i i Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda darağacı altında biten memuriyet hayatı : 133 SON. POSTA İ i a İRİ Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım Mezuri yahiyesine on yedi, on sekiz yaşlarında bir genç, müdür olarak tayin edilmişti. Karşıma çıktığı ve Dahiliye Nezaretinin tahriratını verdiği zaman onu müdürün oğlu veya kardeşi zannetmiştim Nahiyenin eşkiya elinden kurtuldu- ğunu, lâkin «ahvali sabıka dan dol müdürlerinden İ »ünasib olan her bi tle mazeret dermeyan et- übeli, ciddi ve cesur bir tayin ve izamı ımunu telgrafla dahiliye nezaretine i, tesa - düfen vali odasında bulunduğum esns- da on yedi, on sekiz yaşlarında göri nen, eski tabirile tam (şâb emred) bir genç içeriye dahiliye (o nezaretinin şu hriratını verdi: «Vilâyeti aliyeleri (o dahilinde bir| müddettenberi münhal olan (o Mezuri nahiyesi müdür ne idadi mezunla - rından ... efendi tayin ve izam olund- undan işe mübaşereli tarihinin işa - TL... Haline nazaran bu gencin, müdür değil, müdürün oğlu veya kardeşi o » Jacağını tahmin etliğim içi: — Ne zaman geldiniz, diye sordum. — Dün akşam. — Müd i — Hangi müdür efendim? — Bu tahriratla gelen müdür... Pe - der, yahud biraderini2? — Müdür bendenizim efendim. (Za- vallı genç bunları söylerken kızarmış" tı) — Ya! Mezuri nahiyesi müdürü siz- siniz, öyle ini? — Evet? — Mezuri nahiyesinin nerede ve »a- $il bir yer olduğunu biliyor musunuz? — Hayır, Musula ilk döfa < geliyo - Tum, — O halde size Musulda kalmak ü- zere bir hafta izin veriyorum. Hem is- tirahat ederek yol yorgunluğunu çıka- rimiz, hem de Mezuri nahiyesi hakkın- da biraz tahkikatta bulununuz! ür, teşekkür ederek, ar- p çıktı, git. Bir saat kadar sofra vilâyet naibi Said e- fendi ile konuşurken, oda kapisı öni de birisinin hıçkıra hıçkıra ağladığı işittim. Yaveri çağırıp sordum; ominki çocuk müdür, dedi, asa- Bıda jandarmalar ile görüşmüş, Mezu- ri vahiyesinin nasıl bir yer olduğunu öğrenmiş. Oraya gönderilmemesi için ağlıyor... Naib Lâzkiyeli Ezheri zade Said e- ferdi yavere sordu; — Bu ür, ben gelirken merdi - venlerden inmekte olan çocuk mu idi? — Evet! Said efendı bana döndü: — Efendim, dedi, koklansa ağzından henüz süt kokusu gelecek olan bu ço- cuk değil Mezuride, bu havalideki hiç bir nahiyede müdürlük edemez. Ken - disi, maiyetinde kullanacağı jandarma- Java bile tevdi edilemez. Günahtır. Bu- rada kalemlerden birinde istihdam bu- yurunuz. Hâlâ hatırımdadır: Mezuriye gön - 'dermiyeceğimi temin etmedikçe vallı gencin göz yaşları durmamıştı! —2— Petrol şirketi O-petrol (o yangını Abdülhamid TI nin pek muhterem şeyhleri. Musul vilâyeti yalnız petrol diyarı evvelce de izah olunduğu vechi- le, her türlü kıymetli (omadenlerin ve mübarek topraklarında inanılmıyacak bir bereketle yetişen mezruatın da di- yardır. Petrol erimiş bir altın gibi kıymet- Hi olduğu için, onun şa'şaalı şöhreti bu vilâyetin diğer tabil servetlerini gölge- de bırakmıştır. Bu emsalsiz vilâyeti asırlarca ih - ma! ederek kıymet biçilmez servetle - rinden; bitmez, tükenmez bir çok pet- rol'membalarından hiç istifade edeme- ! miş olmamızdan dolayı ne kadar esef ıletsek azdır. Musul petrolü denilince orada yal - nız bir nevi petrolün bulunduğunu ve bunun da Musul şehri civarında oldu- gunu zannetmemeli. Musula en yakın membalar hatırımda kaldığına göre şeh re yedi sekiz saat mesafede, Musulun mülhakatında ve hassaten Kerkük 1l - vası di ndedir. Vilâyet dahilinde mekşuf oOveya “İileride