12 Sayı “Son Posta, ; DUVARDAKİ DELİK EE EE AK amy, Çeviren: 77. Alaz nın Hikâyesi «Moszaplatka» tröstünün Idare müdü -)'şgal etmekte olduğumuz binanın küçük! Binenım iki kısmını birbirine birleştir- ne şunlan söylüyordu: — Yerirmi o kadar dar, o kadar dar ki adım atmağa imkân yok. Dün bu yüz - den “kı memurumuz arasında oldukça çirkin bir vak'a cereyan etti: Hesab Mme- muru Semyrçkov elindek! defterlerile mu kayyid Movyakov'un burnuna vurmuş. 'Bu yüzden aralarında az kalsın ciddi bir kavga çıkıyordu. Halbuki Semyaçkov temiyerek ku işi yaptığım iddia © Herhalde buna başlıca sebeb yerim darlığıdır.. Çünkü Semyaçkov'un anlat- tığma mazarın. adamcağız elindeki bü - yök hesab defterlerini indiriyormuş., O| sırada, tesa“fen, mukayvid OKovvakov! başını çevirmiş bulunuyor.. kocaman def.| terler küt diye herifin burnun vurmasın mı? Gene gecer gün bu darlık yüzünden daha kötü bir sey oldu! Plân komisyo - hundâ'çalısın şişmsn Masoha Iki masa arasindan #errmek isterken sıkışıo kaldı. Koca masaları yerinden oynatmak için en aşağı on k'sive 'htiyaç vardı. Adamca - Bız bangır bamr bağırıyordu.. Can hav- Jile kendisini kurtarmak için çırpınıp du rurken, duvar dibindeki (o refm üstünde bulunan muazzam defterleri devirmesin mi? Herifte ne kafa kaldı ne göz". 'Tröstün direktörü enses'ni kaşıyarak: — Masaları biraz aralıklı olarak ko; mak lâzımdı. dedi. Onları ne diye birvi rine bu kadar sıkıştırıyorsunuz? 'Tröstün idare müdürü ellerini uğuş * turarak: — Aman efendimiz, dedi, işte bende - nizin de arzetmek istediğim nokta buras- sıdır. Yerimiz cok dar, Masaları bir san- © tim bile kımıldatmak imkânı yok. Şiş - man Masohx'vı kurtarmak için yarım sa- at uğraşmamız icab etti. Eninde sonun « © da adamcağızı kurtardık, kurtardık am- © ma, 'ler tutar bir yeri kalmadı. Herif: «Kalçalarımdan hayır kalmadı; bu kal - © çalar benim mi, değil mi? Farkında bie değilim!» divin duruyordu. —- Teöstün direktörü biraz daha ensesini © kaşılıktan sonra: — Evet, dedi, Hakkımız var. Buna bir çare bulmak lâzım.. Lütfen siz telefonla Şü «binalsr müdürlüğü: nü arayıverin", “Ben bu meseleyi onlarla bir konuşayım.. Bu hâdiseden iki gün sonra («binalar müdürlüğü. nden gelmekte olan «Mos - ., zaplatkas tröstünün direktörü, muavin - — lerine ve tröstün idare müdürüne şunla- Muş.. Saüece buranın kapısı sokağın için- den imiş. İyi bilmiyorum amma, bu bi- hanın dördüncü veya beşinci katında bır kimya tröslünün bürosu (varmış, Tröst başka yere taşındığı için orası tamsmen boşalmış. İşte «binalar müdürlüğü, bi » anın bu kısmını da bize veriyor. 'Tröstün direktörü, bunları ortaya söy- ledikten sonra, tröstün idare müdürüne; dörerek ilâve etti; — Siz de orasını şöyle bir gözden ge - çirseniz fena olmaz!, — Tabii efendim, tabil., Takriben yirmi dakika sonra geri dö - nen tröstün idare müdürü, büyük bir se-| vinç içinde, tröstün direktörüne şunları söyledi: — Aran efendim, şahane bir yer.. kos koca bir kat..-14 oda.. Katın üç tanc ana duvarı var.. diğerleri, odaları, koridörlas fı birbirinden âyıran (ara duvarlar. Bu ra duvarlardan bazılarını ortadan kaldı- rınca binaya yepyeni bir şekil verebili - riz. Bunu yapmak işden bile değil. Tröst direktörü: — Artık orası sizin bileceğ'niz iş de di.. Kimya tröstü kaçıncı katı işgal adi - yor? Orlur binanın beşinci katını osgal orlar.. Fakat bize nazaran dör- düncü kat olmuş oluyor.. Çünkü binanın bu "ki kısmı arasında seviye © fa Ben şöyle bir şey düşünüyorum: Kimya *röslünün sokak içindeki kapısını kapar, bizi birbir'mizden ayıran duvarlardan bi- rini yıkarak gene bizim umumi kapıdan İşleriz. i Aradan birkaç gün geçtikten sonra, bir gün işlerine gelen tröstün memurları, ko ridorlardan birinin nihayet'nden sijdet- ti bir gürültü vükselmekte olduğunu duy dular: Üç duvarcı, korldorlardan birinin nihâvetindeki bir duvarı delmekle meş - guldüler.. Tröstün aldığı yen! kata ge - ktı. Fakat gürülü pek altında çalışmak Tröstün memirlerin « dan bir kısmı şikâyetçi olmakla beraber, dalgacı kısmı bayağı memaothdu.. Duvarcılar bütün gün çalıştılar. Fa - kat iş pek ağır ilerliyordu. Merakla duvarcıların etrafını o saran memurlara, duvarcının “ biri şu izahatı verdi: — Bu ara duvar beyaz tuğladan örül - müş. Malüm olduğu üzere beyaz tuğla cidden müskül © msöylüyordu: — — Doğrusu talih'miz varmış. Şimdi Son Poslanın edebi romanı: 27 yolcuları Bu sözün arkasından. yakın bulundu- © Bumuz 'Taşocağının kayalarını çınlatan “bir kahkaha salıverdi. Derken, ayağı bir © taşa çarparak sendeledi ve bu sendele- “yişle beraber bana çıkıştı: © Ç — Sen gene yak şu ışığ... Büresi ne © berbad taşlık! — Sen de ne diye yolu bırakıp o tarafa — sapıyorsun? 3 — Bir lâhza evvel söndürdüğüm elektrik © fenerim! tekrar yaktım ve dostumun yü- © züne hayretle bakarak: © — Demek ki, dedim, eniştemi bu çam- lıklarda bir kadınla gördün? o — Evet. hem de kiminle bilir misin?. O Namık Beyin karısı olan Naciye ha- nimefendile... © — Ne zaman bu? . — Birkaç gece evvel, düşün, enişten — hangi gece eve geç geldiyse?. » — Ne bileyim? Ekseriyetle çok geç ge- © lir, gece yarında... Bazan da hiç gel — mez, İstanbulda kalır. ©. — Ha. bak. İstanbulda mı kalır, yoksa © Adada bir eve mi kapanır?.. orasını da — Allah bilirt... Gevezelik ediyorum amma, me yapayım. dostumsun.. gördüğümü ve bildiğimi sana ne zamündır fıslamak iş- Aşıklar yolunun çok serttir. Şayed kırmızı tuğla olsaydı çoktan 'şimizi bitirmiştik.. a | li Yazan: Halid Fahri Ozansoy terdim. Bir kere enişten Rum kızlarile düşüp kalkıyor! — Onu biliyorum. — Ya. amma da sabırlı imişsin!.. Ne ise, bu sefer de onu o sakat adamın karı- sı ile çamlıkta gördüm. Sana bunu söyli- yecektim. Fakat seni İsklede aradım, bulamadım. — Peki amma nasıl oldu? Onlar seni görmediler mi? — Hayır. Yolun kenarında, bir çammn arkasında yaslanmış duruyordum. Ayak seslerini duyunca kulak verdim. Sesle- rinden tarıfım, —- Kadının sesini de tanıyor muydun? — Tanımaz olur muyum? İstanbulda kaç rakı meclisinde rastlamıştım ona... Hep kocasını satarak gelirdi. Yaman ka- rıdır hani! Kıyasıye (o poker de oynardı. Amma galiba şimdi oynamıyor. Kim bi- lir, belki sonunda paraları tüketmiş ol - malılar$ Bu sözler kalbime ok gibi saplanıyor - du, Süheylânın anası, demek, herkesin dilinde bu kadar destan olmuştu! Ya Sü- heylâ?. Kim bilir onun için de neler dü- şünüyor, neler söylüyorlardı? — Peki. ya kizi? — Bilmem. Onu sen daha iyi bilirsin! ceraya atılması bir başka facia değil mi? şında rü işgüzar Lir tavırla tröstün diraktörü -|sokağa bakan cephesi atmamen boşal -'mek işi ertesi günü de devam etti, Tak- riben saat ikiye doğru, duvarcıların en yaşlısı, iki kısmı birbirinden ayıran du- var tabakasının pek inceldiğini, yarım tuğla kalınlığında (delinecek bir kısım kaldığını bildirdi. Bütün memurlar du - varın başına üşüşmüşlerdi. 'Tabif bunların içinde (tröstün idare ü de vardı. İşin son safhasını me- rakla seyreden memurlar, büyük bir a - lâka ile tröst müdüründen izahat al'ıyor- i: - Kuzum Yevgeni Nikolayeviç, bu 3- çılan delik nereye çıkıyor? Yeni odalar « dan hengilerine?. Tröstün idare müdürü, cakalı bir eda e: — Kırk metse murabbanda geniş bir sölöna'. dirordu. Burası b'zim müstak - be) islatistik şubemiz olacak.. — Şimdi binanın bu kısmında insan f3- an var mı? — Kimsecikler yok. Kimya tröstü bu- rasını tahfive edeli on beş gün oluyor, A- nahtarlar bende. 'Tröstün idare müdürü duvarcılara dö- herek: —- Nasıl, yakın mı?. diye sordu. Duvarcı başı gülerek: Ben hiç sizin hatırınınm kırarım. yım?. Haydi çocuklar: Bir, iki, "içi... Bu son üç vurusu müteak'b bir yığın ! -|tuğla Koridorun hem bu tarafına, hem de yeni açılan tarafına düşerek duvarda ko-| caman bir delik peyda oldu Orada toplanan memurların hepsi de sevinçle değe eğildiler.. Fakat bu arada Btmu ördek gagasını andıran tröştün dak tilesu: ii — Durun bakayım, dedi, galiba öle ta- rafta insanlar var. Hakikaten de deliğin . ötesinde beyaz #ömlekli, beyaz takkeli bir takım insan - lar vardı. Bu insanlar, duvarları bembe- Yaz bir ederin 'çitide, pırıl piril yanan bir takım jetlerin arasında bulunuyor - meliyat salonunu andırıy Hattâ iş bu kadarla da kalmıvordu! Burası ömeli- yat salonu olduğundan maada, salonun orta yerindeki ameliyat masası üzerında, ensesi acılan del ğe dönük bir de hasta yatıyordu. jJ*orahnAk faslı) - 21.00 Bast, ajans haberleri- Bir Haftalık ———— RADYO PROGRAMI z "ürkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu DALGA UZUNLUĞU ,— 1699 m. 1819 Kos 190 Kw. TAO. 19,74 ın, 15105 Kes. W Kw. TAP. 31.70 m. 9489 Kos, 20 Ew. PAZAR 15-1-29 1230 M'izik (hafif müzik - Pİ) - 13.00 Sa- at, ajans ve meteoroloji haberleri - 13.10 Türk müziği (saz eserleri ve şarkılar). Oku- yan: Semahat Özdenses, Çalanlar: Fahire Fersan. Refik Fersan, Basri Ürler - 1400 Konuşma (Ev kadın: saati) - 14,15 - 14.30 Müzik (hefif müzik - PD. 17.30 Program - 1735 Müzik (danslı Pa- 18,70 Saat, ajans haberleri ve - 1840 Konusma (çocuk saati)- 1845 Türk mfzi8i. Peşrev, şarkı, sema! ve taksim. 1 — Pmin Ağa Buzinak peşrev, 2 — Hacı Arif, Suzlnak sarkı Çekme elem ve. $— Rahmi Susinak sarkı Bir sihri tarab, nağmel sanndaki tesi». 4 — Cevdet Çağ'a Viyola taksimi, 5 — Kâzım Kürdüli hicazkâr şarkı, Bir göröste çesm! mestinle esir, 6 — Osman Nihad Hicszkâr şarkı. Ellere uzaktan. 7 — Kemal Emin Mahmr sarkı “İki gözüm “seni; 4 — Mahnr halk türküsü - Giyer fiktanı, 9— N'kolaki Mahur saz semaisi 10 — Rahmi Müstear şarkı - Gel ey saki şarabı. 11 — Mustafa Nafiz - Hüzram şarkı - Göynüm nice bir asn. 1? — Hüsam halk türküsü - Ata binesim, 13 — Cevdet Kozan « Taksim. 14 — Zeki Arif - Dilkesi haveran şarkı - A- çıldı bahesde güller. 15 — Lem'i - Hüseyni sarkı - Zaman olup - 16 — Halk türküsü - Ev serenler serenler. 17 — Anfon - Hüseyni saz semalsi, Okuyanlar: Mustafa Çağlar. Müxayyan Benar. Calaninr: Vecihe, Cevdet, Cabla, Ruren Kam, Cevdet Kozan, Kemal Nivasl Sevhun - 200P Spor, Anadolu Ajansı #nor gervizi - Mn Türk müriği dincesaz - 110 Müzik (Riyasetirümhur bandosu: Şef. İhsan Küncer). 1 — Bryk Al - Türk zafer - mars, 2 — Weber - Röclt et Polonalse - kla- rinetler konsert, 3 — 7. Straum - La Chau- ve sourls uvertfr. 4 — 3. I. Mayan - Fötes exotimurs No ? — Chez les bayaderes-dans. ds - Konser valsı, 2 — Wil Kosster - Hind »lnnlal, $ — Bernhard Kutach - İsnanyol kora, 4 — Da Micheli - Memleket hasreti, #erenad - 5 — Bernhard Kutseh - Çişan fanteziki - & — WWW Lantensohlacer « Pri- mavera « Arjantin serenadı. 7 — Hens Ma- leme - Viyana volkası, 8 — Rio Gehard - Noktürno « Ninni, $ — Bernhard Kutsch - Macar mavı. - 2045 - 23 Son ajans haber. leri ve yarınkf program. PAZARTESİ 16-1-39 12,30 Müzik (nda müziği - Pİ) - 1300 Sa - at, ajans, meteoroloji haberleri - 1310 Mü- alk (güzel sesler - Pİ) - 1330 - 14 Türk mü- ziği - P). Bir an içın hasıl olan sess'>lik. esna - sında (çünkü tröstün memurluris ame « Miyat odasındaki doktorlar sesizce birbir- lerine bakıyorlardı) (hosta, © yanındaki hemşireye: (Devamı 13 üncü savfada) — İki akşamdır çamlıkta berabers'niz de... Sustum. Fazla soramadım. Yalnız, şu - nu anladım ki, biz Süheylâ ile çamlıkta Oturmuş konuşurken, karanlıkta arke » mızdaki yoldan geçenler bizi tanımığlar da İarkında bile olmamışız! Gazeleci dastum, benimle evin önünde vedalaşırken elini omuzuma vurdu: — Merâk etme, dedi, dost'“-umın şe - refine gazötecilik damarlarım uyanmaz. Yalnız ihti — Yanılıyorsun.. Dedim. — Her ne ise. ben gene söyliyeyim de sana... O gitti, ben de, bu akşamın hâdiseleri içinde, ızlırabdan zevke ve zevkten ge- he ıztıraba geçen ruhumla çırpınârak ev- de odama kapandım. Şimdi bu satırları yazarken ellerim titriyor ve gözlerimin önünde kelimeler siyah kelebekler g'bi uçusuyor, Bu anda bülün dünyadan, bü- tün dünyadaki insanlardan, bilhassa en çok kendimden iğreniyorum. Ben bu kız- dan, bu kızın ailesinden uzaklaşmalı © - dim, ne yazık ki uzaklaşamadım, Hâdi - seler benim iradem dışında genişlediler ve beni bu kızın kolları arasına fırlat - lar. İyi amma bunun sonu ne olacak?. Gazeteci dostum sözünü tutup susacak mı? O sussa bile yarın başkaları bu çam- Jıkta