SON POSTA Bir Saraylının Hatıraları i Yakın Osmanlı tarihine ald. NE İ şaat: İ Padişah Murad Abdülâzizin ölümünü sofrada duydu NAKLEDEN: | ememareseesasnaranazı Dünkü kısmın hülâsası B u hikâye, İstanbulun fa- a kir bir muhitinde, bir iy odasında yaşıyan ve fev- kıç büyük bir ihtiyaç içinde ie bir saraylı ağzından din- i m bir hikâyedir. sr tilar kadın epvelâ kendisini b Mimişter. Kendisi Kafkasyadan yg getirilmiş, İstanbulda ve» b Murad Efendi sarayına sa - a” Orada büyümüştür. Mu - hp amcası Sultan Aziz gibi bir > neşeli, gürültücü ve kaba #isen değildir. Bilâkis durgun, Eng ve âdeta melâlli bir insandır. b Abdülâzizin saltanatı sonla - takaddüm eden softaların kı- NE teke #onra padişahın tazyik hdidlerile asabi buhranlar ye- bn büyük bir korku ve vehim Onun Yaşıyan bir insan olmuştur. korkusu bütün sarayını kap» Mı, Bu vehim içinde çalkala - c , veliahd dairesi içinde bir ge- kay alar mahmuz ve kılıç şı » Mikang © uyanıyorlar. Şehzadeye küsiüz yapılmak istenildiği kor- eyi, herkes ağlaşıp bağırışmağa Kayn. Vade Sultan büyük bir eler Ve telöşla çırpınıyor, fakat l zabitler ve başlarındaki Sü- de, Paşanın kasdı bambaşka « İS malüm komplo yapılmış, di, İZİZ ha? edilmiştir. İşte şim- Ya almağa gelmişlerdir. lardan, geçen korkulu dakika- ar, aa veliahdi alıp gidiyor. 0 is topları atılmağı başlıyor. Büke, haremde çok eğlenmiş olan tiz e hiç bir şeyden haber- #k yatmaktadır. Saroyda me hâdiseyi öğrendiği halde Semanın uyandırımağa cesaret €- da guy tedir. İşte bu serada Val ün, © oğlunun dairesine gel - tülgei Topların sesile uyanan A- lar, 5 bunların martad yangın top- ia in geçtiğini duyunca yö Mazi,» fırlamış, ellerini vurarak < piarm çağırmış ve: Np öğ toplar nedir, cülüs topla - ne sormuştur, Bzined vü e. hikâyesine devam ediyoruz) AD verem nda bulu aşlamış, —...... b Bakir muhtefif fakültelerin son sınıf talebesile diğer sınıfların çok iyi çalışan talebelerine vermekte olduğu emek eşserimpkne O ir m e net ee cay İç rma nk İyi 7 aa kan Muradı tahta çıkarmak i r kendisine hiç bir ce- il kendisine il korkuyordu. SUuAaD D ERVİŞ Sarayda Padişahın yemek sofrası demiz neye ağlar ki? diye yatağından fır- lamiş. Bü sırada ona Redif Paşadan elçi geldiği söylenilmiş ve kendisine mahpus bulunduğu, mukavemetin faydasız ola cağı bildirilmiş. Çok azametli ve çok kibirli olan Ab- dülâzizin bu hâdiseden fevkelâde müte- essir olduğu söyleniliyordu. Sultan Muradın padişahlık günleri Biz Sultan Abdülâzizin bütün adamla- rile birlikite Topkapı sarayına naklinden sonra, hünkâr dairesine geçtik, doğrusu stenilirse içimizde neş'e yoktu. Biat me- İl rasiminden perişan bir halde dönmüş olan n Muradın sapsarı ve gülmiyen çeh- esi hünkâr gâiresine melâl veriyordu, Hünkâr, amcasının hal'inden sonra, 6- nun taraftarlarının kıyam edeceğinden bir kasd vuku bulacağından Esasen yalnız kendi hayatından değil amcasının hayatından da endişe ediyor» du Sarayda deveran eden şayizlara göre Sultan Murad tahtı kabul etmeden evvel şalara en büyük şart olarak amcasının ha yatına