1 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

1 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA | Çocukluğumun ilk aşkı iç mbazhanede parsa toplıyan genç ve güzel kızın tepsisine çokca para atabilmek m bütün bir hafta türlü mahrumiyetlere katlanarak gündeliklerimi biriktirirdim — | Halim Beyi getiriyorlar, Holden Türk san'atkârının elini gıkıp, alnından öper- ken aynen şu cümleleri söylüyor: «— Ben çok yer dolaştım, şark adam- ları, bilhassa sizler derecesinde kabiliyet- 4 ve zeki insanlar görmedim!.» Holden buradan gittikten sonra Ameri- kadan Halim Beye şehadetname günder- miştir, Bu şehadetname de; merhınun lan eski Belediye mektubcusu da mahfuzdur. , bu muveffakiyeti içeri | arzediliyor. Hamidin zaten Halim Beyi sevdiğini söylemiştim. Onun bu muvaffa- kiyetile iftihar ettiğini söyliyerek, gör- mek ârzusunu izhar ediyor. Kışladaki kukla sahnesi saraya nakle- diliyor. Fakat yarattığı bu eser Halim Beyin & | gözden düşmesine sebeb oluyor. Bakınız nasıl: Kuklada bir de iskelet çıkıyor, her azası ayrı âyrı müzikle oynuyor. Ne'me! sultan bundan korkarak feryad ve figa-| na başlıyor. Bir irade ile kukla yarısında | kestiriğyor. Halim Bey bundan fena hal- de korkarak: «Bir felâkete uğrarım!» en- dişesile arkadaşlarile beraber Yunanis- tana kaçıyor. Kuklasını Yunanistanda oynatmağa devam ederek hayatını kaza. niyor, Kuklanın Yunanisi Ik defa bi- zim tarafımızdan sokulduğunu, Kukleyı Rumların ile olsrak bir Türk san'atkâ:| Türkiyede ilk kukla İarihlerde İstanbula Amerikalı meş- zay den idaresinde kırk kişilik mu- bir kukla kumpanyası gelmiş, a temsillerine başlamıştı. Har (boş zamanlarını burada geçini - * Muntazam sahnelerine, dekorları Yan rasına, kuklaların azametine n kalarak, taklid etmeğe karar ve Pay Kukla, deyip te geçmeyin, hakike- İayret verecek bir san'at ese- F#ZE 2 ti klların bor bii bir insan kadan “Yunlarile meydana getirdikleri suh- #eyircileri haynetten hayrete dü - » Halim Bey anlatırdı: Bir kış "arâsı yapmışlar, girdi bile bunu en timil sahneler müşkülâtla yapabi - * Çam ağaçları, üzerlerinde kan Kar mütemadiyen yağıyor ve bu karların sahnedeki eşya üzerinde Ve donuşları, bora, fırtına, sonra Bakinleşmesi, buzların çözülüp *riyen suların küçük derecikler akışı bütün vuzuhile gözüküyor. hayran kaldığı bu kukla 4 - © derece merak ediyor ki, ve - leri aMika ve dikkatle takib © Nihayet şu irararı da vermekte z fi : ii HjI ii Myo, v > İ iç en bunların aynini yapacağım!» la rkiyenin Holdenden gördüğü ün bizde ilk defa meydana getirile-; Taya Sokuluşu bu kararın ve bu ka- ibinin eseridir. Memleketimizde Yapan ve oynatan Halim Bey- Bey işe evvelâ müzikten baş- riz. Vekıd Halim Beyden önce or a yok, değildir. Fakat iptidaidir. Helim Beyin Holdenden aldığı asr! kuk- ayı Rumlar o zamana kadar görmemiş- lerdir. Halim Bey Yunanistandan sonra daha Mi Eee > Dinlediği parçaları kışlaya döner birçok memleket ve bu arada Mısırı da 2, emen piyanoda çalıyor, mual « dolaştı, İstanbula döndüğü vakit te ken- Ayy Bey de bunları notaya çekiyor, disine uğursuzluk getiren kuklayı terket- Har . bitince dekorlara geçiliyor. Fa- Le Bak ya, Yalnız yürümez. Süratle çalış İstanbulun temaşa çarşısı: İlleşi e İtme Zira heyet günün birinde Galata Yarayı Har nihayet verirse iş yarım ke- ala İstanbulun bir zamanlar en revaçta te- maşasının pandomim olduğunu söylemiş, pandomimin saraydaki mevkiinden ve mümessillerinden bahsetmiştim. Haik ta pandomimi Galatadaki Avru- pa, Amerika, Alambra tiyatrolarında sey» retmiştir. Ben daha