başiayan rezaletimi —evef rezale - timi.. çünkü artık buna gönül maceram diyemiyorum! — < farketmiyecekler mi? Sonra eniştemin de işe karışması ve Sü- heylânin anasile ayni çamlıkta ayni ma « 1,30 Praeram - 18,35 Türk müziği (nce- İsnz - besteniyfr, sebz fadı). Okuyan - Tab- #in Karakuş, Çalanlar « H. Derman, B, Kad- ri, H. Gür, B. Üller, H. Tokay - IRAN Ko - nuşma (dektorün santi) - 1935 müzi- İği #klâsik programi, 1 — Rauf Yekta - Ma- "hür peşrev. 2 — Bekir Ağa - Mahur beste İ Ya Süheylâ bunu h'ssederse? Bilmem, | bilmem unasının son âşığını kendi Aşığı- nın erişti İyapacak?.. Artık bu sefer © a- naya isyan oetmiyecek mi? Öyle İva, Kim bilir belki kızcağızın benim gis bi son temiz ümidi kırılmamıştır. Belki,| yağmur yağar diye biz'mkiler piâje uzak bir ihtimalle de olsa, bir gün be -İmekten vazgeçtiler. nim karım olmağı düşünüyordur? Hem! yeni bir azabtan kurtüldüm. niçin olmasın?.. İşte benim de gözeri - ren önünde modeller.. 5 P Llert - Srmnhonlsrhe Dichtung No; 3,|C. Kozan, C. Çağlar, H. Gür. - 2000 Ke Prelüd - 9155 Müsik (küetk orkestra: Şef )M2 e ein , eko). 1 — bhardt - - | Türk mi > Nerib Arkın), 1 — Rio Gebhardt - Maskern. ikmal ” ni görünce me diyecek? Neliğ ve yiizünü yüzüme kaldır!» işte Suphi, iste tezine, Süheylânın yanında Sevim.. bugün metres hayatı yaşıyorlar, İmeğe tahammül edemiyecektim. Bir âfeti mehpeyker İle nüklelerim İtri - Pençgih beste - Hem sohbeti di 4 — İtri - Segâh ağır semai - $ — D Mahur yürük somal Üfer - Nef simi « 7 — Mustafa İzret - Segâh Doldur getir ey saki, & — Dede - Mshuf kı » Gönü! adlı bülbülüm. 9 — Sadulsb a. Hicazkâr şarkı - Hiram et gülşenâ. Çorlulu - Hlçazkâr şürk: - Aldı beni ör Tİ Şerki - Hicazkir şarkı - Göynümü eden - 12 — Vecihe - Kanan taksimi, Tuna sesi - Uzun ak yeşillendi. 16 tafa Çavuş - Hüseyni şarkı - Bir dl. beni. Okuyanlar » Küme okuyucuları. lanlar: Vecihe, R, Erer, F. Fersan, E. san. K, N. Seyhun. C. Kozan, B. Ürer, Kam - 2035 Saat, ajans, meteoroloji berleri “#iraat borsası (fiat) - 2045 (oda müzigi). Piyano: Cemal Reşid. E Orhan Borar, Viyolonsel: Rnver Kakıcı. Xi Van Beethoven » Trio (Do minör) * Konuşma - 2190 Mizik (küçük or Şer: Nesib Aşkını, - 22:20 Sant, hari vlât, kambiyo - nukmd borsası (fiat) <X Müzik (Bir solest - ve.dans plâkları) * 24 Son ajans haberleri ve yarınki pr9 SALI 17-139 1230 Müzik (küçük orkestra - gef: Askın). 1 -- A. Rubinisfei - Ke sfltinden - başlangıç. 7 — A. Rubin Kostümlü bale sültinden Napoli bal n.3 — R'a Gebhardt - Romans - TİJ sel ve orkestra için - 4 — 7. Strauss © mit - İnciler - vals - 13,00 Saat, ajan teorolaji haberleri - 1310 Müzi Grüçök kesiranın devamı. 6 — Laopold - Yeni yanın eski şarkıları, 7 — FP. Ki Tirol enlermezzosu. 