keşfedilecek petrollerin işletil - mesi imfiyazı daha evvel padişahın ba- zinei hassasına verilmiş, daha doğrusu hazinei hassaca alınmış (idi! Bun! senelik ikişer, üçer yüz lira bedel mültezimlere verilirdi. Pek ipti ir surette tasfiye edilmesinden dolayı fe- na kokan ve çok is yapan (bu petrol, yalnız çadır altında yaşayan aşiretler- le köylülere ve sokak fenerlerinde kul- lanılmak üzere belediyede on beş kilo gramlık tenekeleri 20 kuruş olmak fze- re satılırdı. Halbuki o zamanlar ayni mikdarda petrolü havi bulunan Batum gazla nın tenckesi İstanbulda on kuruş . Zati Sıngura (Baş tarafı 9 uncu sayfada) Fakirizm büyük, daha hayrete değer numaralar yapmak fırsatını veren bir| meslektir. (Türk Tiyatrocular Birliği) caat ettim. Bana delâlet ede - öylediler, Yardımlarile İs -.den çıkardıktan sonra ateşe tutarsanız! reğine tanbul halkına ciddi tecrübeler yapa - bileceğimi ümid ediyorum. Aletlerim geldiği zaman yapacağım tecrübeler &- rasında şunlar vardır: Adi bir masa üzerinde kesilmiş bir baş gözükecektir. Bu baş hakiki, canlı bir insana aiddir. Halk masayı ve kafa- yı istediği gibi muayene edebilir. Baştan başka vücudün hiç bir tarafı gözükmiyecektir. Masanın altı istenil - diği gibi aranabilir. Bu tecrübeyi yap- tığım başın sahibi kaç lisan bilirse, o isanda kendisine söylenilen bütün söz lere cevab verebilir. Bir hüner daha.. Kontrplâk bir san- dık. Kapısı açılarak içeri bir adam gi- recek. Halk tarafından muayene edil - dikten sonra kapanacak. Üstündeki bir delikten uzun bir değnek sokacağım. Sandığın her köşesinde (seyircilerden birer kişi bulunacaktır. Ben sandığin her tarafından içeri keskin kılıçlar sap- lıyacağım, Sandık açıldığı zaman içer- de kimse olmadığı görülecektir. Kılıç lar da birbirine girmiş vaziyette.. Kı - uçları çekip değneği kaldırdığım za - man içerde kaybolan adam tekrar ye rinde gözükecektir. Gene halk tarafından iyice muaye- ne edilmiş bir sandığa büyük bir torba içine bir adamı koyar ve kırk metre u- zunluğurdaki bir iple sandığı bağlatı- rum, Ben sandığın üzerine çıkarım. Bir, iki derim, üçü sandığın (içerisindeki söyler. O bunu söyleyinceye (kadar yerlerimizi değişmiş oluruz. O benim yerime gelir, ben torba içinde sandıkta bulunurum. Her tarafımı İyice (arayacaksınız, ceblerimi karıştıracaksınız, hiç bir şey olmadığına kanaat getirdikten sonra ne isterseniz, meselâ bir şişe (gazoz, bir bardak limonata, bir portakal, ne bile- yim pasta, ne arzu ederseniz size Çı - karır verebilirim, Alevler içinde beş dakika oturabili- rim. Bu Fakirizmin en mühim bir nu - marasıdır, — Söyliyebilir misiniz, esası nedir? — İrade kuvveti.. bu iradeye hâki - miyettir. Meselâ ağzıma ateş alıyorum. «Yanmıyacaksın!» diyorum. Ağzım yanmıyor. Kumun içine bir çeyrek sa- at başımı sokabilirim. Kızgın demiri vücudümün her tarafına sürtebilirsi - niz. Hiç bir şey hissetmem. Yakirizmin Batum veya Romanya (o petrolleri keleklerle Diyarbakırdan getirilirken Cezirede Hamidiye süvari alayları pa- şalarından Muammerir otuz sene- sini muhtelif cinayetlerinden (odolayı mahkümen Musul hapishanesinde ge - çirmiş şakilerden olan Musto tarafın- dan gasbolunduğu için, bir tenekesinin fiatı 60 kuruş idi. Na Şu gasp yalnız petrollere o mahsus değildi. Bütün ticaret malları ayni te - cavüze maruz idi. Şu halin de tesirile vilâyetin müna- sib bir yerinde bir (petrol Rafineriesi tesis ederek halkın, tabiatın bu mebzul lüfünden istifade etmelerine bir çare| İrimden biri