ilişilmemesini söylemişti. Onun hayatına ilişilecek olursa tahtı kabul etmiyeceğini bildirmişti. Ve ken - disine de Sultan Abdülâzizin höyatına | kastedilmiyeceği sözü verilmişti. Fakat gece yarısı yatağından kaldırı - larak, tahta iclâs ettirilmesi hâdisesi, ve © gece geçirdiği korku, onun esasen pek hassas olan Aâsabını bozmuştu. | İlk eülüs gününün heyecanını henüz mishat, Süleyman ve Hüseyin Avni Pa «|;.; padişah bu baberi aldığı zaman yanın - da bulunanlardan işittik. Birdenbire: — Ben kan istemem dedim. Ben kan is- temem. müdhiş suretle başı dönerek sendelemiş, mışlar.. hususi dairelerine yarı baygın Hünkürır çok rahatsız olduğu söyleni - yordu. Şayan kadın, her zamanki fedakâr - liğile hünkârın başucuna koşmuştu. Hemen tabibi hususileri doktor Ka « puleon, hünkârm başucuna celbedildi. Hünkâr gasayan ediyordu, çok ra sızdı. Biz genç cariyeler olduğumuz için, ma tekrari'yordum, bir çok şeyleri ku - laktan işi gözlerimizle görmedik. Meselâ o gece, hünkârın dili tutulduğu da söylenildi. Bilmem tarih kitabları na- sıl yazar. ds Doktor Kapuleonun o gece hünkârin kulakları arasına tam yetmiş sülük ya - pıştırdığı söylenilirii, Sonraları bunu Sultan Muradın hastalığını arttırmak kasden yaptığı da rivayet edildi Bu buhran geçtikten sonra saraydaki rivayetlere bakılırsa Sultan Murad hu » İzura kabul edilmek istiyen J< u | erle görüşmem; diye bir kaç gün k İ etmek istememiş, | Odasında başımda bulunan haznedar - lsr hünkâr durup dinlenmeden: —- Padişahlık istemem. Kan istemem di İye söylendiğini işitirlermiş. Abddülâzizin ölüm haberi yalnız Sul. Diye bağırarak yerinden fırlamış, fakat| yere düşmesin diye onu kucaklarına a) -|? bir halde getirilen hünkârı hep gördük.| vükelâyı:| » Fransız Sayfa - İtalyan mücadelesinin daha fazla Bu mücadelede İtalyanın ve Fransa ne General (o Franco, son günlerde, yeni iaarruzun muvaffa » kiy inkişaf ettiği sıralarda, bazı mü - ) beyanatta bu - lundu. Bu arada Ak deniz meselesine te. mas ederek şu söz - leri de söyledi: İSTİHKÂMLARI GÖRTERİR pisi bulunuyor. Şu halde, Akdeniz meseleleri - nin halli sırasında İs» panyayı bahis hari - cinde tutmak istiyen devletlerin (o bundan böyle bu arzuların - da muvaffak olma » larına imkân yoktur. Birim fikrimiz alın - mıyarak Akdeniz me- P lesinde (o verilecek İbütün kararların bey hude olduğunu söy- İliyebilirim. İspanyol devletinin İve İspanya milletinin şeti sıfatile, hariç tutulmaya razı o.amı- yana mecburum.» Fransız gazeteleri bu söz- lehlerinde bir mana, Musso- liriye karşı çevrilmiş bir ihtar mahiyeti buldular. Halbuki General Frankorun bu İ, mi mahiyette olmakla bera- | ber, dan yükselen sesleris hema- henktir. Hi , denilebilir ki, Franko, n - Roma mihverinin yeni bir peyki k Üzere İspanyanın da reisi | bahislerden İ rm b söz “İenternasyonal bahislere kar başka bir şey yapmış değildir. Şimdiye kadar, Akdenizin garb kapısına hâkim olduğu halde, bu denize aid meselelerde kendisine hiçbir söz hakkı verilmiyen İs- panya, Frankonun son beyanatı ile, ilk defa olarak