2 Sayfa - SON POSTA —a Anadoluya nasıl geçmişti? «« Şu veya bu fırsatla artık mutlaka Anadoluya geçecekti, Onun için Da - mad Ferid hükümetinin t nuniyetle kabul etti. Bu ife göre Mustafa vazifesi Samsun ve hav vüz ettiği Kemalin etmek, d net cereyanlarını tevkif k> idi. Damad Feridle harbiye nazırı kendi- imzalı bir salâhiyetna- Büyük Gazi erkânı K leki — vatanperver 1 ikaz ederek müfettişlik sa- istediği gibi tan - olunmasını temin etti. Salâhiyet- maddeler bik ren muka' ve imha et namesinin zler hamede or ) et hassa şunlardı: Samsundan itibaren bütün şark v lerinde bulunan kuvvetlerin ku- mandanı olmak ve bu küvvetlerin şü - mulünde bulunan vilâyetlerin valileri- an doğruya emir verilmek. Bu nuntakaya temas eden kuv« re ve vilâyetlere dahi tebliğlerde anabilmek. an vetle bu una ayı Mustafa Kemal San k dolu oni f Jermem, fakat mühürümü ba- sarım» dedi. bilerle bir çıkarsa, kendi olmadı- | ğunu iddia edecekti. Damad Feridle karşı karşıya m ederek, Damad Feridi vesveseye düşürmüş olmalı idiler. Zira dokuzun- | €u ordu müf, reisi ile beraber akşam yemeğine da - vet eden Damad Ferid, yemekten son- mandanızın şamil üniz? su ye cevab verdi. Belki takrib haritası üzerine eli: y ) kadar bir parça... diyerek, bazı vilâyetleri elile tahdid etti ve mâ- da erk A reis paşa sadrazamın vehmini ve Gazinin bakışındaki mana- hal sezip: Efendim, dedi mıntakanın bi ehemmiyeti yok, paşa hazretleri o mın- takada kuvvete kumanda — edecekler, zaten nerede ne kuvvet kaldı, ki?... t Ve cümles'ni tamamlarken, vaziye - tin hiç de mühim olmadığını bililtizam İma eder bir tavırla haritanın bulundu: Ru masadan uzaklaşır gibi oldu. Büyük Gazi ve erkânıharbiyel umu- miye reisi sadrazamın konağından çı - karak, piyade kaldırımı üzerinde Teş- yeye doğru yürürlerken reis paşa samimf bir Hsanla sordu: — Bir şey mi yapacaks: Evet bir şey yapacağım!. — Allah, muyaffak etsin! — Mutlaka muvaffak olacağız.. “ Vapur hazır ,, tişi Ile karargâhı- nın hareketine artık hiç bir mâni yok- tu Bahriye nazırının emri üzerine, bu karargâhı Samsuna nakledecek vapur, 16 mayıs günü, sabahtan itibaren akşa- paşam? 9 uncu ordu müf: ettiler. ö h harbiye reisinin Büyük Şef, İsmet Inönü ve Fevzi Çakmak ile Milli mücadele esnasında ma kadar müfettişlik bulunacakt! Gazi son defi Bi zaman es reisi ile vazifeyi te: emrine amade erkâmıharbiyeye gi nıharbiyei umumiye llüm eden yeni re- arada buldu ve kendilerile her anlaştıktan sonra: — Vakit geçirmeksizin kışla civarın- da bulunup da işgal vetlerinin şi- mendiferle gilmesine mümaneat ettik: leri yirminci kolorduya $i * etmek üzere h k Harbiye zi bilâhara bu şifre va- İstanbula nezaretinden Bir Vükelâ Mecl'si toplantısı Artık hükümet ve kendini Damad| Ferid vasitasile davet eden padişaha veda etmekten başka işl yoktu. Har hi ye nazırını sordu, hiç biri makamların- da değil idi. — Heyeti Vükelâ var, dediler, hepsi oradadır! e nazırını sordu, sadrazamı, dal Heyeti Vükelânın ietima halinde bu- hunduğu salonun yanınc odaya gir- di, vükelâ Geazinin orada bulunduğunu nlar anılı etima ve ler ni tati! edip kısımı küllisi Gazi yanına gelen — nazırların de bir geyri tabillik gördü ve nin büyük bir heyecan içinde ol- duklarını hissetti. Bu heyecanın sebebini ilk izah eden dahiliye nazırı olmuşt! — Allah Allah, ne küstahlık efen - im, işitti kıyor... halinı h iniz mi, Yunanlılar İzmire çı- Diğer biri bahriye nazırı, arkadaşı - nın sözlerini teyid etti. Gi — Bu oldu mu?, diye sordu — Ya.. evet... Kendi tahminlerinin nihayet gene kendisine hayflarla hikâye olunduğu- keceğini kestiremiyordu. Sükünetini muhafaza ederek: «— Bu tecavüz karşısında ne yapma- ği düşünüyorsunuz,? diye sordu. — Protesto edeceğiz, dediler. — Bu İâzımdır, yapmalısınız, fakat böyle bir protesto ile Yunanlıların İz- mirden geri çekileceklerini kabul edi- yor musunuz? Hep birden yüzüne baktılar: — Poki.. baska ne yapabiliriz? — Daha şedid, daha müessir hare - fna şitab | - kat lâzımdır. Atatürkun mutt mucadele esnarında alınmış bir resmi O zaman dahiliye nazırının sadası | cevab verdi: — Dediğiniz gibi hareket edersek, sonra biz ne yapalım? Dayanamadı,: « Benim gideceğim yerde benim yanıma geliniz.» dedi Sual sahibi alt dudağını dişlerinin arosina alarak tefekküre daldı. ı bırakıp bahriye nazırının elinden tutara' — Beni Anadoluya götürecek vapür iştim, Bandırma vapuru emrettiğiniz gün, emrettiğiniz yerde hazırdır! — Doğrudan doğruya vapurun ku - marıdanına emir verebilir miyim? — Hay hay.. Arkasında duran yaverine seslendi: — Paşa size bir emir tebliğ edecek.. Gazinin maksadını sezen yaver der- hal kurşun kalemi ile Bandırma vapu- ru kaptanına hitaben bir emir yazdı ve — İmza eder mi; Vahdede'inin tavsiyesi Şimdi Gazi,Yıldızda, çok ufak bir Vahdeddinle adetâ dizdize denecek kadar yakın oturmuştur. Vahdeddinim sağında hemen dirseği- ni uzatarak dayandığı küçücük bir büro ve üstünde bir de kitab var, Kü - çük odanın Boğaziçine bakan büyücek penceresinden şu manzara görünüyor: Birbirine müvazi hatlar üzerinde iş- gal zırhlıları, cebhelerindeki sanki Yıldıza çevrilmiştir. toplar Bu manzarayı görmek için başlarını sadece sağa çevirmesi kâfi geliyor. ze başlıyarak: — Paşa, pasa, dedi. Şimdiye kadar yaptığın hizmetlerin hepsi artık bu ki- taba geçti. (Elini büronun üzerinde bulunan ki- taba bastı, lâve etti:) 'Tarihe geçti, onları unut, asıl şimdi yapabağın hirmet mühim olabilir. 'Tekrar etti: — Devleti kurtarabilirsin.. Bu hizmet Anadoluda işga! kuvvet- lerini kuşkulandıran hareketleri tenkil etmek idi. Gazi kendini şüphesiz müş- lar vererek: den geleni yapacağıma şüphe etmeyi - niz, dedi. |hanedanı ile yeni Türk devletinin ilk reisinin şu nd dan uzaklaştı. Kurulan tuzak Şişlideki evinden |Bandırma vaj Vahdeddin nutukvari bir surette sö- | r külât ile tuttu, sadece bir takım cevab- — Memleketi kurtarmak için elim - Yıldızın penceresi önünde, Osmanlı son münfesih hükümdarı mermleket kurtuluşu hakkındaki telâk- kileri nekadar ayrı idi. Gazi, bahçeye vakit, sanki Yiıldız sarayından çıktığı ve Anadoluya hareket etmek ü- zete olduğunu gizlemek istiyen bir ih- yatkârlıkla, ayaklarının sesini duyur - |maktan çekinerek yavaş yavaş saray - ayrılacağı sırada kendisine son verilen haber şu idi: purunun bareketine mü - sasde edilmiyecek veya torpitolar ta- kib ederek vapuru Karadenizde batı - üyük Millt Kahraman İstanbuldan sammene Yazan — scesceeen Falih Rıfkı Atay areeresennenececeene. racaklardır. Gazinin kafasında: şimşek geçti sanki ne ol imha etmek için en man n biş aktı, vakığ çare bu x di; fakat yakalanmak, hapsolmak, nefe yedilmek, bülün büu tasavvurlarını İt nından mahrum e | dilmek, değil miydit Bu tasavvurları tatbik edememekten ölmek daha bayırlı idi. Mefkür yola çıkacak, ölürse bu uğurd. ti. Derhal otomobiline binerek Galata rıhtımına geldi, Bandırma vapuru u « zaklarda idi. « ru bir türlü haeket edemi kulesinde vapuru muayelt yordu, Kız « 'ne İçin gelmiş bitirmekta ardı. Gazi bus nun sebebini sezdi: Ne kararsızlık! Hareket ve Samsuna varış Kaptan: — Efendim nasıl olur ride mu yeni gelenler | | ) | hir veriniz, onlar çık | ı ihti. vapurunun demirini aldırr Bandırma vapurunu © için gelmiş ola: tılar; vapur hareket Bo lan çıkarken tehlikeli vaziyeti izah ett aldı: e ben bu denizin acemisi- n pusula da bozuk! aks yim, sonra bi — Kaptan hiç telâş etme, mümkün (olduğu kadar sahili *akib ederek yü « rü! Zira bundan sonra Anadolunun her- hangi bir kara parçası la mesele onun için za olacaktı. Yakından sahili takib ederek evve- Jâ Sinoba vâs: 1 Sinobı Samsuna kolaylıkla gidilebilir bir yol olmadığı için ve büyük Gazi Sam:! na bir an evvel ayak basmakta istical e teh- likeye göğü: Vapur nih: di et Samsun Ilmanına gir* * lmıştır, ki filhaki « ka torpito takibi v bulmuştur. Yah naz takib edenler Karadenizin öyle coşkun dalgalarile karşılaştılar, ki be- rayi ihtiyat, sahilden çok uzakta yol almak mecburiyetinde kaldılar. Karadeniz coşkun dalgularile, yeni 'Türk devletinin müessisini götüren ih- tiyar Bandırma vapurunu sıyanet et * mişti, Soanradan anlaş! | temmuz 1927 y FALİH RIFKI “Milli mücadelede bir geçid resminde