olmuştu. Musulun ileri gelen bütün zengin - lerini davet ettim, Onlarla uzun uzun konuştum. Bu maksad için yalnız Os - manl: tebaası iştirak etmek şartile bir şirket teşkiline karar verdik, Vilâyet dahilinde en maruf sekiz omembadan nürauneler getirttim. (Arkası var) |, yeni bir rakib mu?, Onlara karşı nasıl bir irade me- selesi mevzuubahs olabilir?. — Üzerimde bulundukları müddetce yanmaları mevzuubahs olmaz. Bu zari İda tamamen mazrufa tâbidir. Üzerim- yanar. Yazımı ikinci sayfamızdaki bir sü - tunun adile bitiriyorum: İster inan, ister inanmal Nusret Safa Coşkun Cürün Eulmacası SOLDAN SAĞA: 1 — İlüve. 2 — Sakin olanlar. 3 — Kapıyı tufan demir. 4 — Beyaz - Nefi lâhikası - Bir nota, $ — İnanmak masdarından emri hazır - Oğuz han. 4 — Kolay kolay doldurulmıyan - 'Taan - nüd. 7 — Eklet - Bir nota - Nefer, 8 — Buzağının büyüğü 9 — Saatin küçüğü. “10 — Pişmiş yemek. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Derun. 2 — Dakikanın küçüğü. 3 — Bur. 4 — Nefer - İstifham nidası - Dahi, $ — Ziraat - Su taşıyan. 8 — Bu dahi - Çıkışın zıddı. 7 — istifham bldası - Bir nota - Beyaz. 8 — Yi. 9 — Bir çalgı, 10 — Kasabın sattığı, 1284 5 6 78910 — Peki ateşte elbiseleriniz yanmıyor! bulmayı düşünmek oradaki ilk işle -| Rumenler3üncü maçların! da dün 2-1 kaybettiler Beyoğluspor, gene canlı ve güzel oynadı. Rumenler birinci golü yer yemez bütün enerjisini kaybediverdi Dünkü maçtan heyeccis bir safha Romanyanın “Trikolor takımı üçüncü ma-| elitleri maçı ümidin hilltina Yugoslavi#* çını dün Taksim stadyomunda Beyoğluspor-|rın lehinde bitmiştir. lâ Ikinci defa revanş maçı olarak yaplı.! Belgrad takımı ilk devreyi 1 « 0 ga? Slad, tatl günü olmasına rağmen kalabalık | bitirmiştir. değildi, Pransıslar, ikinci devrenin başında bef Rümenler takımlarını Romanyadan ge - berlik sayısını yapmışlarsa da bir gol del tirttikleri üç oyuncu ile takviye ederek tam| yediklerinden maçı 2 - 1 kaybetmişlerdir. saat üçü çeyrek göçe alkışlar arasında sa- Em iz 5 haya çıktılar. Onları biraz sonra Beyoğlu- B k l porta (AK GL URAR Dr selden ugünkü maçlar sonra .. Tarıkın idaresinde oyuna baş- ergii landı. İlk hücumu Rumenler yaplı, Kaleye Sü ive 3 kadar inen top, Beyoğluspor imüdafaasında rr leyen yek kesildi, , İlk dakikalarda Rumenlerin üstüste yap- Na atasaray İz tıkları hücumlar Beyoğlunpar müdafaasını karşılaşıyor hayli müşkül vaziyetlere sokuyordu. Nite- kim oyunun 10 uncu dakikasında sağ açi -| İstanbul ig maçlarının allncı haftası © in an! olarak kaleye çektiği şüt, kale di-| yanları bugün Kadıköy ve Taksim stadif çarparak soliçin önüne geldi. O dal rında yapılacaktır. #ikı bir şütle topu kaleye savurdu, fakat #0Dİ Güneş ezipinin ligden çekilmesi üzerini bu sefer kaleciye çarptı ve kornere gitti. yapılması icab eden Beşiktaş - GÜ” Yirmi dakika devam eden Rumenlerin bu|neş maçı bittabi oynanmıyacaktır. tazyikından kurtulan Beyoğlusporlular ni-| Burün Kadıköy stadında yapılacak maf” hayet oyun Üzerinde tevarüin husule getir-İjar şunlardır: meğe muvaffak oldular ve mukabil hücum- 'opkapı - Hilâi pa ne iz a İm e Ligdeki amam ea yakın 0 eee ekli Ki ae lan bu takımların maçı dikkate gayandi” kalesine girdi. Bu golden müteessir olan) TOPK9P! Şimdiye kadar yaptığı Rumenler bütün güyretlerini sarfederex | nazaran daha ziyade ağır basacak bir mağlübiyetlen kurtulmağa | çallştılarsa da | de Pulunmaktadır. * muvaffak olamadılar've devre bir sifir Be- Fenerbahçe - Süleymaniye yoğlusporun