000000 SİNEMA »« TİYATRO 000000 Sinema Yıldızlarına Göre | Şehir Tiyatrosunda Kadınlar Sevilmek İçin Neler Yapmalıdırlar Carole Lombard Sinema yıldızları güzellikleri, şirinlik-; Joan Crawford «— Sima, silüet, güzellik, sevimlilik, Myra Loy İyacak kadın kendini erkek Ile müsavi tu- leri, cazibeleri için mi seviliyorlar? Yok-|bir erkeği cazbedecek şeylerdir. Yfkat| tacak olan kadından herhalde daha fazla 8a hassasiyetleri, zekâları için mi?. Bu süallerin cevabını kendi ağızların-! dan işitmek herhalde hoş bir şeydir. İ Fransız sinema yıldızlarından Blanche Montelden başlıyalım: Genç san'atkâr Jean Pierre OAwmont tarafından çılgınca sevilen bu güzel yıl dıza göre mesele şudur: — Sevilmek için evvelmirde bir şah- #iyete malik olmak tâzımdır. Ancak şah- siyet sayesinde sevimlilik elde edilebilir. Böl yapar gibi hareket eylemekten daha bir şey var rmdır hiç? Gençsiniz? Haşarısınız? — Atılgansınız. Kendi kendinizi tetkik ediniz. Fakat bu tetkik şevkinizi kırmasın. Hayat sizi ol. Gunlaştırmıştır. Bu olgunluğu muhafaza #diniz. Güzellik mühim bir noktadır. Gü. Sellik kakelerinde #âpinizi, | tabiatinizi Gözönünde bulundurmalısınız dalma... Aynaya baktığmız zaman kendinizde Kusurlar gördünüz değil mi?, Hiç müte. *wsir olmayınız. Bu noksanlarımızdan isti- İadeyi düşününüz... İnsan kendin! iyice tanımalı, kendini tenkid eylemesini. bil- Meli, takdir eylemesini de bilmelidir! Güzel olmaksızın bir kadın fevkalâde şi- rin olabilir. Bu şirinlik te erkeklerin en a giden şeydir. Kendinizde bazı meziyetler sezer İse Biz muhakkak ki bahtiyar olursunuz, bu meziyetleri ustaca istimal ediniz... mühim bir şeydir. Şıklık beğe- Rilmek faslında kadınlığın en mühim si- Mihidır. Bir kadın kendisini seven erkeği an- sak bu meziyetleri iyi kullanması saye “imla kendine bendedebilir.» & Ann Harding diyor ki: ancak kadındaki şahsiyet erkeği bağlıya- bilir. Zaman güzellikleri yavaş yavaş siler, fakat gene zaman manevi meziyetleri da- ha fazla tebarüz ettirir. Asli olunuz. Erkeklerin asit kadınlar. dan ne kadar hoşlandıklarını ve sırnaşık kadınlardan ne kadar kaçındıklarını bil seniz!...» * 'Tino Rossi ile aşk macerası dillere destan olan güzel san'atkâr Mirellle Bal- in diyor ki: «— Sebebiyet vermeden bir aşkın mey- dana çıkmasını görmek ne kadar zevkli bir şeydir. Ben şu kanaatteyim ki iltifat. (ları cezbeylemek ancak onları aramamak ile kabildir. Erkekler kolay elde edilen aşklardan, tesahüblenden (hoşlanmazlar. Kadınlar ne kadar durgun dururlarsa, ne kadar alâkamz davranırlarsa erkekler o derece Üzerlerine düşeler. Bütün kadın- ların bu çok sade sistem ile muvaffak ol- malarını isterim. Çünkü o vakit sıri ken- dileri için sevildiklerini sanırlar... Hem öyledir de...» * Sehhar sinema yıldızı Carole Lombard da diyor ki: «— Susunuz ve dinleyiniz... Erkekle. rin hepsi kendilerinden. işlerinden, inki. sari hayallerinden, muvaffakiyetlerinden bahseylemekten hoşlanırlar... Samimi olsun, cal olsun kadınların kendilerine karşı gösterdikleri alâka ni. genelerimden hoşlanırlar. Erkeği evinde ve dışarda anlıyzcak ve bu hususlarda kendisine bahşedilen ehemmiyeti kavrı- sevilecektir.» * Bir vakitler kalbur üstünde olan ve A- merikaya yapmış olduğu seyahatten son-; ra şöhretini biraz kaybeden güzel Fran- /sz yıldızı Simone Simon diyor ki: İ «— Sevilmek için kadın kendisini arzu ettirmesini bilmelidir... Bir delikanlı sizi davet eylediği takdir. de. Ükinde daveti kabul ediniz. Fakat sonraki defalarda reddediniz. Ancak bir İkaç denemeden sonra samimiyetinden €- | min olabilirsiniz... Hain olmaksızın, ka- dın kalbini verecek