Bayram günleri trinci günü sabahleyin sokağa çıktım. Akraba, dost evlerini dolaştım. Evlerin bir çoğunda kapılar 8- çılmadı. Kapı arasından kartımı attım. Evlerin bir çoğunda sanh mahlök olarak yalnız hizmetçilerle karşılaştım. Beni ta- nrmıyanlara kartımı verdim. Tanıyanla- Ya: — Geldiğimi söylersin! Dedim. * Birinci günü akşamı evime geldim. Hizmetçi bir alay kartı elime sıkıştırdı ve karşımda durdu. — Ne duruyorsun? — Şey, bugün siz yokken gelenler var da. kart bırakmıyanları sayayım: Bay Ali; hani bazı geceles gelir; Baz Şeha- beddin, hani doktor olanı; o bir tane çok konuşan var ya. — Çok konuşan mı? Benim dostlarım- dan böyle mi bahsediyorsun? — Affedersiniz efendim, ismini bilmi- yorum, nasıl anlatayım., Anladım. Avukat Sacid, — Evet! Sonra; şey adı neydi bir türlü aklıma gelmiyor, hani kırmızı i bayanı var, geçende kavga etmişlerdi de bütün mahalleli evlerine toplanmıştı. — Anladım. Ve bu tarzda daha bir çoklarım saydik- tan sonra: K — Ötekiler kart bıraktılar! Dedi. Kartları birer birer okudum. Bir kısmının evlerine uğramıştım. Bir kısmı evlerine uğramadıklarımdı. Evlerine uğ- radıklarımın kartlarını ayırdım. Bır liste yaptım; , — Yarın ziyaret etmek * İkinci günlü de birinel gibi geçti. Ar- şam gene evimde birçok kart buldum ve hizmetçiden kart bırakmayıp; geldiğimi söylel diyenlerin kimler olduğunu öğren- dim. * “ Üçüncü gün de ikinci ve birinci gibi geçti, Akşamı da gene ayni, * Dördüncü gün ilk üçüncü günden fark- sızdı; eve geldiğim zaman hizmetçinin uzattığı kartları bir yana buraktım. — Şey bay. bugün şeyler geldiler. — Kâfi, dedim, beni yalnız bırak! Yalnız kalınca rahat bir nefes aldım: — Dört günlük bayram tatili de bitti. şapkalı| Yarm iş başlıyor; biraz rahat ederim, pi İsmet Hulüsi | Bunları biliyor mu idiniz? | Esrar'ı gemi 1647 yılında Amerikada Florida sıhil- lerinden Pasifik adalarma hareket eden New Haven isminde bir gemi, yıllar geçtiği halde geri dönmemiştir. Gemi ile beraber yok olan tayfalarır ai- leleri hergün sahile çıkıp gemiyi bekle mişler, ancak 6 ay sonra bir öğle üslü hepsi birden ufukta geminin hayalini görmüşlerdir. Meşhur İngiliz çatri Longfllowun bile bu gemiden bâhiş «Esrarlı gemi» adlı bir şilri vardır. * Namına abide dikilen boğa İngilterede Wyorming kasabasında da- mızlık bir'boğa namına abide dikilmiştir. Bu abidenin üstünde «Prens Dominik» i$- mi vardır ve bu da boğanın ismidir. . Abidenin rekzedilmesine sebeb prensi Dominiğin 1200 buzağının babası olma- sıdır, * Eskimolarda futbol Eskimolar arasında da futbol oynan- dığını söylersek inanır mısınız? Evet, buzlar diyarında 'da futbol maçları yapı). maktadır, Yalnız bu oyunlar bizim bildi- Amerika Atina ile konuşuyor Bundan böyle Amerikadan Atina ile konuşmak mümkün olmaktadır. Berlin aradan! ve Londra yollarile Atinaya bağlanın telefon hatları sayesinde Yunanistan merkezi hükümeti ile Nevyork arasında telefon mükâlemeleri gayet vazıh olarâk yapılmaktadır. * Çocuk san'atkârlar Bugün 30 yaşında bulunanların çocuk- Yuğunda' mühim bir sima sayılan Ceki Kugarın karısı Betty Grable de san'at hayatına 13 yaşında atılmıştır. Henüz 13 yaşında iken Amerikalıların en müşkül dansı olan «Vup> u sahnede kusursuzca oynamış ve göze girmiştir. 