Hergün Yeni Londra Sefirimiz Yazan: Muhittin Birgen ethi Okyarm mebusluğa gek mesi le münhal kalan Londra büyük elçiliğine eski Hariciye Vekili Doktor Aras tayin edildi ve Doktor da evvelki akşam Londraya müteveccihen e çi — Doktor Aras Cümhuriyet devrinin en dikkate lâyık simalarından biridir. Çok eski bir dostluk beğile kendisin: çok ya 'kından tanıdığım doktoru methetmek ba- nı düşmez. Fakat, şu kadar söylemeyi bir vazife bilirim ki, doktor, hiçbir z» man dünyaya kusursuz ge.tmiyen insan» lar arasında en az kusuru olanlardan bi #idir; vatanını çok sever; tevazu ONUR en eski huyudur; para sevdasilia alkan yoktur; şu ön beş sene içinde, ben dok- foru her zaman otuz sene evvelki Siaö- sile ve o zamanki dost gördüm; 28» manın ve mevkiin değiştiremediği bir insan oldu. Zekâsı, anlayışı ve görüşü kendisile konuşana eminiye; telkin edem bir kuvveti haizdir. Onun en büyük me- giyeti, «ben...» kelimesini bilmeyişidir. En muvaffakiyetli dakikasında bie, kem- disini tebrik edenlere: .— Beni değii. A» tatürkü, İsmet İnönünü tebrik ediniz!» demiştir; büyüklerine hürmet ve itaati çok iyi bilen eski bir Türk terbiyesini doktor, en yüksek derecesile temsil eden lerdendir. On dört sene Vekillik etti; 'Türk'ye Harleiyesini muvaffakiyetle idare etmiş olduğunu söylemeğe lüzum yoktür. Bu müddet zarfında hiçbir zaman, ağzından aşu işi de ben yaptım sözünü duyma- dım Dalma eçok şanslı insanımiz der- dı. Ne zoman kendisinde orijinal bir gö- rüşe tesadüf etsem, derhal kendisini or-|” tadan kaldırır, ileriye ya Atatürkü, yar hud da İsmet İnönünü sürerdi, «Ben re öğrendimse Lausanne mektebinde öğren dimi; sözü onun dalmi sözüydü. Hatıra gelebilir ki bu bir politikacı- ıktır; hayır, bu, onda bir huydur, eski bir ahlâktır. Her yaşta, her mevkide. her| hat şeyde ve herkese karşı kendisin: yok e- den. naz'k, demokrat, çalışkan ve Helva demesini bildiği kadar Hatva demesini de bilen bir Türktür. İttihad ve Terakki devrinin son senelerini muhalif bir İki hadcı olarak geçirdi. Buna rağmen fte- atten ayrılmiyan ve bir kenarda fikrini söylemekle beraber vazifesini yapma j meşgul bir İttihadeı dissidan olarak ya- şsdı. Bu meziyetler hepimizde olsaydı, elbet bugün Türkiye daha iyi bir sevi- yede bulunurdu. * Mer tarafı bir başka türlü kargaşahk içinde bulunan ve yarın neler göreceği beli olmıyan şu dünya vaziyetinde Dek- tor Arasın Türkiyeyi Londrada temsile gönderilmesi çok iyi bir fikirdir. Dünya politikasının şartları ne kadar değişirse değişsin, Londra, dünyanın merkezi ni- mak vasfını hâlâ muhafıza ediyor. Ta- rhte ve hayatta her şey olduğuna göre, belki bir gün gelir, Londra da bu mer- keziyet kuvvetini kaybeder. Fakat bu- gün için de. yakın zamana gid yarın için de Londra, dilnvanın merkezidir. Dünya işlerini bu merkezden dikkatle görmek ve tetkik etmek bütün memleketler için çok mühim bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın tatmini için Doktor Arasın intihab edil mesi ise birçok bakımdan hayırlı olmuş- tur. Bir