çocukken bu tiyat- rolar revaçta idi, Benim halırlamadığım zamanlar temaşa çarşısı Galata tarafın. da imiş, piyasa sonradan Direklerarasın- da teessüs etmiştir. Buralarda büyük Peruz, Paskal Andon, Hasan Efendinin meşhur Todorisi, çinge- | ne Kosti, Kel Refael, Avram gibi san'af- kârlar oynarlarmışlar... Buralarda hem| pandomim, hem tulüat oynanmıştır, Son- raları Hamidi, Abdi, Hasan bu tiyatrolarda icrayı san'at eylemişlerdir. Ben Galnta- da rihtım üzerindeki en büyük tiyatro o- Jan Alambri tiyatrosuna yetiştim. Şehzadebaşındaki Hilâl sinemasını gö- zünüzün önüne getiriniz, işle Alambra bunun ahşabı #di. Burada pandomimi Ka- Ping Nile Mt ik ta. im Bey düşüncesini kocakarı açıyor. O da yardım edeceği 7. Halim Bey. ne yapıp, ne e bekçisini elde ederek, kim- > Xdığı zamanlarda sahneye giri- gün Kocakarı Fuad Beyi, diğer Marângoz. Necatiyi alıyor yarı- acakarı Fuad Bey mükemmel bir e kl, bir çakı ile baston, sehpa ç “ecati Bey de usta bir maran- vorları, tertibatlarını yakından rlar, kopya ediyorlar, bu su- Jar da kışla marangozhanesin- Miyor. Şimdi asıl mesele kuk - iç b maş ektedir Halim Beyin ze he bek, a baltetmekite gecikmiyor Beri İsine bir ziyafet, biraz para, teki, aday Pebile neticesinde bu me - vi e ei doğmuştur. €rden mra Iuklaları kışlaya gö- İD nn Da Bey de ba üç be işa Kuklaları aynen kış- . Yorlar, © v B r. Sahnesi de yapı İŞ hazırl ved tamam.. Artık yapılacak rTamanlı Avram, Anesti, Antuvan, Paskal Bk,” Bir an sürprizi meydana çıkar- Uskofa Yani, Miço, Eleni, Elmas oynar- Yorlap. gece Holdeni kışlaya davet ardı. Bunlar pandomimle beraber köme. heyetle beriber, kış Verilen ziyafette hazır bu - vü. Rând Dilberyan ten, b müteakih Holden salona davet < Size Ba Kuklamızı göstermek arzusun- İnanmyor, Çünkü bizde kuk- Iğını, biliyor. Dünyanın en ama kendi olduğu için gös MY olar İanın kim bilir ne ipiidat Yakar Ağını düşünerek dudak bükü. örmek ais perde açılıp ta, sah- Ne» müzz eki ayrı kukla sahnesini ie N çaldığı parçaları işitince YOL. Nası atmasın? Sahne aynen | dim! “Ni MESİ, Çahnan Parçalar, kendi or.) Diyor. da arzı endam edince Holden tıkanacak' gibi oluyor. Adamcağız gözlerine inana- Yor, hik iğ tayor: Bu adamı getirin, alnından öpece- rından seyrettiklerini çekinmeden söyli-| & - Dünya Sayfa 7 ttikçe gi daha fazla ısınıyor! pm Mimler hayret içindeler | —— i Hararet derecesi yalnız Şimal kutbunda değil, Avru- layan gi, / Şu son yirmi yıl içinde şimal kutbu civarında fevkalâde (o hâdiseler oldu. Dâimi buzlar mıntakasının cenub hu - dudu epeyve şimale çekildi. Havanın|y hararet derecesi yükseldi. Soğuğu se - ven balıklaria diğer hayvanlar şima - le doğrw çıktılar, Groanland'ın şarkında 1936 yazı çok sıcak geçti. Temmuz başından itibaren aları sahil boyunca —şim- > görülmedik — bir şekilde— tâ 72 nci arm şimaliye kadar geriledi. Ayni yılm Haziran aymda Leningrad virminci esırda geçirdiği 'yazların en sıcağını yaşadı. 1932 de küçük tetkik semisi Knipoviç kutub tarihinde ilk o- larak Fransuva - Jozef arazisinin etra- fını dolaşmaya muvaffak oldu. Gene o mevsimdi irvakov #emisi (simali sarki ararisi) nin şimalinden gecebildi. 1935 de de Sadko adındaki gemi o gine kadar bütün kutub kâşif !srince imkânsız sayılan bir işi başar - du Yeni (Zambl) ın en şimal noktası dan (simali şarki arazisi) nin en şimal noktasına acrk denizden gitti. Ve ora - dan 87.84 simal arz derecesine kadar çikti, Kutbur kesif tarihi bu arz dere- cesinde açık denizde seyahat o edebil - mis bir gemi daha kaydetmemiştir. Simal kutbu medarında sındığını ilk defa Rus Alimleri keşfet tiler, 1921 de profesör N. M. Knipov (Bahri Ebvaz) sularımn yirminci asir basında vantığı tetkiklerdenberi farke- dilecek derecede ısındığım haber ver - di. Hekikaten, kutbü şimali medarı atmosferinin harareti > son senelerde dikkate carpacak şekilde yükselmiştir. 1920 Martında yeni Zambi'de ter - mometre normal zamanlardakinden on derece yükseği gösterdi, Gene bu ayda Leningrad yirminci asırdaki kendi ha- raret derecesinin rökorunu kırdı. Son yirmi yıl içinde bu omıntakada bütün kışlar eskisinden mülâyim geçi- yor. Meselâ: Şimalt Rusya sahillerinin donan yerlerinde buzlar artık daha er en çözülüyor, daha geç donuyorlar. İlkbaharda kuşlar evvelkinden daha erken geliyorlar, nebatlar daha erken yeşeriyorlar. Evvelce Haziranın 7 sin- den evvel çiçek açmıyan bazı cins ağaç- larm Mayısın yedisinde (yani normal olan zamandan bir ay önce) çiçeklendi- ği görülüyor. «Kukus kuşu geçen asır daki muayyen zamanma on gün kala sine bırdkirdım. Kaç geceler Gres çep- kın gülüşü, kıvrak vücudile rüyama gir. di, Uzun zaman Gresi hayalimi dolduran bir kadın oldu, Pandomim bureda yaşağı ve burada öldü. Beşiği ile mezarı aysi muhittedir. havanın 1 - pada, Şimali Amerikada, Cenub nısıf küresinde, hattâ sıcak memleketlerde bile tedricen yükseliyor Bir yandan da «çözülmez buzlar» ım hududu gittikçe şimale doğru çekili » yor. Bundan yüz yıl evvel meşhur sey“ h Shrenk; (Mezen) şehrinde halkın ştanhasa donan toprağın altından su çıkarmak için kuyular kazmaya mec bur kaldığını görmüştü. «Sovyetler birliği fen akademisi: nin 1933 de & ri şehre yolladığı heyet ise burada don muş toprak nedir görmedi. Zira daimi don hududu 25 mil uzağa (o çekilmişti. Mezen, buzlarını böyle eritebilmek i - çin iklimin ne kadar (o mülâyimleşmiş olması lâzım! Eskiden «Bahri Ebyazs da somun balığı nedir bilinmezdi. Son ozaman - larda bu denizde yalnız sormin bahü: değil morina ve ringa balıklarıda görülmeğe başladı. — (ŞimaH Kap) m simalinde uskumruya rastlanmazdı. 1937 de bana (Yeni Zembi) açıkların- da avlanmış uskumrular yolladılar. Sarkta Karin yarım adasmdan ötede Yunus balt#, görülmezdi. 1933 de bu balıklara Tattnir'in şarkında dahi tesa- dü edildi. * Hararet derecesi sade kutbu şimal! medarında değil, dünyanın her tara « ında yükseliyor: Avrupada, Şimali A: ikada; (daha mühimmi) cenub nı” if küresinde, ŞiH Santiyagoda, Bue * İnos Avresde, Kaptawn'da; hattâ daha sicak memleketler mıntakasında, Bon bay ve Batavia'da, Hem de yalnız ovu- larda değil, dağlık, yüksek havalide de, * Acaba dünya neden böyle ısınıyor? Bir vakit kutbu şimalf medarındaki mülâyimet, «Golfstrim» ım tesirinin artmasından İleri geliyor ( zannedildi. Halbuki bir kere simal iklimine tesir eden Âlimler Golfstrim'den fbaret de- Bildir, İkincisi: Hararet derecesindeki yükseliş sadece şimale münhasır kal - mamış, «Tropik» de, «Cenub nısıf kü - res sinde de kendini ( göstermiştir. Şu halde Golfstrim olamuz. Biz, hakikatte, bütün dünyaya tesir eden bir iklim değişikliğine şahid olu- yoruz. Bizzat Golfsirim de bu umumi hararet yükselişinin tesirile eskisinden fazla ısınmış bulunuyor. Hararetle bir“ Ukte atmosterimizin devir saati de ar » teyor ki bu, sırf, arz kışrının güneş - ten aldığı hararetin < çoğalması gibi, (Devamı 10 uncu sayfada) ha vardı ki, (bunlar deniz tarafında idi, En mühimlerinden birinin komedi kısmı. ni İkonik Saffet kisre ederdi, Çolak İbra» him de burada çalışan isimli komikler. dendir, (Arkası var) Mecan; Nusret Safa Coşkun

Bu sayıdan diğer sayfalar: