21 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

JYALENCI E vden paltosuz çıkmıştım, Yol- mi elime aldım, — Öf, ne kadar sıcak, Yanımdan beyaz keten el'biseli Ör « kekler, ince emprime roblu kadınlar geçiyorlardı. Hepsinin de yüzlerinden Bıcaktan muztarib oldukları belli idi: — ÖOf, ne sıcak! Bir sucunun önünde durdum! — Bir bardak su, fakat buzlu ol - sun! Bu kâfi gelmedi, bir mahallebiciye girdim: — Bana en büyüğünden bir dondur- ma! * Köprüye gelmiştim. Ada, Moda va- purları hemen hareket etmek üzere İ- diler. İçimi çektim: _ — Ne olurdu, dedim, vaktim olsay- dı da bunlardan birine binip gitsey « dim, plâjda kumlara yatardım, denize girer serinlerdim. Yanımdan bir kürk mantolu kadın geçti; bir kadına, bir de kürk manto - suna baktım; acıdım. — Bunları biliyor mu idiniz? — | da yürürken terledim, ceketi. | — Zavallcık ya deli, yahud da giye- ceği yok! Şapkam da başıma ağırlık veriyor- du. Eltme aldım. Mendilimle terimi kuruttum. — Ben bu sıcçakta böyle dolaşırsam teşemmüzs ederim, Bir otomobile atladım. — Şaför, evvelâ pencereleri açi — Haydi çek! Evime dönmüştüm. Kapıyı hizmetçiye söyledim: — Banyoyu soğuk su ile doldur! Odama girdim. Bir köşede yanmıyan soba duruyordu: — Bu hızulîşeydeboşımaodayıh— gal ediyor. Duvardaki takvime gözüm İlişti. «İkincikânun» «20. Adeta kızdım: — Dünyada çok yalancı gördüm am- ma, senin kadarını görmedim, dedim. açan İSMET HULÜSİ Ağaçtan öküz başı İngilterenin cenub vilâyetlerinden birinde nehir boyunda yetişen bir a - ğgacın kökü tıpkı bir öküzbaşını andır- maktadır. O kadar ki gözlerinizi bir müddet oradan ayırmadığınız takdir - de, ağacın hareket ettiğini görür gibi olursunuz. Halk arasında, nehir kuru - yunca, öküzün de canlanacağı itikadı derin bir gürette kök salmıştır. Billürdan mobilyalar yapıldı Amerikadan son gelen haberlere göre, mobilya fabrikalarından biri, yeni usul mobilyalar yaparak piyasaya çıkarmış- tır. Bunların hepsi billürdandır ve ekse- riya yatak odalarının eşyasını teşkil et- mektedir, Billür koltuk, kanape ve is- kemlelerin altına gizli muhtelif renkler- de ampuller yerleştirilmiştir. Bu suretle, geceleri odada elektrik yakmak külfeti artadan kalkmış bulunmakta, —eşyanın çıkardığı 1âtif ışıklar, odada gayet hoş, esrarlı bir hava yaratmaktadır. * İnsan dilinden 12 kelime konuşan maymunlar Tarihte ilk defa olarak, İngilterede iki maymun devlet hizmetine girmiş bulun- maktadırlar, Bunlar, Singapor bahçele- rindeki yüksek ağaçlardan bazı nebatat cinsleri toplıyacaklardır. Maymunlar pek genç olmalarına rağmen, Malayın şark sahillerine düşen Kelanton vilâyeti- nin lehcesinden 12 kelime anlamaktadır- lar. Kendilerine emredilir. emredilmez, gösterilen ağaca tırmanmakta, lâzım ge- len dalları koparmakta, yere atmakta, sonra ağaçtan aşağı inerek, topladıkları dalları, mütehassıslara vermektedirler. Okuyucularıma Cevablarım «Elâzığ» da o turan «S, K. T.» ha« yat sahasında henüz pişmemiş: — Bir senedenberi bir genç kızı seviyorum. Fakat aşkı kalbimden dudaklarıma gelemedi. Söylemeğe cesaretim yok» diyor. Ne iyi tesadüf, sizi doğru yola sevkeden âmil cesaretsizliğiniz o « lacak, madem ki kendisine söyliye - miyorsunuz, annesine söyleyiniz. * Bay «E. B.» ye: — 34 Üncü yaşına kadar evlene- memiş olan Bayan A. E. ye siz de ta- Hbsiniz. Çok güzel, İhtiyar kız oku- yucum hesabına memnun oldum. Tak lbi ne kadar artarsa içlerinden iyi- sini bulmak ihtimali o kadar çoğa- hır. Fakat siz kimsiniz? Mektubunuz neden sarih bir adres yerine sadece iki harf taşıyor? İşte burasını beğen- medim. Lüleburgazda oturan Bay Y.: ye! — 22 yaşındayım. Bugüne kadar ne sevebildim, ne de sevilebildim. Acaba kahahat bende mi? diyor. Hiç şüphe yok. Kabahat kendisin- dedir. Sevebilseydi, muhakkak se « vilebilecekti. Maamafih merak et « «y. mesine lüzum yok. Henüz aşk yolu- | nun başındadır. Y.» ye: milerinizi inşallah gelecek fırsatta yerine getireceğim. açıklığile anlatınız. Lehte de olsa, aleyhte de olsa verecekleri kararı ols duğu gibi kabul ediniz, mektubunuzu aldıktan sonra, şu ve- ya bu sebeble üzerinde durmamayı münasib görünce bir kenara ve unuturdum, Parçaladıktan sonra size iade etmek zahmetini göze al« mazdım, Fakat her karakter bir ol. | maz, tahsil ve irfan hayatında muh- telif merhaleleri geçmiş olmak da insanı kemal derecesine ulaştırmaz. Burası böyle. Fakat ikinci bir mek- tubla hâdiseyi protesto etmiş olma- | nızı da doğru bulmadım. Bir omuz | silkintisile iktifa etseydiniz daha iyi | yapardınız. | * Afyoa - Uşak hattında Bay «M. Mektubunuzu geç aldım, Temen- : * Tokatta Bay «G. Ş.» ye: | — Vaziyeti kızın ailesine bütün * Bay «M. R. G.» yer _ — Ben onun yerinde olsaydım, atar TEYZE İŞ — Kadın Köşesi | Pratik yenilîkler! Kocanızın kolalı gömleklerini giyer- ken düğmelerini kolayca ilikliyebilmesi için ilik yerlerini su ile azıcık nemlen- diriniz. * Serili iken ucu kıvrılan halı seccadele- rin uclarını düzgün tutmak için bir fır- çayı yumurta akına batırıp kıvrılan kö- şenin ters tarafına sürünüz. * Kış günleri öksürük ve nezle mevsi - |midir. Bunlardan kurtulmak için sıcak süte bira veya iki kaşık bal karıştırıp içi- n:iz. Hem karnınız doyar, hem de hasta- hğışız geçer. * Kullanamıyacağınız sabun kırıklarını bir kaba koyup birkaç damla su ile içi sıcak dolu bir kabda eritinz. Muhtelif sabun kokuları birbirine karışıncıya ka- dar karıştırınız, Biraz da glyeğrine ilâve ediniz. Krem kutularına boşaltınız. Güzel ve çok idareli olur. * 1 — Hiçbir şey mürekkeb lekesi kadar yapışkan ve inadcı değildir. Bununla be- yakla silerek temizliyebilirsiniz. 2 — Yeni çinko kablarınızın dökülme- den uzun müddet iyi kalmasını isterse- niz kullanmedan önce içini su doldurup buna 50 gram da tuz ve sirke katarak bir saat ateşte kaynatınız. 3 — Sararmış mermer, kemikten veya fildişinden yapılmış biblolar, tavla zarı vesalir eşyayı içine tuz katılmış sirke ile oğarak ağarttıktan Sonra, petrola batırıl- mış bir bezle de tekrar oğup parlatırsa- nız yepyeni ve tertemiz olur. $ — Mobilyaları temiz ve iyi bir halde tutmak için 50 gram Essence de törd- benthine, 50 gram huile de lin ile, 20 gram balmumunu karıştırıp bir mahlül yapırsz, Yünden bir bezi bunun içine batırıp mobilyanızın ağaç kısmına sürü- nüz. 5 — Yağlı boya duvarları temizlemek için şu tedbiri yapınız: 50 gram Amoniague, 50 gram Savan potassigue, 50 gram Alcool methyligve'i karıştırıp bir mahlül yapınız. Buna tüy vermiyen bir bezi batırıp iuvarları si- İinız. Yemek bahsi: Sebze çorbası Dört beş tane havucun kabuğunu kalınca soyup göbeğini rendeleyiniz. i baş pırasanın beyazlarını halka halka doğradıktan sonra bir kereviz kökü ile iki üç maydanoz kökünü, ka- buklarını soyup ince kıyınız. Bir iki şalgamı temizleyip ufak ufak dograyı- nız. Beş on tane de küçük soğanı da soyup kaynamış et parçalarile tencere- ye koyunuz, pişsin. Üzerine unlu yu - murta terbiyesi veriniz. Kâseye alın- dıktan sonra domatesli et veya tavuk yağı gezdiriniz. Ancak maydanoz kökü ve sair seb - raber parmaklarınıza bulaşınca amon- . (Ti ve yelkenlinin batmasile neticelen - tüccar oğlu m Arkadaşlarının paltnlarım Çamî f uhakeme ad...'li Satış işine delâlet ederek beş lira komüsyop * koltukcu da 1 ay hapis yatacak Zengin bir tüccarın oğlu olan Tev - ve hâdise derhal Adliyeye intikal et - miştir. Suçlu genç, bir sabah çok erken bir saatte iki arkadaşının paltolarını ça - larak doğruca Kapalıçarşıya gitmiş, İh- san isminde bir koltukçuya bunları 40 liraya satmıştır. Ancak, pek kısa bir zaman sonra iş meydana çıktığından Tevfik yakalanarak, polise teslim edil- miş, paltoların satışında kendisine ke - fil olan Yusuf isminde diğer bir kol- tukçu ile beraber Adliyeye sevkedil - yapılan muhakemelerinde, suçlu tale. be çocuk şöyle anlatmıştır: — Ben fena bir hastalığa tutulmuş- tum. Tedavi lâzımdı; fakat, cesaret e - dip, bunu, babama ıöyiiyemedim. El- biselerimi götürerek, Kapalıçarşıda Yusuf isminde birine rehin olarak bı - raktım ve bir miktar para aldım. Aradan zaman geçmişti. Tedavi i - çin, gene para lâzım oldu. Düşündüm; Kapalıçarsıda yaptığım ilk muamele kolaylıkla neticelenmiş, bıraktığım el biselere mukabil para tedarik etmis - tim. Arkadaşlarımın paltolarını bir cahillik ettim aldım; evvelce elbisele - rimi rehin alan Yusufa da 5 Hra ko - misyon vererek, kefaletini temin et- tim, İki paltoyu böylece 40 liraya sat- tık. Hâkim suçu sabit olan Tevfiği 3 ay hapse mahküm, fakat eski mahkümi - yeti olmadığı cihetle bu cezasını tecil etmiştir. Suç ortağı Yusufun suçunu ise, ev - velce gösterdiği kolaylıkla bir çocuğun hırsızlık etmesine sebebiyet vermek