4 Gorki ile Şalyapin Meşhur şarkıcı Şalyapinle, meşbur muharrir Maksim Görki çocuklukta ar- kadaştılar. Her ikisi de şarkı söylerlerdi. Bir kilise korosuna güzel sesi olan bir çocuk aranıyordu. Her ikisi birden mürâ- çaat ettiler, İmtihan oldular. Maksim Gerkinin sesi beğenildi. Koroya almdı. imiz futboldan bambaşka bir şekilde-| Şalyapinin sesi beğenilmedi. Onu alma- dir, Çünkü kalelerin arası 23 ımildir. dılar. İki karakter Nümunesi Kadıköyünde Bayan «<C, Ko & — Sen 19 yaşındasın, liseyi bu yıl bitiriyorsun, o, 16 sında ve kolleje de- vam ediyor. Fakat çocuğum genç er- keklerde kendilerinden yaşlı kadınlara karşı önüne geçilmez bir meyil vardır, derler, kollej talebesini geçelim, fakat bu düşünce, hele bu danışma senin he- sabına bende teessür uyandırdı, lise. nin sonuncu şınıfına kadar yükselen tahsil hayatın sana bu terbiyeyi mi, bu düşünceyi mi verdi. Tahsil görmüş “genç kızlarımızı, İstisnasız, daha ok gun görmek isterim. * Bayen «L.» diyor ki: — Ben 22 yaşımdayım, kocam 29 un. da. Allemin arzusile çök küçük olarak evlendiğim için 6 yıldanberi ev hani mıyım, Fakat bu müddet zarfında ko- camı yuvama alıştıramadım. İçki yeri meyhane, gittiği yer fena muhit, sa» Bırsınız ki elân bekâr hayatı yaşamak. tadır. Bütün bunlara rağmen onu ges ne seviyorum. Yalnız ailem ölünceye kadar birlikte (o yaşıyamıyacağımız, mes'ud olamıyacağımız kanaatinde, beni ayrılmaya teşvik ediyor, Bir gün bu fikri kendisine açtım, de- Hi gibi oldu: — Sensiz yaşıyamam, ayrılırsan kendimi öldürürüm, dedi, dedi amma gece gene dışarıda kaldı, ne dersiniz?» * Ne diyeceğim? Erkeği eve alıytıre. mamakta belki bu genç kadının da bil. gisizliği, tecribesizliği âmil olmuştur amma 6 yıllık semeresiz tecrübenin bir sihirbaz asasının işarstile birdenbire mecrasını tebdil edebileceğine ihtimal verilemez, Çocukları yoktur, aralarına kırılmaz bir zincir gerilmemiştir, nihayet ikisi de gençtir, hayatlarını ayrı ayrı istika- metlerde tekrar yürütebilirler, Alie. nin verdiği nasihati biraz incelemek lâ- zımdır, derim. x Bayan (A. E.) ye: “Tebrik kartınız beni mütehagsiş etti, sizin için de saadet içinde geçecek bayramlar gelmesi temennisindeyim. TEYZE Ili satendendir. Göğsünün Mi, Kolları da ayni şekilde.! Başka hiç bir garnitürü ve kupu olmıyan bu sade bluzda sıra sıra büzgülerin yap- tığı tesir çok hoştur. Her kadın bilmelidir Pasta nevinden madeni kalıba döke - rek yaptığınız hamur işleri kalıba yapı - #p kalır, Bunları kolayca çıkarmak için temiz bir bezi ıslatıp kalıbın Üstüne ör- tünüz ve biraz öylece bekletiniz. * Saç fırçalarınızı tüylerinin eski sertli-; Bini muhafaza ederek temizlemek için a- gaç kısmını ıslatmamak şartile şaplı su- ya daldırınız. * Parmeklarınızdaki mürekkeb lekeleri- ni çıkarmak isterseniz bir bezi tuz ruhu-| na batırarak hafifçe siliniz. * E| ve ayaklarımzda soğuktan hösil o - lan ilthabı geçirmek için İlmon, veya çiy, soğan suyu sürünüz. * Et tahtanızın temiz ve bembeyaz ol - masını isterseniz Eau oxygen& ile oğunuz. * 3 Bu, ötedenberi herkeşin merak ettiği j tavukların ıslahına ve " yumurtlatnak R pe k — “ Tavukları kışın yumu bakımına yapılacak husust ifinalarla tavukları kışın ©) rilatmak kab olmaktadır, ş çi Yazan: Tarımmna» "Tavukları kışın da yumurtlatmak, öte- denberi pek ehemmiyet verilen bir me- #eledir. Yumurtanın tam para edeceği bir mevsimde, tavukların boş durması; doğ- rusu her yetiştiricinin gücüne gider. Ger- çi yazdan biriktirilmiş yumurtalar, piyar sayı kıtlığa düşürmezse de, bunlar şüp- hesiz tazesile bir olmadıklarından, yu- Imurtaya düşkün olanlar gene köşe bucak | tazesini aramaktan, hattâ beş on para İsrk vermekten çekinmemektedirler. Bu hal çok kimseleri düşündürmüştür: Demek yumurtayı şu veya bu şekilde saklayıp kışa ulaştırmak, müşteri için kâfi bir tedbir değildir. O, yumurtayı hep sıcağı sıcağına almak istiyor! Çünkü bu- günün hekimi kadar, asırların göreneği de ona hep (Yumurta... Amma taze yu- murtalJ öğüdünü vermiştir. Şu halde t3- vukçu için sadece (yetiştirmek) değil, dalma (tazesini yetiştirmek) lâzım geli- yor. İş böyl olunca, eldeki tavukların (bol bol yumurtlaması) bir hüner olmaktan çıkmıştır, Armacak meziyei; (en uygun mevsimde yumurtlamak) olmuştur. Öyle ya? Yumurta istihlâkinin asgariye düş- tüğü ve bu yüzden para etmediği bir za- manda folluğu taşıran tavuklardan ise, tam para ettiği ve hararetle müşteri bul. duğu günlerde yumurtlayan tavuklar el. bette daha kârlıdır. Mesele böyle bir sonunca bağlandığı gün; tavukçuluğun büyük #lim miesse- seleri hemen işe giriştiler: Bir defa bu, yazın yumurtlayıp kışın kesmek halinin tabiatçe nasıl düzene konduğunu tetkik ettiler. Tavukları kışa doğru yumurtadan alıkoyan aebebleri araştırdılar. Bazı t1- vuklar pekâlâ kışın da yumurtladıklarına göre; hangilerinin ve niçin bu bakımdan farklı olduklarını aradılar, Eğer bu bir kabiliyet meselesi ise bunu soydan soya geçirip geçiremiyeceklerini * düşündüler, Yemlerin, kümeslerin, bakımm bu işde bir tolü olup olmadığını muhtelif şek'). lerde tecrübe ettiler, Bilhassa sonbaharı Fırçaları temizlemek için amonyağa batırınız, biraz.dursun. Üçte bir nisbe - tinde amonyaklı suya batırsanız da olur. * Kirlenmiş, rengi kaçmış eşyaya eski parlaklıklarını vermek için önce sirkeli su ile, sonra da yumurta akı ile (târü » benthine) $ karıştırın yapacağınız bir mahlâta temiz bir bezi batırın siliniz * uzun memleketlerdeki tavukları müls- Iea ettiler. Velhasıl tavukları kışın yu murilatmak buhsinde daha akla gelme dik bir sürü sorulari teker teker cevab- lendırdıktan sonra, ortaya bir takım e- saslar koydular. Bugün o esöslar dahiliride yürütülecek bir tavukçuluğun «tavukları kışın yu- murtlatmak» meselesi kalmamıştır. Bun- eri biz de Kısaca gözden geçirelim: 1 — Tavukların yazın yumurtlayıp kı- şın kesmeleri tabiat icabıdır. Bunu ter- Halıya dökülen mürekkeb lekesini çı - | sine çevirmeğe imkân yoktur. Arzulanan karmak için, hehüz leke kurumadan üs - $ey, tavukların Teşrinisaniden - Nisana ksdar olan kış aylarında da yumurtlama- tüne süt dökünüz, sonra pamukla bastı - Tari ve apledıki ke esteri rarak sütü alınız. Lekeden eser kalma -| nin, geri kalan altı ay zarfındaki yumur- yıncıya kadar bunu bir kaç defa tekrar -İta verimlerinden üstün olmasıdır. layınız, En nihayet sıcak su We yıksyınız.