Hikâ « anıdığım bir ecnebile Türk e - debiyatından konuşuyorduk. Söz hikâyecilerimize intikal (o etmişti. Birkaçının isimlerini söyledim. Hay - ret etti: — Bunları biç bilmiyorum, — Sizin bildiğiniz Türk hikâyecileri kimlerdir? Beş altı isim söyledi. Bu sefer ben hayret ettim: Gerçi isimlerden bir ikisi bana ya - bancı olmıyan isimlerdi amma, onla * rın bir kere olsuri, ne bir yerde bir tek hikâyelerini okumuş, ne de hikâye yaz dıklarını duymuştum. Geri Okalanları hiç amma hiç tanımıyordum. — Tanımıyorum, Zenebi, yüzüme şaka edip etmediği- mi anlarnak ister gibi baktı: —Ciddi mi söylüyorsumuz? — Tabil ciddt söylüyorum. — Tanımıyor musunuz? — Hayır. — Siz bir muharrirsiniz! — Evet. — Bir muharrir memleketinin meş- hür hikâyecilerin! tanımaz mı? — Tanımaz olur mu, ve ben de nite- kim taniyorum. — Tanımıyorsunuz, — Nasıl tanımam! | Bunları b Pipo içen eşek Ni — iy0 ya Duablinde oturan P. Fitzpatrick isimli İrlânialı bir zata aid olan bu eşek pipo içer ve bundan ziyadesile zevk duyar. * Tavuk kesmedikleri için yakılan insanlar 1051 de Avusturyada Goslar şehrinde toplanan piskoposlar meclisi birçok kim. #eleri tavuk kesmekten ve yemekten ka- çındıkları ve yalnız nebati gıdalarla ya» şadıkları için dinsiz addederek yaktır « Evlenmek istiyen Fazla genç erkekler Lüleburgazdan mektub gönderen bir erkek okuyucum: — Ben 22 yaşında, orta halli, gü - sel bir gencim, evlenmek istiyorum. Diyor, Bu delikemliya her şeyden evvel: — Bir erkek için kendisini egü - zel» kelimesi İle vasıflandırmak ka « kadar çirkin bir şey tasav- vür edemediğimi söyliyeceğim, Ba » na Öyle peliyor ki evlenme zama « nından henüz uzaktır. Hayat mek - tebinde biraz olgunlaşmalı, yüz iti- barile de biraz... erkekleş lenmeyi ondan sonra düşünmelidir. Okuyucunı beni mazur görsün, düş“ manı değilim, onun © için biraz acı söylüyorum. * Eskişehirde oturan Bay H.E. bir «dkıls istiyor. Söylediği şu: © — İki defa nişan oldum, askerliği- mi yapmamış olduğum için evlen - mek mümkün olmadı. İkisinden de ayrıldım. Bugün vatana karşı bor « cumu ödemiş bulunuyorum. Artık evlenebilirim, Alelhusus eski nişanlılarımın iki « si de evlenmemişler, haber gönder » diler. Şaşırdım. Ne yapmalıyım? yecilerimiz Cür'etkâr bir tavır takındı: — Tanımadığınız besbelli! Kafam kızıyordu: — Hayır, dedim, ben miüharrirleri » mizi, şâirlerimizi, ediblerimizi velha - sıl her İsinrda yazı yazanlarımızı tanı- rım. Bu hususta benimle münakaşa e demezsiniz. — Sizinle pek Alâ münakaşa edebi - lirim. Benim isimlerini söylediklerim, hikâyeciler o kadar meşhur ki.. hik - yeleri muntazaman başka Jisanlara ter eme edilip neşrediiyor. — Doğru değil, boşuna çenenizi yo » Tuyorsunuz. — İsbat ederim. Cebinden propaganda için negredi - len Fransızes Ankara gazetesinin iki nüshasmı çıkardı. Birini açtı; — Buyurun okuyun! İşaret ettiği yazı bir hikâyeydi. Hi kâvs muharririnin ismini okudum. Ta- nımıyordum. Diğer nüshayı açtı. — Okuyun. Gene bir hikâyeyi işaret etti... Hi - kâye muharririnin ismini gene hatır - layamadım. Güldü: — Hakkım yok muif imiş? Hakkın var, demedim amma, hak - kın vok demeğe de dilim varmadı. rm idiniz ? | 962 senelik bir mendil Almanyada A - ugsburg dü Sen Ülrih kilisesin - de bulunan bu mendil 962 se - üeliktir. Bir pis - koposa siddir.. 