bahse karışmış bulunuyor. Beyanatının diğer taraflarında, İspanya- nın yeni bir filo yapmaya karar verdiği ni ân eden general, birkaç ay sonra bü- tün İspanyaya hâkim olduktan sonra, memleketi için yeni bir siyaset devri â- çacağını da ilâve etmiştir. Her muzaffer diktatörün kalbinde bir fütuhat aslanı ğını Tarih yeni öğrenecek değildir. Frankonun bu sözlerini pek etmek icab eder. Şimdiki kendisine pek te muhalif git- m'yor. Fakat, asıl hükmün verilmesi için henliz beklemek Yizımdır. * Hiç şüphe yok: Avrupanın şimal ve şark mıntakasında Alman siyaset ede- yatıştırmağa vakit kalmadan. cülüstanltan Muradı değil bütün sarayı dehşet) biyatı, Rutenya ve Ukrayna gibi iki eski ölümü haber: gelince Sultan Murad an- İatılamıyacak kadar çok müteessir oldu. iğle yemeğinde sofrada bulunan tüğü dehşet herkese sirayet ediyordu. Buhran geçince, «padişah» irade ede- (Devamı 15 inci sayfada) ş za sırada kapı-|üç beş gün sonra, kendi isteğile Çırağan | içinde bırakmıştı. Hele Sultan Muradın) kelimeye tekrar can vermeğe bişlarken man valide hıçkırarak | sarayına nakledilen Sultan Abdülâz'z'n|bu haberi öğrendikten sonra içine düş -İ Avrupanm cenubunda da İtalya «Akde- niz» kelimesini ortaya attı. İlk bakışta asız bir iddia gibi görüne! Tunus, Savoya, Korsiki bu! sllâmlara i şiddetlenmesi bekleniyor kurduğu hesablar nelerdir ye güveniyor ? YAZAN: MUHİTTİN BİRGEN AP Siyasi işare Bizerta limanının harita Sözleri azami İtalyan emellerini bir bire etrafa ilân ederken, İtalya, bir | an Almanya ve diğer taraftan da İİspanya ile anlaşmış bulunuyordu. Aca- ba İngiltere ile de bir anlaşma yok mu- dur? Bunu bilmiyoruz. Fakat böyle dahi a, yan! İtalyanın Garbi Akdenizde, le elele vererek, bir genişleme hazırlamakta olmasına İngiltere olmas İspa pl surette muarız bulunsa dahi İtalya Mare Nostrum siyasetinde arlık faal bir devreye geçmek hesabları, boş ma- ad ediyor demektir. Bugünkü İtalya, Akdenize en kuvvetle yayılmış bir devlet oldu, Coğrafi vaziye- İtinin verdiği kolaylıklarından çok geniş İbir şekilde istifade ederek, Akdenizi |tam ortasında, her noktada bir den hava üssü kurmuştur. Bu üsler, büyük bir Akdeniz donanmasının ve büyük bir hava kuvvetinin Akdeniz ortasında em- te dolaşabilmelerini temin edecek klardır. Şu dakikada, sade Akde- nizin değil, bütün dünyanın en büyük denizaltı vetine malik bulunan İtal- in, bu sığınaklara dayanarak bu de- lt kuvvetile, bütün Akdenizde her İnevi münakale hareketine mâni olmak işten bile değilken, şimdi yeni inşa et- | mekte olduğu büyük zırhlıları ve istiab lerin! 24,000 den 27,000 tonaya çi- | suretile modern bir şekle sok- tuğu eski dritnotlarile, İtalya, 940 sene- sinde Akdenizde büyük bir tecavüz kuv. vetine de sahib olacaktır. «Akdenizin ka- tan» İspanya da kendi İtalyanm (kuvvetine ilâve edince, Frunsanm ve hattâ İngilte renin ne kadar müşkül bir mevkide bu- lunacağını söylemeğe bile lüzum yoktur * elâcele, Korsika ve Şima- (Devamı 10 uncu sayfada) pısmı elinde | coğrafi kuv görüşme çaylarına devam edilmektedir. Dü