Bi goN gO vaym VP LARLOTT ADAĞ YAY T *” KA MN AE TT TUNYER GA TALRAR A TUT F SS ÇÇ UA GÜKNK FİYETARİAA P. B ae L A SĞ P Ç A l e G, Y e Ve Ya Beni tanır mısı - ©0z? Tanımıyor mu- Sunuz? Nasıl olur, Beni görünce pen - İ cereleri kaparsınız, sokakta iken saçak altına — kaçarsınız.. Şimdi tanıdınız m:? Gene tanıyamadınız ha.. Benim canım.. ben, yağmur.. Benim işim yağ - maâktır. Bazan ha - fif yağarım, — Ak » gmak ıslatan olurum. Bazan hızlı — yağa - tım, bardaktan bo - Şanırcasına olurum. Daha hızlı - yağdı - ğim — zamanlar da berkesin gözleri dört açılır. Tufan der- ke. Ahmak ısletan, bardaktan boşanan, tufan her ne ad verirlerse - versinler.. benim asıl adım yağmurdur. İnsanlar beni hem severler, hem de sevmezler, bazan havanın karardığını görünce: —— Of gene yâğacak! Diye üzüldüklerini belli Bazan da: — Yağsa da biraz serinlesek! Derler.. Gerçi insanların ne dedik - leri ne istedikleri pek belli olmaz. Of gene yağacak diyenler, yağdığım za ederler. yağdh. O yağmasaydı bugün bir alay misafir gelirdi! ış olmamdan memnuni - ın) açığa vururlar, Hele yağsın diye bekleyenlerse bir gün sa - bahtan akşama kadar yağarsam: — Eh artık bu da çekilmiyor. Diye aleyhimde — söylemediklerini bırakmazlar. Fakat ben bunların hiç birine oldırış etmem, — aldırış etsem, gözlerile yağıp yağmasam, ben de on - lar gibi kendimi şaşırmış olurum. Bir saniye yağar. bir saniye dururum. He- men bazan böyle haller de vaki olur. Bilmem dikkat ettiniz mi, bir tara- fa yağar, bir kilometre uz. mam. Beş dakika yağ dururum. İşte öy Jarın arzularıtı yeri mişimdir. Fakat bu hal pek enderı Ekseriyetle ben canım istediği zaman stemediği zaman bu.. Azizlik yapmaktan da çok hoşlanı- rım. Meselâ güzel bir — yaz günüdür. Herkes kırlara çıkmıştır. “Tam şöyle rahat rahat serpilecekleri bir zaman getirmek ELBBABAMIN — Al oğlum, istediğin yayla birçok ta ok. Bunlarla kimsenin bulunmadığı yerlerde oynamalısın. — Balık tutanlara bir oyun oyna- malı. Gerçi babam böyle şeylere kı- zar amma nereden duyacak, *|ba kut | yapmarn. Bilâkis yaptığım iyilikler sa- »| kururlar, dereler akmaz olurlar, gölle- mur diyor ki: |birdenbire yağmaya — başlayıveririm. Aruk bağıran mi istersiniz, kaçan mı, gürültü, patırdı eden mi? Onları bu halde görmek doğrusu beni çok gül - dürür. Kahkahalarımın ardı arkası gel mer.. | — Topların yıkamıyacağı kaleleri ya - pan, hiç bir kurşunun — delemiyeceği zırhları icad eden, yıldırımı, tele çek- menin usulünü bulan insanlar, a karşı da tedbirler almışlardır. Mu._.ım-: ba icad etmişlerdir. Lâstik pabuçlar i- |cad etmişlerdir. Bunları icad edı e kadar kurnazlarsa, ben onlardan da zımdır. Hele bir kere ıslatmak yapar yapa: altından, muşambanın y tik kenarından bir yer bulur girer, 1s- latırım. Bunları söyledim diye beni sakın fe jna bir şey sanmayın... Hayır hayır, ben İbiraz şaka yaparım amma, hiç fenalık yısızdır. | Evvelâ küçük iyiliklerden başlıya: yım.. Evlerin pencerelerini, sokakların taşlarını tertemiz yıkarım. — Hattâ en |temiz Insanların bile bir kere yıkama- yı akıllarına getirmedikleri evlerinin damlar ile yıkamayı ihmal etmem.. Bunlar küçük şeyler. Fakat bü leri var: Ben yağmasam otlar ağaçlar rin suyu biter, — Ne çıkar mı? Diyeceksiniz. İsterseniz bir tecrübe edeyim.. Herhalde bu tecrübede — ben kaybetmem, siz kaybedersiniz. SON:POSTA ŞG 3 ASA AYAY LA sam — onlar da ku - rurlar, Koyunlar i- nekler ot yiyeme - dikleri için açlıktan ölürler.. — Onlardan da fayda yok. Hem insanlar, $ her şeyden — ziyade içecek suya muh - taçdırlar. Benim yağmamam vüzün - den, derelerin, ğöl - lerin, —membaların suları da kesilirse, insanlar o zaman i - çecek su bulamaz - lar. Dedim ya.. Ben insanlara çok iyili - ği dokunan bir şe - yimdir. Bunu böyle bilin ve ikide bir: — Hay yağmaz olsaydı; Kurbağa yiyen nebat Bazı nebatların üzerlerine kon ı ufak böcekleri ve sinekleri yakalaşıp bunları öldürdüklerini belki duymuşsunuzdur. WB"' cins nebatlar, bu böcekleri, çıkardık - ları asldli bir mayile eritirler. Geçenlerde bir âlim bu nebatların en dehşetl'sini |keşfetmiştir. Bu nebat Amerikada yetiş - mektedir. Bir ufak kurbağa atıldığı za - man kurbağayı yakalamakta ve ezdik - |ten sonra eritmektedir. Resme dikkat e-| 'Ben yağmayınca, tarlalardaki e - kinler, bahçelerdeki sebzeler kuruyu- verirler. O zaman hne yiyeceksiniz.. ko- inekleri mi? Ben yağmaz. | yunları. SÖZÜNÜ — Babam, kimsenin bulunmadığı yer- de oyna dedi amma.. ben aldırmam, Şu ağaçtan bir elma düşüreyim, — Oltanın kılına nişan alırım. Şimdi tam zamamı, yayı çektim. Ök ta kılı kopardı. Balık tekrar suya düştü. DİNLESEYDİM — derseniz ayakları nebatın kestane kabu-| ğuna benziyen yaprakları arasına sıkış - mış ve ayakları dışarıda kalmış kurbağa-| iyı görürsünüz. — Elma, ağaç altında oturanın gözü- ne düştü. Kaçmaktan başka çare yok, yakalanırsak fena! İkincitesrin 5 Teyze — Yıldız, yeni açtığım yumur. tacı dükkânında satıcılığı sen yapa- caksın, Yıldız — Yumurta sandığının üze- rinde «taze yumurta» yazılı Yıldız. — Teyzem de reklâm yapmasını hiç bilmez.. hele ben yopa- Yıldız. — İşte bu vek- lâm yüzünden müşteri- Yıldız — Teyzem de buna çok sevinecek Teyze — Yıldız hele dükkönın önün- deki müşterilere bak, Teyze — Neve öyle bakın oukıp gü- lüvorlar, n" Teyze — Eyvah, felâket, bunu Yıldız Yıldiz — Ben de ne yapsam .yarana- yaptı hal *mam, Güzel reklâmı beğendiremedim. Karı koca, o gün Ürar e p gezmeğe çıkmışlar - İ7 —— &- Döğir kanığın » FALa€ daki bir yamaçda oturuyorlardı. Ka - rınları açıkmıştı. Karısı sofrayı ha - zırlarken erkek de su — getirmeğe git - mişti. z sonra döndüğü zaman ka- ÖŞ rısmı biraktığı yer- de bulamadı. Me - rTak etti: — Acaba karım bir yere mi saklan - dı. Yoksa ayağı ka- yıp — da denize mi düştü? Sağa bakındı gö- remedi, sola bakın - ! dı göremedi. Hâlâ da göremiyor. Ba - kalım bir kere de £ siz arayın. Görürse- niz bulunduğu yere bir işaret koyün ve resmi gazeteden ke- sip bize gönderin. — Keşki babamın sözünü dinleyip kimsenin bulunmadığı yerlerde oy- nasaydım. Gördünüz mü başıma ge- lenleri. Bir kişiye bir İş bankası kumbara - &ı, yüz kişiye de muhtelif hediyeler vereceğiz.. Bilmeceye cevab verme müddeti on bef gündür, Bilmece cevabını bize gönder diğiniz zarfın üzerine bilmece kelim? sini ve bilmecenin gazetede çıktığı tarihi yazmayı unutmayınız.