kere, Türkiye ile İngiltere arasm- da tesis edilmiş olan mes'ui dostluğun kuruluş devrinde Doktor, Hariciye Ve- kili bulunuyordu; bu münasebetlerin bü- tön safhalarına vâkıf ve bütün kuvvet ve xâf noktalarından haberdardır. İkın- ci derecede, harici siyaset işlerinâz Dok- tor Aras. kendi tabirince, Lausanne, ya- Bİ İsmet İnönü mektebinin şakirdidir. İs- met İnönü bugün Türk öevletinin mu- kâdderatına aid işlerin tanzimi vâzifesi- le bu devletin en yüksek makamını işgal etmekte olmasına göre.dünya politikası- rm merkezinde Doktor Arasın bulunma- sı elbet bu bakımla da hususi bir fayda temin edecektir, * "Türkiye, bütün dünya ile dost olma- ya ve bilhassa dünyanm bütün büyük kuvvetlerile tesis eylediği dostlukları ay- ri derece ehemmiyetle günden güne de rinleştirip, kendisine devamlı bir sulh ve bu sulh içinde bir ümran faaliyeti te- Resimli Makale: Kararında isabet mi etmek istiyorsun, edersin. Hiçbir evde rahat Edemiyan bir aile İngilterenin şimalinde oturan bu afle 15 kişiliktir. Bir ana, bir baba 13 de ço - Bu kalabalık aile hiç bir evde ra - edememektedir. Mali vaziyetleri de pek o kadar müsald olmadığından, iste » dikleri gibi râhatça bir eve çıkamamak- tadırlar. Şimdi, mahkemeye müracaat 6- derek bunun için bir çare bulunmasını iş- temişlerdir. ———— —— —— |min eylemeğe çalışmaktan başka bir dö. İşünce içinde değildir. Halbuki, dünya J birbirine bugün o kadar bağlanmış bir halde ve o kadar girifi bir hayat yaşıyor ki büyün dünya kuvvetleri arasında ber hengi bir tarafta patlıyacak bir mücade- lenin diğer dünya milletlerin: fevkalâde yakından alâkadar etmemesi İmkânsız bulunuyor. Bu büyük kuvvetler arâsın- deki mücadele havasını da hergün tenef- füs edip durduğumuza göre, harici siya» setimizin azami bir dikkatle idaresi, bu- gün her zamandan ziyade mühim bir mesele olmuştur. Şükretmek lâzımdır ki bugünkü dün ya. pek te dünkü halde değildi. Yakın zamanlara kadar küçük ve orta derecede devletler, büyüklerin peşlerine takılıp onlarla beraber yürümeği yeğâne müm- kün siyaset zannederlerken bugün, bun- İsr yeni bir şuurla canlanmışlar ve ken- Gölerini bu tesirlerden uzak tutma lüzu- mwunu çok iyi anlamışlardır. Bunun için, çek tehifkeli ihtimallerle dolu duran bu- günkü enternasyonal vaziyet içinde, bü- tün dünys işleri ve Türkiyenin muhtelif harici münasebetleri içinde en toplu ve en çok malümat sahibi bir siyaset adamı. mızın Londrada bulunmasi .âyrıca bir hayır temin edecektir. Muhittin Birgen İSTER için Üsküdarı bıraz sonraya bırakarak ihtiyacımız vardır, birincisi İstanbul semtindedir, gene ilk tasavvur gibi Yenibshçede yapılacaktır. İkincisi Beyoğlun dadır, Dolmabahçede vücude getirilecektir. Bü mevki dahi birçok yolların teifki noktasında olmak itibarile iy: bulun- muştur, şimdi temenni edilecek şey filiyata geçilmesidir. İn- şallah bu da yakında olacaktır, Fakat stadyomu X:me yap- tırmalı? Gazetelere bikareanız mimarlar birliği şimdiden faaliyete İSTER ne derece İyi o.ursa olsun, tatbik