Sayt Son Posta'nın te'rikası 65 e a e e lee Baron de Tott un hatıraları e e Ş va ek Ee İİ m ĞİİBATTAL GAZİ Yazan: ZİYA ŞAKİR Pehlivan Ahmer mağlüb İ Kul Kırım Osmanlılar elinde Bu sır ıda Baltam eseles' padişahı Muhammedin sancağını açmıya sevketti. Rusya sefiri Yedikuleye götürüldü Eğer oraya bir yıldırım düşseydi, bu kadar müthiş bir tesir göstermezdi. Ke- Şişler, korkularından oldukları yere yığılıvermişlerdi. Hiç kimsenin mağ - lüb edemediği efendilerinin yere serik mesine hayret eden uşaklar da, Batta- Un bu sözlerinden dehşetler içinde ka” larak birbirlerine sokulmuşlar.. adetâ, bir yılan gibi kenetlenmişlerdi. Ahmere gelince, aklından ve haya * Binden geçmiyen bu vaziyet karşısında), zâten şaşırmıştı. Şimdi, göğsünün üs - tüne çöken ve elindeki hançerle hay tını tehdid eden adamın Battal olduğu” Bu öğrenir öğrenmez, artık teslim ol * maktan başka çere kalmadığını anla - mı — Battali, Pes... Canıma kıyma... Seninle boy ölçmiye kalkıştığım için, hata etmişim. Ver elini öpeyim: Diye, kekelemiye başladı. Battal, vaziyetini bozmadan cevab verdi: — Ahmer! Mademki bana, (Pes...) diyorsun. Canın; sana bağışlarım. Fa- kat bir şart ile. ma ki” hç çekmiyeceğine yemin et, — Bu yemine ne lüzum ver . Ben| zaten ahâetmiştim. Dinimden gayri hangi pehlivan benim sırtımı yere ge-| tirirse, onun dinine girerim, diye vak-| tile and içmiştim... İşte, beni sen mağ- Mb ettin. Ben de, gönlümün o rizasile senin dinine giriyorum. — Söz mü? | bahlara kadar oynatıp cümbi | masına, zerre kadar acıyıp kulak ver - — Yerleri, gökleri yaratan Tanrı şa” hid olsun. Şu andan itibaren, halis muhlis müslümanım. Battal, bir sıçrayışta ayağa kalktı. Ahmeri elinden tutarak kaldırdı. İ İki pehlivan, birbirlerine sarıldılar. Omuzlarını öpüşerek, koklaştılar. Battal, yüksek sesle ağır ağır keli - mei şahadet getirdi. Ahmer pehlivan| da kelimeleri aynen tekrar etti, Battal, kalbinde büyük bir sevinç du- yarak: — Bugünden itibaren benim din kar- deşimsin. Bana ve diğer din kördeşle - rine yardımcılık edeceksin. Şu andan #tbaren sana bir vazife veriyorum. Ben, Bizansa gidip gelinceye kadar, bu- rada duracaksın. Adını da, (Ahmed Duran) koyuyorum, Dedi, Ahmed Duran, içinden taşan büyük bir memnuniyetle: — Hey, uşaklar!, Neredesiniz? Gelin. Siz de hak dinini kabul edin. Diye, adamlarına seslendi. Ve etra- fına göz gezdirdi. Fakat, dört uşağın - dan hiç birini, meydanda göremedi. U- şaklar, usullacık oradan (sıvışmışlar.. atlarına atlamışlar.. dörtnala sürerek, Kay yoluna düzülmüşlerdi. Battal, Ahmed Duran ile işini bitir - dikten sonra, papazların önüne giderek dikildi Mübarek Yuhanna ile keşişler den biri, korkularından kalb şektesine uğrıyarak, ölüp gitmişlerdi. Ötekiler de, adetâ canlı cenaze haline gelmiş - Terdi, Battal, bunlardan birinin sakalından yaküladı: — Be hayamz adamlari. (Keşiş)iz di- ye, sırtınıza cübbe giyersiniz.. Allahın, şu ibadet yerini beklersiniz... Fakat el ayak çekildikter. sonra dal envai reza” leti irtikâp edersiniz... Evvelki gece, sizin ne herze karıştırdığınızı gözlerim- Je gördüm. İbadete mahsus bir yeri kir lettiğiniz için, size lâyik olduğunuz c&- zayı vereceğim. Lâkin evvelâ beni o kızın yanına götürün. Diye bağırdı. Korkularından titriyen keşişlerde, artık büsbütün hal ve mecal kalmadı. Battalın ayaklarına kapanarak yalvar” mıys başlamışlardı. Battal, önüne bir keşiş kattı. Öteki - leri, Ahmed Duranın nezareti altında bıraktı, Keşişin yol göstermesi ile, ma“ nastıra girdi. Kızın mahpus bulunduğu Derhal kıyafetini değişti, sırtına pencere bulunmıyan, zindan gibi ka - ranlık bir yerdi. Batta!, kızı elinden tutarak dışarı gır) Kardı. İsticvaba batşladı. Ki ıya ağlıya başına geleni an - lattı, Meğer, aslen Çingene imiş. Bir yaz eyvel, kafile ile, Rumeliden gelip Bağdad tarafına geçerlerken, keşişler | tın bir düzenle kendi tirmişler, hapsetmişler... alıp buraya ge - Her gece sa- ederler» miş. Zavallının ağlayip Sızlı sına «Biakın beni,. anama babama, kavmı - ma, kabileme gideyim.» diye yalvar - mezlermiş. |! Battal, daha fazl dinlemiye taham- mül edemedi. | kalından ya le bir çazpış ik bir kavun Kafasını duvara çarptı ki, keşişin başı, çü! gibi parçalandı. ae, Battal, kizın yerine, keşişleri hapset- ti, Ahmed Durana da: «— Bunları buradan çıkarmıydcaksın. Aş, ekmek vermiyeceksin. Allahın mâ“ bedini rezalethaneye çeviren bu iblis * leri kendi hallerine bırak. Yaptıkları çeksinler. Diri diri bu mezara pömülsünler, Kıza gelince. o, senin yanında kalsın. Buradan geçen Çingene kafilelerinden o biyine teslim edersin Anasına, babasına gönderir - sin, Dedi* Battal, o gece de mansttırda kaldı. Bizans ahvaline dair, Ahmed Duran - den bir hayli malâmat aldı, Ertesi gün, veda etti, Devzede Aşkara bindi, Ver elini Bizans diyarı diyerek, çıkıp gitti. gürahm cezas DEHŞET SAÇAN BİR HABER Bu taraftan , Ahmed Duranın uşak- e a mm Nevruz bayramı dün İran konsolosluğunda tesid edi J Konsolosluk binasında dün Dün dost ve kardeş İranın Nevruz bay- ramı ölmek münasebetile, şehrimiz baş- konsolosluğunda saat 10 dan 12 ye ka- dar bir resmi kabul yapılmıştır. Mers- odaya gitti. Bu oda, hiç bir tarafında simde İran kolonisi hazır bulunmuş, ve keşiş cübbesi, başına külâh giydi ları kaçıp Kayseriye geldiler. Derhal şehirdeki Bizans valisinin huzuruna! çı” karak, manastırda gördüklerini ve peh- İlivanın müslüman dinine girdiğini ha ber verdile: Vali, o kadar dehşet ve hiddete ka - pıld: ki, yerinden fırl Başındaki al- işlemeli külâhını çıkarıp yere çaldı. Hemen serdarını çağırdı: — Tez, atlı askeri tonla, Yolları sımsıkı bi Zinhar B:) 'slı bir tarafa geçirme. Eğer gaflet edersen, seni katlederim. Diye, emir verdi. Atlı askerler yolları bağlıya dursun, vali İstanbuldaki Bizans Kayserine (1) İbir mektub yazdı. Meseleyi olduğu gi- bi anlattı. En emin olduğu zabitlerin- den biri ile yolladı. Battal Gazi, manastırdan kaçan u - şakların doğruca Kesesi etmişti, Üzerine aldı ifa etmek için, artık hiç bir mahicadele” ve girişmeden doğruca Bizansa gitmi- ye karar vermişti. Buna binaen Kayseriye yaklaşı, yak- Jaşmaz, derhal kıyafetini değişti. Sır » tna keşiş cübbesini, başma siyah kül- âh gi Yolları bekliyen askerlerin srasmdan böylece geçti. Şehre girerek *enha bir hana indi. Şehir, altüst oluyordu. Herkes; — Battal, ha geldi.. ha gelecek... Diye, korku çekiyordu. Valinin sarayını, yüzlerce asker ks * satmıştı. Oralardan, adam geçirmiyor lardı. Battal Gazi, belki kendisin olu, diye, Kayseride