1506 danberi bü- tün piskoposlar kullana gelmiş - İlerdir. Şimdi o bütün halk O tarafından mukaddes sayı - lan bu mendil, sedef kaplı, oyma bir çerçeveye geril- miş bir halde kilisede saklanmaktadır. * Hekimliği yasak eden Papa 13 üncü asır başlarında Papa üçüncü Honeriyus hekimliği hakir gördüğü için papazların ve Kilise mensublarının he - imliğe girmelerini yasak etmiştir. — Gayet basit, diyeceğim. Eski ni- ganlıların ikisini de unutursunuz. Onlar eğer fazla becerikli olsalardı saltanat zamanlarında nişandan ni * kâha seçmenin yolunu (o bulurlardı, fazla kıymeti baiz olsalardı aradan geçen müddet zarfında da evlenir - lerdi, Evet, bir başkasına bakınız, fakat bu defa nişan olmadan evleniniz. Tâ ki adınız «evlenmek isteyen adams» yerine «eğlenmek isteyen adam çıkmasın. * Bay «K. Öz ye: — Ebeveynim ve akrabam beni evlenmöğe teşvik ediyorlar. Ben ise kendimi pek genç buluyorum, diğer t#raftan tekliflerini reddederek on - ların kalblerini kırmaktan korkuyo- rum, diyorsunuz. Kotkmayınız. Kalbleri kırılsa da sonra yapılır. Sizin için evlenme 24- man; henüz gelmemiştir. Unutma - dan söyliyeyim: Evlenme zamanı gelinceye kaklar aradan geçecek müddet zarfında «evlenmek» yerine «teehhül etmek», «izdivaç etmek» gibi kelimeleri kul- lanmamayı öğreniniz. Hele dilimizde «bu» işareti varken mezkür demeye hiç lüzum yok. Darılmayınız. TEYZE Kadın Köşesi Makyajı Temizlemek G Makyaj ne zaman ve niçin temizlen- mejdir? İki öwkika içinde yüzünüzden bütün pudra, alhk, krem izlerini siliver- mek için ne yapmalısınız? 1. Makyaj gece yatağa girmeden tama men temizlenmelidir ki cild bütün gece iyi teneffüs edebilsin ve tazeleşsin, Gün- düzkü putra, sllık vesairenizle uyuyaka- arsanız cild, delikleri tıkanmış olduğu için, iyi teneffüs edemez, Ertesi gün bo- zük bir tenle uyanırsınız. 2. Yeniden boyanacığınız zaman da €s- ki makyajınızı yüzünüzde izi kalmamak üzere silmelisiniz. Çünkü: Ancak terte- miz «> cild üstüne sürülen boyalar iyi yayılır ve uzun zaman kalır. Meselâ: Gündüzün boyandınız. Akşama dş bir yere gideceksiniz. Herhalde makyaj yap- manız icab ediyor, Tabit gündüzkü pud. ranız, allığınız az çok bozulmuştur. Belki "burnunuzun tepesi biraz parlıyordur. Göz” kenarlarınızda pudra eksilmişlir vesaire... Bu, bozuk yerleri bir el çabuk- hiğile düzeltip te acele çıkarayım derse- niz makyajınızm ns güze, görüneceğini, ne de uzun zman kalacağım Ümld et- meyiniz. Eğer vakit yok diye eski boyalarınızı çıkarmayı göze alamıyorsanız unutmayı» | nız ki emâkyaj çıkarma» saatlere bakan | bir iş değildir. Buna, dört beş dakika, hattâ #ki dakikacık bile yeter, Tabii, ne kadar acele olursa olsun, cil- dinizi cinsine göre temizlemeye mecbur-| sunuz, Yağlı cildli iseniz herhalde sair zamanlar sabunla (yıkanıyorsunuzdur. Fakat iki dakikada sabunlanmak olmaz. Şu iki tertibden birini yaptırıp elinizin altında hazir tuttunuz mu istediğiniz za- man İki dakika içinde bütün boyaları çı- karıverirsiniz. (1) 100 gram gliserin, 100 gram infusi- on de roses, 100 gram gülsuyu, 10 gram essence de geranium, 2 gram elde sa- Eeyilgue. Pamuğunuzu iki defa değiştirerek bu! lesyona batırıp yüzünüzü siliniz mi ne pudra, ne ellik, ne Kir kalır. (2) (40 gram tatlı bademyağı, 10 gram acı bademyağı, 100 gram gülsuyu, 1 grem exirakt de benjoin) de bu İşi görür, # Deriniz kuru ise yüzünüzü, (lanolin) e! bulanmış pamukla 5 dakikada temizliye- bilirsiniz: (15 gram gülsuyu, 10 gram kakao yağı, 15 gram bal, 25 gram blane de baleine, 25 gram tatlı bademyağı), bu tertib de mükemmel bir temizleyicidir. Kullanma- sı üç dört dakikadan çok sürmez. (500 gram gülsuyu, 5 gram Teinture de benjoin ve “Teimtüre de myrrh, 10! gram İtmon suyu). Bu da ayni maksadı ayni süratle görür, İçaklıyarak öldüren Kazlıçeşme deri Dün Maslak faciasının muhakemesi neticelendi Bir kişinin ölümü ve beş kişinin yaralanmasile neticelenen otomobil kazasına şoförün tedbirsizliğinin sebebiyet verdiği anlaşıldı Geçen yıl Maslak yolunda vukubu - lan ve gazeteci arkadaşımız Tahirin ö- lümü, Haydar, Şefik, Nihati, Ekrem ve Osman Kemalin yaralanmalarile neti - celenen otomobil faciasının muhake - mesi Ağırcezada dün neticelenmiştir. Tedbirsirlik ve dikkatsizlikle ölüme ve kazaya sebebiyet vermekten suçlu bulunan, hâdisede ağaca çarparak par- çalanan 2084 sayıl otomobilin şoförü Kemal, müdafazsında; — Osman Kemalin idare ettiği husu- st otomobil önümden gidiyordu. Bana yol verir vaziyet aldı, sonra tam ya - nımdan geçerken tekrar eski haline dön mesile müsademe vukubuldu. Otomo - bilimin ön lâstiği patlamış, direksiyon ârızalanmıştı. Ben de yaralanmış ve İ- rademi kaybetmiştim... Otomobil yol boyunda ve ilerideki bir ağaca çarptı, böylece kaza oldu, demişti. Fakat, suçlunun (bu müdafaası ve bunu teyid eder mahiyetteki üç şaha» det mahkemece varid görülmemiştir. Zincirlikuyudan dönüşte Sutera>isi mevkiinde vukubulan faciadan şoförün arabayı fazla sürgile sürmesinin, Os - man Kemalin arabasına çarptıktan son ra dahi süratini eksiltmemesi ve deha başka teğbirsizliklerinin hâdiseye se - bebiyet verdiği neticesine varılmıştır. Muhakeme sonunda şoför Kemal, ceza kanununun 435 inci maddesine göre, 2 sene müddetle hapsine, (200 Tira ağır pard cezasına ve Osman Kemalin kaza- ya uğrayan otomobilinin tamir masra » fı olan 1983 kuruş ile hâdisede malül kalan Faydara 100 lira tazminsi ver - meğe mahküm edilmiştir. Kızkardeşini öldüren amele tevkif edildi Beyoğlunda kız kardeşi Esmayı bı - #abrik#sında amele Mahmud oğlu Ha - sanın cürmümeşhud kanununa göre A- ğırcezaya verileceğini yazmıştık, Fakat tahkikatta ikmali zamana (bağlı olan baz; ciheller bulunduğundan, < hâdise umumi ahkânıa tâbi tutulmuştur. Suç- Tu, hazırlık tahkikatı sırasında stınan muhtelif ifadelerinde, hâdiseyi şu su - retle anlatmıştır: — Bundan fki buçuk ay kadar evvel