SON POSTA Yazan: Muhittin Birgen f. ngiltere İle ve Almanya ile akdettiği- miz mal kredileri Türkiye için ihra- i gatını artırmak bakımından geniş imkân- t lar veren iki güzel iş oldu. Bu iki kredi- | nin Türkiye devletine ettiği geniş ye kuvveti ve memleketin fen- nı tamamlama bakımından cn dışında ka- nayi teşki- hem de y — h. Bu sayede Türki O 1ât ve techizatını art: | Türk halkı için yeni yeni iş sahaları çı- Kkacak vo nihayet hem de Türk çift «malımı nereye satacağım?» diye düşün- miyecek, Türkiye hariçten parça parça aldığı ve — alacağı bu kredileri gene parça parça Ö- P demek için ihracatını artırmayı mecbur- "A dur. Bu ihracatın bir kısmı toprak altı © Mahsülleridir, madendir. Bir kısmı da , ftoprak üstü mahsulleri, yani ziraf mah- — #üllerdir. Maden işlerile devlet geniş lecek, Resimli Makale : e Cemiyet terbiyesi.. —a gaa eeei a kanne aa aei a aA Her hangi bir cemiyette tanıdığı veya tanımadığı birisi tarafından taarruza uğrıyan bir adam iç birincisi susmak, ikincisi muhbel.e etmektir. Sinirleri kuvvet susmasını meden harekete Eki yol vardır, tH olan adam en hiddetli zamanmda dahi bilir, zayıfın yaptığı hareket ise neticeyi düşün- geçmektir, her vakit kuvvetli olumuz. mikyasta meşgul oluyor ve iyi neticeler — dlmaya başlamıştır. Toprak üstü mahsul- | lerine gelince, bunda da imkânlar geniş- lemektedir. Bugün bu mesele Üzerinde bir parça durmak istedik. * Evvelâ, şunu söylemek isteriz. Türkiye, İhraactını artırmak için bir zamandanbe- /— Fi yaş meyva ihracatına ehemmiyet ver- —meğe çalışıyor. Bence bu işin o kadar Büyük ehemmiyeti yoktur. Gazeteler ta- rafından bir hayli zamandanberi ehem- Mmiyeti çok büyültülmüş olan bu iş, Tür- kiye iktısadiyatında ne o kadar Ihtima- ma değer bir rol oynuyabilir, ne de bu sahada muvafakiyetli neticeler elde et- mek kolay bir işdir. Meselâ, bir sene ev- vel yapılan yaş üzüm ihracatı maale! neticelenmişti. — Bu ihtiyatla ve — daha darla yapılan yaş ( zafferiyet teşkil edel yyoruz. Sebeb gayet basittir: Türkiye, bu bakımdan, kendizine rakib memleketlere nisbedtle en g bulunuyor. zim mı memleket, yani Bulgari: ftan, satış merkezlerine b vaziyettedirler. Gene bu iki memlekette maliyet, bize nisbetle düşkündür. Şu hal- de bizim yaş meyvalarımız, bu arada ü-| zümlerimiz, ya yolda müşkülâta çarpa- — caktır, yahud da relisbet sahasında di-| Herlerine karşı güçlükle müc: bilecektir. Bu sebeblerden başka Üçü bir sebeb vardır: Avrupanın İstihlâk pi- yasaları, bu gibi işlerde, gok amansızdır; şarkın leşkilâtı, dalma garbin kı teşkilâtı karşısında dalma Gelâ, Londra piyasası — Mwddreti olmıyan yaş lemeğe müsaid ku kazanmak ö ve en şansa bağl: Başlıcası bunlardan ibaret olan daha | * birçok sebeblerden dolayı yaş meyva ve sebze ihrı verebileceğini hiç zannetm işlere bağlanılan ümidlerin büsbütün bo. Şa çıkmasa bile elle tutulur faydalar ve- rebileceği kanaatinden uzak bulunuyo- Cat li neticeler ruz ve bu * Kanasatimizce Türkiye için en geniş, en | Büzel toprak üstü mahsullerini kuru mey- | yalarla kuru sebze ve bilhassa zahire sa- basında aramak Jâzımdır. Esasen 'Toprak Mahsulleri Ofisini kurmakla da Türk hü- kümeti bu bahse atfettiği ehemmiyet! pek güzel göstermiştir. Sade böyle bir tesis ile d gok şeyle de Türkiye dev Mmahsullerin Türkiye ( tini takdir ediyor ğil, daha bir bu hnevi undaki e- n bir '*ug. Bu cinsin rnlmıı. sahibi fenni ev- değilim. ne göre alı- Han neticeler müken nmcld r: Bu buğday, (Devama 4 üncü sayjada) |rık ve bir gözün üzerine düşük yumuşak |İngilterede senede 250.000 bek-| Vet bütün kitabçıları endi — SUZ ARASINDA Kadınlar erkek Şapkalarını Taklit ediyorlar Kadın şapkaları öyle şekiller aldı ki, artık iş tamamen çığırından çıktı, dene- . Şimdi de, genç ve güzel kadınlar de gördüğünüz gibi, tıpkı tıpkısına erkek şapkalarını andıran kenarları kıv- fötr giymeye başlamışlardır. liralık kitab çalınıyor İngilterede kitab htrsızlığı inanılmı- yacak surette çoğalmaktadır. Bu vazi- ye düşür- n önüne geç-i df tedbirler aln Yapılan tedkiklere göre, senede va- 250 bin İngilir Tirası kıymetinde bir milyon nüsha muhtelif kitablar ça- hmnmaktadır. Hırsızlar, - umumiyetle mektebli çocuklardır. Maahaza, profesyonel kitab hırsız -| da ır ki, bunlar haftada takri- m 30 İngiliz lirası hasılât temin et « mektedirler. h Bu ne ucuzluk?.. İngilterede Kentta, bir panayırda ga - yet büyük bir koç bizim paramızla dokuz kuruşa satılmıştır. Mi redeye konan koça hiç kimse ta- sında seyahat eden Amerikalı misyoner, delikanlı bir zenciyi yanı- na uşak olarak almıştı. Ve Amarikaya dönerken de zenciyi orada bırakma- miş, Amerikaya götürmüştü. Zenci A- merikada boks öğrenmiş ve sayılı bok- #örler arasmına girmişti. Bir gün bir boksör arkadaşı ona ölen karısından bahsetmişti: Arnavudluk kraliçesi, eski Hergün hu fıkra Ravahanın mezarı Afrikada, yamyam kabileler ara - bir — Kendirine bir mezar yaptırdım. Her zaman ziyaret ederim. Bu söz zenci boksörü epey düşün - dürmüştü. İki gün sonra boksör arka- daşını gördüğü zaman; — Benim karım da ölmüştü, mezar yaptırmamıştım. Sizinle konuştuktan sonra; mezar yaptırmadığıma üzül - düm. Ve hemen koşup yaptırdım. Dedi. Ve gömle, yarıp karnını Zenci boksörün dövmeye benzer bir yazı ile şu keli meler vardı: «Feci bir surette terki hayat ede: Ravaha'nın mezarı burasıdır.» Amawdhkhrnhüm bekliyor köntes Ge: 4| İngiliz kadınları Pipo da içmeğe Başladılar Medeniyet ilerliyor (*!..) roya atlıyan genç bayanl şark diyarlarında nargil Sigaradan içen ka- miş gibi şimdi İngilterede, pipolarını tüt- nazarı dikkati çekmeğe başlamıştır. En çok seyahat eden doktor Dünyanın en uzak mıntakasında çalışan ve beyaz doktor ismini alan Aklavikte dominyonlar hükümet doktoru, Urkart, mezun! tavaya gelmiştir. Mezuniyetini bitirdik « ten sonra da şimdiki vazifesinden 1300 kilametre daha uzakta olan yeni memu- riyetinin başına gidecektir. On sene zarfında vazife icabı 80 bin ki- lometreden fazla yol kateden doktor, bu mesafenin 20 bin kilometresini kışları, köpekli kızaklar, 40 bin kilometresini yazları, vapurlar ve geri kalan 20 bin ki- lometresini de tayyare Ile katetmiştir. İngilterede esrerengiz bir hastalık Belfastta bulunan İttihad hastanesinin 850 hastabakıcısından 74 dü, teşhis edile- miyen bir hastalığa tutulmuşlardır. Bu hastalığın gastrik anglokenza olması ih - timali vardır. Profesörler, mütehassıslar, Hb çıkmayınca, mezadet şaka olsun diye: | “Eldine Apponyi'nin mart ayında ana 0-| doktorlar hastalığı teşhis edemamişler, üç — Yahu koça 30 kuruş ta veren yok| (acağı haber verilmektedir. Kraliçe şim- diye seslenmiş. Açık göz çiftçiler -| ; Niş'te mu?. den biri 9 kuruş diye pey sürünce, hay - van, üzerinde kalmış, fakat ayrıca 9 ku- ruş ta hayvan vergisi ödemiştir. İSTER yühüte çı dan ın_vr z naştı. erde apartı İSTER İNAN, irmakt. 4, düner dönmez de apartımanında hiç oturma- ha döndü, bir Taturası ile kargı- İNAN, bulunmaktadır. Gazetecilere VEvlenmemin, hakiki bir aşk Izdivacı ol-| ; duğu nu isbat ettim» demiştir. İSTER ta olan bir ar laştı, şirket a kontrol edememi duğu beş ay zarfı: döner dön- | — — Şu kada! STER etre mikâbı gaz istihlâk etmişsi ? gün zarfında ödeyiniz, diyi gön sürecek bir konsültasyondan sonra bir karar verebileceklerini söylemişler- dir. 74 hastabakıcı, ayni günde altı saat nde, garib bir titreme ile yatağa seril- n İNANMA! 1 olduğu için içeri girip saati masına rağmen dairenin kapalı bulun- da iz, bedelini İNANMA! dınlara da rastlıyoruz. Bunlar yetişmez- | ren kadınların gün geçtikçe çoğaldığı | t müddetini geçirmek Üzere Ot- | görüldüğü B İkinciteşrin 8 Sözün Kısası Atinanın ta/ılıyesı Ve kendimizi tenkid E Talu M atbuat diline doladı Hergün muhtelif gazetelerin, muhteli? sütunlarında, muhtelif puntolarla ay- ni havadis: Atinanın tahliyesi! — Edilmiş! — Edilamemiş!. — Edilecek!.. Sabah mahmurluğu, oruç keyfi, ak« şam yorgunluğu ile gazeteye sarılıp da nazarları oraya değen bir defa afallı « yor. — Allah Allah! Yunı Çıkmış da, haberi — Hayır! İs; detli bir yer sarsıntısı olacak. Koskoca şehir, durup dürürken - tahliye edilir mi? — Sakın bu, qu-rir"ıı’ kıyılarındaki bizim Atina Acaba su mu bastı? İlk önce akla gelen bu sualler olu « . gazetelerini baş fan savma okumağa alışık olup da, bir gün evvelki, havadisi bir gün sonra ta« mamile unutanların nakaratı. Bir de, ısıtılmış, bayat havadisten hazzetmiyenler var. Onlarda da, her defasında küfrün bini bir paraya! Yal nır bu yılan hikâyesinin mevzuuna m Hayır. Bizlere de hi çıkıyor. Kula. di : Otobüste, herifin biri du, Hem basıyor anistanda isyan tumdur; fakat fena halde sıkıldım. yağı ter ba: istenmiş de, ahkeme reddetm — Acaip! Y.ıb.ı' 1 bir 'devletin paytı tahtı ile bizim adliyemiz arasında ne münasebı — Atina para kaçırmış! — Süphan Benim bildiğim Atis naya para Atina para kaçırmaz. Gazetecil i subyan elinde ka Çocukle ha sarf ve nahiv bilmeden yazı yazmağa kalkışıyorlar! sa, ne ise ne, Â şehirdir. Hangi kızı, na Bu da uk ının mütalcaları Fakat artı epsine de gına geldi. Gerçekten, Yunanistanın payitahtı eş- kiya baskınır lığı1ı<n en kor! zeleler Ie onu hi g. Ni hn,e.ı..m.ı).u_xe adi bir muhabbe kadın tacirei facir kaçakçısıdır. O, zanaatini icra için dahi bu derece reklâma ihtiyac görmemişti. Türk kârileri bizlerden başka şeyler bekliyorlar: Kokana Atinanın salveri- Hp salverilmediği onlara vız geli: Artık bırakalım da, ne hali varsa, gör« sünl mevzuu bahsolan tellâh, bi i, bir para ve döviz Cami avlularındaki sergiler kaldırılacak Ramazan münasebetile Beyazıd nin avlusunda vücude getirilen sı tesbih, ağızlık vesaireden başka yiy ve içecek satılmaktadır. Belediye turizm müdürlüğü seyyah bakımından bu ser - ginin ve diğer camilerde bu gibi sergiler mevcudsa bepsinin derhal kaldırılmasını vakıflar idaresinden istemişi Kuml sese 1354 iindi Teşrin Arabi seza 1857 Kanım 8 Resm! sena 1933