31 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

31 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eğer iktisad ve siyaset Birbirinden ayrılmazsa... | Yizan: Mublttin Birgen iyaset, Iktısaddan ve iktısad da Ss siyasetten ayrılamaz. Bu, ezeli hi ka'dedir; belki de eski insanlar bu kawieyi bilmezlerdi; fakat, kaldeler, ha- yatta, hâdiselerin kendilerinden çok za- man sonra ifade edilmiş şeyler olduğuna göre, tarihin, kaideyi bilmeksizin tatbi- kat yapması hiç te hayreti mucib olamaz. Dünkü insanların bilmedikleri bir haki- kati bugünkü bizler yalnız bir kaide şek- inde ifade ediyoruz. Siyaset ve iktısad birbirine bu derece bağlı iki Kaaliyet unsuru olduğuna göre, bugünkü dünysnın düşüneceği ve hâlle- deceği mühim meseleler var demeğtir. * Birinci mesele, dünya variyetinin w- mumi mütaleasından doğar ve şud! Milletler sulha mı muhtacdırlar? Dey- İetler, sulh mu istiyorlar? Şu halde, her geyden evvel milletler arasında iklusadi sahada bir sulh tesis etmek, siyasi dost- hik sistemlerinden evvel iktisadi dostluk sistemleri vücüde getirmek lâzmdir. Bu- iu temin eylemek için de devletlerin ha- iel siyasetleri, devletler arasında siyasi dostluklar kurmazdan evvel iktısadi mü- nâsebetlerde bir dostluk ruhu ovücude getirmek gayesine müteveccih olmalidir. Siyasi sulh, ancak fktısadi bir sulk üze- rine oturtulduğu zaman devamlı, hakiki ve fili bir sulh olabilir. İkt ve iktısadi sulh teessüs etmi yas! dostluktan ve ne de siyasi sulhtan bahsetmeğe imkân olamaz. Dünyaya bakımz: Her millet fkhsadi bir mücadele içindedir; her millet, kendi muhitinde, kendisine mahsus ve gene merkezi kendinden ibaret olan bir âlem yaratmaya çalışıyor. İşte İngiltere, İşle Fransa. işte Amerika, Rusya, Jsponya... hal, kendi cirimlerine ve kendi kudret- lerine göre, diğerleri için de 8 İngiltere, ber çapta ve her 'kolonilerile dünyanın üçte birine yakın bir kısmını Kendi etrafında toplamış ve onun hududları içine çek'imiş, kendi ha- gelince, bunlar da kendi da- hil pazarlarının büyük ger #inde, başlı başlarına bir Alem ponya ile Almanya ve Ttahş gelince, bunlar da kendileri için, merkezleri ne kendilerinden ibaret olan bir âlem rTatmaya çalışmaktan başka bir hedef sa- hibi değildirler, iktısad manzumeler arasında fktısadi bir dostluk tesis edilmek çareleri bulunmadıkça bu kuvvetler arasıfda gü- nün birinde büyük bir siyasi çarpışmaya mâni olmanın imkânı yoktur. bir hakikat budur. * Meselen'n'bir de Türkiye tarafınden mütaleasına gelelim. Türkiye, etrafında ve hattâ dünyada dostluktan ve sulhten başka bir şey istemiyor. Büyük bir mem- Buniyetle görüyoruz ki Türkiyenin mü- masebette bulunduğu devletlerin hepsi de onun dostluğuna tâlikdirler. Bu çok gözel bir şey, Fakat, ayni zamanda şuna dikkat edebiliriz ki Türkiye iktısadiyatı, bizim dostluklarını istediğimiz ve ken leri de bizim dostluklarımıza talib bülu- nan memleketlerden bir çoğunun fktısadi Alenlerile ancak pek 17 ve pek dar bir münasebetler sistemi içindedir. Karşı. muzda bize siyasf dostluklarını arzeden ve bizimde