8 — İtalo Axaoni - lodi. 9 — Gerhari Winkler - Kemanın şarkım - 10 — Beethoven - Skoçya ri - 13,40 - 14 Türk müziği - P) — ; Tam - 18,85 Türk müziği (fasıl heyeti * hayyer faslı) - 19,20 Saat, ajans, toji haberleri, zirant borsası (flat) * Türk müziği Omühtelif oyun b Aç kapı oyun havası, 2 — Bartın oyu“ yası, 3 — Genç Osman oyun havası, 4 nadolu-oyun havası, Ödemiş 747” 4 — Balıkesir zeybeği 7 — İzmir Kordof beği. Calanlar: 8. Yaver Ataman, SS ŞEİ, SE EE SETS BEŞLEFEE kurumu) Aceb 1 rönde yuh. $ — Suphi Ziya Hüseyni #9 Feryad ediyor bir gül, 4 — Rahmi - M yer şarkı Serapa hüsnü ansın. ter « Koman taksimi, 6 — Mustafa G Hisar pnwelir şarkı, Bu geşmimden askın havali, 7 — Hacı Arif Bey - Hies£ kü - Aman dağlar canım, 8 — Halk ©. ai - Rabi taste ne gezer. Kaynak - Nihavend şarkı - 11 — Bviç türkü - Arladım bahçene Si Okuyanlar: Muzaffer İlkar, 8. Tokay, lanlar: Vecihe, C. Kozan, R. Erer. R 2100 Konuşma (Türkiye postası) « Zi at, esbam, tahvilâz, kambiyo — nukuf sas (fint). - 2130 Müzik (radyo orkee 51 - Şef: Hasan Perid Alnar) - 1 — Beethoven: 3 firiei Leonore uvertör. 1 7» Van Bacthoven: 6 ncı senfoni famajöf toral) 20 Müzik Konuşmaları 2345 - 24 Son ajans haberleri ve program. e. (Sonu yarın) : annenden bahsedeceğim. bir şey yalvaracağım: «Başım Çi Ötesi bir hiçtir. v j Bu sabah hava biraz bulutlu idi Ben de bu * Gi gece öğrendiğim Şeylerden © Salıya bir nikâh dairesinde & imzelarını|bu sabah onlar (oda gitmemişler! 2. verecekler, Fakat Süheylâ ile benim ev-| hizmetçiler'ni yolladılar, Neclâyi # Jenmem., ne komedi!.. Bu vaziyet, bu an-| tiler. <a da, düşündükçe beni sarıyor. Oh! Oh!| Bilmem ne var? Merak ediyorü Maşallah o zaman! Süheylânın gelin gir- mek istiyeceği evin içinde bir enişte bey var ki, annes'nin... Ah Süheylâ, Süheylâ!.. kadar sevdiğine... mıyorum sanırken... Ah bu enaa mümkün olsaydı da bun «| dekiler içlerinden bilmem ne Isrt yüzüne haykırabilseydim, seni kırsay)ler, fakat ben kendi hesabıms dım, incitseydim.. ne vahşi (o bir sevinç| köpürdüm. duyacaktım! Lâkin o vakit aramızda her) OAh Süheylâyı görebilsem, onü şey bitecekti ve ihtimal bu akşamın sar-| güne gitmekten vazgeçirebilsemin. hoşluğunu bana bir daha hiç bir kadın)o zaman de kız, anasile vermiyecekti! Hayır, susacağım. Sana ne bunlardan, ne Hiç olmazsa | laşıldı: İnansam mı7. Beni, benim seni sevdiğim! kot Düşünüyorum, nıçin | li imişler. Gelin, çok iyi görüşü «sevmek» kelimesi bir kere bile duğak -|a'lenin kızı imiş: Gitmeseler ol larından çıkmadı?.. Niçin sadece acı bir | cıkmış. Fakat Naciye hanım ko itirafla kollarımın arasına düştün . Hem | pek merak edecekmiş! Ne kadar © da hiç nazlanmadan, hiç hayır demeden, | ta adammış, bu gecö zahmet henüz daha ikinci çamlık gezmemizde...| onu yoklemalı imişiz! Bilhassa 'Yoksa.. yoksa, Süheylâ?.. O hafif kır dip Nemık beye arkadaşlık saçlı ve çok yakışıklı adamdan sonra?..İmemnun kalacakmış! Kendileri Niçin bilmem, niçin seni bu kadar kıs-| purla İscanbula ineceklermiş! kanıyorum? Daha iki saat evvel kıskan-| calarını kırmazmışım! Süheylâ, hayır. yarın gene kar-| lıklı adamın başı ucunda... i * Neelâ biraz evvel geldi, mesele ç Nae'ye hanımla kızı bu gö” ide sabaha kadar bir düğüne ei Per EELSİ), ERE EEE a A BE EFEŞE ETE, İİ Neclânın anlattığı bunlar... B ki de bir gürültü kopacak. bu di”