bir derece maserilestirilemez ve Mecmua flmf, yahud artistik otoritesini Kâybetmemekle beraber br derece hal Km zevklerine de yaklaşmazsa daha Büshalarından okuyucularile başlıyan an- lasamamazlığı çok geçmeden mukadder âc1 neticeyi doğurur: satımsızlık ve ifös Nitekim 1908 den bugüne Kadar çıkmış Ve batmış nice mecmunların bu haz'n Mâceram, mafbuat hayatımızın en as'Xıl tarihidir, Bu neden böyle olmus ve bövle Oluyor? Seheblerin! gelin de beraber a. Yaştıralım, Belki bu araştırıstan, yakımdaİdevam ed Ankarada toplanacık olan Neşriyat Kon. Bresi hesabma bazı hakfkatleri ortava cı.) karabilir ve derdin devasını şimdiden dü. yönebiliriz. Önce sermaye meselesi... Bu noktada hatıralarımı toplamağa çalışıyor ve 28 Yılık tecrübelerimi verdiği az çok bir bilgi ile memlekettmizde çıkan mec - Mutları en fazla şu üç mra dahilinde İuyorum. I — Pei Küçük bir sermaye ile çıkan Mecmualar, 2 — Nisbeten geniş bir sermaye ile çi- Kan mecmualar, 3 — Hükümet yerdimi ile çikan mec- Ruslar, Pek küçük bir sermaye ile çıkan mec- Mia sahibleri hemen ekseriya şöyle dü- #inürler: Elimde *ki yüz lira açıktan bir Püra var, Bunu ber hangi bir şeye sarfe- debilirim, Fakat bir mecmua çıkarsam Basl olur? Hem az samanda matbuatta ZANırırıyi Evet, bu küçük sermayelerin sahibleri, ka © seksen matbuat hayatında düne adar meçhul şöhretlerdir. Şöhreti bir amlede elde etmeği kafalarını bir kere oymuşlardır. Mamafih, edebiyat ama- dürler de! Sözde ilm! makaleler, hi- Fahri Ozansoy kâyeler, yahud şiirler yazarlar ve başka hiç bir mecmuada neşredemiyecekleri he- veskârlık yazılarını kendi mecmuaların- da pekâlâ neşretmek hakkına maliktir - ler. Üstelik para kazanmak ümldleri de sonsuzdur, hem yukarıda kaydettiğimiz gibi müthiş para! Eh, artik bu mecmuaya yardım edecek olan diğer yazıcı eleman « ları da siz düşünün! Ancak şunu da söy- liyevim ki. bâzı tanınmış imzalar! da böy- le birkaç nüsha çıkıp ta batan mecmuala- rın her hangi bir sarısında görebilirsiniz. Kimine o az sermaypli mecmua hesabına mecburiyetle büyük bir fedakârlığa kat- lamlarak meselâ beş lira kadar bir yazı hakkı verilmistir. kimi de parasız bir de. faya mahsus olarak böyle bir yardımı e - sirgemem'ştir. Artık mecmuayı idare e- denlerin zekâsı, bu parasız meşhur imza « ları şu veya bu nisbette temin edebildiği. ne nazaran, İş, bir nevi parasiz yazı av,- lama safhasına dökfilmüs demektir. Esa - sen ortada muayyen bir program da ol- madığından; tabintile sağdan, soldan bir- |birini fırimaz, alacalı fikirler, karma ka- rısık Vazılar toplanır ve bunlar mermua- nın sayfalarını süsler. Sonunda, bütün o yaldızlar dökülecektir ve o mecmua na - mma bu kubbede sadece hoş bir sada bile baki kalamıyacaktır. Gelelim, nisbeten geniş bir sermave ile çıkan mecmualara... Bunlar da iki kısım- dr: resiml! ve resimsiz. Resimliler ma - gazin tarzında iseler (ki ekseriyetle övle- dirler) ba: fakat meraklı yazılar, rö - SON POSTA istanbulda yaz hazırlığı Sayfiye yerlerine köç başladı, gazinolar hummalı birfaaliyet içinde Sayfiye yerlerinde