kendilerine bol bol dastluk- Jarımızı vermek istediğimiz o memleket- lerden, meselâ, Rusyayı alınız, görürsü- hüz ki bu memleket, kendi hududları i- çine çekilmiş, sade bizimle değil, belk de bütün dünya ile adi mi ten mahrumdur, İngiltere, Arterika © ve Fransa ile olan münasebeti, de de- Yece derece rayıf bulunuyor. Bu kadar kayıt bir iktisadi münasebet sistemi için. de, nasıl olur ki Türki bu mem'e- Bi ketler atannda siki Dir siyasi dostluk sistemi vücude gelebilir? Eğer, her şey Türkiyenin elinde olsa, "Türkiyenin mali ve iktisadi gücü her şe. yi kendi kendisine tanzime kâfi gelse, Hiç şüphe yoktur ki biz. bütün bu mem- Teketlerle olan iktisadi münasebetlerimi- zi birkaç misli artırmanın yolunu bulur- duk. Fakat, bizim gücümüz bunlara kifa- fh. büyük milletler için böyle olan bu ! Resimll Mekale: getirmek lâzımdır. Gardiyana âşık Bir huş Bu kuş Londra hayvanat bahçesinin en nadide hayvanlarından biridir. Kendisi- ne bakan gardiyana âşıktır. Her ne za - man bava almıya çıkacak olss, gardiyan- sız yerinden kımıldamaz, ve resimde gör-| düğünüz gibi de muhakkak surette başı- na oluru; yet etmez > Şu halde bizimle siyasi dostluklar yap- İmak ve hattâ bu dostlukları kuvvetlen- dirmek istiyenlere dönüp şunları söyle. memiz lAzımdır: «Sizler - yani İn; Amerika, Fransa, Rusya - her biriniz kendi başına geniş servetlere, vasıtalara ve kudretlere malik birer iktisadi mün- | zumelersiniz. Siz, Türkiya ile iktisadi münasebetlerinize inkişaf verebilmek & çin pek çok şeyler yapabilirsiniz. Bunları yapınız ki iktisadi münasebetlerimiz art- sın, iktisadi dostluklarımız genişlesin ve bu münasebetler üzerine de daha geniş. daha sağlam ve daha salim bir siyaset dostluğu kuralım!ş. Evet, onlara bunları söylemek icab e- der, Eğer onlar, kendi buldukları ka'de- leri iyi anhyorlarsa ve eğer hakikaten (aramızdaki siyasi dostlukları kuvvetlen- dirmek arzusunda iseler, elbet bu mühim işin çaresin! bulabilirler. İkinci bir hakikat te budür. Muhittin Birgen İSTER Bir arkadaşın hatırına gelmiş, vekillere bile ayni sual sorulabilmek... Bu, reji 'kaddes bir âdeti olmalı... Böylelikle halkın vicdanı rahatlı- | yacak, yerli yersiz dedikodular önlenecektir: — Zatı devietinizin aldığı maaş ve sarfiyatınızın derecesi İSTER Beston ticaret mektebi müdürü tahsillerini bitiren tale- belere sonuncu bir tavsiyede bulunacaklı; — Namuslu, dürüst ve nazik olunuz, dedi. Unutmayınız ki, 20 nci asırda bu hasletlerden yalnız bir tanesi kifayet etmez, hayat yolunda arızasız yürüyebilmek için hepsi bir yere Nümus bir kalkandır, insanı fena heveslerden korur, dü- merikanın «en mükemmel vü- lcudlüs kızı diye İkunu söylemekte- İNAN, yle diyor: «Memurlara hini hacette sorulabiliyor: — Miras yemedin... Zengin bir kadınla evlenmeğin. ret yapman merınu... Bu paraları nereden buldun? Yalnız memurların küçüğüne değil, büyüğüne; âmirlere, | mere erern sase anssantaserssnmmensassEABeRANE tay, Hergün bir fıkra Devam ediyor Evli erkeklerden biri: — Karımla enleneki ancak bir sene oluyor, dedi, bu bir sene içinde belki beş yüz defa kavga ettik. Bir başka evli erkek te söyledi: — Ber kanmla tem yirmi senedir evliyim, şimdiye kadar ancak bir de- fa kavga ettik, Mecliste bulunanlar merakla sor- dular: — Nasil olur? — Basbayağı oldu, Eslendiğimiz gece aramızda bir kavga çıktı, hâlâ devam ediyor. yi Mk Çiy havuç yiyerek Güzelleşen genç kız Bu genç kız A- mz anılmaktadır. o 19 yaşındadır. Güzel kız. bu mazhari yeti günde bir ki- lo çiy havuç ye - meğe borçlu oldu- dir. Ağaç çfiliş Hollywood civarında San Fernando va- disinde Edward Horton adında biri bü « yük bir ağaç çiftliği kurmuştur. Bu ce - sim çiftlikte dünyarum-her cins ağacı bu- lunmaktadır, Norveçin çam ağacından ce- nub denizlerinde bulunan çok nadide hur- ma ağacına kadar bütün ağaçlar... Edward Horton bu ağaçları film kum- panyalarına kiralamak'adır. Bu adamın ticareti nev'i yalnız ağaçlara inhisar ey - Tememektedir. Sinema san'atkâr ve yıldızları bahçe - leri ve salonlari için ondan yüzlerce ağaç salın almaktadırlar, Şimdi de Nevyork, Şikago, San.Fransisko gibi büyük şehir. lere Kadar irsalâta başlamıştır. İSTER malüm... Nüfuz tic mış olamazsınız... Tica | manlar, bu hanlar, ümizin mu INAN, İSTER rüstlük bir mıknatıstır, İnsana şeref, rağbsx, timad celbeder, | dakkak iyük aibü çini seri; İzlşirr Nala ikabeiliğkdei Binin “5. vü İMREN kal Mimnisi, tasavvur ediniz. Bu adam ne kadar dürüst ve namushu 0- lursa olsun Gost veya münasebette bulunacak muhit bula- maz, yalnız katmaya mahkömdur. Hareket ve sözlerinizde | Mösiçki bu akşam bü'ün rauhalefe; her vakit nazik olumuz., Maceraperest ve Serseri bir kumandan Bundan 15 gun evvel Hitler tarafından «Çeklerin lideri» diye tayin edilen Gene- ral Gajda, Führerin emrile tevkif olun- muştur. Bu arada muakkiblerinden bir çoğu da yakalanmıştır. General muazzam swlisimalier suçu ile itham edilmektedir. 48 yaşlarında 0- lan Genersl Gajda Orta Avrupa siyaseti- nin en harilkulâde maceracılarından bi- ridir. Amiral Kolçağın beyaz ordusunda Sovyetlere karşı harb etmiştir 1927 «e- hesinde Çek erkâmbarbiye reisliğinder İçekilince, askert-divanıharbe verilmiş ve İritbesi refedilmiştir. 1938 da bir isyan jtertib ettiğinden hapse alilmış, sonraları Çek faşistlerinin başına geçmiştir. Mahir bir polis yankesiciyi nasıl rakalamış? İngilterede bir kilisede bir mezarı zi- yarete giden yüzlerce dindardan biri, po- lise müracaat etmiş: «Yolda çantamı a- çarak içinden 500 Tiramı aşırmışlar!a diye şikâyette bulunmuş. Mesele mühim- dir. O kadar ahali içinde harsızı, yanke - siciyi bulmak hiç te kolay iş değildir. Lâ- kin, komiser akıllı imiş, böyle pek nadir görünen bir, «hacılar kervan nin her halde resmin! alasaklar bulunur diye dü. şünmüş, ve gazetelere İlân vererek: dia. cıların resmini çeken amatörler, bu re » simlerden birer tanesini idaremize gön - İdersinler!» demiş. Gelen fotoğraflardan İbir tanesinde yankesicinin, şikâyette bu- Şlunan kadının çantasını açtığı âyan be - İyan görülünce, eşkâli etrafa bildirilmiş, "ve kısa bir zamanda hirsiz yakalanmıştır, INANMA!T areti yapmadınızsa başka bir ticaret yap- Tilânca meccan! mektebde okuyacak de- recede İskir bir siledensiniz... Zevceniz sayın bayan, muhte- İ rem amcamızın kerimesidir... Öyleyse bu sıra sıra aparti- bu hamamlar, bu külhanlar nereden? Lü'fen muazzam servetinizin hesabını veriniz.» Biz bu arkadaşı düşüncesinde prensip :tibarile baklı görü- yor ve istediği sualin sorulabilmesinde fayda olduğuna ina- | mıyoruz, fakat ey okuyucu sen: INANMA! Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Lehliler elde silâh vatanlarını müdafaaya kat'i karar verdiler (Baştarafı 1 inci sayfada) Alman münasebatı müzakere: edilmistir. Toplantıdan evvel, muhalefet liderleri Grinvud ve Arçibald Sinkler başvekâlet dalresinde Çemberlayn ile görüşmüşler- dir. Öğleden sonra ise Lord Halifeks Çür- Varşovada müzakereler Varşova, 30 (Husust) — Cümhurreisi derlerini kabul ederek, Almanya ile Le- histen arasında tahaddüs eden vaziyet hakkında kendilerile üç saat süren bir görüşmede bulunmuştur. Diğer taraftan hariciye nazırı Bek te İngiliz sefirini kabul etmiştir. Pazartesi günü Londraya hareket ede- cek olan nazır, Fransız hükümetinin da- veli ürerine dönüşü esnasında Parise de Tuğrıyacaktır. De Havas sjansına göre Lehistanın vaziyeti Londra, 30 (Havas muhabiri bildiri yor) — Buradaki şayislara göre, Danzig üzerindeki hükimiyeti Şarki (Prusyayı Almanyayr bağlıyacak Otostrad yolu ve Polonyanın Roma « Berlin mihveri kur- şısındaki hattı hareketi meseleleri hak- kında vaziyet alması için, Almanya, Var« şova nezdinde taleplerde bulunmuştur. Gene bü şay'alara göre, Polonya hükü- meti, bu Üç mesele üzerinde münakaşa etmeği ve Bek te müzakere için Beriime gitmeği reddetmiştir. Varşova resmi mehfelleri, - Polonyaya bir ültimatom verilmiş olduğunu yalan- Yamıştır. Meaamafih Ribbentropun bu me- seleler üzerinde diplomatik görüşmelere başlamak için Polonyanıı Berlin büyük elçisi nezdinde bazı teşebbüsler yapmış olduğu muhekkak gibidir. Fakat Bek, bu İteşebiüslere şimdiye kadar herhangi bir suretle cevab vermemiştir. Yalnız bunun üzerine Polonya, askeri tedbirler almış- tır. Lehistanın niyeti Nihayet, Polonya gazetelerinin neşri- Yatı ve resmi Polonya mehiellerinin be- yanatları, şu cihetleri teyid etmiştir: Almanya « Polonya münasebetlerinin e. sasını 1934 ademi teravüz beyannamesi teşkil etmekte berdevamdır. Polonya, her hangi bir bloka iltihak etmek arzusunda değildir. Polonyenın niyeti, bütün kom- su'arile iyi münasebetler idame etmektir. Fakat lüzumu takdirinde Polonya, hak- lsrını, hududlarını ve istiklâlini, silâh el- de müdafaaya da hazırdır. Varşova, 30 (A,A.) — Polonya siyase- tinin istiklâlinden bahseden «Kurjer Po- rannya diyor ki; Polonya, bütün bloklardan dışarda ka- iacaklır, Kendi arazisini harbsiz terke- decek değildir, Fakat kendisine yabancı menfaatler için de kas'iyen harbetmiye- icektir. Polonya, kendi arazisinden en w- fak bir parça için bütün Sanmı vermeğe hazırdır. Fakat başkalarının menfaati i- çin ise kanından bir tek damla bile dök- miyecektir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: