Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dümen Asil bir amca Gerçi yarım ve çeyreğin ne demek olduğunu saa ârenmiştim amma 1/5 bana tamamen meçhul bir kemmi- yet idi! Muhakkak ki ana dilim olan Almancayı da tamamen bilmiyordum ve hiç olmazsa bu dilin gramerini tah- sil etmekliğim herhalde lâzım geliyor- du. Sonra biraz da umumi malümat sahibi olmaklı mutlaka ve her şey- ardu, OEnsonrada seyrisefain ilminde yüksek riyaziye ve kozmu İya malümatına ihtiyaç var - id olup beni okul - e önu tehfie et - meğe hakkım c ağın biliyor - dum. Ona; m sırlarımın muhafezasım rica ederek (hayatımın tekmil bir tarihini okudum. O da, beni bilgin bir gemici yetiştireceğine dair and içti. Şimdi sakin bir hayat geçiriyordum. Simam eski kabalığını ve yanıklığım kaybetmeğe başlamıştı. Aylar geçlik - çe boynuma taktığım yakalıkların nu- marasını küçüMüyordum. Bilhassa el Terimin temizliğine son derece itina € - diyordum. Yavaş yavaş ellerimdeki katrenlı burusuk'uklar ve nasırlar 7a- il oluyordu. Derslerime sabahm erken bir vaktinden tâ gecenin geç vaktine kadar çalışıyordum. Sehultze ailesinin bütün azası bu volda bana ber türlü yardımı deriğ etmiyorlar ve benim bü- tün sıkıntılarıma iştirak ediyorlardı. Nihayet imtikan günü (gelip çattı. Bütün profesö-ler resmi ( elbiselerini lâbis oldukları halde imtihan heyetini teşkil ettiler. E' yazılarım hâlâ kaba ve hantal olmakta devam ediyordu. Elle - rimin ve parmaklarımın büyüklüğü be &i kalemlerin en büyük ve kalınını kul lanmak mecburiyeti karşısında bulun- duruvordu. Kullandığım Kalem hemen diyebili- rim ki bir baston kalınlığında bulu - nurdu. Bir gün, sabahın erken bir vaktinde Lübeckli bir vatandaş bahçesini sula - mağa gittiği vakit bir deniz okulu ta - lebesinin bahçenin domstesleri arasın- da yatmakta olduğunu görmüş ve hay- — Orada ne atıyorsunuz? Dive sormuştu. Bicare talebe !se o anda ne cevab ve- teceiri bilemiyerek bahçe (sahibinin Sualini: — Siz ne sulavorsunuz? Sualile karşılamıştı. İki gündenberi imtihanda kazanmış bulunduğumu tes'id etmekte idim. Bu muvaffakiyet üzerine ebeveyni - min nezdine gitmeğe tesvik olunuyor- dum. Profes'ir Sehultze kendi hesabına el altından yaptını bir soruşturma ne - ticesinde ana ve babamın berhayat ol- duklarımı, birnderimin ise benim gibi denizci olmak hevesine (okapılarak o mesleğe intisah etmis ve hâlen donan- mada küçük rütbel bir zabit olduğu - nu öğrenmişti. Vaki teşviklere rağmen, zahit olmad'kea eve avdet etmiyece - ğim hakkındaki andımı hatırladım ve vazgectim, Hamburg « Cenubi Amerika hattına işleyen Potropolis vapurunda (Okücük zabit olarak bir vazife almıştım. Bina- enoleyh temiz giyinmek lüzumunu his- iğim için kendime bir çift göderi iven, beyaz iskarpin (o almış ve ilk defa olarak ceketimin yenlerini şerit - İletmiş butunayordum. Petropolis vapu- runun güvertesinde yeni Üniformala » rımla promenat yaparken kendimi bir Üilye) gibi hissediyordum. Yalnız kol » Tarımdaki şeridler beni sıkıyor ve se - m almalar bana acayib görünüyor « du Bilgilerimi arttırmak için elime ge - çen kitableri ökuyorsam da bunlardan anlayamadıklarımın daha çok olduğu- nu görüyordum. Petropolts vapurunda (o dekuz aylık Bir stajdan sonra denizcilik talim ve terbiyesi için bir wii gönüllü olarak Aonanmaya girmekliğim tercihan ka - Bir gün bir emirber gelerek (Luchmer) adında