Köyde tcari İstihsal Yazan: Muhittin Birgen nkılâbın heyecan ve kahramanlık deve rinde devlet, rülbesini — «efendiliğe> çıkarmış olduğu köylüye dönüp anu ne zaman fazla istihsale teşvik etmişse, söy- lediği sözler, dalma edebiyata ve göster- diği yardımlar da, tarlayı yalnız kitabda en memüur, Ziraatçi uns a rine münhasır kalmıştı. Köylü, devlet dille yapılan & debiyata kulak bile vermedi. Çünkü tar- İm. edebiyat denilen şeye lâkayıddır. Ti- carf istihsal yapmak ıçın, k.tab mütehas- sısları tarafından tavsıye edilen traktör gibi. hasad makineleri gibi ziraat alet- lerine gelince, bunları tecrübe edenler olmadı değil; fakat, bunların da hepsi if lâs etti. Kâh tabiatten, kâh piyasadan, küh makineden, tâh muhtekirden ve hat- tâ' kâh Ziraat Bankasımcan birer türlü tokat yemiş ve uzun seneler arasında bütün ümidlerinin korı!dığımı görmüş ©- Jan köylü de, nihayet, gene asırlar ara- sında sürükleyip götürdüğü istihsal iti- yadları içine kapanıp kalmıştı. Bu, istihsal itiyadını şöyle ifade ede- biliriz: Köylü kendisi için lâzım — olan miktarda mahsul yapmaya çalışır ve bu- nu biraz geniş tutarak, kendi fhtiyacın- dan fazlasını satar. Bunun için, üzüm, incir, tütün, fındık ve bakİe gibi, öteden- beri ihracat için yapılan birkaç istihsal nevi müstesna, toprak mehsulleri istih- sal bakımından bir türlü ileriye gideme- di; ne kalite bakımından gözle görülü bir salâh, ne de miktal ç kunur bir ilerleme... Halbuki, nin hariçten ithal edeceği metı » daha doğrusu medeniyet vamtaları -| için bilmukabele barce göndermeğe mecbur olduğu kıymeti, daha uzun bir| zaman, biz ancak toprak mahsullerile ek de edebiliriz. Şu halde, Türkiye topraklarının ticari istihsal yapmaya salıh bır işletme rejimi ltına alınması, Türkiyenin ileri gilmesi görmüş olan teknis bunları muntazaman ihreç ed— memleket olsaydı, Türkiyenin keri müdafaası ve gerek s'nal kalkınması için hariçten kredıler tedarikine hiç te muhtaç kalmazdık. Bumu yapamadığımız içindir ki İngiltereden ve Almanyadan mali kredileri ah mecbur olduk. De- mek oluyor ki Türkiye ziraf istih ticarf bir istihsal şeklinde süratle yük seltemezse ilerleme yozunda devam için ya hariçten yeni krediler veya istikrazlar tedarıkine muhtaç olacak, yahud smal ve medeni kalkınma p'lânımı, hiç değilse, yavaşlatmak zaruretinde kalacaktır. Ya- waşlatmak ise bizim — için durmak de- mektir. * İnkılâbın epik devri geçti. Şimdi, elde tecrübeler var; tecrübelerimizin arkasın- da bizim hareket imkân kuv- vetler'ni teşkil eden vasıtalarımız dürü- yor. Devlet, tecrübesi ve vasıtaları ge- nişlemiş milli bir teşekkül oldu. Bunla- rın neticesi olarak görüyoruz ki, Celül Bayar, köy Zalkınması işini devletin ar- tık en büyük bir vazife olarak ele aldığı- ni haber vermek üzere, ziraat kongre- Binde söz aldığı zaman, olgun bir devlet adamı, tecrübeli bir iktisadeı ve yapaca- Bı işleri bilen bir insan gibi, salâhiyet ve kat'iyetle — konuşabi r. — Karşısındaki çiftçilere, onlarla karışık bir halde otu- ran münevverler sımfı mensublarına ve nihayet bütün memlekete hitab ederken artık edebiyata müracaat etmiyor. Bu işte devlete düşen vaz'feyi biliyor. Tar- Janın ve milli istihsalin bütün riskini köylünün yorgun omuzlarına bırakma- nn ca'z olamıyacağını, devlelin de bir takım vazifeler, mes uhyetler ve riskler alması lâzım ge'kiğ tir. Ayni zamanda bu kalkınma işin? nasıl bil nivelâ ile yapacağı ve bir mar hangi istinad sına di ımızın Başvekil, şimdi çok iyi biliyor. Pek ya- | kında hareket başlıyacaktır. ması Vâzr şeyleri hazırlam Köy d |sına girerek, ameliyat masası *|yağılmıştar. Tecrübeli | iİktısad kumandanı, bu iş için hazırlan-| SON POSTA İztırab ümidin katilidir.. Her ıztırab, gıdasını ümidden alan bir meseleye ben- zer. masın. Yaralanınca hastaneye Koşan akıllı kuş Resmini — gör - düğünüz ağaçka - kan kuşu, orman- da bir avcının kurşunile yara - lanmış, fakat kö - peğinin — kurbamı olmamış, — yaralı yaralı uçarak — bir hastaneye varmış, doğru amı Herguîı bir fıkra Yüzde yüz faiz Muharrir arkadaşımız — Kadircan aflıdan dir batekeı on Hra borç iste- mişti, Kadircan Kafhı: — Sana on Hira veririm amma, fa- izle veririm! Dedi, Batakeş kahul etti: -- Hayhay faiz de veririm, — Şunu da söliyeyim ki, yüzde on- la, yüzde yirmi tle vermem. Yüzde yüz faiz isterim. — Kabul ediyorum, on lirayı ver. — Öyle ise on Hrayı verdim, feizi de aldım farzediyorum. Çünkü âdetim daima faizi peşin almaktır, Kuş şimdi Londra hayvanat bahçe - sinde bulunmakta ve tedavi görmekte dir. Sahrada 6000 senelik bir mezâr bulundu N aa llli aai Holenda veliahdının Genç İngiliz erkeoluğlarından Emery, Sahra çölünün 10 metre derin - » ikinci Fir'avun zamanına aid r keşfetmiştir. Bu mezarda, bü- Bu | bekeği kukületalı en 6000 sene geçmiş a ıı. bozulmamış ve içinde balık, et, av eti ve pasta olduğu anlaşılan yiyecekler du- ran bir sini de bulunmuştur. Asılzadenin mumyasının bulunduğu sanduka parça -| ». lanmıştır. Diğer eşya olduğu gibi kalmış sikünündü. Gir far. Mezarın bitişiğindeki odalarda, şa -| yaşına basacak , rab damacanaları, ve ıtır şişeleri görül- | tır. Bebeğin sıh - müştür. bati — yerindedir. ŞECE GA 5 İ bir. kızdır. kollarını sıvayıp işe girişmeğe karar vere | p yi — Sdiden SUU İtürlü türlü mas » karalıklar yapmı- bir. istihsar| — v A lr. Annesine ne kadar 'Tü ENİR SA _"..-ı zediğini farkediyor musunuz? e giriştiği £ -| yavaş ge Bu nokteda hayale ka- pılmamak ve küçük köylünün devlete Toprak istihsalini ticari şekline sokmak teşebbüsü, şimdiye kadar bu yolda h: davaların - tereddüdsüz 5i en büyüğüdür. Bunun muv için birçok şeylerin yapılm . Her şeyden evvel Je zamana ihtiyaç var- |türmeği düşünmek icab eder. Fakat, bu- dır. Toprağın küçük ve büyük Köylü | gün küyde münevver insonlar da var. arasında — tevezzüü — ve — umumiyetle | Bilhassa Garbi, Cenubi, Şimali Anadolü- toprak mülkiyetinin fstikrarı gibi huku-|da bu unsur çok kuvvetildir. Eğer bun- ki meselelerden tutunuz da kredi, mali- |Jar, hükümetin köylü kütlesile kolay an- ye, teknik, piyasa, Kalite, tavassut teşki- (lJaşmasına yardım edecek olurlarsa dev- âtı, nakil sıstem ve ücretleri gibi mese- |letin işi kolaylaşır. lelere varıncıya kadar ker neviden birçok | Şu halde, bu çok büyük davanın mu- meselelerin hallini istiyen bu —davada, kiyetle halledilebilmesi için devle- şimdı tecrübeli ve bilgili devletin müte- rfedeceği emek derecesinde bir ge çok lecektir. İcabında acıya katlan, fakat dikkat et meyale gıaasız kal- Walter| Krze bir yaşına basıyor| İtim kalmadı! demiş ve beş saat sonra, mı beklemeyip devleti ona gö- |. .P(m“m) Birincikânun 30 İngilterede saatte 300 Şoson satıldı saatte 300 çift şoson satmışlardır. İngiltereye 3000 köylü Macar hizmetçi getirildi Londrada çalışan Alman — hizmetçi kızlarının işlerini terketmesi — üzerine Macaristandan 3000 köy tilm ları kullanan ev sahibleri bilmemektedirler. Memleketlerinde tereyağı, y kaymak, zerzevat, tavuk, - pil kümes hayvanları su fiatına o! dan, çalıştıkları evlerde, bu gibi g ları bol bol kullanmakta veya hizmet- cisinin iki misli kadar yemek yemekte- girler. Serâzad ruhlu oluşları da, baskı al - tında bulunmaya takammül etmeme - lerine sebebiyet vermektedir. de Macarca Evlendikleri kilisenin avlu- suna gömülen karı koca Amerikada, Nevy seksen üç yaşınnaki karısı —da bunun Üzerine: — Artık benim bayatta bir kıyme - evlendiklerinin 62 inci yıldönümünde Ömürlerinde b' kere olsun kavga likleti kilisenin avlısımda Kkazılan bir mezara ikisi birden gömülmüşler - dir. Bir milyoner kızı bir aşçı yamağına gönül verdi! Avustralyalı bir milyonerin kızı o - lan 18 yaşlarında bir genç kız, babası- madi suretle çalışmak üzere sağlam te- ret te, küçük ve biihassa büyük v melli bir teşkilât vücude getirmek üzere |nevver küylü tarafından sarfedilmek icab bulunduğunu görüyoruz. Bu davanın ko-|eder. Bunu memleketin çok iyi bilmesi, lay halledilmesi, yahud sisbeten kısa ve- |çok iyi anlaması lözumdır. Bilenlerin ve ya uzun bir zamanda halledilmesi işi, (anlıyanların bilmiyen ve anlamıyanlara köylünün bu meselede hükümetin faall-'bu hazikati mütemadiyen izah etmelgri İyetimi az veya çok kolaviaştırması ile alâ- 'milli bir farzdır. Biz, kendi hesabımıza kadardir. Çok ezilmiş olen Türk köylüsü, zifeyi yapıyoruz ve devlet bu işle- devletin bu gibi işlerdeki âhiyetine |re € faaliyetini İçok şüphe ile bakmaya alısmış olduğu na da dikk fiçin. bilhassa küçük köyl yardımı hi İSTER || — Dün akşam matbaada gazetenin kü'tür yıp getiren bir arkadaş —. Talebenin kahvehanelere gitme'leri yasak söyleniyordu. | kadar olanlara ve: İkinci bir arkadaş şu cevabn — Doğrudur, fakat geti İSTER bu va İNAN İSTER Tine (lişen tal İNAN, ISTER tak, kâh piyasacı, kâh tek rak ve kâh atölye sahibi olarak, bizzat nn bütün servetini teperek canından fazla sevdiği bir ahçı yamağı ile ev - lenmeğe karar vermiştir. Babası, bü - yorkta seksen dört| yaşlarında olan bir adam ecelile ölmüş, | a aa Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Pazar gününden itiba- ren mektebli sporcular klüplerden çekilecekler (Baş tarafı 1 inci seyfada) Beden Tenbiyesi Umum — Müdürlüğü bölgeler vamıtasile spor klüplerine göne derdiği tamimde, ilk, orta, lise, meslel mektebleri talebelerinin ve yüksek taha sil gençlerinin spor' klüplerine kabulles rine kat'i surette imkân bulunmadı. ve şimdiye kadar tescil edilmiş bulunanı lar varsa bunların da yılbaşından itibae ren faal alâkalarının klüplerle derhal kes silmesini emreylemektedir. Bundan böye le klüplere kabulleri için müracast edee cek olan ordu mensublarının Genel Küre may kanlığından ziacakiarı vesikalaW rını göstermek suretile tescil in yapla Tabileceği ayni tamimde zikrolunmaktâar dır. Verilen bu karara göre senelerdenberli klüplerinin renklerini müdafaa eden birf çok sporcular resmi ve temsili müsabar kalardan hariç tutulacaklar, yalnız meke tebler arasında yapılacak spor hareketi lerine iştirak edebileceklerdir. Azasının büyük bir ekseriyeti talebâ olan klüplerden Galatasaray, İstanbul- spor, Fener Yılmaz, Hilâ! klüpleri futx boldan başka birçok spör şubelerini kât pıyacaklardır. Fenerbahçe, Beşiktaş, Süleymaniyü€ Beykoz, Vefa gibi maruf kiüplerimiz d€ bu kararla büyük bir sarsıntı geçirmif olacaklardır. Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğünüt ği apıla -İlerle karşılaşacağız. Son zamanlarda ba: memnimiyetini mücib ol lar şampiyonası da bu c şmiş bulunmal Meb'us namzedleri ilân edildi (Buş tarafı 1 inci sayfada) demin ölümleri üzerine boşalan — Bpld İsaylavlığına Londra büyük elçisi Fethi Okyar, Çankırı saylavlığına — muharrifi Hüseyfn Cahld Yalçın, Elâzığ saylavlığı" na Ziraf ikt:sad mütehassısı Şükrü KSf saboğlu, Kayseri saylavlığına eski Deniit yolları Umum Müdürü Sadeddin Serlmik |Samsun saylavlığına emekli amiral FaBf ri Engin, Bursa saylavlığına emekli Kof general Naci Tınaz, Antalya saylavlığıni Ziraat Bankası Umum Müdür müa Cezmi Erçin, Burdur saylavlığına Cümt hurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan RıZif Soyak, İzmir saylavlığına Devlet Şüraffi reisi Reşad Mimaroğlu, Siird saylavlığ na Ziraat Vekâleti Müsteşarı Naki Bel” Muğla saylavlığına İktsad Vekâlet üsteşarı Sadullah Güney, ASf na Nafıa Vekâleti Müstt şarı Arif Baytın, İstanbul saylavlığınif emekli General Kâzım Karabekir Geli* başkurca Parti namzedi olarak onaylalA ftır. Sayın seçicilere bildirir ve flân ederifit C. H. P. Genel Başkan Ve tün gayretlerine rağmen kızmı bu ka- rarından döndürememiştir. Genç kız, yaz tatillerini geçirdiği çiftlikte bu ahçı yamağına raslamış, birlikte at gezintileri yapmış, onun da ığuşikiden hoşlandığımı görünce se - vinci bir kat daha artmış, sevgilisine kı bağlanmıştır. İNANMA! kakerlerini topla- | üç sene evvel verilmişti. O zaman kültür işlerine ben bakı- m yazmıştım, hattâ kahvehaneleri dolaşıp eleri çıkarmak vaz fesinin maarifle alâ- idiğini Ükve etmiştim, dahası var, bu ha- : ber © zaman bizira İster yan, İster inanma sütunu muhar- diğin haber yeni değil, bu karar | ririnin kulağına gitmiş, onun sütununa da girmişti.. İNANMAIL Başvekil $ Celâl Bayar F Rumi sens ZEr B LA? FEFİ $ z D FEPEE Fo FŞ #£ —e EÇİZ: ÇE ©& li F V ” İAf #Pdr