BSON POSTA Deniz Ş;aytanı l 'Türkçeye çevireni BL Büreyya Dümen Fırtınaya uğramış bir gemi! — Öp babanın elini!, Hani bu Pass bf Balmaha gemisinin uğurlu bir gemi olduğunu söylüyorlardı ya? Şimdi, eğer talihiniz yoksa gidip a - ramalı ve bulmalısınız! Bütün yapa - gağınız şey, yapılar şeyin nasıl yapıla- cağını bilmektir. Bu takdirde denizde Veya herhangi bir yerde muvaffakiyet Bizin içindir. Binaenaleyh Lloyd'in ceridesini şöy- Te bir kenara bırakalım.. ve hayat ce - ridesini ele alarak bizim (Deniz karta- H)na' bir isim bulalım.. Buldum: Bu * isim kalbimin kızınır! adı - olmalıdır. Eminim ki o bize talih getirecektir. Bi- naenaleyh son boyadığımız Carmoe adını da silerek yeni bir isim yazalım nişanlım İrmanın ismini. Hayatta bulduğum güzelliklerin en goğu bu isimde temerküz etmiş bulu - nuyordu. Hayatımın en buhranlı gün- lJerinde yolumun üzerine çıkan garib güzellikleri sembolize eden bir isimdi. O, bana, Avustralyaya giden mahud Rus gemisinde bayağı ve sefil bir ka - Mmarot olarak yaptığım ilk deniz sefe- rimdenberi yıllar ve yıllarca uzayıp gelen hariri bir ibrişim gibi görünü - yordu. | Muhakkak ki Lloyd ceridesinde İrma| adı tescil edilmiş değildi, halbuki her- hangi bir İngiliz zabitinin yapacağı ilk iş böyle bir Jisteye müracaat etmek ve bu ismi aramak olacaktı ve o vakit de bizim hilemiz meydana çıkmış bulu - pacaktı. Bununla beraber içimde mev- cud bir hissi kab'elvuku bana bu İsim altında muvaffakiyete ulaşacağımızı Ihtar ediyordu. Evrakımız üzerinde - isim değiştir- mek için - tekmr kimvevi madde ve mürekkeb kullandık. Fakat felâket!..| Kiğıdlar üzerinde iki defa kimyevi madde tatbik etmek çok gelmişti, mü- yekkeb yayılıyordu. Bu hal ile İngiliz- leri budala telâkki etmeğe kalkışırsak Asıl budala ve ahmak bizler olacaktık. Bilmem ki uğur bunun neresinde idi? Beht ve talih Hep aleyhimize inkişaf eder gibi görünüyordu. Maamafih bu teşebbüsten vaz geç - mek için içimde zerre kadar bir arzu fduymuyordum. Bi'naenaleyh bu son iş de arru ettiğimiz gibi kolaylıkla olma- yınca gemi marangozunu çağırdım ve: — Gel bakalım Chips, dedim, seni Şimdi günün am!rab yapmak istiyorum. Baltanı al ve bütün şu lombarları, lum- buzları, camları kır, ezi. Zavallı Chips! Zannetmişti ki ben aklımı oynatmıştım! Bununla beraber emre itaat etmiş ve gösterdiğim yerle- ri kırıp dökmeğle koyulmuştu. — Porson' diye haykırdım, yarım dü- züne adam, kova kova deniz suyu dö- kerek buralarını adetâ suya boğacak - lar! Ve şimdi su, adeta bütün gemiyi is- tila etmiş, zabitan kamaralarındaki çekmeceleri, dolabları, benim Norveç kütüphanesini, her şeyi berbad eyle - mişti. Bu esnada bütün gemi evrakını birer birer alarak her sayfayı ıslak sün- ger kâğıdı arasına koyuyor, bu veçhile yelnız İrma ismi değil, fakat bütün kayıdların mürekkebinin yayılmış bu- lunmasını temin ediyordum. Hattâ ge- minin jurnalini de bir kova içine daldı- rarak bir müddet böylece tutmuştum. Ondan sonra tekrar marangozu ça « Bırarak: — Chips, dedim, haydi kırıp dök - tüklerini tamir et bakalım! Her şeyi tekrar çivile!. Eh artık gemimize bir İngiliz ayak basarsa: — Aman yarabbi! diyecekti, müdhiş bir fırtına geçirmiş olmalısınız kap - tan.. bu hal ne? Ve o vakit homurdanarak cevab ve- gecektim: — Evet... Aman Allah.. ne esişdi ol ıslanmadık hiç bir şeyimiz kalmadı.. hattâ evrakımız bile! İki gün sonra cenubu garbt iİstika - metinden rüzgâr esmeğe — başlamıştı. Hareket ânı hülül etmiş demekti. Pro- z vasının her İki tarafında İrma adı ya- zılı bir yelken gemisile akına gitmek!.. Eh.. bu, hakikaten bir avantüre atıl - maktan ziyade bir rüyaya, bir hayale benzemiyor mu idi? Bu çıkış, bana san- ki hayatımın bütün hâdiselerini bu en çok şerefli noktaya — yakınlaştırmakta Eibi geliyordu. 'Yüz yetmiş kadem — uzunluğundaki direklerini gıcırdatıyor, dokuz bin ka- dem murabbamdaki! yelkenlerimiz, rüz gâr önünde, şişiyordu. Şimdi pupa yelken şimale doğru sey- rediyorduk! XTT BİR BORA İLE İNGİLİZ ABLUKA HA'TTI GEÇİLİYOR Yelkenler şişmişti, motör malüm ve muttarid gürültüler husule getirerek çalışıyor, gemimiz dalgaları yararak ve arkasında köpükten — bir iz bırakarak ilerliyor.. Baş zamanlarımızı, güverte- de, İngiliz abluka hattından geçerken oynayacağımız relün provasına tahsis ediyoruz. Bizim çocuklar beni sorguya çekmekte müstesna bir zevk duyuyor - lar. Bunlardan İngiliz taharri zabiti ro- lünü yapan bisi soruyor: — E.. Kaptan, diyor, gemimizin adı nedir? — Gemimin adı eİrma» dır.. hani şi- mal denizinde görülen tam armalı ge - miler kadar güzel bir gemi... — Erkek ve kız kardeşleriniz var mı kaptan? — Oa yes.. Bir çok!.. Olga.Ingabog, scar ki bunlar Hatfjelddalen'de otu - - S m a ma © wu SOLDAN SAĞA: 1 — Taramak masdarından mazli şuhudi müfred üçüncü şahıs. 2 — Yemek arasında yenilen. $ — Pişmiş yemek - Yapı - Dahi 6 — Bir «Ki 1 olsaydı kadınlar gözlerine gekerlerdi - Vücuddan çıkan mayi. 5 — Birdenbire - Valide. 6 — Masdar lâhikası - Sonunda bir «E> olsaydı leke. 1 — İsyan eden - Çok büyük. 8 — Pişmemiş - Coşan - Sonunda bir İ olsaydı büyük cüsseli olurdu. 9 — Vüdetmem. 10 — Hep uyurum. 'YUKARDAN AŞAĞI: 1 — İzkambi! kâğıdlarınm dört cinsinden biri 2 — Büyük bir muharrir. $ — İskambilde birli - Sinemadaki meş - hur fare - Kamer, 4 — Allah - Etrafı su ile çevrili kara par- Çası $ — Yüksek - Tahmin. 6 — Erkek - Görleri görmiyen. 1 — Ced - Şöhret. 8 — Dahi - Ercümend Ekremin soyadı - Nefi Jâhikası, © — Göyleneli. 10 — Esmer zayıf. 12846566017 8010 rurlar.. Dagmar ve Christian benim gi- bi gemicidirler, Lars İngiliz Kolompia- sımda balık işi yapar, Gustaf ve Tor Av merikanın bilmem neresinde kereste işlerile meşgul olurlar.. Eric adında bir biraderim daha var amma nerede ol - duğunu bilmiyoruz, izini kaybettik.. Dar Noördersue kanalını — geçmeğe çalışırken bir kum bankına bindirmiş- tik. Gemimiz bu bindiriş üzerine gıcır- dadı, direkler titreşti. Bununla bera -|. ber bankta çok kelınmadı. Baat onda Horns rifi geçildi ve Da - nimarka sahili boyunca seyre devam e- dildi. Saat sekizde Skagerrak'a ulaşa- cağımızı ve ondan sonra garba döne - rek bu suretle düşmana İskandinavya limanlarının birinden geldiğimiz hissi- ni vermeği ümlid ediyorduk. — Ortalık ışımazdan biraz evvel, cenubuü garbi - den esen rüzefr, istikametini tebdil et- miş ve şimalden esmeğe başlamış bu - Junuyordu. 'Tam karşımızdan esen bu sert rüz - gürla arzu ettiğimiz ilerleyişi yapamı- yorduk. Sağfımızda — Ringjöbing ve Thsted sahillerinin kayalık ve fyordları ve rifleri imtidad ediyordu. İskelemizde ise İngiliz torpil tarlaları mevcuddu. Bir Danimarka limanma iltica edemez- dik, bu takdirde silâhlarımızdan tecrid edilmek korkusu vardı. Binaenaleyh ya geri dönecektik ve- yahud mukadderatımızı telihe havale edip torpil tarlalarını katetmek tehli - kesini göze alacaktık. Bir mayn tarla - sından geçmek daima imkânı olmıyan bir şey değildir. (Arkası var) Bir doktorun gllnllâ notlarından “Soğuğa karşı Mukavemet Kış ârtık tamamen geldi. Pek yakın günlerde kışın şiddetleneceğine alâmet - ler çok, Kışin tesiratına karşı — vücudü mükavemete alıştırmak lâzımdır. Soğuğa mukavemete yazdan başlamalıdır. Deniz İrarla talebeler bir Kânunusaniden itibâ- banyoları, duşlar evvelâ tatbik edilecek bir usuldür. Gitgide lık yapılan duşlar soğuk duşa İnkılâp edince ve buna her- gün devam etmek Üzere alışılınca artık soğuklanı korkmaya sebeb kalmaz, Kişin bir çoklarımızın çok çamaşır giydikleri - ni görüyorum. Üstüste fanilâtar, gömlek- ler, yün kazaklar giyenler var. Ben bu- nu beden hıfzsıhhası e kabili tevhlâ görmüyorum. İç çamaşırlarımız mümkün mertebe az olmalıdır. İnce bir yün fa - nilâ kısa kollu olmak şartile kâfidir, O - nun Üzerine tabil gömlek — giyilecektir. Bonra da elbise, bu kadarı kâfidir. Fakat elbiselerimiz esaslı yünden ve sağlam ol- malı ve paltomuz da kalın olmalıdır. Bu güretle dahilen çıplak ve fakât harlcen de iyice giyinmiş olmalıyız. Sıcak bir ye- re girdiğiniz Yaman veyahıd sicak bir yerden çıktığımız zaman pallomuzu çı - katır ve tokrar giyeriz. İçimiz tıklım tık- hm dolü olurma anları tebdil etmeğe im- kân yoktur. Ve böyle bir çokları vardır ki 'bu kadar kat kat giyindikler! halde gene soğuk alıyorlar ve buna kendileri de hay Tet etmektedirler. Soğuğa karşı muka - vemet çarelerinden birisi de iyi ve mü- kemmel ayakkabılara malik olmak me - selesidir. Bu bahse tekrar geleceğiz. Cevab irleyen — okuyacularımızın — porta pulu yelınmanlarımı riea ederiz. Aksi tak- dirde Hetekderi mukabelesiz kalabilir, Toplantılar : Beyoğlu Halkevinde koro dersleri Beyoğlu Halkcvinde verilmekte olan koro ve solfej derslerine 1 İkincikânunda başla- Bükreş muhteliti dün Galatasarayı 2-0 yendi Oyun Taksimde bir çamur deryası içinde oynandı. Rumenler ikinci devrede gol atamadılar ARDEE ÖT SA YK AÇT Sr LT Y YA #a ar * *A SPBĞA e 7 Galatasaraylı Necdet Rumen kale sinde bir gol fırsatı kaçırırken Ankarada galib gelen ve Fenerbahçe ile 2-2 berabere kalan Romanya muhte- litl dün Talöeende Gaimfasarayla üçüncü ve san maçını yaptı. I Taksim stadı mümkün olduğu kadar| çamurla örtülü. Sahada mühtelif su yol- ları, kale önü ve civarlarında küçük küe çük gölcükler.. Bir hafta sonra At'nada Yunan milli takımile karşılaşacak — olan Romanya muhteliti (ayni zamanda millf takımdır) işte böyle bir sahada maç yapmak talih- sizliği içinde bata çıka aynadı. Galatasarayın dün yaptığı maç hem şe- refli ve hem tarihi bir oyundu. Seneler ce Galatasaray renkleri için çırpınan Ga- latasaraylılar otuz beş senelik klüpleri için son maçı yaptıklarını bilselerdi, bel- ki