bir gönüllü nefer araştırdı. bul edilmişti. Bu, harb halinde ticaret filosu zabitlerinden donanmaya bir sr nıf yedek sübay yetiştirmek ve hazır- lamak için ittihaz olunmuş bir me - toddu. Gönüllü olarak donanmada bir sene talim ve terbiye gördükten sonra vaki olan imtihanda muvaffak oldu - ğum takdirde deniz teğmeni ünifor - masını giymek salâhiyetini elde etmiş bulunacaktını. Böylece © imparatorluk donanmasının bir deniz sübayı sıfatile gezebilecektim. Bir gün ben ve başka (bir arkadaş, gönüllü hizmet yoklaması için trenle 'Hambursöan Kiele gidiyorduk. Haya- tımda ilk defa olarak trenin en pahalı konipartimanında seyahat ediyordum. "Tam karşımızdâ, büyük rütbeli bir de- niz sübayı olarak telâkki edebildiği - Günün Bulmacası 4 — Fena olmuyanlar - Yanmak xnasda” rından emri hazır. $ — Talıh! idare eden mevhum gey » Bir nevi kumaş 8 — Kasabin sattığı - Kabul etmemek. 7 — Takke şeklindeki şapka, 3 — Rasgelme. $ — En çoğun zıddı - Ms harfinin arab- cada ismi, 10 — Cerahat - Elekten geçirme, Evvelki halledilmiş çekli Dr. İHSAN SAMI Gonokok Aşısı Belsoğukluğu ve ihtilâtlerıne kur pek tesirli ve taze aşıdır. Divanyolu Sultan Mahmed türbesi No, 113 Dr. Besim Ruşen Cerribpaşa Hastanesi Dahiliye Mülehassısı Çarşıkapı Tramvay Durak, Ahun Ap. miz sivrice sakallı bir zat oturuyordu. Binaenaleyh biz de ona göre etvar ve harekâtımızda büyük bir vakar ve ter- biye içinde bulunuyoduk. (Bir aralık akadaşım: — Luchner, demişti, ne güzel man - zara değil mi? — Cidden güzel! Diye cevab verdim. Bunun üzerine sivri sakalı zat bir çok defalar nazarlarını bana çevirmiş” ti... Kiel ders tslim meydanında her gün yaptığımız âyak falimleri, evvel - ce bacaklarımın kırılan yerlerinde ağ- rılar husule getiriyordu, Böyle talimde bulunduğumuz bir gün bir emirber me- Terek «Tuchners adında bir gönüllü ne- fer araştırıyordu. (Arkası vor) Eir doktorun günlük notlarından Midedeki © | Hazımsızlıklar —i— Birkaç gündenberi mide ekşiliğinden mütehassıl bazımmelıkları anlattık. Bu- gün * mide usaresinin lâyıkile ak- masından mütehassl, yani usarenin ek- sikliğinden mötehassl hazşmaızlıklar - dan bahsedeceğiz. Mide nsarı liyikile ve miktari kifaye- de akmamı o zaman yediğimiz yemek- lezin hazmı çok güçleşir. Yemekler hali tabilde iki, nihayet iki buçuk saatte mi- deden harsaklara geçmesi lâzım gelen bu müddet uzar, üç dört saat, bazan beş sante kadar midede kalır. Bu esnada has- tada sıkıntı, şişkinlik, mide ağrısı, ge - Birme, gay sıkıntısı gibi haller görülür. Nefesi kokar ve çıkan gazlerde taaffin vardir. Bu gibilerin mideleri hanm yap- mak için fazla faaliyet Ifasına mecbur olduğu gibi nihayet tevessüü mide hu- Sule gelir. Ve bu aylarea ve yıllarca de- vam #detek hastayı İ'aş eder. Bu gibilere karşi ne gidi tedavi tatbik edilir ve bunların tâbi olacakları rejim nedir? Bunu da yarın söyleriz. okuyucularımızın posta pulu yukamalarını rilen ederiz. Aksl tak. dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. Cevah isteyen Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun - lardır: İstanbul elhetindekiler: Aksarayda (Ziya Nuri), Alemdarda (E- sad), Boyazıdda (Belle), Samatyada (Feofilas), Emisönünde? (Aminasyan), Eyübde (Arif Besir), Fenerde (Emliya - d), Şehremininde (Nâzım), Şetzadeba- şında (İ. Hakkı), Karagümrükte (Suad), Küçükpazarda (Hikmet Cemil), Bakır - köyde (Merken). Eeyoğlu cihetindekiler: İstiklâ! caddesinde (Delin Suda), Te - pebaşında (Kinyoli), Karaköyde (Hüse- yin Hüsnü), İstiklâl caddesinde (Limon- ciyan), Pangalbda (Nargileciyan), Be- şiktaşta (Süleyman Receb). EBokaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda Cİtubad), Sarıyerde (0s - man), Kadıköyde (Sıhhat, Rifat), Bü - yükadada (Halk), Heybelide (Halk), Futbolumuzu bugünkü vaziyetten kurtarmalıy!/ Genç takımlar arasında tertib edilen maçlar yarı" futbolu bakımından hususi bir ehemmiyeti ha Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Sü- İleymaniye ve İ teşebbüsile beş klüp arasında, iki devre İdevam etmek ve Kadrköyle Taksim stad- Harında yapılmak üzere genç takımlar a- İ rasında Big maçları tertib etmiş oldukla- İzmi yazmıştık. İ Yarmın futbol yıldızlarını muntazam İve disiplinli bir çalışma ile hazırlamağa İpek büyük bir yardımı olacağına hiç şüp- he olmıyan bu haberi ve esaslı hareketi İhazırlıyan müteşebbisleri burada tebrik bi bize düşen bir vazifedir. Geçmiş senelere şöyle bir göz stacak, | hafızamızı dikkatlice yoklıyacak olursak, futbol sahalarımızın en maruf ve şöhretli yıldızları Bekirler, Nihadlar, Zekiler, A- lâeddin ve Leblebi Mehmedler ilk oyun- larını dördüncü, üçüncü ve ikinel takım- larda oynamışlar, o takımlarda oyun ka- milli takımında uzun seneler pek şerefli valfakiyet göstermişlerdir. Futbolun ilk mektebi bu küçük takım- lar olduğuna hiç şüphe yoktur. 1924 te Pariste yapılan Türkiye - Çekos- Jovakya maçından sonra takımın anire- nörü İngiliz Billy Hunter Türk çocuğu- nun fwribola karşı gösterdiği büyük kabi. liyeti derhal sezdiği için: «Bana mekteblerde çalışmak imkânım veriniz, 1928 Amsterdam olimpiyadına genç takım hazırlıyabilmek için önü- müzde bulunan zamandan istifade ede- lim, Amsterdamda çok daha parlak de- İz» demiş, hatlâ daha ileri gi- Dömitinale kadar yükselmek iş- le değildir demek cesaretini gös- termişti, Bir vakitler genç takımlar maçlarından bir kısmı, 6 zamanın büyük takımları o- yunlarını geride bırakacak kadar heye- can ve alâka taşırdı. Genç takımlara verilen bu ehemmiye- tin azaldığı, hattâ yavaş yavaş ortadn kalktığı bugünü iyice telkik edecek olur- sak. bu umumi zararın nereye kadar gel- miş olduğunu pek kolay bir muhakeme ile anlamış oluruz. Atletik sporlar gibi pek kat'i ve riyazi bir hesabla ölçmek imkânı olmamakla beraber bugünkü futbolun, kısa bir he- sabla on beş sene evvelki futbola naza- ran düşük olduğunda herkes müttefiktir, Buyünkü imkânlarla, eski günleri mi- kayese ederken utanıyorum. Ünyon klübü çayırında yetişen Hasan, Hasnun, Delaklı Hüseyin, Arif, Nedim, Bekir, Zeki, Nihad, Yenibahçe çayırında yetişen Şükrü, Hüsnü, Kenan, Sanayii Hasan, Orhan gibi isimleri elân hürmetle anılan oyuncuları hatırlamak kâfidir sa- azm. Ne «ntrenör, ne masör, ne sicak duş ve ne de beynelmilel müsabakalar ve olim- piyad.. Pahuçlarım omuzunda taşıyan, gömle- ğini, çorabını, pantalonunu evinde yıka- tan o zamanın futbolcuları gözlerimizin önünde Slavyayı ne hale soktular? Ma- carların F.T. C., Avusturyalıların Admi- rası ve Förts Vienası ile başbaşa ne par- lak oyumlsr yaptılar? Paris olimpiyadın- da Çek müdafaasının, Türk milli takımı karşısında emdiği süt burnundan geldi. Olimpiyad dönüşü İsveçte, Pinlandiya- da, Estonyada yapılan maçlardaki zafer- lerimiz bugün birer tatlı