olün adamın ablâkı- nın tatlılığnı, tabiatinin düzgünlüğünü İ bilmelidir.» * ! Kadınların en bahtiyarı, zevcelerin en anlayışhsı olarak telâkki edilen gözel Myrna Loy şu nasihati vermektedir: «— Çok meziyetleriniz olsun fakat mükemmel bir kadın olmayınız. Erkek. leri mükemmel bir kadın kadar sinirlen- diren bir şey yoktur. Kocanızı, nişanlını- zı, âşığınızı kendinizden fazla emin bırak- mayınız. Siz de kendisinden çok emin ol- mayınız... Ancak bu sayede sevilebilir- sisİZ» - Douglas Fairbankszade ile Franchot | 'Tone'nin anlıyamadıkları, zaptedemedik. leri bir kadın olan Joan Crawforğ diyor ki: «— Sevilmek için, seçilen erkeğe iti- madda bulunulması lâzundır, Bu erkek sizi korumalıdır, size itimad telkin eyle- melidir, onun huylarını, kusurlarını hoş görmelidir. Onu mubabbet kadar aşk ile de sevmelidir...» 12günlük iken turneye ve12 aylık iken sahneye ç Küçük Amerikan san'atkârı Mickey Rooney Pek yakında «yıldız» ünvanını a» baski. En son çevirmiş olduğu «Love Ge Andy Hardy. filminde kazanmış ğu fevkalâde nruvaffakiyeiten dola- Yı bundan böyle sinema ilânlarında ismi- Rin büyük harfler ile ve baş mevkide ya- 1 kararlaştırılmıştır. Bunu yapan kumpanyası değiklir. Bunun böyle istiyen halktır, Bu hususta stüd. Yoya 5000 den fazla mektub gelmiştir. i 17 yaşında olan Mickey Ameri- Brooklyn şehrinde doğmuştur. E- €yni komik san'atkârlardı. Henüz on ne iken turneye çıkarılmıştı, Be ra anasının . Kiriş sandığınm kapağını Annesi sütünü makyajını hazırladığı ta kaynatırdı! Dört aylık olduğu za. Man bütün Amerikayı dolaşmış bulunu- lu... ıkan Pp — Mickey Rooney sam'atkâr On iki aylık iken ilk defa sahneye çık- tı. rolü de «Yeni sene» yi temsil eyle- mekti!... İki yaşında rol yapmağa başladı. Rol- leri o kadar beğenildi ki mütemadi bir surette tiyatroda oyun oynıyabilmesi için Anna Karenin Yazan : İsmet Hulüsi On dokummeu asırda doğan Toktoy asrının büyük bir şöhreti oldu. Hocası, Pransızdı. Daha on beş yaşında iken Volteri, Rusoyu okumıya başlamıştı. Yir- mi dört yaşında «Çocukluk» adlı eserini meydana koydu. Anna Karenin'i yazdığı zaman kırk dokuz yaşına gelmişti. Muh- telif seyahatler yapmış, Rus aristokra - Rus sosyetesinin içinden görülmüş tab- lolarını çizdi. Fakat yalnız bunu yap - mış olsaydı, Anna Karenin bugünkü ka- dar tanınmaz, beynelmilel bir rağbele mazhar olmaydı. Tolstoy Anna Karenini | Rus camiası arasında yaşatıyordu. Fakat bu camia sadece Rus olarak kalmıyorlar, insan olarak ta görünüyorlardı. Hayat, heyecan, siyaset, aşk, budalalık, gurur, hırs velhasıl insan ruhunun iyi ve kötü tezahürleri Anna Kareninde mevcuddu, Ayni zamanda da romun gü- rükleyici bir mevzua dayanıyordu. Anna Karenin bir çok lisanlara tercüme edildiği gibi türkçeye de tercüme edil « miştir. Ve Türkiyede çokk okunmuştur. * Şimdi «Anna Kareninis bir tiyatro €- seri olarak ele alalım... Evvelâ şuna söyliyelim ki; roman 16- man olarak, tiyatro tiyatro olarak yazı- ır. Romandan yapılan tiyatroda romanın bir çok yerini feda etmek mecburiyeti vardır. Bu böyle olmakla berâber roman. dan tiyatro yapılması hiç te yanlış bir hareket sayılamaz. Nihayet tiyatroda o romanın havasını yaşatınak kabildir. Ve romandan yapılan tiyatroların en muvaf. | fağı, romanın havasını en iyi yaşstanı - dır. * Anna Karenin piyesi, Edmond Gui » Faud'ındır, İlk defa 1907 senesinde Antu- van tiyatrosunda oynanmıştır. Düşündüren, cezbeden, ağlatan, hiddet lendiren romanın piyesi de düşündürür, cezbeder, ağlatır, hiddetlendirir. Piyes müellif, seyirciye romanın özünü verirken sahneye çıkarılamıyan, fakat atılmasına imkân olmıyan pasaj - lardan bazılarını söz yapmış, karakter - lerin tdbarüz ettirilmesini de sahneye çıkan eşhasa bırakmıştır. Anna Karenin romanının piyesi sahne için bir iğreti sayılsa bile, potunu pek belli etmiyor. * Piyesin tercitmesine gelince: Güllü Agobdan bugüne kadar sahne- mizde oynanan tercüme eserlerin bir resmi geçidini yeptırsak, pek çoğunu ter- cöme hatalarile dolu, lisan itibarile çok zayıf buluruz. İyi tercüme sahnemize Ba- dir çıkar. Bundan İki tiyatro mevsimi evvel Şe- hir tiyatrosunda V&lâ Nüreddinin tercü- me ettiği «Ayak takımı arasında» oynan- Imıştı. Vâlânm o piyesinde lisan, temiz ve pürüzsüz bir türkçe idi. Anna Kara. den çıktı. Türkçeye hâkim bir muharrir olan Vâlâ Nüreddinin tercümesini duy- mak bir zevktir. * Yedi tabloluk piyes, değişen dekor. lar içinde oynanıyor. Dekorlar eserin bünyesine çok uygun. fakat zengin de- gil. meselâ fkinet #ablonun dekoru daha güzel olabilir. Son tablonun dekoru güzel amma tren geçme sahnesini daha iyi idare etmek icab eder, hükümetten müsaade taleb edildi! Tevziat: — Beş yaşında dansör ve şarkıcı olmuştu! | Kolan Nevin Akkaya «Pal of my cradle Duys> şarkısı ile bü. | Gri Mervan ; Olayağl yük bir şöhret kazanmaşt.. Teklfsizse| TanTa sam bütün san'atkârların localarında dolaşan Doli Cahide Artemel küçük san'atkâr onların bütün elvar ve) yetvi Hakkı N. Ağırman hareketlerini mükemmel surette taklidİlerin Bunvi Tedü eylemeğe başlamıştı! Prens Şertaçki Eid! air Beş buçuk yaşında yazma okumağa| iti Se Samiye Güvener başlamıştı! Anna Neyire N, Ertuğrul Altı yaşında Los Argeles'te Wi Mor, | Möyarka ra imana, rasey's Revue'ye dahil oldu! Bu zövüda | Vs ği İri er altı mevsim arka arkaya roller yapt! |pavşin Celâl Balkır i (Devamı 14 üncü savfada) Bahisci Muhip Arcıman (Anna Karenin) de en çok muvaffak olan san'atkârlardan Hüseyin Kemal Halide Pişkin ütehdi Yeşilderi? H. Kemal Güremei Lidi Neclâ Ontan Serget Ferih Egemen Vaslli Lukig Mürt Kiper Kapitoniç Kadri Öğelman Gioniçet Muhip Arcıman Wadimir Necmi Oy Kampanetti Necdet M. Ayral Serpukofakoy Râd4i Fün Marona Muazzez Arçay Anuşka Bamiye Güvener Nikola Nevzad Okçuğl Çocuk Madlet Tibet Tevziat insanı birdenbire şaşırtır: — Bu kadar şahıs sahneye mi çıkacak! Evet Anna Karenin piyesinde bu ka- dar şahıs sahneye çıkıyor ve bu da ese. rin temsilini kolaylaştırmıyor. Bilâkiş güçleştiriyor. Şehir tiyatrosu, piyesin temsilinde dram kısmında çalışan ele manlarının “eski ve yeni hemen hemen hepsine az veya çok rol vermiştir. Kala. balık sahnelerde en acemi ile en usta ar tisti karşı karşıya görüyorduk. Bu yüz den de bazı sahneler istenileni, beklene- ni vermiyordu. Anna Kareninde çok muvaffak olan san'atkârlar vardı. Bilhassa Anna rolünü yapan Neyyire, Anna'nın oğlu rolünü yapan küçük Ferih, Karenin rolünü ya- pan Hüseyin Kemal piyesin ana direk. leri oldular. Fakat şunu da ilâve edeyim ki. Anna Kareninde ufak rollerini muvaffak'yetla başaran Hadi gibi, Cahide gibi, Müfid Bibi, Şaziye gibi, Samiye gibi sav'stkir. lar da onlara destek oluyorlardı. Kâni, Vronski rolünü yaptı. Bu çol genç san'atkâra çok ağır bir yük yüklen. mişti. Kusurlarım görmek haksızlık olub, karan san 0000848000 Popesco Elvira Aslen Rumen olan güzel Elvira Popag co bugün Fransanın en değerli san'at. kârlarından biridir. Müteaddid piyeslem de rol almıştır. Çok beğenilmektedir. Son seneler içinde muvaffakiyetli bir surette filmler çevirmiştir. Gerek tiyatrodu, ge rek sinemada almış oliuğu rollerle Frans sız hazsına ve propagandasına büyük hiz- metler yaptığını takdir eden Fransn hü. kümeti bu san'atkârı bir nişan ile taltif eylemiştir.