JKeyif verici zehir tacirlerile kaçakçılar Teroüme oden:'Ji. Alas Uzun süren bir ric'atten sonr şimdi taarruz sırası bize geldi Evvelki günkü ve dünkü | | kısımların hülâsası İngiliz aktörü Ber-| | Alsas'lı e z çifteisidir. kadar iş ve aktör olmak #rvelk küçük de- nyaya harb ân o- toplanmasına başlanıyor. aşlle beraber metosik- Prem sevkediliyor. na inuhtelif vakalar geliyor. Bunlardan birini Fransada geçiriyor: Have Itmanında teçhizatın karayn oçikarlması işini bir erkânıharb zabiti idare etmektedir. Fakat felere sözünü geçiremiyor. (Hatıralar devam ediyor) —.. Bsn derha! kendisine yardıma koş- tum. Muvazzaf bir asker olsaydım, liva konakçısı gibi mühim bir şahsiyetin po yaklaşmak cesaretimi, herhalda, dimde göremezdim... Liva konakçısı benim Fransizes bil- diğimi. görünce pek sevindi. Derhal ba-| na teşekküre koyuldu... Ben Fransızcamı, mekteblerde deği, İnkat annemin kucağında öğrenmiş - tim... Ben büyüdükçe, annemin him « imetile, Fransızcadaki bilgim de arttı. mihayet ben bu dili ana dilim kadar mükemmelen öğrendim., sonra, muhle- M€ vesilelerle yaptığım Avrupa seya - Hatlerinde, annemin bana öğretmeği Kiç de mediği bir çök kelime ve| tabirleri de ben kendim öğrendim... İşte şu dıfcikada, bilhassa bu çeşid ke- Jimeler işime yaradı. Fransız amelele- rine söylediğim cümlenin başına, bul kelimelerden Üç, dört tanesini yerleş- » Benim bu sözlerimi işiten ve Şaşkına dönen Fransız amelelerinin, büyük bir şevk ve neş'e içinde işe sa- rilmaları, liva konakçısınm fevkalâde hoşuna gitti. beni üç-dört saat yanın da alıkoyarak, Fransızca bilgimden iş- ifade etti.. iş bittikten sonra da, bana bir hayli teşekkür etti... Anlatacağım ikinci vak'a ise, birin- sisinden takriben Iki hafta sonra LA - Ferte-su-Yuvar'da cereyan etti... Marn muh#rebesi bütün şiddetile davam ediyordu. Uzun süren bir ric'at- tan sonra, şimdi taarruz sırası bize ger mişti.. Ben, bizim fva karargihının İşgal etmekte olduğu, belediye datresi önündeki köy meydanından bir parti Alman esiri geçirildiği bir mrada liva karargâhının kapısından İçeri giriyor- dum. Köy meydanında, iki hafta önce tanışmış olduğumuz bizim Eva konak- çısı duruyordu. Beni görür görmez, da- ha karşıdan bana seslendi. Yanına gi- dince: — Belki siz Fransizca bildiğiniz ka- dar Almanca da bilirsiniz?. diye sordu. Tabif ben Fransızca kadar Almanca da biliyordum. Çünkü yukarıda da söy- Jediğim gibi, annem ana dIN olarak Al- mapcayı kabul ediyordu. bundan baş” ka, şunu da hesaba katmalısınız ki, bir İngiliz * Almancayı Fransızcadan daha kolay ve dha mükemmel telâffuz ede- bilir... Almancayı bir Alman kadar fasih ve güzel bildiğimi hiç korkmadan iddia edebilirdim. nitekim bu (sözlerimin doğruluğunu bir kaç ay sonra iş başın da ispat ettim. Tabi? liva konalıçısı subayın sorduğu olan hayatı! Bir Belçikak köylü Alman divanı harbi tarafmdan isticveb edilirken suale müsbet bir cevab verdim. Benim bu cevabım üzerine de; — Şu Alman esirlerine bir kaç sual sormak hangi May ve hangi fırkaya mensub olduklarını, nereden geldikle- Tini, kendilerini esir ettiğimiz esnada ne yapmak tasavvurunda olduklarını öğrenmek istiyorum. Ben esasen ken » dim de onlara bir kaç sual sormak te- şebbüsünde bulundum. Halbuki topu topu sorabildiğim yegâne şey: « Vo ist zaynen regiment?» (1) cüm tesi oldu. İ Ben bu cümleyi Mgate bakarak ken- dim tertib etmiştim. Gel i felâketi sn ki, herifler benim bu su mi anlıyorlarsa bile ben onların verdi- #i cevabı bir türlü anlıyamıyordum.. Liva mülhakınm bu sözlerinden son- Ta benim yapacağım iş çok basitleşmiş- t. Liya mülbakı susl soruyor, ben de bi suleri Almanca olarak esirlere İtekrerlıyordum. Bu işe dört elle sarıl İ meeştrm, Sual sorduğum esirlerin