: i SON POSTA 21 | Sulh kurtarılmış Totaliterlerin plânı bozuldu, vaziyet tekrar Demokratlar lehine döndü, diyebilir miyiz? Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet Rüzvelkin, Berlin ile Romadan topraklarına tecavüz etmiyeceklerine dair söz istediği memleketleri gösterir harita p (Baştarafı 1 inci sayfada) , "31, bülün dünyanın heyecanlı gözleri tünde, ve yakında cereyan eden iki fa- #illı Çekoslovakya drarm.0, sözde kendini Kâlnerli #tufak ve itilâflarla temin etmiş i: Fransa - Sovyet Rusya - Çekoslovak- Ya ve Çekoslovakya - Romanya - Yugos- lavya ittifakları. Bu sonuncunun adi Kü. Şük İtilâftı ve o da Fransanin himayesin- e sayılırdı. Fakat bu muahedeler ve it- ii klar işliyemedi, ve Çekoslovakya, tek Jarb olmasın diye, dostları ve mütlefik- leri tarafından feda edildi, İki hafta evvel de, Arnavudluk, herke- SİN gözü önünde işgâl edildi ve bu suretle, Avrupa ve Afrikada, 3-4 yılda, istiklâl ve Üzriyetlerine son verilen küçük ve orta devletlerin sayısı üçe varmış oldu: Ha- istan, Çekoslovakya ve Arnavudluk, Bunların başlarına gelen bu belâların, klâl ve hürriyetten mahrum olmak &İbi en büyük musibetlerin. acaba husu- #İ sebebleri var mıydı?! Ve 6 devletleri tatmak ihtimali var iken acaba ihmal) Sâilmiç çareler mevcud muydu?! diye in-| fan düşünmekten kendini alamaz. Evet Eirülüyor ki, Habeşislanın Eagiltere ile Milletler Cemiyetine; . Çekoslovakyanın saydığımız bunca kuvvetli (1) ve sa- (Ii) dost ve müttefikler? güvenmesi T ne kadar oriların felâket ve iâbarla- ir başlıca sebebleri olmadıysa da her. e en büyük hataları olmuştu. Evet, bir tarafta demokrat İngiltere - en ve diğer cephede totaliter Alman- - İtalya, pek aşikâr iki siyast mücadele İy ayrıhnış butunuyorlar. İki züm- Bi büngisi daha fazla taraftar yani tefik kuvvetler edinir ve diğerini çe- haç fe muvaffak olursa partiyi o kazs- bi «tir sanılır; fakat vaziyet, tamamile ed ir. Manevrada meharetle be- atin, ustalıkla azmin ve nihayet yük rollerini tes- a demokrasi devleti, venmek için, Amerika gi- ına sahib bir X celbe çâ- » Fransa - Lehis- M.F z Çal Fransa et Rusya, Fransa - vaz, ovakya, Sovvet Rusya - Çekoslo- RU Lehistan - Romanya va Fransa - ç Küçük İtilâf binezonları ile bilhassa - Almanyayı ya İttifakları ve İmuhkem bir ağın içine düşürmeğe bakı- yorlardı. Bu, mükemmel bir siyaset idi, Fakat neye yarar ki Fransa, iç ihtilâfları yüzünden, bir türlü toplanamıyordu. Sov- yet Rusya da, son zamanlarda, çok geniş dahili tensikat ve temizlik sebebile faal bir kuvvet olamıyordu. Bundan başka, totaliter devletler silâh. lanmakta demokratlara takaddüm et- mişlerdi. Japonya deniz teslihatında çok ilerlemişti. Almanya ile İtalya büyük bi- rer kara ordusundan başka İngiltere ve Fransanmkine üstün birer hava armada- sına sahib idiler, Bundan başka İtalyanın çok kalabalık bir muhrib ve denizaltı do- nanması vardı. Onun için, demokrasi cep- hesine karşı, artık mukabil taarruza ge- çebilirlerdi. Almanya işe Lehistanla anlaşmaktan başladı. İtalya da Yugoslavya ile olan bütün ilişiklerini düzeltmiş ve bu dev- İetle uyuşmuş idi. İşte toteliterlerin mu- kabil siyaset oyununda tük ileri sürdükle- ri mühim iki taş bunlar oldu. 'Lehistanın Almanya tarıfından ve Yu- goslavyanın İtalya elhetinden kazamı- maları Romanyayi ve dolayısile Çekoslo- vakyayı yalnız birakmıştı. Sovyet Rusya da harekete geçemiyecek bir halde idi. Artık Almanya müsald bir fırsatta Avus- turyayı işgal edebilirdi, Müsaki fırsatı bizzat Fransanın dahili bir buhranı verdi. Avusturyayı alan Al manya oÇekoslovakyayi iyice sardığı gibi Yugoslavyaya da komşu olmuştu. Bu son orta devlet şimdi müttefik iki t0- taliter devletin doğrudan doğruya temas ve tazyikinde idi. Onun Fransa ile bağ- ları zaten çoklan gevşemiş ve essasen A- vuşturya ile Macaristana karşı olan Kü- çük İilât ta çözülmüştü, Bu iibarla Çe- koslovakya artık yenmeğe hazır pişmiş bir aştı. O halde niçin yenmemeli idi? Avusturyadan sonra Çekoslovakyanın kırpılması, daha sonra da parçalanarak yutulmsı, badehu Memel ve Arnavutluk işgal vak'aları biribirini birer şimşek darbesi gibi takib ettiler. Nihayet Ro. manya ve Yunanistanın da isillâ edilmek ihtimalleri İngiltereyi hızla ayağı kal. dırdı, O zaten Münihta uyanmış ve üste. lik Lehistanın Danzig meselelerindeki Har? Bunlar az çok sarih görülüyor: Tes- lihata devam, Almanya ile İtalyanın ye- ni bir istilâ ve işgallerine mümanaat, O- num için Lehistan - Romanya ve Sovyet Rusyadan mürekkeb yeni bir grup lâzım- dir ki Almanyanın doğu ve cenub doğu istikametinde melhuz bir hareketi ebe- diyen durdurulsun ve bu cihette barış korunsun, Kezalik Balkanlarda kuvvetli bir grup teşekkül etmelidir ki Almanya ve İtalyanın bu efhette yürüyüşü durdu- rulabilsin! Ondan sonrası kolaydır, çün- kü İngüiz - Fransız donanmaları Akde- nizle Fransayı koruyabilecektir. Ve işte Birleşik Şimali Amerika da, bitaraflık kanununa rağmen, Avrupa demokrasi devletlerinin yanında mevkı almağa hâ- zırlanıyor. Neticede görülüyor ki totaliterlerin plânı bozuldu ve genel durum tekrar de- mokratlar lehine döndü. Fakat acaba he- kikat tamamile böyle midir ve Avrupa ile dünya barışı bu kadar kolayca kuru. labilmiş midir?1. ” Bizce, işin bu derecesine inanmak biraz fazla bir istical olur, Çünkü karşı tarafın da hiç durduğu yoktur. İşte İtalya asker. lerini İspanyadan hâlâ çekmedi ve bunun için Madrid geçid resmi gittikçe tehir edildi. Almanya, elbet, bir taraftan Lehistan. la Romanyayı tatmin ederek, kendi ta- rafına celbe ve bu suretle, demokratların doğuda yapmak istedikleri yeni bloku bozmağa bütün kuvvetile çalışmaktadır. Gerçi Japonyanın Çinde tamamile meş- gul bulunması Sovyet Rusya için müsajid bir durumdur. Fakat o, Avrupada bir barbe giriştiği takdirde Japonların, Çin lilsrle uyuşmak veya önlara karşı kâfi bir tedafüi kuvvet birakarak, Rusların Uzakdoğu eyaletlerine taarruz etmeleri ve bu suretle onları istemedikleri iki cep- heli bir harbe mecbur etmeleri kabildir Bundah başka Lehistanla Sovyet Rusya. nm bi e harb için anlaşmalarında eid. ler vardır. Hülâsa Sovyet Rus. İ yanın Besarabyanın Romanyaya ni hâlâ tanımadığını da hatırlamak icab e- der, Fakat buma rağmen Rumenlerin Rus ordularmın kendi