seklinde görmüş ve | ay müddetle hapsine karar vererek, derhal tevkif etmiştir. Bir deniz kazasının muhakemesine devam edildi Liman içerisinde bir tayfanın boğul- masile neticelenen bir kazanın mu - hakemesine Afğırcezada, dün — devam edilmiştir. Hâdise, Himanda, Kabataş açıkların- da, Denizbankın Trak vapuru ile Na- mıkkemal yelkenlisinin müsademele- miştir. Trak kaptanı Kenan ile yelkenlinin reisi Salih, vefata Ssebebiyet vermek suçu ile Âğırcezaya verilmişlerdir. Dün, mahkeme bazı müdafaa şahid- lerini celbederek, dinlemiştir. Bunlardan mavnacı Mustafa, hâdi - se etrafında, şunları anlatmıştır: — Ben, vak'a olduğu sıralarda, Top- hane rıhtımında bulunuyordum. Trak vapuru mhtımdan kalkmış, tahminen 8.9 mil kadar bir süratle Boğaza doğru açılıyordu. Salih reisin yelkenlisi de, ayrıca kaynamış ve pişmiş olan et ile beraber konursa etler darmadağiınık veya sebze çiğ kalacağından sebze ile eti çiğ olarak tencereye koymak veya sebzeyi haşlayıp pişmiş etle karıştır - zeler geç pişen şeylerden olduğundan bu sırada limanda #emirli H' muddet sonra işlerime M <yelkenli batıyarl diye Gi e“'” ğırıştılar. Baktım, #ilhakika, me vukubulmuştu. Trak nistan etse, yahud iskele a yapsaydı, kaza vukua gEM ' Diğer bazı şahidler ise Trak halbuki yelkenlideki adamın bırakarak yelkenlere lı:ıoşm”’ınu zayvı tevlid ettiğini, söylemiş” Durusma, başka şahidlerin Kardeş katilinin m sona erdi — gi Pendik civarında İşl d nayetin muhakemesi A erğl'nl’&i* safhaya varmıştır. Suçlu, İbrahim, kardeşi karısına tecavüz ettiğini Ö duğu iğbirar üzerine tabancâ müştür. Maznun, mahk — Zeknrıya tarlada k;mlll’k ne çıkarak tehdid ve zorla | 8' miş.. Karım, üstü perişan eve döndü, ağlıvarak hâdhefl Bunu duvunca, ben de ke tim. Bu işi yaptım demişti. d -a. üeğîew .:İ Dünkü celsede, müddeium taleasını serdetmiş ve bu yetle tesbit edilmediğini tir. Maamafih, suçlunun îddî zayı hafifletici takdiri tahü rak nazara alınmasını ve kanununun 449 uncu maddw | tecziyesini taleb etmiştir. ; Dava, müdafaaya kah'mşm' Poliste : Üç yaşında bir çocuk M üslüne düştü Fatihte Sinanağa mahallesâğ ran Mehmedin 3 yaşında Hide daki çocuğu, dün oda içerıSî“ galda kaynamakta olan ne düşerek muhtelif yerleff”dd surette yaralanmıştır. esu"j Yaralı çocuk Etfal hastan dırılmıştır. Pl' Tramvaydan atlıyan bir bacağından p 8 | | | | .ıx_ Beşiktaşta oturan Nuriye ralı rornork arabasına bıııel"ay den atlamak istemiş ve yert Yaral, berayi tedavi hM Kurtuluşta Ağaç so Gj meydanında satarken yal mak daha muvafık olur. kadın, vatman İsmailin id T 4 taş, Akaretler istasyonuna bir ayağı tekerlek arasında dınlımshr # aid yapıda çalışan 13 yaşın kikata başlanmıştır. Bacaksızın maskaralıkları: 257 nümaralı tramvayın © sırada tramvayılı durmasım w | ralanmışstır. 13 yaşında bir çocıık M yapıdan çaldığı kapı ROW Otomobi! , b’l l

Bu sayıdan diğer sayfalar: