1 | Fransa Hariciye bir karış yer vermeyiz,, dedi (Baştarafı 1 inci sayjada) İeblere intikal ettirmiş ve demiştir ki: «— Bu talebler hakkında Roma se -| GÂrimiz vasıtasile İtalya hükümetinden İzahat istedik. Hükümet, yapılan nü - Mayişleri tasvib etmediğini bize bil « dirdi. Bunun üzerine, bize verilen bü te - Minatı sened ittihaz ettiğimizi Roma Makamlarına söyledik. Ş Maahaza, şunn tekrarlamak isterim ki, ne Fransız topraklarından, ne de müstemlekelerinden bir karış toprağı Göhi beşkalarına terketmiyeceğiz. Bu Yolda yapılan herhangi bir tecavüze Sİ- lâhla mukabele edeceğiz. Bone, bu son sözleri arasında bilhas- ta Tunus, Somali, Korsika, ve Nis'i fasrih etmiştir. Fransa Bahriye Nazırının beyanatı Parts, 19 (Hususf) — Bahriye Na - Zırı Kampenki bugün gazetecilere be - Yanatta bulunarak, önümüzdeki — 939 Senesinde mecmuu: 340 bin ton tutan 130 parça muhtelif tipte harb gemi - Teri inşa edileceğini söylemiştir. Bu gemiler arasında dört tane 35 bin tonluk saffı harb gemisi, iki tane 18 bin tonluk tayyare gemisi, kruvazörler, Muhribler ve denizaltı gemileri de bu- hunacaktır. Diğer taraftan, Fransız - İtalyan hu- duüdünüm 200 mil ;mtidadında kuvvet- le tahkim edildiği ve hudüd mühafız kıtaatı mevcudünün 150 bin kişiye çı- karıldığı haber verilmektedir. Nutkun akisleri Parls 19 (AA) — Stefani Ajansının mu- Babiri bildiriyor: Siyasi Paris mahfellerinde, Carbonlma'da Söylediği nutukta Mussolini'nin harici siya- det meselelerinde ve bilhasca Fransız İtal - Yan mönasebetlerine doğradan doğruya tel- Mihte bulunmadığı keyfiyetine işaret edil- Mektadir. Bununla bersber nutkun İtalyan miülleti- Rin kim olursa olsun herkesin yörüne, gö - Bünü kırpmadan bakmağa muktodir. oldu- tü keydeden kırmı, Mussolini'nin İtal - ün gabii emellerinden hiçbir Tedakârlıkta lanmamada azmetimiş olduğune bir. delil lldir. Muasolininin dmha mümasib bir Mrsatla Meseleyi resmmen ortaya atacağı söy - ktedir. Times gazetesi, İtalyan talebleri hakkın- f bir anlaşmayı varılması ve İngilterenin hususta tavassutta bulunması imkânla - Tiüdan bahsederken Çemberlayn'in — Roma WYahatt amasında bu maselenin görüşüle- Seğini Masas etmek İstedili aşikârdır. Paris 19 (AA) —- Busabahki Paris ga - Müussoliri'nin Carbamta'daki nut - Kında İtalyan taleblerini movzuu bahset - Nazını * Italaya | Rusya ile Fransanın araları açılıyor (Baş tarafı 1 mci sayfada) ğu ve bu partinin ecnebi bir devlet tarafından idare edildiği tasrıh edil - dikten sonra, komünist partisinin da- ğıtılması istenilmektedir. Beyannamede, bu hususta hüküme- tin müstacelen bir kanun projesi ha- zırlıyarak, parlâmentoya tevdi et » mesi ayrıca taleb olunmaktadır. Paris 19 (Hususf) — Dahiliye ne - zaretinin kararile Fransızca ıntişar e- den eJurnal dö Moskür Sovyet ga - zetesinin Fransaya idhali yasak e - dilmiştir. Son zamanlarda bu gazetede De - ladveye karşı şiddetli yazılar çıkmak- | mest hüdisesi üzerinde tefsirler yürütmek tedir. Figzaro'nun Rema muhabiri yasıyor: Müussolin!'nin bu nutku İle İtalyan gaze -| telerinin neşriystı arasında büyük bir tezad vardır. Manmafik, Musaolini'nin mütku e -| nasında da halk, *Tumux, Korsilka» diye ba - #ırmıtlardır. | meler stpariş edilmiştir. .. . Üç yeni fabrika (Baş tarafı 1 inci sayfada) önümüzdeki Ağustosta işlemeğe başlı - yacaktır. Diğer taraftan Sümerbankın İz- mitte kurmakta olduğu kaolin fabrika » sınm da bir iki aya kadar faaliyele geç - mesi beklenmektedir. Aldığımız malümata nazaran İrmitte tesisi mukarrer klor fabrikasının yakın- da temeli atılacaktır. Almanyaya sipa - riş edilmiş olan makineler yola çıkacıl - mıştır. (AA) Ankara 19 — Çatalağrında kurulacak olan hamızıkibrit ve super fosfat fab « rikaları için tayin edilen sahada mühen- dislerimiz tarafından tetkikat yapılmak- tadır. İnşaat projeleri hazırlanmış ve maki - (AA.) . . Siyase âleminde (Baş tarafı 3 üncü sayfada) esas dileği Süveyş kanalı şirketinin fan- liyetine iştirak etmek ve bu sayede bu kanaldan geçen yüklü veya yüksüz ge « mi'erin toan'lâto başına vermekle mükel- lef oldukları geçid hakkını indirmek ol- mak Jlâzımdır. Zira mevcud istatistikler İtalyanın, bu geçidden gemileri geçen memleketler arasında ikinciliği halz ol- duğunu ve Habeş ile sıkı teması muha - faza etmek için İtalyanın Süveyşe muh- taç bulunduğunu söyliyerek — davasının bu cepheden şayanı dikkat bir mazeret taşıdığını kaydetmektedirler. Bütün bu Fühakika, Müssolini için, resmi bir nutuk- ta İtalvan talehlerinden bahsetmesi çok sar | aldu. Eüer Mussoltmi, bn şıkkı İhtiyar etsey- | Vei kendistne her türlü pazarlık kapısım ka-' piyacak ve diğer taraftan, asıl buhran, he- nür Mussolini'nin arsu etmedili bir saatte barlıyacaktı. Journal! gazeterinin Roma muhabiri şun - n gazeteleri ve radyolarının « İ - tatyan milletinin tabii arzuları» hakkında - İki nerrivatı simdilik kAfI görülmüştür. Fil - |hakika bu nesrivat, istenlilen günde alevin |parlak bir tarzda ortaya çıkması için ocağı Nizurm kadar alcali tatmaktadır. Alevin porliyacağı arvu edilen gün, herhalde, Cem- berlayn ve Lord Haltfaks'ın Romayı ziya - rTetinin arifesi! olacaktır.s Pxcelslor gazotesi, başyazısında diyor ki: Üye nasihat ettiği tah « m er taraftan İtalyan po- İltkasınm d yöüzünü bilenler ve yahnd bil- İdiklerini zannederler. Pransız aleyhtari e - İzeyanım Müsgolini'den baslra birisi tarafın - dan arzu edildiğini ve körlüklendilini aöy - lerrektedir. İngiliz — gaszetelerinin — aldıkları| malfmata da bakılırsa İtalva, arariden zi - yafe hukuk İstemektedir. Bu tahfif edilmiş geklinde dahi, İtalyan talebleri, bizim müt- Kİ tamamiyetimizi ve Akdenizdeki serbasti- dar ettiği nirsbette gayritabili ka - » Franaada bunlara kargı mukave - çok sarih ve umiümldir. Çekoslovak met meselesinde Pransmız efkâr arasında İhti - meselede bütün Fransız efkâ- Mekteb talebesi İken başlıyan aşk bir facia ile nihayetlendi (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bütün bakışlar, yüzünü ellerile örte - Tek, onlardan kaçınmıya çalışan, mahke- Trenin huzurunda utanç ve çekingenlikle Busan, korkak ve endişeli tavırlı, genç ka- Ünda... Kapıdaki meraklılardan birine soku - ük, soruyorum: — İçerisi niçin bu kadar kalabalık?., Muhatabım, bakışlarını davacı y*rinde #luran kadından ayırmadan, cevab ve - Tiyor: 'S; Dava kıyak miş ta ondan... Seyir — Ne imiş?... — Ne olacak.. Babası çocuğunu inkâr dince, kızcağız mahkemeye baş vür - Muşi?.. Onun muhakemesi... bir müddet mahkeme heyetine — baktı; Bonra, gitrek, kimsesiz bir sesle anlat - başiadı. — Bvet, çocuğum şimdi iki buçuk yaşı- Fakat, o beni de, oğlunu da ter- B3 girdi. Ketmiş bir İeneceğini lemişti. Şimdi ise... Gözleri z aldı, davacının sözlerine katı tevabı verdi: İhî Mevzun bahsolan ldâ; ha ça Ülml niz vesaikle de teyid edeceğiz. Mizde bulunan ve mahkemeye ibraz deki ürkek ve çekingen manadan, içti - maf mevki sahibi bir aileye mensub ol - |duğunda tereddüd birakmıyan güzel ka- |dın 3se, iddiasında musırdı: Yani, çocu- ğun bir gençlik yadigârı ve babasının Müstafa olduğunda,.. Mahkeme, hâdisenin aydınlanahilmes! iç: bbi adlide, bir kan tahlili yapıl - Pmasını düzumlu gördü. Karşı tarafın da, 'mıhknrr.ır_ve ibraz edecekleri vezaik |Yardı. Bunun için, duruşmanın teikine karar verild:. * Mahkemeden çıkarken, davacı Ülvi - yeye yaklaşarak, kendimi tanıttım — ve sonra: — Peki amma, dedim, çocuk iki buçuk yaşına gelmiş. Niçin bu kadar geç mah- kemeye haş vurdunu>?.. * Genç kadın, ağlamış, çocuk ıdı.lerüei Bir çokları gibi cevab verdi: —- Çünkü, ona inanmıştım. Bir müddet sustuktan sonra: — Evet, diye devam etti. Son dakikaya kadar benimle evleneceğinf söylemişti. mütaleaların birer faraziye, kiıymet ve |hududunu aşmadıkları şüphe — götürmez bir hakikattir. İşin asıl iç yüzü, İngiliz başvekilinin gelecek ay içinde Romaya yapacağı Ziyaret esnasında anlaşılacaktır. Şimdilik ortaya atılan davayı muhtelif neşriyat ile bslemekle iktifa eden İtal - yan gazeteleri, o zaman, bu mevzuu en hararetli bir şekilde teşrih ederkan İtal- yan başvekili de memleketinin esas is- teklerini Mister Çemberlayne anlatacak ve vaziyet tenevvür etmiş olacaktır. Şu- rası da unutulmamak Vâzımdır ki Mister Çemberlayn her suretle nazik bir mev- kide bulunmaktadır. Fırkasının müfrit « lerlle kuvvet bulan İngiliz muhalefetinin hücumları, ayrıca vaziyeti şüpheli göz - lerle takib eden Pransız efkârı umumi - yesi onun yapabileceği hareketlerin ma- nevra sahasını son derece daraltıyor. Bundan dolayı, Roma mülâkatı, pek tu- haf ve müşkül şartlar içinde cereyan e- deceğe benzer, Bundan ötürü gelecek a - yın bir hayli meraklı siyast hâdiseler! ih- tiva edeceğine emniyet getirebiliriz. Selim Ragıp Emeç Fethi Okyar, Hüseyin Cahid, Kâzım Karabekir Partiye kaydolunacaklar (Baş tarafı 1 inci sayfada) Genyön kurulda bugün $ münhal aza- lhik vardır. Seçim yenileneceğine göre genyön kurulun bugün mevcud azaları ar 4a'nda da bazı değişikliklere —intizar kabildir. Fethi Okyar, Kâzım Karabekir ve Hüseyin Cahid Yalçın Ankara 19 (Hususi) — Yeni yılhaşında münhal meb'usluklara seçim yapılıp ya- pılmzyacağı henüz belli değildir. Yapü - dığı taktirde Partinin göstermesine timal verilen namzedler arasında Hasan Rıza Soyak, Merkez Bankası eski umum Mmühürü Salâhaddin Çam ve Denizyolları eski müdürü Sadeddin de sayılmaktadır. Fethi Okyar, Hüseyin Cahid Yalçın Hle Kâzım Karabekir Partiye kaydolun- mak için müracaatte bulunacaklardır. Reisicümhur Umumi Kâtibliği Ankara 19 (Hususi) — Cümhurreiti v- mumi kâtibliğine Başvekâlet müsteşarı Kemal Gödeleçin tayini kararlaşmıştır. gittim. Böbreklerimin rahatsız bulundu- Bğunu söyledi, ilâçlar verdi. Nihayel bir gün, beni kendimden geçmiş, bitkin, has- ta bir halde Haseki hastanesine kaldır - dılar. Kendime geldiğim zaman da: «— Bir yavrun dünyaya geldi. dedi - Sonra da... Biz, çok eskidenberi tanışan büyümüştük. tiğim zaman, ablasının ve çocuğunun çocuk, müvekki- | içeride olmadıklarını anladım; karşıma o Mustafaya aid değildir. Davacımın| ©ıktı. Bana: gayri varittir. Biz, davacının, da. başka kimselenle alâkalı olduğunu, | dir» dedi ve sonra: «— Seninle evleneceğiz. Kararım kat'ı. — Saonra... — Günler geçti. Kendimde gayri ta - Kiyatetinden, konuşmasından, yüzün-| bil bazı haller, görüyordum. — Doktora ler, Şaşa kaldım, O dakikaya kadar, kar- vaziyette.. Halbuki, bana ev-|sevişen iki ailenin çocuklarıydık.. 10 se-| ramda bir ki t hu çocuk taşıdiğımı bilmiyordum. vâdetmiş, sonra bu suçu iş «|redenberi bir aradu bulunmuş, birlikte | Hattâ mektebde Şimnastik derslerine bi- le, muntazaman iştirak etmiştim. Bu fa- dolmuştu. Diğer tarafın veklii| Bir gün ablasının çocuğu ile bemi evi-|cia başladığı zaman, ikimiz de talebey - şu kısa ve|ne çağırttı.. Bir bahane ile.. Evlerine git- | dik. Factanın, şimdi ikinci perdesi baş - ladı.. Ve biz, hayata atılmış iki insanız... O, memuriyetle Mersine gitti. — Şimdi, gayeniz ne?.. — Yarın hayata karışacak olan oğlu - ma, bir baba bulmak. Benim için değil, fakat bu yavrucak hesabına, onu inkâr eden babasını Insanca harekete davet. Gavsi Ozansoy (Baş tarafı 1 inel sayfada) Tramvay ve Tünel heyeti umumiyeleri 'Tramvay ve Tünel şirketleri unumt! heyetleri de dün öğleden sonra fevka- JAce bir toplantı yapmışlardır. Şirket idare meclisi ikinci reisi Halid Ziya Uşaklıgilin riyaseti altında yapıları bu toplantıya 30 kadar hissedar iştirak etmiş, İktisad Vekâleti ve Nafla Vekâ - leti namına komiser Süruri de hazır bu- lunmuştur. Fevkalâde toplantıda Tramvay ve Tü- nel şirketlerinin, imtiyar müddetlerinin bitmesinden evvel satılabilmeleri — için Idare meclisine tam salâhiyet verılmişitir. İdare meclisi yakında bir toplantı ya - pâarak umumi! heyet tarafından kendisine verilmiş olan salâhiyeti istimal edocek ve (Baş tarafı 1 inci sayfada) etmek fikrindeyim. Meselâ nöbet saat « lerini, Beyoğlunda, altıdan dörde mdir- dim. Yavaş yavaş halkın istexlerini ye- rine getirmeğe çalışıyorum. Yalnıxz, rau- vaffakiyı dımına güvendiğimizi söylemeliyim. On- ların bize yardımı, vazifelerimizın İyi başarılmasını kolaylaştırır. Zamanla, hal- kın isteklerinin yapılacağından emin o - labilirsiniz. Çünkü onların isteği, yapıl - ması icab eden işlerin en doğrusu de - mektir. Sadri Akanın bu sözlerini, lâfta katmı- yacak bir vâd telâkki ettiğim içın, sevin- diğimi söyliyeceğim. Sardum: — Küçük hırsızlıkların önüne geçmek için neler düşünüyorsunz? Polis müdürümüz: — Pekâlâ bilirsiniz ki hırsızlık içti - | mai hayatın doğurduğu bir hâdisedir, ce- İvabını verdi. Cemiyet içinde bütün in - sanları ayni seciye ve ayni seviyede bul- mak imkânı yoktur. Bahustus medeni mil letlerin bünyeleri, içinde yaşıyan ferdle- rin şahsi ihtiyaçları günden güne inki - -| $af etmektedir. İşte, bu ihtiyaçiarını te- mın edemiyen kimselerin içinde, arzula- rımı tatmin maksadilo gayri meşru yolls: ra sapanlara da rastgeliniyor. Bence, küçük hırsızlıkların vukuu, ce- miyet için çok mühimdir. Çünkü bu su- çun falli, fenalığa henüz ilk adımı atmış oluyor demektir. Şayed, bu hal önlenmi- yecek olursa içtima! tehlikenin başlama- ması imkânsızdır. Bu hususta hatıra gelebilen bir çok ted- birler vardır. Evvelâ, bu suçu işliyen ne gibi amillerin tesiri altında kalmış bu - lunuyor, onu tetkik etmek lâzımdır. Sonra, hengi müssid şartlar altında, ya-| ni hırsızlık edebilmek imkâinını bulmak bakımından, bu fiili yapmıştır?. İşte, bilhassa bu iki cihet tetkik oluna- rak elde edilecek neticeye ve vaziyete göre tedbir alnmalıdır. Meselâ, hırsızlı - ğin amilleri aranırken, ilk hatıra gelen nokta işsizliktir. O halde suçluya lâyık | olduğu ceza verilmekle beraber, kendi - sine bir de iş bulmak her halde müsmir mnetice verir. — Bu güzel tedbiri tatbik için verilmiş bir kararınız var mıdır? — Vatandaşların huzur ve sükünunu ihlâl edecek her hâdiseye karşı tedbir al- mak ve bilhassa mâni tedbirler ıttibaz et. mek birinci derecede vazifem — icabıdır. Küçük hırsızlıkların önüne geçmek için, bu gibiler, yani adi suç erbabindan olan- timiz için, vatandaşların yar -| Dünkü toplanttdan bir öntıba Natfia Vekâletile müzakerelere girişe « cetk olan murahhasları seçecektir. | Teavün sandığı meselesi 'Tramvay şirketi amelesinin ceza, hu « Busi sermaye ve ihtiyat diye üç fasılâam mürekkeb bir taavün sandığı mevcuddur, Bu sandığın sermayesi 750 bin liradır. Sandığın tasliyesi istenmiş ve tasfiye keye ,üyeıi ikinci ticaret mahkemesine inlikal ıniştir. Mahkeme, avukat Mekki Hik « meti hakem olarak ayırmış ve bu işi teb. kike memur etmiştir. Diğer taraftan alâ- ik, ameleye evler yapmak, bir ntte bulunmak kaydile mükel. lef olduğu halde şimdiye kadar hiç bir tashhüd Ha olunmamıştır. Şirket ame« lesi Reisicümhura ve Başvekile telgrafe lar çekmişler, keyfiyeti anlatmışlardır. labıta hırsızlıkla yeni ve esaslı şekilde mücadeleye geçiyor |lar üzerinde çok meşgul olmak isterim. (Burada istitraden göyliyeceğim kı pos müdürümüz, Ankara polis müdürlü- Bü vazifesini yaptığı sırada küçük hır « sızlıkların ününe kısa bir zamanda geç - miştir). İslanbul vâsi bir şehir olduğuna ve nülusu da kesif bulunduğuna nazaran, Vesaslı bir tetkik yapmadan düşündüklee Frımi tatbik mevkijne koymıyacağım Yalk (naz ilk adımda, ezcümle muhite yabancı ve iş bulmak için İstanbula gelmiş olane ları, bazı müesseselere tavsiye edeceğim, Bu kabil kimseleri iş sahibi etmek, küçük hırsızlıkların azalması için, bher halde faydalı ve mâni bir tedbirdir. — Küçük hırsızlıkların önüne geçmek için tetkikler yaparken, tabli bunların, son senelerde azalıp azalmadığını da tuse bit etmişsinizdir. Hüsıl olan netice hak- kında biraz malümat verir misiniz? Sadri Aka önünde bulunan deste deste kâğıdları gösterdi ve: — Şimdi bunlarla meşgul oluyorum, bakınız, dedi, İstatistikler, hepimizi mema vun edecek şekilde. Hırsızlık vak'aları, şayanı dikkat denecek kadar azalmış, çolk azalmıştr. Halbuki, evvelce, bilhassa bu mevsimde, senenin diğer mevsimlerinden fazla hırsızlık oluyormuş. Şimdi ise, va- iyet, tamamen evvelki yılların akginee dir. * Sadri Aka, bu hususu şansının iyi tezs- hürlerinden biri addediyordu. Fakat, ben kendisinden ayrılırken hırsızlıkların a « zalmasındaki sebebi, onun idare ettiği za« bitamızn — muvaffakiyetli buluyorum. çalışmasında Nöbetci eczeneler Bu gece nöbetci olan eczaneler gan « tardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda; (Sarım), Alemdarda: (Bıre m Asım), Beyazıdda!: (Haydar), Samat- yada; (Rwdvat), Eminönünde: (Beşir Kemal), Eyübde: (Arif Beşir), Fenerde: (Hüzameddin), Şehremininde: — (Nüzm), Şehzadebaşında- (İ. Hakkı), Karagüm- rTükte: (Keamal), Küçükpazsarda: (Yorgi), Bakırköyünde: (İsetpan). Beyoğlu elbetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Dellasuda), Ga « latada: (Hüseyin Hüsnü), Taksimde: (Limonciyan), Pangaltıda: — (Nargileci « yan), Beşiktaşta: (Nall Halld). Boğasiçi, Kadıköy ve Adafardakiler: Üsküdarda: (Ahmediye), Sarıyerde: (Nurl, Kadıköyünde: (Balk), (Saadet, Osman || Hulüsi), Büyükadada: (Halk), Heybelide: |: Ve eli G İ SK Z geei ÜÜ n AA ĞB