topraklarından, ehve nişer olarak, geçmelerine razı oldukları anlaşılıyor. Bununla beraber bu cephede mıdır? —" Sayfa 7 RiHi TETKİKLER 7 Geçen asırların en hoş ev ve kahve eğlencesi: Bilmece Tarihi bahisler mukarririmiz, okuyucularından bir kitab hediye edecek! beş bilmecenin hallini istiyor, doğru halledene J Bilmecenin tarifine hiç bir oyerde rastlamadım. Bugün bilmecenin tari - fini yapmak tecrübesine girişmek niye- le, sürmedan, mum makası, divit, rıh« dan, surguç, vaşak kürk gibi. Geri kalanı oldukça zengin bir çeşid tinde de değilim. Çocukluğumda bu €n | arzetmektedir: çok sevdiğin şeylerden biriydi. Bula - madığını zamanlar soranın insan dere-| cesine göre, kayık, vapur, dağ yahud deniz diyerek ne olduğunu öğrendiğim bilmecelerde, eşya ile hassaları, vasıf - ları, ve benzerleri arasındaki münase- betlerin güzelliğine hayranlığını, ba - zı yerlerde katıla katıla gülüp ilân e - derdim sanıyorum. Küçücük arabcık Başındadır tablacık” Gözünün önüne evvelâ peri masalla- rından öğrendiği bir dudağı yerde bir dudağı gökle olan zenciyi, sonra, eğer varsa, evlerindeki zenci (o kölelerden Mercanları, Beşirleri, Bilâlleri getiren bir çocuk, başında tablası olan küçü - cük arabcığın nalın çivisi olduğunu öğ- renince, bu bilmeceyi kuran karikatü - rist zekâsına nasıl hayran olmaz ve ka tile katla gülmez? Bilmece, omuhakkak ki bir kültür zenginliği eğlencesi, ansiklopedik va - Kit geçirmedir. Fakat, dönüp dolaşıp esasen malümumuz olan noktalara çı- kan bir yoldur. Bilmece ile uğraşmak, serserivane bir cevelandır diyebilirim. * 1289 sönesinde basılmış 32 sayfalık #Bilmecer adını taşıyan manzum bir risaleyi, bugün, gene büyük bir heye- can ile karıştırıyorum. Fakat bu heye- canım, rubu asır evvelki çocuğun he - yecönlerindan ne kadar farklıdır. Asrın büyük icadlarına, memleketi- mizdeki azim inkilâblara, bu arada zevklerin, «eğlence» (oanlamının ve «vakit geçirme» şartlarının süratli ve kökten vaki olmuş değişmelerine sa - dece işaret etmek kâfidir. 1289 da basılmış manzum bir bilme- ce mecmuas), bugün eski bir edeb! çe- şid, âdet ve #n'ans bakımından bir ta- rih vesikasıdır. İçinde 172 tane bilmece bulunan bu risalede cidden nefis, bilâ tereddüd, san'at eseri diyebileceğim parçalar var: Ol nedir kim hem küçüktür, hem büyük Arkasında var anın bir özge yük” Bilin bakayım nedir? Bu beyit, insan: günlerce düşündü - rebilir; işte halli: Gönül! Evet, «Gönül» ü anlatdn bu bilmece, muhakkak ki bir tefekkürün mahsulü- dür. Karilerimin zevklerine tahakküm et- mek istemem. Fakat ben şu parçaları bilmece san'ati bakımından güzel bul- dum: Minare Ol nedir kim daima üryandır. Tacı başında acaib sultan dır. Canı yok iken gıdası oldu can, Bülbül eyler âdemi bazı zeman?! Gülâbdan Nedir ol câmesi altunlu bir yâr, Velâkin aybı şukim bir gözü var. Acayib macerası vardır onun, Kime hemdem olursa halin ağlar. Kahve Ol nedir kim bir güzel esmer civan, Rahati ruhu hayat efzayı can, Anım için meyledip erbabı dil, İşü nüş eyler anınla her zaman. Kayık küreği Ol nedir kim takılıp bir yere anmla gezer Bası meyyali hava, elleri deryada yüzer. Bu yüz yetmiş iki bilmecenin içinde yeni durum ve mukavemeti ile Roman-|her şey mis gibi kolayca halledilmiş ve | öyl y ir y iz iş ve/ öyleleri vardır ki, bugün hayat şart - yanın gösterdiği az çok dirilik demokrat. | yukarıda bahsettiğimiz doğu bloku yolu. İları için tamamen meçhul, unutulmuş İarı harekete getirmişti. Bugün demokratlar ns yapmak istiyor. Ba konmuş değildir. Bu kadarı gösteriyor (Devams 10 uncu sayfada) şeylerdir: Top fitili, tuğ, tavanlara süs diye asılan deve kuşu yumurtası, rah- Üzengi, bez tezgâhı, güneş, timsah, istakoz, kebab şişi, terazi, sancak, göz- lük, maymun, mektub, beşik, balta, merdiven, dizgin, iğne, altın, deniz kr- zr, mangal, salmcak, bayram salmca - ğı, nalın, sel, gül ve bülbül, körük, sar- mısak,' tavşan, elek, gergef, göz, fişek, yarasa, yaz. dimva, tüfek, o peştemal, zümrüdüanka kuşu, zambak, küfe, ker- tenkele, boyacı tokmağı, mısır kabağı, sümüklü böcek, çiriş, crvaf uçkur, ter- zi maküsı, muşmula, pestil, dolab bey- giri, ibrik, şatranç, zülf, dudak, yaban kedisi ilh .. Sinenaların, tiyatroların, klüplerin, yazin plâjların bulunmadığı bir devir. de, kahvehanelerde ve konakların se- lâmlık tonlantılarında, hiç şüphesiz ki fıkra ve hikâye ve dedikodu arasında bilmeceler de mühim bir yer tutmuş” tu. Bilmece risaleleri, aranılan kitab - lardan olmuşlardı. Bu yazıma nihayet verirken karile - rime, bilmece risalesinde bir f#ki bil - mece soruyorum. Merak edip uğraşan- lar çıkarsa, Son Postada adresime bir mwektub'a bildirebilirler. Doğru cevab verenlerin adım, gelecek hafta içindeki yazılarımın birinin altmda (ilân eder ve birinciye güzel bir tarih kitabı be diye edeceğimi vâdedebilirim; —1— Nedir ol kim vücudü iki şak (yarık)- dır. Velâkin baştanbaşa ayaktır? —2— Nedir ol at bıyıklı çapa dişli, Yeşil boynuzludur hem acı işli? —3— Ol ne deryadır ki çoktur cevheri, Bir ayakludur anın dalgıçları. Akçesiz pulsuz dalarlar daima, Çıkarırlar Iâal ve yakut bi baha” —i— Ol nedir kim üstü başı pek sarar « mıştır aman, Meskeni de gice gündüz tuzlu bir deryadır heman? —5— Ol nedir kim ağn yayvan bir karı, Vardır anm çok sakallı bir eri, Bulduğun yer açdır ol binevâ, Kocası hizmet eder daim ana?! Reşad Ekrem İki kadının eşyaları arasında kaçak ipekli kulundu Birkaç gün evvel limanımıza gelen İtalyan bandıralı Adriyatika vapuru yolcularından Leoni, ve Sultana adla rında iki kadının yaziyetinden şüphe - lenen gümrük muhafaza memurları, bu iki kadının eşyaları arasında yap - mış oldukları sık: bir araştırma neti - cesinde 2 kilo ipekli kaçak kumaş buk muşlardır. Kaçak kumaş müsadere olunmuş, her iki suçlu hakkında tahkikata başlan - mıştır. Meçhul bir otomobil bir kadini çarptı Samatyada oturan 50 yaşında Mü . nevver, Lâleli cmddesinde meçhul bir otomobilin sademesine maruz kalarak yücudünün muhtelif yerlerinden ya - ralanmıştır. Münevver, Haseki hastanesine kal âyrılmıştır. Kazayı mütcak vek'a mahallinden uzaklaşan otomobil sofö- rü aranmaktadır. Hâmid gecesi Şişli Halkeyinden: 21 Nisan 1930 Cuma gös nü akşamı saat 21 de Halkevimizde bir Hö- mid gecesi yapılacaktır. &