günün manzarası Bugün hava biraz serince esiyor. Pa- zar günkü sıcağa benzer bir sıcak yok amma... Bostanlarda marullar serpi- lip şişmanlamış!. Domateslerin itibarı düşmeğe başladı... Daha bir sy evvel dört yüz kuruşa iken şimdi yüz kuruş- tan aşağı satılıyor. Ayakları rahatsız olan kadınların i - çinde —tabii şıkların (o değil— sandal giymeğe başlayanlar görülmeğe baş - lshdi. Beyoğlu dükkânlarının camekânları erguvani, pembe ve mavi renklerle do- nanmış, ne güzel emprimeler, ne yeni Sayfa Adolf Hitler Ellinci yıldönümü münasebetile Alman Devlet Reisinin hayetına kısa bir bakış Iman Devlet Reisi Her Hitle- rin dün ellinci doğum yıldö - nümü idi. Bu hâdise, Almanyada, mis- li nadir görülür bir ihtişam ve tezahür içinde kutlulandı. Birçok devletler, ge- rek Alman Devlet Reisinin bizzat da - vetile, gerek Alman hariciyesinin res - mi çağırışile temsil edildiler ve Alman- ya, bu münasebetle, iftihar duyduğu - nu her an ilân etmekten çekinmediği kuvvetini teşhir etti, milletinin inti - zamseverliğini bir defa daha âleme ta- nıtmış oldu. * Aşağı Ayusturyanın küçük bir hu - dud kasabasında doğan ve Avustur - yalı bir gümrük memurunun oğlu olan Hitlerin hayatı, müselsel bir uğraşma ve vatan kurtarma mücadelesile dolu- dur. Bu hayat, muasır tarihin büyük bir kısmını işgal eden büyük bir va - tanseverlik örneğidir. e Büyük Harbe Alman ordusile beraber girerek gaz - larla zehirlenen bu Alman vatanper - verini, harb sonu devresi, ngkâm kal- mış milyonlarca insandan biri olarak kaldırımlar üstünde ve işsiz yakaladı. Hitler için bu şartlar içinde pek çok harb mağduru gibi, adedi mütemadiyen artan komünist saflarmı zenginleştir - mek pek âlâ mümkündü. O, bunu yap- madı. Büyük Harbin husule getirdiği büyük ruh değişikliğini anlamayan Al- man burjuvalarile bulanık suda balık avlamak isteyen (o komünistlere karşi mücadele açmakla (davasını görmeye Hitler viyesindun ele alınarak tetkik edilmiş ve cevabı verilmeğe çalışılmıştır. Bu mücadele ve yorulmak azmin ilk tesirles rini hisseden geniş Alman kütleleri, o- nun Hindenburga karşı Cümhur riya « setine koyduğu namzedliğine, semboliiğ bir remiz olarak şayanı dikkı., bir alâs ka göstermiştir. Birkaç sene sonra bir kaç sene evvelki siyaset rakibinin das vetile Başvekâlete gelen Hitler, azim bir ekseriyetle develt reisliğine yük « selmeyi müteakıb hiç bir Almanın ta « portajlar, söyle böyle hikâyeler, misa - bakalar, bilmeceler ve sinema sayfaları ile rağbet uyandırırlar. Bütün bu savdık- larımız başlıca malzemesidir. bunların! Eri fazla ehemmiyet verdikleri, renkli ve muhakkak güzel kadın resimli bir kapak, sonra sayfaları çevirdikçe gözlerinizi oya- | Yiyacak olan bol bol resimdir. Resimler ne kadar çok, mürekkeb . zanpaj, ne derece cazibse bu mecmusla- rın sürümü de o nisbette emin demektir. | Nitekim bu suretle mükemmel para ka - İzanan ve sahiblerine parlak gelir ve a .