hayal oldu... Futbolumuz düştü mü, düşmedi mi bil- miyorum. Çeşid çeşid antrenörle, müte- addid masörlerle, horhor çeşmesi gibi a- kan sicak duşlarla, bülâsa asrın icab et- tirdiği en mükemmel vesait içinde bü- gün Çeklerle karşılaşabilir miyiz?. Ha- yır. 1924 teki gibi uzun ve devamlı bir şi- mal turnesi yapabilir miyiz?. Hayır. İ Balkanlarda yapılacak bir şampiyona- iyı kazanabilir miyiz?.. Hayır... İ O halde bugün futbol oynamıyor mu- yaz? Oynuyoruz amrma, biz buna futbol di- vemiyoruz ve diyemiyeceğiz!. Ayuğına pabuçları, sırtına gömleği geçiren birin- İstanbulspor klüplerinin | ği biliyetleri inkişaf ede ede nihayet Türk| maçlar yapmak suretile büyük bir mus) ci takımda yer aldıkça futbolda iç daha uzun şen arımak lâzımdır sf i bilgi ve tecrübesisi e ci takımda yapmağa mecbür Vi “ bolcu, acemi © rdiği pür ga kımda pişmeğe uğraştığı için MS, 8 ne de seyirciyi tştmin edemiyo”.. gefi bil b inde de futbolui içe gideceği yerde günden güne sn? diyor.. İstanbul futbol ajanlığı mevsim Yi da hazırladım 193839 senesi DE.” gö” fik; ne B takımları için d€ mış! B takımları, birinci takımları” “i kın namzeğlerini yanyana dizö” takımlara verilen yeni bir isim Lig maçlarının ortalarına Tk bir sırada müterddid maçlars De karamıyan khüplerden bir Kaç Pygöfi dan çıkarılmak mecburiyetinde bil * Şu acıklı vaziyetin pek güzel pi? tiğine göre; birinci liye dahil di on bir oyuncudan maada takım lecek kadroları bile yoktur. ai # Elinde bulunan ihtiyat kuv”” veya bu sebeble toplu olarak çi, yan klüplerin yarına «Allah Kef Yip işi oluruna bırakmalarıdır Ke” titrediğimiz futbolu bu elim çinde bırakmıştır. epi Iyi bir düşünce İle ileri atla” müteşebbisin genç takımlar m iy gesi” lama ettikleri maçlara biz, bu bir kıymet ve o nisbette bir B' ehemmiyet vermiş oluyoruz!» Ömer Maruf sporcuların Idu ik mütaleaları sere ii yük hizmetleri görülen mi yg birer mektub yollıyarak spo a hakkındaki düşüncelerini £ Beden terbiyesi teşkilâtı prat** gf rafsız sporların hangileri veli * rasyonlarda çahşabilecek, yi yi hısların kimler oldukları, YEFİİ “yer. 5 temaslar, yerli ve ecnebi anti ld ha ve oyun yerleri mütalesi mesini istemektedir. Kumkapı kübü açılı” e Üç sene evvel Güneş xiibil? yi Gün Kumkapı ve Haliç klüpleri © > nün ortadan çekilmesi üyeri ayi faaliyete geçmek maksadile j Güneş ktübünün Haliç mile te gi” karar vermiştir. Memleketi? bu maksedla pazar günü bir girişmişlerdir. alan eski Haliç İdmanyurd” nerdeki faaliyeti tamamile es gi a # güzeşçilerini elinde bulund g pa klübü başlı başına faaliyet€ og pacaktır Kumkapı klübü tekald albay Besim geni Beden Terbiyesi N2$f" Müdürlüğü Beden Terbiyesi Umum Kğ Neşriyat Müdürlüğüne nlar ikinci reisi Nasuhi Baydari* haber alınmıştır. e oeeaserssessssasruneasssarsssaaeases İSTANBUL ASLİYE AV MAHKEMESİNDEN: Müzeyyen vekii avukat Tokman tarafından mü up mukaddema İstanbul Tef sokuk büyük Yeni hands H yanında iken hâlen bae denaleyhe tebliğ nin sane la Sr, in mahkeme diyanhanesin8 gön 1g vE dava arrubalinin "a fiyetin on beş gün müd. yadlı boşanma davasına O" Küştt Rüştü aleyhine AŞAN vasının yapılmakta olan tl zâkının belli olmadığında”. .x0f Uğ iade kılınması üzerine Pe iyi? ti ir Emi verdiğinden adı geçen FM 00! mahkememirin 908/133 BN re vab vermesi lüzumu te üzere ilân olunur, 938 - FS EEİ Ef EEE A 0 (( 0 7991. 1İ 8. 8.022