REFÜJ onjur gibi, pardon, gibi, refüj- de bir mülteci helifde dile giriverdi. Ben onu ilk defa bir gazete sütunun- da gördüm. Tanışmak istemeyişime rağmen, sütunun muharriri tanıttı. — Refüj. hakkında izahat verdi: — Hani Taksimle Harbiye arasında" ki yolun orta yeri var bay. Yayalara mahsus olan ağaçlıklı kısım — Evet! — İşte 0... Yolun ortasındaki ağaçlıklı yerin, yersiz adımı hiç beğenmemiştim. Bu yüzden o muharrire düşman oldum. — Ne kabahatim var, diyecek, sana kelime beğendirmek mecburiyetinde de değilim Bir bakıma baklı gibi görürüz. Fakat biraz derin düşün. O da benim- Je hemfikir olacak muhakkak: — Ben de bu keltmeyi ortaya attığı- ma şimdi; pişmanım! Diyecektir, * Birçok kimseler belki yabancı oldu- ğu için, belki züppelik için bu kelime - — Refüjde bir gezinti yapim. — Gel güzelim, Seninle refüjde bir tur yapalım. amvaydaydım, o refüjde yaya yürüyordu. Acayib kelimeleri yazılarında kul - lanmaktan hoşlanam edebiyatçı muhar- rir bir yazısında refüj kelimesini şöy- le bir eümle içinde kullanacak: «O kadın benim derbeder hayata « mın biricik refüjü idi Yorgun, sarhoş İ gecelerden . kaçabildiğim zamanlarda hep ona sığınırdım. Modem şarkılar yapmak meraklı; bestekârm son yaptığı şarkının güftesi şöyle olacak: «Taksimdeki refüjde bekliyorum» «Her zamanki yerimde bekliyorum» Moderne, moderen diyenlerin ağzın- da şeklini değiştirecek; rifa), rüfej o - lacak, faket gene söylenecek. * Mönşer gibi, modern gibi, bonjur gir bi, pardon gibi dilimize musallat olan bu yeni tufeyliyi AHah vere de ayni cinsten başka tufeyliler takib etmese - ler, çilnkü kolay giriyorlar ve bir ds yi çarçabuk benimsiyecekler, kujla - | Bunları bil iyor mi | ha kovulsalar bile geri gitmiyorlar. İsmet Hulösi diniz ? 7) Kayışlara asılarak uyuyan atam KAFİ 4 1908 senesinde ölen Amerikalı Hiram Voos-| ter tabil bir insandı. Fa- kat tabii bir insan gibi uyumazdı. Gece yatağa girmez, kemdini kayışla. ra asar, bu tarzda baş- kalarının yumuşak şik telerde uyuduklarından daha rahat uyurdu. Bu asırda misline Tesadüf edilemiyecek Bir oşk macerası İzmirli bir okuyucum bana yazdığı bir mektubda acıklı bir aşk macerasi” nın safahatını anlatıyor: «Vaktile oldukça münevver bir genç kızla tanışmış. Aralarında şiddetli bir aşk başlamış. Servetçe birbirlerinden ayrı derecelerde bulundukları için bir türlü evlenememişler. Fakat o kadar samimi, o kadar içli bir kızcağızmış ki, delikanlının evlenme teşebbüsündeki muvaffakiyetsizliğinden sonfa yavaş yavaş erimeğe başlamış, nihayet ailesi kendisini İsviçreye tedaviye gönder- miş, orada birile evlenmiş. Fakat mes'ud olamamış. Şimdi muntazaman kendisine mektublar yazıyormuş, Çok uzun, çok hisli, çok güzel mektubiar... Bu mektublardan dolayı delikanlı da artık dayanamıyacak bir hale gelmiş; «— Tahammül edemiyorum. Onu çok seviyorum, © kadar ki uykula- rım kalmadı. Birdenbire yatağa düş- mekten korküyorum. Günlerden, hat- tâ aylardanberi düşündüğüm şey şu... Onun mektublarını alıp ailesine gö- türmek ve: «İşte bakın, o beni ne ka. dar seviyor. Ben de onun