bir günden durmadı. Ertesi gün, oldu. zla (Arkası var) 5 imparatorn. (0) Bizi kil merasimden bir intiba Bay Ehrebi, Nevruzun manasını belirten bir hitabe irad etmiş, koloni namına da bay konsolasa tebrikâtta (o bulunmuştur. Davetliler, bundan sonra çay ve pastalar. la izez olunmuşlardır. tanıyan| tekrar yola revan| Tercüme ed n: Hü Krallığın ikinci mansabı olan Noura - dinlik vazifesini de bir sultan ifa eder. Bunun da nazırlar bulundurmağa hakkı vardır. Fakat gerek nazırlar, gerek € - fendileri için muayyen bir vazife mevcud değildir, Bahçesarayda ikamet eden bu küçük saray Kamın sarayı ile karışır. Maamafih, bazı vukuat kumandası No radin'e mevdu bulunan askerlerin işo ka- rışmasını icab ederse Nouradin'in oto: ve Mirzalarının otoritesi hâkim bir ve kudretin bütün faalıyetini ikti- | lar çüncü mansabı Orbey ün - vanı altında bir sulten tarafından işgal €dilir. Buna Orcapy prensi denir. Bazı kere kral hanedanına mensub pren le evlenmiş Chirine Mirzalara tevdi olu: i muştur, Nezaretlerin birinci makamla - rını istihfaf eden ve yalmz sultanlara mahsus makamları kabu) eyliyen bu a - silzadeler harici valiliklere de tayin edi-| lirler. Fakat bu hudud velilikleri, mutad! surette, saltanat süren prens'n oğulları - na, yahud yeğenlerine tevcih olunur. On- ler o havalide kendi vilâyetlerinin asker. lerinin hususi generalleri va: ini gö - rürler. Bucak, Yödesan ve Couban as - kerleri toplandığı zaman, bunlara daima sultan askerleri kumunda ederler. Hattâ Kam'ın Calganın, yahud Nouradin'ın ku- mandaları ultında birleştirildikleri zaman du böyle olur. Dgamboilouk taifesini daima hüküm - darın bir kaymakamı idare eder. Bu kay- makam orada serasker vazifesini görür ve #aiyetindeki kuvvetleri orduya okadar göbürür. Fakat orduya iltihak edince, ma kumandayı başkumandana tevdi eder. Kendisi sonra vilâyetine döner ve orada Kırım berzahının önünde kâin emniyetini temiy3 çalışır, Varidatları o vilâyetlerde tahsil edilen | bazı resimlere istinmd eden bu büyük! ısablardan başka, kadınlara mahsus) iki mansab da vardır. Alabey mansabını Kam, alelâde, kendi vnalidesine, yahud kadınlarından birine, Oulaukani mansa- binı da dalina en büyük hemşiresine, ya-| hud Kızına tevcih eder, | Birçok köyler bu prenseslere tâbidirler, ye ovaların |” sayin Cahid Yalçın daima muhafaza etmiş ve devam ettir » miştir, İlk müharririnin iptida en eski an'aneleri toplamaktan işe başladığı bu eser bugüne kadar cereyan etmiş olan bütün vak'alam uruhtevidir. Benim Ta « taristana hususi memuriyet ile gönde » rilmekliğim bu rTuzmameye devam eden zatı benden bazı malümat taleb etmeğe İ sevkeyledi iği için böyle bir eserin mevcu- diyetini bu vesile ile haber aldım. Eseri irmeğe çalıştımsa da muvaffak 0- i. On bin <dcus teklif ettiğim İde kabul ettiremedim. Ahval ve va » y: eserden bazı paı 1 istinsah et. mekliğime de zaman bırakmadı Gazeteler zamanımızda Lehistanı tah- rik e kargaşalıklardan, Rusya ie Babıâli arasındaki münakaşalardan bir hayli bahsettiler. Maksoud Guaray bu yangumnı tam ortasında bulunuyordu. Bu. rada mühim bir rol ifa etmeğe mecbur- du. Neticelerinin kendisine zarar verme. den korkuyordu. Krim-Guarayın ken. erine geçece; tahmin ediyordu. Tahminlerinin