mevkiine koymaden önce Onu bır müddet işin bir kenara bırak. Başka şeylorla meş- gül ol, dimağın dinlendikten sonra tekrar SON POSTA hatırına gelen fikir üzerıne avdet binaya, ikinci fikri betonarme irşaata Fransıziarda darbameseldir: — İkinci fikir birincisinden dafma daha iyidi, derler ve hatıra ilk gelen fikri ilk rüzgürda yıkılıverecek temelsiz bir de bütün hendesi hesabları yapılmış bir benzetirlar SOZ ARASINDA Ne Norveç parlâmentosu Hergün bir fıkra Soğuk kanlılık Mithat Paşa Tuna valişi iken hükü- £ met konağının önündeki jandarmala- i rın arasından geçiyordu. Jandarma. lardan birinin tüfeği kazaen patladı. ; Kurşun Paşanın kulağı dibinden geç“ mişti. Paşa jandarmalara baktı — Silâhlarınıza dikkat ediniz! Dedi. vavrwesassaneresrs. Daladye şapkasının Kenarını Niçin eller ? Fransa başvekili Daladyenin &ik sik Reisine suikasd yapıldı Meçhul bir şahıs, Norveç parlâmento- sa reisi Hambroyu öldürmek kasdile, çe- Jlışma odasının, sokağa bakan pencaresine bir kurşun sıkmıştır. Hâdise esnasında masasında oturmakta olan reise, bir te- sadüf eseri olarak kurşun isabet etme- miştir. Hambro, eski bir bankacı: ailesine mensubdur. Norveçteki meşhu: banka - nın müessislerindendir. Kanında Yahu - dilik vardır. Demsey eski bir rakibine şimdi yardım ediyor * Eski dünya boks şampiyonu Dempsey vaktile nakavut ederek dövmüş olduğu bir rakibini, şimdi Florldada Mıyam'de işlettiği lokantasına almıştır. Ona yiye - cek. içecek vermektedir. Bu eski boksö- rün bu rakibi, kendisi gibi boks şampi - yonu olan ve 1919 da hir milyon Wrâ pa - rarı olan Ces Villanddır. Fakat 1993 de Firpodan dayak yiyerek yeniden ringa çıkmak ümidini kaybeden Cesın yıldızı söndükçe sönmüş idi. Ces 1915 de meş - bur zenel boksör Cak Consonu nakavut şapkasını ellediği zamanlar, sinirli oldu-| ederek dünya şampiyonu olmuştu. ğuna, mühim bir şeye cam sıkilâiğına dikkat edenler, başvekilin son günlerde mütemadiyen şapkasını aşağıya doğru çektiğini gördüklerinden, Daladyenin her halde çok üzüldüğünü, bununda siyosi sebeblerden ileri geldiğini tahmin et - İNAN, İstanbul Belediyesi İstanbul gibi nüfusu 700,000 i geçen büyük bir şehrin spor faaliyetini tek bir stadyoma sığdırma- nın mümkün olamıyscağını düşündü. Haklıdır. Bu dakika çıkarken gösteriyor. İSTER sini ;stemeye karar en aşağı iki sahaya Binaenaleyh biz, Timürlengin mezarı tamir ediliyor Sovyet Rusya hükümeti, Timürlengin Semerkanddeki mezarını tamir ettirme- ğe başlamıştır. Bilindiği gibi Timürlenk karşı bir taarruz hazırlarken ölmüş ve Semerkandde gömülmüştür. İNANMA! geçmiş, stadyöm inssatının Türk mimarlarına tevdi edilme- vermiştir, Şehrimizi süsliyecek bir eseri, mühim bir ihtiyaca cevab verecek bir eseri elbette kendimiz yapmak isteriz, yaptığı- mızı görünce gurur duyarız. Ancak stadyom bamt bir ev, hattâ büyük bir apartıman veya uzun bir şose değildir, mem- leketimizz ise ilk defa olarak girecektir. ikincilerini, üçüncülerini kendi © larımıza hasrederek, birincisini doğrudan doğruya bir İn- giliz veya Alman stadında mütehassıs bir mimara kopya ettirmenin daha doğru olduğuna inanıyoruz, fakat ey oku- yucu sen: İNAN, İSTER INANMA! ir Ss yurdum tatbik ediyorduk Bunların içesisini I gözönünde oynandığı ve çalıma E Tal on zamanlarda, Beden yesi “Umum Müdürlüğü 'duktan sonra, bu hususta ben â3 fikir mütaldamı beyanı etmek için bir MÂf bekledim; etrafa kulak verdim; GÜ lıkta hâsl olan aksülâmeli takib iğ Umum Müdürlüğün ilk iş olarak teb talebesini'klüplere devamdan yes” Mesi üzerine epey infial belirdi, lee yürüdü, yaygaralar koptu. bitaraf bir çift göz ve kulakla ve dinledim. Bütün bu infialler, tenkidler ve goralar, şahsf tecrübelere dayanan *. tol enazarıma göre yersiz ve bakseii Çünkü, hükümet bu yasağı oymak mekteb gençliğini spordan menetmiğ, Kk zakleştırmış değildir. Bilâkis. mekt di ler için sporu en nezih, manasındâ TM la ve nizamlı, sıhhi ve medeni bir İtiraf etmeliyiz ki spor, bizim eJiSİĞİ k erik kurs w dökmek yolunu tutmuştur. mızda, başıboş kalmış yegüne şeydi zon denemelerden, tetkiklerden aye her biri için, başka memleketlerde ayrı sıkı pizamlar kotmuş bulunsn ei tebt sporları gelişi güzel, kapıp Dr bilgi kumtılarile, ve hele hiçbir di konirola tâbi tutmaksızın . oldüğü için, en çok futbola önem verdi Seyircisi, (galeri) si olmıyan” veyabü' pek mahdud bulunan diğer sporla” oz rağbel gördü; hemen hiç taraftar lıyamadı gibi bir şey. Halbuki, « Bö rastgele futbol oynıyamaz. Her gmif her bünyenin, her yaşın - tabii yerirde - kendine uyar, ayrı sn ği vardır. Ayak topunun cakası, mi ” gvlib takıma mensub olmanın gır okşaması, yirmi yıldanböridir genç e gilerin bu oyuna karşı ınhimakini *. rükledi, durdu. Bundan hâs olan dayı, göze görünen veya görünmiy”i * rorlarile mukayese edecek olurs'© “e rar hanesindeki ykünun ötekine ni5' ie daha kabarık olduğunu hayretle #9 hede ederiz. z i Bunun sebebini ise sporun kendisini srayacak değiliz. Bütün o zararlar, " ran tatbik şeklinden, tek kelıme İl zamsızlığından ileri gelmiştir. zl Bu vaziyet. karşısında hükümet “ Yikayıd kalabilirdi? Bence, geç bile kalınmıştır. Klüpler, şimdi dizerini zayıflamış görüyor, muhts€ ondukları takviye unsurlarını 4 tedarik edeceklerini düşünerek, kararı heksız buluyorlar, dn8 bd Mesele öyle değildir. Onlar gözönünde tutuyorlar, Halbuki, birs$ roflı muhtaköme edecek, âzıcık kacak olsalar, kurulmasına çalışılsf zam ve İntizam sâyeşinde yarın kevwvetleneceklerini, çünkü her Mİ” düğu gibi sporda da bu iki şeyın €5 duğunu kendileri de anlamakta v9 © Ew etmekte güçlük çekmiyeceklerd” gi Uraum Müdürlük, attığı tsas ve tecrübeye ad ederek olması ıçin bu işle uğraşmış, bu b fikir edinmiş ve tecrübe sahibi A kimselerden bir mtişavere heyeti © yarak, başıboş ve dağınık porenluğ za doğru bir istikamet ve muntaz8” bünye teminine çalışıyor. Klüple mektebi biribirinden 4) taki maksadı spora da, mektebe ÖRS disiplin sokmaktan ibarettir, FUbt g bunların her ikisi de, azami disipli 4 madıkça çarpuk giderler, Ve nitek”