galib gelirlerdi, kim bilir belki de bu Ayrılıktan cuyacakları teessür dolayısile daha bol gol yiyebilirlerdi. Beden ter- biyesi umum müdürlüğünün verdiği kâ- ren klüplerle olan alâkalarını kesecek- lerdi. Ben bu hava içinde üzüntülü, çocuklar haklarında verilen karardan bihaber 0- yuna başlandı. Tabiat yerdeki çamur ve su ile örtülü sahanın bu halini kâf: görmemiş olacak ki yağmur sicim gibi, rüzgâr alabildiğine esiyor. Hakikaten ördek avı havası.. Romanyalılar son maçlarını kazanmak kaygısile tüzgârla beraber kurşun gibi Galatasaray kalesine aktılar. Sağda ve solda bir ölüm tehlikesi gibi dolaşan top dokuzuncu dakikada belirsiz bir şütle Galatasaray kalesine girdi. Oyunda Romanyalılar mahsüs bir şe- kilde hâkim. Galatasaray tamamile mü- dafaada.. Musadan Bülende kadar uza- nan top Romanya kalesinde. Bülend ye- rinde bir ıska yüzünden beraberliği ka- çırdı. Uzun ve süratli koşan Bülend birkaç dakika sonra ikinci bir fırsat elde etti. Sol ile vurulacak topa sağla dokundü. Kale ve önü bomboş. Top bu vuruşla ka- leyi bulmadı. Oyunun yirmi ikinci dakikası, Sağ ta- rafta Romanyalılar Jehine bir tac. Mer. kezden, sola geçen top ikinci defa kimse sezmeden Galatasaray kalesine girdi. Gü- latasaray iyi oynuyor, buns rağmen dev- reyi 2-0 mağlüb bitirdi. İkinci devrede Romanyalılar on yedi kişilik kadrolarını Yunsnistan maçları- na idman olsun diye hepsini soydukları için bir hayli değişik bir şekilde çıktılar. Galatasarey müdafaada Turanın yerine Osmanı aldı. Osman çok hatalar yaptığı için tekrar Turan sahaya girdi. Galatasaray rüzgürla beraber, iyi ve canlı hücum yapıyor. Sayı çıkaramamak nacaktır. Dersler pazartesi ve perşembe gün- hastalığının başı, lüzumsuz, yersiz ve za- leridir. manasız dripling. Beşiktaş Halkevinde lisan dersleri Kuru havada hile iç sıkan bu fena tarz, .ııııııuı Halkevi lisan kursunda pazarte-| çamurlu ve bolca sulu bır sahada tutar » =—— günleri İransızca dersleri| mı? Elbette tutmaz. Nitekim tutmadı. başlamıştır. Galatasaray müdafaası oyunun yarı sa- Gölhane müsamereleri basihda dizilmiş. Romanyalılar geri mile Gülhane müsamerelerinin birincisi 30-12-938| İSfaaya çekildiler. Zamanmda topu ayak. Cuma günü aat 1730 da Gülhane konfe -| İârından çıkarmıyan Galatasaray hücum Tacs salonunda yapılacaktır. hattı, ot güzel fırsatları sırasında kendi Dünkü maçtan heyecanlı bir safha arkadaşlarına bile çalım yapmak garetilt heder ediyor, Necdetin bir hücumuna &ol müdafaf el ile kesti: Penaltı. Necdet gerildi. vuracak sandık, topu okşadı. Talih bu tek sayıyı bile Galatasaray? çok gördü. Oyun 2-0 lık çeklini sona kadar muht” faza etti. Gualatasarayın büyük bir hâkimiytt içinde devam ettirdiği oyun da bu şekik de sona erdi. Galatasaray: Pazil - Lütfi, 'Turan - Eİ” rem, Musa, Celâl, Necdet, Bedii, Refile Eşfak, Bülend. Hakem: Nuri Busut (İstanbulspor). Ömer Beşim Macar Seget takımı geliyor Macaristanın Seget takım: 7 ve 8 Kİ nunusanide Ankarada, 12 Kânunusan' İzmirde bir maç yapmak üzere memle” ketimize gelecektir. Takım Futbol rasyonu tarafından dave! edilmiştir. Ankara borsası Açılışe kapanış fiatları 29 - 12 - 938 .. . . Y AYA DiL WNNESİ A e BN PU YAY CU M PU