hiç birinde aldanmamış « tır. Bu sırada Ralta meselesi padişahı Mu- hammedin sancağını açmağa sevke Rusya sefiri Yedikuleye götürüldü. Krim- Guaray Tatarlar tahtına iclâs edilerek fk askeri harekât hakkında padişahla ist! » şarede bulunmak üzere İstanbula çağı » rldı. Bu haberler Bahçesaraya Mak « un szli haberi ile birlikte vâsıl oldu. yni posta bir kaymakam tayin edilmesi in yeni Kamın emrini de getirdi. Ayni zamanda umum kuvvetlerin Besarabya» da Caouchanda toplanmaları için emir veriliyordu, (Arkası var) İstaniml cihetindekiler: Aksarayda: (Pertev), Alemdarda; ref Neş'et), Beyazıdda: (Haydar), Sa - matyada: (Rıdvan), Eminönünde: (Ben- #ason), Eyübde: (Hikmet Atlamaz), Pe- nerde:, (Vizall), Şehremininde: (Hamdi), Tebasları srasında tahaddüs eden ihti - lâflarla onlar meşgul olurlar, Kâhyaların- dan mürekkeb bir nazırlar heyeti ile adii- ye vazifesini görürler. Bu nazırlar hare-| me en yakın saray kapısında bu iş için içtima aktederler. Müftüye, vezire, vesair nazırlara ald â y . Bunların vazi -| xi Türkiyede kendilerine tekabül eden| İmemmrların vazifelerine sibleri ve âdetleri vazifelerim ifa husu- sunda bir nâzım vazifesi ifa ederler; | Kamın varidatı kendi sarayının idare- sini temin için ancak 600,000 franga baliğ olmaktadır. Fakat bu cüz'i varidat pren- sin cömerd davranmasına imkân vermez- iş se de âlicenablığına mâni olamaz. Birçok | | Mirzalar onun kese | hayet, vi biraz emlâ! Ve prens te masraftan kurtulur. Asker toplamak hükümdar için hiç bir masrafa ihtiyaç göstermez. Bülün arazi askerlik! hizmeti mecburiyetini tahmil eder, Hü - kümdar adiiye için de biç bir masraf ih- tiyarına mecbur değildir. Hükümetinin bütün arazisi dahilinde adaleti ücretsiz o- Harak tevzi eder. Husus! hak kazalarda kendi daireleri dahilinde meccani surette adiye vazifesini görürler. Bu hususi İ mahkemelerin kararı hükümdarın mah - kemesinde istinaf olunur. ssiz kalan bir onlara Tatarlarda en mutena terbiye okuyup İyazma öğrenmeğe inhisar eder, İMirzaların tahsitleri ihmal olunuy İnezaketleri onların temeyyüz e imkân verir. Bu nezaket prensipleri ile, hiç bir zaman mecbur oldukları hürmet sinde kusur etmeksizin, teklifsiz surette yaşamak âdetinden ileri gelir, Mâamafih, Bahçesarayda tarih! ve ga. İ yet kıymettar bir rüzneme vardır. Bi İbir silenin ecdadı kaleme alma, jpüs etmiştir. Aile efrd: bu rüznameyi| vermek imkânını temin eder, | Şehmdebaşında: (Hamdi), Karagüm » rükle; (Fuad), Küçükpazarda: (Hulüsi). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde (Delinsuda), Tepe- başında; (Kinyoli), Karakdyda: (ise - Yin Hüsnü), (İstiklâl o caddesinde: (4 - Pangaltıda: o (Nargileciyan), * (Nal Halle). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Üsküdarda (İtikad), Sarıyerde: (Nu- rü, Kadıköyünde: (Saadet, Osman Hu - Yüsl), Büyükadada: (Şinasi Rıza), Hey - belide: (Tanaş) Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL “Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün — hakları mahfuz ve gazetemize ziddir, ABONE FİATLARI Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz, Cevab için mektublara 10 a "Posta kutusu Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 saranasanasasakastzan ger rersen vay,