ÇA 44 BSayfa Söğnkalgi Fi iyip geçmeyin Aksırır, aksırır, aksırırsınız 1 Bgeçer gibi olurken yeniden geri gella İçte 9 ri P Li Vakit geçirmeden grip, soğukalgınlığı ve ağrılara d karşı 'emniyetli ilâç den Almancaya tercümeye muktedir ü F j : t t j f E F *_ , lere verilir. l Biz böyle çocuklarla söyleşerek dışa- —aeya çıkarken, Saraylı hanım çocukla - okşuyor: | — Allah bağışlasın.. ne ise dava hal- — lolundu ya.. şükür! - Diyordu. ——— Şükrü babaya selfim.. — Başüstüne.. güle güle efendim.. — gene beklerim. — Bezanelerin önündeki meydan tenha g Annem: —— Arabaya binelim! vi — Fakat Şadan halam homurdandı: — — İyi amma yol çok dik değil mi?.. lem sonrya Jİkmektebin önündeki taş Mmerdivenli yokuş'.. Doğrusu benim hiç K d!]l:ı kesmez, hem dadı — da ihtiyar — Dadı Ihtiyardı amma sağlam kadındı. D da kendi fikrini büdirdi: — — Ziyanı yok, Hala hanım, çocukların - keyfini bozmıyalım. — Baktım, mesele uzayacak, ben çocuk- ırla yürüdüm. Fakat bu defa da ablam isteyiniz! Aapirin'in tesirli ve hakiki olduğunu e markası garanti eder, Satınalırken dışinda ve tabletlerin üstünde 9 markasının. bulunmasına dikkat ediniz. SÖON POSTA SELÂNİK BANKASI Tesis tarihi : 1888 e İdare Merkezi ! İSTANBUL (GALATA) Türkiyedeki Şubeleri: İSTANBUL (Galata ve Yenicami) MERSİN, ADANA Bürosu Yunanistandaki Şabeleri: SELÂNİK - ATİNA Her nevi banka muameleleri Kiralık kasalar servisi NAALNARARIDILAARLDLALIZ KAAAA AA AAA AA AA ASPİRİN alnz İstanbul İkinci İflâs Momurluğun - dan: Müflis Pamuk ve Nebatf Yağl ti masasına hazinenin kaydetti. & 75 K. ve pul cez. '? lira 44 K. hakk sa mümessilliğince te Şirke iği 23766 110 lira 80 K. ve jdaki istekler ma- edilerek veri « bulüne kâfi görü- 5 len vesaik alacağın iği gibi evvelce kaydedilmiş diğer ların tekerrüründen ibaret gö - rek kabul talebinin reddine karar rildiği İlân olunur. — (18558) Dr.. HAFIZ CEMAL (Lokman Hekim) Dahiliye mütehassısı: hergün (2 - © Divanyolu numara 104 ev le- Pozardan — maada | Dikkatinizi rica ederiz Kendinizde veya çocuklarınızda; halsizlik, kansızlık, bazımsızlık, ka- rın ağrıları, karın şişmeleri, burun ve makat kaşınması, ishal, obur- luk, başdönmesi, salya akması, sar'aya benzer sinir halleri, gece kor- kuları mu hissediyorsunuz? Bu gayritabil haller, vücudünüzde solucan bulunduğuna alâmettir. Derhal (İSMET SOLUCAN — BİSKÜVİTİ) almız. İSMET SOLUCAN BİSKÜVİTİ barsaklarda kan emerek yaşayan ve üreyen muzır hayvanların en birinci devasıdır. Büyük ve kdiçüklere itimadla verilir. Kutuların içinde kullanış tarzı yarzılıdır, okuyunuz ve çocuklarınıze senede birkaç defa ihtiyaten veriniz. Her eczanede fiatı 20 kuruştur. İSMET İSMİNE DİKKAT. SÜMER BANK Gemlik Sungipek Fabrikası Müdürlüğünden : 1 — Fabrikamıza; Lüakal üç sene bilfill büyük kuzanlarda ustalık yap- mış veya kazan teferrüatımın tamiratını yapabilecek iktidarda - Bir kazan ustası alınacaktır. Taliplerin evrakı müsbiteleriyle birlikte bizzat Fabrika Müdür- löğüne müracaatları 2 — Fabrikamıza; en az üç sene motör ve elektrik tesisatında gçalışmış ve yalmız başına temirat ve lessat yapabilecek iktidarı halz Bir montör alınacaktır. Taliplerin evrakı müsbitelerile birlikte bizzat fabrika müdür- lüğüne müracaalları. Tornacı alınacaktır. | Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğünden : Kırıkkalede istihdam edilmek Üzere tornacı alınacaktır. Fabrikalarımıza gir « mek istiyenlerder İstarbuldakilerin Zeytinburnu fabrikasma, İzmirdekilerin İzmir silâh fabrikasına vesalr yerdekilerin de Umum Müdürlüğe müracasatları, maktadır. Alâkalı bay veya bayanlardan 176 posta kutusuna « U. F. 26 » rumuzu altında, tercümei halleri, resim- lerile beraber bütün şartlarını ürkiye ŞEKER FABRİKALARI Anonim Şirketinden: Müessesemiz üçüncü parti olarak küp ve kristal ecnebi şekeri sa- t alınacaktır. Şartnamesi Bahçekapı Taşhan 42 numaradan istiyen- 12 Sonkânun 1939 Perşembe günü saat 11 e kadar teklif mek- tubları şartname esaslarına göre kabul edilecektir. Almanca Bilen Daktilo Aranıyor Garbt Anadoluda Büyük bir mücssese «Anonim Şirkete Bilhassa Türkce- Almanca muğabiıre memürü aran- makinede sür'atli yazanların bildirmeleri. ortaya bir tartılmak meselesi Naciye hanıma: — Hazır gelmişken tartilelim!, Dedi ve hep birden köşedeki sczaneye girdiler. Bunu gören çocuklar da elimi bırakarak onların arkasından dükkâna dalkdılar. Ben şimdi meydanda yalnız kalmış. bu tartılmanın sonunu — bekli - yordum, Derken yanımdan bir araba geç- ti ve eniştemin kalın sesi meydanda çın- li çıkardı. — Merhaba, eviâd! Dönüp bakınca, eniştemden evvel gö- züme ilişen, beşini arkaya çevirerek dükkânların ışığında bana sırıtan araba- €i Nikonun çehresi oldu, Enişteme gelin- ce, arabada, kendisi gibi fazla içmiş fki arkadaşının (biri Banker Ador diye an>- değil, hattâ lan bir mirasyedi, öteki Bahçekapıda bir| yayağılık akı lelonu 221098 - S10 İlân Tarifemiz 'Tek sütün santtmi ——— Birinci sahife 400 kuruş İkinci — sahife 250 » Üçüncü sahife 200 —» Dördüncü sahife 100 — » İç sahileler M ,Son sahife LA Muayyen bir müdlei zarfında faclaza mikdarda ilda yaptıracak. lar ayrıca tenzilâtli tarifemizden istifade edeceklerdir. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı bir tarife derpiş edilmiştir. Son Posta'nın ticari ilânlarına Bid işler için gu adrese müracaat edilmelidir: İlâncılık Kollektif Şirketi Kahramanzade Han Ankara caddesi lerken eniştemin ismi ile rumca bir şey söylediler. Oh, maşallah en'şiem, arabacı Niko ka- dar bir çok rum balıkcı kızlarının da ah- babı idi. Hele bu gece bu iİçki faslından sonra, köşke, ekseriya olduğu gibi pek geç geleceği muhakkaktı. Arabacı Niko ise, hiç şüphesiz, bana tekli! ettiği modelle- rinden üçünü bu akşım Maden tarafında değil, Nizam yolunda arabaya alacaktı! Bir lâhza sonra bizimkiler eczaneden hayli gürültü Ie çıktılar, Annem, zayif olduğu için: — Bir kilo kaybesmişim!. Diye söyleniyor, Naciye hanım ise bü- tün dükkâncılara ışttirecek bir sesle derd yanıyordu: — Demedim mi, ınsan Adada şişman- hyor diye... Halbuki her sabah da, o ka- dar yol, plâja yürüyerek gidib geliyo - rum. Gene de işte bir haftada iki kilo al- mışım! Artık Allah saklasın, bugünler- de ressam bey resmimi yapmağa kalkar- sa kimbilir beni ne şişinan gösterir?! Naciye hanımın resmini yapmak! işte hiç aklıma geimiyecek şey! Cevab vermeden yürüdüm. Sanki sözü- nü hiç işitmemiştim! ; Yarabbil bu kadının her efimlesinden her kelimesinden ayrı bir yordu. Öyle (ken nasıl ol - eeza deposu sahibi) arasında önüne doğ- | muştu da o ince ve güzel kız, o sarışın ru sarkarak bir taraftan bana kolunu gah | Süheylâ bu anadan dünyaya gelmişti? hyor, bir taraftan da araba uzaklaşırkan| Bu düşfince ile Süheylâya döndüm. | yeni bir tebeasülmle mukabele etti. Son-|Bizli eller, çukur, Xapkaranlık boşlukta baykırıyordu: —Ne var, ne yok? Evdekilere zelâmi |ile mi bilemem, hemen hemen omuz ba- |ti Kız, bir tesadüf eseri mi, yoksa bir arzu 'Tuhaf şeyi! bana ne sörüyordu? ne var- | şımda yürüyordu. Ona ilk defa olarak bu sa kendisinde vardı! kadar yakın gelmiştim. Bir Jâhza, sıcak Bu anda karşıdan Iki rüm kızı gülüşe- | ve çiçek kokulu nefesin! yüzümde hime- rek geliyorlardı. Arabaya bakmaktan be-|der gtbi oldum ve hafif rüzgürla savru - ni göremediler