için deli ola. cağım. Bir cinayet yapıyorsunuz. Kız Ağaç olan kayık Havay adalarında bir yerli ıhla. Mur ağacından bir kayık yapmış, bir müddet kullanmış, sonra da sahile çeke- rek bir köşeye bırakmıştır. Altı ay sonra kayığın tam orta yerinde bir dal çıkmış, büyümüş, yükselmiş, küçük bir ağaç ha- Mini almıştır. * Hartilerle resim Mmgız karikatüristlerinden Nuttal meşhur İngiliz muharriri G, Bernar Shaw'un resmini, muharririn isminin öç harfile, yani G, B, $. hartflerile çizmeğe muvaffak olmuştur. * Bir galati tabiat Antil adalarından birinde sahilden de- pe bakıldığı zaman uzaktan gelen bir İ gemi havada ve dumanlar arasında yü- rür görülür. Bu bir galatı tabiat sayıl- nizi verem edeceksiniz. Bize yardım edin de birleşelim, evlenelim!» demek, Geceleri verdiğim bu kararı sabah ©- Tunca tatbiki imkânsız buluyorum. Ko- Yum kanadım kırılıyor. Ne yapayım, bu müşkül vaziyetin içinden nasıl gıy- rılayım» , İşte bir aşk ki bu asırda mislini bul mak imkânsız... Okuyucuma yapabile- ceğim tavsiye bu hikâyeyi burada bi- rakmaktır. Sevgilisi madem ki İsviç- rTeye gitmiş. orada evlenmiştir; evle. nen bir insan vücudee iyi demektir Şu halde onun sıhhatinden endişe etme- ye mahal yoktur. Kendisine gelince madem ki bugüne kadar, sevgilisi be- kârken dahi ayrı yaşamak, onunla ey- lenmemek fedakârlığına katlanmıştır; yapılacak iş artık onu unutmaktır. Ku- rulmuş bir yuvayı bozmak, böyle bir esbabı mucibenin hafifletemiyeceği bir günah olacaktır. İsviçredeki sevgili madem ki seviyordu, neden evlendi? Ya onun her şeyden habersiz, ma- sum kocam da kendisini okuyucum ka- dar şiddetle seviyorsa? Ya ayrıldıkları takdirde o da okuyucumun kendi hak kında düşündüğü vaziyete düşerse? Okuyucuma vaziyeti etraflıca tet- kik ve mütalea etmesini, kararım on- dan sonra vermesini tavsiye ederim. TEYZE SON POSTA Kadın Köşesi Güzel bir tayyör Bu şene kış iyi gidiyor. Nisbeten ılık günlerde mantoyu arasıra bir yana bıra- kıp kışlık bir tayyör giymek ne zevklidir. İnsan Adeta kendini bafflemeş bulur. Neş'esi artar. Bu tayyörün, üşümemek için, yakası dik, hele bir de modeldeki gibi içi kürklü olursa güneşli günlerde mantoyu hiç aratmaz. Kürk cepler, kürk- ten kocaman bir ön parça veya bir jile elbisenin sıcaklığını arttırır. İnsen ne kadar çok giyinmiye alışmış olmali ki böyle mantoluk kalın kumaştan yapılmış bol kürklü bir tayyör içinde güneş par- larken üşüsün. Maasmafih bu şahsa göre değişen bir meseledir. Kışlık de giyilmesindedir, Gençlere yaraşan saç tuvaleti Her üç resim de ayni kuvafüre aiddir. Altta (sağda) önden görünüş. Yan saç“ lar geri taralı. Önler kısa kesik, bukleli, Alta (solda) yandan ve kısmen arka - den görünüş. Geriys taralı yan saçlar, kulakların arkasında bir sıra ufak buk - leler haline konulmuştur. Ense, tepedeki sık buklelerle tam bir tezad yapacak şe- kilde dümdüz. Bu iki resim kuvafürün gündüzkü ha- Mini gösteriyor, (Yukarıda) ayni kuvafürü siyah bir) kadife &ordelâ ile bağlamak gece tuva - lerine uyması için kâfidir, tayyörün | şıklığı üşümeden ve üşünmiyecek günler» | telif günlerinde konserler verilmektedir. ii a ma oh kemelede Vapurda hırsızlık yapal biri muhakeme edildi Suçlu çaldığı paranın bir kısmını kumarda kaybef ğinden geri kalan kendisinden alınarak sahibine ve: Ege vapurunda vukua çelen bir hir- sızlık hâdisesi, dün, Adiâyeye intikal etmiştir. İddiaya göre, Trabzondan vapura binen suçlu Hall, yolda Zonguldak is- kelesine çikan hüviyeti meçhul bir şahsın 19 lira parasını çalmış, bilâha- re iş meydana çıkınca, Half suçunu İtiraf etmiştir. Ancak, çaldığı para ile kumar oynıyarak 10 lirasını kaybet - miş olduğundan, geri kalan kısmı ken- disinden alınarak sahibine verilmiştir. Vaptir İstanbula gelince, kaptan ta- rafından polise teslim edilen Halil, dün müddelumumiliğe sevkedilerek Sultanahmed 3 üncü sulh ceza hâki - minin huzuruna çıkarılmıştır. Suçlu, mahkemede yapılan sorgu - sunda eski itirafını reddetmiş, dövül - düğünü, bunun üzerine suçu yüklendi- Eni sövlemiştir. Diyarbakır Halkevinin Faydalı çalışmaları Diyarbakır (Hususi) — Halkevimiz e - hemmiyetli çalışmalarına devam etmek - tedir. Haftanın muayyen günlerinde hal- ka meccanen Türkçe, Fransızca, İngilizce ve Almanca dersleri verilmektedir. Bu faydalı çalışma sayesinde bölgemi- zin hemen hiç bir köşesinde okuma yazma bilmiyen kalmamış gibidir. Keza halkevimizin kıymetli reisi Tah - sin Cahidin himmetile modern bir caz heyeti teşekkül etmiştir. Haftanın muh - Musikiye istidadı ve merakı olan bir çok gençlerimiz caz heyeti öğretmenlerinden mecoanen ve muntazaman ders almakta - dırlar, Rizede bir yangında Uç ev yandı Rize (Hususi) — Rizenin Ekmekçi- ler mahallesinde bir yangın çıkmış, üç ev yandıktan sonra söndürülmüş- tür. Yangının küçük çocukların ot da - mında ateş yakmalarından fleri geldiği anlaşılmıştır. İ devem etmektedir. Bu yıl mektebe giden dirilmiştir. Resimde giydirilen çocuklarla Bacaksızın maskaralıkları: ' Hâkim, Halili ikametgâha rapteğ rek serbest bırakmıştır. Bir otobüs kazasının muhakemesi yapıldı Orhangari (Hususi) — Bursa © © ova yolunda bir müddet evvel bir * büs devrilmiş, 22 yolcudan bazılar ralanmıştı. Orhangazi asliye ceza mahkem de devam edilen muhakeme esnâ İsuçlu şoförün vekili müdafaasını mıştır. Müteakiben Müddeiumumi söz # mış ve şoförün Türk ceza kanunufu 463 üncü maddesine göre tecziy istemiştir. j Muhakeme, şoförün sabıkax (O ©& olmadığının Bursa Müddet: Binden sorulmasına karar vermişti Gümüşhacıköyünde Âyin tertib edenler i J ii Gümüşhacıköy (Hususi) — Ka İmizm Obruk köyünde âyin yapar İbir takım kimselerin yakalandıkla” yazmışiym. “Yukarıdaki resim, â üç elebaşısını göstermektedir. Vak” st hırsızlığından mahküm olmuş adamdır. Her üçü de cahil halkı iğfal ile elli rinden para ve sair kıymetli eşyalti almaktan mevkuf olarak muhakeme dilecektir. Ayine iştirak eden 40 fazla kadın ve erkek de mevkuf olaf muhakeme edileceklerdir, Divrik Çocuk Esirgeme Kurumu çalışmalar! /! Divriği (Husus) — Kaza Çocuk Esirgeme Kurumu çalışmaları büyük bir hi” 40 fakir çocuk baştan ayağa kadar g7 Kurum idarecileri görülmektedir. Misafir