İstanbula geldim. Hemşirem Esma ev- velce Ahmed isminde biriyle evliydi. Sonra ondan ayrılarak, şimdiki Haşim- le yaşamağa başladı. Ben ber hafta ya Cumartesi veya Pazar günü kız karde- sime misafir gider ve gece de kalırdım. Bu defa da gene mutad Üzere evine gittim, Bir gece köldım. Ertesi günü, Esma bıraderim Hüseyine verdiği bir örtüyü istedi. Ben de: «— Bana ne? Kendisinden iste,» de- dim. İşte bu yüzden aramızda münakaşa geçli, Esma bana kifretti, sonra da: «— Senin karın başkalarile düşüp, kalkıyor, sen önce onu kurtar!» deyin - ce, gözüm kizıverdi, ne yaptığımı bile- medim. Yirmi gün evvel, yirmi kuru - şa satın aldığım küçük bir bıçakla Es- mayı karnından ve muhtelif yerlerin - —n den yaraladım. Sonra da evden çk ( tım. Köprüden geçerken, suç &leti ola bıçağı denize attım. Kız kardeşimin e ki kocasından üç yaşında, Hâşimden da bir aylık iki çocuğu vard. Ar il geçmiş hiç bir husumet mevcud değil“ di. Kendisini severdim, Bu iş, âni bis hiddetle oldu. Ben de pişmanım. Bu açık ikrarına rdğmen, Hasan bi « lâhare hâkim huzurunda yapılan sor « gusunda vak'ayı te'vil ve inkâr yolunâ sapmıştır. Hasan 4 üncü sorgu hâkimliğinin ke rarile tevkif edilmiştir. 70 yaşında bir ihtiyar mahkeme kapısında sektei kalbden öldü Dün Adliyede Asliye 5 inci ohukuk mahkemesi önünde ( ihtiyay bir adam sekici kalben, düşüp ölmüştür. Hukuk mahkemesinde bir tashihi si davasını takib maksadile adliyeye mü“ racdat eden 70 yaşnda OAhmed, tam mahkeme kapısına vardığında birden bire üstüne fenalık gelerek, yere yı* kılmıştır. Sarıyerde oturan bir mütekald öld ğu bilâhare anlaşılan Ahmedin cesedi derhal adliye doktoru (Salih Haşimd muayene ettirilmiş ve sekte kalbded öldüğü tesbit o olunduğundan defnind ruhsat verilmiştir. Adliyenin “kalabalık bir saatinde vee kubulan bu hâdise koridorlardaki hali arasında umumi bir teessür ve heye # can uyandırmıştır. Yangına aid üçüncü keşif raporu tamamlandı Sultanhamamı oyangın mahallinde yapılan üçüncü keşfe aid ehlivukuf ra“ poru dün göç vakit, müddetumumiliğe verilmiştir. Bugün, telkik edilerek, yangının m& hiyeti anlaşılacaktır. Müddeiumumi dün Silivriye gitti Müddeiumumi Hikmet Onat dün bi tahkikat münasebetile Silivri adiiye “ sine gitmiş ve akşama kadar meşgul ok muştur. Foliste: Tramvsy'en at'ıyan bir çocuk yaralandı Kurtuluşta Keti opartımanında otu ran Zatdin 11 yaşındaki evlâdlığı Me * lâhat, 202 numaralı vatmanın idare sindeki Kurtuluş - Beyazıd tramvayın” dan atlamak istemiştir. Yere düşen Ma lâhat, kasığından yaralanmıştır, Yara» k çocuğun tedavisi yapılmış ve tahki « kata başlarmışlır. Bir <temobil! 9 yaşında bir kız çocuğuna çarptı Dün bir otomebil kazası olmuş, Fatib ile Malta çarşısı arasında Singer dikiş kumpanyasına aid 3671 piâka sayıl otomobil 9 yaşlarında Said kızı Fir “ devs adındaki çocuğa çarpmıştır. So « för çocuğa çarpıp yere yuvarladıktan sonra kaçmıştır. Yere düşen çocuğun elleri ve yüzü yaralanmıştır. Kaçan şö för zabıta tarafından aranmakladır. m mm | Bacaksızın meskaralıkları: Kokulu çiçekler |