galebes'le neticelendi. Bu sene lige hemen hemen yepyeni bi İkinci devreye Beyoğluzporlular başladı -İkadro ile başlayan Fenerbahçe için her baf“ lar, Rumenler birinci devredeki oyunlarını) ta yaptığı maçlar büyük bir hususiyet tai” kaybetmişler, gelişigüzel oynamağa (o başla-İ maktadır. di mığlardı. Beyoğlusporlular Ise rakiblerinin| Şişli ktâbünün iyi oyuncularla takımı? bu vaziyetinden istifadede gecikmediler Ye) takviye eden Süleymaniye Refik devrenin 15 İnci dakikasında Beyoğlaspor| idaresi altında yeni bir sistem ile çalışma” mubacimlerinden biri aradan aldığı pasılta ve son maçlarda nasarı dikkati çekece$ hüsnülstlmal ederek kalecinin müdahale et-| kadar iyi oyunlar göstermektedir.” i mesine rağmen Ikinci golü kaydetti Rumen-| İngilizlerin cen iyi müdafan hücumduf” ler bundan sonra büsbütün fena oynamağa| sisteminin aksine olarak azami müdafa& başladılar. Hasımları İsş kazandıkları bü| ya ehemmiyet veren Süleymaniyeliler, kuf” galebeyi elden kaçırmamağa gayret edi -İ veti rakibleri karşında bu tarzda oynuy”) yorlardı. Oyun Beyoğluparun ( hüğimiyeti |cakları için Fenerbahçe - Süleymaniye m8” altında devam ediyor, Fakat hücum hattı -İçı eski günlerdeki ehemmiyetini kazanmif” nın topu fazla ayaklarında tutmaları YÜ »| bulunacaktır. 4 günden gol atmak imkânını elde edemiyor-| Taksim stadında yapılacak maçlar #” lardı, Bir aralık bu tazyiklen kurtulan Ru- ö menler, Beyoğluspor kalesini tehdide baş-! Beykoz - İstanbulspor İ Renkleri kadar, oyun tarlarındaki ener “ ladılar. Nihayet hücumların &emeresini al- makta getikmediler. Sağdan gelen topu j merkez muhzeimleri kafa fe kaleye gön - a a a MN derdi. Top kaleye girerken Pern müdafii to- iie ele SUR pu ele kaleden çıkardı. Hakem bu harekete) ep o En ER battı içinn penaltı verdi, Rumen merkez muhaelminin | Sİ Gal ZİN a Vela lasaray - çektiği süt, Rumenlerin ilk ve son sayıları- nı kaydetmiş oldu. Oyun da biraz sonra Rümenjerin 2 - 1; mağlübiyetile neticelendi. Rumenler geçen defaki oyunlarından daha düzgün ve gürel oynadıkları halde hücum hattının kale ö - nünde beceriksiz hareketleri yüzünden mağ- Yübiyetten kurtulamamışlardır. Trikolor kugün Şişli ile karşılaşıyor Şehrimizde bugün dördüncü maçını yapa- câk olan Romanya takımı saat 1l de &on oyunu için Taksimde Şişli karşısına çıka - caktır. Pazar liğinde en Kuvvetli takımlar- dan biri olan Şişli, Üç defa maçını seyretti- Bi Romanyalılar karşısında iyi netice ala- bilecek bir haldedir. Askeri liseler voleybo! müsabakaları Dün Beyoğlu Halkevi salonunda asker! Mselerle deniz lisesi takımları arasında vo - Jeybol müsabakaları başlamıştır. Neticede Maltepe, Deniz Lisesi 15-11, 18-10, 15-3 galib gelmiştir. Kuleli de Bursalıları 15-9, 15-5, 15-8 yen- miştir , Belgrad muhteliti, Paris muhtelitini yendi Pariste karsılaşan Belgrad - Paris muh- Başta giden takımlarla puvan raziye müsavi olan Vefa, şimdiye kadar yapti oyunlarda clddi bir kuvvet olduğunu isb8f etmiştir. Ligdeki yerini muhafaza edebil ” | mek için Vefanın bugün maça büyük ehemmiyet vermiş olması Jâzim gelir. HÜ © | cum hattı da müdafaasından daha zi788f | kuvvetlidir. Bu mevsim ilk defa kadrosunu standar bir halde muhafaza eden Galafasaray yi mühim noktaya rağmen henüz muayyen oyun tarzına sahib olamamıştır, Galatasarayın o muvaffakiyeti midaf#* | hatlarının etemiyetli oynamasına bağlıdı” | Haftanı en gözel maçının bir sinir 0” | nu olacağına da hiç şübhe yoktur. Turan Tiyatrosu Hilk san'atkin Neşid