ruhi heletini bile kavramağa çalışıyor, on lara sert mi, yoksa yumuşak mı dav - ranılmam lâzım geleceğini kendimce, tavine uğraşıyordum. Hattâ. bazılarına «Üçüncü derece (2) istievab usulünü bile tatbik ediyordum. Esirlerin büyük bir kısmı işimize yarıyabilecek en w- fak bir malâmat vermekten bile istin- kât ediyorlardı. Maamafih buna rağ - men bazılar, ya korkudan veyahud dal- gınlıkla ağızlarından faydalı bazı şey” ler kaçırmaktan geri kalmıyorlardı. Esirlerden aldığımız malümatı tas - nif ettik. Bundan sonra da benim ha - reket etmem icab etti. Cünkü esirler » den alınan malümatı götürmek icab e- diyordu. Ben hareket ederken, liva mülhakı arkamdan seslendi: — İşinizi bitirip döndükten sonra ge ip bana haber veriniz!. Sizin bu moto- siklet seyahatlerinden daha faydalı gö receğiniz işler var. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra liva mülhakının bu sözlerini hatırla * den. Artık o sıralarda cephe, İsviçre * den denize kadar uzanan bir hat haline de olmak üzere aşağı yukarı tekar etmiş bulunuyordu.. Ormanların de, ovalarda her an düşman devriye - lerine rastlamak fhtimali (oObulunan o tehlikeli, o heyecanlı seyahatler artık sonuna ermişti.. Haber götürüp getir - me işimiz monoton ve muntazam bir hal almıştı. Meyzon'un dediği gi - bi, biz artık motosikletli — bir haberci (1) sAlayınız nerededir?» manasina gelen yanlış bir Almanca cümle... () «Üçüncü derece» İstievab: Maznunu İkinel, üçüncü derecede bir takım suafleris yorduktan sonra asi maksada aid sualler sorarak onu gafü avlamağa matuf ve ilk de- #4 Amerikan polisinin tatbik attili bir nevi isticvat usulü. n - olmaktan çıkmış, alelâde (birer posta müvezrii haline gelmiştik.. Liva mül - hakı sözünün eri bir adamsa, ona mü - racaat etmenin tam sirası İdi. Biz de —çünkü ben yanıma Mey - zon'usda almıştım — böyle hareket et - tik.. Liva mülhakı #le yarım saatlik bir İzanç gayesi güden v konuşma sonunda, o bize: — Siz derhal subaylığa almmalısı « nız! dedi... Onun kanaatine göre Meyzon, kıt'a nın bir taburuna verilmeli, ben de ka rarpâh hizme maiyetinde kalmalı idim ; e, onun ti, Fakat eli iki güt hat siperleri dolaşırken ağı landı... (Arkası var) SOLDAN SAĞA ve YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Kabak satan - «sne İle olan para &o-| nulan demir dolab. 3 — Seven - Hayvünların yiyeceği, 3 — Bırakmak masdarından ismi fall « Bir nota, 4 — Akar getiren - Baş. 3 — Miyav miyavlar, 8 — İleride, 7 — Tat. 8 — Şar: lâhikası - Akılı. 9 — Sentür - İlâve (0 — Emreden - Meşhur Hun hükümdar. 1 284 56 78 910 verilen cezalar az mıdır ? (Bastarafı 9 uncu sayfada) |kasdi tedrici ve vasıtalı olan eroin ze Bu itibarla bir yaralama suçunda ce- İrini satanın hareketinden daha ağır | zayı avet eden gey bıçağın veya taban- | suç teşkil eder. Kaldı ki, eroincinin İ canın yara açtığı vücud değildir. Bu vü-| reketinin müessir olması için bu zehi cudde tecelli eden yurddaş ve | İRSanıM | yefsinde tahribat yaptığı adam veya kt hayatıdır. i selerin de iradelerinin bu fiile lâyık | Yaralama ceza kanununun koruduğu | ması gerektir. v4 insanlık şahsiyetinin en yüksek ma- Bu seülâh nevi kıymeti olan hayata doğrudan doğ- Gm ii ruya kaddi ihtiva etmektedir ve bu kasd ömamen failin tek laraffı iradesine isti- nad etmektedir. Bu itibarla daha çok ka- ağır tahribi; ri kabiğ kiki olmakla beraber, hayata | © (Baştarafı 9 uncu sayfada) Alman tahtelbahirlerinin muvasalatını yen devriyelerden bir janesi k rinde Alman markalı « #rünce Aster başının gekdi tabancanm bulunduğu yerden giden ayak İzlerini takibe ba du ayak izleri, İngiliz pö Son senelerin en müthiş katili Fransada muhakeme edilmiye başlandı (Baştarafhı 7 inci sayfarla) Evet amma, işte