| Kalın kürk paltolar, naftalinlendi bi- |partıman temin eden mecmualarımız ma-| le... Sişli, Maçka ve Taksim arasında şallah eksik değil! esddeler çocuk arabalarile dolu... Tak- Gelelim, geniş sermaye ile başarılmış| sim bahçesinin açılacağı günü bu semt ve yaşatılmak istenen sırf san'at ve ilim | sabırsızlıkla bekliyor. mecmualarına, asıl yara da bura-| "Taksimde Talimhanede Şişlide Ni - dadır. Bunların dün gibi bugün de bir ço-| şantaşında, ve Beyoğlunda birçok a - Bunun, bütün zekâ ve enerji israflarına| partımarların üzerinde şöyle levhalar | rağmen, güçlükle yaşıyabildiklerini elem-| örmek mümkün... jie görüyoruz. Kimi çok bilgili kafalar ve #Kirahık mobilydlı apartıman» ellerde yoğurulmaktadır. fakat mağa - Göç mevsimi geldi. Aileler şimdiden zinler gibi yalnız hoş vakit geçirtici kolay sayfivelerde ev aramağa kalkışıyorlar. İve hafif neşriyata alışan b pr n seneki kadar | mecmualara yaklaştırmağa , Bu sene Suadiye geçen | Ser vaffak olamıyorlar. Buna, yayın ii A epin liği İçok daha rağbet varmış. Florya plâjı İbu sene diğer plâjların hepsinden dâ - ha moda olacağı benziyor. apurunda şimdiden (tek, tük 1 görünmeğe başlamış, hava- ların bir haftadır birdenbire ısınması sayfiyeye yitmeğe telâş eden sabırsız - ları harekete geçirmiş bile... Bütün şhirde bir yaza hazırlık görü- lüyor... Boğazda sahil boyunca hum - mali bir faaliyet hüküm sürüyor. Kah- veler, gazinolar tamirata başladılar... Parmaklıklar, salaşlar, iskemle, sıra ve ve görülmedik ipekliler, ne (parlak renkli yünlüler var. Viyolet dö parm rengindeki süet çantalarla ayni renkte İ eldivenler bu yazın en hoşa giden mo- da aksesüvarı yeniliği olacaktır. On - ların teşhir edildiği dükkân camekân- larının önü pek kalabatık oluyor. çiçek saksısına benzeyen şapkalar ta - şıyorlar. İlkbahar kompleleri yazın ilk müjdecileri. güçlüğü ve şimdiki iptidailiği de ilâve e- dil se mesele büsbütün ciddiyet kesbe - r demektir. Neticede, en faydalı mec- nda en hakir görülen neşriyat sır yle ki sırf ideal aşkına bu işte ebilenleri de artık O parmakla) meğe başlıyorum. Böyleleri, mat - buat hayatının hem zekâ, hem paraları ile fedaileri sayıhızlar. Neşriyat Kangre- #inde Maarif Vekâletinin yardımına bil- hassa bü mecmualarin ve bu mecmualar için didinenlerin lâyık görülmeleri çid - den özlenir. Şık bayanların hepsi başlarında bir | başladı. 1930 da Münihde General Lu- dendorf ile beraber vukua getirmek is- tediği hükümet darbesi teşebbüsü, Gö- ring'in yaralanması, kendisinin de hnv- Hitler hapisanede se atılmasile neticelendi. Bütün dün - yada endişe ile karşılanan iki cildlik «Kavgam» kitabını, Hitler Münih ha - pishanesinde iken yazdı ve bu eserin birinci cildini, teşebbüsü uğurunda ha- yatlarını feda eden cemiyetin muhte - lif sınıflarına mensub yirmi kadar ar- kâdaşına ithaf etti. Yabancılardan ziyade nasyonal sow - yalist parlısı mensublarına hitab eden «Kavgam - Mein Kamf», kuru biri - deoloji zübdesi olmaktan ziyade hâdi- selerin meş'alesile büyük Alman da - vasını aydınlatmaya çalışan bir müsa- habe ve muhasebe kitabıdır. Bu kitabda, Almanyaya atfolunan bütün noks#n ve kusurlar ve muahe - de tecavüzleri. muevyen bir rüyet za - hakkuk ettiremediğ! pek büyük işleri başarmış, Almanyayı askeri kayıdlar is çinde bırakan Versay muahedesini fes» hetmiş, askerlikter. (o tecridi gene bu muahede icahı olan Ren nehrinin sol sahilini işgal etmiş, Sar reyiâmını te « min eylemiş, demokrat devletlerin bes ceriksizliğinden istifade ederek Ber « lin « Roma mihverini kurmuş, Anşlusü tahakkuk sahasına geçirmiş, Almanya- nın en tehlikeli düşmanlarından Çeko Slovakyayı silâh o patlatmadan dünya haritasından kaldırmış ve Memeli Al « men hududları içine almıştır. Hitlerin, bugünkü şartlar içinde bir sulh veya harb amilt olup olmıyacağı ise, içinde bulunduğumuz Nisan ayının yirmi se kizinci günü Rayştag Meclisinin top « lanması münasebetile irad edeceği nu tuk bize gösterecektir. S.RE * Bir İngiliz gazetesinin neşriyatı «Üçüncü Alman imparatorluğunun kık rucusu 20 Nisanda 50 yaşına bastı, İktidar mevkiinde bulunduğu beş sene zarfında, Alman ülkesine iki büyük halefi, büyü Fredrik ile Bismarktan daha fazla topi rak katmış bulunuyor, Sar, Avusturya, Bohemya, Moravya, Memel, Slovakya bugün Alman idaresinde bulunmakta. dır» Bu satırı yazan bir İngiliz gazetesi, fa #ihlerin elli yaşlarından sonra muvaffas kiyet gösteremediklerini söylemekte, bis naenaleyh Hitlerin de bundan böyle es» kisi gibi zaferden zafere koşacağını şüp- heli görmekte, tarihten misaller getim mektedir. ret alırım, hem de belki müthiş pera)! Hükümet yardımı ile çıkan mecmuala. rın çeşidleri vardır. Muhtelif Vekâletle - rin meslek mecmualurı bu meyanda ilk) akla gelenlerdir. Maamafih bunlardan | bir kısımınm gene Vekâletler tarafımdan muhtelif meslek sakiblerine ve muhtelif teşekküllere |odağıtılabilmesi sayesinde masraflarını açıksız kapadıkları muhak- kaktır. Bir kısmı da esasen, maddi kar - gılığı düşünülmeden ve açığı bile göze ahnarak çikarılmış medmualardır. An - cak, hükümetin yardımı ile çıkabildikle , rine göre, ferdi sermayelerin bu işi bu şe. kilde göze alamıyacaklarını da düşün - maddi ber tür. ik olan bu üçüncü gerek çekil, gerek k mütekâmül ol . ir. Yalnız çok kere, bunun aksini gösteren nümünelerle de karşılaşılmıyor değil: gerek yazı, gerek masalar boyanıyor, tenteler hazırlanı- vor. Şimdiden Pazarları alkın eden hal- kın isteklerini tatmin edecek tertibat almışlar... Şişliden, Mecidiyeköyün » den, Maslaktan geçerek boğaza giden yolların her iki tarafındaki kahveler, gazinol#r, hazır bir (o vaziyette... Cu - martesi, Pazar günleri şimdiden ora - larda oturacak yer bulmak o güçölü- yor. İstanbulun hemen her semtinde te- nis kordları düzeltilmekte... Moda De- niz klübü, Galatasaray denizcilik şu - besi ve diğer spor klüplerinin denizci - lik şubelerinde bareket (başladı. Ta - mirler, boyalar yapılıyor. Hattâ ufak gezintiler dahi başlamış deniliyor. Fenerde, Kulamışda yaz uyanışının izleri var, Modada, Mühürdarda ve Kak dıköy iskelesinin yanındaki kumlukta imza ve bilhassa mizanpaj cihetinden... (Devam 10 uncu sayfada) gezintiler başlamış... (Devamı 10 uncu sayfada) Hitler ve Hindenburg karşı karşıya