ve tam yanımdan geçer-|lan yumuşak bir saç buklesi alnıma do- : EFundan başka: — 15.900, lerle - (20.030 ve 10.090) liralik Yeni meyiniz. Siz de piyangonun girmiş — olursunuz... HALK OPERETİ Bu akgam saat 9 da RAHMET EFENDİ Salı güşü akşamı büyük #peret ÜÇ YILDIZ Cumartesi ve Puazar matine Sest 15 de ri durdum, o da dur. içimin bütün sızısı, bütün heyecanı ile onun iri menekşe gözlerinin ne baktım. Kız, ihtima! anasından ge- çen bur sevkitabil, bir tecrübe ve şuhluk- la, kimseye sezdirmeden başını bana doğ- ru eğdi ve son dükkânın ışığında baygin bir gülümseyişle ruhumu aydınlattı. O anda, Naciye hanımı da, Namık beyi de unutmuştum. O anda kızin ne anası ne babası hayalimde kalmşli. Yalnız iki menekşe gözün baygınlığı ve kızıl nemli ufacık, :ncecik dudakların konca gülüm- teyişi... Bizimkiler önden yürüyorlardı. Biz de Süheylâ ile yanyana iki adım yürüyünce ışıklan karanlığa peçmiştik. Yavaşca eli- mi uzatarak öonün yavru elini avuclarıma aldım ve bir ipek yumağı ürselercesine bu yumüşak, bu ufacık eli avuclarımda iştıyakla, hırsla sıktım. O, hiç sesini çıkarmadan bir lâhza oli- ni elimin içine bıraktı, sanru gene hiç bir şey demeden yavaşca çekti. O zaman, sön dela yüzüne bakınca, yarı karanlıkta, gözlerini derin bir hazla süzülmüş gör. düm. O haz benim de :çimi eritmişti.: Bonsuz bir sevinç uçuyor sanıyordum. Baygın bir sesle fısıldadım: — Ne güzelsiniz! Süheylâ bu sözüme, ctnıma can katan ra, benden evvel koşup öndekilere yetliş- Artık hiç şüphem kalmamıştı, kalbimi bir aynada gibi görmüştüm: Süheylâyı seviyordum. VEn Satondaki saat geceyi çınlatarak çaldı. 2NDN NMN AAIADKAAANİARANAMANI KOKD Türk Hava Kurumu BUYUR FİYANGOSÜ — Büyük ikramiye: 50.000 Liradır... 120)), tertibden bir bilet alarak iştirak etmeyi mes'üd ve içinde kandtmi — kanadlanmış | SiZİi| <BSt NN 10.0)) liralık led mükâfat varldır... ihmal et- bahtiyarları arasına ikramiye- iki ?ıııuıımııımnumıuııu ııııunııııııııııııııııuııımııııııııııuıııııurıııumılf_-r'f ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSU Teksimda bu gün 16 da mütine yese Zi de Bir Donanma Gecesi Vodvil 3 e Yakında: hâdiscel böyük bir tenesil İnsan Mâbut Evde kerkes derin uykuca., bu çınlayış yalnız benim ıçin.. bana, hayatımın bir dönüm noktasını hâber veriyor. Bu nok- İtadan kimi ikbale gider, kimi darağacına., kimi yatağında sessizce, kimi hastalıktan kıvrana kıvrana ölüme... Ancak ne mes- uddur o kimseler ki böyle şüpheli ve ka- ranlık bir dört yol ağzında vakitsiz sen- delemeden ölüm geçidini atlarlar ve bu hızla en büyük ikbal olan aşkın kucağına atılırlar. Ah, ber: acaba c bahtiyarlardan mıyım? Sükeylâyı düşündükce eridiğimi, bitti. #ğimi hissediyorum. Süheylâyı düşündük- ©e ve onün © aarışın saç büklelerile çer. çeveli beyaz ve masum yüzünü gözleri- min önüne getirdikce Hayvalimden bile onu kıskanıyorum. Kıskançlık!.. 'Ne garib his!., Daha val. niz avucumda olini biraz fazlaca sıktığım, yalnız kulağına «Ne güzelsiniz!» diye fısıldadığım bir kıza karşı kıskançlık!... |Yoksa ben, bir günde, askın fİk merhale- sinden şon durağına mı atl;yorum? Dişarıda, durgun ve sıcak bir yaz ge « cesinde, çamların karenlığı, çamların 1s- ği ve Ölgün bir nefes gibi esen rüz- güre ses vermiyen dilsizliği var! Derin - den derine, yalnız, ağustosböceklerinin geceyi yırtan muttarit ve uzun cırıltışı.. sonu gelmez acayib bir müusikl! Sanki döne döne açılan gök kumaşlarını yırtı- yorlar. Şadan halamın perileri, sisten ve dumandan harmaniyelerin! belli bu par- çalarla süsleyip dantelleyorlar. Bana ge- nce, bu sürekli yırtılığtar. andece sin!r- Tentyorum, (Arkan var)