| 2 — "Tavukların kışm yumurilaması, kinden çok daha fazla dikkat etmek “© i mahalli iklim şartlarının ve bilhassa bes) eder. lenme şeklinin verdiği bir kabiliyet me-| Rugan ayakkabılarmızın çetlamama -| selesi ve bu bakımdan biraz da tavuğun hiç birisi > smı İsterseniz vakit vakit gliserin ile o-İsoyunda aranacak bir meziyettir. . Bu ğunuz. * Kaynamış sütü uzun müddet bozulma- olduğundan, dan saklamak için içine bir kahve kaşığı şeker atınız. Sekiz gün bir şeycik olma yumurtlamak kabiliyeti esasen mevcud tanmmiş cinslerdir. (Sonbabarları uzun eeneaa sama seen Eeceksızın maskaralıkları maksad için ıslah edilen tavuklarda kışın! elde edileceğini unutmamalıdır. onlara yapılacak diğer biz-| kışın yumurtlatabilmek için bu on 9 metlerin tesiri daha çok olur. Meselâ PM. | ileri koşuyor. Bunlardan bilhassa mut Rok, Viyandut, Rot Aylan! gibi cins-| ve bakım meselesine ayrı bir ebeni. Ter, kışın erken yumurtaya gelmelerile| veriyor. Bizde henüz tavukçuluğu İ$ © | gö l bir meseledir, Fakat yıllarca süren © i çalışmanın ortaya koyduğu esaslarla artık mesele o halldlunmuştur. | clan memleketlerimizin yerli da böyle bir kâbiliyet taşırlar.) 3 3 — Üç yaşını geçen tavuklarda murtlama iktidarı gittikçe azalır. ları birbirile yarış ederesine yumu! iteşvik için dalma genç olanları bir # İbeslemek lâzımdır. Bilhassa yumuri# © getirmekte faydah olurlar. 4 — Tavuklar kışın tabif gelişi” habersiz kalmalıdırlar. Bunun içit mesleri daima sıcacık ve rütubetsi” malı, rüzgârdan, yağıştan korunmu$ Tunmalıdır. $ — Tavuklar sularını hep ılık yemlerini keza yaz yeyintileri gibi ma yeşillikli yemelidirler, Bilhassa laf, kendir, biberli lâpa gibi bazı kış Y* lerine ehemmiyet vermelidir. dl 8 — Tavukların gündüz gezinecek” | yer çamursuz bir saçak altı olmal, ? da eşinmeleri için daima beygir ül bulunmalıdır. Tavukları kısa kış gö' rinde, uzun yaz günleri kadar he! mecbur etmek lâzımdır. Bunun için rek kümeslerini, gerek avlularını şıkla aydmlatarak iki saat kala yani malı, akşamdan ancak ik! saat sonra *. tırmalıdır. Böylece yediklerini z ya çevirmek için hazım faaliyetlerine # verilmiş olur. 7 — Horoz, tavukları yömuramr büyük bir rol sahibidir. Tavukları Wi bırakmamalı, bu başın da genç ve # can olmasına dikkat etmelidir! 8 — Tavukların sonbaharda eker tüy dökmeleri kışa zinde girmelerini “ çib olur, Onun için zamanı gelince D© si bir rejimle tüy dükmelerini teşvik © tesri etmek lâzımdır, i 9 — Hastalanan ve bilhassa bitis. itsvuklar - yazın da olsa - yumurtayı © terler, Onun için sıhhat şartlarına yi” ş ” 10 En son; bu tedbir nin ihmal edilemiyeceğini, m ancak eksiksiz yapım vaffaki Bugünkü tavukçuluk fenni, tavu y (Devami 15 inci sayfada) 4 Salıncak mw gi