31 MART 1914 «e 193 Dünya Harbinin Arifesile Bugünün | ekinenin iş Gazete Haberlerini Mukayese 1939 öyle hâdiselere sahne oluyor ki bunların onda biri bile 1914 de: Bir kütübhanenin sakin ve kimsesiz sa- lonunda (Tasviriefkâr) gazetesinin 1914 senesi koleksiyonlarını karıştırıyor ve serlevhalara şöyle bir bakıyorum. 29 Haziran 194: Yunus Nadi imzasını taşıyan başma - Kalenin şerlevhası: o«Draç kapılarında» Makale mevzuu Arnavudluk isyanı me- Selesi. İçeride harici telgraflar oAravudluk meselelerinden bahsediyor. Serlevhalar şunlar; «Arnavudluk ahvali - Erbabı kıyam ne Wtiyor? - Avusturya gemileri gleş ede- cek - Avusturya gönüllülere mâni ölü - - Arnavudlukta ecnebi askerleri nanyadan imdad isteniyor - İtalyanın Agordat gemisi Avlonyaya gidiyor» Gazetenin dahili havadisleri içinde en mâhimmi: sİngiliz amiraline ziyafeti seniyes Gazetenin son haberler kısmında bir felgrafın başlığı: «Avusturya veliahdi ile zevcesine Saray Bosnada sufkasd!.» Umumi Harbi doğuran meş'um kurşun atılmış bulunuyor. Facianın ilk perdesi! açılıyor. 30 Haziran: Başmakâlenin başlığı: sAvusturya - Macaristana sulkasdı İ Mevzü «En büyük Sırbistan» fikrinin,| Sırbistan - Karadağ iltihak ve ittihadları- nın tahlili, Kenarda suikasd dolayısila resimli bir! makale başlığı: «Ezminei hazıranın en mühim suikasdiarız. Harici hayadisler: «Bosna Sarayda idarei örfiye . Ağram ve Saray Bosnadı Hırvat talebeşinin Sırblar ale nümayişleri > 1 Temmuz: 1 Temmuz tarihindeki gazetede ise bü.| Gn dünyadan gelen telgraflar şöyle ser - levhalar taşıyor: «Bulgaristanda teessirat - Draşta tee sürat - İngilterede matem - Almanyada| matem. Bu hüsusa dair bizim için çıkan hava «| Bis te bu: ; meti Osmaniyenm Avusturyaya En mühim şe; en heyecanlı vadis: «Ağramda nümayiş ve arbede « Boş. mada kanlı müsademat - Bosna Sarayda #ukuat devam ediyor - Bosnada tevki . fat - Viyanada nümayişler.» Rusya ve Almanyaya ald şöyle bir ha- vadis: sRusyanın Berlin sefiri, Almanya hü J Kümetine bir nota vermiş, 1912 kanunu mucibince ittihaz olunan kararı kabul et- memiştir. Rusya hükümeti ihtildfin Lâhay sulh mahkemesine havale edilmesini teklif gt- Miş» «Suikasdin tâfsilâta, ve -İdeki serlevhalar: | galeyanı efkâr - Ne mühim bir ihtilâf Yarabbi!... Bulgaristandan oldukça mühim bir ha- «Bulgaristan kralı Ferdinand aleyhin- de nümüyişler yapıldığnmdan müteessir olarak tahtı veliahd Borisin lehine terkey lemek istiyor.» Bize aid şöyle bir havadis: «Osmanl - Yunan münasebatında gö - rülen salâhı hal üzerine Yunan vapurları Osmanlı limanlarına mutad seferlerine başlamışlardır.» «Behriye nazırı Cema! Faşa Fransa bahriye manevrslarına gidiyor.» 4 Temmuz: Suikasd hakkındaki bir yazının üzerin. «Müşevvikler kim?.. - Bombalar Sırbis- tan baruthanesinde imal edilmiş - Sır - bistanın mes'uliyeti - Avusturyada nü - mayişler durma devam ediyor - Yunan - Bulgar hududunda Bulgar tahşidatı . Avusturyada askeri faaliyet gittikçe te- zayüd ediyor - Sırbistanın tahşidatı.» Ve şöyle de iç açıcı bir havadis: «Eğer Avusturya hükümeti Belgradda bir teşebbüs yapacak olursa Rusya bu babda muhalefet etmemeğe karar ver - miştir.» 11 Temmuz: On bir Temmuza kadarki havadisler Ce mal Paşanın seyahati ve ufak tefek e hemmiyelsiz ve kıyda ve telâşa değer şeyler değil, Ancak on bir Temmuzda Yunus Nadi başmakalesinde şu başlığı «Harb tehlikesi». Sırb - Avusturya meselesinden bahse- den hir yazının başlığı bu: «Acaba muharebe arifesinde miyiz?a «Abvalde vahamet - Neticede Slavlık, Cermenlik » Katillerin mühim #irafları» Bir tarafta şöyle bir yazı: «Osmanlı milletine harbiye nezaretinin beyannamesi, «Muhafazai vatan, milleti müselleha olmağa vâbestedir.» MW Temmuza kadar havadislerde farla beyecanlı başlıklar görülmüyor... Her şey sakin ve sükünetle halledileceğe benzi - yor. Fakat on dört Temmuzda gazetede şu başlıkların telâşlı ahengini bulüyo - ruz: «Avusturya o metalibatı - Sırbistanda Sırbistan hududlarında kullanıyor: tedabir» 15 Temmuz: Serlevhalar: «Sırbistandaki todabir - Belgradda nü- mayişler - Süfera afleleri Belgraddan kaçıyorlar.» 16 Temmsz: Şu haber var: «Avusturya Sırbistana nota veriyor.» 1 Temmuz: 17 Temmuz nüzhasında hariteh bir ya- a serlevhası: «Avusturya ile Sırbistan arasında harb çıkarsa.» İçerideki havadislerin Hiçük başlıkları: «Avusturya hazırlanmıyormuş!.. vusturya erkânrharbiye reisi altı haftalık 1914 de harb sebebi addedilmeğe kâfi idi Vee mezuniyetini geçirmek üzere Tirola git- miş» Ne sadre şifa verici şeyler, Diğer taraftan Balkanlarda Bulgaris tan, Romanya hududları arasında hudud hâdiseler, Rum mezaliminden kaçarak İzmire gelen islâm muhacirleri - Cemal Paşanın Viyanayı ziyareti - Fransız po- litikacılarının Rusyadaki temasları» 23 Temmuz: 23 Temmuza kadar gene mühim bir şey yok. 23 Temmuzda gazetede şöyle bir sual: «Avusturya notaşında ne istiyecek?; 25 Temmuz: Kötü bir havadis: «Nota tebliğ ediliyor - Yeni karışıklık. lar arifesinde - Harbi Umumi ihtimalleri içinde kırk sekiz saat.» 26 Temmuz; Yunus Nadi başmakale yazıyor: «Galiba barb ateşi parlamak Üzere» Serlevhalar: «Sırbistanın cevabına intizar - İnkıtai münasebete doğru - Rusya hâdiseleri dik- katle takib ediyor, ahvale kayd kala maz - Cevabi Sırb notasındaki lisan - Sırbistanda tedarikâtı harbiye - Sefirler çekiliyor.» İyice bir haber: <Müddet temdid ediliyor» Son dakikada kötü bir havadir: «İnkıtai münasebet - Harbe doğru kat'i hafveler» Gazetenin 'baş sayfasını resimlerile şu dahili hâdise işgal ediyor; «Hidive suikasd.» 27 Temmuzda: «Harb gayri kabi tetinab - Rusya bi- taraf kalmıyacak - Almanya hazırlanıyor mu? - Harbi Umumi ihtimalâtı - Müda - halei dostane yok.» Mühim rivayetler: «Avusturyanın Sırbistana karşı tahrik ettiği kuvvei askeriyenin 600,000 kişilik olduğu söyleniliyor...» 28 Temmuz: Başmakale. «Harb mevzii mâ kalacak, yoksa umumileşecek mi?> Serlevhalar; «Avusturya » Sırbistan ihtilâf müsel lâhı - İlk müsademeler.» 29 Temmiz: «Avusturya hükümeti Sırbistana res - men ilânı harb eyledi; «Avusturya seferberliği . Avusturya askeri ilerliyor - Yunan hazırlıkları - Yunanistan . tahşidat yapıyor - Belgrad tahliye edildi.» 31 Temmuz: «Rusyanın seferberliği - Belgradın iş- gali - Almanya imparatorile Rusya Çarı. nm beynelmilel vaziyeş hakkında teati ettikleri telgraflar» İyi haberler: «Almanya da, Rusya da sülhperver,> «Londra mehafili siyasetçe Rusya ile 2. Sayfa 7 muhteri madır. Muhayyelesi me | Kadın hiçbir zaman olamaz! emesi onun için ebedi bir muam- kanizmayı kavrayamaz Yazan: Mühendis Paul Karlson Ben, kadınların iptidal makine tekni - ğinden azıcık olsum anladıklarına inan - manın aleyhindeyim ve bu düşünceyi ta- mamen yanlış bulurum. Kadınlar tek - nikten bir şey anlamazlar. Bu, onların kabiliyetleri harleindedir. Fen harikaları sahası öyle bir yerdir ki derin denizlerde yaşıyan bir balığın, marlilerin uçtuğu yere ulaşması nasıl mümkün değilse; ka- dınların da oraya erişebilmeleri e kadar imkânsızdır, İnkâr etmiyorum, kadınların böyük bir msharetle başardıkları işler yok değil. dir. Dikiş dikmek. örgü örmek, yemek pişirmek... Bütün bunları kadın tem bir muvaffakiyetle yapar. Fakat bizim iddia ettiğimiz şeyin bunlarla münasebeti yok- tur, Makine fenni alelâde bir «yapmak» tan, yani materyeli birleştirmekten (#baret değildir. Yeni bir makine icad etmeyi dü. şünen mühendis; daha kâğıdın üstüne projesinin en ufak çizgisini çizmeden, bü makinenin neye yarıyacağını ve meka - nizmasını bütün inceliği ve teferrüatile | dimağının gözile görür. Tıpkı bir kom- İ pozitörtün, bestelemek istediği bir sen - foyu - daha tek bir notasını yazmadan lönce - yanıbaşında (o çalınıyormuşçasına kulaklarında duyması gibi... Yaratma, icad etme hâdisesi işte bu - dur. Hiç bir mühendis şöyle rastgele erü- zel bir makine yapıvermeyi hatırından geçirmez. Yangın makinesi, telefon, a - sansör, ne yapsa daima zihninde muay - yen bir hedefi, bir plânı vardır. Malzeme, onca arızi şeylerdir. Ve ancak zihninde belirmiş olan maksada uygur olup ol - mamak bakımından bir manay: halzdir, * Biz erkekler neden ir lokomotifin pi- rl pınl pırıidıyan pistonlarına, kayar gibi işliyen koca bir dinamoya hayran bayran bakarız? Her halde kımıldıyan ber şeye meftun olacak kadar çocuk ta- biatli oluşumuzdan değil... Bizim bu hay İranlığımıza sebeb, bir zafer uğrunda ça - Uşılmış, çabalanmış ve nihayet bu zafe - rin, yani fikirler dünyasındaki zaferin kazanılmış olduğunu görmektir, Mühen - dis o pistonlarla, o dinamo ile «doğma - mış İ'kirler. denen muazzam kuvvetten bir damlanın yer yüzünde bir şeki) ala- bilmesini temin etmiştir. Makinenin © muntazam işleyişi dünyada bir ahenk ol- İduğuna, dünyaya makul düşüncenin hâ- kim olduğuna işarettir. Bize göre mühendis bir muharibdir, bir galibdir. Kargaçalıkları oemuhake - me» kuvvetile yenen bir muharib.. Ve biz bunu - müphem bir tarzda da olsa - böyle duyduğumuz içindir ki o lokomotifin, o dinamonun Önünde durup sessiz sössiz, hayran hayran bakarız. Hattâ yanımızda sabırsızlanan bir kadın bulunsa bir an için onu bile unuturuz. * Bilirim, kadınlardan bu sözlerime bir çok itiraz edenler, «nasıl olur, içimizde fenne bu kadar kabiliyetler yetişirken..», «bizim radyoyu kim beğendi, bizim oto - mobili kim o kadar isabetle seçti?» diye- cekler olacak. Doğru, çok doğru... Fakat bütün bun- Jar bu yolda hiç bir şey ifade etmez. Ka - dınlar «tabiat im saf ve sahici birer ço - Jcuğu gibidirler. - Ve belki de en sevimli tarafları du budur - Hediye edileni oldu- Ru gibi alırlar. Biz kendileri için otomo - biller yaparız, radyolar icad ederiz. On- lar da bunları - icadımızm bazı noksan- larından, «fennf kusurlar» ından diyece- ğim, biraz memnuniyetsizlik göstermekle beraber - kabul ederler. Zaten böyle yap- masalar hakikf Kadın olmazlardı, İçlerinde bizim bu verdiklerimizi kul- İananlar pek çok. Meselâ mükemmel ot0- mobil idare edenler var. Fakat günün bi. rinde, sürdükleri otomobilin ufacık bir li dın muhayyelesi mekanizmayı kavrıya « maz. ? * Vaktile Ernst Jünger ihtira kabiliye - tinin yalnız beyaz ırkta bulunduğunu söylemiş: «Beyaz ırk dünyadan kalksa, ö- teki ırklar makine fenninin bugünkü 8e- viyesini muhafaza edebilirler, fakat onu bir adım ileri götüremezler» demişti. Bu sözlere ben şunları da ilâve etmek isterim: «Erkekler olmasa, bir asra kal - İmaz mühendislik tarihe karışır. Kadın eli onu yavaş yavaş yok eder, Zira ondan istifadeyi bilmez» Kadın, mekanikten, sevmediği için, faydalanmaz. Anlamadığı için sevmez. Örümcek ağı gibi incecik çorabların has- retini çeker, Onların sun'i ipeğine, boyan- masına, tezgâhlarına, makine tertibatına dair hiç bir fikri yoktur. Bir fikri olsun diye de istemez. * Erkekler ev işinde kadını rahat ettir - mek için türlü vasıtalar icad ettiler, Ka - Idınlara kalsa fennin ev işini kolaylaş « tırabileceği fikri akıllarından bile geç « mezdi. Bugün bile hâlâ elektrikli vasıta lara alışamiyor, şüphe ile bakıyorlar. Bu hakikat çok manalıdır: Elektrik gözle gö- rülemiyen, hissedilemiyen ve ancak ona hâkim olabilecek bilgi ve azim sahibinin anlıyabileceği bir maddedir, Elektrik mü- hendisliği bir öntuition meselesi değildir. Onu anlamıya keskin bir kavr#ma kabi - liyeti ister. İşte bunun içindir ki kadın « lar bu işe karşı yabancı ve uzak kalıyor - lar, * Biz erkeklerin çektiğimiz zahmetler belki de biraz lüzumsuz ya... Fennin ha- rikelerile kadını memnun edelim diye !sonsuz emekler sarfediyor, bulduğumuzu İgururla onun önüne seriyoruz. Onun uğuruna müazzam sin'aflar yaratmakta birbirimizle rekabetlere girişiyoruz. Ya- İzık ki bütün bu harikalerın güzelliğini biz ne kadar övsek onlar güzelliğin far- Jkında bile değil.. 7 Bence bu, tıpkı bir erkeğin bir kadın elbisesi karşısındaki aksülâmeline ben » zer. Kadın - benim sade erkek görüşüme göre - hep erkeğin hoşuna gitsin için süsle nir, püslenir. Halbuki bizler «giyinme tekniği» nden bir şey aniamayız. Kadın zarafeti denilen şeye yabancıyız. Çoğu » muz basit bir ev entarisini muhteşem bir suvare elbisesine tercihten çekinmeyiz. İşte kadının fen hariksları karşısındaki vaziyeti budur. Ben büyle düşünüyorum. Bilmem psi - koloğ arkadaşım ne der? Çeviren: Neyyir Kemal Pşikoloğ (Emil Lutz) un bu mevsun Avusturya arasnda bir muharebe tehli-| yeri sakatlanıverince ne yapıyorlar? Şa- dair yazdıklarını yarın okuyacaksmız. kesi mevcud olmadığını zannediliyör., Diğer taraftan şunlar var; «Berlinde galeyan - Karlsbadda gö- - A -|rüşmeler» (Devamı 10 uncu sayfada) şırıp kalıyorlar. Makinenin işlemesi ei dın için ebedi bir muammadır. Onun hat tâ en küçüğünü, en ehemmiyetsizini bile temir etmek mevzuu bahsolunca, kadın; «siz bir vaziyete düşer, Çünkü: Ka - Ulusumuzun evlâd sevgisine inançlı - yız. Kimsesiz yavruyu korumak için yü- da bir Hra verip Çocuk Esirgeme Kuru. muna üye olalım.