avukatları Veid - man'ın bu cinayette alâkası olmadığ nı söylüyorlar. Ve reis tekrar soruyor, | tekrar şu cevabı alıyor: — Evet, bendim. Avukat ayağa kalkıyor: ki bu uydurma ismin altır İdeğer kısımlarını isk in sebebi gü.) ZAYİ — Nüfus küğefle Kasımpaşa aske pore möytütemeiniz — vir lik şubesinden aldığım terhis teskeremi 8 çüncü şahsı kurtarmak içindir. Bili Yi ettim, yenisini çıkaracağımdan hks yorsunuz ki Veldman o zamanlar Kar-| yoktur. $31 doğumlu Yusuf oğlu r diye uydurma bir isim kullanıyor”! Kemaleddin İlem Keşif bedeli 948 lira 75 kuruş olan Kâğıdhanede Çağlayan korusu dahilinde ki bataklığın ıslahı için menferlerde yaptırilâcak tamirat açık eksiltmeye nuhmuştur. Keşif evrakile şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İste! Uler 2400 sayılı kanunda yazılı vesikadan başka Fen İşler Müdürküğünden a cakları ehliyet ve 939 yılma ald Ticaret Odusı vesikslarile ve 71 lira 18 kuru luk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 27/38/939 Pazartesi günü saati 14 buçukta Daimi Encümende bulunmalıdırlar. o (B) (1900) a Senelik muhammen kirası 48 Bra olan Burgazadasında Gezinti caddesi soka ğındaki gazino teslim tarihinden itibaren 939 Mayas sonuna kadar kiraya verii mek üzere açık artırmaya konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde) örülebilir. İstekliler 3 Hira 80 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile be raber 27/3/9399 Pazartesi 14,30 da Daimi Encümende t bulunmalıdırlar. (1595) Kadıköy Vakıflar Direktörlüğü Ilânları | Üsküdarda Darüsseade ağam kâtibi derviş Ahmed «efendi» vakfı mütevelliye. si Fatma Zehra ve Kaymakamı Fahrinin vakfı işlerile alâkadar olmadıkları v oturdukları yerin bilinmemesi sebebile gazete He yapılan ilân üzerine de mü. racaatla Vakıflar İdaresine vermekle mükellef oldukları hesabatı ve beyanna. meyi vermediklerinden Vakıflar kanununun 33 üncü maddesi hükümlerine tev. fikan azillerine idare meclisinin 20/2/9809 gün ve 1131 sayısile karar verilmiş ol makia tebliğ olunur. «1090, Belediye Sular İdaresinden: Kapalı zarfla münakasa ilânı. İdaremizce satın alınacak muhtelif cins ve ob'adda bronz musluk ve teferrüatı kapalı zarfla münakasaya konulmuştur. 1 — Bu husus için tanzim edilen şartname İdaremiz Levazım Servisind par4ğz olarak alınabilir ve nümüneler İderemizde görülebilir. 2 — Talibler, şartnameye göre hazırlıyacakları kapah zarflarını ihale gü olan 5 Nisan 939 Çarşamba günü saat 16 ya kadar Taksimde İdare Merkezim! de Müdürlüğe vermiş olmalıdırlar. Bu saatten sonra getirilecek zarflar kabul edilmez. «1716» İnönü Kız Lisesi Satınalma Komisyonundan: Lisemiz için resım ve şartnamesine göre yaptırılacak olan ve 950 lira bed tahmin edilen 10 led dolabın İstanbul Beyoğlu İstikli) cağder; 349 numarad ki Liseler Muhasebeciliğmde toplanan oku! komisyonunda 3/4/0939 Pazartesi gü. nü sasi 14 de açık eksilime suretile ihalesi yapılacaktır. İlk teminat 7i lira kuruştur, Bu işe gireceklerin bu bevi doğrama işi yaptıklarına dair resmi dal; Yerden akdikları vesalkle birlikte Ticaret Odasmınyeni sene vesikasile belli gü ve sastte Komisyona ve şartnameyi öğrenmek için de Kabataştaki okulum idaresine müracaat eylemeleri lâzımdır. (1705) BAKIRKÖY KAZASI TAPU MEMURLUĞUNDAN Bakırköy kazası Yeşilköy Fener mevkiinde Yeşilköy Feneri 3295 No, Denizbank kanununun 6 ve 20 nci maddeleri mucibince Denizbank'a kal ettiği ve tapu kaydı bulunmamasından senetsiz tasarrufata kıyasen cili Banka tarafından taleb edilmiştir. Martın 17 nci Cuma günü saat 13 de mahalli tetkikat yapılacağından hususta bir itiraz ve iddiası olanların tahkikat gününden evvel daireye ya tahkikat günü mahallinde bulunacak memura itirazmı bildirmesi Hi mu ilân olunur,